Madra Dağları
Madra Dağları ya da Madra Dağı, Ege Bölgesi’nin asıl Ege Bölümü ile Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara Bölümü’nün sınırlarında yer alır. Madra Dağı, Balıkesir ilinin İvrindi, Havran, Burhaniye ve Ayvalık ilçeleri ile İzmir ilinin Bergama ilçesi topraklarında yer almaktadır.[1]
Madra Dağları | |
---|---|
En yüksek noktası | |
Yükseklik | 1341 m |
Koordinatlar | Batı |
Coğrafya | |
Konum | Türkiye |
Jeoloji | |
Dağ türü | Sıradağlar |
Etimoloji
İsmi, "Ma-adra", ana tanrıça Ma'nın kocası(Adra) anlamına gelir
Jeomorfoloji
Bu dağlık alan, Kuzeydoğu-güneybatı istikametinde uzanır ve yaklaşık olarak 20 km'lik bir genişliğe sahiptir. Kuzeybatı sınırını Havran Çayı oluğu, güneydoğu sınırını Bakırçay oluğu, kuzey sınırını ise İvrindi Çayı çizmektedir. [2]
Başlıca jeomorfolojik unsurlar; Madra Dağı (Maya Tepe 1341 m.), Yaylacık Dağı (Yaylacıkdede Tepe 1220 m.), Kuzuluk Dağı (Geyikli Tepe 1062 m.) ile bu dağları çevreleyen tepelik alanlardır. [1]
Madra dağı eski bir kıvrım dağının temeli olup etrafı çepeçevre neojen göl tortulları, lav ve tüfleri ile kuşatılmış ve bunlar da aşınım sonucunda tepelik bir görünüm almıştır.[3]
Madra Dağı’nın kuzey uzantısı durumundaki Şap Dağı'nın yükseltisi 11O m'dir.
Madra Dağı’nın kuzey ve güney yamaçları arasında, Iitolojik yapı ve iklime bağlı olarak ortaya çıkan eğim farklılıkları gözlenmektedir. lntruzif bir kütle olan Kozak masifinin yer aldığı güney yamaçlarda ortalama eğim % IO kadarken, daha nemli iklim şartlarının hüküm sürdüğü ve metamorfik şistlerin yer aldığı kuzey yamaçlarda ortalama eğim % 15'e ulaşmaktadır, Kuzey yamaçlar, taban suyu seviyesi değişmelerine bağlı olarak vadilerle derin olarak yarılmıştır. Bu genç vadilerin derinliği, Çalkaya Deresi vadisinde olduğu gibi 350 metreyi aşmaktadır. Ortalama yamaç eğiminin % 25'in üzerine çıktığı vadilerin belirli yerlerinde, eski aşınım yüzeylerinin kalıntıları durumundaki küçük düzlükler ve az eğimli yüzeylere rastlamak mümkündür.[4]
Jeoloji
Madra Dağı, Bergama grabeni ile Edremit grabeni arasında yükselmiş olan bir horsttur. Bu horst, çevresindeki graben alanlarından normal faylarla ayrılmıştır ki bu faylar genel olarak kuzeybatı-güneydoğu doğrultusundadır. 1250 km²¹lik bir saha kaplayan Madra Dağı’nın merkezi kısmında yine aynı doğrultulu uzanan Kozak depresyonu adı verilen çukur bir alan yer almaktadır. [2]
Kozak depresyonu, genç tektonik hareketler sırasında Madra çayı yatağının bir süre kapalı kalması ve yeni yükselmiş bir eşik gerisinde akarsuyun alüvyonlarını biriktirmesi ile oluşmuştur.[5]
Madra Dağı, batısında yer alan Neojen yaşlı malzemelerle örtülü kıyı ovalarından, güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu fay hatlarıyla ayrılmaktadır. Dağ, güneydoğusundan da güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu bir fay hattı ile ayrılmıştır. Bu fay hattı, Bakırçay grabenini oluşturan tektonik çizgiye tekabül etmektedir.
Pliyosendeki son tektonik hareketlerin yol açtığı bölgesel yükselme ve yükselmenin oluşturduğu gerilim kuvvetleri, Ege grabenlerinin ve Madra Dağı’nın diğer kenar faylarını oluşturmuş, bu kuvvetler ayrıca iç kesimlerde de etkisini göstererek, kütlenin birçok tali bloklara bölünmesine yol açmıştır.
Uzanışı kabaca kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olan Maya Tepe (1344 m.), Madra Dağı’nın en yüksek tepesidir. Tepenin jeolojik yapısında granodiyoritler ve metamorfik şistler hâkimdir. Dağın zirve kesimlerini, gençleşme hareketlerinin bir sonucu olarak vadilerini bulundukları temele gömen akarsular tarafından derince yarılmış düzlükler oluşturmaktadır.
Kuzeydoğuya bakan yüz ise, Kocaçay’ın yukarı havzasını teşkil eden Kocageçit, Akbaba ve Çetindere tarafından derin vadilerle yarılmıştır. Dağın güneybatısı ise Kozak depresyonuna doğru yavaş yavaş alçalır. 450–500 metre yükseltiye sahip Kozak havzası dağın çekirdeğini oluşturan iri kristalli granodiyoritler üzerinde şekillenmiştir.[2]
Toprak
Alanda kireçsiz kahverengi orman toprakları çok yaygındır. Bölgedeki andezit, tüf, granodiyorit, metamorfik şistler gibi kayaçların kireç bakımından fakir olmaları ve tortul kayaçlardaki kirecin de yıkanma yoluyla topraktan ayrışarak uzaklaşması, bu tip toprakların oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Bu topraklar genellikle Madra Dağı’nda yıllık ortalama yağışın 700 mm’yi aştığı yerlerde ve 500 metre ile 1300 metre arasındaki yükselti kuşağında görülmektedir. İklim etkisi ile oluşmuş olan bu toprak grubu, ana kayanın özelliğine bağlı olarak farklı tekstür özellikleri de göstermektedir. Örneğin, Kozak havzasındaki granit ana kayasının üzerinde kum oranı yüksek ve tınlı-kum tekstürü gösteren kireçsiz kahverengi orman toprakları yer almaktadır. Bu tekstür yapısı ise fıstık çamının gelişimi için uygun ortam şartı sağlamaktadır.
Dağın, güneybatıya bakan yüzü Kozak depresyonuna doğru alçalmaktadır. Dağın bu yüzü, kuzey bakılı yamaçlara göre kuzeyden gelen rüzgârlardan yararlanamaz. Bu nedenle, kuzey yamaçlar kadar elverişli bir yetişme ortamı değildir. Tamamen granodiyoritlerden meydana geldiği için, granodiyoritlerin ayrışmasından oluşan kireçsiz kahverengi orman toprakları hâkimdir. Bunun yanında kahverengi orman, kireçsiz kahverengi, kırmızı kahverengi Akdeniz, rendzina ve kolüvyal topraklar mevcuttur. Alanın doğu ve batı kesimlerinde ise kahverengi orman toprakları yaygındır. Kireçli ana materyal üzerinde gelişen bu topraklar orta derecede humus içermektedir.[2]
Madra dağında geniş yer tutan andezit, dasit, tüf ve bazaltlardan oluşan volkanik arazilerde, bitki örtüsünün çeşitli nedenlerle taşınması sonucunda üst toprak aşınarak taşınmıştır. Bu sahalardaki toprak sürekli gençlik safhasında kalıp olgun bir profil yapısına ulaşamayan entisol-inceptisol grubundan volkanik litosollerdir.[6]
İklim
Madra kütlesinin zirveler hattı, Ege ve Marmara havzalarını ayıran su bölümü hattıdır. Bu nedenle, kütlenin kuzeydoğusu, Karadeniz ve Marmara üzerinden gelen nemli hava kütlelerinden yararlanabilmektedir. Buna karşılık, güneybatısı tamamıyla Akdeniz iklim şartlarının etkisi altındadır. Ayrıca bakı, yükselti, yer şekilleri ve denizel etkilere bağlı olarak iklimsel koşullarda alansal farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Örneğin Madra Dağı kuzeyden gelen hava kütlelerinin etkilerine açık olması ve kıyı kuşağına göre iç tarafta yer alması nedeniyle Akdeniz ikliminden farklı olarak, kuzeyden gelen hava akımlarına maruz kalabilmekte ve kıyı kuşağına göre yaz-kış sıcaklık farkları daha yüksek olmaktadır. Yine dağın batı kesimi burada yer alan Ege Denizi’nin etkileri nedeniyle daha ılıman bir iklime sahipken; dağlık alanın doğu kesimi denizel etkilerden uzaktır.
Dağın en yüksek noktası olan Maya Tepe’de yıllık ortalama sıcaklıklar 10◦C’nin altına düşmektedir. Benzer durum yağış miktarına da yansımaktadır. Yıllık ortalama yağış miktarları Ayvalık’ta 641,8 mm, İvrindi’de 574,9 mm ve 500 metre yükseklikte bulunan Kozak’ta ise 946,5 mm’dir.
Madra Dağı’nda iklim genel olarak Akdeniz yağış rejimi ile benzerlik gösterir. Yaz mevsimi en kurak mevsimken; yıllık yağış miktarının yarısından fazlası kış mevsiminde düşmektedir. Yaz mevsiminde yağış miktarı yok denecek kadar azdır. Bölgenin en yağışlı ayı aralık, en kurak ay ise ağustostur.
Ana hatları ile Akdeniz iklimi hâkim olsa da yerel şartlar dikkate alındığında dağın kuzey-kuzeydoğuya bakan yamaçlarında Karadeniz ikliminin, güney ve güneybatısına bakan kesimlerinde ise Akdeniz ikliminin etkileri görülmektedir. [2]
Hidroloji
Madra Dağı zengin ve sık bir akarsu ağına sahiptir. Bölgede dağlık alandan kaynaklarını alıp çevreye doğru ışınsal şekilde gelişmiş olan radyal akarsu ağı mevcuttur. Kuzeyden Havran, batıdan kıyı ovaları ve güneyden Bakırçay grabeniyle çevrelenmiş olan Madra Dağı kütlesi, kuzeyindeki 550 metrelik bir eşik vasıtası ile Kazdağı silsilesinin bir kolu olan Şapdağı’na bağlanmaktadır. Bu eşik aynı zamanda Ege havzası ile Marmara havzasını ayırmaktadır. Bölgenin yağış rejimine paralel olacak şekilde burada yer alan akarsuların akım değerleri kış aylarında artmakta ve yaz aylarında en düşük seviyelere inmektedir.
Havran Çayı Ege havzasına, Kocaçay ise Susurluk aracılığı ile Marmara havzasına aittir. Geniş bir su toplama havzasına sahip olan Havran Çayı, Tuzla yakınlarından Edremit Körfezi’ne dökülür. Madra Dağı kütlesinin kuzeydoğu yamaçlarından kaynaklanan Kocaçay da burada geniş bir alanın sularını toplayarak kuzeydoğuya doğru akar ve Manyas Gölü’ne dökülür.
Dağın zirve bölgesindeki aşınım seviyelerinden kaynaklanan Madra Çayı asıl kaynağını ağız kısmına en uzak noktada olan Madra Dağı’nın güneybatı yamaçlarından alır. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda akmaya devam ederek Kozak kütlesinin sularını toplar ve burada Kozak Çayı adını alır. Kozak havzasından çıkarak bir boğaz içine giren akarsu, bu kesimden itibaren denize boşaldığı yere kadar kısmında ise Madra Çayı olarak adlandırılır. Madra Çayı, Altınova’dan sonra bir delta oluşturarak Ege Denizi’ne ulaşır. Madra Çayı üzerinde sulama amaçlı inşa edilmiş olan Madra Barajı 1999 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. Baraj sayesinde Altınova’da bulunan tarım alanları sulanmaya başlanmıştır. Dağın güney kesiminin sularını ise Bakırçay’ın İlyas Dere, Kestel Deresi, Bergama Deresi ile Geyikli Dere kolları toplar ve Bakırçay aracılığı ile Çandarlı Körfezi’ne dökülür. Madra Dağı, çevresindeki yerleşmeler için önemli su kaynaklarına sahiptir. Dağın, kuzey yamaçlarının suları Kozak Çayı tarafından; batı ve kuzeybatı yamaçlarının suları Karadere tarafından drene edilmektedir. [2]
Bitki Örtüsü
Bakı şartlarına bağlı olarak alanın kuzey ve güney bakılı yamaçlarındaki bitki örtüsü önemli değişkenlik göstermektedir. Akdeniz iklim şartlarının daha baskın olduğu güney yamaçlarda, yükseltiye bağlı olarak kızılçam, fıstık çamı ve karaçam ormanları geniş alanlar kaplamaktadır. Buna karşılık daha nemli iklim şartlarının hâkim olduğu kuzey yamaçlarda ise karaçam ve kestane ormanları bulunmaktadır.
Madra Dağınnın kuzeydoğusunda ise 350–400 metre yükseltilerde kızılçamlara karaçamlar karışmaktadır. Adacıklar halinde bulunan kestane ormanları burada yer alan bazı köylerinin ekonomik geçim kaynağı durumundadır.
Güney yamaçta bulunan Kozak havzası çevresinde fıstık çamlarının yaygın olmasını sadece iklim koşulları ile açıklamak yeterli değildir. Alandaki bu bitkinin varlığı sıcaklık isteği yanında toprak isteği de ilişkilidir. Kozak havzasındaki granodiyorit ana kayası üzerinde gelişmiş olan kumlu topraklar fıstık çamı için uygun ortam koşuludur. Yörede 850 metre yükseltiye kadar bulunan fıstık çamlarının toplam alanı yaklaşık 43 bin hektardır. Düzenli bir bakıma sahip olan fıstık çamı sahalarında çoğunlukla orman altı floraları ortadan kaldırılmıştır.
Kozak havzasında fıstık çamları dışında kalan bitki örtüsü değerlendirildiğinde; bu alandaki aslî bitki örtüsü büyük ölçüde tahrip edilmiş olduğundan, alan, orman örtüsünden mahrumdur. Bu yörede sadece çalı formasyonu varlığını koruyabilmiştir.
Bakı ve yükselti faktörleri, kuzeydoğulu yamaçlarda elverişli bir yetişme ortamı oluşmasına imkân verdiği için Madra Dağı’ndaki en gür bitki örtüsüne burada rastlanılmaktadır. Kuzey yamaçlar daha fazla nemlidir ve eğimlidir; eğimli yamaçlar ise tamamen karaçam ve kestane ormanları ile kaplıdır. Bu yamaçta 750 metreye kadar olan kesimde hâkim elemanı meşelerin oluşturduğu ve aralarına önemli ölçüde gürgen, kestane ve karaçamların girdiği karışık bir orman formasyonu ile kaplıdır. 500 metreden 1300 metreye kadar olan kademede karaçamlar yer almaktadır.
Eğimli yamaçların fazla olması buradaki tarım alanlarını sınırlamıştır. Tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştığı sahalar, vadi yamaçları ve sırtlar üzerindeki eski aşınım yüzeyi kalıntılarıdır.
Madra Dağının batı kesimi genelde kuru ormanlar sahasıdır. Dağın denize bakan batı yamaçlarında, kıyıdan yaklaşık 450 metre yükseltiye kadar monokültür halinde zeytin ziraatine ayrılmıştır.
Güneybatı yamaçlarda ise meşe ormanları bulunmaktadır.
Orman örtüsünden mahrum olan Madra Dağı’nın zirveler kesimi ise hafif dalgalı düzlükler halindedir. Zirve bölgesi çoğunlukla geven, kekik, ada çayı ve az sayıdaki katran ardıçlarından oluşan, kurakçıl ve cılız bir bitki topluluğu ile kaplıdır. Dağın zirveler kesimi orman yetişme sınırları içerisinde olmasına rağmen, orman örtüsünden mahrumdur. Dağınık şekilde rastlanan az sayıdaki meşe ve karaçamlar zamanında dağın yüksek kesimlerinde de ormanın mevcut olduğuna işarettir.
Madra Dağı’nda bitki örtüsünün tahrip edilmesinde, çevredeki yerleşim birimlerinde yaşayan insanların ekonomik aktivitelerinin payı büyüktür. [2]
Kaynakça
- Uzun A., Somuncu M., (2013), "Madra Dağı ve Çevresinin Arazi Örtüsü/Kullanımındaki Zamansal Değişimin Uzaktan Algılama Yöntemi ile Değerlendirilmesi", Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:30.
- Uzun A., (2014), "Sürdürlebilir Kalkınma Kapsamında Madra Dağı'nın Doğal ve Beşeri Kaynaklarının Değerlendirilmesi", (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi/ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
- Darkot, B., Tuncel M., (1995), "Ege Bölgesi Coğrafyası", Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul.
- Köse A.," Madra Dağı Kuzey Yamaçlarında Yaylacılık", Atatürk Üniversitesi, Erzurum.
- Güngördü E., (2003), "Türkiye'nin Coğrafyası", Asil Yayın Dağıtım, Ankara.
- Gülersoy A.E.,(2008), "Bakırçay Havzası'nda Doğal Ortam Koşulları ile Arazi Kullanımı Arasındaki İlişkiler" (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.