Nükleer erime
Nükleer erime, bir nükleer reaktörün soğutma sistemlerinin çalışmaması ve reaktörün parçalanabilir yakıtının (uranyum veya plütonyum) tepkimesinin yavaşlatılamaması durumunda, nükleer yakıtın tamamen eriyerek çok sıcak ve çok yoğun bir sıvı haline gelmesi durumudur. Nükleer erime durumunda reaktör yakıtı (uranyum veya plütonyum) reaktör kalbini eriterek dışarıya çok ciddi miktarda radyasyon sızıntısına sebep olabilir. Bu durum bir nükleer reaktörde olabilecek en ciddî kazadır.
Askerî ve sivil nükleer reaktörlerde birçok nükleer erime yaşanmıştır. Tüm erimelerde reaktör çok ciddî hasar görmüştür. Bu hasar reaktörün servis dışı bırakılmasından bölgenin boşaltılmasına kadar değişen ölçeklerdedir.
Tarihteki nükleer erimeler
Birkaç Sovyet nükleer denizaltısında reaktör erimesi gerçekleştiği bildirilmiştir. Sivil bir nükleer santralde gerçekleştiği bilinen büyük ölçekli erimeler 1979'da Three Mile Island, Pensilvanya, ABD'deki erime, 1986'da Ukrayna'daki Çernobil kazası ve 2011 yılında japonya'da Tōhoku depremi ve tsunamisi sonrasında meydana gelen Fukuşima I Nükleer Santrali'ndeki erimedir.
Ancak :
- NRX, Ontario, Kanada, 1952
- EBR-I, Idaho, ABD, 1955
- Windscale, Sellafield, İngiltere, 1957
- Santa Susana Field Laboratory, Simi Hills, Kaliforniya, ABD, 1959
- Enrico Fermi Nükleer Güç İstasyonu, Michigan, ABD, 1966
- Chapelcross, Dumfries and Galloway, İskoçya, 1967
olaylarında çekirdeğin kısmen erimesi gerçekleşmiştir.
Ancak bu olayların bazılarında nükleer erime asıl sorun değildi. Windscale'deki yangın ve Çernobil'de ortaya çıkan radyoaktif bulut daha büyük sorunlar yaratmıştır.