Simülasyon argümanı
Simülasyon argümanı (simülasyon hipotezi veya simülizm), gerçekliğin bir simülasyon olduğunu ve bu simülasyonun içinde olanların bunun bir simülasyon olduğunun farkında olmadığını ileri sürer. Bu konsept René Descartes'in Uğursuz Şeytan'ını anımsatır ama daha fütürist bir simüle gerçeklik önerir. Aynı kurgusal teknoloji tek veya bütün halinde Uzay Yolu, Karanlık Şehir, The Thirteenth Floor, Matrix, Aç Gözünü, Vanilla Sky, Gerçeğe Çağrı, Başlangıç ve Tron gibi bilimkurgu filmlerinde işlenmiştir.
Konseptin kökeni
Geçmişte gerçekliğin bir illüzyon olduğuna dair uzun felsefi ve bilimsel teoriler öne sürülmüştür. Bu şüpheci hipotez, Descartes'in ikiselliğini destekler ve Bertrand Russell'ın fenomenizm görüşü ile yakından ilişkilidir. Daha dar çerçevede bilimkurgunun ve son zamanlarda fütüristik çalışmaların önemli bir konusu haline gelmiştir. Transhümanizm çalışmalarıyla Nick Bostrom da bu konu üzerinde durmuştur. Simülasyon argümanı özellikle transhümanizm alanında ciddi akademik tartışmalara[1] konu olmuştur.
Simülasyon argümanı halihazırdaki halini 2003 yılında Nick Bostrom'un yayınladığı bir makale ile alır. Bostrom, argümanın şüpheciliğin ötesinde olduğunu savunur ve "..elimizde dünya hakkında bazı alternatif iddiaların doğru olduğuna inanmazı sağlayacak kadar yeterli ilginç ampirik veri mevcut.." derken alternatif iddiadan kastın bir simülasyon dünyasında yaşadığımız gerçeği olduğunu söyler.[2] Bostrom ve diğer yazarlar simülasyon argümanının geçerli olduğuna dair ampirik verilerin mevcut olduğunu öne sürer. Bu konsept aynı zamanda teolojide Omphalos hipotezi ile de ilişkilidir. Bostrom'un üç önermeli durumu aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir:
Teknolojik olarak çok gelişmiş "insan sonrası" bir medeniyet muazzam güçlü işlem gücüne sahip olacak. Bu ampirik veriye dayanarak, simülasyon argümanı aşağıdaki üç önermeden en az birinin doğru olduğunu söyler:
- insanlık çok üstün bir teknolojik çağa ulaşmadan yok olacaktır;
- teknolojik olarak üst düzeylere ulaşan medeniyetlerin hiçbiri bizim evrimsel tarihimizi simüle etmekle ilgilenmeyecektir;
- neredeyse kesinlikle bir bilgisayar simülasyonunda yaşıyoruz.
Eğer (1) doğru ise o zaman insanlık, çok üstün teknolojik bir çağa geçemeden yok olacak. Eğer (2) doğru ise, ileride yaşayacak üstün medeniyetler arasında geçmişte yaşamış atalarının simülasyonunu yapmaya istekli bir birey bulunmayacaktır. Eğer (3) doğru ise, biz şu an kesinlikle bir simülasyonun içerisinde yaşıyoruz. Eğer şu an bir simülasyonda yaşamıyorsak, atalarımız çok üstün bir teknolojiye ulaştılar fakat herhangi bir simülasyon programı hazırlamadılar.
Chalmers, bunun şüpheci bir hipotezden çok metafiziksel bir hipotez olduğunu söyler.[3] Chalmers, üç ayrı hipotezi birleştirip gerçekliğin bir bilgisayar simülasyonu olduğunu öne süren Matrix Hipotezini tanımlar:
- Yaratılışçılık hipotezi, yani "fiziksel uzay-zaman ve içeriği, fiziksel uzay-zamanın dışındaki varlıklar tarafından yaratıldı."
- Bilgisayımsal hipotez, yani "uzay-zaman boyunca gerçekleşen mikrofiziksel süreçler arka plandaki sayısal süreçler tarafından işletilir."
- İkisellik, yani "zihin fiziksel uzay-zamanın dışındaki süreçlerle işletilir ve algısal girdileri fiziksel uzay-zamandan alıp tekrar oraya gönderir."
Eski Yunan
Şüpheciliğin kökeni M.Ö. 5. yüzyıla kadar dayanır. Parmenides "Doğa Üzerine" (Helence: περὶ φύσεως, Transliterasyon: Peri Physeōs) adlı eserinin "Hakikatin Yolu" bölümünde, fiziksel dünyanın günlük gerçekliğe bakışının yanlış olduğunu ve dünyanın değişmeyen, yenilenmeyen ve yok edilemeyen bir bütün olduğunu ileri sürer.
Simülasyonda yaşamanın neticeleri
Filozoflar, bir simülasyonda yaşıyor olduğumuz varsayımına dayanarak, bu simülasyonun yaratıcıları hakkında hipotezler geliştirdiler. York Üniversitesinden Peter S. Jenkins bir simülasyon yaratmak için birkaç sebebin olabileceğini öne sürer; bir simülasyonun başka bir simülasyon yaratmasını engellemek için ilk simülasyon silinir. Tahminlere göre 2050 yılında simülasyon yaratma teknolojisine sahip olacağımızdan ondan sonrasıyla ilgili uzun dönemli planlamalar abes[4] olacaktır. Bu durumda şu soru gündeme gelir; simülasyonun yaratıcıları simülasyonu neden silme ihtiyacı duyacaklar? Daha da önemlisi, eğer içinde yaşadığımız evren simüle edilen pek çok evrenden biriyse, simülasyon argümanı istatistiksel olarak simülasyonun yaratıcılarının da simülasyonun içinde olduğunu kabulle onlar için de geçerli olur.
Kaynakça
- Bostrom, N. , 2003, Are You Living in a Computer Simulation?, Philosophical Quarterly (2003), Vol. 53, No. 211, pp. 243-255.
- http://www.simulation-argument.com/faq.html
- Davis J. Chalmers The Matrix as Metaphysics Dept of Philosophy, U. o Arizona
- http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=929327