Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri
Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak İtilaf Devletleri'ne teslim olması üzerine Osmanlı Türkiyesi'nin çeşitli kent ve kasabalarında oluşturulan ve Millî Mücadele'nin ilk örgütsel çekirdeğini oluşturan sivil kuruluşlara verilen ad.
Arka plan
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilmesinin ardından Mondros Mütarekesi'ne göre Osmanlı ordusu silahsızlandırıldı. Osmanlı İmparatorluğu, Orta Doğu'da egemen olduğu Arap topraklarından vazgeçmeyi kabul etmek zorunda kalsa da, İtilaf kuvvetleri, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalanları, yani Türkiye'yi kontrol etme gücünü daha da korudu. Kısa süre sonra İtilaf Devletleri'nin Türkiye'nin bir kısmını Ermenistan ve Yunanistan'a tahsis etmeyi planladıkları anlaşıldı. Bu sırada, Anadolu'nun güney illeri, Fransız ve İtalyan idaresi altına alındı.
Millî cemiyetler
1919'un ilk aylarında, başta iktidardan düşmüş İttihat ve Terakki Fırkası'nın yerel düzeydeki önderlerinin gayretiyle şekillenmeye başlayan cemiyetlerin kuruluş süreci, işgallerin de tetiklemesiyle ve özellikle İzmir'in İşgali sonrasında Osmanlı halkı arasında derin tepkilerle hız kazandı. Bunun sonucunda Türkiye'nin farklı bölgelerinde aynı anda birkaç yurtsever cemiyet kuruldu.[1] Osmanlı hükûmetine muhalif olan eski İttihat ve Terakki Fırkası üyelerinin yanı sıra milliyetçi askerler ve aydınlar bu cemiyetlerde etkindi ve seslerini protesto, miting ve yayıncılık gibi barışçı yöntemlerle duymak için mücadele ediyorlardı. Bu, İtilaf Devletleri'nin politikasını değiştirmede etkili değildi.
Sivas Kongresi'nden sonra
4 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi'nde tüm müdâfaa-i hukuk örgütleri Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti şemsiyesi altında bir araya getirildi.[2] Cemiyetin amacı, "Osmanlı vatanının bütünlüğünü, Saltanat ve Hilâfetin makamı ile Millî bağımsızlığın korunmasında Kuvâ-yi Milliye'yi etkin ve İrâde-i Milliye'yi hâkim kılmak" olarak belirlendi.[3]
Bu birleşik teşkilat, Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar Türkiye'deki ana siyasi güç haline geldi. Başkanı, zaferden sonra modern Türkiye'nin kurucu babası olacak Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) idi. Atatürk, cemiyeti sırasıyla Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Fırkası ve son olarak Cumhuriyet Halk Partisi adıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu siyasi partisi haline getirdi.
Cemiyetlerin listesi
Birliğe katılan cemiyetler şunlardır (konumları veya ana grup bileşenleri parantez içinde listelenmiştir):[4]
- Şarkî Anadolu Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Doğu Anadolu)
- İzmir Müdâfaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti (İzmir)
- İstihlası Vatan Cemiyeti (Manisa)
- Trakya-Paşaeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Doğu Trakya)
- Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti (Trabzon)
- Kilikyalılar Cemiyeti (Adana-Mersin)
- Hareket-i Milliye ve Redd-i İlhak Teşkilatları (İzmir)
- Adana Vilayeti Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Adana)
- Kozan Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Kozan)
- Anadolu Kadınları Müdâfaa-i Vatan Cemiyeti (kadın teşkilatı)
Kaynakça
- Lord Patrick Kinross (1972). Lord Atatürk Rebirth of a Nation. Ayhan Tezel tarafından çevrildi. İstanbul: Sander Yayınları. s. 239.
- "Atatürk ve ilimiz". Sivas Valiliği. 2 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2016.
- Güneş, Prof. Dr. İhsan (Temmuz 2003). "Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden Halk Fırkasına Geçiş" (PDF). Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. XIX (8). 12 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2020.
- FORSNET. "Kongreler/Cemiyetler: Kurtuluş Savaşı Yıllarında Kurulan Yararlı ve Zararlı Dernekler". ataturk.net. 18 Şubat 2001 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2020.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri ile ilgili çoklu ortam kategorisi bulunur.