Üçüncü Tapınak
Üçüncü Tapınak veya Hezekiel Tapınağı (İbranice: Beit ha Mikdaş haşalişi בית המקדש השלישי), Hezekiel kitabında mimari olarak tasvir edilen tapınaktır. Hezekiel burası için, ebedi mabet ve Kudüs'te bulunan Tapınak Tepesi'ndeki İsrail'in Tanrısı'nın kalıcı mekanı demektedir.
Ön bilgi
Hezekiel kitabında Üçüncü Tapınak ile ilgili bölüm 40. konuda başlar. Hezekiel, bu tapınağın mimarisiyle ilgili kehanetleri İbrani takvimine göre 3372 yılının 9 Av gününde görmüştür. Görüme göre İsrail Tanrısı'nın gireceği sabit kapı tapınağın doğu duvarında bulunmaktadır.[1]
Mimari
Tapınağın mimari detayları Hezekiel kitabının 40 ile 42. konuları arasında anlatılır. Rambam, bu konuların sıradan bir okuyucu ve hatta deneyimli bir okuyucu için karmaşık olduğunu dile getirmiştir. Eski Ahit'teki tanımlara göre tapınağın dizayn detaylarıyla ilgili yorum yapanlar arasında Rashi, David Kimhi, Yom-Tov Lipmann Heller ve Meir Leibush ben Yehiel Michal bulunur ve bu kişilerin tanımları birbirine çok yakındır. Tapınağın ölçüleri ve dekorlar kitapta detaylıca aktarılmıştır.
Yahudi duasında
Üçüncü Tapınak, Yahudilik'te, birçok duada dile getirilen, Babilliler ve Romalıların yıktığı Birinci Tapınak ve İkinci Tapınağın bulunduğu yerde yeni bir Kudüs Tapınağının inşa edilmesinin arzulandığı dini bir kavramdır.
70 yılında Kudüs Tapınağının yıkılmasının ardından dindar Yahudiler, Tapınak Tepesi'nde Üçüncü Tapınağın inşasını arzu ettiklerini dile getirmektedir. Bu arzu, günde üç kere okunan Amida dualarında da dile getirilir. İnşa edilmemiş olmasına rağmen, başta Ortodoks Yahudilik olmak üzere Yahudilikte, içinde ibadet etmek için beklenen Üçüncü Tapınak kutsal bir kavramdır. Peygamberler ve Tanah inşaatın Mesih çağından hemen önce ya da Mesih çağıyla birlikte gerçekleşeceğini belirtir.
Üçüncü Tapınağın mimari planı, İkinci Tapınak döneminden önce yazılan Hezekiel kitabının 40 ila 47. konularında aktarılır ve bazı dinadamlarınca Tapınak Tomarı da Üçüncü Tapınak ile ilgili bilgiler sunar.
Bazı Yahudi dinadamlarınca Yahudi mesihin geleceği tarih İbrani takvimine göre 6000 yılıdır (MS 2240), bu nedenle tapınağın inşasının en geç bu tarihte başlanacağına inanmaktadırlar.
Ortodoks Yahudilik
Genel görüş
Ortodoks Yahudilik, Üçüncü Tapınağın yeniden inşa edilmesi ve kurban ibadetlerinin kaldığı yerden devam etmesinin gerekliliğine inanır fakat fikir ayrılığına düşülen nokta, tapınağın nasıl inşa edileceğidir. Ortodoks dinadamları ve rabinik yetkililer genel olarak tapınağın Yahudi Mesih geldiği zaman Tanrı'nın eliyle inşa edileceğine inansa da, az sayıda inanan Rambam'ın fikirlerini takip edip mümkün olan bir zamanda kendileri tarafından inşa edilmesi gerektiğini savunmaktadır.[2] Ortodoks otoriteler, tapınak inşa edildikten sonra kurban ibadetlerinin kaldığı yerden devam edeceğine inansa da Muhafazakârlar, Reformistler ve Yeniden yapılanmacılar kurban ibadetlerinin artık terk edilmesi gerektiğini savunmaktadır. Kurban inancı, Ortodoks Yahudilikte, günde üç kere okunan Amida duasında bahsedilir ve buna göre kurbanlar kesildiği zaman Mezmurlar ve Levililer kitaplarından şarkılar söylenecektir.
Her ne kadar Rambam'ın kitabı olan "Şaşkınlara Kılavuz" isimli eser, Tanrı'nın kasten Yahudileri kurbandan uzak tuttuğunu çünkü asıl önemli olanın dua ibadeti olduğunu belirtse de bazılarınca Yahudi kanunlarının son tanımlayıcı kitabı olarak kabul edilen Rambam'ın "Mişna Tora" eserinde Üçüncü Tapınak'ta kurban kesiminin devam edileceğini ve bunun nasıl yapılacağını anlatan bilgiler mevcuttur. Bazı kişiler, tapınakta hayvan kurbanlarının olmayacağını Rabbi Abraham Isaac Kook'a bağlar. Tapınak hizmetleriyle ilgili bazı görüşler yanlış yorumlanmaktadır; örneğin, Olat Reaya Malaki 3:4 baz alınarak yeni tapınakta sadece tahıl sunusu yapılacağını belirtse de Otsarot Hareaya bunun tam tersini savunur.
Duadaki yeri
Ortodoks Yahudi dualarında, her duada ve Tapınak'ta kurban sunumuyla ilgili yerlerde, Tapınağın tekrar inşası ve kurban eyleminin devamını ümit eden dua okunur. Sabah dualarında, unutmamak için, günlük tapınak ayinlerinde hayvan ve buhur sunularının nasıl yapıldığı tekrarlanır. Bu ayinde, Levilerin tapınakta okuduğu Mezmurlar tekrarlanır. Hafta içi okunan Tevrat'ın ardından "hayatımızın Evi'nin onarılması ve Şehina (İlahi Varlık)'nın burada var olması" için dua okunur. Amida'da "İsrailoğullarının yakımlık sunularının kabulü" için dua ve sonunda Tapınağın yeniden inşası için meditasyon bulunur.[3] Tapınağın mimarisi ve ayinlerinin edebi anlamı dışında, mecazi anlamda ibadet edenle Tanrı arasında teolojik ve şiirsel bir yapı mevcuttur.
Tuma kurallarının korunuşu
Tapınağın ayinsel saflıkla ilgili detaylı kuralları bulunmaktaydı. Tuma, yani ayinsel açıdan saf olmama durumu, ölüye temas etme, döl akımı, adet görme, kaşer olmayan bir hayvana temas etme, bazı hastalıklardan muzdarip olma gibi durumlardan kaynaklanmaktaydı. Her ne kadar arınma seremonileri de bulunsa, Tapınağın yokluğu nedeniyle bu törenler gerçekleştirilememektedir. Rabinik ve ardından gelen Ortodoks Yahudilik'te ayinsel saflık ilkelerine günlük hayatta olabildiğince uyulması gerekir. "Aile saflığı" kuralları da Tapınak kurallarından türemiştir. Yom Kippur'dan önce mikveye girme, uyanınca, yemeklerden önce ve cenazeden sonra el yıkama Tapınak ilkelerinden gelir.
Tapınak Tepesi'nde Yahudi varlığını yeniden kurma çabaları
Tepenin İsrail tarafından ele geçirilişinin ardından Ağustos 1967'de, sonradan İsrail devletinin baş hahamı olacak olan zamanın IDF baş hahamı Rabbi Şlomo Geron, Tapınak Tepesi'nde Yahudiler için halka açık dua hizmetleri düzenlemeye başladı. Rabbi Goren'in Tapınak Tepesi'nde Yahudi bağımsızlığıyla ilgili tartışmalı görüşleri vardı. Protesto eden Müslüman bekçiler ve İsrail polislerine rağmen, Altı Gün Savaşı'ndan kısa bir süre sonra, 15 Ağustos 1967'de dua etmek için 50 kişilik bir Yahudi grubun liderliğini yaptı.[4] Yıllarca Tapınak Tepesi'ne bakan Mahkeme binasında dua hizmetleri veren Goren'in, Tepe'de bir sinagog kurma çağrısını, Hayfa baş hahamı olan kayınbiraderi Şear Yaşuv Kohen de tekrarladı.
Goren'in ordudaki kıdemine rağmen uygunsuz davranışları İsrail Savunma Bakanlığı'nca kınandı. Lider hahamların, ayinsel açıdan saf olmayan Yahudilerin Tepe'ya gitmesinin yasaklanması istemi, İslami otorite olan Vakıf ile statükoyu koruyacağından laik kesimce kabul edildi. Meslektaşlarına katılmayan Goren, Yahudilere izin vermemenin yanlış olduğunu hatta her Yahudinin Tepe'ye gidip dua etmesi gerektiğini belirtti.
1960'lardan beri Üçüncü Tapınağın inşasını destekleyen Goren, bölgedeki mesihçi projelerle alakadar oldu. Kazılarda yer alan Rabbi Yehuda Getz, Goren ve birkaç hahamı daha yanına alarak Tepe'nin içindeki odalarda turlarken, 1983 yazında iki haham Ahit Sandığını gördüklerini iddia etti. Kısa sürede keşfedilen tünelin varlığı, genç Yahudiler ile Araplar arasında çatışmaya sebebiyet verdi. Tünelin girişi, İsrail polislerince derhal örtüldü.[5] Kapanan tünelin duvarı, 1996'da halka açılmıştır.
İsrail baş hahamları Isser Yehuda Unterman ve Yitzhak Nissim, diğer lider hahamlar ile birlikte "Nesiller boyunca Tapınak Tepesi'ne girilmemesi konusunda uyardık" dedi.[6] Yakın zamanda yapılan çalışma sonucu iddialara göre, hahamlık bu emsali görülmemiş kararı hükûmet baskısıyla Müslüman-Yahudi çatışmasını engellemek için vermiştir.[7] Ortodoks Yahudiliğin bir parçası olan Dini Siyonistlerin genel kanısına göre, Yahudiler Tapınak Tepesi'nin herhangi bir yerine girmemelidir.[8] Ocak 2005'te, 1967'deki kararı teyit eden bir bildirge yayınladı.[9]
Tutucu Yahudilikte yeri
Muhafazakâr Yahudilik, mesihin geleceğine ve Tapınağın tekrar inşa edileceğine inansa da kurban geleneğinin devam edeceğine inanmamaktadır. Buna bağlı olarak Muhafazakâr Yahudiliğin Yahudi Kanunları ve Standartları Komitesi, duaları buna göre düzenlemiştir. Muhafazakâr dua kitaplarında Tapınağın tekrar inşa edilmesiyle ilgili arzular yinelenirken kurban kesiminin devam etmesi arzusu dua kitaplarından çıkarılmıştır. Ortodokslukta görülen sabah dualarındaki kurban ile ilgili çalışmalar, Muhafazakâr Yahudilik'te yerini Talmud pasajlarının okunmasına bırakmıştır.
Amida dualarındaki "İsrailoğullarının yakımlık sunuları" ve "Yehuda'nın ve Kudüs'ün tahıl sunuları" ile ilgili kısımlar çıkarılmıştır. Şabat ve Yahudi bayramlarında okunan Musaf Amida duasında geçen na'ase ve'nakriv (sunu ve kurban sunacağız), kelimeleri asu ve'hikrivu (sunu ve kurbanlık sundular) diye değiştirilip olayın geçmişte olduğu belirtilmektedir. "Hayatımızın Evi" ve "Şehina'nın burada var olması" kısımları ise dua kitaplarında yer almasına rağmen her tutucu mezhep bunu okumamaktadır. Ortodoks görüşte olduğu gibi, duaların edebi ve şiirsel/ilahi anlamları vardır. Yorumlar genelde ilahi anlamlarla ilgilidir. Kohen ve Levilerin eskiden olduğu gibi hepsi olmasa da Tapınakta bazı rolleri üstleneceğini kabul etse de, Kohenlerin kiminle evlenmesi gerektiği gibi kuralları kaldırmıştır.
2006'da alınan karara göre, Tapınağa kimin girmesine karar veren aile saflığı kuralı, antik çağ ile modern çağ arasında tutarsızdır ve önemli olan görüş "kurulmuş her aile kutsaldır".[10][11] Ayrıca Tutucu Yahudiliğe göre, dualar ve ibadetler modern zamana uygun olarak yapılmalıdır.[12]
Reformist ve Yeniden yapılanmacı Yahudilikte yeri
Reform ve Yeniden yapılanmacı Yahudilik, merkezi bir Tapınağa, Tapınak ibadetlerine ve Tapınak'ta kurban sunumuna inanmamaktadır. Tapınak'ta kurban sunulan dönemin ilkel çağlar olduğunu ve modern zamanlarda bu ilkelliğe dönülmemesi gerektiğini savunmaktadır. Kohen ve Levilerin bir kast sistemi oluşturduğunu ve bunun modern eşitlik ilkesine aykırı olduğunu dile getirmektedirler. Reform görüşe göre her sinagog, adı geçen Tapınak kadar kutsaldır ve bu yüzden birçok Reformist sinagogun adında Tapınak (Temple) adı bulunmaktadır. Yahudilerin bir gün Kudüs'teki Tapınağa döneceği inancı Reformist Yahudilikte bulunmamaktadır.
Antik zamanda inşa çabaları
Bar Kohba ayaklanması
Şimon Bar Kohba, Kudüs'ü Romalıların elinden 132'de alınca yeni tapınağın inşasına başladı ve tapınak hizmetlerini yeniledi. Ayaklanma başarısızlıkla sonuçlanınca, dini liderler tapınağın inşasına başlama asırlar sürebileceğinden, törenler ve uygulamalar ile ilgili anıların zamanla kaybolmaması için Mişna'yı yazmaya başladılar.
Julianus
Roma imparatoru Julian (361-363), imparatorluk çapında yerel kültleri onarmak ve canlandırmak için yeni bir program başlattı. Bu program altında, Yahudilere "Üçüncü Tapınak" inşasına izin verdiyse de bu proje yarım kaldı. Zamanın önde gelen hahamlarından Rabbi Hilkiya, Tapınağın yeniden inşası için goylardan para alınmasına karşı çıkınca Julian'ın parasını reddetti.
Bu zamanın kaynaklarından, tarihçi Sozomen'in (~400-450) Historia Ecclesiastica eserine ve Julian'ın yakın arkadaşı pagan tarihçi Ammianus Marcellinus'e göre,[13] ne zaman tapınak inşa edilmeye başlansa işçiler ya dünyanın içinden gelen ateşle kavruluyorlardı ya da depremle tekrar sil başa dönüyorlardı:
« Julian, bir zamanlar Kudüs'te bulunan gururlu Tapınağın yeniden inşasını düşündü ve abartılı masraflarla iş için Antakyalı Alypius'u görevlendirdi. Coşkulu şekilde işine başlayan Alypius, Roma valisi tarafından da desteklendi; korkunç ateş topları, temelin yakınındaki kırılmalar, saldırılarına devam etti, ta ki işçiler kavrulmaktan daha fazla ilerliyemeyene kadar: bu nedenle çabalarından vazgeçti.[14] » |
Tapınak inşasının gerçekleşmemesi 363 Celile depremi ve Yahudilerin umursamazlığına bağlanmaktadır. Sabotaj veya kazayla gerçekleşmiş bir yangın da olasıdır. Zamanın Hristiyan tarihçilerine göre bu ilahi bir takdirdi.[15] Kısa bir süre sonra Julian savaşta ölünce, Hristiyanlar tekrar imparatorluğun başına geçti.
Ortaçağda inşa çabaları
Sasani uydu devleti
610 yılında Sasani İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu'nu Ortadoğu'dan çıkardı ve asırlar sonra ilk defa Kudüs'ü Yahudilerin kontrolüne bıraktı. Yeni liderler, Bar Kohba'dan sonra ilk defa kurban hayvan sundular. Kısa bir süre sonra Bizanslılar bölgeyi geri alınca Persler bölgenin kontrolünü Hristiyan nüfusa bıraktı ve bu nüfus yarım kalan mabedi yıktı.[16] 630'larda Halife Ömer şehri alınıca bu yığınla karşılaştı.
Müslümanların Suriye fethi
7. yüzyıl Ermeni tarihçilerden psikopoz Sebeos'un yazdığına göre 637'deki Kudüs kuşatması sırasında Yahudiler ile Müslümanlar dinlerinin farklılıklarından dolayı tartışıyorlardı; lakin, İsmailoğullarından Muhammed adında biri verdiği vaazda, Yahudiler ile Arapların, babaları İbrahim'in sancağı altında birleşmeleri ve Kutsal Topraklara birlikte girmelerinin Tanrı'nın emri olduğunu söyledi.[17] Gazeteci Robert Wright'ın kitabı The Evolution of God'da Yahudilerin Tapınak Tepesi'nde tapınaklarını inşa etmeye başladıkları fakat oradan kovuldukları anlatılmaktadır.[18]
Moğolların Suriye'yi istila ettiği dönem
1260'a kadar Levant'ı kontrolleri altında tutan Haçlılarla 1291'de Levant'ta Memluklular dönemi başlayana kadar bölgenin hakimi yoktu. 1267'de Suriye ve Filistin'e Moğol istilaları gerçekleşti. Bu zamanda oğluna gönderdiği mektupta Nahmanides şöyle demiştir:
« Bu toprak hakkında ne diyeyim ... Yer ne kadar kutsalsa o kadar perişan. Kudüs bunlardan en perişanı ... Yaklaşık 2000 yerlisi var ... fakat Yahudi yok, "Tartarların varmasıyla Yahudiler kaçtı, bazıları kılıçtan geçirildi. Şimdi, boyalarını hükûmetten alan iki boyacı kardeş var. Şabat için ibadet edenler onların evinde buluşuyor, onları destekliyoruz, onlara sütunlar üzerine kurulmuş güzel kubbesi olan bir harabe bulduk ve sinagoga çevirdik ... Şam'dan, Halep'ten, ülkenin her yerinden kadınlar ve erkekler Kudüs'e geliyor, Tapınağı görüp hâline ağlamak için. Bize Kudüs'ün harabelerini göstermeyi nasip eden Tanrı, bize onun tekrar inşasını ve yerine gelişini göstersin ve ilahi takdirin onuru geri gelsin. » |
Modern inşa çabaları
Her ne kadar ana Ortodoks akım Tapınağın inşasının başlaması için mesihi ve ilahi takdiri beklese de aralarından azınlık gruplar Üçüncü Tapınağın yakın zamanda inşa edilmesi amacını taşıyan örgütler kurmuşlardır.
Örgütler
Tapınak Entitüsü ve Tapınak Tepesi ve Eretz Yisrael Mümin Hareketi'nin amacı, Tapınak Tepesi'nde Üçüncü Tapınağı kurmaktır. Tapınak Enstitüsü, Üçüncü Tapınak'ta kullanılmak üzere bazı dini nesneler hazırlamıştır.
Engeller
Tapınak inşası amacına ulaşmanın önündeki en bariz engel, 13 asırlık iki İslami yapı olan Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs-Sahra'nın Tapınak Tepesi'nde bulunmasıdır. Kubbet-üs-Sahra'nın eski Tapınakların bir zamanlar durduğu yerde bulunduğuna inanılmaktadır. İsrail devleti, uluslararası zorunluluklar nedeniyle bu binalara girişin korumasını sağlamaktadır. Müslümanlar için kutsal yerlerden biri olan bu madetlere hasar veya kısıtlı giriş izni verme ya da bu mabetlerin bulunduğu alanda, iki mabedin arasında, altında, yanında veya asma kat olarak üzerinde bir Yahudi mabedi kurmak uluslararası anlaşmazlığa sebebiyet verecektir. Bazı uzmanlara göre Birinci ve İkinci Tapınakların bulunduğu yer Kubbet-üs-Sahra'nın olduğu yerde değil, ya biraz kuzeyinde ya da biraz güneyindedir.[19] En son teoriye gere Tapınakların yeri Kubbet-üs-Sahra ile Mescid-i Aksa'nın ortasındadır.[19]
Ortodoks akımın mesih gelmeden Tapınak inşasına karşı çıkmalarının sebeplerinden biri, Tapınağın tam yeri üzerinde şüpheler olmasıdır. Örneğin, ölçü birimi olarak kullanılan arşının 46 cm mi yoksa 61 cm mi olduğu bilinmemektedir. Eğer arşının gerçek uzunluğu bilinmezse altar inşa edilemez. Talmud'a göre İkinci Tapınak, Hagay, Zekeriya ve Malaki'nin kehanetleri doğrultusunda inşa edilebilmiştir. Şu anda bu yerde cami olmasa bile, kahisnel vahiy gelmeden Tapınağın tekrar inşası imkânsızdır.
Tapınak Tepesi'nin statüsü
Bugün itibarıyla İsrail, Yahudilerin, gerek dini gerek siyasi amaçlarla Tapınak Tepesi'ne girmesini kısıtlamaktadır. Baş hahamlık kurulu, halahaya dayanarak, Tapınak zamanında girilmesi yasak olan yerlerin bugün dahi kutsal olduğunu, dolayısıyla dinen girilmesi yasak yerlere kazayla girilmesini engellemek için Yahudilerin Tapınak Tepesi'ne gitmesinin yasak olduğunu belirtmiştir. Bundan da öte, siyasetçiler de Tapınak Tepesi'ne girilmesine karşıdır çünkü Yahudi ve Müslümanlar arasında çıkan olası bir çatışma, bölgenin hassas arkeolojik ve siyasi dokusuna zarar verebilir.[20]
2006 yılındaki Sukkot bayramında, Milli Birlik partisine bağlı Knesset üyesi Uri Ariel Tepe'ye çıkıp burada bir sinagog inşa edileceğini söyledi.[21] Fakat onun bahsettiği sinagog, şu anda bulunan caminin yerine değil, kalıcı hahamların kararlarınca Tepe'nin başka bir yerinde olacaktı. Ariel'e göre, böyle bir ibadethanenin yapımı, Müslümanlara karşı yapılan haksız tarihsel ön yargıyı silecek ve tüm dünyaya Müslümanlığın bir hoşgörü dini olduğunu gösterecekti.
İslami görüş
Eskiden Yahudilik için en kutsal yerler olan Tapınakların bulunduğu yerde Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs-Sahra bulunmaktadır. Bu İslami yapıları kaldırıp yerine Üçüncü Tapınağı dikmek, birçok Müslüman tarafınan kendilerine karşı yapılmış bir saldırı olarak algılanacaktır. Bugün bu yapılar Müslümanlar tarafından en kutsal üçüncü bölge olarak kabul edilmektedir. Buna ek olarak, Cami ve türbelerin varlığı, Tapınağın varlığından daha uzun sürmektedir.[22] Bu nedenle Müslümanlar, Tepe'nin tamamiyle Müslümanların bağımsızlığına bırakılması gerektiğini düşünmektedir. Bazı Müslümanlar ise Tapınak Tepesi ile Yahudi Tapınakları arasındaki ilişkiyi tamamiyle reddetmektedir.[23][24]
Ayrıca bakınız
- Kutsal Kabir Kilisesi
- Birinci Tapınak
- İkinci Tapınak
- Pesah
- Hezekiel kitabı (40 ila 48. konular)
- Omphalos
- Korban
Daha fazla bilgi
- Gorenberg, Gershom. The End of Days : Fundamentalism and the Struggle for the Temple Mount. Free Press, 2000. ISBN 0-684-87179-3 (Journalist's view)
- David Ha'ivri. Reclaiming the Temple Mount. HaMeir L'David, 2006. ISBN 965-90509-6-8 (Overview of the History of the Temple Mount and advocacy of immediate rebuilding of a Third Temple)
- Grant R. Jeffrey. The New Temple and The Second Coming. WaterBrook Press, 2007. ISBN 978-1-4000-7107-4
- N. T. Wright, "Jerusalem in the New Testament" (1994) (Jesus claimed to do and be what the Temple was and did)
- Ben F. Meyer. "The Temple at the Navel of the Earth," in Christus Faber: the master builder and the house of God. Princeton Theological Monograph Series no. 29. Allison Park, Pa.: Pickwick Publications, 1992. (Arguing that, for Jesus, the real referents of the imagery of biblical promise—Zion, or cosmic rock and, on it, God's gleaming temple of the end of days—were himself and his messianic remnant of believers.)
Notlar
- Hezekiel 43:2
- "Reb Chaim HaQoton: Building the Third Holy Temple". 12 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- Malaki 3:4
- "Forcing the End. (Evangelicals and rabbis' look at the Six day War and views about End Times)". pbs.org. 24 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- "Preparations for a Third Jewish Temple. (Goren about Temple Mount)". templemount.org. 18 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- Lapidoth, Ruth (1994). The Jerusalem Question and Its Resolution: Selected Documents. Kudüs: Martinus Nijhoff. s. 542. ISBN 0-7923-2893-0.
- Hassner, Ron E., "War on Sacred Grounds," Cornell University Press (2009), pp.113-133
- These rabbis include: Mordechai Eliyahu, former Sefardi Chief Rabbi of Israel; Zalman Baruch Melamed, rosh yeshiva of the Beit El yeshiva; Eliezer Waldenberg, former rabbinical judge in the Rabbinical Supreme Court of the State of Israel; Avraham Yitzchak Kook, Chief Rabbi of Palestine (Mikdash-Build (Vol. I, No. 26) 27 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.); Avigdor Nebenzahl, Rabbi of the Old City of Jerusalem.
- These rabbis include: Rabbis Yona Metzger (Ashkenazi Chief Rabbi of Israel); Shlomo Amar (Sefardi Chief Rabbi of Israel); Ovadia Yosef (spiritual leader of Sefardi Haredi Judaism and of the Shas party, and former Sefardi Chief Rabbi of Israel); Eliyahu Bakshi-Doron (former Sefardi Chief Rabbi of Israel); Shmuel Rabinowitz (rabbi of the Western Wall); Avraham Shapiro (former Ashkenazi Chief Rabbi of Israel); Shlomo Aviner (rosh yeshiva of Ateret Cohanim); Yisrael Meir Lau (former Ashkenazi Chief Rabbi of Israel and current Chief Rabbi of Tel Aviv). Source: Leading rabbis rule Temple Mount is off-limits to Jews 24 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- "Rabbi Susan Grossman, Mikveh and the sanctity of being created human, Committee on Jewish Law and Standards, Rabbinical Assembly, December 6, 2006" (PDF). 7 Nisan 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- "Rabbi [[Miriam Berkowitz]], RESHAPING THE LAWS OF FAMILY PURITY FOR THE MODERN WORLD, Committee on Jewish Law and Standards, Rabbinical Assembly, December 6, 2006" (PDF). 20 Mart 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- "Rabbi Avram Reisner, Observing niddah in our day: An Inquiry on the status of purity and the prohibition of sexual activity with a menstruant, Committee on Jewish Law and Standards, Rabbinical Assembly, December 6, 2006" (PDF). 7 Nisan 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- See Britannica Deluxe 2002 and Stewart Henry Perowne
- (The Roman History of Ammianus Marcellinus, Book 23 Chap. 1 Line 3).
- See "Julian and the Jews 361–363 CE" 20 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ve "Julian the Apostate and the Holy Temple" 20 Ekim 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
- Karmi, Ghada (1997). Jerusalem Today: What Future for the Peace Process?. Garnet & Ithaca Press. s. 116. ISBN 0-86372-226-1.
- Sebeos' History 9 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Translated from Classical Armenian by Robert Bedrosian
- Robert Wright, The evolution of God 23 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Little, Brown (2009)
- "Arşivlenmiş kopya". 19 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- "CNN Archive". 8 Kasım 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- "Rightist MK Ariel visits Temple Mount as thousands throng Wall". Haaretz. 9 Ekim 2006. 7 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2012.
- The First Temple lasted 373 years (960BC–586BC); the Second lasted 585 years (516BC-70AD). The Dome of the Rock has been on the Temple Mount for 1318 years. The current Al-Aqsa Mosque is 976 years old.
- Fendel, Hillel (6 Kasım 2006). "Israeli Sheikh: Temple Mount is Entirely Islamic". Arutz Sheva. 14 Kasım 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2006.
We remind, for the 1,000th time, that the entire Al-Aqsa mosque, including all of its area and alleys above the ground and under it, is exclusive and absolute Muslim property, and no one else has any rights to even one grain of earth in it.
- Sheikh Salah: Western Wall belongs to Muslims 17 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., February 18, 2007