Postgenderizm

Postgenderizm ya da Post Cinsiyetçilik, toplumsal cinsiyetin kültürel, psikolojik ve sosyal olarak aşınmasından doğan sosyal, politik ve kültürel bir harekettir. İkili cinsiyet erozyonunun özgürleştirici olacağını savunan bir argümandır.

Postgenderizmciler, cinsiyet farklılıklarının insanın potansiyeli üzerinde gereksiz bir sınırlama olduğunu savunuyor ve biyoteknoloji ve yardımcı üreme teknolojilerinin uygulanması yoluyla istem dışı psikolojik cinsiyetlendirmenin ortadan kaldırılmasını öngörüyorlar.[1]

Postgenderizmciler cinsiyet rollerini ve cinsiyet farklılıklarının varlığını genellikle bireylerin ve toplumun zararına olduğunu savunurlar. Gelişmiş yardımcı üreme seçenekleri göz önüne alındığında, postgenderizmciler, üreme amaçlı cinsel birlikteliğin modasının geçmiş olacağını düşünmektedirler. Ayrıca biyoteknoloji ve yardımcı üreme teknikleri ile insanların, eğer seçerlerse, hem annelik hem de baba olma yeteneğine sahip olacağına inanıyorlar. Postgenderizmciler böyle bir toplumda belirli cinsiyetlere duyulan ihtiyacın ortadan kalkacağını savunurlar.[2]

Akımın geçmişi

1916 ile 1940 arasında özel olarak yayınlanan feminist dergi Urania, cinsiyetin ortadan kaldırılmasını ileri sürmüştür. Her sayının başında "Urania'da 'erkek' veya 'kadın' yoktur." ifadesi yer almaktaydı.[3][4]

1970 yılında radikal feminist yazar Shulamith Firestone "Cinselliğin Diyalektiği: Kadın Özgürlüğü Davası" adlı kitabı kaleme almıştır. Bu kitapta şu cümlelere yer vermiştir.

"Feminist devrimin nihai amacı, ilk feminist hareketin aksine, sadece erkek ayrıcalığının ortadan kaldırılması değil, aynı zamanda cinsiyet ayrımının kendisi olmalıdır: insanlar arasındaki cinsel farklılıklar artık kültürel olarak önemli olmayacak. Türlerin her ikisinin de yararı için bir cinsiyetle yeniden üretilmesi ile değiştirilecektir."

Shulamith Firestone, kaleme aldığı kitabında, kadın ve erkek eşitsizliğini ve toplumsal cinsiyet rollerini kadın ve erkeğin çoğalmadaki rollerine bağlıyordu. Çocuk doğurma ve hamileliğe özel vurgu yapan Firestone, yapay rahim ile kadınları hamilelik görevinden kurtarma söyleminde bulunmuştur.[2]

Bu bağlamda bir diğer önemli ve etkili çalışma, sosyalist feminist Donna Haraway'in makalesi "Simians, Cyborgs and Women: The Reinvention of Nature (New York; Routledge, 1991)s. 149–181. Bu çalışmada Haraway, kadınların ancak biyolojik kısıtlamalardan, yani üreme yükümlülüklerinden vazgeçildiğinde kurtulacaklarını iddia ettiği şeklinde yorumlanmıştır.[5]

2008'de George Dvorsky ve James Hughes tarafından kaleme alınan "Postgenderism: Beyond the Gender Binary" makalesinde şu ifadeler yer almaktaydı."İkili cinsiyet rollerinin genellikle bireylerin ve toplumun zararına olduğu" ve "gelecekte gönüllü olan insanlar isterse biyoteknoloji ve yardımcı üreme teknolojileri uygulayarak cinsiyetlerinden gönüllü bir şekilde kurtulmayı seçmeliydi."[6] Postgenderizm ya da Post Cinsiyetçilik kavramını da böyle bir geleceği destekleyen transhümanist bir hareketin ismi olarak kullandılar.[1]

Akıma ait görüşler

Postgenderizm akımının savunanların çoğu hem erkek hem de kadın özelliklerin karışımına inanmasına rağmen, esas olarak amaçlanan burada erkeklerin ve kadınların fiziksel ve psikolojik yetenekler açısından sunduklarının en iyisini sergileyen çift cinsiyetli bireylerin yaratılmasıdır. Bu özelliklerin tam olarak ne olduğu büyük bir tartışma ve varsayım meselesidir.

Postgenderizm yalnızca fiziksel cinsiyet veya onun varsayılan özellikleriyle ilgilenmez. Cinsiyetli kimlikleri ortadan kaldırma veya ötesine geçme fikrine odaklanır. Geleneksel bir toplumsal cinsiyet kurgusunda kişi ya erkek ya da kadındır, ancak postgenderizmde kişi ne erkek ne de kadın ne de üstlenilen başka bir toplumsal cinsiyet rolüdür. Bu nedenle, toplumdaki bir birey bir cinsiyet rolüne indirgenmez, sadece kişinin eylemleriyle tanımlanması gereken bir insanlık temsilcisidir.[1]

Akım ve teknoloji

Postgenderizm akımında gelecekteki teknolojiye sıkça yer verilmektedir. Potansiyel yardımcı üreme teknolojileri ile ilgili olarak, üremenin geleneksel yöntemler, yani cinsel ilişki ve suni döllenme dışında gerçekleşmeye devam edebileceğine inanılmaktadır. İnsan klonlama veya yapay rahimler[7] gibi gelişmeler insan üreme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceği ifade edilmektedir.[1]

Akım ve cinsellik

Postgenderizm, cinsiyetsiz bir toplumun, cinsiyete ve cinselliğe ilgi duymayan bir türün varlığı anlamına gelmediğini savunur. Cinsel ilişkilerin ve kişilerarası yakınlığın cinsiyetsiz bir gelecekte var olabileceği ve var olacağı, ancak bu faaliyetlerin farklı şekillerde olabileceğini iddaa etmektedir[1] Bununla birlikte, postgenderizm, cinselliğin fiziksel eylemiyle veya cinsellikle doğrudan ilgilenmez. Bunun yerine, bireylerin cinsiyetleri ile sınıflandırılması yerine, yaş, yetenek ve ilgi gibi faktörlere göre sınıflandırıldığı daha eşitlikçi bir sistem sunduğunu iddaa ederler.[8]

Akım ve feminism

1970 yılında radikal feminist yazar Shulamith Firestone "Cinselliğin Diyalektiği: Kadın Özgürlüğü Davası" adlı kitabında, biyolojik üreme rollerindeki farklılıkların cinsiyet eşitsizliğinin kaynağı olduğunu yazdı. Firestone, yapay bir rahmin "kadınları üreme biyolojilerinin zorbalığından" kurtaracağını öne sürmüştür.[9]

Akım ile ilgili bazı kitaplar

Kaynakça

  1. "Postgenderism: Beyond the Gender Binary" (PDF). George Dvoksky, James Hughes. 9 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
  2. Margree, Victoria. "Shulamith Firestone: why the radical feminist who wanted to abolish pregnancy remains relevant". The Conversation (İngilizce). 12 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
  3. Hamer, Emily,. Britannia's glory : a history of twentieth century lesbians. Londra. s. 69. ISBN 978-1-4742-9280-1. OCLC 957525029.
  4. "The Politics of Urania". Glasgow Women's Library (İngilizce). 28 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
  5. Carrico, Dale (13 Nisan 2008). "amor mundi: "Post-Gender" or Gender Poets?". amor mundi. 16 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
  6. Afrofuturism 2.0 : the rise of astro-blackness. Anderson, Reynaldo, 1964-, Jones, Charles E. (Charles Earl), 1953-. Lanham, Maryland. ISBN 978-1-4985-1050-9. OCLC 932003493.
  7. "'Parents can look at their foetus in real time': are artificial wombs the future?". the Guardian (İngilizce). 27 Haziran 2020. 27 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
  8. Designing and conducting gender, sex, and health research. Oliffe, John Lindsay., Greaves, Lorraine. Thousand Oaks: Sage Publications, Inc. 2012. ISBN 978-1-4522-2401-5. OCLC 804845807.
  9. "What Do Artificial Wombs Mean for Women?". Rewire News Group (İngilizce). 24 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
  10. "Beyond Gender? Imagining Gender in Ursula K. Le Guin's The Left Hand of Darkness" (PDF). Central European University. 11 Şubat 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
  11. "Adalet - Ann Leckie | kitapyurdu.com". www.kitapyurdu.com. 22 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2020.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.