Ebensee Toplama Kampı
Ebensee toplama kampı Avusturya'nın Ebensee şehrinde 1943'te silahlanma amacıyla tüneller kazmak için açılmıştır. Mauthausen-Gusen toplama kampı ağının bir parçasıydı.
İnsanlık dışı çalışma ve yaşama koşullarından dolayı mahkûmların ölüm oranlarına istinaden en kötü Nazi toplama kampıydı. SS, kampın gerçek doğasını örtbas etmek amacıyla buraya Kalk (Kireç taşı), Kalksteinbergwerk (Kireç taşı madeni), Solvay ve Zement (Çimento) kod isimleri kullanırdı.[1]
Kuruluşu
Ebensee alt kampının inşası 1943'ün sonlarına doğru başladı ve Mauthausen ve onun alt kamplarından ilk 1000 mahkûm 18 Kasım 1943'te kampa vardı. Ebensee'nin ana amacı köle işçiliği vasıtasıyla silahlanmaya ev sahipliği yapacak büyük yer altı tünelleri kazmaktı. Bu tünele Peenemünde'den getirilen V-2 füzeleri yerleştirilecekti fakat 6 Temmuz 1944'te Hitler buranın tank parçaları fabrikası olmasını emretti.[2]
Etrafı çevreleyen dağlarda devasa bir tünelin yapımı için yaklaşık yirmi bin mahkûm ölümüne çalıştırıldı. Mauthausen'in alt-kampı Gusen ile birlikte Ebensee kampı en korkunç Nazi toplama kampı olarak değerlendirilir.
Yahudiler mahkûmların üçte birini oluşturuyordu, savaşın sonuna doğru bu rakam %40'a kadar çıktı. Her mahkûma zorluklar yaratılmasına rağmen en büyük zulmü Yahudiler gördü. Yahudilerin yanı sıra kampta Ruslar, Polonyalılar, Çekoslovakyalılar, Çingeneler, Alman ve Avusturyalı politik tutuklular ve suçlular bulunmaktaydı.
Mahkûmların durumu
Tünel yapımı için tutuklular her sabah 4:30'da kaldırılıp saat 18:00'e kadar çalıştırılıyordu. Birkaç ay sonra mahkûmlar vardiya usulüyle 24 saat çalıştırılmaya başlandı. Mahkûmların Avusturya'nın soğuk kışından korunması için hiçbir önlem alınmadı ve ölüm oranı arttı. Ebensee'de krematoryum olmadığı için cesetler bir araya toplanıp her üç dört günde bir Mauthausen'e götürülüp oradaki krematoryumlarda yakıldı. Ayrıca bazı ölü bedenler kulübelerde toplanıyordu. Hastalıklardan kaynaklanan kokular, balgam, sidik ve dışkı kokularına ölü bedenlerin kokuları da eklenince durumun katlanılamaz bir hale geldiği söylenir.
Mahkûmlar tahta terliklerle veya terlikleri kırılanlar yalın ayaklaydılar. Kampta bit salgını da vardı. Yemek olarak kahvaltıda yapay kahve, öğlende içinde patates kabuğu olan üç çeyrek litre sıcak su ve akşamları 150 gram ekmek veriliyordu. Bu tarz muameleler kamptaki ölü sayısını arttırdı.
Özgürlük
Avrupa'da II.Dünya Savaşı'nın bitimine doğru kampların boşaltılmaya başlanması Mauthausen kompleksi üzerinde baskı yarattı, Nazilerin bölgede ellerinde tuttuğu son toplama kampı Ebensee'ydi. Baraka başına içinde 100 kişinin yaşayabileceği 25 barakaya yine baraka başı 750 kişi sıkıştırılmıştı. Bunun dışında tünellerde veya açık havada yaşayan mahkûmlar da bulunuyordu.
Ölenlerin sayısı krematoryumun kapasitesini aştığından cesetler barakaların önüne toplanıyordu. Savaşın sonlarına doğru ölü sayısı günde 350'yi bulmuştu. Sıkışıklığı önlemek için kampın dışına kuyular kazıp cesetleri kirecin içine attılar. Nisan 1945'te 23 numaralı bloktan 80 tane ceset çıkarıldı; yığının içindeki bazı ayakların seğirdiği görüldü. Bu dönemde mahkûmların sayısı 18.000'e ulaşmıştı.
ABD'nin 80. Piyade Tümeni 6 Mayıs 1945'te kampa vardı. Buna rağmen bazı mahkûmlar açlık, hastalık ve bitkinlikten ötürü kurtarılamadı.
Kaynakça
- "History of KZ Ebensee". Zeitgeschichte Museum und KZ-Gedenkstätte Ebensee. 5 Temmuz 2009. 28 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Irving, David (1964). The Mare's Nest. Londra: William Kimber and Co. s. 238.