Arapça dilbilgisi
Arapça dilbilgisi (Arapça: عُلُوم اللغَة العَرَبِيَّة, Ulûm'ü-lügâtü'l-'Arabiyye) Arap dilinin yapısını inceler. Arapça bir Sami dili olmakla birlikte diğer Sami dillerin dilbilgisi kurallarıyla benzerlik göstermektedir.
Bu makale hem Edebi Arapçayı (yani Klasik Arapça ve Modern Standart Arapça gibi hemen hemen benzer dil bilgisini paylaşan türleri) hem de konuşulan Arapçanın türlerini incelemektedir. Bu iki türün dil bilgisi benzer detaylar gösterir. Bu yüzden bu makalede sırasıyla önce Klasik Arapçanın kuralları daha sonra da bölgesel lehçelerde bu kuralların nasıl değişiklik gösterdiği anlatılmaktadır. (Her lehçe değişik farklılıklar göstermektedir).
Klasik/standart Arapçayla lehçelerin arasındaki en büyük farklar: lehçelerde, klasik/standart Arapçanın cümlede sözcüklerin işlevlerini (yani cümle içinde bir kelimenin nesne, özne ya da yüklem olup olmadığını) morfolojik işaretlemelerle göstermemesi, söz diziminde meydana gelen değişiklikler, fiil kiplerindeki farklılıklar; ikil sayıların kullanımının kısıtlanması ve (çoğu lehçe için geçerli olan) dişil çoğulların kullanılmamasıdır. Pek çok lehçede, özellikle Mağrip Arapçasında standart Arapçadan farklı ünlülerin kullanıldığı ve alışılmadık ünsüz kümelerinin olduğu gözlemlenir. Diğer lehçelerden farklı olarak, Mağrip Arapçasında birinci tekil şahıs n- (ن) ön eki alır
Tarihi
Arap dilinin dil bilgisini inceleyen en eski alimin kim olduğu bazı kaynaklarda harekelerin de mucidi olan Abu el-Esved el-Du'ali iken[1], diğer kaynaklarda Ibn Ebi İshaq olarak geçmektedir (Ölüm mîladi 735/6).[2]
Daha sonra İslamiyetin de yükselişiyle birlikte Basra ve Küfe okulları 8. yüzyılın sonlarında Arapça dil bilgisini incelemeye devam etmişlerdir.[3][4] Ebû Amr ibn el-Âla,[5] tarafından kurulmasıyla anılan Basra okulunun iki temsilcisi alanlarında önemli buluşlar ortaya koymuşlardır: El-Halil ibn Ahmed el-Farahidi ilk Arapça sözlüğü ve ilk Arapça vezin kitabını yazmış olup, öğrencisi Sibavayh ise ilk Arapça dilbilgisi teorileri üzerine kitap yazan kimse olmuştur. Kufa okulunda, El-Ru'asi, yazıtlarının kaybolduğu farz edilse de[6][7] okulun kurucusu olarak kabul edilir. Okulun gelişimi daha sonra başka yazarlar tarafından sağlanmıştır. el-Farahidi ve Sibavayh'ın emekleri Basra'ya analitik bir dil bilgisi okulu olarak tanınması açısından çokça itibar katarken , Küfen okulunun ise Arap şiirinin ve Arap kültürünün koruyucusu olarak anılmasını sağlamıştır.[2]
İlk başta okullar sırf görüşlerinde değil amaçlarında da ihtilafa düşmüşlerdir. Küfe okulu şiirde ve Kur'an tefsirinde ve ayrıca İslam hukuku ve Arap şeceresinde uzmanlık gösterirken, Basra okulu formal dil bilgisiyle ilgilenmiştir.[8]
Alt dallar
Klasik Arapçacılar dil bilgisini beş dala ayırır:
- el-luga Arapça: اَللُّغَة (dil/lügat) kelime bilgisini inceler.
- et-taṣrîf Arapça: اَلتَّصْرِيف (morfoloji) kelimelere mana veren en küçük birimi bulup inceler.
- en-naḥiv Arapça: اَلنَّحْو (söz dizimi) kelimelerin cümle içerisindeki sırasını inceler.
- el-iştiqaqArapça: اَلاشْتِقَاق (köken bilim) kelimelerin nereden geldiğini, türediğini inceler.
- el-belaga Arapça: اَلْبَلَاغَة (retorik) dilde tarz, kalite, anlaşılabilirliği inceler.
Arapça dil bilgisinde uzman olan Said Muhammed Bedevi, Arapça dil bilgisini, kişinin okuryazarlık düzeyine ve kullandığı dilin Klasik Arapçaya yakınlığına göre beş bölüme ayırmıştır. Said Bedevi'nin bu sınıflandırması en formal dilden en informal dile göre sırasıyla: Okumamışların Arapçası (Arapça: عَامِّيَّة اَلْأُمِّيِّين), Yarı-okuryazar Arapça (Arapça: عَامِّيَّة اَلْمُتَنَوِّرِين), Okumuşların Arapçası (Arapça: عَامِّيَّة اَلْمُثَقَّفِين ), Modern Standart Arapça (Arapça: فُصْحَى اَلْعَصْر), ve Klasik Arapça (Arapça: فُصْحَى اَلتُّرَاث).[9]
Ses bilgisi
Klasik Arapçada Arap alfabesini oluşturan yarı ünlüler de dahil olmak üzere 28 ünsüz ses birim mevcuttur.
Arapçada üçü uzun üçü kısa altı sesli harf vardır. Bu ünlüler bulundukları ortama göre değişkenlik gösterebilirler. Mesela <كل> kelimesinin telaffuzu /kel/ iken <قل> kelimesininki /qal/ şeklindedir. Kısa ünlüler normalde yazılı dilde gösterilmese de gerektiğinde harekelerle belirtilebilirler.
Her lehçenin vurgu sistemi farklıdır. Klasik Arapçada vurgu kabaca sondan üçüncü hecededir, eğer hece açıksa kelimenin sondan önceki hecesinde olabilir.[10]
İsimler ve sıfatlar
Klasik Arapçada ve aynı şekilde Modern Standart Arapçada da isimlerin ve sıfatların cümledeki işlevlerine, belirtili veya belirtisiz olmalarına, cinsiyetlerine ve sayılarına göre değişen halleri vardır. Lehçelerde bunlar daha basitleşmiş haldedir. Yeni isim ve sıfat türetmek için pek çok yapım eki mevcuttur ve sıfatlardan yeni zarflar türetilebilir.
Zamirler
Kişi zamirleri
Arapçada 12 kişi zamiri vardır. İkince ve üçüncü şahısların tekil ve çoğul hallerinde eril ve dişil haller mevcuttur. İkil zamirlerin cinsiyetleri olamadığı gibi birinci tekil halleri de yoktur. Zamirler geleneksel olarak üçüncü şahıslardan birinciye doğrudur.
Türkçe
zamir |
Arapça
zamir |
Dişil
hali |
---|---|---|
Ben | أَنَا
(ene) |
|
Sen | أَنْتَ
(ente) |
أَنْتِ
'(enti)' |
O | هُوَ
'(hüve)' |
هِيَ
'(hiye)' |
Türkçe
zamir |
Arapça
zamir |
Dişil
hali |
İkil
hali |
---|---|---|---|
Biz | نَحْنُ
'(naḥnü)' |
||
Siz | أَنْتُمْ
'(entüm)' |
أَنْتُنَّ
'(entünne)' |
أَنْتُمَا
'(entüma)' |
Onlar | هُمْ
'(hüm)' |
هُنَّ
'(hünne)' |
هُمَا
'(hüma)' |
Informal Arapçada ikinci ve üçüncü çoğul zamirlerin dişi hali ve ikil zamirler nadiren kullanılsa da, bunlar muhafazakâr lehçelerde gözlemlenebilir.
Birleşik Zamirler
Arapçada birleşik zamirler (diğer adıyla muttasıl zamirler <اَلضَّمَائِر الْمُتَّصِلَة>) pek çok sözcük türünün sonuna eklenebilirler ve çeşitli manaları vardır:
Kişi zamiri | Muttasıl
(birleşik) hali |
---|---|
أنا | ني / ي |
نحن | نا |
َانت | َك |
انتِ | كِ |
انتما | كما |
انتم | كم |
انتنن | كنَّ |
هو | هُ |
هي | ها |
هما | هما |
هم | هم |
هنَّ | هنَّ |
- ِل edatına eklenirlerse "benim, senin, onun" manası katarlar. Örnek: لي = benim, لك = senin, له = onun
- Fiillere eklenirlerse fiilden etkileneni belirtirler. Yani nesne zamiri işlevindedirler. Örnek: أُحِبّك = Seni seviyorum.
- Fiile eklenen birleşik zamir yönelme durumu da belirtebilir. Yani "bana, sana, ona" anlamı katar. Örnek: أعطني = Bana ver.
- أَنَّ (enne) لٰكِنَّ (lakin) gibi bağlaçlara eklenip (Mesela: لِأَنَّه , لٰكِنَّي) "çünkü ben..." "ama ben..." manası katabilirler. Örnek: لأنني كنت مريضا = Çünkü ben hastaydım.
- Eğer -ي eki ünlü ses ile biten bir kelimeye eklenirse -ن kaynaştırma ünsüzünü alır. Örnek: رَأَيْتَنِي = Beni gördün.
Edatlı Zamirler
Edatlı zamirler "edat + birleşik zamir" şeklindedir. Fakat bazı düzensiz edatlı zamirler de vardır:
Anlamı | Bağımsız şekli | Benimle | Seninle
(eril tekil) |
Onunla |
---|---|---|---|---|
"için, -a", dolaylı nesne | Arapça: لِـ li- |
Arapça: لِي liy |
Arapça: لَكَ
leke |
Arapça: لَهُ lehu |
"içinde", "ile", "vasıtasıyla" | Arapça: بِـ bi- |
Arapça: بِي biy |
Arapça: بِكَ bike |
Arapça: بِهِ bihi |
"içinde" | Arapça: فِي fiy |
Arapça: فِيَّ fîye |
Arapça: فِيكَ fiyke |
Arapça: فِيهِ fîhi |
"-a" | Arapça: إِلَى ilâ |
Arapça: إِلَيَّ ileyye |
Arapça: إِلَيْكَ ileyke |
Arapça: إِلَيْهِ ileyhi |
"üzerine" | Arapça: عَلَى 'âla |
Arapça: عَلَيَّ 'aleyye |
Arapça: عَلَيْكَ 'aleyke |
Arapça: عَلَيْهِ 'aleyhi |
"ile" | Arapça: مَعَ ma‘a |
Arapça: مَعِي ma'iy |
Arapça: مَعَكَ me'ake |
Arapça: مَعَهُ me'ahu |
"-den" | Arapça: مِنْ min |
Arapça: مِنِّي minniy |
Arapça: مِنْكَ minke |
Arapça: مِنْهُ minhu |
"üzerine"
"hakkında" |
Arapça: عَنْ ‘an |
Arapça: عَنِّي 'anniy |
Arapça: عَنْكَ 'anke |
Arapça: عَنْهُ ‘anhu |
İşaret Zamirleri
Arapçada işaret zamirleri (Arapça: أَسْمَاء اَلْإِشَارَة asmā’ al-ishārah)
Cinsiyet | Tekil | İkil | Çoğul | |
---|---|---|---|---|
Eril | yalın | Arapça: هذا haẓa |
Arapça: هٰذَانِ haẓani |
Arapça: هٰؤُلَاءِ ha'ula'i |
nesne/iyelik | Arapça: هٰذَيْنِ haẓeyni | |||
Dişil | yalık | Arapça: هٰذِهِ haẓihi |
Arapça: هٰاتَانِ hatani | |
nesne/iyelik | Arapça: هٰاتَيْنِ hateyni |
Cinsiyet | Tekil | İkil | Çoğul | |
---|---|---|---|---|
Eril | yalın | Arapça: ذَانِكَ ẓalike, ẓake |
Arapça: ذَانِكَ ẓanike |
Arapça: أُولٰئِكَ ula'ike |
iyelik | Arapça: ذَيْنِكَ ẓaynike | |||
Dişil | yalın | Arapça: تِلْكَ tilke |
Arapça: تَانِكَ tanike | |
iyelik | Arapça: تَيْنِكَ teynike |
İkil haller sadece formal Arapçada kullanılır.
Bazı işaret zamirleri (hāzā, hāzihi, hāzāni, hāzeyni, hā’ulā’i, zālike, ve ulā’ike) elif (Arapça: ا) olmasa da uzun /a/ ile telaffuz edilir.
Kuran Arapçasında "sahibi" manasına gelen farklı zamirler de vardır:
Cinsiyet | Tekil | İkil | Çoğul | |
---|---|---|---|---|
Eril | Yalın hali | Arapça: ذَوَا | Arapça: ذَوَا | Arapça: ذَوُو، أُولُو |
Nesne hali | Arapça: ذَا | Arapça: ذَوَيْ | Arapça: ذَوِي، أُولِي | |
Tamlama | Arapça: ذِي | |||
Dişil | Yalın hali | Arapça: ذَاتُ | Arapça: ذَوَاتَا | Arapça: ذَوَاتُ، أُولَاتُ |
Nesne hali | Arapça: ذَاتَ | Arapça: ذَوَاتَيْ | Arapça: ذَوَاتِ، أُولَاتِ | |
iyelik | Arapça: ذَاتِ |
هذا aslında -ه 'bu' ön ekinden ve ذا zamirinin birleşmesiyle türemiştir. Yine aynı şekilde, ذالك kelimesi ذا ve لِ ön eki ile -ك ekinin bir birleşimidir. Ayrıca اَلَّذِي ilgi zamirinin kökeni ذي zamiridir. Bu kombinasyonlar Kuran Arapçasında tam oturmamışken ذاك, ذالكم gibi kombinasyonların kullanıldığı görülmektedir.
Bu kelime ayrıca İbranicede זה "ze" ve dişil זאת (zot) , çoğul אלה (eleh) olarak da görülür.
İlgi zamirleri
Arapça 8 adet ilgi zamiri olup bunlar öznenin cinsiyeti ve sayısı ile uyumlu olmalıdırlar:
Cinsiyet | Tekil | İkil | Çoğul | |
---|---|---|---|---|
Eril | yalın
hali |
Arapça: اَلَّذِي alladhī |
Arapça: اَللَّذَانِ alladhāni |
Arapça: اَلَّذِينَ alladhīn(a) |
nesne veya
iyelik hali |
Arapça: اَللَّذَيْنِ alladhayni | |||
Dişil | yalın
hali |
Arapça: اَلَّتِي allatī |
Arapça: اَللَّتَانِ allatāni |
Arapça: اَللَّاتِي allātī |
nesne veya
iyelik hali |
Arapça: اَللَّتَيْنِ allatayni |
Arapçada ilgi zamiriyle cümle kurulurken ilgi zamirinden sonra gelen cümlecikteki nesne, uygun bir zamirle tekrar belirtilmelidir: Arapça: اَلَّرَجُلُ ٱلَّذِي تَكَلَّمْتُ مَعَهُ el-rajul(u) (e)lleẓiy tekellemtü ma‘a-hu, yani "onunla konuştuğum adam".
İlgi zamirinin etkilediği cümlecik belirtisiz ise ilgi zamiri kullanılmasa da olur: Arapça: رَجُلٌ تَكَلَّمْتُ مَعَهُ rajül(un) tekellemtü ma‘a-h(u)
Lehçelerde
Lehçelerde, üstte bahsedilen sistemin ikil hallerinin olamaması ve dişil çoğul hallerini kaybetmeleri dışında bir fark yoktur.
Fiiller
Arapçada filler (Arapça: فعل fi‘l), diğer Semitik dillerdeki gibi 3 veya 4 ünsüzden oluşan köklere sahiptirler ve bu kökler aynı zamanda fiilin ilettiği mananın en yalın haldir, mesela: k-t-b 'yazdı', q-r-’ 'okudu', ’-k-l 'yedi'. Bu ünsüzlerin arasındaki ünlülerde yapılan değişiklikler veya kelimeye eklenen ön ve son ekler, kelimenin işlevlerini (edilgenlik, emir, dilek belirtme gibi işlevlerini) ve manasını değiştirir.
Arapçada "olmak" fiili veya -dir -idi gibi ek fiiller yoktur. "Onun evi var" demek için Arapça: عنده بيت (ʿindehü bayt) - yani: "Onda ev (vardır)" denebilir.
Edatlar
Arapça | Yaklaşık Türkçe manası | |
---|---|---|
Gerçek edatlar |
-ب | vasıtası ile |
-ت | sadece تٱللهِ (tallahi) derken kullanılır | |
-لَ | kesinlikle (fiillerden önce de kullanılabilir) | |
-لِ | için, -e ait | |
-ك | gibi | |
-ف | ve sonra | |
إلى | -e | |
حتّى | -e kadar | |
على | üzerin(d)e | |
عن | hakkında, -in yerine | |
في | -de, içinde | |
مِن | -den | |
مُنذُ | -den beri | |
مذ | -den beri | |
Yarı-edatlar | أمام | önünde |
َبَين | arasında | |
َتحْت | altında | |
َحوْل | etrafında | |
خارِج | dışarısında | |
خِلالَ | sırasında | |
َداخِل | içinde | |
َدُون | -sız | |
ّضِد | karşı | |
َعنْد | -de | |
َفوْق | yukarıdaki | |
َمَع | ile | |
َمِثل | gibi | |
وَراء | arkasında |
Arapça: مَعَ edat mı (Arapça: حَرْف) yoksa isim (Arapça: اِسْم) mi?
Bu sorunun kesin bir yanıtı yoktur, Arapçada Arapça: حَرْف cümlede yerine ve işlevine göre değişmeyen olarak kabul edilir, mesela Arapça: فِي.[11]
Çoğunluğa göre Arapça: مَعَ isim (Arapça: اِسْم) kabul edilmelidir çünkü Arapça: مَعَ tenvin alabilir (Arapça: تَنْوِين). Mesela Arapça "Beraber geldiler" derken (Arapça: جاؤوا مَعًا) mevzu bahis edatın tenvin aldığı görülür. Arapça: مَعَ bu sebepten dolayı yarı-edat sayılabilir.
Söz dizimi
Arapçada tamlayan tamlanandan sonra gelir. Buna arapçada Arapça: إِضَافَة iḍāfah (ekleme) denir. Tamlanan ötre ( ُ ) tamlayanlar ise kesre ( ِ ) alır. Farsça tamlamalara veya İngilizcedeki "(isim) of (isim)" yapısına benzer. Bu Arapçada diğer Semitik dillerde de olduğu gibi tamlama oluşturmak için yaygın bir kalıptır.
Birkaç örnek:
- Arapça: بِنْتُ حَسَنٍ bintu Ḥasan "Hasan'ın kızı".
- Arapça: دَارُ السَّلاَمِ dāru‿s-salām "Barış evi".
- Arapça: كِيلُو مَوْزٍ kīlū mawz "Bir kilo muz".
- Arapça: بَيْتُ رَجُلٍ baytu‿rajul "(B'li) Adamın evi".
- Arapça: بَيْتُ ٱلرَّجُلِ baytu‿r-rajul "Bir (B'siz) adamın evi".
Kelime sırası
Klasik Arapçanın söz dizimi fiil + özne + nesne şeklindedir. Bu söz dizimi hemen hemen sadece Kelt dillerinde, Avustronezya dillerinde ve Maya dilleri görülen nadir bir dizimdir.
ّاِن (inne)
Bu kelime (Arapça: إِنَّ inna 'şüphesiz') özneyi vurgulamak ve manaya kesinlik katmak için kullanılır. Kendinden sonra birleşik zamir eklenerek kullanılır, mesela: Arapça: إِنَّ ٱلسَّمَاءَ زَرْقَاءُ inna s-samā’a zarqā’(u) 'Şüphesiz gök mavidir'.
Belirtme edatı
Arapça belirtme edatı ال (el) cinsiyete, sayıya, ve ismin hallerine göre değişiklik göstermez fakat kendisinden sonra ت، د ،ر، س، ن ، ط، ظ، ص، ض، ذ، ث، şemsi harfleri geliyorsa ل harfi okunmaz ve kendisinden sonra gelen şemsi harf şedde alır. Mesela النيل (Nil nehri) /ennil/ şeklinde telaffuz edilir.
Kaynakça
- Kojiro Nakamura, "Ibn Mada's Criticism of Arab Grammarians." Orient, v. 10, pgs. 89-113. 1974
- Monique Bernards, "Pioneers of Arabic Linguistic Studies." Taken from In the Shadow of Arabic: The Centrality of Language to Arabic Culture, pg. 213. Ed. Bilal Orfali. Leiden: Brill Publishers, 2011. 9789004215375
- Goodchild, Philip. Difference in Philosophy of Religion, 2003. Page 153.
- Archibald Sayce, Introduction to the Science of Language. Pg. 28, 1880.
- al-Aṣmaʿī at the Encyclopædia Britannica Online. ©2013 Encyclopædia Britannica, Inc.. Accessed 10 June 2013.
- Encyclopaedia of Islam, vol. 5, pg. 174, fascicules 81-82. Eds. Clifford Edmund Bosworth, E. van Donzel, Bernard Lewis and Charles Pellat. Leiden: Brill Publishers, 1980. 9789004060562
- Arik Sadan, The Subjunctive Mood in Arabic Grammatical Thought, pg. 339. Volume 66 of Studies in Semitic Languages and Linguistics. Leiden: Brill Publishers, 2012. 9789004232952
- Sir Hamilton Alexander Rosskeen Gibb, The Encyclopaedia of Islam, pg. 350. Leiden: Brill Archive, 1954. New edition 1980.
- Alaa Elgibali and El-Said M. Badawi. Understanding Arabic: Essays in Contemporary Arabic Linguistics in Honor of El-Said M. Badawi, 1996. Page 105.
- Kees Versteegh, The Arabic Language (Edinburgh: Edinburgh University Press, 1997), p. 90.
- Gerald Drissner (16 Ekim 2015). Arabic for Nerds (İngilizce). Createspace Independent Publishing Platform. ISBN 978-1517538385.