Sulesi
Sulesi (Gürcüce: სულესი; translit.: “sulesi”), tarihsel Şavşeti bölgesindeki yerleşim yerlerinden biridir. Bugün Artvin ilinin Şavşat ilçesinde yer alır. Yukarı Sulesi ve Aşağı Sulesi olarak ikiye ayrılıyordu. Bu köylerin adları 1925’te Yukarı Koyunlu ve Aşağı Koyunlu olarak değiştirilmiştir.
Köyün adı
Bugün Aşağı Koyunlu ve Yukarı Koyunlu adını taşıyan köylerin bilinen en eski adı Sulesi’dir. Büyük bir olasılıkla Gürcüceden (სულესი) Türkçeye Sules olarak geçen bu adın kökeni ve anlamı konusunda bilgi yoktur. Bununla birlikte Türkçe bir yer adı olmadığı için 1925’te değiştirilmiştir.
Sulesi de Sules-i Ulya (سولیس علییا : Yukarı Sulesi) ve Sules-i Süfla (سولیس سفلا: Aşağı Sulesi) olmak üzere ikiye ayrılıyordu.[1] 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda bölgeyi ele geçiren Ruslar köyün adını Sulyez (Слуез) olarak kaydetmişlerdir.[2] Rus idaresi altındayken 1904’te Şavşeti ve Klarceti’yi dolaşan Niko Mari köyün adını Sulesi / Sulisi olarak yazmıştır.[3]
Tarihçe
Tarihsel Tao-Klarceti'nin bir parçası olan Şavşeti'deki yerleşim yerlerinden biri olan Sulesi'nin kuruluşu hakkında bilgi yoktur. Bununla birlikte Balvana-Sulesi (Yukarı Sulesi) sınırları içinde kalan manastırın muhtemel kuruluş tarihinin 10. yüzyıla kadar gitmesi, köyün çok eski yerleşme olduğunu göstermektedir.[4] Bu dönemde Sulesi, Gürcü yönetimi sınırları içinde yer alıyordu. 11. yüzyılın sonlarında Büyük Selçukluların egemenliğine girdi. Daha sonra birleşik Gürcistan Krallığı sınırları içinde kaldı. 13. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Gürcü atabeglerin yönettiği Samtshe Atabeyliği (1268-1625) bir parçası olan Sulesi’yi 16. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlılar ele geçirdi.
Uzu süre Osmanlı idaresi altında kalan Sulesi’yi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Ruslar ele geçirdi. 1886 nüfus sayımında Ruslar Sulesi köyünü Aşağı Sulyez (Нижний Сулез) ve Yukarı Sulyez (Верхний Сулез) olarak kaydetmişlerdir. İki köy de Rus idaresinde Artvin sancağında (okrug) Şavşat-İmerhev kazasına (uçastok) bağlı bir köydü. Bu tarihte Aşağı Sulesi’de 176, Yukarı Sulesi’de 165 kişi yaşıyordu. Sadece Aşağı Sulesi’de 10 Gürcü vardı; nüfusun geri kalanı Türk olarak kaydedilmişti.[2] Rus idaresi sırasında bölgeyi gezen Niko Mari, Agara köyüne (bugün Meşeli köyünün mahallesi) giderken Masurati Deresi üzerindeki köprüden geçtikten sonra yarım saatlik bir yol gidip Aşağı Sulesi’ye vardığını yazar. Niko Mari’nin verdiği bilgiye göre buradaki köylerin evlerin çoğu, ahşap iki katlı ve balkonluydu. Çatı örtüsü olarak tahta kullanılmış, ama çatı tahtalarını sağlamlaştırmak için çivi çakılmamış, üzerine taşlar konmuştu.[3]
Sulesi, I. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Rusların bölgeden çekilmesinin ardından hukuken, 1918-1921 arasında bağımsız olan Gürcistan sınırları içinde kaldı. 1921'de, Kızıl Ordu'nun Gürcistan'ı işgali sırasından Ankara Hükümeti tarafından Sulesi'nin de içinde yer aldığı bölge önce fiilen, ardından 16 Mart 1921'de Sovyet Rusya'yla imzalanan Moskova Antlaşması'yla Türkiye'ye katıldı.[5]
1922 nüfus cetveline göre Yukarı Sulesi'de 44 hanede 266 kişi, Aşağı Sulesi'de 44 hanede 272 kişi yaşıyordu. İki köyde bu tarihte Merya nahiyesine bağlıydı.[6] 1925'te Aşağı Sulesi'nin adı Aşağı Koyunlu, Yukarı Sulesi'in adı Yukarı Koyunlu olarak değiştirildi. 1926 nüfus sayımına göre Aşağı Koyunlu'nun nüfusu 292 kişi, Yukarı Koyunlu'nun nüfus ise 304 kişiden oluşuyordu.[7]
Tarihsel yapılar
Sulesi ile Balvana köyü sınırlarında büyük bir olasılıkla 10. yüzyılda inşa edilmiş bir manastır bulunmaktadır. Köyün merkezinin 1,8 km doğusunda, bir kayanın dibinde yer alan manastır, ana kilisenin dışında başka yapılar da barındırmaktadır. Kayaya yapışık, büyük boyutta, birkaç katlı binanın yemekhane olduğu tahmin edilmektedir. Bu yapının yukarısındaki mağara oyukları da muhtemelen keşiş hücreleri olarak kullanılıyordu. Bugün Balvana Manastırı ya da Sulesi Manastırı olarak adlandırılan manastırın eski adı ve kuruluş tarihi bilinmemektedir, ancak mimari özelliklerine bakarak 10. yüzyıla ait olduğu ileri sürülmektedir. Manastırın Grigol Hantsteli’nin Yaşamı adlı elyazmasında adı geçen Tba Manastırı olabileceği yönünde görüşler vardır. Ana kilise tek nefli bit yapı olup bugüne büyük ölçüde sağlam ulaşmıştır. Kayaya yaslanmış biçimde inşa edilmiş olan kilisenin alt tarafında mezarlık bulunmaktadır.[8]
Kaynakça
- Muvahhid Zeki, Artvin Vilayeti Hakkında Malumatı Umumiye, 1927, s. 161.
- "kazası (1886 Yılı)" (Rusça)". 26 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2020.
- Niko Mari, Şavşeti ve Klarceti Gezi Günlükleri (Gürcüce), Batum, 2015 (Birinci basım: 1911, Petersburg, Rusça), s. 105, ISBN 9789941434112.
- Tao-Klarceti - Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, 2018, Tiflis, s. 15, ISBN 9789941478178.
- Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt, s. 41.
- Taner Artvinli, Artvin Yer Adları Sözlüğü, 2013, s. 66, 272, ISBN 9786055708856.
- Muvahhid Zeki, Artvin Vilayeti Hakkında Malumatı Umumiye, 2010 (Birinci basım 1927), s. 189, ISBN 9789944197526.
- Tao-Klarceti - Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, 2018, Tiflis, s. 15, 158, ISBN 9789941478178.