Küresel ısınma

Küresel ısınma, karbondioksit gibi ısıyı tutan gazların atmosferde artmasıyla oluşan[1] ve atmosfere salınan sera gazların neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda da, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isimdir. Günümüzde iklim bilimciler (klimatolog) küresel ısınma konusunda hemfikirdirler.[2]

Sıcaklık indeksi
Küresel sera gazı emisyonlarının gelecekteki potansiyel senaryoları. Tüm ülkeler Paris iklim anlaşmasında belirlenen mevcut taahhütlerini yerine getirirse, 2100 yılına kadar ortalama ısınma, Paris Anlaşması'nın “2°C'nin çok altında” ısınmayı sürdürme hedefinin çok ötesine geçecektir.

Küresel İklim Değişikliği insani fosil yakıtlar tüketimi, endüstriyel ve tarımsal gibi faaliyetlerinin sonucu olarak atmosferdeki miktarı ve yoğunluğu artan sera gazlarının neden olduğu küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişiklikleridir. Bu iklim değişiklikleri kuraklık, çölleşme, yağışlardaki dengesizlik ve sapmalar, su baskınları, tayfun, fırtına, hortum vb. meteorolojik olaylarda artışlar gibi belirtilerle kendini gösterir. [3]

Paris Anlaşmasını göre, dünyanın ortalama ısısı en fazla 2 °C olmalıdır. Bu hedeflere ulaşmak için birçok faaliyet şart. En önemlilerin arasında fosil yakıt kullanımının bırakılması ve az et tüketilmelidir.[4][5]

Gözlemlenen sıcaklık değişimleri

1880-2017 yılları arasında yüzey sıcaklık ortalamalarını (on yıl başına °C) gösteren harita.[6]
Farklı iklim vekillerinden elde edilen verilere göre iki bin yıldaki ortalama yüzey sıcaklıkları. Siyah çizgili kısım ise aletli sıcaklık kaydı verilerini göstermektedir.

1880 ile 2012 yılları arasındaki dönemde, ortalama küresel (kara ve su) yüzey sıcaklığı, bağımsız şekilde üretilen veri kümelerine göre 0,65 °C'den 1.06 °C'ye olmak üzere 0,85 °C'lik artış gösterdi.[7] Bununla birlikte, küresel ısınma kapsamında, yüzeye yakın atmosferdeki ortalama sıcaklık artışının, iklim sisteminde depolanan ek enerjinin 1970 yılından beri okyanuslara iletildiğinden bahsetmektedir. Bu da buzulların erimesine, kıtalar ile atmosferin ısınmasına yol açmaktadır.

Uydu sıcaklık ölçümü verilerine göre 1979'dan itibaren, alt troposferin ortalama sıcaklığı on yıl başına 0,12 ile 0,135 °C (0,216 ve 0,243 °F) arasında artış gösterdi.[8][9] İklim vekilleri, 1850 öncesindeki bir veya iki bin yıllık dönemde, Orta Çağ Ilıman Dönemi ve Küçük Buz Çağı gibi bölgesel dalgalanmalara rağmen sıcaklığın görece düzenli olduğunu göstermektedir.[10]

Aletli ölçümlerle tespit edilen sıcaklık artışı, çeşitli bağımsız bilimsel gruplar tarafından belgelenen geniş çaplı gözlemlerle de tutarlılık göstermektedir, kar ve buzla kaplı bölgelerde görülen geniş çaplı erime, okyanuslardaki ısı katkısının artışı, özgül nem artışı ve bitkilerin çiçek açması gibi ilkbaharda yaşananların daha erken yaşanması bu gözlemler arasındadır.[11][12] Bu değişikliklerin tesadüf eseri olma olasılığı neredeyse sıfırdır.[13]

Bölgesel eğilimler

18. yüzyıldaki Sanayi Devrimi ile birlikte, Dünya'nın yarımküreleri arasındaki sıcaklık farkı, kuzey yarımküredeki deniz buzulları ve karların erimesiyle birlikte artmaya başladı.[14] 20. yüzyılın başından itibaren kutup bölgelerindeki ortalama sıcaklık, Dünya'nın diğer bölgelerine göre yaklaşık iki kat daha hızlı artmaya başladı.[15] Kuzey yarımkürede sera gazları salınımları güney yarımküreye göre daha fazla gerçekleşirken bu durum, sera gazlarının her iki yarımkürede de yayılacak kadar uzun süre varlığını koruması sebebiyle yarımküreler arasındaki sıcaklık farkına etki etmemektedir.[16]

Kısa süreli dalgalanmalar

1979'dan beri karalardaki ortalama sıcaklık, okyanuslardaki ortalama sıcaklık artışının hemen hemen iki katı kadar hızlı yükseldi (on yıl başına 0,25 °C'ye karşın on yıl başına 0,13 °C).[17] Okyanus sıcaklıklarının karaya göre daha yavaş yükselmesi, okyanusların sahip olduğu ısı kapasitesinin daha fazla olması ve buharlaşma ile daha çok ısı kaybetmesinden kaynaklanmaktadır.[18] Okyanuslardaki ısıl durgunluk ile diğer dolaylı etkilere karşı verilen yavaş tepkiler, geçmiş değişikliklere uyum sağlanmasının yüzyıllarca sürmesine yol açmaktadır.

Küresel sıcaklık, uzun dönemli eğilimlere karşı daha baskın olan ve bunları geçici olarak maskeleyen kısa süreli dalgalanmaların bir sonucudur. Okyanus yüzeyi sıcaklığını ölçmek için kullanılan farklı yöntemler sonucu elde edilen 2015 verileri, bir önceki on yıla oranla pozitif yönde bir eğilim olduğunu göstermektedir.[19][20]

En sıcak yıllar ve genel eğilim

Kaydedilen en sıcak on yedi yılın on altısı 2000'den sonra gerçekleşti.[21] Yıl bazında bakıldığında yaşanan bu sıcaklık istatistikleri, genel eğilimlerle kıyaslandığında önemsiz kalmaktadır. Zira El Niño-Güney Salınımı gibi bazı okyanus salınımları, genel iklim değişikliği eğilimi ile hiçbir alakası olmaksızın bir yılın ortalama sıcaklığı üzerinde büyük etkilere sahiptir.[22]

Teoriler ve mekanizmalar

Sera etkisi

Küresel ısınmaya, atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir.[23] Karbondioksit, su buharı, metan gibi bazı gazların, Güneş'ten gelen radyasyonun bir yandan dış uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da bu radyasyondaki ısıyı soğurarak yerkürenin fazlaca ısınmasına yol açtığı düşünülmektedir.

Laguna San Rafael'deki buzulun, küresel ısınma sonucu 1990 ile 2000 yılları arasındaki geri çekilişin karşılaştırmalı uydu görüntüleri.

Yerküre, Güneş'ten gelen kısa dalgalı ışınımın bir bölümünü yeryüzünde, bir bölümünü alt atmosferde emer. Güneş ışınımın bir bölümü ise, emilme gerçekleşmeden, yüzeyden ve atmosferden yansıyarak uzaya kaçar. Yüzeyde ve troposferde tutulan enerji, atmosfer ve okyanus dolaşımıyla yeryüzüne dağılır ve uzun dalgalı yer ışınımı olarak atmosfere geri verilir. Yeryüzünden salınan uzun dalgalı ışınımın önemli bir bölümü, yine atmosfer tarafından emilir ve daha az Güneş enerjisi alan yüksek enlemlerde ve düşük sıcaklıklarda salınır.

Atmosferdeki gazların gelen Güneş ışınımına karşı geçirgen, buna karşılık geri salınan uzun dalgalı yer ışınımına karşı çok daha az geçirgen olması nedeniyle yerkürenin beklenenden daha fazla ısınmasını sağlayan ve ısı dengesini düzenleyen bu doğal süreç sera etkisi olarak adlandırılmaktadır.

Su buharı dışındaki sera gazları, bağımsız değişken olarak küresel ısınma üzerinde aktif bir etki yaratabilirler. Örneğin karbondioksit, jeolojik evrimin doğal uzantısı olan volkanik etkinlikler sonucu ya da insanlar tarafından fosil yakıtların yakılmasıyla [23] yoğun olarak atmosfere salınabilir. Bu durum, gezegenin ortalama ısısından bağımsız olarak ortaya çıkabilen ve ortalama ısının artması sonucunu doğuran bir etken işlevi görür.

Bugün bilim çevrelerinde küresel ısınmada baş sorumlunun karbondioksit oranının artması olduğuna inanılmaktadır. Her ne kadar atmosferdeki karbondioksit,

  • Karada yeşil bitkilerin fotosentez yoluyla,
  • Okyanuslarda ise suda çözünme ve fitoplanktonlar tarafından absorbe edilme, sonra da planktonun deniz dibine çökmesi yollarıyla atmosferden çekilmekte ise de, bu mekanizmaların kapasitesinin üzerinde karbondioksit salımı, gezegen üzerinde sera etkisi yaratmaktadır. Ayrıca deniz suyunun aşırı karbondioksit yüzünden asitleşmesi okyanus ekolojisi, mercanlar ve kabuklu deniz hayvanları açısından ciddi bir problemdir.

İklim değişikliği geri bildirimi

Küresel ısınma sonucu kutuplar ve yakın bölgelerinde buzlar eridikçe yerlerini kara veya sular almaktadır. Kara ve suların kar ve buza oranla daha az yansıtıcı olması Güneş ışınımı emilimini arttırmakta ve dolayısıyla ısınmanın daha fazla artmasına yol açmaktadır. (Ice-Albedo feedback)

Küresel ısınma için en kötü senaryolar feedback mekanizmaları ile ortaya çıkması muhtemel sonuçlar olarak görülmelidir.[24] Pozitif feedback olarak nitelendirilen bu mekanizmaların işleyişinde küresel ısınma, bir takım yeni risk faktörlerinin ve mekanizmaların açığa çıkışını hızlandırmaktadır. Küresel ısınma örneğin kutup bölgelerinde ve Grönland'da buz tabakasının erimesi Güneş ışınlarının daha fazla emilmesini sağlarken, Sibirya'da buzlu göl ve bataklıklarda hapsedilmiş, CO2'den 20 kat daha etkili metanın açığa çıkmasını sağlar. Yine iklim düzensizliği ve kuraklık, bazı bölgelerde önemli bir karbon yakalayıcısı olan orman örtüsünü yok edebilir, denizlerin ısınması deniz dibinde depolanmış olan metan hidratın atmosfere karışmasına yol açabilir.

Küresel ısınmada su buharı ve bulutların rolü; su buharı, diğer sera gazlarından farklı olarak Güneş'ten gelen radyasyonun şiddetine ve gezegenin ortalama ısısına bağlı bir değişkendir. Dolayısıyla küresel ısınma konusunda pasif etkiye sahiptir. Küresel ısınmayla gezegen yüzeyindeki ortalama ısının artması, buharlaşmanın artmasına yol açacaktır. Bu ise atmosferde daha fazla su buharı oluşmasına yol açar. Su buharı küresel ısınmayı pozitif feedback ile artırırken, bulutlar ise Güneş'ten gelen radyasyonun bir bölümünü dış uzaya yansıtır, bir bölümünü soğurarak ısınırlar, bir bölümünü de yeryüzüne geçirirler. Litosfer ve hidrosfere ulaşan bu radyasyonun da bir bölümü soğurularak ısınmaya yol açarken bir bölümü dış uzaya yansır.

İklim simülasyonlar

Nedenleri

Küresel iklim değişikliğinin temel nedenleri; nüfus artışı ve buna bağlı fosil yakıt tüketimi, toprak kullanımı, uluslararası ticaret ve ulaşım gibi diğer insan aktivitelerindeki artış ile sanayinin gelişmesidir. İklim değişikliğinin asıl nedeni küresel ısınmadır. Bunun sebebi ise atmosferdeki "sera gazlarının" artmasıdır. Sera gazı emisyonlarının insan faaliyetleri ile arttığı bilinmektedir. Karbondioksit (CO2) en önemli sera gazı olup; araç egzozlarından, ısınma amaçlı yakılan yakıtlardan, fabrika bacalarından atmosfere bırakılmaktadır.

Dünya genelindeki emisyonların yaklaşık yüzde 45’i kömür kullanımı sonucunda ortaya çıkarken yüzde 35’i petrol ve yüzde 20’si de doğal gazdan kaynaklanmaktadır.[25]

2001 yılından beri, atmosferin ısınması ve karbondioksit birikmesi, kutuplarda ve Alpler'de buzulların erimesi, birkaç yıl önce hiç ihtimal verilmeyen bir hızla artmıştır. Ayrıca, kutup rüzgarlarının hızı artmakta, okyanusun derinlikleri ısınmakta ve atmosferin alt katmanlarının ısınması ozon tabakasının kendini yenilemesini geciktirmektedir. Üstelik, Grönland'da matkapla delinerek incelenen buzul tabakaları iklimin büyük bir hızla değişebileceğini göstermiştir. İklim değişikliği dünyada biyolojik değişikliklere yol açmaktadır.

Küresel ısınmanın sonuçları

İklimdeki değişiklerin neden olduğu birçok olumsuz sonuçları vardır. Bunları

  • Buzulların erimesi
  • Yağmur miktarındaki sağanak şeklinde yağışlarda artış
  • Denizlerin su düzeyinde yükselme
  • Fırtına ve sel hasarlarının artması
  • Tundraların erimesi
  • Buharlaşma miktarında artış
  • Kuraklık ve çölleşme

olarak sıralamak mümkündür. [26]

Konu ile ilgili 2007 Birleşmiş Milletler raporu[27] küresel sıcaklık artışının olası etkileri aşağıdaki biçimde özetlenmektedir.

  • +2 °C: Su sıkıntısı başlayacak

Kuzey Amerika'da kum fırtınaları tarımı yok edecek. Deniz seviyeleri yükselecek. Peru'da 10 milyon kişi su sıkıntısı çekecek. Mercan kayalıkları yok olacak. Gezegendeki canlı türlerinin yüzde 30'u yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

  • + 5 °C: Denizler 5 m yükselecek

Deniz seviyesi ortalaması 70 metre olacak. Dünya'nın yiyecek stokları tükenecek.

  • + 6 °C: Göçler başlayacak

Yüz milyonlarca insan uygun iklim koşullarında yaşamak umuduyla göç yollarına düşecek.

Fiziksel Çevre

Büyük ve yaygın etkileri oluyor. Bunların içinde: denizlerin suyu asit seviyesini arttır ve seviyesini yükseltir, kutuptaki buz, buzulları ve tundraları eritiyor; hava koşulların ekstrem hale getirir, mesela yağmur miktarındaki sağanak şeklinde yağışlarda artıyor ve fırtına ve sel hasarlarının artmasına; ve kuraklık ve çölleşmeye neden olur.

Belli bir noktadan sonra karbondioksit miktarı düşürülse bile kutuplardaki zarar onarılamayabilir ki bu durumun ne zaman gerçekleşeceği bilinmiyor.

Biyosfer

Küresel ısınma yüzünden ekosistemler değişiyor ve canlı türlerinin soyu tükeniyor.

Ziraat

Özellikle düşük enlemlerde tahıl gibi ziraat faaliyetleri etkilenmektedir. (ref AR5 WG2 ch 7)[28][29]

Sağlık

Isı dalgalarının ve sellerin yoğunluğunun ve sıklığının artması ve bazı bulaşıcı hastalıkların insan sağlığını olumsuz şekilde etkileyebilir.[30] Küresel ısınmanın bitkilerde polen dönemini uzattığını ortaya koydu.[31]

Küresel iklim değişikliği, insan sağlığını koruma konusundaki çabalara engel oluşturmaktadır. İklim değişikliği insan yaşamı için giderek artan bir tehdit haline gelmiştir. Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan çok çeşitli sağlık sorunları ile gün geçtikçe daha sık karşılaşılmaya başlanmıştır.

Toplum gündemine taşınmasına yönelik çabalar son zamanlarda artmıştır.

İklim değişikliğinin sağlık etkileri doğrudan ya da dolaylı olarak ortaya çıkmaktadır.

Doğrudan etkiler arasında sıcak dalgalarına bağlı meydana gelen ölümler ve hastane başvurularında artış pek çok ülkede araştırmalarla gösterilmiştir. Aşırı hava olaylarının (seller, fırtınalar vb.) sıklığında ve şiddetinde artışlar olmuştur. Gelecekte bu tür afetlerin sıklık ve şiddetinin daha da artması beklenmektedir. Bu tür afetlere bağlı olarak ölümler, yaralanmalar, enfeksiyon hastalıklarında ve vektörlerle bulaşan hastalıklarda artış görülmekte; göçler, toplumsal sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Dolaylı etkilerin neden olduğu sağlık sorunları arasında; vektörlerin yaşam alanlarında değişiklikler olmasına bağlı olarak sıtma, Dang ateşi, viral ensefalitlerde artış, hastalık etmenlerinin virulasında ve çoğalma hızında artışa bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklarda artış, su ve gıda kaynaklarının azalması, çölleşme, buzulların erimesi, deniz suyunun termal genişlemesi, su kaynaklarında tuzlanma, su kaynaklarının azalması sonucunda da su ve gıda ile bulaşan hastalıklarda artış ortaya çıkmaktadır. Ayrıca çevresel bozulmanın sonuçlarına bağlı olarak çevresel göçmenlerin artması, yerleri değiştirilmiş, demoralize toplumlarda ortaya çıkan psikolojik sorunlar, toplumsal çatışmalara bağlı çeşitli sağlık sonuçları da ortaya çıkmaktadır.

Artan sıcaklık polen mevsiminin uzamasına ve astım gibi alerjik hastalıkların artmasına da neden olmaktadır.

İklim Değişikliğine Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Sağlık Sorunları

Geniş alanda hissedilecektir,

Çok sayıda kişiyi etkileyecektir,

Geniş bir zaman diliminde ortaya çıkacaktır,

İklim değişikliğinin gözle görünen zararları arasında, 2003 yılında Avrupa'da on binlerce insanı öldüren, orman yangınlarına ve ekinlerin kurumasına sebep olan, Alp dağlarındaki buzul tabakasının %10'unu eriten sıcak hava dalgası ile ısınan Meksika Körfezi'nden kuvvet alıp kıyı yerleşimlerini yerle bir eden Katrina kasırgası (2005'te) sayılabilir. 2001 yılında toplanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, büyük ölçüde ormansızlaşma ve ısıyı tutan karbondioksit gibi gazları üreten fosil yakıtların kullanılması yoluyla, insanların bu değişiklikte önemli rol oynadıklarına karar vermiştir.

Daha yavaş seyreden iklim değişiklikleri de insan sağlığına zarar verebilmektedir. Son yirmi yılda ABD'de, iklime dayalı faktörlerin de etkisiyle astım vakaları dört katına çıkmıştır. Karayip adalarında yaşayanların da solunum yolu rahatsızlıkları artmıştır. Yükselen karbondioksit düzeyi ve atmosferik ısınma bitki polenlerinde ve toprak mantarlarında artışa neden olmakta ve oluşan partiküller aeroallerjenler şeklinde akciğer alveollerinin içine girmekte, bağışıklık sistemini de etkilemektedir.

1999'da New York şehrinde ortaya çıkan Batı Nil virüsünün ise, kuşları ısıran Culex pipens sivrisineğinin kuraklık dolayısıyla ortaya çıkan sığ sularda üremesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Sıcak ve kurak 2002 yazında tüm ülkeyi kat eden hantavirüs 230 hayvan ve 138 kuş çeşidini enfekte etmiştir. Aşırı nem ve seller de, 1993'te Mississippi nehri taşkınlarında olduğu gibi, hastalıklara yol açan virüs ve toksinleri ortaya çıkarmaktadır.

Son otuz yılda biyolojik çeşitlilikte meydana gelen değişikliklerle, zararlı ve patojenleri kontrol altında tutan, avcı ve av hayvanları dengesinin değişime uğradığını saptamaktadır. Isınmayla birlikte mikropların yayılma alanı da genişlemektedir. Örneğin, İsveç'te kışların daha ılıman geçmeye başlamasıyla hastalık taşıyan kenelerin kuzeye doğru yayıldığı, ABD ve Kanada'da da benzer bir değişikliğin olabileceği saptanmıştır. Birçok hastalığın taşıyıcısı olan sivrisineklerin üremesi ısı artışlarına karşı çok hassastır. ABD'nin güneybatısında avcı hayvan nüfusunu azaltan, altı yıl süren kuraklıktan sonra 1993 yılında erken gelen şiddetli yağmurlar kemirgenlerin besini olan bol miktarda çam ağacı meyvesi ve çekirge ortaya çıkarmış, sonuçta artış gösteren beyaz ayaklı fare popülasyonu Amerika kıtasında hantavirüse bağlı hantapülmoner sendromda artışa neden olmuştur.

Mercan kayalıklarının yine ısınma dolayısıyla "beyazlanması" ise hem burada barınan balıkların, hem de çeşitli ilaçlara ham madde oluşturabilecek türlerin yok olması dolayısıyla insan sağlığını tehdit etmektedir.

Altyapı

Küresel ısınma yüzünden erimeye başlayan buzullar bu güne kadar geçilmez sanılan deniz yollarını ve kara parçalarını ulaşıma ve erişime açmaktadır.

Hafifletme

Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşabilmek için yeryüzündeki her bireyin, bir tondan daha az karbondioksit salımına neden olması gerekiyor.[32]

2015 sonunda Paris’te düzenlenen 21. Taraflar Toplantısı’nda 180 ülke Kyoto Protokolü sonrası yürürlüğe geçecek Paris Anlaşması’nı imzaladı.[33]

Dünya ısınması hafifletme daha az sera gazlar atmosfere salama ve sera gazlar atmosferden emesi demek. Birçok şey gerekir. En önemli şeyler arısında hükümetler için fosıl yakıtı subvensiyonları bırakmalı, kömür yakan termik santralleri kapatmalı ve doğal gaz yakan termik santralleri daha az kullanmalıdır.

Hükûmet

  • Paris Anlaşmasını onaylama
  • Fosil yakıtlara yardım ödeneği vermeme
  • Karbon vergisi yakası çıkarma[34]
  • Termik santrallere kısıtlama[35]
  • Kıyı ekosistemleri ve ormanları koruma ve ağaçlar dikmek. Bu yöntemle de ton başına 20 dolar ya da daha az bir maliyetle karbon azaltılabilir.[36]

İklim Mühendisliği

İklim Mühendisliği (jeomühendislik) doğal afetlerin vereceği zararların önüne geçmek, küresel ısınma ile ortaya çıkabilecek etkileri azaltmak amacıyla, temel bilimler ve mühendislik disiplinlerinin birlikte uygulandığı yeni bir mühendislik alanıdır. NASA[37] ve Royal Society.[38] gibi birçok kurum tarafından küresel ısınmaya karşı önlem olarak araştırılmaktadır. Birçok plan önerilmesine rağmen, teknikler genellikle radyasyon yönetimi ve karbondioksit seviyesini azaltma olarak iki grupta incelenmiştir. 2014 yılında yapılan bir araştırma, en yaygın iklim mühendisliği metotlarını incelemiştir ve tamamen etkisiz oldukları veya potansiyel olarak şiddetli yan etkileri olduğu sonucuna varmıştır. Ve hızlı küresel ısınmaya sebep olmadan durdurulamaz.[39]

Günlük Hayatta

Havacılık ve ziraat için sera gazı teknik şekli azaltmaya çok zor. O yüzden gelecekte sera gazı salımını kontrol edecek onların için kişisel değişikler daha önemli olabilir yani:

  • Daha az uçaklar kullanın.[40]
  • Daha az kırmızı et ve süt ürünleri yemeli.[41]

Başka önlemler şöyle sıralanıyor:

  • Kömür yakılmamalı[42]
  • Daha az et, çiftlik balığı, süt, peynir ve tereyağı yersiniz.[41]
  • Daha çok yerli üretim gıdalar tüketin, gıda atıklarını azaltın[41]
  • Evinizi iyice izole edin[43]
  • Uçaklar yerine trenleri, otobüsleri kullanın. Daha az fosil yakıtlı araba kullanmak. Daha sık yürüyüp, bisiklet kullanmak ve toplu taşıma araçlarından daha çok faydalanmak.[40] Benzinli araba kullanılmayan her kilometre için 170 g - 200 g karbondioksit tasarruf edilecektir[44]
  • İş için seyahat etmek yerine, video konferansla iletişim sağlayın[41]
  • Daha az sıcak su kullanmak[45] Suyu ısıtmak için çok fazla enerji kullanmak gerekiyor. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg, giysileri soğuk su ya da ılık suda yıkayarak da 250 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir
  • Her tüketim ürününde düşük karbon talebinde bulunun.[41]
  • Standart ampulü, LED ampulü ile değiştirmek, yılda 75 kg karbondioksit tasarrufu sağlıyor
  • Özellikle ısınmada güneş enerjisi ile çalışan sistemleri kullanmak. Bu çok büyük tasarruflar sağlayacaktır[46]
  • Yıkanan çamaşırları kurutma makinesine atmayın, çamaşır ipinde kurutun[41]

Adaptasyon

HİDP (IPCC)'nin sera gazı salınımının izleyebileceği seyirlere bağlı olarak geliştirdiği küresel İklim Değişikliği'in olası etkilerine yönelik bilimsel öngörü yapmayı amaçlayan çeşitli senaryoları vardır. 70 ülkeden 300'e yakın bilim adamının titiz çalışmalarıyla hazırlanan HİDP (IPCC) İklim Değişikliği 2014: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık Raporu'na göre iklim değişikliğinin etkileri çok belirgin olarak ortada durmaktadır. Sel baskınları, tayfunlar, denizin yükselmesi gibi olaylara bağlı olarak insanların ölmesi, yaralanması, göç etmek zorunda kalmaları, karasal ve tatlı su ekosistemlerinin yıkımı büyük bir olasılık dahilde görülmektedir. [47]

Siyaset

İklim değişikliğinin en ciddi etkilerini önlemek için, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (UNFCCC) üye olan ülkeler, sanayi öncesi dönemlerinden bu yana devam etmekte olan küresel ortalama sıcaklık artışını 2 °C'nin altına düşürmeyi kabul ettiler.[48]

Türkiye

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Raporları

AR5 Working Group I Report

AR5 Working Group II Report

AR5 Working Group III Report

  • IPCC (2014). Edenhofer, O.; Pichs-Madruga, R.; Sokona, Y.; Farahani, E.; Kadner, S.; Seyboth, K.; Adler, A.; Baum, I.; Brunner, S.; Eickemeier, P.; Kriemann, B.; Savolainen, J.; Schlömer, S.; von Stechow, C.; Zwickel, T.; Minx, J.C. (Edl.). Climate Change 2014: Mitigation of Climate Change. Contribution of Working Group III to the Fifth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA: Cambridge University Press. ISBN 978-1-107-05821-7. (pb: 978-1-107-65481-5).

AR5 Synthesis Report

Special Report: SREX

Special Report: SR15

Special Report: Climate change and Land

Special Report: SROCC

Diğer

  1. EPA 2020
  2. "Türkiye için düşük karbonlu kalkınma yolları ve öncelikleri" (PDF). Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi, WWF-Türkiye. 4 Eylül 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ağustos 2016.
  3. Akın, Galip (2006). "Küresel Isınma Nedenleri ve Sonuçları" (PDF). Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 46-2. ss. 29-43. 2 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 7 Nisan 2015.
  4. "6 Pressing Questions About Beef and Climate Change, Answered". 15 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2020.
  5. "İklim değişikliğine karşı bireyler ne yapabilir?". 2 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2020.
  6. "SVS: Global Temperature Anomalies from 1880 to 2017". svs.gsfc.nasa.gov. 23 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2019.
  7. IPCC AR5 WG1 Summary for Policymakers 2013, s. 5.
  8. "UAH v6.0 TLT data" (trend data at bottom of file). nsstc.uah.edu. The National Space Science & Technology Center. Erişim tarihi: 3 Şubat 2017.
  9. "Upper Air Temperature: Decadal Trends". remss.com. Remote Sensing Systems. 7 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2017.
  10. IPCC AR5 WG1 Ch5 2013, s. 386
  11. "İklim Değişikliği". Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2019.
  12. "İklim Değişikliği Nedir?". Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2019.
  13. "İklim Değişikliği ve Mevcut Durum". Meteoroloji Genel Müdürlüğü. 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2019.
  14. Feulner, Georg; Rahmstorf, Stefan; Levermann, Anders; Volkwardt, Silvia (Mart 2013). "On the Origin of the Surface Air Temperature Difference Between the Hemispheres in Earth's Present-Day Climate". Journal of Climate. Cilt 26. s. 130325101629005. doi:10.1175/JCLI-D-12-00636.1. 30 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2013.
  15. "TS.3.1.2 Spatial Distribution of Changes in Temperature, Circulation and Related Variables – AR4 WGI Technical Summary". 11 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2017.
  16. Ehhalt et al., Chapter 4: Atmospheric Chemistry and Greenhouse Gases 23 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Section 4.2.3.1: Carbon monoxide (CO) and hydrogen (H2) 9 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., p. 256 17 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., in IPCC TAR WG1 2001.
  17. Trenberth et al., Chap 3, Observations: Atmospheric Surface and Climate Change 24 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Executive Summary 2 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., p. 237 23 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., in IPCC AR4 WG1 2007.
  18. DENİZ ATLASI 2017 (PDF). Heinrich Boll Stiftung Derneği. 8 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Mayıs 2019.
  19. Gavin Schmidt (4 Haziran 2015). "NOAA temperature record updates and the 'hiatus'". 12 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2017.
  20. NOAA (4 Haziran 2015). "Science publishes new NOAA analysis: Data show no recent slowdown in global warming". 1 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2017.
  21. ""U.S. scientists officially declare 2016 the hottest year on record. That makes three in a row."". 11 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2017.
  22. Schmidt, Gavin (22 Ocak 2015). "Thoughts on 2014 and ongoing temperature trends". RealClimate. 30 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2015.
  23. "10 grafikte BM İklim Değişikliği Konferansı ve Türkiye". BBC. 28 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2017.
  24. "İklim uzmanlarından küresel felaket uyarısı". DW. 16 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2018.
  25. "YERLİ VE MİLLİ ENERJİ POLİTİKALARI EKSENİNDE KÖMÜR" (PDF). SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı. 14 Şubat 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2019.
  26. Kadıoğlu, Mikdat. "Küresel İklim Değişlikliği ve Etkileri" (PDF). 15 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2015.
  27. "Sabah Gazetesi - 04.02.2007". 13 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2007.
  28. "'Küresel ısınma tahıl üretimini tehdit ediyor'". BBC. 29 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2017.
  29. "İklim Değişikliği ve Tarımsal Ekoloji". Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı. 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2019.
  30. "İklim değişikliğine uyum". Avrupa Çevre Ajansı. 22 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2019.
  31. "Polen alerjisi 1 ay uzadı". Milliyet. 15 Haziran 2019.
  32. "İklim korumada en önemli beş adım". Deutsche Welle Türkçe. 23 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2019.
  33. "İklim müzakerelerinin kayıp ülkesi Türkiye". anadoluverumelimedya.com. 24 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2016.
  34. "Karbon Vergilendirmesi". EDAM. 29 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2017.
  35. KÖMÜR ATLASI (PDF). Heinrich Böll Stiftung Derneği. 8 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Mayıs 2017.
  36. "İklim değişikliği: Atmosferi karbondioksitten temizlemek için 5 ucuz yol". BBC. 29 Ekim 2018. 22 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2019.
  37. Lane & Caldeira 2007.
  38. The Royal Society, 28 August 2009.
  39. Keller, Feng & Oschlies 2014: "We find that even when applied continuously and at scales as large as currently deemed possible, all methods are, individually, either relatively ineffective with limited (<8%) warming reductions, or they have potentially severe side effects and cannot be stopped without causing rapid climate change."
  40. "İklim değişikliğiyle mücadele için bireysel olarak neler yapılabilir?". BBC. 26 Mayıs 2019. 27 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2019.
  41. "İklim değişikliğiyle mücadele için bireysel olarak neler yapılabilir?". BBC. 27 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2019.
  42. "Prof. Kumbur'dan soba ve kalorifer uyarısı". Hürriyet. 15 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2017.
  43. "Enerji tasarrufu için yapabileceğiniz 7 şey!". 22 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2017.
  44. "Kara Ulaşım Araçlarının Karbondioksit (CO 2 ) Emisyonlarına Eko-Verimlilik Yaklaşımı". Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2019.
  45. "The Best Way to Boil Water". Stanford Alumni Magazine. 15 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2017.
  46. "Enerjideki gelişim sayesinde küresel ısınma yavaşladı". Enerji Enstitüsü. 16 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2017.
  47. "İklim Değişikliği 2014: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık Raporu". Tema Vakfı. IPCC. 15 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2017.
  48. "Sera gazı emisyonlarının azaltımı". Avrupa Çevre Ajansı. 22 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2019.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.