Max Payne
Max Payne, Finlandiyalı Remedy Entertainment tarafından geliştirilip, 3D Realms tarafından üretilmiş ve Gathering of Developers tarafından da yayınlanmış bir üçüncü şahıs nişancı oyundur. Oyun, 21 Mayıs 2001 tarihinde önce Windows için çıkarılmış ardından 22 Şubat 2002 tarihinde Rockstar Games tarafından Microsoft Xbox ve 21 Nisan 2002 tarihinde Sony PlayStation 2 versiyonları yayınlanmıştır. Ayrıca Macintosh platformu için 2002'nin Haziran'ında MacSoft tarafından Kuzey Amerika'da ve dünyanın geri kalanı için de Feral Interactive tarafından yayınlanmıştır. Şu anda Max Payne Mobile iPhone ve Android için de Rockstar Games tarafından yayınlanmıştır.
Max Payne | |
---|---|
Geliştiriciler |
Remedy Entertainment (WIN) Rockstar Toronto (PS2) Rockstar Vienna (Xbox) Rockstar Leeds (GBA) MacSoft (MAC) |
Yayımcılar |
Gathering of Developers (WIN) Rockstar Games (PS2, Xbox, GBA) Feral (MAC) NA MacSoft (MAC) |
Yapımcı | George Broussard |
Besteci | Kärtsy Hatakka |
Seri | Max Payne |
Motor | MAX-FX |
Platformlar | Windows, Xbox, PlayStation 2, Game Boy Advance, Mac OS |
Çıkış |
PC
Microsoft Xbox
PlayStation 2
Macintosh
|
Tür | Üçüncül Kişi Aksiyon |
Mod | Tek oyunculu oyun |
Genel bakış
Max Payne' de hissedilen sinemasal etkilenimin kaynağı, Hong Kong tarzı aksiyon filmleri çeken yönetmen John Woo'nun filmlerinde sıkça görülen ve hemen hemen bir baleyi andıran ağır çekim şiddet ve silahlı çatışma sahneleridir.
Konuyu bağlamak için ara sahnelerde kısa dijital filmlerin yerine grafik romanlar kullanılmış ve bu grafik romanların seslendirmeleri de radyo tiyatrolarını andıracak tarzda yapılmıştır. Oyun, kasvetli bir hava içinde, pek de tekin olmayan New York şehrinin sokaklarında ızdırap çeken bir polisin iç ve dış çatışmalarını yansıtmaktadır.
Oynanış
Bölümlerin, genel olarak, geçebilmek için oyuncuyu dolambaçlı yollara sokup ipucu arattırdığı söylenemez ancak bazı bölümleri geçmek için küçük bulmacalar çözmek gerekmektedir. Kurşun stoğu ise öldürülen düşmanlardan da kurşun alınabildiği düşünüldüğünde hemen hemen hiç bitmemektedir.
Yapay zeka büyük oranda önceden belirlenmiş komutlar dahilindedir. Bu noktada düşmanlar tarafından sergilenen en belirgin hareketler ise nesnelerin arkasında siper almak, el bombası atmak ve oyuncudan kaçmaktır. Bu yüzden bölümlerin tekrar oynandığında düşmanların her seferinde benzer hareketleri sergilediği görülebilir. Tıpkı Max Payne gibi bir yana atlayabilen ya da yuvarlanabilen düşmanlar paralı askerler (siyah kar maskesi takan askeri kıyafetliler), Aesir Güvenlik Görevlileri ve FBI ajanına benzeyen takım elbiselilerdir.
Oyundaki zorluk seviyelerine göre oyun oynanabilirliği gözle görülür biçimde değişmektedir. "Dead on Arrival" seçeneğinde oyuncunun her bölümde sadece 7 kere kaydetme hakkı vardır ve "New York Minute" seçeneğinde ise zamana karşı yarışarak bölüm geçme esası söz konusudur. Oyun "Dead on Arrival" derecesinde bitirildiğinde Max Payne "Final Battle" olarak adlandırılan ve kahramanın sürekli bullet-time modunda hareket ettiği son savaşa geçer. Üzerine gelen Pancor Jackhammer taşıyan 20 takım elbiseli öldürüldüğünde gizli bir oda içinde yapımcılar tarafından kullanılmış bazı New York mekanlarının fotoğraflarının yanında yapımcıların fotoğrafları da görülebilir.
En zor seviyede Max Payne oldukça dayanıksızlaşmakta ve 5 tane tabanca mermisi, 3 tüfek mermisi ya da tam isabet eden bir pompalı tüfek atışıyla ölebilmektedir. Buna karşın düşmanların bazıları Max Payne'e göre 2-3 kat daha dayanıklı hale gelmektedir.
Bullet-Time
Bullet-time sırasında zaman akışı yavaşlar. Bu özellik etkin konumdayken zaman, çıplak gözle kurşunların gidişini görebilecek kadar yavaşlar. Bu durumdayken karakterin hareketleri de yavaşlar ama nişan alma ve komutlara tepki verme hızı gerçek zamandaki gibidir ve bu da oyuncuya düşmanlar karşısında büyük avantaj sağlamaktadır. Bu da vurulmayı zorlaştırır ve Max'e shootdodge gibi özel hareketler yapma imkânı sağlar.
Bir grup düşmandan sonuncusu öldürüldüğünde ise kameranın düşen bedenin etrafında döndüğü üçüncü şahıs bakış açısına geçiş yapılır.
Max Payne karakteri
Max Payne, aynı zamanda oyunun yazarı olan Sam Lake model alınarak yaratılmıştır. Max Payne' in yarı sırıtık ve dudağı bükük kabız yüz ifadesi alay konusu da olmuştur. Serinin ikinci oyunu olan Max Payne 2: The Fall of Max Payne' de Max Payne karakterini modellendirme teklifi yine Sam Lake' e yapılmış ancak kendisi bunu reddetmiştir. İkinci oyunda her karakter için kapsamlı bir rol dağıtımı yapan yapımcı firma Remedy, oyuncu Timothy Gibbs' i Max Payne' e model olarak seçmiştir.
İkinci ve üçüncü oyunda model değişmiş olsa da serinin üç oyununda da seslendirmeyi Rescue Me dizisinde oynayan James McCaffrey yapmıştır.
Konu
1. Bölüm: American Dream
Max Payne, 1998 yılında New York Emniyet Müdürlüğü (NYPD)'nda çalışmaktadır. Bir gün işten döndüğünde silahlı saldırganların evine girdiğini fark eder. Max saldırganları öldürür ancak karısı ve çocuğunu kurtaramaz. Karısının ve çocuğunun cenazesi kaldırıldıktan sonra evine giren saldırganların kanında yüksek dozda "Valkyr" adlı daha önce ne adı duyulmamış bir sentetik uyuşturucu maddenin çıktığını öğrenir. Ailesinin ölümüyle bu madde arasında bir ilişki olduğunu düşünür. Bu yüzden daha önce Narkotik Şubesi(DEA)'nden arkadaşı Alex Balder'ın kendisine yaptığı transfer teklifini kabul eder ve tam üç yıl boyunca bu maddenin şehirde alım-satımını yapanın kim olduğunu araştırır. Sonunda bu maddenin sağlayıcısının Don Angelo Punchinello'nun başında olduğu Punchinello suç ailesinin hiyerarşisi içinde Don Puchinello'dan sonra ikinci sırada gelen Jack Lupino olduğunu öğrenir. Max, gizli göreve çıkarak şehrin en azılı mafya ailesinin arasına sızmaya çalışacaktır ve bu görevden yalnızca arkadaşı Alex'in ve bir başka DEA ajanı B.B'nin haberi vardır. Max bir gün B.B'den aldığı bir telefonda Alex'in kendisini Roscoe Caddesindeki metro istasyonunda beklediğini öğrenir. Max oraya gittiğinde Alex'i bulmak yerine kendisini, çok büyük bir banka soygununun içinde bulur. Lupino'nun adamları metronun güvenlik birimlerini etkisiz hale getirerek 1940'lı yıllarda kapatılmış olan ve o civardaki bir bankanın kasasının çok yakınından geçen bir metro tünelinden yol bulup bankayı soymaktadır. Soyguncularla çatışarak ilerleyen Max nihayet Alex'i a bulur ama tam konuştukları sırada Max'in görmediği bir yerden bir el ateş edilir ve Alex öldürülür.(Tetikçinin yüzünü unutmayın) Hem banka soygununun gerçekleştiği hem de bir Narkotik ajanının öldürüldüğü suç mahalinde bulunmak gizli görevde bulunan Max için ciddi sorunlar yaratacaktır. Bu yüzden Max hızla istasyondan uzaklaşır. Max 'in aklında tek bir düşünce vardır: Lupino'nun Alex'i öldürtüp bunun suçunu üzerine yıkmaya ve kendisini devredışı bırakmaya çalıştığıdır (dolayısıyla da gerçek kimliğinden Lupino'nun haberi olduğunu düşünmektedir). Max, Jack Lupino'nun oraya çok yakın bir yerde bulunan oteline gider ama kendisini karşılayan Finito kardeşler onun kim olduğunu bilmektedir. Max'in gizli tutulan kimliği açığa çıkmıştır. Max, Finito kardeşleri öldürür. Otelden çıkmak ister ama onların masasının üstünde bulduğu bir mektup buradan çıkışın pek kolay olmadığını gösterir. Jack Lupino'nun sağ kolu olan Vinnie Gognitti tarafından yazılan bir mektupta Don Punchinello'nun adamlarını hizada tutmak için adeta Keyser Söze olarak kullandığı Rico Muerte'nin bir Valkyr pazarlığının güvenliğini sağlamak üzere otelde olduğu yazılıdır. Ayrıca radyodan dinlediği bir haberde Alex'in katil zanlısı olarak duyurulur. Artık hem kimliği açığa çıkmış, hem Mafia'nın ölüm listesine eklenmiş, hem de polisin arananlar listesine girmiştir. Önce Valkyr pazarlığını basan Max, Rico'yu da öldürüp otelden çıkar. Jack Lupinoya ulaşmak için adamı Vinnie Gognitti'yi bulmaya çalışır. Onun kaldığı yere giderken siyah bir Mercedes içinde Rus mafyasının lideri Vladimir Lem'i görür. Lem oradan ayrılırken, Vinnie Gognitti'nin binalarında ardı ardına patlamalar gerçekleşir. Aralarında bir savaş vardır. Max Vinnie'nin bulunduğu binada ilerlerken bir telefon çalar. Telefonu açar ve telefondaki kişi kimle konuştuğunu sorar ve kısa bir konuşmadan sonra telefonu kapatır. Max Vinnie'yi bulur. Vinnie'yi yaralar ama Vinnie kaçar. Uzun bir kovalamacadan sonra onu yakalar ve patronu Jack Lupino'nun yerini öğrenip yaralı halde onu bırakır ve Lupino'nun saklandığı gotik bir gece kulübü olan Ragna Rock'a gider. Kulübün mimarisinde tam bir Gotik havası vardır. İçeride ise ya zombilerle ya da benzeri şeylerle ilgili kitaplar ya da video kasetler vardır. Lupino aldığı aşırı dozda Valkyr nedeniyle akli dengesini kaybetmiştir ve çeşitli dinlerden, mitolojilerden şeytanları kendisine tapması için çağırmakta ve hatta kendisini cehennemden gönderilmiş bir mesajcı olarak görmektedir. Max, Lupino'yu öldürür. Bu arada oraya Don Punchinello'nun karısı Lisa'nın ikiz kardeşi ve bir kiralık katil olan Mona Sax gelir. Mona, Max'e yanlış adamı öldürdüğünü ve arkadaşı Alex'i öldürtüp bunun suçunu üstüne atanın Don Punchinello olduğunu anlatır. Kardeşi Lisa, Don Punchinello tarafından sadistçe dövülen Mona da Don Punchinello'nun peşindedir ve Max'in Punchinello'nun malikanesini basıp önüne geleni öldürebileceği ve kardeşinin de öldürülebileceği düşüncesiyle Max'i kandırıp içkisine Valkyr koyar ve onu bayıltıp kaçar.
2. Bölüm: A Cold Day In Hell
Max gözünü açtığında kendisini Frank "the Bat" Niagra tarafından bir beyzbol sopasıyla Jack Lupino'nun otelinin kazan dairesinde bir sandalyeye bağlı tartaklanırken bulur. Frank kendisinden gayet emin, Max'i sandalyeye bağlı bırakıp otelin barına bir şeyler içmek için gittiğini ve geri dönüp işini bitireceğini söyler. Max kurtulur ve Frank'i öldürür. Ardından otelden ayrıldığında takip edildiğini anlar. Onu takip eden kişi Rus mafyasının lideri Vladimir Lem'dir. Max onları durdurur ve neden peşinde olduklarını öğrenir. Vladimir, Max'e bir anlaşma teklifiyle gelmiştir. Eskiden Vladimir için çalışan ve ülkeye kaçak silah sokan gemici Boris Dime, Vlad'e ihanet edip Punchinello'nun tarafına geçmiştir. Zaten Valkyr maddesinin dağıtımıyla iyice güçlenen Punchinello bu silahları aldığı takdirde Vladimir için her şey bitecektir ki aynı şey Max için de geçerlidir. Bu yüzden ortak düşmana karşı birlikte hareket etmeyi teklif eder. Ayrıca Vladimir, gemiyi ele geçirip Boris Dime'ın kellesini de getirirse Punchinello'yu öldürmek için istediği kadar silahı da Max'e vermeye hazırdır. Max gemiyi ele geçirir ve Vlad'i büyük bir dertten kurtarır. Ancak hala Punchinello'nun evine doğrudan saldıracak durumda olmadığı için ona bir anlaşma teklif ederek tuzağa düşürüp öldürmeyi planlar. Punchinello onu kendisine ait "Casa di Punchinello" adlı restorana çağırır. Ama tuzağa düşen Max olur. İçeri girer girmez restoran patlamalarla yanmaya başlar. Max buradan da kurtulur ve şu anda tek yardımcısı gibi gözüken Vladimir tarafından arabayla oradan alınıp doğruca Punchinello'nun malikanesine bırakılır. Max, Punchinello'nun en azılı katilleri "Trio" tarafından karşılanır ama onları da teker teker öldürür. Max evde çalan bir telefonu açar ve telefondaki ses Lupino'nun otelindeki telefondan kendisiyle konuşan sesle aynıdır. Telefondaki adam oradan bir an önce uzaklaşması gerektiğini söyler ama Max umursamaz görünür. Max sonunda Punchinello'ya ulaşır ama Punchinello'nun da bu Valkyr işinde sadece bir piyon olduğunu anlar. Çünkü Punchinello emirleri devlet ya da ondan daha büyük bir kadın tarafından aldığını söyler ve o anda içeri takım elbiseli katiller (Killer Suits) girer ve Punchinello'yu öldürür. Max onlardan kurtulur ama dışarıda bir kadın ve yanında bir sürü silahlı adam onu beklemektedir ve adamlar Max'i yakalar. Kadın Max'e yüksek dozda Valkyr verir ve öleceğini umarak onu orada bırakır. Max bayılmadan önce kadının azğından çıkan "Cold And Steel" sözünü duyar.
3. Bölüm: A Bit Closer To Heaven
Max şehrin dışında bulunan "Cold And Steel" adlı fabrikaya gider. Ama fabrika sıradan bir çelik fabrikası değildir ve Max'in fabrikada ilerledikçe karşılaştığı silahlı adamlar da bu durumun daha karmaşık olduğunu göstermektedir. Max orada bulduğu bir raporda yazan "D-6" numaralı hangarı bulur ve fabrikanın üstündeki gizem perdesi ortadan kalkar. Ancak elini de çabuk tutmak zorundadır çünkü Max'in güvenliği aşıp fabrikanın içinde olduğu anlaşılmıştır ve fabrikanın kendini imha işlemleri başlatılmıştır. Max burada yerde kocaman bir askeri işaret görür. Bu işaret büyük bir "V" harfi ve ortasından geçen bir kılıçtan oluşmakta ve altında da "Valhalla Projesi" yazmaktadır. Bu işaretin değişik versiyonlarını daha önce şehrin her yerinde ve cinayet günü kendi evinin duvarında da görmüştür. Şehirdeki verisyonunda yalnızca V harfinin ortasından geçen kılıç bir şırıngayla yer değiştirmiştir. Bundan da V harfinin hem "Valkyr" hem de "Valhalla" için olduğunu anlar. Fabrikanın içindeki gizli laboratuvarın birinde daha önemli şeyler öğrenir. Amerikan ordusunun İskandinav mitolojisinden esinlenerek Valhalla adını verdiği bu askeri proje kapsamında, soğuk savaş sırasında çöldeki birliklerin tıpkı aynı adlı mitolojide olduğu gibi korkusuz, cesur, dayanıklı olmasını ve yaralarının çabucak iyileşmesini sağlamak amacıyla Valkyr adı verilen maddeyi ürettiğini, deneylerin başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen birilerinin ısrarla devam ettirdiğini görür. Sonra projede bir bilgi sızıntısı yaşandığını ve bazı dosyaların bir yere yollandığını fark eder. Sistemde verilen infaz adresi Max Payne'in New Jersey'deki evidir. Artık her şey açığa kavuşmuştur. Punchinello malikanesinde kendisini yakalayan kadının bu olayda bir numaralı sorumlu olduğu açıktır. Max fabrika patlamadan önce oradan çıkar ve Roscoe Caddesi metro istasyonunda yaşananlardan beri hiç görmediği B.B onu arar. Max buluşmaya giderken kendisini neyin beklediğini bilmektedir. Çok gizli tutulan kimliğinin birden açığa çıkması ancak içerden bilen birinin sızdırmasıyla mümkün olabilirdi ve o gizli tutulan kimliğini arkadaşı Alex'ten başka tek bilen B.B'dir. Max Payne böylece Alex'i öldürenin ve suçu üstüne yıkanın da B.B olduğunu anlamıştır. B.B, yarım bıraktığı işi tamamlamak için Max'i çağırmaktadır. Max bir otoparka giderek B.B. ile buluşur. Max, B.B'yi öldürmeye çalışır ve uzunca bir kovalamaca yaşanır. Bu arada Max yine bir telefonu açar ve duyduğu ses yine aynı gizemli adamın sesidir ve adam onu şehir dışındaki bir binaya çağırır. Max B.B'yi öldürdükten sonra binaya gider ve kendisini karşılayan kişi aynı zamanda ona ilginç biçimlerde ulaşan telefonlardaki sesin sahibi Senatör Alfred Woden'dır. Woden onu Inner Circle adlı devlet için çalışan gizli örgütle tanıştırır. Ona gerçek düşmanının adını verir. Max Payne'in gerçek düşmanı daha önce Punchinello malikanesinde rastladığı Nicole Horne'dur. O da daha önceleri Inner Circle'la beraber Valhalla projesinin içinde yer almış ama hükûmet projenin başarısız olması nedeniyle ödeneği kesmek istediği için elindeki bilgileri açıklamakla örgütü tehdit etmiş ve böylece ödenek alarak projeyi sürdürmeye devam etmiştir. Horne aynı zamanda televizyonlarda ve duvarlarda boy boy ilanları çıkan Aesir adlı şirketin de sahibidir. Aesir şirketi yalnızca kirli işlerini örtmeye yarayan bir paravandır. Horne, şehrin yarısından fazlasını kontrolü altında tutmaktadır ve her türlü kirli işin de arkasındadır. Woden eğer Horne'u öldürürse Max'e hakkında yapılan bütün suçlamaları düşüreceğini vadeder. O sırada Horne'un ajanları içeriye dalıp ortalığı tarar ve Max kaçar. Ölü taklidi yapan Alfred Woden da daha sonra oradan kaçar. Max, Aesir binasına giderek Horne'u bulur. Horne çatıda bekleyen bir helikopterle kaçmaya çalışırken Max binanın tepesindeki paratoneri kalkmak üzere olan helikopterin üzerine düşürür ve Horne'u öldürür. Ardından da oraya gelen polislere teslim olur.
Oyundaki Bazı Göndermeler
Max Payne, gecenin karanlığında ve hiç bitmeyecek gibi gözüken bir kar fırtınasının ortasında geçmektedir. Bu kendi içinde Ragnarok'a yani İskandinav mitolojisine göre dünyanın karanlık ve kar tarafından yutuluşuna bir gönderme barındırır. Oyunun bir bölümü Ragna Rock adlı gotik bir gece kulübünde geçmektedir. Ragna Rock' ın içinde Max, üzerinde "The Age of Murder and Storm" (Cinayet ve Fırtına Çağı) yazan, "İskandinav Mitolojisi ve Ragnarok" la ilgili bir kitap görür. Ayrıca Max Payne, İskandinav tanrılarının reisi olan ve savaş meydanındaki yiğitliğiyle bilinen Odin' in simgesi olan bir güneş haçı kolyesi takmaktadır.
Oyundaki bazı karakter ve objeler de İskandinav tanrılarından esinlenerek adlandırılmıştır. Oyunun konusundaki esas nokta olan uyuşturucu madde Valkyr, İskandinav mitolojisinde öldürülen kahramanların toplandığı ve yine oyunda adı başka bir yere verilen Valhalla' ya getiren tanrıçaların adıdır. Max' in ortağı Alex Balder' ın soyadı Baldr' dan, Senatör Alfred Woden'ın soyadı Odin' in anglo-sakson versiyonu olan Wöden' den izler taşır. Tüm kötülüklerin arkasında yer alan şirketin adı olan "Aesir" ise eski İskandinav Paganizminde tanrıların soyunu belirten bir terim olan Æsir' den gelmektedir. Inner Circle' ın karargahı olan binanın adı Æsir' ın başkenti olan Asgard' dır. Valkyr projesinin yaratıcalarının kullandığı network'ün adı ise yine İskandinav mitolojisinde dünyanın merkezinde yer alarak onu desteklediğine inanılan ağacın adı olan Yggdrasil' dir. Ayrıca "Let the Gun Do Talking" bölümünde Max, Vinnie Gognitti'nin odasında Vinnie'yle karşılaşıp onu vurduktan sonra "I made like Chow Yun Fat" sözüyle oyunda, ünlü aksiyon filmi yönetmeni John Woo'nun filmlerinden esinlenildiğini kanıtlamaktadır.
Ayrıca Max Payne'in adı da bir kelime oyunudur, "Maximum Pain" den gelmektedir. Anlamı "Maksimum Acı" dır, oyun boyunca Max'in başına gelenlere ve olaylara bir göndermedir.
Serinin devamı ve oyunla bağlantılı projeler
Max Payne 2: The Fall of Max Payne
2 gece süren macera boyunca şehirde yaklaşık olarak 1.500 tane suçluyu öldürmüş olan Max Payne, Inner Circle'ın lideri Alfred Woden'ın araya girmesiyle ceza almadan suçlamalardan kurtulur. Aradan 2 yıl geçer. Cezalandırılmayı beklerken, bu işin içinden halkın gözünde lekesiz bir kahraman olarak sıyrılmayı içine sindiremez ve DEA' dan istifa edip New York Polis Departmanı' na bir cinayet masası dedektifi olarak geri döner. Bir gece sıradan bir devriye sırasında öldüğünü zannettiği Mona Sax ile karşılaşır ve geçmişine gömdüğünü düşündüğü bütün kötü anılar yeniden canlanır. Ve yine gözlerinin önünde bir başka kadının öldürülmesiyle de hayatını altüst edecek ikinci şiddet tufanı başlar.
Max Payne 3
Max Payne 2'den dokuz yıl sonrasını konu alan Max Payne 3'te, Max sevdiği tüm insanları kaybetmenin verdiği hüzünle birlikte köşesine çekilip adeta hayata küsmüştür. Alkole ve ağrı kesicilere bağımlı bir yaşam süren Max, NYPD'den emekli olup kendi başına yaşamaya karar verir ve eski yuvası New Jersey'ye taşınır. Burada aslında tanımadığı ama kendisinin polis akademisinden eski arkadaşı olduğunu iddia eden Raul Passos'la tesadüfen karşılaşan Max, onun sunduğu iş teklifiyle beraber Brezilya'nın São Paulo şehrine taşınarak şehrin zengin iş adamı Rodrigo Branco ve onun ailesini korumakla yükümlü bir koruma olarak çalışmaya başlar. Fakat Rodrigo Branco'nun karısı Fabiana Branco'nun yerel bir sokak çetesi tarafından kaçırılmasıyla birlikte Max'in geçmişte bıraktığını sandığı ve kaçtığı şiddet tufanı yine bir kadın üzerinde dönmeye başlar.
Film Uyarlaması
2003'te 20th Century Fox'un oyunu filme aktarmak için gerekli hakları satın aldığı duyurulmuştur.[1] Mark Wahlberg'in Max Payne rolünde, Mila Kunis'in de Mona Sax rolünde oynadığı film, 17 Ekim 2008'de çıkışını gerçekleştirmiştir.
Kaynakça
- "Max Payne'in hakları satın alındı". 23 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2008.
Dış bağlantılar
- Max Payne Resmi Web Sitesi12 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Max Payne' in Filminin Resmi Web Sitesi
- Max Payne' in Filminin Fragmanı13 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- 3D Realms' ta Max Payne