Hekimoğlu İsmail
Hekimoğlu İsmail (d. 1932, Erzincan) astsubay (emekli), yazar, gazeteci, köşe yazarı.
Ömer Okçu | |
---|---|
Doğum |
1932 (88-89 yaşında) Erzincan, Türkiye |
Takma ad | Hekimoğlu İsmail |
Meslek | Yazar, gazeteci, köşe yazarı |
İkamet | Çengelköy, İstanbul[1] |
Etkilendikleri
| |
Resmî site | |
|
Asıl adı Ömer Okçu' olup , yazılarında kullandığı "Hekimoğlu İsmail" müstearı dedesinin adıdır.[1] 1932'de Erzincan'da doğup burada ilk ve orta öğrenimini bitirdikten sonra 1952'de Zırhlı Birlikler Okulu'ndan mezun olmuştur.[2] Daha sonra astsubay olarak göreve başladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 1972'de emekli olmuştur.[3]
2009 itibarı ile 80 baskıyı geçen, bir dönem yasaklanıp daha sonra serbest bırakılan[2] Minyeli Abdullah romanını 1967'te yazmış ve bu eser ile tanınmıştır.[4] Gazeteciliğe haftalık İttihad gazetesi ile başlayıp 5 yıl Yeni Asya Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapan ve 1975'te Sur dergisini çıkaran[2] Okçu, Türdav'ın ve Timaş'ın kurucuları arasındadır.[5]> Birçok dergi ve gazetede yazılar yazan Hekimoğlu'nun 40'tan fazla eseri olup yurt içi ve yurt dışında yüzlerce konferans vermiştir. Kendisine Harran Üniversitesi tarafından "Edebiyat Doktoru" unvanı verilmiştir.[1]
Yazıları sebebiyle 1950'den itibaren çeşitli zamanlarda hakkında davalar açılmış,[1] gözaltına alınmış, birkaç kere DGM'ye çıkarılmış, 163. maddeden yargılanmış,[3] 1992'de de Zaman'daki "Demek ki öyle..." başlıklı yazısı sebebi ile TCK’nın 159. maddesini ihlal ettiği gerekçesi ile[6] 1 sene mahkûmiyet cezası alıp 72 gün hapis yatmıştır.[2] Şubat 2002'de felç geçirmesi sonucu sol bacağını ve sol elini kullanmakta zorluk çekmektedir.[6][7][8] Askerlik hayatında başladığı kep giyme alışkanlığını bırakmayarak çoğunlukla kepiyle görüntülenen Hekimoğlu,[9] 1988'de başladığı Zaman Gazetesi'ndeki köşe yazarlığını halen sürdürmektedir.
Hayatı
1932'de fakir düşmüş bir ailede, Fahri-Mahbube çiftinin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İstiklal savaşı sırasında Kâzım Karabekir Paşa'nın emrinde çalışan babası, 4 yıl askerlik yapıp memleketine döndüğünde harap olan evinin onarımı için İstiklal Madalyası'nı satmıştır. Anne ve babasının okuma yazması olmaması sebebi ile kitap içinde bulunmayan bir evde büyümüştür. 1939 Erzincan Depremi'nde ablası, ağabeyi ve kardeşi depremde ölmüş, annesi, babası ve kendisi yaralı olarak kurtulmuştur.[4]
İlk ve orta öğrenimini Erzincan'da tamamladıktan sonra 1950'de İstanbul'a giderek Zırhlı Birlikler Okulu'na yazılmıştır. Bu sürede 1953'e kadar orta saha ve forvette görev aldığı Davutpaşa takımına da girmiştir. 1952'de askeri okulu tamamlamasının ardından Kartal Maltepe'deki 1. Zırhlı Birlikler Tugayı'nda Tank Astsubayı olarak göreve başlamış, bir süre Erzurum, Kandilli'de görev yapmasının ardından 1960'ta Hava Kuvvetleri'ne geçerek füzeci olmuştur. Amerika'ya elektronik üzerine 6 aylık eğitime göderilmiş ve füzeler üzerinde uzmanlaşmıştır. Askerlik hayatı boyunca 10'dan fazla kez Amerika'da eğitimlere katılmıştır. Birçok kez Avrupa'ya da gönderilen Okçu, bu geziler hakkında "Avrupa’yı İslamiyet’ten fazla bilirim, Allah beni affetsin. Yani hayatımı oraya harcadım. Avrupa ülkelerini bir bir dolaştım. Ordu beni dolaştırdı, orduya minnettarım." demektedir.[9] 1958'de New York'tan İstanbul'a gelirken Atlas Okyanusu üzerinde iken 4 motorlu uçağın 3 motorunun stop etmesi sonucu bir ölüm tehlikesi atlatmıştır.
Askerlik hakkında "Askerlik çok iyi bir meslek. Ben kültürümü orada artırdım, orada tahsil yaptım. Orada dinimi, imanımı öğrendim. Dünyaya tekrar gelsem, her hâlde yine asker olurdum. Askerlik tabii ters gidene de çok kötü bir meslek." diyen Ömer Okçu, ilk kez 1957'de gördüğü Kuran'ı okumanın yanında, Arapça, İngilizce ve Osmanlıca'yı da kendi çabasıyla öğrenmiştir.[4] Dinle ilgilenmeye başlaması üzerine eserleriyle tanıştığı Said Nursi ile bizzat tanışmak için 1957'de Emirdağ'a giderek Said Nursî'nin talebeleri arasına katılmış, daha sonra Erzurum'da sohbetine katılarak tanıştığı Mehmet Kırkıncı'ya da talebe olmuştur. Fethullah Gülen ile tanışıp ona talebe olması 1970'lerdedir.[5] 1972'de ordudan emekli olan Okçu Nurcu kimliği sebebi ile birçok kez üstlerine şikayet edilmesine karşın çalışkanlığı ve bilgisi onun ordudan atılmasını önlemiştir.[3][9] Ancak, askeriyede birçok defa da mahkeme kararı ile olmasa da komutan emri ile hapis cezası almıştır.[4]
1959'da Şermin Hanım ile evlenmiş ve bu evliliğinden Osman ve Ayşe adında iki çocuğu olmuştur.[5] 1967'de haftalık İttihad Gazetesi ile yazı hayatına başlayan Okçu, kendini gizlemek ve kitaplarını korumak adına Hekimoğlu İsmail müstear adını kullanmayı tercih etmiştir.[7] "Hekimoğlu İsmail" adının tanınmasını sağlayan Minyeli Abdullah romanı kitaplaşmadan önce 1967'de İttihad Gazetesi’nde yayımlanmıştır. 2009 itibarı ile 80'den fazla kez baskısı yapılan, yüzbinlerin okuduğu Minyeli Abdullah romanını hem ordudan, hem de cemaatten,[10] hem de ailesinden gizli olarak ve parası yetmediği için çöplükten topladığı kâğıtları kullanarak yazdığını ifade etmektedir.[3][4] 1969-1974 yılları arasında Yeni Asya Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmış, 1975'te Sur Dergisi'ni çıkarmıştır. 1975'te Ahmed Günbay Yıldız ile birlikte Türdav'ı, 1982'de ise birçok ortakla beraber, şu anda başında oğlu Osman Okçu'nun bulunduğu,[5] Timaş'ı kurmuştur. 1988'den beri Zaman Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır.
Kimliği ortaya çıkmasının ardından 163'üncü maddeden yargılanmıştır.[3] Minyeli Abdullah romanı 1986'da toplatılıp sonra serbest bırakılmıştır. 26 Ocak 1987 tarihli duruşmasında bu roman ile devlet düzenine karşı çıkmakla suçlanmıştır. Yazıları sebebi ile 11 defa hakkında soruşturma açılmıştır. Zaman'dakki "Demek ki öyle..." başlıklı, Harp Okulları sınavına İmam Hatip Lisesi'ne gittiği için kayıt yaptıramayan gençlerin ve ailelerinin durumlarını konu aldığı yazısının ardından Türk Ceza Kanunu’nun 159. maddesini ihlal ettiği sebebi ile 1 sene mahkûmiyet cezası almış, infaz yasası gereği cezasında indirime gidilmesi üzerine 1992'de Şile Kapalı Ceza ve Tevkifevi'nde 72 gün hapis yatmıştır.[2][6] Birkaç kere DGM'ye çıkarılan Okçu, 1994'te 15 yıl ağır hapsinin istenmesine karşın delil yetersizliğinden beraat etmiştir.[7]
3 Şubat 2002’de Eyüp Sultan Camii’nde beyin kanaması geçirmiş, komadan kurtulup evine getirilmesinin ardından 1 Mart 2002'de ikinci defa beyin kanaması geçirmiştir.[6][8] Kendisine müdahale eden doktorların yüzde 5 yaşama şansı vermesine karşın hayatta kalmış ancak vücudunun sol tarafı felç olmuştur. 10 Haziran 2009'da mide ve bağırsak rahatsızlığı nedeniyle yeniden hastaneye kaldırılmış ve yeni bir ameliyat geçirmiştir.[11][12][13]
Eserlerinin Etkisi ve Yazarlıkla İlgili Görüşleri
Romanlar hakkındaki görüşlerini "Şimdi ben dünyayı görmüşüm. Bir Çin’e gitmedim. Grönland Adası’na bile gittim. Sıcak sular fışkırıyor, buzların arasından. Avrupa’yı Avrupa yapan, romanlardır. Müslümanların romanları olsaydı, bu kötü hallere düşmezlerdi. Çünkü, romanda her şeyi söylersin, diğer kitaplarda söyleyemezsin." şeklinde ifade eden Okçu,[10] 1980'lerin sonunda aynı adla sinemaya da aktarılan "Minyeli Abdullah" romanı ile İslamî kesimde 1970’lerde "Hidayet Romanları" da denilen bir akımın başlamasına ve bu kesimde romanın yaygınlaşmasına sebep olmuştur.[7]
Eleştirmenler tarafından edebî değeri hâlâ tartışılan[14] Minyeli Abdullah romanı hakkında "Ben roman yazmadım, ben dertlerimi yazdım, ister beğensinler, ister beğenmesinler." diyen yazar,[10] romancılığını "Ben dünyanın en büyük romancılarından biriyim. Kitlelere tesir etmişim. İnsanları sürüklemişim peşimden. İnsanları ağlatmış, güldürmüşüm. Bir nesli ayağa kaldırmışım. Minyeli Abdullah bir lokomotiftir. Minyeli Abdullah’tan sonra, yüzlerce roman yazıldı. Ama tutturamadılar tabii. Neden tutturamadılar? Geldim, gittim demekle roman olmaz. Ben roman yazarken, oturup ağlıyorum. Ağlıyorum hüngür hüngür. Gözyaşlarım kağıda dökülüyor." şeklinde anlatarak,[10] roman yazarlığı hakkındaki görüşlerini "Ağlayarak yazmayan okuyucuyu ağlatamaz. Yüreği yanmayan başkasının yüreğini yakamaz. Sırça köşklerde ayak ayak üstüne atarak roman yazılmaz. Bir işe talip olan insan yanacak, kavrulacak ki bir tesir bıraksın. Dinim, imanım, milletim, vatanım diye feryat edecek. Eğer bu aşk ve şevkle bir kitap yazılmışsa okunur." sözleri ile ifade etmektedir.[7]
"İdealist, Müslümanları ayağa kaldırmak için yazılmış bir kitaptır." diye anlattığı "Müslüman ve Para" isimli kitabı üzerine Turgut Özal'ın önemli ekonomi kurmaylarından Adnan Kahveci kendisini arayarak kitabı okuyup, çok hoşuma gittğini ve kendisiyle mutlaka tanışmak istediğini belirtmiştir. Adnan Kahveci'nin bu konuşmadan 15 gün sonra trafik kazasında vefat etmesi üzerine bu buluşma gerçekleşmemiştir.[5]
Eserleri
|
|
|
- Ayrıca "İlimler ve Yorumlar/ İlimlere Bir Başka Açıdan Bakış" adlı kitabı Hasan Hüseyin Korkmaz ile birlikte kaleme almıştır ve "Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lûgat" adlı eserin yazar kadrosundadır.
Kaynakça
- "Eşi, Hekimoğlu İsmail'i anlattı". Zaman. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2009.
- "Hekimoğlu İsmail". Köln Ulum el-Hikme Okulu. 18 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "Çok çok çok satan yazar!". Sabah. 17 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- Cemal A. Kalyoncu. "Minyeli Abdullah'ı çöplükten kâğıt toplayarak yazdım". Aksiyon, sayı 395. 9 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2010.
- Cemal A. Kalyoncu (8 Temmuz 2002). "Biz Hz. İsa'nın hayatını mı yaşıyoruz?". Aksiyon, sayı 396. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2010.
- Emin Akdağ (30 Mart 2002). "Tefekkür adamının tevekkülü". Aksiyon, sayı 382. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2010.
- "Vakit Gazetesi'ndeki Söyleşisi". hekimogluismail.com. 9 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "Hekimoğlu İsmail, rahatsızlığından sonra ilk kez Zaman çalışanlarıyla buluştu". Zaman. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "Hekimoğlu İsmail: Anam olsaydı, başımı göğsüne koyar ağlardım". Zaman. 10 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "Muhafazakâr kesimde gardırop inkılabı oldu". Zaman. 9 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "Hekimoğlu İsmail sevenlerinden dua bekliyor". Zaman. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "O şimdi hastanede". Zaman. 14 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "Hekimoğlu İsmail başarılı ameliyat geçirdi". haber7.com. 15 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
- "Hekimoğlu İsmail ile Mülâkat". Sanatalemi.net/. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
Dış bağlantılar
- Hekimoglu İsmail İnternet Sitesi 23 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Hekimoğlu İsmail Kitapları
- Zaman Gazetesindeki Yazıları
- Zaman Pazar ekinde yayımlanmış eşi ile söyleşi, 12.07.2009
- Dünyaya bağlanmadım ki ayrılıktan korkayım 31 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Yeni Şafak, 23.08.2009
- Aksiyon'daki söyleşisi, 01.07.2002
- Aksiyon'daki söyleşisi- 2. Bölüm, 08.07.2002
- Nuriye Akman ile röportajı, 03.08.2002 10 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Nuriye Akman ile röportajı - 2. Bölüm, 04.08.2002 9 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.