Osmanlı-Bizans Savaşı (1421-1424)

Osmanlı-Bizans Savaşı (1421-1424), Bizans-Osmanlı savaşları'nın Osmanlı zaferiyle sonuçlanan bir evresi.

Osmanlı-Bizans Savaşı (1421-1424)
Bizans-Osmanlı Savaşları

II. Murad
Tarih1421-1424
Bölge
Sonuç Osmanlı zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Osmanlı, Silivri-Terkos hattının batısındaki toprakları ile Aleksandreya ve Kalamarya'yı geri aldı
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu

Bizans İmparatorluğu
Mora Despotluğu

Selanik Tekfuruğu
Komutanlar ve liderler

II. Murad
Evrenosoğlu Burak Bey

Turahan Bey

II. Manuil
II. Theodoros Paleologos (Mora despotu)

Andronikos (Selanik despotu)

II. Murad 1421 yılında tahta çıkmasının ardından Mustafa Çelebi'yi serbest bırakıp destekleyerek Düzmece Mustafa İsyanı'nın başlamasına neden olan Bizans İmparatorluğu'na karşı Osmanlı Devleti'nin açtığı savaşta İstanbul Kuşatması (1422) sonuçsuz kalsa da, Türk birliklerinin Selanik, Attika ve Mora bölgelerinde kazandığı başarılar üzerine, Bizans İmparatorluğu 22 Şubat 1424'te haraç yükümlülüğüne ve toprak kaybına mecbur eden bir anlaşma imzalamak zorunda kaldı.

Savaşın nedenleri

II. Murad 1421 yılında tahta çıktığında cülûsunu bildirmek ve babası I. Mehmed'in akdetmiş olduğu anlaşmaları yenilemek için Karaman ve Menteşe beyleri ile Macaristan Kralı Sigismund'a ve Bizans İmparatoru II. Manuil'e elçiler gönderdi. Beyliklerle anlaşmalar yenilenip, Macaristan Krallığı'yla da beş senelik ateşkes anlaşması yapılırken, Bizans İmparatorluğu'yla anlaşmanın yenilenmesi mümkün olmadı.

Zira, II. Murad'ın elçilerinin İstanbul'a varmasından önce II. Manuil'in elçileri Paleolog Lakines ile Teologos Coraks, I. Mehmed'in vasiyetnamesinin hükmünün icrasını talep etme göreviyle Bursa'ya gitmişlerdi. elçiler, bu vasiyetname uyarınca, I. Mehmed'in ardılı olan diğer iki erkek kardeşinin İmparator'a teslim edilmesini talep ettiler, aksi takdirde ise Yıldırım Beyazıt'ın "oğlu ve veliahtı" Mustafa Çelebi'nin serbest bırakılarak "Osmanlı Avrupası'nın hâkimi" addedileceğini ve bir süre sonra da "Osmanlı Asyası'nın da hâkimi" olarak kabul edilerek meşru hükümdar olarak tanınacağını bildirdiler. Bizans elçileriyle müzakereleri Padişah adına yürüten Sadrazam Bayezid Paşa bu talebi reddetti.

Bunun üzerine II. Manuil, Dimitrius Laskaris Leondarius komutasında on kadırgalık bir filoyu Limni'ye göndererek, burada rehin tutulan Mustafa Çelebi ile kader arkadaşı Cüneyd Bey'in serbest bırakılarak Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki topraklarına nakledilmeleri emrini verdi. Limni'de II. Manuil'in önerdiği koşulları teyidle Bizans İmparatorluğu'yla bir anlaşma yapan Mustafa Çelebi Bizans'ın vereceği desteğe karşılık, II. Murad'a karşı mücadelesinde başarılı olması halinde, Gelibolu, İstanbul'un kuzeyinden Osmanlı-Boğdan sınırına kadar Karadeniz sahilindeki bütün şehirler ile güneyde Aynoroz'a kadarki şehirleri Bizans İmparatorluğu'na iade etmeyi taahhüt etti.

Anlaşmanın akdedilmesinden sonra da Bizans Filosu Komutanı Laskaris onu ve Cüneyd Bey'i Limni'den Gelibolu'ya nakletti. Bu suretle, henüz sekiz yıl önce Fetret Devri'nden çıkmış Osmanlı Devleti'ni yeni bir iç karışıklığa sürükleyecek Düzmece Mustafa İsyanı başladı.

Bununla birlikte, Mustafa Çelebi'nin refakatindeki Laskaris'in askerlerini azad edip II. Manuil'le anlaşmasına riayet etmeyeceğine dair emareler gösterince, II. Manuil bu defa II. Murad'la uzlaşma yollarını aradı. II. Murad Sadrazam Çandarlı İbrahim Paşa'yı (selefi Bayezid Paşa Mustafa Çelebi'ye yenilip esir düşmüş, ardından öldürülmüştü) İmparator'a elçi olarak yolladı ve Bizans 12 yıl önce nasıl babası I. Mehmed'yi Musa Çelebi'nin harekatına karşı desteklediyse, kendisinin de Mustafa Çelebi'ye karşı desteklenmesi talebini iletti. Ancak, II. Manuil'in II. Murad'ın iki erkek kardeşini rehin olarak göndermesi koşulunda ısrar etmesi nedeniyle müzakereler kesildi.

Savaşın gelişimi

İstanbul Kuşatması (1422)

İmparator II. Manuil

1422 yılının ilk aylarında Düzmece Mustafa İsyanı'nı bastırmayı başaran II. Murad, İstanbul üzerine yürümek üzere hazırlıklara başladı. Tüm planları kısa sürede boşa çıkan II. Manuil ise müzakerelerin kesilmesi konusunda suçu maktul Bayezid Paşa'ya atmak üzere bir elçi heyeti gönderdiyse de bunlar II. Murad tarafından kabul olunmadı.

Mayıs ayında Bizans toprakları Mihaloğlu Mehmed Bey komutasındaki akıncılar tarafından surlara kadar tahrip edildikten sonra yaklaşık 10.000 kişilik Türk ordusu surların önünde göründü. Ufak çaplı çarpışmalar sürerken, II. Murad'ın kardeşi Küçük Mustafa'nın Karaman ve Germiyan Beylerinin takviye ettikleri birlikleriyle İznik'i alıp Bursa'yı kuşattığı haberi alındı. Bu durumda II. Murad İstanbul’a karşı 10 Ağustos'ta (sonuç getirmeyen) son bir genel taarruz yaptırdı ve şehri abluka altında tutmaya devam edecek bir kuvvet bırakarak Edirne'ye döndü ve oradan Anadolu'ya geçti. Eylül ayında ise İstanbul'a uygulanan abluka tamamen kaldırıldı. İstanbul bir kez daha Osmanlı Devleti'ne başka bir yerden gelen tehdit sayesinde kurtulmuştu. Bununla birlikte Fetret Devri döneminde Trakya'da Osmanlı Devleti'nden geri aldığı bütün toprakları da kaybetmişti.

Mora Seferi (1423)

II. Murad 20 Şubat 1423'te Küçük Mustafa'nın ayaklanmasını da kesin olarak bastırıp Candaroğulları üzerine yürürken, Teselya Sancakbeyi Turahan Bey'i de (bazı kaynaklarda Evrenosoğlu İsa Bey) Bizans İmparatorluğu'nun Yunanistan anakarasındaki topraklarının üzerine yolladı. Mora Yarımadası'nı Yunanistan anakarasına bağlayan Korint Kıstağı'nın kapatmak üzere inşa edilmiş ve II. Manuil tarafından tahkim edilmiş Hexamilion (Germe) surunu 1 Mayıs'ta zapteden Turahan Bey Mora’ya girdi. Lakedemonya, Kardiça (Gardica) ve Davia kalesini (Arkadya bölgesinde) zaptetti. 5 Haziran'da ise Davia şehrinin surlarının yanında muhafız Arnavut birliklerine karşı giriştiği Davia Muharebesi'nde büyük bir zafer elde etti ve 800 esir aldı.

Selanik Kuşatması (1423)

Selanik I. Bayezid döneminde (1394) Osmanlı egemenliğine geçmişse de, Fetret Devri'nde başlayan taht mücadelesinde İmparator II. Manuil'in desteğini sağlamak isteyen Süleyman Çelebi'nin 1403 yılında VII. İoannis'le akdettiği Gelibolu Antlaşması'yla (Kartal, Pendik, Gebze, Silivri ve Tesalya'yla birlikte) Bizanslılara geri verilmişti.

1422 yazında Evrenosoğlu Burak Bey önce Selanik çevresindeki Aleksandreya ve Kalamarya'yı zaptetti. 1423'te ise Selanik tam bir kuşatma altına alındı. Uzun süreli ve etkili Türk hücumları sonucunda şehirde başgösteren kıtlık sonucunda çaresiz kalan II. Manuil'in oğlu Selanik Despotu Andronikos 7 Temmuz 1423'te bir miktar para karşılığında Selanik'i Venedik'e sattı.

Savaşın sonucu

Selanik'in Venediklilere satılması büyük bir buhrana neden oldu. Venedik, Osmanlılar’ın Selanik'in işgalini tanıması için bir taraftan yıllık haraç vermeyi (1.500-2.000 düka altını) teklif ediyor, diğer taraftan Pietro Loredano kumandasında donanmasını Gelibolu karşısına gönderirken, genel bir taarruz için İzmiroğlu Cüneyd Bey, Eflak Prensi I. Mirça ve Macar kralı Sigismund'la ittifak hazırlıyordu. Osmanlılar, İstanbul’un da Venedikliler’e teslim edileceği endişesine kapıldı. Venedik'ten beklediği yardımı da bulamayan Bizans İmparatorluğu da barışa yanaştı.Cenevizliler’in aracılığı ile II. Murad, yeni Bizans İmparatoru VIII. İoannis'le barış antlaşması (Ahidnâme) imzaladı (22 Şubat 1424).

Bu Ahidnâmeyle Bizans İmparatorluğu;

  • Osmanlı Devleti'ne yıllık 100.000 akçe ya da 30.000 düka cizye ödemeyi kabul etti.
  • Silivri ve Terkos hisarları haricinde bu hattın batısında kalan (1403 tarihli Gelibolu Antlaşması'yla elde etmiş olduğu) Marmara, Ege ve Karadeniz kıyılarındaki tüm toprakları Osmanlı Devleti'ne terketti.

Ayrıca Turahan Bey'in Mora Seferi sonucunda da Mora Despotluğu;

  • Yıllık haraç vermeye mecbur kaldı.
  • Korint Kıstağı boyunca yapılan Heksamilyon (Kerme) surlarını yeniden inşa etmemeyi taahhüt etti.

Neticede, Bizans İmparatoru II. Manuil'in yanlış olarak değerlendirilebilecek hesabı neticesinde Bizans İmparatorluğu toprak kaybına uğrayarak İstanbul çevresine sıkıştı, Selanik'i kaybetti ve Mora'yla bağlantısı tamamen koptu.

Bu barış antlaşmasından hemen sonra Eflâk Voyvodası Mirça ve Sırp Despotu Lazar II. Murad'ın sarayına gelerek Ahidnâmelerini yenilediler. Ardından Sırp elçinin refakatinde Kutsal Roma İmparatorluğu tahtına da geçmiş Macar Kralı Sigismund'u tebrike giden Türk elçisi II. Murad'ın barış teklifini iletti (Macaristan'la ateşkes yürürlükteydi). Sigismund teklifi kabul edince 1424 Temmuz ayında Sulhname imzalandı.

Bu sayede batıdaki komşularıyla barış yapan II. Murad önce İzmiroğlu Cüneyd Bey, ardından da Venedik'le mücadelesine yönelme olanağı buldu.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.