TBMM yemin krizi
TBMM yemin krizi, 12 Haziran 2011 seçimleri sonucu meclise girmeye hak kazanan bazı milletvekillerinin tutuklu olması ve tahliye edilmemesi ile Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesi sonucu meydana geldi. Parlamentoda yapılan yemin törenine Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) katılırken Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) bağımsız olarak seçimi kazanan milletvekilleri katılmadı. Fakat CHP'li vekiller yemin töreninde (Oktay Ekşi hariç) yemin etmedi.
8 ve 11 Temmuz 2011 tarihlerinde AK Parti ve CHP arasında yapılan görüşmelerin ardından iki parti anlaşmaya varınca CHP'li milletvekilleri, 11 Temmuz'da Genel Kurul'a "Egemenlik Milletindir" kokartıyla gelerek yemin ettiler. BDP'li vekiller ise 1 Ekim tarihinde yemin etti.
Seçim öncesi
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından gazeteci Mustafa Balbay[1] ile Tuncay Özkan[2] ve eski Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal[3], CHP'de milletvekili aday adayı oldular. Nisan 2011'de Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'na verilen aday listesinde Balbay ve Haberal yer alırken Özkan yer almadı.[4][5] BDP'nin de desteklediği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun bağımsız adaylarından altısı KCK davasında tutuklu yargılanan kişilerdi: DEP eski milletvekili Hatip Dicle, Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak, İbrahim Ayhan, Kemal Aktaş, Gülser Yıldırım.[6]
11 Nisan 2011'de YSK, bağımsız milletvekili adayları ile siyasi partilerin milletvekili geçici aday listeleri üzerindeki incelemelerini tamamlamadı ve bağımsız milletvekili adaylarının adli sicil kayıtlarını inceledi.[7] İnceleme sonrası aralarında Hatip Dicle'nin de olduğu on iki bağımsız milletvekilinin sabıka kayıtları bulunduğunu tespit ederek söz konusu kişilerin 'eski mahkûmiyetleri' gerekçe gösterilerek adaylıkları iptal edildi.[7] BDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, YSK'nin on iki bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal edişi ile ilgili olarak, "Seçime girmeme ve bütün adayları geri çekme dahil bütün alternatifleri tartışacağız." dedi.[7] 21 Nisan'da YSK, bazı bağımsız milletvekili adaylarının adaylıklarının iptaline ilişkin değerlendirme toplantısı yaptı. Kurul tarafından yapılan açıklamada, BDP'den bağımsız olarak müracaat eden yedi adaydan İsa Gürbüz hariç diğer adayların seçime katılabileceği belirtildi.[8]
Seçim sonrası
12 Haziran 2011'de yapılan seçimler sonucunda CHP adaylarından Balbay[9] ile Haberal[10] ve BDP destekli KCK davası tutuklu adaylarından Mehmet Hatip Dicle, 77 bin 37 oy ile Diyarbakır'dan; Selma Irmak, 46 bin 275 oy ile Şırnak'tan; İbrahim Ayhan 75 bin 58 oy ile Şanlıurfa'dan; KCK Mardin davasından Gülser Yıldırım 53 bin 891 oy ile Mardin'den ve Faysal Sarıyıldız ise 39 bin 351 oy ile Şırnak'tan milletvekili seçildi.[11]
Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesi
Hatip Dicle, 23 Ekim 2007'de ANKA ajansına yaptığı bir açıklama nedeniyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 19 Şubat 2009 tarihinde ceza aldı.[13] Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 22 Mart 2011 tarihinde cezayı onadı. Dosya 11 Nisan 2011'de kapandı. Avukatların itirazı da 11 Mayıs 2011 tarihinde reddedildi.[14] Ankara Cumhuriyet Bassavcılığı İlamat İnfaz Bürosunun Yüksek Seçim Kurulu Baskanlığına hitaben re'sen düzenleyip gönderdiği 9 Haziran 2011 gün ve 2848 İlm. sayılı yazısında 22 Mart 2011'de Dicle hakkındaki kararın kesinleştiği ve 2 Haziran 2011 tarihinde YSK'ye gönderilmesi üzerine cezanın infazına başlandığı bildirildi.[12] 9 Haziran'da Dicle'nin avukatları (Fuat Coşacak ile Muharrem Şahin), Dicle'nin milletvekili seçilmesine engel bir durumunun olmadığına dair bir karar verilmesi talebini içeren bir dilekçeyi YSK'ye iletti.[12] 11 Nisan 2011'de ceza alması nedeniyle adaylığı kabul edilmeyen Dicle'nin adaylığı, getirilen belgeler sonucu kabul edildi.[14] YSK, 12 Haziran'da yapılan seçimler sonucu Diyarbakır'dan milletvekili seçilen Dicle'nin milletvekilliğinin "tam kanunsuzluk hali" nedeniyle oybirliğiyle düşürdü.[12][14] Kurul, Dicle'nin Adli Sicil Kanunu'na göre "yasaklanmış haklarının geri verilmesi" kararının bulunması gerektiğini vurguladı. Karar sonrası Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Dicle vekilliğinin düşürülmesi üzerine gönderdiği mesajda, "Benim yerime halkın konuşması daha doğru olur" dedi.[15]
Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesi sonrasında çeşitli tepkiler dile getirildi. YSK kararının, BDP destekli bağımsız milletvekillerinden Bengi Yıldız ciddi sıkıntıları, tehlikeleri barındırdığını belirtirken Hasip Kaplan, "skandal karar" olarak yorumladı.[16] Karar sonrası Demokratik Toplum Kongresi olağanüstü gündem ile toplandı.[17] BDP'nin desteklediği 28 bağımsız milletvekili, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararını görüşmek üzere Kayapınar Belediyesi Kültür Merkezi'nde toplantı yaptı. Yapılan toplantı sonucu alınan kararı okuyan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Şerafettin Elçi, "Parlamento ve iktidar bu haksızlığı giderme ve demokratik siyasetin önünü açarak, çözüm olanaklarını geliştirme yolunda somut bir adamı atıncaya kadar parlamentoya gitmeyeceğiz." dedi.[18] CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin olarak, "Bir milletvekilinin mazbata aldıktan sonra düşürülmesini hukuken ve siyaseten doğru bulmuyoruz." dedi.[19] MHP lideri Devlet Bahçeli karar için, "Hakkında milletvekili seçilmeye mani mahkûmiyet hükmü olan bir kişinin adaylığını seçim öncesi iptal etmeyen YSK bu konuda sorumlu ve basiretli davranmamıştır." dedi.[20] TBMM eski başkanı Mehmet Ali Şahin, YSK'nin, beğenilmese de eleştirilse de bir karar verdiğini ve bu kararın kesin olduğunu belirterek, "Siyaset mutlaka TBMM zemininde yapılmalı ve siyasetin alanıyla ilgili sorunlar varsa, bu mutlaka TBMM zemininde çözülmelidir." diye konuştu.[21] PKK'nın en üst karar alma merkezi olan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, BDP destekli bağımsızların meclise gitmemelerine destek verdi ve "YSK'nın veto kararı savaş nedeni sayılabilecek bir durumdur." iddiasında bulundu.[22] Ayrıca karara karşı Diyarbakır'da oturma eylemi,[23] Taksim'de protesto düzenlendi.[24]
Erdoğan formülü
Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından iptal edilmesinden sonra Dicle için "Erdoğan formülü" önerildi. 3 Kasım 2002 seçimi öncesinde AK Parti Genel Başkanı sıfatı taşıyan Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylık başvurusu YSK tarafından reddedilmiş, bunun sonucunda Erdoğan seçime girememiş ve milletvekili de olamamıştı ve daha sonra yapılan ve CHP'nin de destek verdiği yasal değişikliklerle Erdoğan'a vekillik yolu açılmıştı.[25] Bülent Arınç, bu konuyla ilgili yasal düzenleme için "Haklı taleplere 2002'de nasıl 'evet' dediysek, yine 'evet' deriz." dedi.[26] CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, Dicle için şu formülü önerdi: "2002'de ne yapıldı. Hakkında kesin hüküm olan ve milletvekili olması mümkün olmayan Sayın Başbakan için, doğru mu, doğru. Hatip Dicle'nin kesin hükmü var. Sayın Başbakan'ın neydi, hakkında kesin hüküm vardı. Ne yapıldı, anayasa değiştirildi, yasa değiştirildi, dendi ki; milletin seçtiği bir kişiye karşı yasalar uygulanamaz, dendi. Doğru mu, doğru. Hatip Dicle için aynı şey işletilebilir."[27] Eski BDP Genel Başkanı, Hakkâri Milletvekili Selahattin Demirtaş, yasal düzenlemelerin yapılabileceğini, "Başbakan nasıl kurtarılmışsa Dicle de öyle kurtarılabilir. Bu da hükümete bağlı. YSK da şunu yapabilir: Bir yasa değişikliği yapılacaksa 'ben itirazı bekleteyim' diyebilir." sözleriyle açıkladı.[28]
Fakat anayasa düzenlemesine benzer bir düzenleme yapılması teklifini AK Parti geri çevirdi.[29] AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Dicle'nin durumu ile Başbakan Erdoğan'ın 2002'deki durumunun hiçbir ilgisi olmadığını belirterek, " Hatip Dicle kararının, Sayın Başbakanımızın durumu ile hiçbir benzerliği yoktur. Sayın Başbakanımızın durumunda, Yüksek Yargının araya girmesiyle meri hukuk çiğnenmiştir. Milletvekili adaylığı engellenmiştir. Hatip Dicle olayında ise meri hukuk uygulanmıştır." dedi.[30]
Balyoz davası sanığı: Engin Alan
Balyoz davasında yargılanan ve MHP'den aday olarak milletvekili seçilen Engin Alan'ın mazbatası avukatı Ayhan Nacak aldı.[31] Nacak, mazbatayı ilk baştan adliyeye götüreceğini, adliyede dilekçelerini ekleyip tahliye talebinde bulunacaklarını söyledi.[31] Fakat İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Alan'ın tahliye talebini Anayasa'nın 14. maddesini de kararında belirten mahkeme heyeti, "İddianamede sanığa isnat edilen 765 sayılı TCK'nın 147. (5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 312.) maddesinde yazılı suçun niteliği itibarıyla Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında kalması, Anayasa'nın 83/2. maddesinin 2. cümlesine göre yasama dokunulmazlığı dışında olması" nedeniyle sanık hakkında yargılamanın durdurulmasına ve milletvekili seçilmesine dayalı olarak tahliyesine yer olmadığına karar verdi.[32] Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Alan'ın avukatı Nacak, karara itiraz edeceklerini söyledi.[32] Alan'ın, tahliye talebinin reddine yaptığı itiraz bir üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüşüldü ve İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye talebini reddeden kararını doğru bularak itirazı oybirliği ile reddetti.[33] Alan'ın tahliye talebinin oybirliğiyle reddedilmesinin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yazılı bir açıklama yaparak bunun "milli iradeye saygı, Türk demokrasisi, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı açısından esef verici bir garabet" olduğunu ifade etti.[34]
Ergenekon davası sanıkları
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Temel Haklar ve Ödevler" kısmındaki Madde 14.[35]
Ergenekon davasından ötürü tutuklu olarak yargılanan CHP'den aday olan ve milletvekili seçilen Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal mazbatalarını aldılar.[36][37] Balbay'ın mazbatasını avukatı Mehmet İpek aldı ve 21 Haziran'da Balbay'ın yargılandığı İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, tahliyesini talep edeceklerini söyledi.[36] Haberal'ın mazbatasını ise oğlu aldı ve tahliyesi için dilekçe verildi[37] İkisinin de tahliyesi için mazbata ile birlikte sunulan dilekçeler davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirmeye alındı. Tahliye talepleri ile ilgili mahkemenin savcıları Nihat Taşkın ile Mehmet Ali Pekgüzel'e de görüşleri soruldu ve savcılar, Balbay ile Haberal'ın tahliye taleplerinin "reddi" konusunda görüş bildirdi.[38] Savcıların ret yönündeki görüşlerine ise Anayasanın 83/2 maddesinin göndermesiyle 14. madde gerekçe gösterdikleri belirtildi.[38] Tahliye talepleri için yapılan görüşmede İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Balbay ile Haberal'ın tahliye taleplerinin reddine karar verdi.[39] Balbay, mahkemenin tahliyesini reddetmesini gazetecilere gönderdiği mektubunda "Bu karar, millet iradesini hiçe sayıyor. TBMM'nin yasama gücünü ve işlevini hiçe sayıyor. Siyasi partilerin 'demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğu' ilkesini hiçe sayıyor. Başta masumiyet karinesi ve tutuksuz yargılama esastır ilkesi olmak üzere bütün temel hukuk kurallarını hiçe sayıyor." dedi.[40]
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu karar sonrası, "Bu yargı kararı halkın iradesine vurulan bir darbedir." dedi.[41] Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Dün, bizim tek başımıza yürütmek zorunda kaldığımız reformlara karşı çıkanların, bugün işin ucu kendilerine dokununca hukuku ve demokrasiyi hatırlamaları manidardır." dedi ve yasalara yönelik eleştirileri olduğunu fakat bunun, yasalara uymayacakları, yasaları çiğneyecekleri anlamına gelmediğini ifade ederek "Bu eleştirilerimizi konuşuruz, paylaşırız, istişaremizi yaparız ve hep birlikte gereken değişiklikleri de gerçekleştiririz." yorumunda bulundu.[42] Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, CHP'li Süheyl Batum'a "Siz de boykot edin." önerisinde bulundu.[43] Mehmet Ali Şahin, davaya bakan mahkemenin CHP milletvekilleri Balbay ve Haberal'ı tahliye edip etmeme hakkına sahip olduğunu söyledi.[44]
Balbay ile Haberal'ın red kararları bir üst mahkemeye, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, gönderildi ve üst mahkemeye yaptıkları itiraz konusunda görüş bildiren 14. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Hikmet Usta, itirazın reddedilmesi yönünde görüş bildirdi.[45][46] Karar sonrası CHP'lilerin yemin etmeyecekleri konuşuldu ve Kılıçdaroğlu, NTV'ye verdiği demeçte TBMM'ye gideceklerini belirtti ve "Yemin konusundaki kararımızı bugün belirleyeceğiz." diye konuştu.[47] 28 Haziran'da Kılıçdaroğlu, CHP'nin basına kapalı grup toplantısından sonra yaptığı açıklamada, "Halkın seçtiği milletvekillerinin yemin etmesine izin vermeyen, antidemokratik ve hukuk dışı uygulamaların parçası olmayacaklarını" ifade etti ve "Bu anlayış, ilke ve demokrasi inancıyla yeminleri engellenen milletvekili arkadaşlarımıza yemin etme yolu açılmadıkça, biz CHP milletvekilleri de yemin etmeyeceğiz." diye ekledi.[48] TBMM'de yeni dönemin ilk oturumu ve yemin töreni 28 Haziran'da yapıldı fakat CHP, Genel Kurul'a katılmasına rağmen geçici meclis başkan olan Oktay Ekşi hariç diğer CHP'liler yemin etmedi.[49]
KCK davası sanıkları
Diyarbakır'da görülen KCK davasında tutuklu olarak yargılanırken bağımsız milletvekili seçilen Selma Irmak, Kemal Aktaş, Faysal Sarıyıldız, İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım ile YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle, Diyarbakır 5. ve 6. Ağır Ceza Mahkemelerine tahliye isteminde bulundu fakat savcılar, "suçun vasıf ve mahiyeti, delillerin henüz toplanmamış olması" ve vekillerin "kaçma şüpheleri" gerekçesiyle[50] talebinin reddine karar verilmesini istedi.[51][52] BDP’nin desteğiyle seçilen bağımsız milletvekileri, tutuklusu vekillerin tahliye edilmemeleri üzerine TBMM'de yemin törenini boykot kararı aldı ve Diyarbakır'da toplandı.[53] Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi ve KCK tutuklusu vekillerin tahliye edilmemesi Şişli ilçesinde protesto edildi,[54] Şırnak'ta oturma eylemi düzenlendi.[55] Diyarbakır bağımsız milletvekili Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesi ve tutuklu vekillerin serbest bırakılmamasını boykot eden BDP destekli milletvekilleri bundan sonra atacakları adımları Diyarbakır'da açıkladı.[56]
Çözüm arayışları
CHP'li ve bağımsız milletvekillerinin TBMM'de yemin etmemesiyle ortaya çıkan gelişmeleri görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 30 Haziran'da Kılıçdaroğlu ve 1 Temmuz'da Şerafettin Elçi ile Ahmet Türk'ü kabul edeceği açıklandı.[57] MHP'ye gelen görüşme teklifi ise "MHP, Meclis'teki krizin tarafı olmadığı için gidilmedi." gerekçesiyle MHP tarafından reddedildi.[58] BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekilleri içinde bir heyet oluşturuldu. Heyet, Ankara'da çözüm için bir dizi görüşme programı yaptı. Bu çerçevede Elçi ile Türk'ün de içinde yer aldığı bir heyetin, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile "çözüm görüşmesi" yapmak için randevu talep ettiği öğrenildi ancak Erdoğan'ın yanıtı "Gelip mecliste yemin etsinler, görüşeyim." oldu.[59] BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP bloku olarak krizin bir an önce çözülmesi gerektiğini düşündüklerini belirterek, "Herkes şartı, koşulu bir tarafa bırakıp, şartsız koşulsuz bu meseleyi nasıl çözebiliriz gelirse bizler de BDP bloğu olarak katkı sağlarız." diye konuştu.[60] Bülent Arınç katıldığı NTV'deki Seçimin Ardından programında, çözüm açısından Hatip Dicle olayıyla tutuklu vekillerin durumunu birbirinden ayırarak yapılabilecek bazı yasal düzenlemelerin bugün için olmasa da gelecek açısından Dicle benzeri olayları ortadan kaldırabileceğini söyledi.[61] MHP'li Oktay Vural, krizinin çözümü için hazırladıkları dört aşamalı planı bugün AK Parti ve CHP'ye sunacaklarını söyledi.[62]
4 Temmuz 2011'de TBMM Başkanı seçilen Cemil Çiçek, yemin ve boykot krizini çözmek için BDP'li Hasip Kaplan ile Sırrı Sakık ve MHP ve CHP ile görüştü.[63] Görüşme sonrası Kılıçdaroğlu, "Bizim hiçbir zaman parlamentoyu kilitlemek, çalıştırmamak gibi bir amacımız olmadı. Amacımız Türkiye'deki demokrasi ayıbını gidermektir." dedi.[64] Kaplan ise "yemin" konusunun ancak liderler ve yetkili kurullarda konuşulacak konular olduğunu ifade etti.[65] Çiçek'in çağrısıyla AK Parti ve CHP heyetleri bir araya geldi ve toplantı sonrasında yapılan açıklamalarda "Pazartesi [11 Temmuz] yemin edebilir misiniz?" sorusuna "CHP, parlamentoyu çalıştırmak isteyen, yasama sürecine katkı vermek isteyen, Türkiye'nin sorunlarını çözmek isteyen bir partidir. Parlamento bizim olmamız gereken yerdir." karşılığını verildi.[66] Çiçek ile görüşen Demirtaş ile Gültan Kışanak, demokratik siyasetin önünün açılması için Meclis’te mutabakat sağlanması hâlinde gelip yemin edeceklerini söyledi.[67]
CHP'nin yemin etmesi
Meclis Başkanı Çiçek'in çağrısıyla AK Parti ve CHP heyetleri 8 Temmuz'da görüştükten sonra 11 Temmuz'da tekrar bir araya geldi.[68] Görüşmeye AK Parti'den Grup Başkanvekilleri Nurettin Canikli ve Ahmet Aydın ile Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, CHP'den Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın katıldı.[69] Görüşme sonrasında heyetler mutabakat hazırladı ve hazırlanan ortak metin, Kılıçdaroğlu'nun onayını aldı.[69] Heyet tarafından yapılan açıklamada "TBMM'nin, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, Kurtuluş Savaşı'nı yöneten ve olağanüstü koşullarda dahi toplanarak, bugün yaşanılanlarla kıyaslanamayacak, çok daha büyük sorunların üstesinden gelen bir Meclis olduğu" vurgulandı.[70] Ortak metinde şu ifadelere yer verildi:[71]
"Siyaset kurumu için sorunların gündeme getirileceği, tartışılacağı, değerlendirileceği ve çözüm bulunacağı yegane ortam TBMM'dir. Siyasi partiler sorunların çözümü için TBMM zemininde olmalıdır. TBMM'nin açılışından bugüne kadar yasama faaliyetine katılmamış olan milletvekillerinin Meclis çalışmalarına iştirak etmelerini ve katkı sağlamalarını arzu ediyoruz."
TBMM'de başlayan oturumda yemin krizinin çözümüyle ilgili ilk açıklamayı Bekir Bozdağ yaptı ve iki parti heyetinin yaptıkları mutabakatla bu sorunu aştığını, kendilerinin de milletin iradesinin meclise yansıması için bu sonucu arzu ettiklerini söyledi.[72] Bozdağ, BDP grubu için de "onları da mecliste görmek istiyoruz." yorumunda bulundu. CHP'nin mecliste yemin etmeye karar vermesi sonrası Cumhurbaşkanı Gül, "Diyalog kapıları açık olunca, karşılıklı oturulup konuşulunca her şey halloluyor. Ümit ederim ki; BDP'ye bağlı milletvekilleri de Meclise katılırlar, aynı şekilde görevlerini yerine getirirler ve milletvekilliği faaliyetlerini gerçekleştirmeye başlarlar." derken,[70] Erdoğan, "Beklentimiz de buydu." dedi.[73] Kılıçdaroğlu ise şöyle konuştu: "Milli iradeye duyduğumuz saygının gereği yerine getirildi."[69]
BDP'nin yemin etmesi
CHP, temmuzda yemin ederken BDP yemin boykotunu sürdürdü. 1 Ekim 2011'de ikinci yasama yılının açılışını yapan TBMM'de BDP'li vekiller ile BDP destekli milletvekilleri 12 Haziran seçimlerinin ardından sürdürdükleri yemin boykotuna son verdi ve yemin etti.[74] BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Halk istediği için buradayız." dedi. Demirtaş, "Bugün başlangıç günü. Herkese hayırlı olmasını istiyoruz. Parlamento tam kadro toplanamıyor. Tutuklu olan vekillerin Meclis’te olmaları için ilgililer hiçbir şekilde çaba sarf etmedi, bunu bizler gözlemledik. Biz BDP olarak birazdan yemin edeceğiz hep birlikte. Ama bir kez daha parlamentonun kapısından içeri girerken veto protestolarında kaybettiğimiz tüm değerler adına bu kapıdan giriyoruz." şeklinde konuştu.[74] Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasının ardından kürsüye çıkan BDP’li milletvekillerinden önce BDP Genel Başkanı Demirtaş ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk'ün aralarında yer aldığı grup yemin etti. Ardından da Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ve diğer milletvekilleri geldi. Tutuklu milletvekillerinin adları ise okunmadı.
Kaynakça
- "Mustafa Balbay CHP'den aday adayı". 26 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 201. Tarih değerini gözden geçirin:
|erişimtarihi=
(yardım) - "Tuncay Özkan CHP'den aday adayı". 26 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Haberal CHP'den aday adayı". Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "CHP'NİN ADAY LİSTELERİ YSK'DA". 28 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "CHP'nin kesinleşmiş tam aday listesi". Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "BDP, 6 KCK sanığını aday gösterdi". 3 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "YSK, BDP'nin 12 bağımsız milletvekili adayını veto etti". 3 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "YSK, 7 bağımsız adaydan 6'sına onay verdi". Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Ergenekon sanığı Balbay milletvekili seçildi". Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Milletvekili seçildiler, serbest kalacaklar mı?". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Blok Adaylarından 6 KCK Tutuklusu Milletvekili seçildi". 23 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "1022 No'lu YSK Kararı" (PDF). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (pdf) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Dicle Meclis'e akacak!". Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "YSK: Dicle 2014'te seçilir". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Dicle, cezaevinden mesaj gönderdi: Ben değil halk konuşsun". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Hatip Dicle konusunda ilk tepki: Telafisi imkansız zararlara neden olacak". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Dicle kararı gemileri yaktırdı". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Bağımsızlar kararını açıkladı". 13 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "CHP: Dicle kararı halkın iradesine saygısızlık". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Bahçeli: YSK'nın aldığı karar çok tehlikeli". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Hatip Dicle için yasal çözüm arayışı". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "PKK'dan Türkiye'ye tehdit: Hatip Dicle kararı savaş nedeni". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Diyarbakır'da YSK kararına oturma eylemi". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Taksim'de YSK protestosu". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Hatip Dicle'ye "Erdoğan" formülü". 23 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Hatip Dicle İçin Erdoğan Formülü..." 23 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Batum'dan Dicle için Erdoğan formülü". Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Demirtaş: Başbakan susmasın, ateşkes bozulmak üzere". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "AKP: Kararın dönüşü yok". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "AKP'li Bozdağ'dan Dicle tepkisi: Erdoğan'ın durumuyla aynı değil". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
- "Engin Alan'ın mazbatasını avukatı aldı". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Engin Alan'ın tahliye talebine ret". 4 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Engin Alan'ın tahliye talebine ikinci ret". 3 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "MHP'den çok sert açıklama". 3 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI". 31 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Balbay'ın mazbatası alındı". 22 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Haberal'ın mazbatasını oğlu aldı". 23 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Savcıdan Balbay ve Haberal'a kötü haber". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Yargı Balbay ve Habearl'a vize vermedi". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Balbay: Karar milletin iradesini hiçe sayıyor". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Kılıçdaroğlu: Sonuna kadar mücadele edeceğiz". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Sıfır bir anayasa yapalım". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Türk'ten CHP'ye: Siz de boykot edin". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "İkisi de doğru değil". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Balbay-Haberal kararı üst mahkemede". 3 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Mahkeme ısrarlı: Tahliye yok". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Yemin edeceği kesin olan tek CHP'li: Oktay Ekşi". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "TBMM sıralarında CHP var, yemin yok". Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Yemin eden tek CHP'li". Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Tahliye için formül: 'Kaçma ve karartma' şüphesine delil şartı". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Savcıdan bağımsızlara vize çıkmadı". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "KCK tutuklusu vekillere tahliye yok". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "BDP grup toplantılarını Diyarbakır'da yapacak". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Şişli'de bağımsız vekillere biber gazı". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "Şırnak'ta süresiz oturma eylemi". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2011.
- "BDP grup toplantılarını Diyarbakır'da yapacak". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "Yemin krizinde Cumhurbaşkanı Gül devrede". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "Yemin krizinde taraf olmadığımız için Köşk'e çıkmadık". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "BDP randevu istedi, Erdoğan 'Önce yemin edin' dedi". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "Herkes şartı bırakırsa biz de katkı sunarız". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "Laf ebeleri değil hukukçular konuşsun". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "MHP'den yemin krizin çözme planı". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "Top Çiçek'te düdük Erdoğan'da!". 11 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "TBMM'de kritik görüşme". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "TBMM Başkanı Çiçek, BDP ile görüştü". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "Meclis'te yemin zirvesi sona erdi". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "BDP'den 'yemine hazırız' mesajı". 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2011.
- "AK Parti ve CHP grupları yeniden bir araya geldi". 15 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2011.
- "CHP iki hafta sonra yemin ediyor". 15 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2011.
- "Yemin krizi çözüldü". 9 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2011.
- ""Kriz" Çözüldü, CHP Yemin Ediyor". Erişim tarihi: 11 Temmuz 2011.
- "Yemin krizi çözüldü". 14 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2011.
- "İşte üzerinde anlaşılan mutabakat metni". 17 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2011.
- "TBMM'DE KRİZLER ÇÖZÜLDÜ, ANAYASA ÇALIŞMALARI..." Siyaset. Kasım 2011. Erişim tarihi: 7 Haziran 2012.
Dış bağlantılar
Vikihaber'de bu konuyla ilgili haber var: |
- Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı27 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 24. Dönem Milletvekili Yemin Töreni
Şablon:TC 61. Hükûmet