Yün
Yün bazı memelilerden (özellikle koyun, keçi, deve, lama, ada tavşanı) elde edilen hayvansal kıl kökenli doğal bir elyaf türü. Sıcak tuttuğu için battaniye ve kışlık giysilerin üretiminde kullanılır. Yün elyafı koyundan genellikle canlı hayvanlardan kırkılmak suretiyle olmak üzere değişik yöntemlerle elde edilir. Bu tür yüne kırkım yünü denir. Bu yünün ticari değeri diğer yöntemlerle elde edilenlerinkinden yüksektir. Kasaplık hayvanların kesildikten sonra derilerinin işlenmesi ile elde edilen yüne ise tabak yünü veya kasapbaşı yünü denir. Herhangi bir nedenle ölmüş hayvanın postundan elde edilen yün ise post yapağısı adını alır. Tabak yünü veya post yapağısı (yapak) deriden yolunarak alınmışsa kıl köklerini de içerdiğinden kırkım yününe göre daha düşük kalitelidir.
Canlı hayvandan kırkım işi genellikle el makası veya bu iş için geliştirilmiş motorlu aletlerle yapılır. Yün elyafı genellikle dağıtılmadan bir bütün olarak kırkılır ve toplanır. Buna yörelere göre (tulup, gömlek, dulup veya tulum gibi) adlar verilir.
Yün tipleri
Hayvandan alınan tulupun omuz bölgelerinde en ince, but bölgesinde ise en kaba lifler vardır. Çeşitli koyun ırklarından farklı tipte yün elde edilir. Bu yün tipleri genel olarak 5 sınıfa ayrılır:
Fiziksel yapısı
Yün elyafı kıl kesesinin dibine gömülmüş köklerinden büyüyen,
- Epiderm tabakası
- Korteks (kortex, kabuk)
- Medüla (kıl özü) adlı bölümlerden oluşmuş kıllardır.
Epiderm
Epiderm veya kütikül tabaka elyafın en dış yüzeyidir. Balık pulları ve damdaki kiremitlere benzer görünüştedir. Bu tırtıklı görünüm mikroskop altında kolayca incelenebilir ve yün elyafın tanınmasında karakteristiktir. Bu pulların serbest uçları dışa doğru çıkıntılar yapar. Bu pullu epiderm elyafın esas kısmının korunmasına yardım eder ve ona bir miktar sertlik verir.
Yün elyafın üzerindeki bu pulların şekli ve dizilişleri, elyafın temel özelliklerine etki eder. İnce yünde tek bir pul elyafın bütün etrafını sarar. Kalın yünde ise yani elyafın çapı arttıkça pulların sayısı da artar. Pulların bu durumu ile parlaklığı arasında da bir bağıntı vardır. Parlaklık bir düz yüzeyden ışığın yansımasıdır. Yün elyaftaki pullar elyafı tamamen kapatacak şekilde ve daha az çıkıntılı ise daha parlak olur. Uzun ve kaba yünlerde (Lincoln ve Leicester tipi) böyledir.
Korteks
Korteks, yün elyafın ana parçasıdır. Uzun kat kat iplik şeklinde hücrelerden ibarettir. Yünün esnekliği ve dayanıklılığı ile boyanma özelliğini elyaftaki bu korteks bölgesi tayin eder. İnce yünlerde korteks üniform olarak gelişmemiştir. Öyle ki elyafın bir yüzeyinde korteks hücrelerindeki bu az gelişme yüzünden bir bükülme olur. Hücrelerdeki bu düzensiz yapıdan dolayı yün; eğirme kalitesinde önemli bir etmen olan kıvrımlı yapıya sahip olur. 1 cm'deki kıvrım sayısı yünün yarıçapı ile orantılı olarak değişir. İnce yünlerde cm'de 10, orta kalınlıktaki yünlerde 4-8, kaba yünlerde ise 1-2 kıvrım bulunur.
Medüla
Medüla, elyaf boyunca uzanan ve farklı şekillerdeki medüla hücreleri ile gevşek olarak doldurulmuş bulunan dar bir kanaldır. İnce elyafta bu bir tek kanal halinde, kaba yünlerde ise birbirine paralel şekilde birkaç kanal halindedir. Gevşek şekilde bulunan hücrelerin arasında likidin geçebileceği kanallar vardır. Yün boyandığı zaman, pullar su geçirmediğinden boya çözeltisi ancak pulların elyafla birleştiği yerlerden nüfuz eder ve medüla içerisine girer. Bu da boyanmış yünün uzunlamasına görünümünün enine kesitinden farklı olmasına sebep olur.
Kimyasal yapısı
Deri içerisinde teşekkül eden kıl kökünün yanında yağ ve ter bezleri bulunur. Ter bezleri deri yüzeyine salgı yapar. Yağ bezleri ise kıl köküne yağ salgılar. Bu yüzden yün ve kıl değişik miktarlarda ter tuzları ve yağ içerir. Bunun yanında hayvanın yaşadığı ortamdan ileri gelen ot, toprak, dışkı artıkları vb. kirler de vardır. Bu bakımdan işlenmemiş yün elyafın (yapağının) yapısındaki maddeler % olarak şöyle sıralanabilir:
- %33 keratin (yün proteini)
- %28 ter tuzları
- %26 kir
- %12 yün yağı
- %1 inorganik maddeler
Bu kirler yüzünden yıkandığı zaman yapak ağırlığında bir azalma görülür. Kaba elyaf ağırlığının üçte birini, ince elyaf ise yarısından fazlasını kaybeder. Yapağının yıkanmasından sonra ağırlığının azalmasına teknikte çekim adı verilir. Genellikle kaba elyaf yerine düşük çekimli yün, ince elyaf yerine ise yüksek çekimli yün denilir.
Keratin
Keratin, yün proteinidir. Proteinler amino asidlerin peptid bağları ile birleşmesi sonucu oluşmuş polimer bileşiklerdir. Keratinin yapısına giren amino asidler; alanin, arginin, serin, sistin, glutamik asid ve leucindir. Kaba formülünün kimyasal bileşimi ise;
- %50 karbon,
- %22-25 oksijen,
- %16-17 azot,
- %3-4 kükürt,
- %7 hidrojendir.
Bir protein olan keratinin yapısında üç tür bağ vardır. Bunlardan biri peptid bağlarıdır. Diğerleri ise tuz ve sistin bağlarıdır.
Özet olarak yün proteini olan keratin elyaf boyunca hemen hemen paralel bir şekilde uzanan ve aminoasidlerin kondenzasyonu ile oluşmuş polipeptid zincirleri ile bu ana zincir arasında uzanan yan zincirler ve yine bu yan zincirlerdeki amino ve karboksil gruplarının nötralleşmesi ile meydana gelmiş tuz bağları ve ayrıca sistin bağlarından ibarettir. Yün keratini, kovalent ve iyonik bağların bir arada bulunduğu karmaşık bir polipeptid şebekesi olarak da düşünülebilir. Yapısındaki bu üç farklı bağ ve dolayısıyla yapı şekli, yünün fiziksel ve kimyasal özelliklerine etki eder.
Ter tuzları
Ham yünden sulu ekstraksiyon sonucu ayrılabilen maddelere ter tuzları denir. Oleik ve stearik asid gibi yağ asidlerinin potasyum tuzları ve K2CO3'tan ibarettir. Bunların yanında 6 karbonluya kadar küçük moleküllü asetik, laktik, valerik, kaprilik asidler de hem serbest halde hem de K tuzları halinde bulunur. Bunların yanında leucin, glycin, tirosin de görülmüştür. Bu yüzden ter tuzlarının bileşimi karmaşıktır.
Kir
Doğal haldeki yün elyafı önemli ölçüde dıştan gelen kirleri içerir. Bu kirler yün yağının yapışkan olması nedeniyle yün üzerinde tutulur ve bunlar ancak yıkama ve karbonize etme işlemleri ile giderilebilir.
Yün yağı
Doğal yağların çoğu, yağ asidlerinin bir trialkol olan gliserinle yapmış olduğu esterlerdir. Yün yağının bileşimi ise biraz daha farklı olup yağ asidlerinin monohidroksilli bir alkol olan kolesterol ve isokolesterol esterleridir. Gerçek yağlar, gliserin esterleri olduğundan kolesterol gibi büyük moleküllü bir alkolün yağ asidleri ile yaptığı bu esterler, yani yün yağı, bir vaks gibi kabul edilebilir.
Yün yağı sarımsı beyaz renkte, vaksa benzeyen ve organik çözücülerde çözünen bir maddedir. Zor sabunlaşması yüzünden pamuk vaksına ve diğer vaksalara benzer. Alkollü KOH ile uzun zaman ısıtılmakla bile güç sabunlaşır. Yün yağı, yapağının yıkanması sırasında yıkama banyosuna emülsiyon oluşturarak geçer. Yıkama banyosundan yeniden kazanılan yağın pazarlama değeri yüksektir. Yıkama banyosundan ilk ayrıldığında kirli sarı renkte ve hayvan kokusunda olan yağ, temizlendikten sonra kokusuz, açık sarı renkte E.N. 38-44 oC olan bir madde haline geçer. Bu şekilde temizlenmiş olan yün yağı yaklaşık %20 su ile karışık halde lanolin adı altında kozmetiklerin yapımında kullanılır.
Fiziksel özellikleri
Yün elyafı sahip olduğu özellikler ve bunun yanında üretiminin tüketiminden az olması nedeniyle ticari açıdan pahalı bir elyaf türüdür. İnceliği, yumuşaklığı, eğrilme yeteneği ve esnekliği sebebiyle çok aranan bir tekstil hammaddesidir. En sıcak tutan elyaftır.
Yaylanma yeteneği
Bir tutam elyafın sıkıştırıldıktan sonra basıncın düşürülmesi ile eski şeklini almasına yaylanma yeteneği denir. Halı, döşemelik ve yatak yapılacak yün elyafta bu özellik aranır. Yumuşak yünlerde bu yetenek azdır. Sert ve karışık lifler bu amaç için en uygunudur.
Esneklik
Yünün esnekliği ve uzama yeteneği onun en önemli özelliğidir. Devamlı kullanılma sonucu buruşan yünlü kumaşlardan yapılmış giysiler bu özelliğinden dolayı bir müddet askıda durmakla yeniden düzelir. Pamuk, ipek ve viskoz rayonu ile karşılaştırıldığında bu özellik en fazla yünde görülür.
Keçeleşme özelliği
Yün ve diğer kıl kökenli hayvansal elyafın gösterdiği bu özellik bitkisel ve kimyasal liflerde görülmez. Yün elyafın üstündeki pullar; sıcaklık, basınç ve alkali veya asid çözeltilerinin etkisi ile mekaniksel hareketler sonucu dışa doğru kıvrılır. Sıcaklık ve nem yün liflerini şişirir. Korteks tabakasında epiderm tabakasına nazaran bir çekme görülür. Bütün bunlar elyaf yüzeyini kapayan pulların açılmasına ve geriye doğru kıvrılmasına sebep olur. Örtü hücreleri birbirlerine kenetlenir ve lifler birbiri üzerine dolanır, düğümlenir. Bu olaya yünün keçeleşmesi denir. Keçeleşme özelliği daha çok ince yünlerde kendini gösterir. Battaniye, serj kumaşları, fötr şapkalar yünlü kumaşların keçeleştirilmesi ile yapılır.
Nem çekme özelliği
Yün en fazla nem çeken elyaftır. Kendi ağırlığının yarısı kadar nem çekebilir. Bu nedenle ticari bakımdan yünün ihtiva edeceği nem miktarı belirlenmiştir. Bu oran %16-18 arasındadır. Yün üzerine bağlanan su iki türlüdür:
Higroskopik su
Yün üzerinde fiziksel olarak tutulmuştur. Elyaf 100 oC civarında ısıtılacak olursa bu su tamamen buharlaşır. Nemli havada durmakla yeniden bağlanan su higroskopik sudur.
Hidrasyon suyu
Bu şekildeki su, kimyasal olarak bağlanmıştır. Yün aşırı ısıtıldığı takdirde bu suyu da kaybeder, fakat bu sırada yün zayıflar, nemli havaya bırakıldığında yeniden su absorplamaz ve eski özelliklerini kazanmaz. Bu yüzden yün kurutulurken çok yüksek sıcaklıklara ısıtılmamaya dikkat edilmelidir. Yün elyafı ıslatıldığında dayanıklılığının bir kısmını kaybeder, ancak gerilme kabiliyetinde artma olur.
Biçimlenme yeteneği
Yün elyafı, sıcaklık ve nem yanında basınç altında tutulursa istenilen şekli alır. Sıcakta ve buharla yapılan bu şekil verme işlemine fikse etme (fiksaj, dekatür) denir. Yünde fikse etme işlemi bir kimyasal reaksiyon sonucudur. Sıcakta su buharı ile yün proteinindeki tuz bağları hidroliz sonucu kopar. Kopan bu tuz bağları dolayısıyla yünün dayanıklılığı azalır, kolayca istenilen şekil verilebilir. Kumaş soğutulduğunda tuz bağları yeniden fakat başka bir şekilde teşekkül eder. Böylece yeni biçim korunmuş olur. Yün eğer 150 oC'de, basınç altında kaynatılacak olursa, bu hidroliz daha ileriye gider. Protein kendisini oluşturan amino asidlere parçalanır.
İncelik
Yün elyafta incelik 's derecesi şeklinde ifade edilir. Aşağıdaki tabloda en düşük 32's en yüksek 80's olan bir sıra yapılmış ve bunların mikron (10−4 cm) olarak kalınlıkları verilmiştir. 's büyüdükçe elyaf incelir.
mikron | mikron | ||
---|---|---|---|
80's | 18,8 | 50's | 30,5 |
70's | 19,7 | 48's | 32,6 |
64's | 20,7 | 46's | 34 |
60's | 23,3 | 44's | 36,2 |
58's | 24,9 | 40's | 38,7 |
56's | 26,4 | 36's | 39,7 |
Aşağıda çeşitli yün tiplerinin inceliklerine göre sıralanması ve sahip oldukları özellikler verilmiştir:
Merinos yünü
Merinos koyunundan elde edilen yün tipidir. 58's kalitesinden 90's kalitesine kadar kalın, orta ve ince kaliteleri vardır. Kıvrımları fazla, keçeleşme özelliği yüksektir. Bu tür yün üretiminde Avustralya, dünya üretiminin %60'ı ile birincidir. Yumuşak tutumlu (tuşeli) elbiselik kumaşlar yapılır.
Orta yün
Orta yün tipleri uzun yünlerle ince yünler arasındadır. Kıvrım azdır. Genellikle 46's ile 60's kalitesi arasındadır. Yerli İngiliz koyun ırklarından elde edilir. Elbise kumaşları ve battaniye yapımında kullanılır.
Uzun yün
Uzun tip yünlerin uzunluğu 18–23 cm arasında ve 44's-50's kalitesindedir. Kaba olanları parlaktır. Palto ve pardesülük kumaşlar, battaniye ve keçe yapımında kullanılır.
Crossbred (melez) yün
Crossbred (melez) yünler orta inceliktedir. 48-60's kalitesindedir. Merinoslarla yerli koyunların melezleşmesinden elde edilen koyun türünden üretilir. Genellikle kamgarn kumaş yapımında kullanılır.[1]
Halı yünü
Halı yünleri çeşitli ırklara mensup koyunlardan üretilir. Bu tip koyunların yapağılarında ince, vasat ve uzun lifler yanında köpek (kemp) kıllarına rastlanır. Kemp kılları kalın uçları sivri kısa ve kaba kıllardır. Renkleri parlaktır. Kılın enine kesitinin dörtte üçü medüla bölgesidir. Boyar madde içine nüfuz etmediği için yün elyaf arasında istenmez. Ucuz yünlü kumaşlar, örtü, döşemelik ve battaniyeler ile keçe yapımında kullanılır. Türkiye'de yerli koyun ırklarından halı tipi yün elde edilir. En iyi kalite yün kıvırcık ve dağlıç türlerinden üretilir.
Kimyasal özellikleri
Yün elyafı oluşturan protein zincirlerindeki yan dallarda -COOH ve -NH2 grupları bulunabilir. Bu gruplar moleküle asidik veya bazik özellikler kazandırır. Yün proteini bu bakımdan amfoter bir maddedir. Bu özelliği bilhassa boyanma kolaylığı sağlar. Asidik ve bazik boyar maddelerle tuz teşkil ederek (iyonik bağlar yaparak) boyanır.
Işık etkisi yün elyafı kırılgan ve gevşek hale getirir, boya affinitesini azaltır. Yün, sıcaklıktan da etkilenir. 100-105 oC'de uzun süre tutulduğunda hidrasyon suyunu (kimyasal bağlı su) kaybetmekten dolayı sert, gevşek ve dayanıksız bir hal alır. Daha yüksek sıcaklıklara ısıtıldığında ise bozunmaya başlar ve amonyak, hidrojen sülfür gibi gaz ürünler oluşur. Yanan yünde ise boynuz kokusu karakteristiktir.
Asidlerin yüne etkisi
Seyreltik anorganik asid çözeltileri ile muamele edilen yün bir miktar asid absorplar. Bunun sebebi protein zinciri üzerindeki bazik gruplarla birleşmesidir. Genellikle 100 g yün 80 mL N HCl ile birleşir. Bağlanan bu asid, yünü su ile çalkalamakla bile giderilemez. Derişik asidler ise yün üzerinde bozundurucu etki yapar. Bunlardan nitrat asidi, ksantoprotein oluşumundan dolayı koyu sarı bir renk verir.
Alkalilerin yüne etkisi
Sodyum ve potasyum karbonat, tersiyer sodyum fosfat, amonyak ve sabun gibi zayıf alkalilerin seyreltik çözeltileri yün elyafa etki etmez. Tıpkı asidlerde olduğu gibi protein zincirindeki asidik gruplar tarafından bir miktar alkali de absorbe edilir. Seyreltik sodyum ve potasyum hidroksid çözeltileri ise yünü etkiler. %5'lik sodyum veya potasyum hidroksidle kaynatıldığında tamamiyle çözünür.
Kaynakça
- "Wool and Fiber Industry Profile". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2006.
Wikimedia Commons'ta Wool ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |