Mora Seferi (1458)
Mora Seferi II. Mehmed'in Mora Yarımadası'nı Osmanlı Devleti topraklarına katmak için düzenlediği iki askerî harekâtın birincisi.
Mora Seferi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Bizans-Osmanlı savaşları | |||||||
Fatih Sultan Mehmed | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Osmanlı İmparatorluğu | Mora Despotluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
II. Mehmed Zağanos Paşa Turahanoğlu Ömer Bey |
Dimitrios Paleologos Thomas Paleologos |
Kesin Osmanlı zaferiyle biten bu ilk seferin sonucunda yarımadanın kuzeyi doğrudan Osmanı topraklarına katılmış, ayrıca Mora Despotluğu geri kalan toprakları için vergi vermeye devam etmek zorunda kalmıştır.
Bununla birlikte; gerek söz konusu verginin ödenmemesi gerek ortak idareyi yürüten iki despot arasındaki anlaşmazlıklar önce Zağanos Paşa'nın (1459) harekâtını, ardından ise bizzat Fatih Sultan Mehmed'in ikinci seferini (1460) gerektirmiş ve yarımada birkaç Venedik kalesi haricinde tümden Osmanlı topraklarına ilhak edilmiştir.
Seferin öncesi
Mora Despotluğu, Bizans İmparatorluğu'nun İstanbul dışında kalan tek toprağı olup, II. Mehmed'in 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'u fethinden sonra da son Bizans hanedanı Paleologos'ların hüküm sürdüğü son ülkeyi teşkil ediyordu.
İstanbul'un kuşatılmasında önce II. Mehmed 1452 yılında Mora Yarımadası'ndan İstanbul'a gidebilecek herhangi bir yardımın önünü kesebilmek için Turahan Bey ve oğulları Ömer Bey ve Ahmed Bey'i akıncı birliklerinin başında bölgeye göndermişti. İlk ikisi bölgenin mukavemetini etkisiz hale getirirken Ahmed Bey dönüşünde Dervenaki'de pusuya düşülerek esir edilmişti.
Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul'un düşmesi (1453), İmparatorluğu daha önce yöneten Kantakuzinos hanedanının son üyelerinin Despotluğun yönetimini Paleologos'lardan almayı denemelerine fırsat verdi. I. Dimitrios Kantakuzinos'un torunu Manuil Kantakuzinos, Mora'da yerleşik Arnavutların da yardımıyla 1453-1454 yıllarında bir ayaklanma başlattı. 1454 yılında Ömer Bey ayaklanmayı bastırdığı gibi, kardeşi Ahmed Bey'i de kurtardı. 1454 yılının sonbaharında çıkan ikinci bir ayaklanma ise bizzat Turahan Bey tarafından bastırıldı.
Yarımadanın asayişe kavuşması beklenirken bu defa Mora'yı yöneten iki despot Dimitrios Paleologos ve Thomas Paleologos arasında iç savaş patlak verdi. Bu süreçte, Mora Despotluğu bağlı bulunduğu Osmanlı Devleti'ne ödemekle yükümlü olduğu vergileri de geciktirdi.
1454 yılından beri dikkatini daha ziyade Sırbistan ve Arnavutluk'a yöneltmiş olan II. Mehmed; (1) Mora Despotluğu'nu tabiyet koşullarını yerine getirmediği için cezalandırmak, (2) iki despot arasındaki çekişme nedeniyle bölgeye hakim olan asayişsizliği sonlandırmak ve (3) Bizans İmparatorluğu'nun son kalıntılarını ortadan kaldırmak amacıyla Mora'ya sefer düzenlemeye karar verdi.
Sefer
Fatih Sultan Mehmed 15 Mayıs 1458'de Türk ordusunun başında İstanbul'dan ayrılarak Edirne ve güney Makedonya üzerinden Teselya'ya indi ve Thermopil ve Plataea üzerinden Heksamilyon Surları'na (Kerme) ulaştı. Burada bir kısım birliklerini Korint'in (Gördes) kuşatılması için ayıran Fatih, ordusunun ana kısmıyla güneye doğru ilerleyerek Nemea'yı aldı ve Filius'a ilerledi. Bu kalenin Arnavut komutanı Duksias direnmeye karar verince, Fatih diğer müstahkem mevkiler düşünce buranın kendiliğinden teslim olacağı düşüncesiyle ileri harekâtına devam etti ve Tarsos'u zaptetti. Ardından Akova ve Rupele kalelerini teslim aldı. Pazanike'den geçerek Tegea'ya ulaştı ve Paleo Muhli'yi kuşatarak fethetti. Paleo Muhli'nin fethinden kısa bir süre sonra daha kuzeyde Türk birliklerince kuşatılmakta olan Korint de düştü.
Paleo Muhli'de Mora Despotlarının elçilerini kabul eden Fatih, Dimitrios Paleologos'a şimdiye kadar ordusuyla geçtiği tüm bölgelerin artık Osmanlı Devleti'ne ait olduğu, Dimitrios'un topraklarının geri kalanı için cizye ödemesi gerektiği mesajlarını iletti. Patras merkezli Thomas Paleologos'tan ise topraklarının derhal teslimini istedi.
Despotlar bu koşulları değerlendirirken, Fatih Sultan Mehmed ordusuyla batı-güneybatı yönünde ilerleyerek Thomas Paleologos'un hakim olduğu Kalavrita ve Patras'ı ele geçirdi, batısındaki bölgeleri yağmalattı ve doğuya dönerek Korint Körfezi'nin güney kıyısı boyunca Korint'e doğru ilerledi. Yolu üzerindeki müstahkem mevkilerden Vostiça'yı da zaptetti. 6 Ağustos'ta ise Korint'in karşısındaki Akrokorint de Türk ordusunun eline geçti.
Mora Despotları Fatih Sultan Mehmed'in tüm koşullarını kabul ettiler. Bunun üzerine, Fatih Sultan Mehmed Osmanlı topraklarına kattığı bölgelerde Turahan Bey'i bir yeniçeri garnizonuyla birlikte bırakarak yarımadayı terketti.
Atina'nın Osmanlı topraklarına katılması
II. Murad'ın 1446 yılındaki Mora Seferi'yle Osmanlı Devleti'nin Atina Dükalığı (bu dükalık 1204 yılındaki IV. Haçlı Seferi sonrasında Bizans topraklarının paylaşılması üzerine kurulmuş bir Latin devletçiğiydi) üzerindeki hakimiyeti pekişmiş ve Fatih Sultan Mehmed'in Mora seferine kadar bu durum sürmüştü. Dük Antonio II. Acciaiuoli öldükten sonra yönetimi dul eşi Chiara Zorzi devraldıysa (1451) da Atinalılar kendisini benimsemedi. Düşes Zorzi, aşık olduğu Venedikli asilzade Bartolome Contarini'yle (karısını öldürmesi koşulunu yerine getirdikten sonra) evlenince (1453) Atinalıların nefreti daha da arttı ve Fatih Sultan Mehmed'e şikayette bulundular. Müdahale eden Fatih, Düşes Zorzi'yi azletti ve Edirne'ye çağırdı; Antonio II. Acciaiuoli'nun yeğeni Francesco II Acciaioli'yi dük olarak atadı. Yeni dük tahta çıktığında mazul Düşes Chiara Zorzi'yi idam etti ve Bartolome Contarini'yle aralarında bir ihtilaf başladı. Fatih Sultan Mehmed'de kangrenleşen bu sorunu kökünden çözme gayesiyle Turahanoğlu Ömer Bey'e Atina'yı padişah adına zaptetmesini emretti. Turahanoğlu Ömer Bey Francesco II Acciaioli'ye Padişah adına Teb ve Beoti vilayetlerini vadederek Dük'ü hazineleriyle birlikte çekilip gitmeğe kolaylıkla ikna etti. Fatih Sultan Mehmed barışçıl yöntemlerle ele geçirilen Atina'yı (Akropolis'i ve limanını) Mora seferinden dönüşünde ziyaret etti.
Fatih, Atina'dayken Mora'nın iki despotunu akdedilen sulh üzerine yemin ettirmek ve Dimitrios Paleologos'un kızını kendisine istemek için Ekim ayında bir elçi gönderdi. Despotlar yemin ettiği gibi, Dimitrios da kızı Helena'yı verdi.
Sefer sonrası
II. Mehmed ordusuyla başkentine dönerken 1459 yılında yeniden Sırbistan'a odaklandı. Başkent Semendire ve arta kalan diğer küçük kalelerin fethiyle Sırp toprakları Osmanlı Devleti'ne katılırken Sırp Prensliği de tarihe karıştı (sadece Belgrad ve çevresi Macaristan Krallığı'nın elinde kalmıştı).
Bununla birlikte Mora'daki karışıklıklar 1459'da da devam etti. Fatih'in 1458 yılındaki seferinden daha büyük zarar görmüş olan Despot Thomas, diğer despot Dimitrios'un hakim olduğu bölgelere taarruz edip bazı kaleleri ele geçirdiği. Bununla da yetinmeyen Despot Thomas Osmanlı topraklarına da saldırdı.
Bunun sonucunda Fatih Sultan Mehmed sorununu nihayetlendirmek üzere 1460 yılında ikinci kez Mora seferine çıkmaya karar verdi.
Dış bağlantılar
- "Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.3, s. 36-406 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- "An Historical Geography of the Ottoman Empire: From Earliest Times to the End of the Sixteenth Century", Donald Edgar Pitcher Brill Archive (1973), s. 86
- Setton, Kenneth M.; Hazard, Harry W., (Edl.) (1975). A History of the Crusades, Volume III: The Fourteenth and Fifteenth Centuries (İngilizce). Madison ve Londra: University of Wisconsin Press. ss. 272-274. ISBN 0-299-06670-3.