Yaş ayrımcılığı
Yaş ayrımcılığı (İngilizce: ageism) herhangi bir bireye ya da gruba yaşından ötürü yapılan ayrımcılık türüdür. Yaş ayrımcılığı sistematik bir şekilde ya da istemsizce gerçekleşebilir.[1] Yaş ayrımcılığı üç temel kategoride ele alınabilir. Bunlar yaşlı bireylere, yaşlanma sürecine ve yaşlılığa karşı oluşmuş ön yargılı yaklaşımlar; yaşlı bireylere karşı ayrımcı tavırlar ve yaşlı bireyler hakkındaki kalıplaşmış algıları destekleyen kurumsal uygulamalar ve politikalar olarak sınıflandırılır.[2]
Yaş ayrımcılığı yani ageism, İngilizce literatürde daha çok yaşlılara karşı oluşmuş ön yargıları ve ayrımcı uygulamaları tarif etmek için kullanılsa da, bazı kaynaklarda gençlere ve çocuklara karşı yapılan ayrımcı uygulamaları tasvir etmek için de kullanılmıştır.
Dijital Yaş Ayrımcılığı
Dijital yaş ayrımcılığı, toplum içindeki yaşlı bireylerin dijital dünyada maruz kaldıkları ön yargılara verilen isimdir. Dijital yaş ayrımcılığı fark edilmeksizin kültürlerin içine yerleşmiştir ve günlük hayatımızda örnekleri mevcuttur: Nesiller arası ayrımcılık gençleri dijital kültüre yatkın ve yaşlıları da dijital kültüre alışması zor olarak tanımlar. Toplumlar gelişmeye devam etmesi ve yaşlıların dijital dünyaya yatkınlıklarının artmasıyla, bu kalıplaşmış düşüncelerin de gerçekliğinin kaybettiği görülmektedir.
Birçok kültürde, yaşam süreci bir dağa benzetilir ve bu dağın tepesi, insanın tepe noktası olan orta yaşlarıyla örtüştürülür.[3][4][5] Yaşlı bireylerin deneyimleri genellikle dijital medyanın araştırma gündemlerinden çıkarılır ve yaş ayrımcılığı medya gibi disiplinlerde yerleşik olarak görülür. Yaşlı bireylerin bu sorunlarına hükûmetlerin, sivil toplum örgütlerinin ve şirketlerin daha etkin müdahalesi için bu grupların araştırma gündemlerine alınması önem taşımaktadır. Bu durumun ivediliği, küresel yaş ortalamasının yükselmesi dikkate alındığında daha da önemli bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
Yaş ayrımcılığı aynı zamanda istemsiz olarak istatistiksel verilerin toplanmasında da kendine yer bulur. Örneğin, yaş grupları ayrımında 60 yaş üstü olarak alınan grup bir ‘gri bölge’ oluşturmaktadır, bu bölge grubun içindeki farklılıkları göz ardı etmektedir.[6] Bu farklılıklar toplumun içindeki diğer farklılıkların görünmesini engeller, veri toplama ve istatistik konularında sorun çıkarır.
Yaş Ayrımcılğının Bireye ve Topluma Etkisi
Yaş ayrımcılığı toplumun tümünü etkileyen bir olgudur. Bu olgunun yerleşmesiyle toplumlarda bu ayrımcılığı yapan ve bu ayrımcılığa maruz kalan gruplar oluşur. Yaş ayrımcılığına maruz kalan grupların genelde genç ve yaşlı bireyler olduğu gözlenmiştir. Toplumda kök salan bazı kalıplarla ve önyargılarla güçlenen yaş ayrımcılığı olgusu etki ettiği gruplar üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Bu ayrımcılık çeşidinin sonucunda ortaya çıkan düşünceler, eylemler genellikle mağdur tarafın özgüvenini ve davranışlarını olumsuz etkilemeye yöneliktir. Etkilerin ağırlığı sebebiyle ciddi bir sosyal sorun olarak değerlendirilebilir.[7] Bu sorunun iş hayatını da olumsuz etkilediği gözlemlenmiştir. Belirli yaşın üzerinde işçilerin yaşları gereği o işi artık yapamayacakları söylenerek uzun süredir çalıştıkları işten çıkarıldıktan sonra yeni bir iş bulmakta fazlasıyla zorluk çektikleri gözlenmiştir.[8][9] Ayrıca yaş ayrımcılığına maruz kalan bu bireylerin psikolojik travmalardan dolayı düşük performans sergiledikleri görülmüştür.[10] Böylelikle yaş ayrımcılığı haklı çıkarılmaya çalışılır, fakat düşük performansın sebebi yaş değil yaş ayrımcılığının kendisi olabilir.[11]
Bu kalıplardan sıyrılmayı başaran bireyler elbette vardır ancak bu tarz kalıplar küçük yaşlardan itibaren topluma dayatıldığı için bu düşüncelerden, kalıplardan sıyrılmayı başarabilen kişi sayısı azdır.[12]
Kaynakça
- Nelson, T.D. (Ed.) (2002). Ageism: Stereotyping and Prejudice against Older Persons. MIT Press. ISBN 978-0-262-64057-2.
- Wilkinson J and Ferraro K, Thirty Years of Ageism Research. In Nelson T (ed). Ageism: Stereotyping and Prejudice Against Older Persons. Massachusetts Institute of Technology, 2002
- Gee, E. & G. Gutman, (eds.). (2000). The Overselling of Population Aging: Apocalyptic Demography, Intergenerational Challenges, and Social Policy. Don Mills, Ontario: Oxford University Press.
- Gullette, M. M. (1997). Declining to Decline: Cultural combat: the politics of the midlife. Charlottesville, VA: University Press of Virginia.
- 5. Loos, E. F., L. Haddon & E. Mante-Meijer (2012), Generational use of new media. Farnham: Ashgate.
- Sawchuk, K., & Crow, B. (2010). Into the grey zone: Seniors, cell phones and milieus that matter. In B. Poppinga (ed.), Observing the mobile user experience: Proceedings of the 1st international workshop held in conjunction with NordiCHI (pp. 17–20). Oldenburg, Germany: HaptiMap.
- Thompson, s.59.
- Alex Walt. (2004); ‘The Treatment of Age and Age Discrimination in Employment in the United States, Canada and South Africa’, Elder Law Review, 9. 24
- Büsch-Königstein.
- Levy, B. 1996. Improving memory in old age by implicit self-stereotyping. Journal of Personality and Social Psychology, volume 71, p. 1092–1107. DOI: 10.1037/0022-3514.71.6.1092
- Levy, B. Stereotype Embodiment Theory.
- Baybora, D. Çalışma Yaşamında Yaş Ayrımcılığı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde Yaş Ayrımcılığı Düzenlemesi Üzerine. http://calismatoplum.org/sayi24/baybora.pdf