Uplistsihe
Uplistsihe (Gürcüce: უფლისციხე; anlamı, "lordların kalesi"), Doğu Gürcistan'daki antik yontma taş kentidir. Şida Kartli bölgesine bağlı Gori şehrinin 10 km doğusunda konumlanmıştır.
Kura Nehri'nin yüksek kayalıklı sol kıyısında inşa edilmiştir. Erken Demir Çağı'ndan Geç Orta Çağ'a kadar uzanan zaman aralığından eserler bulunur. Ayrıca Anadolu ve İran'da kullanılan çeşitli yontma taş kültürlerinin eşsiz kombinasyonları ile dikkat çekicidir, pagan ve Hristiyan mimarisinin varlığını bir arada görmek mümkündür.[1] Uplistsihe altın çağını yaşadığı dönemde, 700'den fazla mağara ve taş yapıya ev sahipliği yapmaktaydı. Günümüzde bu yapılardan sadece 150 tanesi ulaşmıştır. Uplistsihe mağara kompleksi, 2007'den beri UNESCO Dünya Mirası programına dahil edilmek üzere geçici listede bulunuyor. Ayrıca 3 Ekim 2007 tarihinde Gürcistan'ın Ulusal Öneme Sahip Taşınmaz Kültür Anıtları listesine eklenmiştir.[2]
Etimolojisi
Kent antik dönemden beri "Uplistsihe" adıyla anılmaktadır. Orta Çağ Gürcü tarihçileri, yerleşim yerinin adının Mtshetos'un oğlu ve Kartlos'un torunu Uplos'tan geldiğine inanmakta, ve bu kaynakların gerçekliği arkeolojik materyallerle doğrulanmaktadır. Bu bilgiye dayanarak, bilimsel literatürde Uplistsihe adı Uplos ile ilişkilendirilmektedir. Bununla birlikte, en popüler kaynaklarda, "Uplis" kelimesinin "hükümdar" ile ilişkili olduğunu gösteren başka bir hipotez daha vardır: Uplistsihe (Gürcüce: უფლისციხე) - «Lordların kalesi».
Tarihi
Uplistsihe, arkeologlar tarafından Gürcistan'daki en eski şehir yerleşimlerinden biri olarak tanımlanmaktadır. Kartli Antik Krallığının (veya Klasik dönem yazarlarının kullandığı adıyla İberya) kalbinde olmasından dolayı stratejik bir konuma sahiptir, ülkenin siyasi ve dini merkezi olarak ortaya çıkmıştır.
4. yüzyılın başlarında Kartli'nin Hristiyanlaştırılmaya başlamasıyla birlikte, Uplistsihe, Hristiyan kültürünün yeni merkezlerine (Mesheti ve sonrasında Tiflis) karşı önemini kaybetmiştir. Ancak, Uplistsihe, 8. ve 9. yüzyıllarda Tiflis'in Müslümanlarca fethi sırasında Gürcülerin kalesi olarak yeniden ortaya çıkmıştır. 14. yüzyıldaki Moğol baskınları, kentin en büyük çöküşüne işaret ediyordu; şehir neredeyse terk edilmiş ve yalnızca düşman saldırılarına karşı geçici bir sığınak olarak kullanılmıştır.[1] Kent, 19. yüzyılda terk edilmiştir.
20. yüzyılın ortalarına kadar çeşitli betimsel çalışmalarda bahsedilen Uplistsihe'de, 1957 yılında sistematik bilimsel çalışmalar başlamıştır. O zamandan beri, kentin mimarisi ve arkeolojisi, S. Amiranaşvili ve T. Sanikidze yönetimindeki "Gürcistan Ulusal Sanat Müzesi keşif gezisi grubu" tarafından incelenmektedir. Çalışma sırasında eski yerleşimler temizlenmiş, ek betonarme yapıların yardımı ile bazı yapılar güçlendirilmiş ve ek betonarme yapıların üstleri örtülerek görüntü kirliliği yapmaları engellenmiştir. 1977-1978 yıllarındaki gezide, anıtın güney tarafındaki dağ geçidinde, yüzeyden altı metre derinlikte, kentteki ilk yaşam döneminin gizli hazinelerinin bulunduğu önemli keşifler yapılmıştır. Bu eserler Gürcü müzelerinde sergilenmektedir. Keşif, şehir hayatındaki yaşam koşullarını aydınlatmış ve Uplistsihe'deki kült nesnelerinin amacı hakkındaki bir dizi varsayımı doğrulamıştır. Yerleşimin doğu bölgesinin bazı kısımları, gelecekte araştırmalar yapılması için keşfedilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Uplistsihe hazinesi
Hazine, konturları yerleştirilememiş kil zeminli bir yapıda gizlenmiştir; zemin tamamen altın kaseler, küpeler ve çeşitli kolyeler ile kaplanmıştır. Ayrıca en üstte çok büyük boyutlarda üç tabak bulunmaktaydı: tabaklardan biri üçgen palet şeklindedir, diğer ikisi ise nilüfer resimleriyle süslenmiştir. Tabaklar kuşkusuz bir şekilde hazine sandığının üzerini örtmekteydi, ve sembolik olarak gökyüzünü temsil ediyordu (tabaklardaki lotus çiçeği, hurma yaprağı süsü ve rozetler sembolikti). Tabaklardan oluşan bu lüks katmanının altında, özel önemi ve amacı olan nesneler saklanmıştı. Sandıktaki tüm eşyalar (bronz çanlar, hayvan parçaları, minyatür seramik kaplar, çıngırak, kuş figürü şeklinde şekillendirilmiş kutsal sıvı püskürtücü ve terrakotta) kuşkusuz bir şekilde ritualistikti. Sandıktaki heykelcik, Katlanihevi'nin ana tanrıçasını sembolize etmekteydi. Bu heykelcik, Yunan koreoplastisinin merkezi Tanagra'dan, bu heykellerin Helenistik dünyaya yayıldığı yerden ithal edilmiştir. Tanagra'dan gelen örnekler kısmen korunmuştur, ama bu figürlerden biri Uplistsihe'deki en güzel eserlerdendir.
Aynı odada, sandığın yanında, farklı çaplarda (170, 130, 47 ve 39 cm) büyük tahta tekerlekten oluşan dört demir tekerleğin kalıntısı vardır. İlk ikisi katı metal iken dövülen tekerlekler, büyük anahtar toplar (5 cm çapında) ile süslenmiştir. İnce demirden yapılmış, tekerleğin küçük jantlarındaki süslemeler, tekerlekteki süslemeleri tekrar etmektedir. Diğer iki tekerlek ise düz altıgen halılar ve anahtarlarla süslenmiştir. Bu tekerleklerin tamamı hasar görmüştür. Tekerlekler bir araca ait olamazdı, çünkü farklı çapları vardı ve pratik olarak kullanılamayacak boyutları ve dış dekorasyonları vardı. Gürcistan'ın dağlık bölgelerinde hürmet edilen tekerlek, güneşin ve ana tanrıçanın sembolü olarak kabul edilirdi. Tekerleğin bu kadar değerli olması, dört sayısıyla ilişkili olması ve daire şekliyle de bağlantılı olabilir. Bunun şaşırtıcı bir örneği, dört eş merkezli daireden oluşan Escher Cromlech (MÖ 2. bin yılın ilk yarısından kalma) adlı eserdir. Bu bilgiye dayanarak, Uplistsihe'de bulunan dört tekerleğinin, paganların taptıkları şeyleri sembolize ettiği varsayılmaktadır: güneş, ay, sabah yıldızı ve kentin koruyucu yıldızı. Buradakilere benzer ama daha küçük seramik formdaki simgeler, günümüze kadar gelmiştir. Bu simgelerin özellikle Uplistsihe ve Katlanihevi'de çok sayıda örneği bulunmaktadır.
Antik dönem
Arkeolojik verilere göre, Uplistsihe ikinci binyılın sonunda veya MÖ ilk binyılın başında bir ibadet merkezi haline gelmiştir. Tunç Çağında insanların bu bakire toprakları keşfetmesiyle kurulan ibadet merkezi, aslında bölgenin üç kilometre batısındaki Katlanişevi kentinin yerine kurulmuştur. Katlanişevi tepesinde, Tunç Çağından eserler bulunmuştur. MÖ 2. veya MÖ 1. binyılın başlarında, Katlanişevi'de şiddetli bir yangın çıkmasıyla beraber, Demir Çağı'nın başlamasına ramak kala, pagan ibadet merkezi Uplistsihe'ye taşınmıştır. İbadet merkezini uçurum veya tepede kurmak doğaldır, çünkü kayalar ve dağlar, uzun süre boyunca güç ve sonsuzluğun sembolü olarak kabul edilmiştir, ayrıca kayaların dik yamaçları doğal bir tahkimat işlevi görmektedir.
Uplistsihe'de, tamamen o döneme atfedilebilecek bir mağara bulunmamaktadır, çünkü Uplistsihe'deki birçok yapı tekrar tekrar inşa edilmiştir, yine de arkeolojik materyaller bu dönemde birçok yerin düzenli olarak kullanıldığını göstermektedir. Uplistsihe'deki, kadın güneş tanrısı sembolü bu döneme tarihlenmektektedir. Aynı sembole burada bulunan tekerleklerden birinin üzerinde de rastlanmıştır. Bu tanrının tek resmi (kil heykelcik şeklinde) yalnızca Katlanişevi'de bulunmuştur.
Bu dönemde Uplistsihe'nin, Urartu ve Med imparatorluğu ile ticari ilişkiler içinde olduğunu kanıtlayan arkeolojik veriler mevcuttur. Öte yandan, Uplistsihe'nin bu dönemde herhangi bir büyük devletin himayesine girdiğine dair bir kanıt yoktur. Görünüşe göre, bağımsız bir kült merkezi olarak varlığını sürdürmüştür.
Helenistik dönem
Uplistsihe'deki dini nesnelere ibadet edenlerin sayısı arttıkça, bölgenin popülerliği arttı ve MÖ 4. yüzyılda bir şehir haline geldi. MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısında, toplam 9,5 hektar alana yayılan nüfus, dağın güney yamacının tüm topraklarına hakim olmuştur. Daha sonraki bir dönemde -muhtemelen 1. yüzyılın sonunda veya ikinci yüzyılın başlarında- tapınaklar, kamu binaları ve konut binaları da dahil olmak üzere yüzlerce bina kayaya oyulmuştur. Ayrıca şehre, kuyular ve oluklar, şehir kapıları, caddeler ve tahkimatlar eklenmiştir. Şehrin büyümesi, başkenti Mtsheta olan Doğu Gürcistan'daki İberya Krallığı döneminde azalmıştır. Uplistsihe, baskın ikonik değeriyle diğer İberya şehirleri arasında dikkat çekmekteydi. Binalarının çoğunun sadece dini amacı vardı ve bu yüzden İberya'nın dini merkezi burası olmuştur. Şehrin rolü, Antik Yunanistan'daki Delfi'ye veya Kolhis'teki Vani Sit Alanına benzemekteydi. Şehrin, Avrupa ile Orta Doğu ve Karadeniz ile Hazar denizleri arasından geçen ticaret yollarının üzerinde olması, büyümesini kolaylaştırmıştır. Uplistsihe'nin İpek Yolu üzerinde olduğuna dair iddialar, şehrin coğrafi konumu ve kronolojik nedenlerden dolayı pek inandırıcı değildir.
Helenistik dönemde şehrin inşaası
Uplistsihe, Helenistik dönemdeki şehirlerin tipik özelliklerine göre inşa edilmiştir: doğal engellerin olmadığı bölgelerde şehri koruyan duvarlar ve bariyer hendekleri; iki kaplanmış yol ve bir nehre açılan tünel; tünel, su temini ve atık suların uzaklaştırılmasını sağlamaktaydı. Eski bir geleneğe göre yapılan şehirde, sadece gizli bir tünel değil, aynı zamanda şehrin dört köşesinde de girişi vardı. Kentin ana girişi, kente gelen ana yolun doğusunda kalan uçurumun güneydoğu kısmındaydı. Şehrin güneydoğu girişine dar bir yoldan geçerek ulaşılabilirdi. Bu yol sadece yayalara açıktı. Şehrin kuzeyindeki uçurumlarda konumlanmış olan kuzeybatı ve kuzeydoğu girişlerinin sembolik bir değeri vardı ve pratikte hiçbir zaman kullanılmadılar. Kayaların oyulmasıyla yapılan duvar ve koruyu çukurlar şehri güney taraftan korumaktaydı. Şehrin güneydoğu girişine bir baskül köprü inşa edilmiştir.
Şehre su iki farklı şekilde taşınmaktaydı. Kentin kuzeyi boyunca uzanan kayalık sırtta yer alan doğal kaynak, şehir merkezine yaklaşık 5 kilometre uzunluğundaki taş boru sistemi ile taşınmaktaydı. Ayrıca, Kura Nehrinden akan sulara erişimi sağlayan derin bir kuyu da mevcuttur. Uzmanlar, kuyunun kutsal olarak kabul edildiğini ve kuyu suyunun ev için değil, kutsal amaçlarla kullanıldığını ileri sürmektedir.
O zamandan kalma kaya evler sadece Gürcistan'a özgü değildi ve tüm Güney Kafkasya'da o dönem yaygın olarak kullanılmıştır. İnşaatçılar, geleneksel taş ve ahşap mimarisinin tipik ayrıntılarını çoğaltmaya çalışmıştır. Kayadan yapılmış odaların çoğu, ahşap veya taş kirişlerin, sütunların ve diğer mimari malzemelerin taklitleri ile dekore edilmiştir. Bu açıdan, Uplistsihe, Helenistik dönemde inşa edilmiş Petra ve Paflagonya'daki bazı yapılara benzemektedir. Benzer mimari özellikler es geçilemeyecek kadar fazladır.
Uplistsihe'deki binaların inşası iki aşamada gerçekleştirilmiştir: ilk önce kayalar güzelce pürüzlendirilmiştir, sonrasında ise, heykeltıraşın çalışmalarını hatırlatacak şekilde yarılmıştır. Binaların yapımının son aşamasında, su ve aşındırıcı taş kullanılarak, kayaya istenen form verilmiş ve kaya (kumtaşı) yüzeyine koruyucu bir tabaka eklenmiştir. Bu katman yapısal hasarı önlemek için tasarlanmıştır.
Helenistik dönemde din
Şehirdeki halk, o dönemde yaygın olan çok tanrılı inançlara inanmaktaydı. Helenistik dönemde, Uplistsihe'de, Güneş tanrısına ibadet edilen eski tapınağa ek olarak, diğer gök cisimlerine ve her biri birbirleriyle bağlantılı olan toprak, su ve diğer Gürcü putperest tanrılarına ibadet etmek için binalar vardı. Bölgedeki en dominant tapınak olan Güneş tanrısı tapınağı, Gürcistan'ın Hristiyanlaştırıldığı dönemde, Hristiyanlar tarafından 337 yılında tahrip edilmiştir. Ek olarak, bu dönemde aktif olarak kullanılan düzinelerce ibadet yeri halen daha korunmaktadır.
Katolik inancında inanılan tanrılarına tapınılması için 1 ila 4 metre çaplarında değişen ve bir kısmının derinliği 12 metreye ulaşan büyük mezarlar kullanılmıştır. Mezarlar, hayvanların kurban edilme rituelinde yeraltı tanrılarına adanması için kullanılmıştır. Bölgede yapılan ayrıntılı kazılar ve kuyuların dibindeki eşyaların analiz edilmesinden önce, deliklerin kullanım amacı belirsizdi. Varsayımlardan biri olarak, büyük kuyuların bir hapishane olarak kullanıldığı ileri sürülmüştür. Bu varsayım yanlıştı, ancak bazı popüler kaynaklar halen daha Uplistsihe'de "yeraltı hapishanelerinin" var olduğunu iddia etmektedir. Anıtı araştıran kişiler arasında, tüm dini yapıların kelimenin temel anlamında tapınak olarak kabul edilip edilmemesi gerektiği konusunda bir fikir birliği yoktur, ancak çoğu bilim insanı dini bir amacı olduğu konusunda hemfikirdir.
Tekerlek, Uplistsihe'de yaygın olarak güneşin sembolü şeklinde kullanılmıştır. Dini bayramlarda kutsal bir anlamı olan ve kurbanlık kuyularını süsleyen tekerleğin sekiz tekerlek parmağı bulunmaktadır.
Şehirde ekonomik yaşam
Helenistik dönemde, dini nitelikte çeşitli bağışlar ve hediyeler verilmiş, canlılar kurban edilmiştir. Kentin ana meydanı dini yapılara tahsis edilmiştir ve ufak tefek yeniliklerin dışında yeniden yapılanmalar olmamıştır. Şehrin içinde şarap üretimi pratik nedenlerden dolayı değil, dini sebeplerle yapılmıştır. Görünüşe göre, burada üretilen şarap kutsal olarak kabul edilirdi. Helenistik dönemde, şehir ormanlarla çevriliydi ve şehre uzaktan, özellikle güneybatı yamacındaki yüksek alanlardan toplanan üzümler getirilirdi. Şehrin kuzey kesiminde 58 büyük kavanozun (Karas) konulması için tasarlanmış büyük bir şarap dükkanı ("büyük marani") vardı. Birkaç küçük şarap dükkanı, kentin orta kesimindeki büyük dini binalarla iç içedir.
Halkın Hristiyanlığa geçişi
337 yılında Hristiyanlığın Gürcistan'da devlet dini olarak ilan edilmesinden sonra, pagan Uplistsihe halkı ile Hristiyanlığa geçenler arasında, rahiplerin ve Uplistsihe sakinlerinin zarar gördüğü bir çatışma yaşandı, kentteki yapıların bazıları tahrip edildi, iki ana putperest tapınağı yakıldı ve yerlerine Hristiyan kiliseleri kuruldu. Erken dönem Hristiyan kilisesinde, bölgedeki putperestlerin öldürülmesini talep eden bir belge bulunmuştur. Bu dönemde bölgede yaşayan bazı putperestlerin yanı sıra siviller de idam edilmiştir.
Şehrin tepesindeki Güneş tanrısı tapınağının yerine bir kilise inşa edilmiştir. 6. yüzyılda, “Central Plaza”da bulunan, meydanlı bir başka büyük putperest tapınağı yıkılmış ve yerine yaklaşık 400 metrekarelik bir yüzeye sahip üç nefli bir Hristiyan bazilikası inşa edilmiştir. Her iki yapı da diğer yapılardan önce çökmüş ve Orta Çağın başında, şehrin merkezinde, "Uplistsuli Kilisesi" ("Prens Kilisesi") adında yeni bir kilise inşa edilmiştir. Bu kilise 10 veya 11. yüzyıla tarihlenmektedir. Büyük bir şaraphane Hristiyanlığa geçen ilk grup tarafından yok edilmiştir. Arkeologlar tarafından bölgedeki yıkımlar şöyle açıklanmıştır, "ölüler alındı, ahşap yapılar çöktü ve ardından yangın söndürüldü."
Uplistsihe uzun bir süre daha, paganların tanrılarına tapmaya devam ettiği gizli bir kült olarak kullanılmaya devam etmiştir. Arkeologlar, Hristiyanlığın bölgede yaygınlaşmasından sonra bile küçük ibadetlerin yapıldığı ve hayvan kurban etmelerin devam ettiği kapalı alanlar bulmuştur. Genel olarak, Hristiyanlığın yayılması, Uplistsihe'nin önemi ciddi şekilde azalmış, yapılan bağışlar kesilmiş, bölgeye gelen hacı sayısı azalmıştır. Şehrin değeri zamanla basit bir kale seviyesine inmiştir.
Orta Çağda Uplistsihe
9. yüzyılda, Uplistsihe'nin tarihini etkileyecek çarpıcı bir değişiklik oldu ve yeniden Gürcistan'ın tarihinde önemli bir rol oynamaya başladı. 9. yüzyıldan beri Gürcistan'ın başkenti Tiflis Arapların elindeydi ve Uplistsihe, Kartli'nin merkezi oldu. Kartli'nin en önemli şehrine dönüşen Uplistsihe'nin nüfusu 20 bin kişiye ulaştı.
Bu dönemde, Kura Nehri yönünü değiştirdi ve şehrin verimli topraklarının bulunduğu kuzeybatı kesimlerini beslemeye başladı. Yerleşimin büyük bölümü de şehrin kuzeybatısındaydı. Nüfusun kuzeybatıda yoğun olması, 1968 yılında köylülerin büyük çoğunluğunun arkeologlar eşlinde çevre köylere götürüldüğü zamana kadar devam etti.
Bu dönemdeki Uplistsihe'nin tarihi, şehrin sürekli el değiştirdiği raporlayan kroniklerle bilinmektedir. Uplistsihe'nin stratejik pozisyonu, şehrin, Kartli'yi fethetmeyi amaçlayan tüm liderlerin doğal hedefi olmasına neden oldu. Başlangıçta şehir, 940'lı yıllarda, Gürcü İberya Kralı III. Davit'in hakimiyetine geçti. Sonrasında uzun bir süre Araplar tarafından işgal edildi. Uplistsihe, bir süre boyunca Sembatlı II. Tiezerakal ve Arapların öncülüğünde Ermenilerin elinde kaldı: 914'te Saca Abdul Kashima'nın ordusu, Kartli ordusunu yerle bir etti. Arapların bölgeden çekilmesinden sonra, şehir, batı Gürcistan (Abhazya) krallarının eline geçti. 975 yılında Doğu Gürcistan tarafından fethedilen Uplistsihe, İberya Kralı III. Davit'in evlatlık oğlu olan "Birleştirici III. Bagrat"'ın Abhazya'yı 978'de fethetmesiyle, birleşik Gürcistan'ın parçası olan Uplistsihe'nin ilk hükümdarı oldu. Ardından III. Bagrat'ın annesi Guranducht uzun süre şehrin valiliğini yapmıştır. Bundan sonraki dönem kroniklerde daha az detay ile anlatılmıştır. Şehrin 1080 yılında Selçuklular tarafından işgal edildiği bilinmektedir. 1122'de Gürcistan kralı Kurucu Davit, Gürcistan'ı Araplardan arındırarak, devlet merkezini Tiflis'e taşındı ve şehrin değeri azalmaya başladı. 13. yüzyılların başlarında, Gürcistan Kraliçesi Tamar'ın, burada kaldığına inanılmaktadır, ancak akademisyenler bu noktada hemfikir değildir. Bununla beraber, 10. yüzyılda kraliyet odasına dönüştürülen antik putperest tapınaklardan biri, 19. yüzyılda yerel halk tarafından sözlü olarak "Kraliçe Tamar'ın Salonu" olarak adlandırılıyordu.
13 ve 14. yüzyıllarda bir dizi Moğol istilası sonucunda yok edilen Uplistsihe, bir daha önemli bir şehir statüsüne erişemedi.
Orta Çağın başlarında şehrin yeniden inşa edilmesi
Orta Çağda şehir yeniden inşa edilirken, Helenistik dönemden kalma, korunmuş dini yapılar kullanılmıştır. Yeni yapılardan bazıları sarayın mülkü olmuş ve yapılar ticari işlemler için kullanılmaya başlanmıştır. Şehir, eski dini şehirden farklı olarak konutların ve ticari yapıların bulunduğu tipik bir kale-şehirdi. Eski pagan tapınakları fırın, depo ve konut yapılarına dönüştürülmüştür. Orta Çağ kentinin tasarımı karman çormandı, ve birçok pasaj sebepsiz yere kapatıldı. Orta Çağ döneminde yapılmış mimari yapılar ve ilk Hristiyan kiliseleri, antik yapılardan daha zayıftı ve daha az süre ayakta kaldılar. Yapıların yapısındaki en önemli yanlış hesaplama, Uplistsihe'deki kumtaşlarıyla inşa edilmiş yapıların, Orta Çağ ustalarının inşa etmeye çalıştığı çeşitli düzeylerdeki yapılara dayanamamasıydı. Ayrıca, Orta Çağ'da, Helenistik döneme ait binaları güçlendiren, kayanın aşındırıcı malzemesi kullanılmamıştı.
Şehrin çöküşü
13 ve 14. yüzyıllardaki Moğol istilasından sonra, Uplistsihe, önemini ve şehir statüsünü kaybetti. Moğollar şehrin güneyindeki savunma yapılarını yok etti ve şehirdeki duvarlar bir daha yeniden inşa edilmedi. Cengiz Han'ın torunu Hülâgû Han'ın 13. yüzyılda şehre yaptığı seferde, bölgede ikamet eden 5.000'den fazla rahip öldürüldü. Ek olarak, Moğol istilası, çevredeki bölgenin görüntüsünü değiştirdi: şehirdeki tüm ormanlar yakıldı. Bölge, 14. yüzyıldan itibaren geçici bir yerleşim yeri olarak kullanıldı: istila durumunda, bölge sakinleri mağaralara girip tehlikeden korunurdu. Uplistsuli Kilisesi, dönem dönem olsa da, halen daha aktif olarak kullanılmaktadır. 18. yüzyılda, yeni bir çan kulesi inşa edildi, ve kulenin duvarları yeni bir tuğla tabakasıyla kaplandı. Orijinal duvar ve duvar resimleri 19. yüzyılda yok edilmiştir. Günümüzde kilisenin duvarları, 1848-1849 yılları arasında bölgenin yakınlarında bulunmuş Rus ordusu askerlerinin ve memurlarının el yazılarını içeren yazıtlarla süslüdür.
Mimarisi
Uplistsihe kompleksi üç bölüme ayrılmıştır: güney (aşağı), orta (merkez) ve kuzey (yukarı). Bu bölümler toplamda 8 hektarlık alan kaplıyordu. Orta kısım bu bölümlerden en büyüğüdür ve Uplistsihe kaya kesme yapılarının birçoğunu içerir, güney kesimine dar bir kaya geçidi ve bir tünel ile bağlanır. Orta kısım, dar sokaklar ve bazen merdivenler ile, merkezi "caddeden" farklı yapılara yayılır.[1]
Mağaraların çoğunluğu süslemelerden yoksundur, daha büyük yapılardan bazıları tünel tonozlu tavanlara kapalı olmasına rağmen, taşlar kütüklerin taklidi olacak biçimde oyulmuştur. Daha büyük yapıların bazılarının arka veya yanlarında tören amaçlı kullanıldığı düşünülen nişler vardır.
Kompleksin zirvesinde, 9-10. yüzyıllarda taş ve tuğladan yapılmış bir Hristiyan bazilikası bulunmaktadır. Arkeolojik kazılarda, altın, gümüş ve bronz mücevherler, seramik ve heykel örnekleri de dahil olmak üzere farklı dönemlere ait çok sayıda eser keşfedilmiştir. Bu eserlerin birçoğu Tiflis'teki Ulusal Müzede güvenle tutulmaktadır.
En savunmasız bölgelerin bir kısmı 1920'de meydana gelen deprem ile tamamen tahrip olmuştur. Anıtın mevcut durumu ciddi tehlike altındadır, Gürcistan Kültür Mirası Fonu (Dünya Bankası ve Gürcistan devletinin yer aldığı bir proje) 2000'de bir koruma programının başlatılmasını talep etmiştir.[3]
20 ve 21. yüzyıl
1950'lerden beri, Uplistsihe bir turizm merkezidir. Arkeolojik keşif grubu tarafından 1957'den bu yana yapılan temizlik çalışmalarıyla paralel olarak, anıtın turistik değeri artmıştır: ziyarete açılan antik oda sayısı her gün artmaktadır. Şehirdeki 700 yapıdan sadece 150'si korunmuştur. Yapılar turistlerin ziyaretine açıktır.
20. yüzyılın sonlarına doğru, kumtaşlarının erozyonu nedeniyle, birçok binada ciddi hasar tehlikesi ortaya çıktı. Gürcistan hükümeti Uplistsihe mağaralarının yeniden inşası için yeterli ekonomik fon ayıramadı ve 2000 yılında meydana gelen küçük depremde bazı binalar ciddi hasar gördü. 2000 yılında, Dünya Bankası, Gürcistan hükümeti ile birlikte, anıtın bir kısmının yeniden inşası ve anıt hakkında farklı dillerde bilgi sağlayabilecek bir turizm merkezinin yapımı için para tahsis etmiştir. Günümüzde turizm merkezi genellikle kapalı olduğundan ve Gürcistan tarafı yeniden yapılanma için ayrılan paranın yeterli olmadığını iddia ettiğinden, bu fonların nasıl kullanıldığı açık değildir. Uplistsihe, sismik aktivitenin yüksek olduğu bir bölgededir ve koruma önlemleri alınmaması durumunda, sonraki depremlerde, anıt ciddi şekilde zarar görebilir.
Notlar
[3] [4] [5] [6] [7] [8] [9] [10]
- Khimshiashvili (1999), Online version 18 Ağustos 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
- "List of Immovable Cultural Monuments" (PDF) (Gürcüce). National Agency for Cultural Heritage Preservation of Georgia. 12 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Temmuz 2019.
- Georgia 6 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. – ICOMOS World Report on Monuments and Sites in Danger 2001. Accessed on November 23, 2007.
- T. Саникидзе Uplistsikhe, Universitat Estatal de Cultura i Art de Tbilisi E. Takaishvili, Tbilisi, 2005
- Plunkett R., Masters T. Geòrgia, Armenia & Azerbaijan, Lonely Planet Publications, Footscray, 2004 ISBN 1-74059-138-0
- Tim Burford Georgia, Globe Pequot Press, Nova York, 2007 ISBN 1-84162-190-0
- Какна Khimshiashvili Function of Some Uphlistsikhe Cave Complexes, (Электронная версия 4 Ağustos 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. |date=4 d'agost de 2004)
- Sanikidze, Tamaz. Uplistsikhe (Rusça). Tiflis: Universitat Estatal de Cultura i Arts de Tbilisi.
- "Uplistsikhe Cave Town". atlasobscura. 2 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2019.
- Telfer J. B. The Crimea and Transcaucasia; being the narrative of a journey in the Kouban, in Gouria, Georgia, Armenia, Ossety, Imeritia, Swannety, and Mingrelia, and in the Tauric range, H.S. King & co., Londres, 1876
Kaynakça
- Khimshiashvili, Kakha (1999). The Architecture of. Uphlistsikhe, Georgia. Transactions of the Ancient Monuments Society 43, pp. 77–100.
Dış bağlantılar
- UNESCO Dünya Mirasları sitesi29 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Uplistsikhe'nin panoramik görüntüsü 3 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Wikimedia Commons'ta Uplistsikhe ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |