Zorba (roman)
Zorba, Yunan yazar Nikos Kazancakis'in ilk kez 1946'da yayımladığı romanıdır. Özgün adı Βίος και Πολιτεία του Αλέξη Ζορμπά (Transliterasyonu: Vios Kai Politeia Alexi Zorba, Türkçesi: Alexis Zorbas'nın Hayatı ve Maceraları) olan kitap İngiltere ve ABD'de Zorba the Greek (Türkçesi: Yunan Zorba) adıyla yayımlanmıştır.
Βίος και Πολιτεία του Αλέξη Ζορμπά 'Alexis Zorbas'nın Hayatı ve Maceraları' | |
Zorba romanının Türkçe baskılarından birinin kapağı | |
Yazar | Nikos Kazancakis |
---|---|
Çevirmen | Ahmet Angın (Yunanca aslından) |
Ülke | Yunanistan |
Dil | Yunanca |
Konu | Drama |
Tür | Roman |
Yayım |
1952 (İngilizce) 1963, 1967, 1970 ve 1982 - 2007 (Türkçe) |
Yayımcı |
Ataç Yayınevi (1963, 1967 ve 1970) Can Yayınları (1982 - 2007 arasında muhtelif baskılar) |
Sayfa | 295 |
ISBN |
0684825546 (özgün) 9755101613 Geçersiz ISBN (Türkçe) |
Modern Klasikler serisi |
Roman İngilizce olarak ilk kez 1952'de İngiltere'de, 1953'te de ABD'de yayımlandı. Türkiye'de ise ilk kez Ataç Yayınevi tarafından Aleksi Zorba adıyla 1963'te yayımlandı ve 1967 ve 1970 yıllarında aynı yayınevinden iki baskısı daha çıktı. Sonra Can Yayınları tarafından 1982'de Zorba adıyla yayımlandı ve yayınevi tarafından muhtelif sayıda baskıları yapıldı. Türkçedeki bütün çevirileri Yunanca aslından Ahmet Angın tarafından yapılmıştır.
Zorba, 1883-1957 yılları arasında yaşamış olan Yunan yazar Nikos Kazancakis´in olgunluk dönemi ürünüdür. "Zorba" bir yaşam kılavuzudur. Bugün Nikos Kazancakis´in mezar taşında yazılı olanlar, doğrudan Zorba´nın ağzından dökülmüş kader sözcükleri gibidir âdeta:
« Hiçbir şey ummuyorum; hiçbir şeyden korkmuyorum; özgürüm.[1] » |
Konusu
Konusu 1930'larda geçen roman, adı kitapta hiç belirtilmeyen bir yazarın ağzından anlatılır. Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan bu mutsuz entelektüel, bir süreliğine kendisini dinlemek ve yaşantısına çekidüzen vermek üzere kitaplarını bir kenara koyarak Yunanistan'ın Girit adasına gelir. Burada kendisine ait linyit kömürü madenleriyle de ilgilenecektir. Yazar burada aşırı davranışları olan, kaba saba ama hayata şehvetle bağlı orta yaşlı bir Yunan olan Alexis Zorba ile tanışır ve onu ustabaşı olarak işe alır. Aradan geçen birkaç aylık zamanda bu ilginç Yunan, genç yazarı derinden etkileyecektir. Zorba kendi ilginç hayat felsefesini genç yazara da kabul ettirdikçe yazarın hayata bakış açısı da yavaş yavaş değişime uğrayacaktır. Zorba'nın hayat felsefesinin bir parçası da yenilgileri umursamamaktır. Zorba'ya göre yenilgiler hayatın kaçınılmaz parçalarıdır ve ancak yenilginin sürekli olarak tadılması ile hayatın zaferlerinin tadına varılabilir.
İnsan sevgisiyle dolu olan Zorba, hayatını bu yönde etkileyen bir olayı genç yazara şöyle anlatır:
« Komşumuz ihtiyar bir Türk olan Hüseyin Ağa çok yoksuldu, hanımı, çocukları da yoktu. Akşam eve geldi mi, avluda diğer ihtiyarlarla oturur, çorap örerdi. Ermiş bir adamdı Hüseyin Ağa. Bir gün beni dizlerine aldı; hayır duası eder gibi elini başıma koydu; 'Aleksi' dedi, 'Bak sana bir şey söyleyeceğim, küçük olduğun için anlamayacaksın, büyüyünce anlarsın. Dinle oğlum, Tanrı'yı yedi kat gökler ve yedi kat yerler almaz; ama insanın kalbi alır, onun için aklını başına topla Aleksi, hiçbir zaman insan yüreğini yaralama.' » |
Karakterler
Aleksi Zorba
Aleksi Zorba, romanın başkahramanı olmanın yanı sıra, Kazancakis'in karakterine duyduğu hayranlıkla birlikte âdeta yüceltilmiştir. Gerçek bir kişi olduğu, Girit'te yaşayan fakir ve felsefi çizgide yaşamış bir insan olduğu sanılmaktadır. Kitabın önsözünde Kazancakis kendisini etkileyen tarihin önemli isimlerini sıralar, bu isimler arasında Homeros, Buda, Nietzsche, Bergson gibi isimlerin dışında Zorba da bulunmaktadır. Bu sayede yazar karakterin kendisi için taşıdığı önemi, sunduğu yaşam felsefesini de okuyucuya aktarmıştır. Kitabın olay örgüsü içine çoğunlukla Zorba'nın hayat hakkındaki düşünceleri verilmiştir. Kitabın yazıldığı İkinci Dünya Savaşı dönemi de göz önünde bulundurulursa Zorba'nın sarf ettiği şu sözler gerçekten ders çıkarılasıdır.
« Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türk'tür, bu Bulgar'dır ve bu Yunan'dır. Ben, vatan için öyle şeyler yaptım ki patron, tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim. Neden? Çünkü bunlar Bulgar'mış ya da bilmem neymiş. Şimdi sık sık şöyle diyorum: Hay kahrolasıca pis herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır, şu kötü. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk! Hepsi bir benim için. Şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça da, buna bile bakmamaya başladım. Ulan, ister iyi, ister kötü olsun be! Hepsine acıyorum işte. Boş versem bile, bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum, bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor, onun da tanrısı ve karşı tanrısı var, o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek. Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be. Hepimiz kurtların yiyeceği etiz![2] » |
Tüm bunların dışında Zorba'nın insanlara yönelik duyduğu acıma hissi fark edilebilir düzeydedir. Bu acıma hissi çoğu zaman kadınlara yönelik duyduğu zaafı ile birleşmiştir. Öte yandan Zorba için kendini ifade edebilmenin yegâne yolu rakstır. Çok mutlu olduğunda yahut üzgün olduğunda onun başvurduğu yöntem raks etmek ve duygularını bu sayede ifade etmektir. Kelimelerin yetersiz kaldığı, kendini yeterince ifade edemediği durumlarda örneğin kitabın bir bölümünde yazarı anlayamayan Zorba; "Ah bre Patron, o dediklerini raks edebilseydin de, ben de anlasaydım!" der.
Yazar
Zorba'nın öyküsü onun ağzından anlatılır, kitap onun Zorba hakkındaki düşünceleri üzerine kurulmuştur. Kitapta açık bir biçimde adı verilmeyen bu yazar muhtemeldir ki Nikos Kazancakis'in kendisidir. Zorba tarafından çok kitap okuduğu için kâğıt faresi olarak adlandırılır.
Diğer karakterler
- Madam Ortans: Aleksi Zorba'nın Bubulina'm diye hitap ettiği, Girit'te kaldıkları süre içerisinde evinde misafir oldukları Fransız kökenli duldur.
- Dul: Yazarın da etkilendiği, kitapta trajik bir son ile ölen karakter.
- Mavrandonis: Köyün ileri gelenlerinden birisi.
- Pavlis: Dul'a aşkından intihar eden Mavrandonis'in oğlu.
- Zaharias - Yosif: Keşiş.
- Karayannis: Yazarın mektup arkadaşı.
- Mimitos: Girit'te bulunan köyün delisi.
Sinema uyarlaması
Roman 1964'te Yunan yönetmen Mihalis Kakoyannis tarafından Alexis Zorbas adıyla sinemaya aktarıldı. Bir ABD - İngiltere - Yunanistan ortak yapımı olan bu 3 Oscarlı filmin müziklerini Mikis Theodorakis bestelemiş, başlıca rollerinde ise Anthony Quinn, Alan Bates, Irene Papas oynamışlardır. Dünya çapında başarı kazanan bu siyah beyaz film Türkiye'de de Zorba adıyla gösterildi.
1968 yılında romanın bir de müzikali yapıldı.
Türkçe baskıları
Yıl | Türkçe ad | Yayınevi | Çevirmen | ISBN |
---|---|---|---|---|
1963, 1967, 1970 | Aleksi Zorba | Ataç Yayınevi | Ahmet Angın | yok |
1982 - 2013 arasında 15 baskı | Zorba | Can Yayınları | Ahmet Angın | (ISBN 978-975-510-161-3) |
Adlandırma
Ad | Transliterasyonu | Türkçe anlamı | Açıklama |
---|---|---|---|
Βίος και Πολιτεία του Αλέξη Ζορμπά | Vios Kai Politeia Alexi Zorba | Alexis Zorbas'nın Hayatı ve Maceraları | 1946'da ilk kez yayımlandı. Özgün adı. |
Zorba the Greek | Yunan Zorba | 1952: İngilizcede ilk kez. | |
Aleksi Zorba | 1963: Ataç Yayınevi'nin verdiği Türkçe ad. | ||
Zorba | 1982: Can Yayınları'nın verdiği Türkçe ad. |
Kaynakça
- Çileci, Nikos Kazancakis, İstos yayınları, 1. baskı, sayfa 30.
- Zorba, Nikos Kazancakis, Can yayınları, 15. baskı, sayfa 257.
Dış bağlantılar
- Time Dergisi'nde kitabın eleştirisi 18 Mayıs 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
- Türkçe bir inceleme