İran
İran (Farsça: ایران ), resmî adı İran İslam Cumhuriyeti (Farsça: جمهوری اسلامی ایران )/Cumhuri-ye İslâmi-ye İran, Güneybatı Asya'da ülke. Güneyde Basra Körfezi ve Umman Körfezi, kuzeyde ise Hazar Denizi ile çevrilidir. Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Pakistan, Afganistan ve Türkmenistan ile kara sınırına sahiptir. Başkenti Tahran'dır. Resmî dili Farsçadır. Anayasasının 12. maddesine göre ülkenin resmî dini İslam, resmî mezhebi İsnâaşeriyye Şiiliği'dir.[7]
İran جمهوری اسلامی ایران Cumhuri-ye İslâmi-ye İran İran İslam Cumhuriyeti | |
---|---|
Slogan استقلال. آزادی. جمهوری اسلامی Bağımsızlık, Özgürlük, İslam Cumhuriyeti | |
| |
Başkent ve en büyük şehir |
Tahran 35°41′K 51°25′D |
Resmî diller | Farsça |
Tanınan bölgesel diller | Azerice, Beluçça, Kürtçe, Arapça, Türkmence |
Etnik gruplar | |
Resmî din | Şii İslam[1] |
Hükûmet | İslam cumhuriyeti ("teokratik cumhuriyet")[2] |
• Dinî Lider | Ayetullah Ali Hamaney |
• Cumhurbaşkanı | Hasan Ruhani |
• Başkan Yardımcısı | İshak Cihangiri |
• Parlamento Başkanı | Ali Laricani |
Tarihçe | |
• Medler | MÖ 625 |
• İslam Cumhuriyeti'nin ilanı | 1 Nisan 1979 |
Yüzölçümü | |
• Toplam | 1.648.195 km2 (636.372 sq mi) (17.) |
• Su (%) | 0,7 |
Nüfus | |
• 2019 tahminî | 83.183.741[3] (17.) |
• Yoğunluk | 48/km2 (124,3/sq mi) (162.) |
GSYİH (SAGP) | 2020 tahminî |
• Toplam | 1,007 trilyon $[4] (18.) |
• Kişi başına | 11.963 $[4] (66.) |
GSYİH (nominal) | 2020 tahminî |
• Toplam | 611 milyar $[4] (21.) |
• Kişi başına | 7.257 $[4] (78.) |
Gini (2017) |
▲ 40.8[5] orta |
İGE (2019) |
0.783[6] yüksek · 70. |
Para birimi | İran riyali (ریال, IRR) |
Zaman dilimi | UTC+3:30 (IRST) |
UTC+4:30 (İran Yaz Saati (IRDT)) | |
Tarih formatı | Hicri |
Trafik akışı | sağ |
Telefon kodu | 98 |
ISO 3166 kodu | IR |
İnternet alan adı | |
|
İran, MÖ 4000'lere dayanan tarihi ve var olan yerleşmeleriyle dünyadaki en eski sürekli uygarlıklardan birine ev sahipliği yapmaktadır.[8][9][10] Tarih boyunca İran Avrasya'daki merkezî konumu nedeniyle jeostratejik öneme sahip olmuştur ve bir bölgesel güçtür.[11][12]
İran BM, Bağlantısızlar Hareketi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve OPEC üyesidir. İran siyasal sistemi 1979'da kabul edilen anayasaya göre oluşturulan birkaç karmaşık yönetim yapısına göre işlemektedir. En yüksek devlet makamı şimdiki Ayetullah Ali Hamaney'in üstlendiği İran dinî liderliğidir (Velayet-i Fakih).
İran, uluslararası enerji güvenliği ve dünya ekonomisinde geniş petrol ve doğal gaz kaynakları sonucu önemli bir konuma sahiptir.
Etimoloji
İran sözcüğünün kökeni, Sanskritçe Aryan sözcüğünden gelir.[13][14][15]
İran (ایران) sözcüğü modern Farsçaya, Zerdüştlük'ün kutsal kitabı Avesta'da yer alan bir Proto-İrani terim olan Aryānām'dan girmiştir.[16]Ariya- ve Airiia kelimeleri aynı zamanda Ahameniş İmparatorluğu yazıtlarında etnik bir atıf olarak yer almıştır. Orta Farsça'dan gelen Ērān terimi, Pehlevî dili'nde ʼyrʼn, Nakş-ı Rüstem'deki I. Ardeşir'in taç giyme törenini gösteren kabartmanın yanındaki yazıtta bulunmuştur.[17] Bu kabartmaya eşlik eden Partça dilindeki yazıtta İran,aryān olarak ifade edilirken, bu yazıtta, kralın sanı Orta Farsça ērān kelimesini (Pehlevî dilinde,ʼryʼn) içermektedir. I. Ardeşir'in zamanında ērān ifadesi devletten çok insanları kastederek bu anlamını korudu.
Bu yazıtta İran halklarına atfen kullanılan ērān kelimesine rağmen, ērān ifadesinin imparatorluk coğrafyasını ifade etmek için kullanılması Sâsânî Hanedanlığının ilk döneminde de görülmüştür. I.Şapur'un Ardeşir'in oğlu ve halefi- bir yazıtında açıkça Ērān bölgelerinin içine İranlıların yerleşmediği Ermenistan ve Kafkasya'yı da dâhil etmiştir.[18]Kartir kitabelerinde yüksek rahip, Anērān'ın egemenliği altındaki bölgeleri gösteren listede aynı bölgeleri saymıştır.[18]ērān ve aryān kelimelerinin ikisi birden, (İranlı) Aryanların ülkesi anlamına gelen Proto-İran dilindeki Aryānām teriminden gelmektedir. Airyanem Vaejah kelimesi ve kavramı aslında İran'ın ülke isminde (Edebi olarak Aryanlar'ın ülkesi anlamında), aynen Aryānā kelimesinin modern Farsça karşılığı olan Iran (Ērān) gibi korunmuştur.
Ülkenin adı MÖ 6. yüzyıldan 1935'e kadar Pers İmparatorluğu, Acemistan gibi isimlerle bilinirken, o yıl Rıza Şah uluslararası topluluktan "İran" adını kullanmalarını istemiştir. Birkaç yıl sonra bu isim değişikliğinin ülkenin geçmişiyle arasındaki bağı kopardığını iddia eden bilimadamları protesto gösterileri yapmış, 1959'da Muhammed Rıza Pehlevî her iki ifadenin resmî olarak birlikte ve birbirinin yerine kullanılabileceğini açıklamıştır.
1979'daki İran İslâm Devrimi'nden itibaren ülkenin resmî adı "İran İslâm Cumhuriyeti" olmuştur.
Tarih
Erken Dönem (MÖ 3200; MÖ 625[19])
MÖ 4000 yılları
İran platosu boyunca bulunan onlarca tarih öncesi kalıntı[8][9][10] MÖ dördüncü binyılda, Mezopotamya yakınlarında ortaya çıkan en erken uygarlıklardan yüzyıllar önce antik kültürlerin ve yerleşim yerlerinin varlığına işaret etmektedir.[20]
MÖ üçüncü ve ikinci binyıl
Proto İranlılar ilk olarak Hint-İranlıların ayrılmasını takiben ortaya çıkmışlar ve izleri Baktria- Margiyana Arkeoloji Bölgesine kadar takip edilmektedir.[21] Aryan, (Antik İran halkları) toplulukları MÖ üçüncü veya ikinci binyılda İran platosuna; büyük olasılıkla birden fazla göç dalgası ile gelmiş ve yerleşmişlerdir. Proto İranlıların "Doğu" ve "Batı" diye gruplara ayrılması göçe bağlı olarak meydana gelmiştir.
MÖ birinci binyıl
MÖ birinci milenyumda Medler, Farslar, Baktriyalılar ve Partlar batı bölgesinin nüfusunu oluştururken, Karadeniz'in kuzey steplerini Kimmerler, Sarmatlar ve Alanlar yerleşmişti. Diğer topluluklar Hindistan yarımadası kuzeybatı sınırındaki dağlık kesimde ve bugün Belûcistan denilen bölgede yerleşmişlerdir. İskit toplulukları gibi diğer topluluklar batıda Balkanlara doğuda ise Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne kadar yayılmışlardır. Avesta dili c. MÖ 1000 ortaya çıkan Zerdüştlük'ün kutsal kitabı Avesta'nın kutsal ilahi ve kurallarını bir araya getirmek için kullanılmış eski bir İrani dildir. Zerdüştlük, 7. yüzyıla kadar Ahameniş İmparatorluğu ve sonraki İran imparatorluklarının devlet diniydi.
İslâmiyet öncesi (MÖ 625[19] – MS 651)
Medler
İran'ın bir millet ve imparatorluk (MÖ 625[19]–MS 559 ) olarak, Büyük Kiros Medler ve Persler'den Ahameniş İmparatorluğu'nu (MÖ 559–330) oluşturacak birleşik bir imparatorluk kurana ve daha ilerde insanlar ve kültürler arası bir birleşme olana dek zamanının en büyüğü olmak üzere birleşmesi[19], Medler ile başlar. Kiros'un ölümünden sonra, oğlu Cambyses fetihlerine Mısır'da önemli yerleri ele geçirerek devam etmiştir. Ölümünü taht kavgası izlemiştir ve kraliyet ailesinden gelmemesine rağmen I. Darius (MÖ 522-486 arasında hüküm sürmüştür) kral ilan edildi. I. Darius antik İran krallarının en büyüğü olarak kabul edilmiştir.
Ahameniş İmparatorluğu
Büyük Kiros ve I. Darius yönetiminde Pers İmparatorluğu o zamana kadar insanlık tarihindeki en büyük imparatorluk haline gelmiştir.[22] Pers İmparatorluğu'nun sınırları doğuda İndus Nehri ve Ceyhun nehrinden batıda Akdeniz'e uzanıyor Anadolu (günümüz Türkiye'si) ve Mısır'ı kapsıyordu. Atina MÖ 499'da Sardes'in yağmalanması ile sonuçlanan Milet'teki bir isyana destek vermiştir. Bu, MÖ 5. yüzyıl boyunca süren Yunan-Pers Savaşları olarak bilinen savaşları çıkartacak ve Yunanlara karşı bir Ahameniş harekâtına neden olacaktır. Yunan-Pers savaşları sırasında Persler bazı büyük üstünlükler ele geçirmişler ve MÖ 480'de Atina'yı yıkıp yerle bir etmişlerdir. Ancak Yunanların bir dizi zaferinden sonra Persler çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaşlar MÖ 449'da Callias Barışı ile sona ermiştir.
Ahamenişlerin en büyük çalışması imparatorluğun kendisiydi. Zerdüşt'ün öğretilerinden kaynaklanan kurallar ve ahlak insan hakları, eşitlik ve köleliğin yasaklanmasına dayandırılan politikaları geliştiren ve uygulayan Ahamenişler tarafından sıkı bir şekilde takip edilmiştir. Zerdüştlük, Ahamenişler zamanında ve Kiros tarafından Babil'de özgür bırakılan sürgün edilmiş Yahudilerin ilişkileriyle, daha çok tanıtıldı ve İbrahimi dinleri etkiledi. Aristo, Eflatun ve Sokrates tarafından belirlenen Atina'nın Altın Çağı sırasında Yunanların Pers İmparatorluğu ve Orta Doğu ile temasları oluşurken Ahamenişlerin hüküm sürmüşlerdir. Orta Doğu ve Balkanlar halklarına sağlanan barış, asayiş, güvenlik ve zenginlik tarihte nadiren görülen bir dönemi oluşturmuş; bu dönem ticaretin bu oranda arttığı tek dönem olmuş ve bölge insanlarının yaşam standartları yükselmiştir.[23]
Selevkos İmparatorluğu
Büyük İskender Ahameniş topraklarını, son Ahameniş İmparatoru III. Darius'u MÖ 333'te Issus Savaşı'nda yenerek imparatorluğuna kattı. Ölümünden sonra çatışmalara ve imparatorluğun bölünmesine yol açacak bir kararla ele geçirdiği Ahameniş topraklarının çeşitli bölümlerini ordusunun üst düzey komutanlarının yönetimine bırakarak 328–327'de bu topraklardan ayrıldı. 700 yıl sonra hüküm süren Sâsânî İmparatorluğu'na kadar (aşağıdaki bölüme bakınız) bu topraklarda tek bir devlet yönetimi kurulamadı.
Part İmparatorluğu
Part İmparatorluğu MÖ 3. yüzyılın başlarında Yunan Selevkos İmparatorluğu'nu yendikten sonra İran platosunu tekrar birleştiren ve yöneten ve aynı zamanda MÖ 150 ve MS 224 arası Mezopotamya'yı kontrol eden Arsasid Hanedanı (اشکانیان Ashkâniân) tarafından idare ediliyordu. Partlar antik İran'ın üçüncü yerli halkından olan hanedanıydı ve beş yüzyıl hüküm sürdüler.
Medler'in, Asurlular'ın, Babil'in ve Elam'ın topraklarının ele geçirilmesinden sonra Partlar kendi imparatorluklarını düzenlemek zorunda kaldılar. Bu ülkelerin eski elit tabakasından olan herkes Yunan'dı ve yeni egemenler eğer hükümranlıklarını sürdürmek istiyorsa kendi geleneklerini bunlara uydurmak zorundaydılar. Sonuç olarak, şehirler eski antik haklarını korudu ve sivil yönetimler ancak belli oranda rahatsız edildiler.
Partlar doğuda, Roma'nın genişlemesini (orta Anadolu'da) sınırlandırdığı için Roma İmparatorluğu'nun baş düşmanlarıydı. Partlar zırhlı ve ağır silahlı ve hafif silahlı ancak hareketli atlıları kullanarak kendi topraklarını yaklaşık 300 yıla yakın bir süre savundular.[24] Roma'ın en sevilen generali Marcus Antonius MÖ 36'da Partlılar'a karşı, sonucunda 32.000 asker kaybedeceği büyük bir sefer düzenledi. Roma İmparatoru Augustus zamanında Roma ve Part İmparatorluğu aralarındaki sorunları diplomasi aracılığıyla çözüyordu. Bu gelişmeler sırasında Partlar kendi ordularında Marcus Antonius'tan ve MÖ 53'te Harran'da "müthiş bir bozguna" uğrattıkları Marcus Licinius Crassus'den elde ettikleri deneyimlerle o dönem çok takdir edilen Roma Lejyon standartlarına, "altın kartallar"a göre bir düzenlemeye gittiler.[25]
Sâsânî İmparatorluğu
İmparatorluk düzeninin gevşediği ve son kralın imparatorluğun vasallarından biri olan I. Ardeşir tarafından yenilmesi üzerine Part İmparatorluğu MS 224'te sona erdi. I. Ardeşir Sâsânî İmparatorluğu'nu kurdu. Ülkeyi ekonomik ve askeri alanda reformlarla geliştirmeye başladı. Sâsânîler Ahamenişler tarafından çizilen sınırlar içinde, onlara Erânshahr veya Iranshahr, , "Aryanların Ülkesi" İranlılar diye atıfta bulunarak, başkentleri Tizpon olmak üzere imparatorluklarını kurdular.[26] Romalılar arka arkaya I. Ardeşir,I. Şapur ve II. Şapur ile girdikleri savaşları kaybettikleri için çok sorun yaşadılar.[27] Sâsânî hükümranlığı döneminde Roma İmparatorluğu'na karşı kazanılan zaferler Roma'da o kadar büyük bir karamsarlık yarattı ki tarihçi Cassius Dio şunları yazmıştır:
“ |
Bu bizim için büyük bir korku kaynağı idi. Doğudaki lejyonlarımız için Sâsânî Krallığı o kadar ürkütücüydü ki çok azı onlarla savaşmak istiyor geri kalanlar ise savaşma konusunda tamamen isteksiz davranıyordu..[28] |
„ |
Part ve daha sonra Sâsânî devrinde İpek Yolu üzerindeki ticaret Çin, Mısır, Mezopotamya, İran, Hindistan ve Roma medeniyetlerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır ve modern Dünya'nın temellerinin atılmasına yardımcı olmuştur. Partlılardan geriye kalan kalıntılar bazı açılardan klasik Yunan etkileri taşır ve çoğunlukta kendi oryantal anlayışlarını sergiler; "Part sanat ve yaşamını ifade eden kültürel farklılığın" açık bir ifadesi olarak.[29] Partlılar, Avrupa Romanesk mimarisini andıran ve muhtemelen bu mimariyi etkilemiş olduğu Tizpon'da örnekleri görülen Part stili mimari tasarımların yaratıcılarıydılar.[30][31] Sâsânîlerin yönetiminde İran Çin ile ilişkilerini geliştirdi, Sâsânî sanatı, müziği ve mimarisi büyük atılım gerçekleştirdi ve Nizip Okulu ve Gundeşapur Akademisi gibi dünya çapında tanınan bilim ve araştırma merkezleri oluşturuldu.
Bu dönemde batıda Hristiyanlığın, doğuda Budizm ve Manicilik gibi dinlerin yayılması sonucunda Zerdüştlük İran birliğinin sağlamlaştırılması için ulusal bir devlet dini olarak örgütlendi. Ayrıca yine bu dönemde yazılı kültüre geçilmiştir. Kutsal metinlerin derlenmesinden oluşan enderzler, Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avesta, dini ya da din dışı gelenekler ve İran'ın ulusal destanı sayılan Şehname bu dönemde kaleme alınmıştır. MS 630'larda başlayan Müslüman Arap akınları Sâsânî egemenliğine 651 yılında son vermiş ve İslâmiyet'i İran'da yaymıştır.
632'de Arap yarımadasından Sâsânî İmparatorluğu'na saldırılar başladı. İran El Kadisiye Savaşı'nda İran'ın İslâmî Fethi'ne yol açacak şekilde yenildi.
Orta Çağlar (652–1501)
Emevîler
İran'ın İslâm devleti tarafından fethinden sonra İran Emevîler'in yönetimine girdi. Fakat İran tam anlamıylada İslamlaşmadı. Ancak İran'ın İslamlaşması İran toplumunun kültürel, bilimsel ve siyasi yapısı içinde derin dönüşümlere neden oldu: Olgunlaşmış İran edebiyatı, felsefesi, bilimi ve sanatı yeni oluşan İslâm medeniyetinin ana öğeleri haline geldi. Kültürel, politik ve dinî olarak İran'ın İslâm medeniyeti'ne eklemlenmesi çok büyük önem taşımaktadır. Son tahlilde İran'ın katkısı İslâm'ın Altın Çağı'nın oluşmasında çok etkili olmuştur.[32]
Abbâsîler
Ebû Müslim Horasanî, Emevîleri Şam'dan çıkardı ve Abbâsîlerin Bağdat'ı fethetmesine yardım etti. Abbasi halifeleri, sıklıkla vezirlerini İranlılardan seçerdi ve İranlı valilerin ciddi anlamda yerel otonomi yetkileri vardı.
Tâhirîler ve Samanîler
822'de Horasan Valisi Tahir bağımsızlığını ilan etti ve yeni bir Pers hanedanlığı olarak Tahirîler hanedanlığını kurdu. Samanîler döneminde İran'ın bağımsızlığını kazanma çabaları daha da güçlendi.[33]
İran'da Araplaştırma denemeleri hiçbir zaman başarılı olamamıştır ve İranlılar için Shuubiyah gibi akımlar Arap istilacılarla ilişkilerde bağımsızlıklarını kazanma konusunda işleri kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı görevi görmüştür. Abbâsîler sonrası dönemin kültürel canlanması İran ulusal kimliğinin yeniden su yüzüne çıkmasına yol açmıştır. Bu kültürel akım 9. ve 10. yüzyıllar sırasında zirve yapmıştır. Bu akımın en açık etkisi Perslerin dili ve İran'ın resmî dili olan Farsçanın günümüze kadar sürekliliğinin sağlanmasıdır. İran'ın en güçlü epik şairi Firdevsi Farsçanın günümüzde yaşamasının en önemli destekçisi olarak kabul edilmektedir.
Bir sessizlik döneminden sonra İran ayrı, farklı ve değişik bir öğe olarak İslâm'ın içinde belirdi. İslâm'ın fethinden sonra İran felsefesi, eski İran felsefesi, Yunan felsefesi ve gelişen İslâm felsefesi ile geliştirdiği değişik ilişkilerle farklılaşacaktır.İşrakilik ve Aşkınlık Felsefesi o dönemin İran'ında iki ana felsefe geleneği olarak kabul edilmekteydi.
Gazneliler
Gazneli Mahmut başkenti İsfahan ve Gazne olan büyük bir imparatorluk kurduğunda bu akım başarıyla 11. yüzyıla ulaşmış oluyordu.
Selçuklular
Takipçileri olan Selçuklular egemenlik alanını Akdeniz'den Orta Asya'ya kadar genişletti. Kendilerinden önce gelenler gibi imparatorluğun divanı, Nizamiye'yi oluşturan İranlı vezirlerin elindeydi.
Bu dönemde İranlı yüzlerce araştırmacı ve bilim adamı teknoloji, bilim ve tıbba, daha sonra Avrupa Rönesansının doğuşunu destekleyecek şekilde çok büyük katkı sağladı.[34]
Harzemşahlar Devleti ve Cengiz Han
1218'te Harezmşahlar Devleti'nin doğu bölgeleri olan Maveraünnehir ve Horasan Cengiz Han'ın istilasına uğradı. Bu dönemde yarım milyondan fazla İran nüfusu öldürüldü;[35]Nişabur gibi kentlerin caddeleri "kan nehirlerine döndü"; etrafına şehrin kedi ve köpek kulubelerinin itina ile yerleştirildiği insan kafalarından oluşan piramitler yapıldı.[36] 1220 ve 1260 rasında İran'ın nüfusu bu kitlesel katliamlar ve açlık sonucu 2.500.000'dan 250.000'e düştü.[37] Cengiz Han torunlarından biri olan Hülagû Han Fransa Kralı IX.Louis'e yazdığı bir mektupta İran'a ve Halife'ye karşı yaptığı akınlarda tek başına 200.000 kişinin öldürülmesinin sorumluluğunu üstleniyordu.[38]
Timur
Başkentini Semerkand'da kuran başka bir fatih olan Timur onu takip etti.[39] Bu yıkım dalgaları etkileri Nişabur gibi birçok şehrin bu saldırılar öncesi nüfuslarına yeniden kavuşmasını sekiz yüzyıl kadar; 20. yüzyıla kadar engelledi.[40] Ancak hem Hülagû Han hem de Timur ve onların takipçileri kendi tarzlarını ve gelenekleri fethettikleri yerinkilere göre değiştirip tamamen Pers kültürüne uygun yaşadılar.[41]
Erken modern dönem (1501–1921)
Safevî Hanedanı
İran'da ilk Şiî İslâm devleti Şah İsmail tarafından Safevî Hanedanı (1501 ile 1736 arası) yönetiminde kuruldu. İlerleyen zaman içinde büyük bir politik güç haline geldi ve çift taraflı devlet antlaşmaları yapmaya başladı. Safevîlerin en güçlü oldukları zaman I. Abbas'ın hükmettiği dönemdir.[42]Safevî Hanedanı Osmanlı Devleti, Şeybanî Hanlığı ve Portekiz İmparatorluğu ile savaştı. Safevîler başkentlerini Tebriz'den alarak önce Kazvin'e sonra da dönemlerinde sanata verdikleri destek ile İran estetik düzeyi yüksek üretim dönemlerinden birini yaşadığı İsfahan'a taşıdılar. Dönemlerinde ülke yönetiminde merkezileşme arttı; ordunun modernleştirilmesinde ilk adımlar atıldı ve mimaride İsfahânî tarzı gelişti. 1722'de Afgan isyancılar I. Hüseyin'i yendi ve Safevî Hanedanı'na son verdi.
Afşar Hanedanı
Ancak 1736'da Nadir Şah başarılı bir şekilde Afgan isyancıları İsfahan'dan çıkardı ve Afşar Hanedanı'nı kurdu. 1738'de aralarında Taht-ı Tavus, Işık Dağı elması ve Işık Denizi elmasının da bulunduğu kraliyet hazinelerini güvence altına alacak bir sefer yaptı. Ne var ki hükümdarlığı çok uzun sürmedi, 1747'de bir suikast sonucu öldü. Ölürken yanında bulunan karısı Kenya kökenli El Fatima'ya İran tahtını bıraktı. El Fatima'nın zenci olması nedeniyle İran halkı bu kadın şahı kabul etmedi ve yarı zenci olan Nadir şahın küçük kızı El Hebübe'ye tahtı bırakmak zorunda kaldı. El Hebübe bu sırada 21 yaşlarında güzel bir kızdı Afgan şahı Şeyhsüvari El Hamd'la evliydi dolayısıyla İran tahtı iki Türk kadından sonra Afgan hanedanına geçerek siyasi varlığını sürdürmeye devam etmiştir.
Zend Hanedanı
Meşhed kökenli Afşar hanedanlığı, 1750'de başkentini Şiraz'da kuran kürt asıllı Kerim Han Zend tarafından kurulan Zend Hanedanı tarafından takip edildi. Onun yönetimi görece bir barış ve refah sağladı.
Kacar Hanedanı
Zend hanedanı Lotf Ali Han Ağa Muhammed Han Kaçar tarafından idam edilinceye kadar üç kuşak sürdü ve yeni hükümdar Tahran'ı 1794'te Kacar hanedanı'nın doğuşunu gösterecek şekilde başkent yaptı. Yetenekli Kaçar yöneticisi Amir Kabir diğer modernleşme reformları arasında İran'ın ilk üniversitesini de kurmuştur. Kaçar hanedanı döneminde İran Rus-İran Savaşları sonucunda Rus İmparatorluğu ve İngiliz İmparatorluğuna karşısında Gülistan Antlaşması, Türkmençay Antlaşması ve Akhal Antlaşması ile topraklarının neredeyse yarısını kaybetmiştir. Büyük Oyun'a rağmen İran egemenliğini korumayı becermiş ve çevresindeki diğer ülkelerin tersine asla sömürgeleştirilememiştir. Sürekli tekrarlanan dış müdahaleler ve yozlaşan ve zayıflayan Kacar yönetimi, bir Parlamenter monarşi içinde ülkenin ilk parlamentosunu oluşturan İran Anayasa Devrimi ve Kaçar hanedanının egemenliğine son veren Tütün Protestosu gibi toplumsal hareketlere yol açmıştır.
1908’de İran’da petrolün bulunması bir dönüm noktası oldu. Böylece hem emperyalist güçlerin İran üzerindeki hesapları hem de İran’ın 20. yüzyılına damgasını vuracak olan karmaşık sosyo-ekonomik yapı ortaya çıktı.
İran'ın kırsal kesiminde feodalizm egemendi ve büyük toprak sahipleriyle topraksız köylüler arasındaki uçurum çok derindi. Şehirlerde ise bazargan ya da çarşı adı verilen geleneksel küçük burjuvazi, esnaf tarihsel olarak etkin bir sınıf olarak göze çarpmaktaydı. Bu sınıf aynı zamanda toplumun en çabuk örgütlenebilen kesimini oluşturmaktaydı. Özgün bir hiyerarşiye sahip olan İran uleması, mollalar hem toprak sahipleri hem de çarşı esnafı arasında nüfuz sahibiydi. Pek çok açıdan bu sınıfların çıkarlarının temsilciliğini üstlendiği gibi vakıf mülklerine sahip olması açısından kendisi de ekonomik olarak toprak sahibi sayılırdı. Petrolün ekonomik bir ürün olarak devreye girmesiyle birlikte kapitalist ilişkilerin ülkede yayılmaya başlaması sonucunda bir ticaret burjuvazisi ve işçi sınıfı da ortaya çıkmış, 1940’lardan itibaren etkinliğini artıracak olan sanayi burjuvazisinin öncülleri oluşmaya başlamıştı. Ülke, emperyalist ülkeler açısından ise artık, en güçlünün en büyük dilimi alacağı bir pasta olarak görülmekteydi.
Kaçar Hanedanı İran tarihindeki son Türk hanedandır. Bu tarihten sonra Türkler bir daha devlet denetimini ele geçirememişlerdir.
Geç modern dönem (1921–)
Rıza Şah
İngiliz ajanı Sir Ardeşir J. Reporter aracılığıyla İngilizlere tanıtılan Rıza Pehlevî, 1921 darbesiyle İngilizler için çalışmaya başladı ve 1923 yılında başbakan ve sonunda 1925 yılında İran şahı oldu. İngilizlerin himayesi altında İran’daki birçok sosyalist, milliyetçi ve etnik hareketi bastırmayı başardı. 1925 yılında Kaçar hanedanlığını devre dışı bırakarak kendi Pehlevî hanedanlığını kurdu. Kısa sürede Azerbaycan, Arabistan (Huzistan) ve Luristan gibi büyük bölgelerin yarı özerk konumunu ortadan kaldırarak tüm yetkileri Tahran’da merkezileştirdi. Aynı zamanda Farsça olmayan dillerin kullanımını da yasakladı ve bu yasakları kendi aşırı milliyetçi ideolojisi doğrultusunda tüm ülkede uygulamaya başladı. Yönetimi merkezileştirmek doğrultusunda Farsçayı tek yasal dil olarak tanıdı ve diğer milliyetlere ait dillere yasak koydu. Kürtçe, Lurice ve yabancı olan yani Hint-Avrupa dilleri olmayan Türkçe ve Arapça gibi dilleri de Farsçanın bozuk lehçeleri olarak baskı altında tuttu. Fars olmayan topluluklar böylelikle kendi yerli kültürlerini, dillerini, tarihlerini ve günlük yaşam biçimlerini söküp atmaya mecbur edildiler.[43]
Rıza Şah zamanında, devlet bütçesinden, Farsçılık propagandası yapan edebiyatçılara, tarihçilere, eğitimcilere ve sanatçılara büyük bir bütçe tahsis edildi.[44] Bunun en önemli örneği 1925 yılında Ahmed Kesrevi tarafından yayınlanan “Azerîce ya da Eski Azerbaycan’ın Dili” kitabıdır. Kitapta Azerîcenin, Türkçe ile ilgili olmadığı ve aslında Farsçanın bir lehçesi olduğu savunulmuştur. Bir diğer örnek ise TUDEH Partisi'nin kurucularından sayılan Arânî’dir. Arânî, kendi döneminin birçok entelektüeli gibi, Farslaştırma siyasetinden himaye ediliyordu. Azerbaycan ile ilgili bir makalesinde, Azerbaycan’ı “İran’ın beşiği” saymış ve Azerbaycanlıların Farsçayı vahşi Moğolların saldırısı sonucu unuttuğunu iddia etmiştir. Arânî’ye göre bu olay çok tehlikelidir, çünkü Azerileri yanlışlıkla Türk olduklarına ve İran’dan ayrılmaları gerektiğine ikna etmektedir. Ona göre bu sorunu çözmek için devlet, Türkçeyi ortadan kaldırmak ve Farsçayı yaygınlaştırmak için her türlü girişimi yapmak zorundadır.[45]
Rıza Şah sanayileşmeyi, demiryolu taşımacılığını ve yapımını başlatıp İran’da yükseköğretimin temelini attı. Rıza Şah, Rusya ve Birleşik Krallık arasında bir denge politikası yürüttü ancak II. Dünya Savaşı başlayınca Almanya ile yakınlaşması Britanya ve Rusya’yı alarma geçirdi. 1941’de II. Dünya Savaşı boyunca İran demiryolundan yararlanmak amacıyla İran’ı Birleşik Krallık ve SSCB işgal etti.
İşgalin ardından müttefik güçleri, Şah Rıza’nın ülkedeki Alman görevlilerin sınır dışı edilmesi yönündeki isteklerini kabul etmemesi üzerine Şah, oğlu Muhammed Rıza Pehlevî lehine tahtından feragat etmeye zorlandı. Şah Rıza’nın ülkeden uzaklaştırılmasının ardından esas olarak işgal güçlerinin denetiminde olmak kaydıyla Muhammed Rıza Pehlevî iktidarı başlamış oldu.
Muhammed Rıza Pehlevî
Şah Rıza dönemine göre nispeten demokratik bazı açılımlar sağlandı; siyasi tutuklular özgür bırakıldı, basına yönelik sansür (karartma) kaldırıldı, siyasal ve toplumsal örgütlenmelere izin verildi. Artık sesini duyurma olanağı bulan çeşitli toplumsal ve siyasal muhalefet hareketleri bu özgürlük ortamından yararlanarak reform taleplerini yükseltmeye başladılar. Daha sonraki yıllarda ülkenin siyasal ve toplumsal yaşamını büyük ölçüde etkileyecek olan Marksist kökenli Tudeh (Kitle) Partisi de bu ortamda, 1941 yılında kuruldu ve işçi yasası, toprak reformu, kadın hakları gibi geniş toplumsal tabanı kucaklayan talepleriyle önemli destek buldu.
Birleşik Krallık, SSCB ve ABD’nin çıkar mücadelesine sahne olan İran’ın, 1942’de imzalanan anlaşmanın ve 1943’te yapılan Tahran Konferansı’nın ardından, bu üç devlet tarafından yeniden inşa edilmesine karar verildi; fakat SSCB. bu anlaşmaya uymayarak denetimi altındaki bölgede sosyalist nitelikli, 1945'te Azerî Azerbaycan Millî Hükümeti, 1946'da Kürt Mahabad Cumhuriyeti olmak üzere iki özerk devlet kurdurdu. İşgal bölgesini yine aynı yıl, İran’ın kuzey petrol yataklarını işletme konusunda imtiyazlı bir anlaşma imzaladıktan bir ay sonra boşalttı. SSCB işgalinin sona ermesinden hemen sonra İran, bu iki özerk cumhuriyetin varlığına güç kullanarak son verdi. SSCB’ye verilen imtiyaz da ülke içindeki milliyetçilerin ve Birleşik Krallık'ın baskısıyla 1947 yılında geçersiz kılındı.
Operasyon Ajax
Fakat tüm bu gelişmeler ülke içindeki milliyetçi muhalefeti güçlendirmişti. Giderek etkinliğini artıran Ulusal Cephe, 1951’de halkın büyük çoğunluğunun da talebi olan petrolün ulusallaştırılması kararının Meclis’te kabul edilmesini sağladı. Bu karara karşı çıkan Başbakan Razmara’nın öldürülmesinin ardından çıkan ayaklanmadan sonra Şah, Ulusal Cephe’nin lideri Muhammed Musaddık’ı başbakanlığa getirmek zorunda kaldı. Batıda eğitim görmüş, bağımsızlıktan ve ulusal egemenlikten yana olan bir milliyetçiliği savunan Musaddık’ın ilk işi; petrolün ulusallaştırılması yönündeki kararı onaylamak oldu. Bu karar ve Musaddık’ın bağımsızlıkçı politikası Birleşik Krallık ve ABD'nin tepkisini çekmekteydi. Fakat bir süre sonra, başta Musaddık’a destek veren ulema, Muhammed Musaddık’ın Sovyetler’le yakınlaşmasından kaygılanarak hükûmete verdikleri desteği geri çektiler ve Ulusal Cephe dağıldı. TUDEH Partisi ise Musaddık’ı desteklemeye devam etmekteydi. Bu durumdan rahatsız olan ordu içindeki bir grup CIA’in de desteğiyle bir darbe düzenlediler. 1953 yılında Şah, Musaddık’ı görevden almaya çalıştı fakat çıkan isyanın ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Buna karşılık İngilizler A.B.D.’yi Musaddık’ı devirmek için hazırlanan bir plana dahil olmaya davet etti ve 1953’te Başkan Dwight D. Eisenhower Ajax Operasyonu’nun yapılmasını onayladı. Operasyon yapıldı ve Musaddık 19 Ağustos 1953’te tutuklandı. Şah ise kaçmış olduğu Roma’dan dönerek tekrar görevini devraldı. Bu gelişmelerin ardından İran petrollerinin işletilmesi için, %50 hakkı İran’da olmak üzere çok uluslu bir konsorsiyum oluşturuldu.
Operasyon Ajax’tan sonra Muhammed Rıza Pehlevî’nin yönetimi giderek otokratikleşti. ABD’nin desteği ile Şah İran’ın altyapısını modernleştirirken kendisine muhalif bütün siyasî oluşumları istihbarat örgütü SAVAK aracılığıyla ezdi.
1953’te yaşanan olaylar İran’ın siyasal ve toplumsal yaşamı için bir dönüm noktası sayılabilir. Musaddık’ın devrilmesiyle sonuçlanan süreçte bölünen yalnızca uygar milliyetçi güçler olmadı. Tudeh’de de kırılmalar yaşandı. Partiden kopan gençlik örgütünden silahlı mücadeleye başlayan Halkın Fedaileri ve Halkın Mücahitleri örgütleri doğdu. Bu örgütlerin de içinde yer aldığı İran sol hareketi, 1960’lı yıllarda kitlesel etkinlik gösterse de, sol hareketin giderek kitle hareketinden silahlı mücadeleye kaymasıyla toplumsal tabandaki etkisini yitirmiş oldu. Musaddık’ın iktidara gelmesinde de önemli rol oynayan işçi hareketi ise etkinliğini kaybetse de etkisini İslâm Devrimi’ne kadar sürdürdü. Hatta devrimi başlatan, rafineri ve petrol işçilerinin grevi olacaktı.
Ak Devrim
Musaddık iktidarının sonundan İslâm Devrimi’ne uzanan süreçte büyük önem taşıyan gelişmelerden biri Şah’ın 1962 yılında gündeme getirdiği “Ak Devrim” adını verdiği reform paketidir. Ülkede siyasi istikrarı sağlayan Şah Muhammed Rıza petrol gelirinin de yardımıyla sosyo-ekonomik yapıyı sarsıcı biçimde değiştirmekteydi. Bir yandan istihdam artıp, ücretler yükselirken sanayi toplumuna hızlı geçişin sancıları çok güçlü bir şekilde kendini hissettiriyordu. Köylerinden ayrılan milyonlarca topraksız köylü şehirlerin etrafındaki gecekondu bölgelerinde toplanmaktaydı. Bir yandan yeni üretim biçimlerine bağlı olarak ortaya çıkan bir sanayi burjuvazisi giderek zenginleşirken yoksul, işsiz ve umutsuz, ekonomik olduğu kadar siyasal olarak da dışlanmış milyonlar da büyük kentlerin dışında öfkeli bir muhalefetin koşullarını oluşturuyordu. 1953’ün şaşkınlığıyla bölünüp gücünü yitiren sol, bu kitlelerle ilişki kuramazken; ulemanın etkinliği giderek artmaktaydı.
Şah’ın modern kapitalizm yolunda ilerlemek için yürürlüğe koymaya çalıştığı reform ise çarşı ya da bazargan adı verilen ve geleneksel olarak İran’ın siyasal, toplumsal yaşamında büyük önem taşıyan küçük ve orta sınıf esnafın, toprak sahiplerinin ve ulemanın tepkisini çekti. Toprak reformu, seçim reformu ve kadınlara oy hakkının tanınması, devlet işletmelerinin hisselerinin belirli oranda satılması gibi düzenlemeleri içeren Ak Devrim böylelikle tarıma dayalı ekonomiyi devre dışı bırakıp, toprak sahiplerini sanayi yatırımlarına yönelterek sağlam bir kapitalist ekonomik yapı kurmayı hedefliyordu. Ayrıca Şah’ın ulus inşa süreci için bir engel olarak gördüğü çarşı da bu şekilde tasfiye edilebilecekti. Yine bu hedef doğrultusunda eğitim, sağlık gibi alanlarda çeşitli düzenlemeler öngörülmekteydi. Bunun dış politikadaki yansımaları da İran’ın giderek bölgede A. B. D.’nin jandarması rolüne soyunması şeklinde gerçekleşti. 1970’lerde petrol fiyatlarının aşırı artmasıyla bir yandan içerideki modernleşme hamlesini ve bir sanayi atılımını finanse eden İran, bir yandan da satın aldığı gelişmiş silahlarla askeri güç haline gelerek Basra Körfezi’ndeki askeri varlığını fiilen pekiştiriyordu.
Söz konusu reformların tehdit ettiği sınıflar ve kadınların oy hakkı başta olmak üzere bazı yeniliklere karşı çıkan ulemanın kurduğu ittifak, mutsuz yoksul kitlelerin öfkesiyle birleşerek Devrim’e ulaşan süreçte geri dönülmesi zor bir dönemecin aşılmasına neden oldu. Seçim reformuna ulemanın tepki göstermesiyle başlayan olaylar sonucunda pek çok kişi öldü. Bu olaylar sırasında, 1979 Devrimi’nin manevî önderi haline gelecek din adamı Ayetullah Humeynî de siyasal bir önder olarak sivrilmekteydi. Humeynî olaylardan sorumlu tutularak tutuklandı, 18 ay hapiste tutuldu. 1964’te bırakılmasından sonra Humeynî, ABD hükumetini açıkça eleştirdi. Şah, General Hasan Pakravan’ın yönlendirmesiyle Humeynî’yi sürgüne yolladı. Humeynî önce Türkiye’ye, sonra Irak’a, en sonunda ise Fransa’ya gitti. Sürgünde Şah’ı eleştirmeye devam etti.
İslâm Devrimi ve sonrası
İran Devrimi, aynı zamanda İslâm Devrimi [46][47][48] olarak da bilinir, Ocak 1978’de Şah karşıtı ilk büyük halk gösterileri ile başladı.[49] Grevler ve gösteriler ülkeyi ve ekonomiyi felç ettikten sonra Şah 16 Ocak 1979’da ülkeyi terk etti ve 1 Şubat 1979’da büyük bir halk kitlesinin karşılamasıyla Ayetullah Humeynî İran’a geri döndü.[50] Pehlevî Hanedanı 11 Şubat’ta İran ordusu, gerillalar ve militanlar sokak savaşlarında Şah’a bağlı silahlı gruplara karşı üstünlük sağlayınca kendini “tarafsız” ilan etmesiyle tamamen çöktü. 1 Nisan 1979’da İran resmen İslâmî Cumhuriyet oldu.[51][52] Aralık 1979’da ülke teokratik bir anayasayı ve Humeynî’nin ülkenin dinî lideri olmasını onayladı.
Genel af çıkarıldı, belirli bir süre, düzenleme için müzik ve gazete yasağı konuldu. Beni Sadr cumhurbaşkanı oldu.
Devrimin hızı ve gerçekleşmesi Dünya'da birçok kişide şaşkınlık yarattı,[53] çünkü ciddi olarak ne askerî bir karşı koyuş, ne mali bir kriz ne de bir karşı ayaklanma yaşandı.[54] Hem milliyetçi hem de Marksist muhalif gruplar İslâmî gelenekçilerle birlikte Şah’a karşı mücadele etmelerine rağmen onbinlercesi Ayetullah Humeynî yönetiminde İslâm Cumhuriyeti ile sonuçlanan devrim sonrasında İslâmî rejim tarafından idam edildi. ( Bakınız… 1988 İran siyasi suçlu idamları ve Tudeh)[55]
2000 yılında Ayetullah Montazeri, yani Humeynî'nin sağ kolu, yayınladığı Hatıralar adlı kitabında, “1988 yılında 30.000 siyasî tutuklunun Humeynî'nin emriyle idam edildiğini”[56] yazıyordu.
İran Devrimi Sonrası Dış Politika Yaklaşımları
İran, iki kutuplu düzenin dışında bir dış politika söylemi besliyor bunu devrimci bir bakış açısına sığdırmaya çalışıyordu ve özellikle İmam Humeyni döneminde bunu uygulamaya istekli oldu. Sonraki dönemlerde her ne kadar bu söylemde kalmak istediyse de dış politikası günümüze kadar değişimlere uğrayıp farklı bir yöne doğru evrildi. Devrim öncesi Şah dönemi egemen olan batı yanlılığı ve laik düzen, devrim sonrası egemen olan düşünce rejim güvenliği ve rejim güvenliğinin korunması bununla birlikte bir de ülke güvenliği olmuştur.[57]
İran-Irak Savaşı
İran’ın A.B.D. ile ilişkileri devrim sırasında hızla kötüleşti. 4 Kasım 1979’da bir grup İranlı öğrenci, A. B. D. büyükelçiliğinin “casus yuvası” olduğunu iddia ederek elçilik personelini rehin aldı.[59] Elçilik personelini 1953’te Muhammed Musaddık’a düzenlenen komplo gibi devrim hükûmetine karşı halkı ayaklandırmaya çalışmakla suçladılar. Öğrenci liderleri Humeynî’den izin almadan elçiliği basmalarına rağmen Humeynî olayın başarıya ulaşması üzerine onları destekledi.[60] İlk birkaç ay içinde kadın ve Afro Amerikalı rehineler salıverilse de,[60] kalan elli iki rehine 444 gün bırakılmadı.
Öğrenciler rehineler karşılığı Şah’ın verilmesini istedi ancak 1980 yazında Şah’ın ölümü üzerine rehinelerin casusluk suçundan yargılanması talebi gündeme geldi. Jimmy Carter yönetimin müzakere çabaları veya Kartal Pençesi Operasyonu kurtarma harekâtı başarıya ulaşamadı. Ancak 19 Ocak 1981 tarihinde Cezayir Bildirisi’ne istinaden rehinler bırakıldı.
Irak lideri Saddam Hüseyin kendisinin İran Devrimi’nin başlangıç aşamasında algıladığı dağınıklıktan ve İran’daki yönetimin Batılı hükumetler nezdinde itibar görmeyişinden üstünlük sağlamaya karar verdi. Devrim sırasında İran’ın güçlü ordusu dağıtılmıştı. Saddam, Şah zamanından beri Irak’ın üzerinde hak iddia ettiği bölgeleri ele geçirerek Irak’ın Basra Körfezine açılımını genişletme arzusu taşıyordu. Irak için en çok önem taşıyan Huzistan yalnızca Arap nüfusu açısından değil zengin petrol yatakları açısından da değerliydi. Aynı zamanda Ebû Musa ve Büyük ve Küçük Tunb adaları da hedef haline gelmişti. Bu düşünceler içinde Hüseyin İran’a ani bir saldırı yapmayı ve başkent Tahran’a üç gün içinde ulaşmayı öngören bir plan yapmıştı. 22 Eylül 1980’de Irak ordusu savaşı başlatacak şekilde Huzistan’a girdi. Saldırı devrimci İran tarafından tamamen şaşkınlıkla karşılandı.
Saddam Hüseyin’in kuvvetleri 1982’ye kadar çeşitli ilerlemelerde bulunsa da İran kuvvetleri Irak kuvvetlerini tekrar Irak’a geri çekilmek zorunda bıraktı. Humeynî Irak’ın batı kısmında çoğunlukta olan Şiî Arapların yer aldığı kesimde İslâmî devrimine taraftar bulmaya çalıştı. Savaş 1982’den sonra altı yıl daha devam etti. Humeynî’nin kendi ifadesi ile “bir tas dolusu zehri” içerek BM’in barış antlaşmasını kabul etmesiyle de savaş sona erdi. On binlerce İranlı sivil ve asker Irak kimyasal silah kullandığı için öldü. Irak’a silah satan ülkeler; Mısır, Basra Körfezi’nin Arap ülkeleri, Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ülkeleri, (1983’ten itibaren) ABD, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya, Brezilya ve (aynı zamanda İran’a silah satan) Çin. İran sekiz yıl içinde kimyasal silahlardan dolayı 100.000’den fazla kurban verdi.[61] İran’ın toplam yaralısının 500.000 ile 1.000.000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Tüm uluslararası ajanslar savaş sırasında Saddam’ın İran’ın insan dalgası hücumları karşısında kimyasal silah kullandığını doğrularken İran’ın hiç kimyasal silah kullanmadığını teyit etmişlerdir.[62][63][64]
Coğrafya ve iklim
İran, 1.648.195 km2’lik yüz ölçümüyle Türkiye'nin komşuları arasında yüz ölçümü Türkiye'den büyük olan tek komşu ülke, aynı zamanda yüz ölçümü açısından, Libya'dan sonra ve Moğolistan'dan önce gelen Dünya'nın 18. büyük ülkesidir.[65] Ülkenin yüz ölçümü kabaca Birleşik Krallık, Fransa, İspanya ve Almanya yüz ölçümü toplamlarına eşit ya da Alaska'nın yüz ölçümünden çok az küçüktür.[66][67] Kuzeybatıda Azerbaycan ile (432 km/268 mi) ve Ermenistan ile (35 km/22 mi) uzunluğunda; kuzeyde Hazar Denizi; kuzeydoğuda Türkmenistan ile (992 km/616 mi) uzunluğunda; doğuda Pakistan (909 km/565 mi) ve Afganistan ile (936 km/582 mi) uzunluğunda ve batıda Türkiye ile (499 km/310 mi) uzunluğunda ve Irak ile (1.458 km) uzunluğunda ve son olarak güneyde Basra Körfezi ve Umman Körfezi ile sınırlara sahiptir. İran'ın yüz ölçümü 1.648.000 km2'dir.[68]
İran'da Hazar Denizi ile Huzistan kıyıları arasında İran platosu bulunmaktadır. Dünya'daki en dağlık ülkelerden biridir, coğrafyası çeşitli havza ve platoları biririnden ayıran halı gibi serilmiş sıradağlar ile biçimlendirilmiştir. Kafkas, Zagros ve Elburz sıradağları ile nüfusun yoğun olarak bulunduğu Batı bölgesi en dağlık kesimdir; en son belirtilen sıradağlar içinde yer alan Demavent Dağı 5.604 m yüksekliğiyle yalnız İran'ın değil Hindukuş Dağlarının batısındaki Avrasya topraklarının en yüksek dağıdır.[69] Yükseklikleri yer yer 5.000 metreye yaklaşan bu dağ sıraları iç bölgelerde çok sert bir kara ikliminin yaşanmasına neden olur. Hatta bu bölgelerde geniş çöl alanları bulunur.
Ülkenin doğusunun büyük kısmında, kuzey orta bölgesinde ülkenin en büyük çölü olan Kebir Çölü (Deşt-i Kebir) ve güneyinde ise Lut Çölü (Deşt-i Lut) gibi çöl havzaları olmak üzere bazı tuz gölleri bulunmaktadır. Bunun nedeni dağ sıralarının bu bölgelere yağmur bulutlarının ulaşmasını engelleyecek kadar yüksek olmasıdır. Büyük ovalar yalnızca Hazar Denizi kıyısında ve Basra Körfezi'nin kuzey ucunda İran'ın Şatt-ül-Arap (Arvand Rūd) nehri deltasındaki sınırları boyunca bulunmaktadır. Küçük, düzensiz ovalar ise Basra Körfezi'nin Hürmüz Boğazı ve Umman Körfezine bakan kıyılarındadır.
İklim ve bitki örtüsü
İran'ın iklimi çoğunlukla kurak veya yarı kurak ve Hazar Denizi kıyısında subtropikaldir. Ülkenin kuzey sınır bölgesinde kış aylarında sıcaklıklar neredeyse donma noktasının altına düşer ve iklim yıl boyu nemli kalır. Yaz sıcaklıkları nadiren 29 °C'yi aşar (85 °F).[70][71]
İran'ın iklim şartları, kuzeybatısında Irak ve Türkiye sınır bölgelerinde yer alan topoğrafik ve dağlık yapısı nedeniyle, ülkede bitki örtüsü olarak bozkır ve orman bulunur. Ülkenin kuzeybatısındaki dağlık bölgede kavak, Söğüt ve Meşe ağaçları bulunur.
Yönetim
Hükümet ve siyaset
İslâm Cumhuriyetinin politik sistemi 1979 İran Anayasası'na dayanmaktadır.[72] Sistem girift bir şekilde birbirine bağlı çeşitli yönetim yapılarını kapsamaktadır.
Uluslararası raporlara göre İran'ın insan hakları sicili oldukça zayıftır. İran'ın siyasal rejimi antidemokratiktir.[73][74] Hükûmete veya Dini lidere yönelik eleştirmenler sıklıkla tutuklanır ve siyasal aktivitenin diğer türlerinde olduğu gibi, adayların seçimlere katılması da ciddi şekilde kısıtlanmaktadır.[75][76] İran'da kadın hakları ciddi biçimde yetersiz olarak tanımlanmıştır[77] ve çocuk hakları ciddi şekilde ihlal edilmektedir, İran'da dünyadaki diğer tüm ülkelere göre daha fazla çocuk suçlu idam edilmektedir.[78][79] Aynı cinsiyetten olan kişilerin cinsel aktiviteleri yasa dışıdır ve ölüme varan cezalarla cezalandırılabilir.[80][81] 2000'li yıllardan bu yana, İran'ın tartışmalı nükleer programı, ülkeye karşı uluslararası yaptırımların temelini oluşturan endişeleri gündeme getirmiştir. 14 Temmuz 2015 tarihinde başlatılan, İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya arasında varılan bir anlaşma olan Ortak Kapsamlı Eylem Planı, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum üretimini kısıtlaması karşılığında nükleer yaptırımları gevşetmeyi amaçlamaktadır.
Dinî lider
İran Dinî Lideri İran İslâm Cumhuriyeti’nin genel politikalarının tanımlanmasından ve denetiminden sorumludur.[82] Dini Lider din adamlarından oluşan Uzmanlar Meclisi tarafından kaydı hayat şartıyla seçilir. Dini lider, silahlı kuvvetlerin Başkomutanıdır, askerî istihbaratı ve güvenlik operasyonlarını kontrol eder ve savaş açmada veya barış kabul etmede tek yetkilidir.[82] Yargının, devlet radyo ve televizyonunun, polis kuvvetlerinin, silahlı kuvvetlerin baş yöneticileri ve 12 üyeli Anayasa Koruma Konseyi’nin altı üyesi Dinî Lider şehmuz tarafından atanır.[82]
Uzmanlar Meclisi
Uzmanlar Meclisi liyakat ve sahip olunan itibara bağlı olarak İran dinî liderini seçer ve görevinden alır.[83] Danışmanlar Konseyi dinî lidere yasal görevleri konusunda danışmanlık yapmakla sorumludur. Danışmanlar Konseyi, yılda bir kez toplanır, sekiz yıllığına genel oy ile seçilen 86 “yetenekli ve eğitimli” hukukçudan oluşur. Devlet Başkanlığı ve meclis seçimlerinde olduğu gibi Anayasa Koruma Konseyi adayların yeterliliğini belirler.[84] Konsey dinî lideri seçer ve dinî lideri her zaman görevden alma konusunda anayasadan kaynaklanan yetkisi vardır.[84] Bütün toplantıları ve belgeleri çok gizlidir ve Konsey’in dinî liderin kararlarının herhangi bir tanesiyle çelişen bir kararı bilinmemektedir.[84]
İran Devlet Başkanı
Anayasa İran Devlet Başkanı'nı dinî liderden sonraki en yüksek devlet otoritesi olarak tanımlar.[82][86] Devlet Başkanı dört yıllığına genel oy ile seçilir ve yeniden yalnızca bir kez daha seçilebilir.[86] Örneğin İran Devlet Başkanı Mahmut Ahmedinejad 2005 İran Devlet Başkanlığı Seçimleri'nde seçilmiştir ve ardından 2009’da yapılan seçimlerde tekrar cumhurbaşkanı olmuştur.[87] Başkan adayları, İslâm devriminin ülkülerine bağlılıklarından emin olmak üzere mutlaka Anayasa Koruma Konseyi’nden onay almalıdır.[88] Anayasanın 115. maddesine göre Cumhurbaşkanı Şii mezhebinden olmalıdır.[7] Devlet Başkanı anayasanın uygulanmasından ve her konuda son sözü söyleme yetkisine sahip olan dinî lidere bağlı olan konular dışında yönetim yapılarının çalışmasından sorumludur.[82] Devlet Başkanı Bakanlar Kurulunu atar ve onlardan danışmanlık alır, hükûmet kararlarını yönlendirir ve yasamanın önüne konacak hükûmet politikalarını seçer.[89] Devlet Başkanı’na bağlı olarak sekiz kişilik yardımcılar kurulu ve yirmi iki kişiden oluşan ve meclis tarafından onaylanması gereken bir Bakanlar Kurulu vardır. [90] Birçok devlette olan uygulamanın tersine İran’da hükûmet orduyu kontrol etmez. Devlet Başkanı İçişleri ve Savunma Bakanı’nı atasa da, mecliste bu iki bakanlık için güvenoyu almadan önce dinî liderin açık onayını alması bir gelenektir.
İran Meclisi
2008 yılı itibarıyla İran Meclisi tek meclisli bir yapıdır.[91]İran devrimi öncesinde yasama iki meclisli idi ancak İran Senatosu yeni Anayasa’da kaldırıldı. İran Meclisi dört yıllığına seçilen 290 üyeden oluşmaktadır.[91] Meclis yasama faaliyetini yürütür, uluslararası antlaşmaları değerlendirir ve ulusal bütçeyi onaylar.[92] Tüm meclis üyeleri ve Meclis’teki tüm yasama çalışmaları Anayasa Koruma Konseyi tarafından onaylanmalıdır.[92][93]
Anayasa Koruma Konseyi
Anayasa Koruma Konseyi altı tanesi Dinî Lider tarafından atanan on iki üyeden oluşmaktadır. Diğerleri İran Yargı’sı tarafından aday gösterilen hukukçular arasından İran Meclisi tarafından seçilmektedir.[86][94] Konsey anayasayı yorumlar ve Meclis kararlarını iptal edebilir. Eğer bir yasa anayasa veya Şeriat ile uyumlu değilse Meclis’e düzeltilmesi için tekrar geri gönderilmektedir.[86] Çelişkili gibi görünse de Konsey İran Anayasası’na dayanarak parlamento üyelerini veto etmiştir.
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Meclis ve Anayasa Koruma Konseyi arasındaki anlaşmazlıklarda çözüm bulma yetkisine sahiptir ve Dinî Lider’i ülkedeki en güçlü yönetim yapısı yapacak biçimde ona danışmanlık görevi sunar.[95]
Yargı sistemi
Dinî lider, sırayla Üst Mahkeme ve Başsavcı’yı atayan Yargı Sistemi Başkanı atar. [84] Sulh ve ceza konuları ile ilgilenen mahkemeleri de içine alan çeşitli tipte mahkemeler ve ulusal güvenlik gibi önemli güvenlik konularına bakan “devrim mahkemeleri” de vardır. Devrim mahkemelerinin kararları kesindir ve temyiz edilemez.[84] Özel Din Adamları Yargılama Mahkemesi, dinle ilgili konulara baktığı gibi, din adamları tarafından işlendiği öne sürülen suçlara bakar. Normal yargı işleyişinin dışında çalışır ve yalnızca Dinî Lider’e karşı sorumludur. Mahkemelerinin kararları kesindir ve temyiz edilemez.[84]
İdarî yapılanma
İran, idari olarak ostanlara (Farsça: استان — ostān; çoğul: — استانﻫﺎ — ostānhā), ostanlarda şehristanlara (Farsça: شهرستان), şehiristanlarda bahşlara (Farsça: بخش) ayrılmaktadır. Ostanların merkezi genellikle (Farsça: مرکز — markaz) ostandaki en büyük şehir olmaktadır. Ostan yönetiminin başında Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmasına istinaden İçişleri Bakanı tarafından atanmış olan bir vali-komutan (Farsça: استاندار — ostāndār) bulunur[96]. İran idari olarak 30 ostana ayrılmıştır:
Sıra | Şehir | İl | Vilayetin Kuruluş Yılı |
2006 | 1996 | 1986 | 1976 | 1966 | 1956 |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Tahran | Tahran | 1885[97] | 7.705.036 | 6.758.845 | 6.042.584 | 4.530.223 | 2.719.730 | 1.512.082 |
2 | Meşhed | Razavi Horasan | 1918 | 2.410.800 | 1.887.405 | 1.463.508 | 667.770 | 409.616 | 241.984 |
3 | İsfahan | İsfahan | 1928 | 1.602.110 | 1.266.072 | 986.753 | 661.510 | 424.045 | 254.708 |
4 | Tebriz | Doğu Azerbaycan | 1917 | 1.398.060 | 1.191.043 | 971.482 | 597.976 | 403.413 | 289.996 |
5 | Kerec | Elburz | 1934 | 1.377.450 | 940.968 | 611.510 | 137.926 | 44.243 | 14.526 |
6 | Şiraz | Fars | 1950 | 1.227.311 | 1.053.025 | 848.289 | 425.813 | 269.865 | 170.659 |
Şehir ve köy meclisleri
İran şehir ve köy meclislerine aday olanlar halkoyu ile dört yıllığına seçilirler. İran Anayasası’nın 7. maddesine göre Meclis ile beraber bu yerel meclisler “devletin karar alma ve yürütme organı”dır. Bu madde 1999’da ilk yerel seçimler yapılana kadar uygulanmadı. Meclislerin başkanların seçimi, belediye çalışmalarına danışmanlık yapılması, kendi bölgelerinin toplumsal, kültürel, eğitim, sağlık, ekonomik ve refah gereksinimlerini karşılayacak çalışmaların gerçekleştirilmesi ve toplumsal, ekonomik, yapısal, kültürel, eğitim ve diğer refah konularının hayata geçirilmesinde ulusal paydanın planlanması ve düzenlenmesi gibi görevleri vardır.
Askeriye
Ekonomi
İran ekonomisi planlı ekonomi, petrol ve diğer büyük sektörlerde devlet işletmeciliği, köy tarımı ve küçük ölçekli özel işletme ve hizmet yatırımlarının bir karışımıdır.[98] Ekonomik altyapısı son 20 yıl içinde düzenli bir oranda gelişmektedir ancak enflasyon ve işsizlikten etkilenmektedir.[99] 21. yüzyılın başında hizmet sektörü GSMH’da en büyük yüzdeye sahip oldu; hizmet sektörünü madencilik, imalat ve tarım izledi. 2006'da yaklaşık olarak hükûmet bütçesinin %45’i petrol ve doğal gaz ödemelerinden ve %31’i vergi ve harçlardan geldi. 2000-2004 arasında hükûmet harcamaları yıllık %14'lük bir enflasyon oluşturdu. İran $70.000.000.000'lık döviz rezervinin %80’ini ham petrol ihracatından elde etmiştir.[100] 2007’de GSMH'nin $206.000.000.000 (satın alma gücü paritesi açısından ise $852.000.000.000) veya kişi başına düşen millî gelir açısından $3.160 (satın alma gücü paritesi açısından ise $12.300).[68] İran'ın resmî olarak yıllık büyüme oranı ise %6'dır.[101] Bu veriler ve çok çeşitli olan ancak küçük ölçekli sanayi yapısı nedeniyle, BM İran’ın ekonomisini yarı-gelişmiş kabul etmektedir.[102]
Hizmet sektörü GSYİH içindeki payı açısından en uzun süreli büyümeyi göstermiş olsa da sektör dengeli değildir. Üretimin serbestliği ve ambalajlama ve pazarlamanın yeni ihracat pazarlarının gelişimini desteklemesi ile beraber devlet yatırımı tarım üretimi artırdı. Ülke çapında son yıllarda birçok barajın yapılması ile büyük ölçekli sulama ve ihracat amaçlı üretilen hurma, çiçek ve fıstık gibi tarım ürünleri 1990'lar sonrasında sektörler arasında en hızlı ekonomik büyümeyi sağladı. İran'ın büyük ticari ilişkileri olan ülkeler Çin, Almanya, Güney Kore, Fransa, Japonya, Rusya ve İtalya’dır.
%1,8’e yakın bir oranda istihdam sağlayan turizm sektörünün önümüzdeki beş yıl içinde istihdam açısından %10'luk bir oranı yakalaması bekleniyor.[103] 2004 yılında 1.659.000 yabancı turist İran'ı ziyaret etmiştir; turistlerin çoğunluğu Orta Asya cumhuriyetleri de dâhil olmak üzere Asya ülkelerinden gelirken çok küçük bir kısmı Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika ülkelerinden gelmiştir. 2000’li yılların başında sanayi hâlâ altyapı, iletişim, denetleyici normlar ve yetişmiş çalışan konularında ciddi sorunlar yaşamaktadır.[104] İran turizm geliri açısından Dünya'da 89. sıradadır ancak aynı zamanda Dünya'daki en turistik ilk on ülke arasındadır.[105] Yetersiz tanıtım, dengesiz bölge şartları, Dünya'daki olumsuz imaj, turizm sektöründe etkili planlama yetersizliği turizmde büyümeyi engellemiştir.
1990'ların sonlarından itibaren İran; Suriye, Hindistan, Venezuela ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkelerle ekonomik iş birliğini geliştirdi. İran, Türkiye ve Pakistan ile ticaret ilişkilerini de geliştirmekte ve Ekonomik İşbirliği Örgütü adı verilen kurum aracılığıyla Batı ve Orta Asya’da ortak bir pazar oluşturma hedefini diğer ülkelerle paylaşmaktadır. İran, ithalat üzerinde daha çok azaltılmış sınırlamalar/vergiler ve Çarbahar, Keşm ve Kiş adaları serbest ticaret bölgeleri gibi yatırım için uygun bir iklim yaratarak milyarlarca dolar yabancı yatırım çekmeyi planlamaktadır.
Şimdiki hükûmet daha önceki hükûmetin pazar reform planlarını takip etmeye devam etmekte ve İran’ın petrole dayalı ekonomisini çeşitlendirmeye çalışacağını ifade etmektedir. Bunu devlet yatırımlarını otomotiv, imalat, uzay sanayileri, tüketici elektroniği, petrokimya ve nükleer teknoloji gibi alanlara yaparak gerçekleştirmeye çalışıyor. İran biyoteknoloji, nanoteknoloji ve ilaç sanayilerinde de açılımlar yapmaktadır.[106] Güçlü petrol pazarı 1996’dan beri İran üstündeki finansal baskıların hafiflemesine neden oldu ve Tahran'ın borç servisinin ödemelerini yapmasını sağladı. İran'ın bütçe açıkları her zaman kronik bir sorun olmuştur; özellikle geniş ölçekli devlet sübvansiyonları; indirimli yiyecek sağlanması ve özellikle benzin satışı; tek başına enerji sektörüne maliyeti 2008 için 84.000.000.000 dolardır.[107][108]
Tarım, İran'ın geleneksel faaliyetlerinden biridir. Antik dönemde yerleşik düzene geçilmiş olan ülkede doğudan gelen göçebe boylarla yaşanan gerilim ülke tarihinde belirleyici olmuştur. Bugün bile ülkede hâlâ önemli bir nüfusa sahip olan göçebe topluluklar bir sorun kaynağı olarak görülür. Ülkede tarım vadi tabanlarında, plato eteklerindeki vahalarda ve nemli alçak basınç hareketlerine açık yağış alan bölgelerde yapılır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, şekerkamışı, pamuk, tütün, pirinç, çay ve tahıllardır; fakat pirinç dışındaki ürünler ihtiyacı karşılamaktan uzaktır.
Hayvancılık da İran'ın önemli ekonomik faaliyetlerinden biridir. Göçebe yaşantısını sürdüren pek çok topluluk geçimini küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğiyle sağlar. İpekböceği ve Hazar kıyısında Dünya'nın en kaliteli havyarlarının elde edilmesini sağlayan mersin balığı da ülke ekonomisi için önemli hayvanlardan sayılabilir. Zanaatkârlık tarih boyunca İran için önemli olmuştur. Gerek hayvancılık ve ipek üretimine bağlı olarak gelişen halıcılık, gerekse ülkenin geleneksel sanatları sayılabilecek süslemecilik ve tezhip gibi sanatlara bağlı olarak gelişen bakır işlemeciliği, çanak çömlek yapımı gibi el sanatları İran'ın Dünya'da tanınmasına neden olmuş faaliyetlerdendir. Bunlarla da bağlantılı olarak, küçük ticaret, esnaflık, daha sonra da göreceğimiz gibi, ülkenin sosyo-politik yapısına etki edecek derecede önemli olagelmiştir.
Bütün bu geleneksel faaliyetlere karşın, günümüzde ülkenin ekonomik kaderini tayin eden, nispeten yeni bir ürün olan petrol ve doğal gazdır. Petrol İran için öylesine önemli bir üründür ki; ülkenin son yüz yıllık tarihinin belirlenmesi, modernleşmesi ve sanayileşmesi hep petrole dayalı olarak gerçekleşmiştir. 1908'den beri işletilmekte olan petrolün tamamına yakın güneybatıdaki Huzistan bölgesinden ve Zağros Dağları ile Basra Körfezi kıyıları arasında kalan şeritten çıkarılır. İç bölgelerdeki nispeten zayıf ya da işletilmesi güç petrol yatakları ise doğal gaz bakımından zengindir. Dünya petrol rezervlerinin %10’unun, doğal gaz rezervlerinin ise %20’sinin İran’da olduğu tahmin edilmektedir. İran-Irak Savaşı öncesinde yıllık 300.000.000 tona kadar çıkan savaş döneminde 50.000.000-60.000.000 tona düşen petrol üretimi bugün hâlâ 200.000.000 tonun altındadır. Ülkenin en önemli sanayi işkolu petrole bağlı olarak gelişen petrokimya sektörüdür. Rafineriler dışında petrol ve doğal gaz boru hatları da petrolün işlenmesi ve iletilmesi açısından önem taşımaktadır. Başta demiryolu ve karayolu olmak üzere pek çok altyapı olanağının ve diğer sanayi alanlarının geliştirilmesi de özellikle 1970'li yıllarda elde edilen petrol gelirleri sayesinde gerçekleştirilmiştir.
İran ekonomisi, merkezi planlamanın, devletin ve bazı büyük şirketlerin yönetiminde olan petrol sanayisinin, küçük çapta özel ticaretin ve tarımın karışımından oluşmaktadır. İran ekonomik altyapısı son 20 yılda sürekli bir büyüme göstermese de; ekonomi, enflasyon ve işsizlikten olumsuz etkilenmeyi sürdürmüştür. 20. yüzyılın başlarında hizmet sektörü GSYIH'nin en büyük dilimini oluşturmaya başlamış, hizmet sektörünü sanayi ve tarım sektörleri takip etmiştir. Devlet bütçe gelirlerinin yaklaşık %45'i petrol ve doğal gaz gelirlerinden, %31'i ise vergilerden elde edilmektedir. 2000-2004 yılları arasında, bütçe harcamalarına yıllık %14'lük bir enflasyon oranı eşlik etmiştir. 2006 yılında İran'ın nominal GSYİH'si $195.500.000.000 ve kişi başına düşen millî gelir $2.440 olarak hesaplanmıştır. Tüm bu rakamlar ve İran'ın çeşitli ama küçük çapta sanayisi gözönüne alındığında, Birleşmiş Milletler İran ekonomisini yarı-gelişmiş olarak sınıflandırmıştır.
Hizmet sektörü, GSYIH'deki payı açısından uzun vadede en hızlı artışı göstermesine karşın, inişli çıkışlı bir grafik sergilemektedir. Devlet yatırımları, üretimin serbestleştirilmesi ve yeni dışsatım(ihracat) pazarlarının bulunması ile birlikte tarımda patlama yaratmıştır. Ülke çapında inşa edilen birçok baraj sayesinde, büyük ölçekte sulama projeleri hayata geçirilmiş, ihracata ve sanayiye yönelik tarım geliştirilmiş ve böylece 90'lı yıllarda İran'daki başka hiçbir sektörün elde edemediği bir büyümeye elde edilmiştir. Her ne kadar 1998-2001 yılları arasında art arda yaşanan aşırı kurak yıllar tarımsal çıktıyı olumsuz yönde etkilese de, tarımsal işgücünün önemli bir yüzdesini elinde tutmaktadır.
İran'ın başlıca ticaret yaptığı ülkeler Çin, Almanya, Güney Kore, Fransa, Japonya, İtalya ve Rusya'dır. İran, 90'ların sonundan beri Suriye, Hindistan, Küba, Venezuela ve Güney Afrika gibi ülkelerle yaptığı ekonomik iş birliğini de geliştirmektedir.
Kıta | Ülkeler | Proje sayısı | Yatırımların toplam tutarı |
---|---|---|---|
Asya | BAE, Singapur, Endonezya ve Umman | 190 | $11.600.000.000 |
Avrupa | Almanya, Hollanda, İspanya, Birleşik Krallık, Türkiye, İtalya ve Fransa (toplamda 20 ülke) | 253 | $10.900.000.000 |
Amerika | Kanada, Panama, A. B. D. ve Jamaika | 7 | $1.400.000.000 |
Afrika | Moritanya, Liberya ve Güney Afrika | Yok | $8.000.000.000 |
Avustralya | Avustralya | 1 | $682.000.000 |
Enerji
İran doğal gaz rezervi açısından Dünya'da ikinci ve petrol rezervi açısından Dünya'da üçüncü durumdadır.[109] 2005'te, kaçakçılık ve yetersiz ülke içi kullanım nedeniyle İran petrol ithalatına $4.000.000.000 harcamıştır.[110] 2005'te petrol endüstrisi günde ortalama 4.000.000 varil üretime ulaşmıştır; 1974'te ise günde ortalama 6.000.000 varil üretim yapılıyordu. 2000'li yılların başında endüstri altyapısı teknolojik yetersizlikten dolayı çok zayıflamıştı. 2005'te çok az sayıda araştırma kuyusu açıldı.
2004'te, İran'ın doğal gaz rezervinin büyük bir kısmı henüz kullanıma açılmamış durumdaydı. Yeni hidroelektrik istasyonlarının eklenmesi ve klasik kömür ve petrol ile çalışan istasyonlarının hatlara bağlanmasıyla ülke kapasitesi 33.000 megavata yükselmiştir. Bu miktarın %75'i doğal gaz, %18'i petrole ve %7'si hidroelektrik enerjiye dayanmaktadır. 2004'te İran ilk rüzgâr enerji ve jeotermal santrallerini açtı; ilk termal güneş santralini da 2009'da kullanıma açmaya hazırlanıyor.
Nüfus artışı ve yoğun endüstrileşme elektrik ihtiyacının yılda %8 oranında artmasına neden olmuştur. Hükûmet, 2010 itibarıyla 53.000 megavatlık kapasite hedefine ulaşmak için gaz ile çalışan yeni enerji santrallerini etkin hale getirmeyi, hidroelektrik santraller eklemeyi ve nükleer enerji santraleri kurmayı planlamaktadır. İran'ın Buşehr'deki ilk nükleer enerji santrali 2007 yılı itibarıyla henüz faaliyete geçmemişti.[104]
Toplum yapısı
Yapılan araştırmalara göre İran nüfusunun %61'ini Farslar, %16'sını Azerî Türkleri, %10'unu Kürtler, 6%'sını Lurlar, %2'sini Belûcîler, %2'sini Araplar ve %2'sini Kaşkay Türkleri ve diğer Türkmen gruplar oluşturur.[68]
Dil
İran Anayasası’nın 15. maddesine göre İran’ın resmî dili bir Güneybatı İran dili olan Farsçadır, ancak Farsçaya ek olarak yerel ve aşiret dillerinin basında ve kitle iletişim araçlarında ve çocukların edebiyatlarını öğrenmeleri için okullarda öğretilmesine izin verilmiştir.[111] Buna rağmen Farsça İran’da lingua franca görevi görmektedir ve yayınların ve basılan eserlerin çoğu bu dildedir.
Farsça, Hint-Avrupa dillerinin Hint-İran dilleri dalına ait bir dildir. Eski Farsça’ya ait en eski kayıtlar Ahameniş İmparatorluğuna kadar gitmektedir[112] ve Eski Farsça örnekleri günümüzde İran, Irak, Türkiye ve Mısır’da bulunmaktadır. Modern İran'da Farsça toplumun %53'ünün ana dilidir. Farsçaya ek olarak İran'da konuşulan, Kürtçe (%10), Mazenderanca ve Gilanca (%7), Luri (%6) ve Beluçça (%2) gibi pek çok İrani dil bulunmaktadır.[113]
İran coğrafyası belli dönemlerde farslaşmış ve Türk-İran geleneğine mensup hanedanlar, aşiretler ve ordular tarafından yönetilmiştir. Türk dilleri de bu nedenden ötürü modern İran'da da yaygındır. Bu dillerin başında Güney Azerbaycan ile Fars Eyaleti'nde yaygınca konuşulan Azerice ve Kaşkayca gelmektedir. Toplumun yaklaşık %18'i Türki bir dil konuşmaktadır.[113]
Arapça genel toplumun yaklaşık %2'si tarafından konuşulmakla beraber, bu oran Arapların nüfusun %33'ünü oluşturduğu Huzistan Eyaleti'nde çok daha yüksektir. Hürmüzgan Eyaleti' nde de Arapça ortalamadan daha yüksek oranlarda konuşura sahiptir.
Bu dillere ek olarak Talışça, Gürcüce, Ermenice, İbranice, Tatça ve Çerkes dilleri konuşurları toplumun yaklaşık %1'ine tekabül etmektedir.[113]
Din
Moğol istilalarından önce İran'da Sünnilik baskın bir mezhep idi, ancak daha sonra Safevîlerin ortaya çıkışı ile Şiilik İran'ın ve günümüz Azerbaycan'ının tamamında hâkim oldu.[117]
Pew Araştırma Merkezi tarafından Mayıs 2019'da yapılan bir araştırma, İranlıların% 87'sinin, Afganistan'dan sonra (% 96) ve Endonezya'nın önünde (% 96) Asya-Pasifik'teki en yüksek ikinci yüzde olan her gün dua ettiğini buldu.[118]
İran nüfusunun dinî yapısını resmi olarak %90'ını Şiî Müslümanlar, %8'ini Sünnî Müslümanlar, kalan %2'sini ise diğer dinlere mensup insanlar Ahli-Hak, Bahâîler, Sâbiîler, Hindular, Hristiyanlar (Ermeniler (İsfahan), Keldânîler, Ortodoks Gürcüler), Musevîler, Sâbiîler, Yezîdîler ve Zerdüştler (Yezd civarı) oluşturmaktadır.[68] Hindu, Keldani ve Sâbiîlik inançlarıa bağlı topluluklar azdır. İran'da dinî azınlıkların inanç özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış olup azınlık temsilcilerine (Ortodoks Hristiyanlık, Musevîlik ve Zerdüştlük) Meclis'te koltuk ayrılmıştır. İran hükûmeti tarafından "sapkın bir inanç" olarak nitelendirilen Bahâîlik ise yasak olup bazen sert kovuşturmalara uğramaktadır.[119][120]
Ülkenin resmî mezhebi olan Şiîlik ve 12 İmam (İsna Aşeriye) inancı, ülkenin özellikle orta ve kuzey kısımlarında güçlüdür. Sünnilik inancıysa ağırlıklı olarak ülkenin kuzeybatısındaki Kürtler ile Pakistan sınırındaki Belûcilerde ve Horasan eyaletinde yerleşik Türkmen aşiretlerinde yaygındır.
Nüfus
81.824.270'luk (Temmuz 2015) nüfusa sahip olan ülke, hem etnik hem de mezhepsel bakımdan büyük çeşitlilik göstermektedir. Genel nüfusun %60'ı İrani denilen karakteristiğe sahiptir. Ülkenin kuzeybatısında, "İran Azerbaycanı" olarak adlandırılan bölge ve etrafında; Doğu Azerbaycan Eyaleti'nin Ahar, Bunab, Merend, Sarab, Shabestar, Tebriz; Batı Azerbaycan Eyaleti'nin Hoy, Maku, Miyandoab, Nakadeh, Salmas, Takab, Urmiye; Erdebil Eyaleti'nin Erdebil, Meskinşehr, Parsabad; Hamedan Eyaleti ve Zencan Eyaleti'nde yaşayan Türkler İran'da Farslarla beraber en büyük etnik topluluktur.
İran'da Türklerin yoğun olduğu yöreler: Abhar, Abiverd, Abyek, Ahar, Akbarabad, Alvand, Anzali, Ardabil, Asadabad, Astara, Avej, Bahar, Bayadistan, Bijar, Binab, Bojnurd, Buinzehra, Damavand, Esferain, Eslamshahr, Fereydan, Firuzabad, Firuzkuh, Garmi, Geydar, Gharadagh, Gharchak, Ghazvin, Ghods, Ghom, Ghorve, Guchan, Hamadan, Hurramdara, İshtihard, Julfa, Kabudarahang, Kalat, Karaj, Khalajistan, Khalkhal, Kharaghan, Khoy, Khudabande, Kivi, Mahanshan, Maku, Malakan, Maragha, Marand, Mazdaghan, Melard, Meshgin, Miyandoab, Miyane, Mughan, naghade, Namin, Nazarabad, Pakdesht, Razan, Razghan, Rey, Robat Karim, Salmas, Sarab, Save, Savujbulakh, Shabistar, Shahindej, Shahriyar, Shirvan, Songhur, Soyughbulagh, Tabriz, Tafresh, Takistan, Tarum, Tehran, Tekab, Tufargan, Urmiye, Zanjan, Zarrinabad.
Azeriler dışında Kaşkaylar, Fars Eyaleti: Abadeh, Faraşbend, Firuzabad, Kazerun, Semirom ve Şiraz'da, Türkmenler ise Gülistan Eyaleti'nde Bender-i Türkmen'de ve Günbed-i Kavus yaşamaktadır.
Bunun dışında Bahtiyarîler ve Belûciler gibi Fars kökenlilerden başka etnik topluluklar da ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturur. Çoğunluğu Sünni olan ve Irak sınırına yakın bölgede yoğun olarak yaşayan Kürtler de 5.000.000 yaklaşan nüfuslarıyla önemli bir etnik topluluktur. Kürtler, resmî mezhebin Caferîlik olması sebebiyle sisteme entegre olamamışlardır.
Kültür
İran kültürü İslâm öncesi ve İslâmî kültürün bir karışımıdır. Büyük olasılıkla Orta Asya ve Andronovo Kültürü'nden kaynaklanan İran kültürü, MÖ 2000’lerdeki İran bölgesi kültürünün mirasçısı olarak büyük oranda kabul edilmektedir. İkinci bin yıl sırasında entelektüellerin ve dinin ve daha önce de halkın dili olarak Farsça ile beraber İran kültürü uzun bir süre Orta Doğu ve Orta Asya’nın baskın kültürü olmuştur. İran kültürünün görece olarak Çin, Hint ve Roma medeniyetlerini etkilemesi açısından Sâsânî İmparatorluğu İran’da önemli ve etkili bir dönem oluşturmuştur,[121] ve aynı şekilde batı Avrupa ve Afrika’yı da etkilemiştir.[122] Bu etki hem Avrupa hem de Asya ortaçağ sanatında önemli bir rol oynamıştır.[123] Bu etki İslâm dünyasına da taşınmıştır. Daha sonraları İslâmî öğrenimin filolojisi, edebiyatı, hukuku, felsefesi, tıbbı, Mimarisi ve bilimi İslâm dünyasına Sâsânî İmparatorluğu’ndan aktarılan yapılardan oluşuyordu.
İran'ın İslamlaşmasından sonra İslâmî töreler İran kültürüne girdi. Bunlardan en önemlisi Muharrem ayında yapılanlardır. Her yıl Aşure Günü İran’da, Ermeniler ve Zerdüştler dahil İranlıların büyük çoğunluğu Kerbela Savaşı’nda şehit olanları anma törenlerine katılır. Modern İran’da [[günlük yaşam]] Şiîlik anlayışına göre düzenlenmiştir ve ülkenin sanat, edebiyat ve mimarisi İran’ın derin ulusal geleneğini ve edebi kültürünü daimi bir hatırlatıcısı durumundadır.[124] [125] İran’ın Yılbaşısı (Nevruz) İran’da baharın gelişini kutlamak için 21 Mart tarihinde kutlanan eski çağlardan kalma bir gelenektir. Bu tarih aynı zamanda Türkiye, Kuzey Irak, Afganistan, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kazakistan, Gürcistan ve Ermenistan’da da kutlanmaktadır.[126] 2004 yılında Nevruz UNESCO tarafından İnsanlığın Sözlü ve Manevî Mirası listesinde gösterildi.[127]
İran sineması modern İran’da gelişmiştir ve birçok İranlı yönetmen dünya çapında yaptıkları çalışmalarla tanınmıştır. İran filmleri son yirmi beş yıl içinde üç yüzden fazla ödül kazanmıştır. En çok tanınan yönetmen Abbas Kiyarüstemi’dir. İran medyası özel ve kamu işletmeciliğinin bir karışımıdır ancak kitaplar ve filmler yayınlanmadan önce Kültür ve İslâmî Rehberlik Bakanlığı tarafından mutlaka onaylanmalıdır. Onay almayan filmler genellikle devlet sansürüne uğramıştır.
İnternet İran gençliği arasında inanılmaz oranda yayılmış durumdadır. İran bugün Dünya'da dördüncü büyük blogger sayısına sahip ülke durumundadır.[128] Birçok İrani dil İran kökenlidir, Farsça bunların arasında en yoğun kullanılanıdır. Farsça Aryan veya Hint-Avrupa dillerinin Hint-İran dilleri dalına ait bir dildir. Eski Farsça’ya ait en eski kayıtlar Ahameniş İmparatorluğuna kadar gitmektedir[112] ve Eski Farsça örnekleri günümüzde İran, Irak, Türkiye ve Mısır’da bulunmaktadır. Sekizinci yüzyılın sonlarında Farsça çok fazla Arapçalaştırılmıştı ve Arapça’ya benzetilerek yazılıyordu. Bu Farsça’nın yeniden canlandırılmasını savunan bir harekete neden oldu. Bu uyanışın en önemli sonuçlarından birisi Firdevsi’nin yazdığı Şehname oldu. İran’ın millî destanı sayılan bu eser özgün bir Farsça ile yazılmıştır.
- Persepolis Pers İmparatorluğu'nun başkenti
- Dans eden İranlı kadınları gösteren bir minyatür
- 18. yüzyıldan kalma İran'da düğün törenini gösteren bir minyatür
- 1669 yılından kalma Heşt-Beheşt Sarayın'da müzik çalan İranlı kadınları gösteren bir minyatür
- Safevîler döneminden kalma bir minyatür
- Antik bir İran halısı
- İran Yahudileri ile ilgili bilgi için Parsim maddesine bakınız.
Edebiyat
Farsça İran’da lingua franca görevi gördüğünden ötürü yayınların ve basılan eserlerin çoğu bu dildedir. Farsça’dan hariç olarak İran’da kullanılan görece yaygın olan diğer Azerice, Kürtçe ve hatta izafi olarak çok yaygın olmayan Arapça ve Ermenice dillerinde de yapılan birçok yayın ve basılan eser vardır.
Sekizinci yüzyılın sonlarında Farsça çok fazla Arapçalaştırılmıştı ve Arapça’ya benzetilerek yazılıyordu. Bu Farsça’nın yeniden canlandırılmasını savunan bir harekete neden oldu. Bu uyanışın en önemli sonuçlarından birisi Firdevsi’nin yazdığı Şehname olduBu Farsça’nın yeniden canlandırılmasını savunan bir harekete neden oldu. Bu uyanışın en önemli sonuçlarından birisi Firdevsi’nin yazdığı Şehname (Farsça: “Kralların Hikayesi”) oldu. İran’ın millî destanı sayılan bu eser özgün bir Farsça ile yazılmıştır.
(Farsça) « بسی رنج بردم در این سال سی عجم زنده کردم بدین پارسی » |
(Türkçe) « Otuz yıl çok acı ve zorluk çektim Farsça ile Aceme hayat ve can verdim » |
(Firdevsi) |
Farsça Arapça’nın yanı sıra özellikle Anadolu, Orta Asya ve Hindistan’da edebiyat ve bilim dili olarak kullanılmıştır. Şiîr İran kültürünün çok önemli bir öğesidir. Şiîr İran’da kültürden, bilim ve metafiziğine kadar birçok önemli eserde kullanılmıştır. Mesela İbni Sina’nın tıp makalelerinin yaklaşık yarısının nazım yazıldığı bilinmektedir.
İran birçok ünlü şair yetiştirmesine rağmen ne yazık ki Ömer Hayyam gibi ancak birkaç isim batılı okurlar tarafından bilinmektedir oysa Hafız Sadi ve "ferdosi" gibi isimler çoğu İranlı için çok değerlidir. 1634’ten beri ünlü şairlerin kitapları batı dillerine çevrilmektedir. Fars şiirinin gücünü gösteren, BM’in Uluslar Salonu’nun girişinde yer alan bir şiir örneği aşağıda yer almaktadır:
(Farsça) « بنى آدم اعضاء يک پیکرند که در آفرينش ز يک گوهرند چو عضوى بدرد آورد روزگارد دگر عضوها را نماند قرار » |
(Türkçe) « İnsanın soyu birdir Yaratılırken atılan ortak temeldir Birimizin acıyı hissetmesi yeterlidir O acı hepimizindir » |
(Sadi (1184-1283)) |
Sanat
İran, Dünya'nın en zengin sanat geleneklerine sahip olan ülkelerden biridir ve birçok disiplini içine almaktadır; çömlekçilik, dokuma, hat sanatı, metal işleme, mimari, resim ve taş oymacılığı gibi. Halı dokuma Fars kültürünün ve sanatının en özgün dallarından biridir ve kökü antik çağlara kadar uzanmaktadır.
İranlılar mimaride matematik, geometri ve astronomiyi ilk kez kullananlardandı ve kapalı çarşı ve camilerin inşasında sıklıkla görülebileceği gibi büyük kamusal alanların yapımında sıra dışı yetenekleri vardı. Klasik İran mimarîsinin ana yapıları cami ve saraydır. İran, çok sayıda sanat evi ve galerisinin yanı sıra Dünya'daki en büyük ve değerli mücevher koleksiyonlarına da sahiptir. Dünyadaki en eski tavla 60 parçasıyla beraber Güneydoğu İran'da bulunmuştur.[129]
İran UNESCO tarafından arkeolojik kalıntıları ve yerler açısından Dünya'daki en önemli yerler arasında yedinci sıradadır.[130] UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'ndeki 15 mimari eser İran mimarisine aittir. Anadolu'daki Pers egemenliği sırasında inşa edilen Halikarnas Mozolesi Dünyanın Yedi Harikasından biri kabul edilse de günümüzde İran yönetimi Pers sanat ve arkeolojik mirasının özellikle İslâm öncesine ait olan kesimine önem vermemekte ve birçok tarihi miras yıkım tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
- Khalvat-i Karim-khani Fars Bahçeleri
- '18. yüzyıldan kalma Abbasi evleri Kaşan.
- Selçuklular'dan kalma kuleler Kazvin
- Cami ve Kiliseler Thaddeus Monastery, 68CE, Batı Azerbaycan eyaletinden.
- Cemkaran Camii
- Gur o Amir Camii
İran mutfağı
Fars, Arap ve Türk mutfağı tutulmakta olup, ülkenin her yerinde döner lokantalarından İran otellerinin lüks lokantalarına kadar her yerde bulunabilmektedir. Hızlı yiyecekler, Fars, Arap, Türk ve Batı mutfakları da çok popüler olup, geniş miktarda bulunabilmektedir. Fars, Arap ve Türk mutfağı birbirleriyle binlerce yıllık etkileşimle günümüze gelmiş gayet zengin ve farklı bir mutfaktır. Mutfağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlardır, pirinç ve bulgurdur. Bu nedenle İran mutfağı ağır yemeklerden oluşur. Mutfağın temel bileşenleri kebap, lahmacun, etli yemekler ve hamurlu tatlıları olup, Dünya'nın her yerinde tanınmakta ve tercih edilmektedir. Fast food tarzı Batı kültürünün de arttığı bu devirlerde, fast-food ile yarışabilir hızlı hazırlanabilen bir mutfaktır.
Giyim ve kurallar
İran'da giyim bakımından bir zorlayıcılık yoktur. İnsanlar istedikleri kıyafeti giyebilmektedirler örneğin: yöresel kıyafetler veya batı tarzı kıyafetler. İran'da insanların birçoğu yöresel Arap kıyafeti olan kandura ve Kürt kıyafeti giyerler. Bu giyim biçimleri, İran'ın çok sıcak ve nemli veya çok soğuk olan iklimine göre degişmektedir. Ama kadınlar başlarına; tülbent, eşarp veya şal takmak zorundadır.
Kodlar
İran'ın uluslararası kodları:
- Hava taşıtı plaka kodu: EP
- ISO 3166-1 alpha-2 kodu: IR
- Uluslararası araç plaka kodu: IR
- NATO alpha-2 kodu: IR
- IOC kodu: IRI
- ISO 3166-1 alpha-3 kodu: IRN
- NATO alpha-3 kodu: IRN
- ICAO havalimanı kodu: OI
- Hava taşıtı plaka (diğer), kodu: RV
Kaynakça
- "İran Anayasası'nın 12. maddesi". 25 Şubat 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2014.
- "CIA World Factbook – Iran". 12 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2008.
- "دادهها و اطلاعات آماری". www.amar.org.ir. 14 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2017.
- "World Economic Outlook Database, October 2020". IMF.org. International Monetary Fund. Erişim tarihi: 4 Ocak 2020.
- "GINI index (World Bank estimate)". Data.worldbank.org. 9 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Kasım 2015.
- Human Development Report 2020 The Next Frontier: Human Development and the Anthropocene (PDF). United Nations Development Programme. 15 Aralık 2020. ss. 343-346. ISBN 978-92-1-126442-5. Erişim tarihi: 16 Aralık 2020.
- "İran Anayasası". imam-khomeini.com. 29 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2017.
- Xinhua, "New evidence: modern civilization began in Iran", 10 Aug 2007 15 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- Iran Daily, "Panorama", 3 Mar 2007 12 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- Iranian.ws, "Archaeologists: Modern civilization began in Iran based on new evidence", 12 Aug 2007 26 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- parliament.uk, "Select Committee on Foreign Affairs, Eighth Report, Iran 29 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- IRAN @ 2000 and Beyond lecture series, opening address, W. Herbert Hunt, 18 May 2000 3 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- hinduwebsite.com, "The Concepts of Hinduism — Arya" 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- imp.lss.wisc.edu, "Iranian Languages", Political, Social, Scientific, Literary & Artistic (Monthly) Oct 2000, No. 171, Dr. Suzan Kaviri, pp. 26–7 4 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- "Iran — The Ancient Name of Iran", N.S. Gill 16 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- Bailey, Harold Walter (1987). "Arya". Encyclopedia Iranica. 2. New York: Routledge & Kegan Paul. s. 681-683. "http://www.iranica.com/newsite/articles/v2f7/v2f7a004.html" yazısı görmezden gelindi (yardım)
- MacKenzie, David Niel (1998). "Ērān, Ērānšahr". Encyclopedia Iranica. 8. Cosa Mesa: Mazda.
- Anērān. retrieved 25 Feb 2008
- Encyclopædia Britannica Concise Encyclopedia Article: Media
- http://oi.uchicago.edu/OI/MUS/VOL/NN_SUM94/NN_Sum94.html 21 Eylül 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 2006-04-29
- "The Palaeolithic Indo-Europeans" 29 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. — Panshin.com (retrieved 4 Haziran 2006)
- "The Persians". 14 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2006.
- vohuman.org, "Historical perspective on Zoroastrianism", Reproduced from Âtaš-è Dorün — The Fire Within, Jamshid Soroush Soroushian Memorial Volume II, 1st Books Library, Bloomington, IN, 2003 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- Persians: Masters of Empire, 1995, ISBN 0-8094-9104-4, p. 142–143, Time-life Books
- Cotterell, Arthur. From Aristotle to Zoroaster: An a to Z Companion to the Classical World. 1998, p. 272, Free Press
- Garthwaite, Gene R., The Persians, p. 2, ISBN 1-4051-5680-5, Wiley-Blackwell (2006)
- Lorentz, John H. Historical Dictionary of Iran.Asian Historical Dictionaries; No.16. 1995. ISBN 978-0-8108-2994-7, p. 189
- Arthur Cotterell, From Aristotle to Zoroaster: An a to Z Companion to the Classical World. 1998. ISBN 0-684-85596-8, p. 344–345, Free Press
- Persians: Masters of Empire, 1995, ISBN 0-8094-9104-4, p. 134, Time-life Books
- Persians: Masters of Empire, 1995, ISBN 0-8094-9104-4, p. 138, Time-life Books
- "Even the architecture of the Christian church, with its hallowed chancel seems inspired by the designs of Mithraic temples". Abbas Milani. Lost Wisdom. 2004. Mage Publishers, p. 13. ISBN 0-934211-90-6
- Caheb C., Cambridge History of Iran, Tribes, Cities and Social Organization, vol. 4, p. 305–328
- Bosworth C. E., Cambridge History of Iran, vol. 4, p. 90
- Kühnel E., in Zeittschrift der deutschen morgenländischen Gesell, Vol. CVI (1956)
- The memoirs of Edward Teller, Lawrence Livermore National Laboratory "Science and Technology Review". July/August 1998, p. 20, link: http://www.llnl.gov/str/pdfs/07_98.pdf 30 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Mackey, S.. The Iranians: Persia, Islam, and the soul of a nation. 1996. ISBN 0-525-94005-7, p. 69.
- Battuta's Travels: Part Three — Persia and Iraq 23 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- Mackey, S.. The Iranians: Persia, Islam, and the soul of a nation. 1996. ISBN 0-525-94005-7, p. 70
- Old World Contacts/Armies/Tamerlane 24 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- Mackey, S. The Iranians: Persia, Islam, and the soul of a nation. 1996. ISBN 0-525-94005-7, p. 69.
- Bertold Spuler. The Muslim World. Vol. I The Age of the Caliphs. Leiden. E.J. Brill. 1960 ISBN 0-685-23328-6 p.29
- "The Islamic World to 1600", The Applied History Research Group, The University of Calgary, 1998 12 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- Alireza Asgharzadeh, Iran and the Challenge of Diversity, New York, Palgrave Macmilla Press, 2007, s. 86.
- Prof.Dr. Aygün Attar (Haşemizade), İran’ın Etnik Yapısı (Yakın Dönem ve Günümüzde), Ankara, Divan Yayıncılık, 2006, s. 270.
- Ervand Abrahamian, “Iran Between Two Revolutions (Princeton Studies on the Near East)”, New Jersey, Princeton University Press, 1982, s. 478.
- Islamic Revolution of 1979 29 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 23 Ocak 2008
- Islamic Revolution of Iran 31 Ekim 2009 tarihinde WebCite sitesinde arşivlendi, encarta, retrieved 23 Ocak 2008
- Fereydoun Hoveyda, The Shah and the Ayatollah: Iranian Mythology and Islamic Revolution ISBN 0-275-97858-3, Praeger Publishers
- The Iranian Revolution 10 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 Ocak 2008
- Ruhollah Khomeini 22 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Encyclopaedia Britannica retrieved 23 Ocak 2008
- Iran Islamic Republic 16 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Encyclopaedia Britannica retrieved 23 January 2008
- Encyclopædia Britannica 15 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 23 Ocak 2008
- Jahangir Amuzegar, The Dynamics of the Iranian Revolution, (1991), p. 4, 9–12 ISBN 0-7914-0731-4
- Arjomand, Turban (1988), p. 191.
- Cheryl Benard, Zalmay Khalilzad, "The Government of God" ISBN 0-231-05376-2, Columbia University Press (1984), p. 18.
- National Council of Resistance of Iran Foreign Affairs Committee,Crime Against Humanity, France, 2001, S:V
- YILMAZ, KUBRA (6 Ekim 2020). "İran Devrimi ve Dış Politikada Nükleer Enerji". Küresel Siyaset. 1 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2020.
- National Security Archive: http://www.gwu.edu/~nsarchiv/NSAEBB/NSAEBB82 22 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- PBS, American Experience, Jimmy Carter, "444 Days: America Reacts" 8 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 1 Oct 2007
- Bowden, Mark. Guests of the Ayatollah: The Iran Hostage Crisis: The First Battle in America's War with Militant Islam (İngilizce). Grove Press. s. 127. ISBN 0-8021-4303-2.
- Centre for Documents of The Imposed War, Tehran. (مرکز مطالعات و تحقیقات جنگ)
- "News". FAS. 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- http://www.fas.org/cw/intro.htm 27 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 23 January 2008
- NTI Chemical profile of Iran 8 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 23 January 2008
- World Statistics by Area 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- Welcome to Iran 19 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 25 Feb 2008
- Iran-Location, size, and extent 1 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- CIA World Factbook. "Iran" (İngilizce). 13 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2008.
- SurfWax: News, Reviews and Articles On Hindu Kush 24 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 25 Feb 2008
- Nature & Mountains of Iran 3 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 25 Feb 2008
- "Arşivlenmiş kopya". 16 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2008.
- "Constitution of Iran" 21 Ağustos 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Switzerland: University of Bern.
- "Democracy Index 2017 : Free Speech Under Attack". 18 Şubat 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. www.eiu.com. 30 Ocak 2018.
- Totten, Michael J. (16 Şubat 2016). "No, Iran is Not a Democracy". Dispatches. World Affairs Institute. 4 Mayıs 2018'de kaynağından arşivlendi.
- Schmidt, Patrick. "Iran's Election Procedures" 19 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. The Washington Institute.
- Bezhan, Frud. "Explainer: Iran's Process For Vetting Presidential Candidates" 19 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Radio Free Europe/Radio Liberty.
- "Iran: Stop Prosecuting Women Over Dress Code" 25 Şubat 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Human Rights Watch. 2018.
- "Iran: Three Child Offenders Executed" 13 Temmuz 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Human Rights Watch. 2018.
- Freedom House (2017). "Iran" 17 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Freedom in the World 2017. Freedom House. "The Islamic Republic of Iran holds elections regularly, but they fall short of democratic standards due to the role of the hard-line Guardian Council, which disqualifies all candidates deemed insufficiently loyal to the clerical establishment. Ultimate power rests in the hands of the country's supreme leader, Ayatollah Ali Khamenei, and the unelected institutions under his control. Human rights abuses continued unabated in 2016, with the authorities carrying out Iran's largest mass execution in years and launching a renewed crackdown on women's rights activists. The regime maintained restrictions on freedom of expression, both offline and online, and made further arrests of journalists, bloggers, labor union activists, and dual nationals visiting the country, with some facing heavy prison sentences. Hard-liners in control of powerful institutions, including the judiciary and the Islamic Revolutionary Guard Corps (IRGC), were behind many of the year's abuses. There were no indications that President Hassan Rouhani, a self-proclaimed moderate seeking reelection in 2017, was willing or able to push back against repressive forces and deliver the greater social freedoms he had promised. Opposition leaders Mir Hossein Mousavi, his wife Zahra Rahnavard, and reformist cleric Mehdi Karroubi remained under house arrest for a sixth year without being formally charged or put on trial. As in 2015, the media were barred from quoting or reporting on former president Mohammad Khatami, another important reformist figure."
- Avery, Daniel (4 Nisan 2019). "71 Countries Where Homosexuality is Illegal" 11 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Newsweek.
- "Iran defends execution of gay people" 9 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Deutsche Welle. 12 Haziran 2019.
- http://www.leader.ir/langs/en/index.php?p=leader_law 12 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 13 May 2008
- Federal Research Division, Library of Congress. ""Iran — The Constitution"". 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2006.
- http://www.iranchamber.com/government/articles/structure_of_power.php 5 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 3 Feb 2008
- "Arşivlenmiş kopya". 16 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2010.
- Iran The Presidency 22 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 25 January 2008
- Biography of popular peoples: Mahmood Ahmadinejad 15 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 28 Feb 2008
- Chibli Mallat, The Renewal of Islamic Law: Muhammad Baqer As-Sadr, Najaf and the Shi'i international, ISBN 0-521-53122-5, Cambridge University Press
- http://countrystudies.us/iran/84.htm 20 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 2 February 2008
- The Structure of Power in Iran 5 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 28 Feb 2008
- http://www.electionguide.org/country.php?ID=103 16 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 3 February 2008
- http://wapedia.mobi/en/Majlis_of_Iran%5Bölü/kırık+bağlantı%5D retrieved 2 February 2008
- Iran - The Council of Guardians 20 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 3 February 2008
- http://www.iranonline.com/iran/iran-info/Government/constitution-6-2.html 17 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 3 February 2008
- http://news.bbc.co.uk/1/shared/spl/hi/middle_east/03/iran_power/html/expediency_council.stm 5 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 3 February 2008
- IRNA, Online Edition. ""Paris for further cultural cooperation with Iran"". 5 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2007.
- "Mayors of Tehran since 1885". 13 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2013.
- http://www.traveldocs.com/ir/economy.htm 8 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- "World Bank: Iran's Economic Indices Improving". Iran Daily. 8 Temmuz 2007. 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2007.
- Forex Reserves Put at $70b 12 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Retrieved on 24 February 2008
- Surrounded:seeing the world from Iran's point of view Military review July-August 2007 Houman A. Sadri p.21
- "New World Encyclopedia" 23 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., retrieved 28 Jan 2008
- http://www.farsinet.com/travel2iran/ 24 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- http://lcweb2.loc.gov/frd/cs/profiles/Iran.pdf 30 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- http://www.iran-daily.com/1384/2241/html/focus.htm 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 15 Feb 2008
- List of Iranian Nanotechnology companies 14 Kasım 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- http://www.payvand.com/news/07/jan/1295.html 10 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "Ahmadinejad's Achilles Heel: The Iranian Economy" retrieved 23 January 2008
- "Energy subsidies reach $84b". Iran-Daily. 8 Ocak 2007. 19 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Nisan 2008.
- http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/Iran/Background.html 31 Temmuz 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi retrieved 23 January 2008
- "U.S. targets Iran's vulnerable oil" 18 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- "Article 15: …The use of regional and tribal languages in the press and mass media, as well as for teaching of their literature in schools, is allowed in addition to Persian". 21 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2012.
- Katzner, Kenneth (2002). The Languages of the World. Routledge. s. 163. ISBN 0415250048.
- "The World Factbook — Central Intelligence Agency". Cia.gov. 3 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2017.
- Iran Census Results 2011 United Nations
- İslam: 74,682,938 people
- Hristiyanlık: 117,704
Zerdüştlük: 25,271
Yahudilik: 8,756
Diğer: 49,101
Belirtilmeyen: 205,317 - Fensham, F. Charles, "The books of Ezra and Nehemiah" (Eerdmans, 1982) 30 Nisan 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. p.1
- https://www.pewresearch.org/fact-tank/2019/05/01/with-high-levels-of-prayer-u-s-is-an-outlier-among-wealthy-nations/
- International Federation for Human Rights (1 Ağustos 2003). "Discrimination against religious minorities in Iran" (PDF). fdih.org. 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2007.
- Iran Human Rights Documentation Center (2007). "A Faith Denied: The Persecution of the Bahá'ís of Iran" (PDF). Iran Human Rights Documentation Center. 25 Şubat 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2007.
- J. B. Bury, History of the Later Roman Empire: From the Death of Theodosius I to the Death of Justinian Volume 1, p.109 ISBN 0-486-20398-0, Dover Publications
- Transoxiana 04: Sassanids in Africa 28 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- Iransaga: The art of Sassanids 15 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- Afary, Janet (2006). "Iran". Encyclopedia Britannica Online. Erişim tarihi: 29 Ekim 2007.
- "گزارش عزاداری ، ارامنه و زرتشتیان ایران". 16 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2008.
- http://www.zoroastrian.org/articles/nowruz.htm 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- Iran News, Payvand.com. ""Nowrouz Vital Meeting to be Held in Tehran"". 13 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2006.
- Freedom in Farsi blogs 14 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
- "Iran's Burnt City Throws up World’s Oldest Backgammon" 22 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Persian Journal, 4 Aralık 2004. Retrieved on 5 Ağustos 2006.
- Bustling bazaars and ancient sights, parched deserts and snowcapped mountains, awesome architecture and simple hospitality 4 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. retrieved 23 January 2008
Ayrıca bakınız
- İran coğrafyası
- İran'ın idarî yapılanması
- İran tarihi
- İran demografisi
- İran kültürü
- İran'da din
- İran'da eğitim, İran'da bilim, İran'da spor
- İran İslâm Cumhuriyeti'nin devlet yapısı
- İran'ın dış ilişkileri
- İran İslâm Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri, İran nükleer programı
- İran ekonomisi
Dış bağlantılar
- İran Ülke Profili BBC İngilizce15 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- The President of Iran4 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- İran Meclisi28 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Iran.ir13 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Wikimedia Atlas'da Iran
Vikigezgin'de Iran ile ilgili gezi rehberi bulunmaktadır. - Curlie'de İran (DMOZ tabanlı)
- Fotoğraf Galerisi23 Kasım 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- İran'daki Türklerin Tarihi - Video14 Şubat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- İran Devrimi ve Dış Politikada Nükleer Enerji, KÜRESEL SİYASET