Ye'cüc ve Me'cüc
Yecüc ve Mecüc (Arapça: يَأْجُوج وَ مَأْجُوج ; İbranice: גּוֹג וּמָגוֹג Ye'cûc ve Me'cûc) dini varlıklar (topluluk, insanlar ya da cüceler). Bu varlıklar, çeşitli dinlerde, mitolojilerde ve kültürlerde cüceler veya dev, şeytan, kavimler veya ülkeler olarak anılır.
Efsanenin kaynağı olarak görülen en eski İbrani incili (Eski ahit) te Gog bir kişi ve Magog O’nun toprağı[1] olarak görülür. (Hezekiel 38:2-3) Genesis 10’da ise Magog bir insandır, Gog’dan bahsedilmez. Bundan yüzyıllar sonra Yahudi rivayetlerinde Ezekiel’in “Magog’dan Gog” deyimi "Gog ve Magog"’[2] Yeni Ahit vahiy kitabında ise "Gog ve Magog kavmi"ne[3] dönüşmüştür. Roma döneminde İskenderin “İskender kapısı”nı inşa etmesiyle onlar adına bir efsane üretilir ki buna göre kapı bu kavmi engellemek üzerine inşa edilmiş olmaktaydı.
Romalı Yahudi tarihçi Josephus O'nları Genesis'te bahsedilen Magog'un soyundan gelenler olarak tanımladı ve Onların İskitler olduğunu söyledi. Erken hıristiyan yazarların elleriyle Onlar Kıyamet alameti olan sürülere dönüştürüldüler. Ortaçağ boyunca Vikingler, Hunlar, Hazaralar, Moğollar, Ural-Altay türkleri ve diğer göçebeler ve hatta İsrail'in kayıp kabileleri Yecüc ve Mecüc olarak tanımlandı.
Yahudi-Hıristiyan kaynakları /Gog ve Magog
- Eski Ahit
- Hezekiel 38:1-10 RAB bana şöyle seslendi: “İnsanoğlu, yüzünü Magog ülkesinden Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi Gog'a çevir, ona karşı peygamberlik et. De ki, ‘Egemen RAB şöyle diyor: Ey Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi Gog, sana karşıyım. Seni geldiğin yoldan geri çevirecek, çenelerine çengel takacağım. Seni ve bütün ordunu, atları, tam donanmış atlıları, küçük büyük kalkanlı, hepsi kılıç kullanan büyük kalabalığı dışarıya sürükleyeceğim. Onlarla birlikte hepsi kalkanlı, miğferli Persleri, Kûşluları, Pûtluları, Gomer'in bütün ordusunu, uzak kuzeydeki Beyttogarma'nın bütün ordusunu ve yanındaki "birçok ulusu" da sürükleyeceğim.[4]
Hazır ol! Yanındaki bütün toplulukla, evet çevrene toplanmış olanların hepsiyle birlikte hazırlık yap. Onlara sen önderlik edeceksin. Uzun zaman sonra seni yoklayacağım. Yılların sonunda, milletler arasından toplanıp çoktandır viran durumdaki İsrail dağlarına getirilmiş, kılıçtan kurtarılmış insanların diyarına gireceksin. O sırada milletler arasından çıkarılıp bu diyara getirilmiş halkın tümü güvenlik içinde yaşıyor olacak. Ve sen mutlaka çıkıp geleceksin. Bir fırtına gibi üzerlerine yürüyeceksin. Sen, tüm orduların ve yanındaki halklarla, diyarı kara bulutlar gibi kaplayacaksın.’[5]
Magog, Ulusların Çizelgesinde Tekvin'de 10:02 bir halka veya ulusa adını veren atası olarak görünür:
Yafes oğulları: Gomer, Magog, Maday, Javan, Tubal, Meşeç ve Tiras.[6]
Gog MÖ 5. yüzyılda Eski Ahit'in iki tarih kitabı 5: 3. 4.'de Reuben (İbranice: רְאוּבֵן, re'uwên; kökleşik: Rəʾuven; Tiberianca: Rəʾûḇēnde patrik Jacob'un en büyük oğlu) bir torunu olarak listelenmiştir.
- Yeni Ahit vahiy kitabı
- Vahiy 20:7 Bin yıl tamamlanınca Şeytan atıldığı zindandan serbest bırakılacak. 8 "Yeryüzünün dört bucağındaki ulusları" –Gog'la Magog'u saptırmak, savaş için bir araya toplamak üzere zindandan çıkacak. Toplananların sayısı deniz kumu kadar çoktur. 9 "Yeryüzünün dört bir yanından gelerek" kutsalların ordugahını ve sevilen kenti kuşattılar. Ama gökten ateş yağdı, onları yakıp yok etti.
İslam dininde
Yecüc ve Mecüc kavimlerinin isimleri Kur'an'ın Kehf Suresi ve Enbiya Suresi'nde geçmektedir.
Kur'an'da yecüc ve mecüc
Kehf Suresi 93.-99. ayetlerde seddin yapımı şöyle anlatılır:
93 - Nihayet iki dağ arasına ulaştığında, onların önünde, hemen hemen hiç söz anlamayan bir millet buldu.
94 - "Ey Zülkarneyn!" dediler, "Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi vermeyi teklif ediyoruz, ne dersin?"
95 - O da şöyle cevap verdi: "Rabbimin bana verdiği imkânlar, sizin vereceğinizden daha hayırlıdır. Siz bana beden gücüyle yardımcı olun da sizinle onlar arasında sağlam bir sed yapayım."
96 - "Demir kütleleri getirin bana!" Zülkarneyn iki dağın arasını demir kütleleriyle doldurtup dağlarla aynı seviyeye getirince: "Körükleyin!" dedi. Tam onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim." dedi.
97 - Artık o Ye’cüc ve Me’cüc’ün, ne seddi aşmaya, ne de onda delik açmaya güçleri yetmedi.
98 - Zülkarneyn: "Bu, Rabbimden bir rahmettir, bir lütuftur, dedi. Rabbimin tayin ettiği vakit gelince, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi mutlaka gerçekleşir."
99 - O gün, yani kıyamet günü onlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak çalkalanırlar. Sûr’a da üfürülür, insanların hepsini bir araya toplarız.
Enbiya Suresi 96.-97. ayetlerde seddin yıkılması şöyle anlatılır:
96- Nihayet Ye’cuc ve Me’cuc’ün sedleri açılıp her tepeden dünyaya akın etmeye başlarlar.
97- Ve doğru vaat vaktinin yaklaştığı sıra, işte o zaman, kâfirlerin gözleri birden donakalır, "Eyvah, bizlere! Biz bundan tam bir gaflet içinde idik, daha doğrusu kendimize zulmettik!" diyecekler.
Hadîslerde yecüc ve mecüc
İslam Peygamberinin bazı hadislerinde Yecüc ve Mecüc, kıyamet alametlerinden birisi olarak geçer. Bu kavmin çıkışı Mehdi'nin çıkışından ve İsa Mesih'in sahte mesih Deccal'i öldürmesinden sonra gerçekleşecektir. Yecüc ve Mecüc, Allah'ın kendilerine musallat edeceği bir tür ile helak edileceklerdir.
Yecüc Mecüc öylesine kalabalık bir topluluktur ki ırmakların ve göllerin suyunu içerek tüketebilirler. Hepsi birden tek bir insanın ölümü gibi ölecekler, öldüklerinde leşlerinin kaplamadığı bir karış yer bulunamayacak. Bunlara ne dağ dayanır ve ne de demir. Onların ikinci sınıfı da kulaklarının birini serer, ötekini de kendisine yorgan yapıp öyle yatar. Fil, yabani hayvan, deve ve domuz ne görürlerse yerler. Onlardan birisi öldüğünde de onu yerler, Onların bir ucu Şam'da, bir ucu Horasan'da olacaktır. Doğu nehirlerinin tümünü ve Taberiye Gölü'nü de içeceklerdir.[7]
Diğer kaynaklar
Yecüc ve Mecüc "Âdemoğulları"dır, yani insandırlar, belirli bir halkın kovulmuş oldukları yıkık bir şehre o halk geri döndükleri zaman Yecüc ve Mecüc salıverileceklerdir. Bazı bilginler bu şehrin Kudüs olduğunu öne sürdüler.[8].
İbn Hordadbeh, dokuzuncu Abbasi halifesi el-Vâsık zamanında (842-847) halifenin elçisi ve çevirmen Sallam'ın Orta Asya üzerinden Yecüc ve Mecüc seddine kadar yolculuğuna bir eserinde değinmiştir.[9]. El-Vâsık rüyasında seddin yıkıldığını görür ve Sallam'a gidip Yecüc ve Mecüc kavimlerinin durumunu araştırmasını ister, Sallam gidip Sedd'i yerinde görür ve istilacı kavmin seddin diğer tarafında olduğunu halifeye bildirir.[10] Her iki kaynakta kastedilen Yecüc Mecüc Seddi, Çin Seddi'dir.
Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072 - 1074 yılları arasında yazılan Divânu Lügati't-Türk'te bulunan bir haritanın en doğusunda yarım daire görünümlü kalın bir kırmızı şeritle ayrılmış "Ye'cûc ve Me'cûc ülkesi" (Ar. Arz-ı Ye'cüc ve Me'cüc) ve hemen yanına "Sedd-i Zü'l-Karneyn" yazılmıştır.
14. yüzyılda Müslüman gezgin İbn Battuta, Çin'e gitti ve Zeytun (Çince: 泉州, Quánzhōu) kentinde Müslüman tüccarlardan oluşan büyük bir topluluk ile karşılaştı. Seyahatnâmesinde, Zeytun ile Yecüc ve Mecüc Seddi arasında altmış günlük yolculuk olduğunu belirtir.[11]. İbn Battuta seyahat günlüğü notlarında, Zü'l-Karneyn Seddi (veya Yecüc ve Mecüc Seddi) ile Çin Seddi'ni kastetmektedir [12].
Ali Şîr Nevaî, Hamse eserindeki Sedd-i İskenderî bölümünde Zülkarneyn'i, İskender'e atfeder.
20. yüzyıl bilginlerinden Emil Abegg ve Jean Przyluski Gog ve Magog efsanesinin Koka and Vikoka isimli Hindu figürleri ile benzerliklerine işaret etmişlerdir.[13][14] ve Fransız metefizikçi René Guénon daha ileri giderek hikâyede bahsedilen büyük duvarı Hindu anlayışındaki Dünyayı (loka) dışarıdaki karanlıktan (aloka) ayıran "dairesel duvar" (Lokâloka) ile ilişkilendirmiştir.[15]
Ayrıca bakınız
Dış kaynak
- Türkler; Tufan, Kıyamet, Yecüc Mecüc, Zülkarneyn konuları 11 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Kaynakça
- Lust 1999b, ss. 373–374.
- Hezekiel 38:3
- https://www.jw.org/tr/kutuphane/kutsal-kitap/bi12/kitaplar/hezekiel/38/
- Tekvin 10:2 (İngilizce)
- "Arşivlenmiş kopya". 14 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2012.
- Jerusalem in the Quran 27 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
- C. Edmund Bosworth "İbn Hordadbeh" Encyclopedia Iranica, Erişildiği tarih: 21 Eylül 2010.(İngilizce)
- Karadeniz Araştırmaları, Yaz 2008, Sayı 18
- H. A. R. Gibb ve C. F. Beckingham, çeviri The Travels of Ibn Baṭṭūṭa, A.D. 1325–1354 (Cilt. IV). London: Hakluyt Society, 1994, ISBN 0-904180-37-9, s. 896.
- Gibb, s. 896, dipnot #30
- Przyluski 1929, s. 1-12.
- Review of Jean Przyluski: La croyance au Messie dans l'Inde et l'Iran in "Bulletin de l'École française d'Extrême-Orient", Vol. 34 (2), 1934, p. 501
- Guénon 1945, s. 172-176.