Transhümanizm
Transhümanizm, insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin artırılması, yaşlanma ve hastalanma gibi arzu edilmeyen veya gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslararası bir entelektüel ve kültürel harekettir. Transhümanist düşünürler, bu amaçla insan geliştirme tekniklerinin ve yüksek teknolojinin kullanılması imkânlarını ve muhtemel sonuçlarını tartışırlar.
Transhümanizm |
---|
İdeoloji serisinin bir parçası olan |
Dalgalar |
Abolitionism · Demokratik transhümanizm Ekstropiyanizm · Ölümsüzlükçülük Liberteryen transhümanizm Postcinsiyetçilik · Birlemecilik Technogaianism |
İlgili maddeler |
Transhüman Transhümanist sanat Kurguda transhümanizm Transhümanizmin ana hatları |
Kuruluşlar |
Uygulamalı Öngörü Ağı Alcor Yaşam Uzatma Vakfı Amerikan Kriyonik Topluluğu Kriyonik Enstitüsü · Öngörü Enstitüsü İnsanlık+ · Ölümsüzlük Enstitüsü Birlemecilik Enstitüsü |
Transhümanizm teriminin ilk kullanılış tarihi 1957’ye kadar uzansa da terimin çağdaş anlamı 1980’lerde California tabanlı bir grup gelecek bilimcisi, bilim adamı ve sanatçının o zamana kadarki gelişmeleri düzenleyip transhümanist hareketi oluşturmasıyla başlar. Transhümanist düşünüler insanın sonuçta çok gelişmiş yeteneklerinden ötürü posthuman (post insan veya insan ötesi) adını almayı hak edecek olan bir varlığa dönüşeceği öngörüsünde bulunurlar.
Son derece büyük bir değişime ve dönüşüme uğramış bir insanlık geleceği düşüncesi dünya çapında çok sayıda taraftarla beraber çok değişik bakış açılarından eleştiriyi de beraberinde getirmiştir. Transhümanizm bir yandaşı tarafından “insanoğlunun en cüretkar, cesur, yaratıcı ve idealist amaçlarını temsil eden bir hareket “ olarak tanımlanmıştır. Bu hareketin bariz bir karşıtı ise onu “dünyanın en tehlikeli fikri” olarak tanımlamıştır.
Tarih
“Transhümanist Düşüncenin Tarihi” isimli makalesinde filozof Nick Bostrom, söz konusu akımın yeni yetenekler kazanmayı ifade eden antik temellerinin mitsel düşüncede yerini bulduğunu belirtir. Ne var ki, Bostrom bu akımın daha sonraki evrelerini Rönesans ve Aydınlanma Çağı’na dayandırır. Marquis de Condorcet ise insan ömrünün uzatılmasında Tıp biliminin kullanılması gerektiğini savunan ilk kişidir. Benjamin Franklin de hızlı ilerleyen bilimin bir sonucu olarak bütün hastalıkların ortadan kaldırılmasından ve yaşlılığın engellenmesinden bahsetmiştir. Transhümanist kavramların 20. yüzyılda doğrudan ve etkili bir habercisi ise John Burdon Sanderson Haldane’in 1923 yılında yayınladığı makalesi Daedalus: Science and the Future ‘dır. Haldane bu makalesinde genetik ve diğer gelişmiş bilimlerin insan biyolojisine sağlayacağı büyük faydalardan söz etmiştir.
Biyolog Julian Huxley ise bilindiği kadarıyla transhümanizm kelimesini ilk kullanan kişidir. 1957’deki bir yazısında Huxley transhümanizmi, “insan olarak kalan fakat kendisini aşarak insan doğasının yeni imkânlarını, yine kendi doğası için keşfeden insan” olarak tanımlamıştır. Böyle bir tanım 80’lerden günümüze gelen transhümanizm tanımından ise oldukça uzaktadır.