Türkçenin verintileri
Türkçenin verintileri, Türkçeden diğer dillere geçen kelimelerdir. Verintiler birçok dilde vardır ve bunlar, Türkçenin temas şekline ve derinliğine bağlı olarak değişik yoğunluktadırlar.
Kültürel etkileşimin temel taşıyıcısı olan dil, etkileşimi sağlamıştır. Bu kültürel etkileşimde Türkçe, tarihî dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun coğrafyasında 14. yüzyıldan itibaren merkezî bir yere sahiptir. Türkçe, bölgedeki birçok dili etkilemiştir.[1] Söz konusu tarihî etkiye çağdaş dönemde bazı yeni verintiler de söz konusu olabilir.
Örnekler
Türkçeden birçok diğer Balkan diline söz geçişi olmuştur. Bunun yanında, verildiği kadar yüksek oranda olmasa da Türkçe de Balkan dillerinden bazı sözleri almıştır. Aşağıda verilen örnekler ilgili dilin imlası ile Türkçe alıntı sözleri göstermektedir. İlgili dildeki bazı harflerin Türkiye Türkçesi alfabesindeki karşılığı: j= y, č/ć = ç, š = ş, q = ç/k arası, ë = ı, ll = l, ă = uzun a, đ = c, dž = c, ž = j. Ünlü Türkolog Günay Karaağaç’ın “Türkçe Verintiler Sözlüğü” adlı eserinde örneklendirilen verintiler bazıları şunlardır:
Arnavutça: çarşaf (çarshaf, çarçaf), bakır (bakër), pamuk (pambuk), bahçıvan (bahçevan), yorgan (jorgan), kalay (kallaj), yelek (jelek), çekiç, boza (bozë), fincan (filxhan), direk, kaymak (kajmak), teneke (teneqe), mahalle (mahallë), dolap (dollap), usta, deve, çadır (çadër), çelik, kafes (kafaz, kafez) vb.
Boşnakça: kaşık (kašika), çakal (šakal), döşek (dušek), barut (barut), bakır (bakar), çeşme (češma), şeker (šećer), kilim (ćilim), köfte (ćufte), kebap (ćebap, ćevap) çelik (čelik), sandık (sanduk), kireç (kreč), bayraktar (bajraktar), peşkir (peškir), kantar (kantar), nene (nena), aralık (araluk), kapı (kapija), mezarlık (mezarluk), kalıp (kalup), saksı (saksija), beşik (bešika), avlu (avlija), oklava (oklagija), yular (ular), turşu (turšija), ambar (hambar), meydan (megdan) vb.
Bulgarca: böbrek (bıbrek), boya, kayısı (kaysiya), cıva (jivak), badem, kerpiç (kirpiç), pamuk, pazar, kova (kofa), kestane (kesten), kahve (kafe), katır, kalay, kule (kula), aba, kasap (kasapin), aptal, çorap, tütün (tyutyun) vb.
Hırvatça: bakır (bakar), baklava, cıva (živa), alet (alat), helva (halva), boya (boja), nar, kaymak (kajmak), böbrek (bubreg), yoğurt (jogurt), cep (džep), çorap (čarapa), bakraç (bakrač), katran, karanfil (karanfil), çırak (cirak), balta, makas (makaze), ada, burgu (burgija) vb.
Makedonca: para (пари / pari), lale, saat, böbrek (бубрег bubreg), cezve (џезве đezve), boya (боја boja), bakır (бакар bakar), biber (бибер biber), tütün (тутун tutun), çay (чај čaj), kule (кула kula), maymun (мајмун majmun), kerevet (кревет krevеt), kalay (калај kalaj), bayrak (бајрак bajrak), kapak, budala, törpü (турпија turpija), çoban (чобан čoban) vb.
Rumence: kayısı (caisă), çizme (cizma), yoğurt (iaurt), çarşaf (cearşaful), tütün (tutun), ibrik (ibricul), pamuk (bumbac), raf (raft), sabun (săpunul), tarife (tariful), kapak (capac), dolap (dulapul), yeniçeri (ienicer), bre, çorap (ciorapul), maymun (maimuţa), kaldırım (caldarăm), karagöz (caraghios), fildişi (fildeş), soba vb.
Sırpça: böbrek (bubreg), bakır (bakar), börek (burek), çekiç (čekić), pamuk, kule (kula), nar, sabun (sapun), alet (alat), sac (sač), tepsi (tepsija), çelik (čelik), boya (boja), başıbozuk (bašibozuk), çadır (šator), akşam (akšam), boğaz (bogaz), damar, bolluk (buljuk), sucuk (sudžuk), gümrük (đumruk), çardak (čardak), saat kulesi (sahat kula), lokum (ratluk, rahatlokum), binbaşı (bimbaša), kese (kesa), delibaş (delibaša), kuyumcu (kujundžija), oluk vb.
Not: Temsil amaçlı olduğu için, çeşitli Balkan dillerindeki sözlere dair yukarıdaki örneklerin arttırılmasına gerek yoktur.
Kaynakça
- Günay Karaağaç, Türkçe Verintiler Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2008, LXXIV+957 s. 28 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ISBN 978-975-16-2021-7