Osman Nizami Paşa
Osman Nizami Paşa (1856, İstanbul - 1939, İstanbul) Türk asker ve diplomat.
Osman Nizami Paşa | |
---|---|
Doğum |
1856 İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm |
1939 (62-63 yaşlarında) İstanbul, Türkiye |
Bağlılığı | Osmanlı İmparatorluğu |
Hizmet dalı | Osmanlı Ordusu |
Hizmet yılları | 1876-1913 |
Rütbesi | Mirliva |
Savaşları/Çatışmaları |
93 Harbi Balkan Savaşları |
Sonraki işi |
|
Berlin Sefirikebiri olarak görev yapmış Ali Nizami Paşa'nın oğludur. 1876 yılında Mekteb-i Sultanî (Galatasaray Lisesi)'den mezun oldu. Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'ye girdi ve Kurmay Subay olarak mezun oldu. 93 Harbi'ne katıldı.
Eylül 1908 - Ocak 1913 tarihleri arasında Berlin büyükelçisi olarak, Haziran - Aralık 1913 tarihleri arasında da Nafia Nazırı olarak görev yaptı.
I. Balkan Savaşı sonrası sulh heyetine atandı. Fakat ağır antlaşma şartları nedeniyle Türkiye'nin mağlubiyeti sayılacak olan antlaşmayı kesinlikle imzalamayacağını ve böyle bir elin kesilmesinin daha uygun olacağını söyleyerek sulh heyetinden istifa etti.
20 Ağustos 1921 - 30 Ağustos 1922 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Roma Temsilcisi olarak görev yaptı. Cumhuriyet döneminde görev almadı. Emeklilik hayatı yaşadı. 1939 yılında İstanbul'da öldü.
Almanca ve Fransızca biliyordu.
Mustafa Kemal Hakkındaki Görüşleri
Mustafa Kemal, 1902 yılında Harp Okulu'ndan arkadaşı Ali Fuat Cebesoy'un babası İsmail Fazıl Paşa'nın Kuzguncuk'taki köşkünde misafir edilir. O gece orada kalır, ertesi gün köşke gelen Osman Nizami Paşa ile tanıştırılır ve konuşmaya başlarlar.
Osman Nizami Paşa, II. Abdülhamid'in baskı rejimini yumuşatacağına dair hiçbir belirti olmadığına işaret ettikten sonra şöyle der: İstibdat idaresi bir gün elbette yıkılacaktır. Fakat yerine batılı manada bir idare gelip memleketi her bakımdan acaba kalkındıracak mıdır, ben buna inanmıyorum.
Mustafa Kemal kuşkulu bir şekilde Osman Nizami Paşa'nın II. Abdülhamid'in adamlarından biri ve kendisinin ağzını arayan bir hafiye olabileceği olasılıklarına karşın düşüncelerini cesaretle söyler: Paşa hazretleri! Garplı manadaki idareler de zamanla gelişmişlerdir. Bugün uyur gibi görünen milletimizin çok kabiliyeti ve cevheri vardır. Fakat bir inkılap olduğunda bugün işbaşında olanlar yerlerini muhafaza etmeye kalkarlarsa o vakit buyurduğunuzu kabul etmek lazım gelir. Yeni nesiller içerisinde her hususta itimada layık insanlar çıkacaktır.
Osman Nizami Paşa susar, olumlu ya da olumsuz hiçbir cevap vermez. Aynı günün akşamı ayrılmak üzere veda eden Mustafa Kemal'e şunları söyler: Mustafa Kemal Efendi oğlum, sen bizler gibi yalnız Erkan-ı Harp zabiti olarak normal bir hayata atılmayacaksın. Keskin zekan ve yüksek kabiliyetin memleketin geleceği üzerinde etkili olacaktır. Bu sözlerimi bir iltifat olarak alma. Sen de büyük adamların daha gençliklerinde gösterdikleri müstesna kabiliyet ve zeka emareleri görmekteyim.[1]