Trasumennus Gölü Muharebesi
Trasumennus Gölü Muharebesi (MÖ 21 Haziran 217 - Jülyen takvimine göre nisan ayı) İkinci Pön Savaşı'nın başlıca muharebelerinden birisiydi. Hannibal komutasındaki Kartacalılar, Konsül Gaius Flaminius komutasındaki Romalıları mağlup ettiler. Muharebe askeri tarih alanının en geniş ve en başarılı pusularından birisi olarak kabul edilir.
Trasumennus Gölü Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
İkinci Pön Savaşı | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Kartaca | Roma Cumhuriyeti | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Hannibal | Gaius Flaminius † | ||||||
Güçler | |||||||
55,000 asker[1] | 30,000 asker[2] | ||||||
Kayıplar | |||||||
2,500 ölü ve "çok sayıda" savaş yaralarından kaynaklanan ölüm[3] | 15,000 ölü[4] |
Giriş
Romalılar, Sempronius ordusunun MÖ 218 Aralık ayındaki Trebia yenilgisinden sonra büyük bir telaşa ve hayal kırıklığına düşerek acilen kuzeyden gelen tehdite karşı planlar yaptılar. Sempronius Roma’ya döndü ve Roma Senatosu gelecek yıl için yeni konsül seçimlerini karara bağladı. Yeni yılın konsülleri Gnaeus Servilius Geminus ve Gaius Flaminius, seçilen konsül için icra edilmesi gereken ritüeller yaklaşan tehdit altında yapılmaksızın Roma Senatosu tarafından Roma’dan ivedilikle ayrılmaları istenildi.[5] Senato Servillius'u Scipio'nun yerini almak üzere, Flaminius'u ise Sempronius’un ordusundan kalanların yerine komutan olarak yetkilendirdi. Her iki ordu da Trebia yenilgisi nedeniyle güç kaybettiklerinden dört yeni Roma lejyonu oluşturuldu. Bu yeni güçler, eski ordudan kalanların tümüyle birlikte iki konsül arasında paylaştırıldı. .[6] Ticinus ve Trebia Muharebelerinden sonra, Flaminius’un ordusu Apeninlerin batı girişini kapatmak üzere bulunduğu Arimium'dan güney batıya doğru inerek Roma’nın yakın savunmasını yapmak üzere kendisini hazırladı. Servilius yeni oluşturulan ordusuyla Adriyatik kıyısı boyunca muhafaza yapmak üzere onun Ariminum’daki yerini aldı. Hannibal her nereden geçmek isterse bir Roma ordusu ile karşılaşacaktı ve en azından iki ordu arasında sıkışacaktı.
Hannibal şu an Bologna ve FloransayI bağlayan otobanın bulunduğu güzergahın yerindeki, Etruria (bugünkü Toscana)'ya giden batı yolunu seçti. Kabarmış Arno Nehri boyunca bulunan bataklıkları geçti ve Arretium' un batısına saparak buradan Flaminius kampının güneyinde bulunan Cortona' ya ulaştı. Böylece, Hannibal Roma'ya giden yolda Flaminius' un önünü kesmiş oluyordu. Bu hareket yan tarafını Roma saldırısına karşı açık bıraktığından oldukça riskli bir manevra olmasına rağmen Hannibal, Flaminius'un kuzeydeki Arretium'dan gelen diğer ordu ile birleşmesinden önce O' nu savaşa çekmesi gerektiğini hesaplıyordu.
Şimdi Hannibal Flaminius’u Arritium'da geçmiş bulunuyordu. Roma'ya veya doğuya yönelme olasılığı görünüyordu. O, doğu yönündeki Perusia (Perugia) ya ilerlemeyi devam ettirdiğindenden Flaminius onu izlemeye başladı. Ancak Kartaca süvarilerinin önden giden tetkik birliklerine saldırması riski nedeniyle arayı yakın tutmaktan kaçındı ki böylece Romalılar Hannibal'ın tam olarak ne yapmakta olduğundan habersiz kaldılar.
Flaminius, ülkesinin baştanbaşa harap edilmesi ve Roma’da artan siyasal eleştiriler nedeniyle kesin bir rövanş almakta istekliydi, nihayet Hannibal’a karşı yürüyüşe geçti. Flaminius, aynı Sempronius gibi sabırsız, aşırı güven ve kendini kontrol etme eksikliği içindeydi.[7] Danışmanları O’na, Servilius onlara katılana dek esas kuvveti hazırda bekletirken Kartacalıları taciz etmek üzere sadece bir süvari birliği göndermesini ve ülkenin daha ötelerine yerleşmelerini engellemesini tavsiye ettiler. Ancak aceleci Flaminius ile tartışmak olanaksızdı. Livy diyor ki: “Göstermelik önlemlerdense, konseydeki tüm diğer kişiler güvende kalmasını tavsiye ettiler, kendilerine katılıncaya kadar meslektaşını beklemesini, birleşmiş cesaret ve konsüllerle savaşı kazanabileceklerini söylediler… Flaminius bir öfkeyle muharebe yürüyüşünü işaret etti."[8]
Muharebe
Taktiksel yer değişimi
Hannibal, Trasumennus Gölüne ulaştığında, burada pusu kurmak için çok uygun bir yer bulunduğunu gördü. Flaminius' un kampını toplayarak peşinden takip etmek üzere harekete geçirdiğini ve yaklaşan muharebeyi işaret eden savaş hazırlıkları yaptığını öğrenmişti. Malpasso yolu geçildiğinde Trasimene'nin kuzey tarafı boyunca yoğun ormanla kaplı tepeler bulunmaktaydı. Hannibal, bu dar geçide herhangi bir katılımı tümüyle görebileceği gölü sınırlayan tepelerin etekleri boyunca kamp kurdu. ve geceyi birliklerini muharebeye hazırlayarak geçirdi. Hannibal oluşturduğu hattın güneybatı yönüne ağır piyadelerini (İberyalılar, Keltler, Afrikalılar) hafif yükseltili biçimde yerleştirdi. Burada, Romalılar beklenen pozisyona ulaştıklarında sol kanat ucundan saldırıya yetecek kadar bol bir alana sahip olmuşlardı.[9][10] Süvariler ve Galyalı piyadeler, romalıların geçide ilk girişi noktaları ve Roma hattının doğu ucu olacak biçimde ağaçlık vadinin içlerinde saklandılar. Böylece üstten ve doğudan bu ucu da kapatmış olacaklar ve Romalıların geriye doğru dönüş yapmalarını engellemiş olacaklardı. Ardından, ağaçların altında saldırı işareti gelinceye kadar iyice saklanmaları talimatını vererek hafif birliklerini düzlüğü gören yükseltiye paralel biçimde aralıklı öbekler halinde yerleştirdi. Ek olarak, muharebenin başlamasından önceki gece adamlarına Romalıları kendilerinin gerçekte bulundukları yerden çok öteye ulaşmış olduklarını zannettirecek kadar yeterli bir uzaklıkta olan Tuoro'nun tepelerinde kamp ateşlerini yakmalarını istedi.
Olaylar
21 Haziran sabahı, Roma birlikleri gölün kuzey ucundan doğu yönüne doğru yürüdüler. Flaminius, savaşmak isteğinde adamlarını aceleyle ve sık biçimde bir sütun düzenine sokarak ilerletti. Hannibal küçük bir birliğini bir dizi halindeki Roma güçlerini birbirinden ayırmak üzere ileri bir hat oluşturmaları için ön hatların ilerisine doğru yönlendirdi. Romalılar göl ve tepeler arasındaki sisli dar geçişten ilerleyerek gölün kuzeyindeki düzlüklere ulaştıklarında topyekûn bir saldırının başladığını işaret eden trampet sesleri gümbürdemeye başladı.
Kartaca süvari ve piyadesi gizlendikleri ağaçlık tepelerin eteklerinden hızla aşağıya ulaştılar, geçişin batı ucundaki giriş alanını kapattılar. Bu ani ve habersiz saldırı altında kalan Roma hattı üçe bölündü. Şaşkın ve manevra yeteneğini yitirmiş Romalılar bir savaş düzeni oluşturamadılar ve açık düzende bir anda yumruk yumruğa bir savaşın içine düştüler. Batı ucu Kartaca süvarisinin saldırısına uğradı ve bu baskıyla diğer iki grubun herhangi bir desteğini imkânsız bırakacak biçimde gölün içine doğru çekildiler. Merkezde, Flaminius'un içinde bulunduğu grup Hannibal'ın Galyalı güçlerine karşı yerlerini korudular ama üç saat süren mücadeleden sonra güçten düştüler.
Dört saatten daha kısa bir süre içinde Roma ordusu imha edildi. İleri kol hafif bir saldırıya maruz kaldı, artlarındaki felaketi açık bir şekilde gördüklerinde, önlerini batı yönünde kapatan birliklerin üzerine ve ormanın dışına doğru çıkış yaptılar. Başlangıçtaki Roma kuvveti yaklaşık 30.000 askerdi. Bunlardan 15.000 kişisi muharebe esnasında öldürüldüler veya gölün içinden bir çıkış yapma çabasına iken boğuldular. Flaminius'un kendisi ise Galyalı Ducarius tarafından öldürüldü. Diğerlerinden 10.000 kişi yönlerini değişik biçimlerde Roma'ya doğru çevirdiler ve kalanlar esir alındı. Hannibal'ın kaybı 2.500 kişi ile daha sonradan savaş yaraları nedeniyle kaynaklanan ek ölümler oldu.[11] Kaçan 6.000 Romalı Maharbal'ın silah ve zırhlarını teslim etmeleri halinde güvenli bir çıkış vaadi ile ele geçirildi. Ancak teslim olma anlaşmasına bir riayetsizlik olarak Hannibal bunları köle pazarlarına gönderdi.
Roma’nın başındaki felaket Trasimene'de sona ermedi. Bir ya da iki gün içinde il yöneticisi (propraetor) Gaius Centenius'un 4.000 kişilik gücü ile bir karşılaşma oldu ve yok edildiler.
Sonuç
Hannibal, başarıyla planlayarak uyguladığı dev ölçekli bir pusu ile bir başka zafer daha kazandı. Yenilgi haberi Roma’ya ulaştığında Roma’da büyük bir korku oluştu ve Quintus Fabius Maximus Roma Senatosu tarafından diktatör olarak atandı. Maximus “Fabian Stratejisi” adı verilen, bir açık alan muharebesinden kaçınarak sayıca kalabalık birliklere küçük çapta yıpratma amaçlı taciz saldırılarının uygulandığı bir çatışma yöntemi ortaya çıkardı ki bu yöntem Roma yeni birlikler toplayana kadar bir zaman kazanma amacını da içeriyordu. Hannibal, ertesi yıl Fabius’un diktatörlüğünün sonlandırılarak Paulus ve Varro’yu konsül seçilmesine kadar Apulia’ya ilerleme ve saldırmakta büyük ölçüde serbest bırakıldı. Bunun ardından, MÖ, 2 Ağustos 216’da Roma’nın İkinci Pön Savaşı boyunca en kötü yenilgisi olarak değerlendirilen Cannae Muharebesi yapıldı.
Kaynakça
- Battle of Lake Trasimene, M.R. van der Werf, Ground Warfare: H-Q, ed. Stanley Sandler, (ABC-CLIO, 2002), 486.
- Battle of Lake Trasimene, M.R. van der Werf, Ground Warfare: H-Q, 486.
- Livy, Ab Urbe Condita (book) XXII.7.3-4 (citing historian Quintus Fabius Pictor who fought in and wrote on the war)
- Livy, XXII.7.2-4 (citing Pictor)
- Livy, Ab Urbe condita, XXI.64
- Livy, Ab Urbe condita, 21.63
- Polybius, The Histories, 3.80
- Livy Urbe 22.3
- Livy, Ab Urbe condita, 22.4.
- Polybius, The Histories, 3.83.
- Livy, Ab Urbe condita, 22.7 (citing Pictor)