Adana Katliamı
Adana katliamı (Kilikya katliamı) veya eski Türkçe ile Adana İğtişaşı (Ermenice: Ադանայի կոտորած), olarak da adlandırılan, 1909 Nisanında Osmanlı İmparatorluğu'nda İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iktidar olduğu dönemde Adana vilayeti'nde meydana gelen etnik çatışmalar sonucu Adana bölgesindeki Müslüman nüfus tarafından, Ermeni mahalle ve köylerinde uygulanan Ermeni karşıtı pogrom.[1] Olaylarda 15.000 ile 30.000 arasında Ermeni'nin öldürüldüğü rapor edilmektedir.[2][3][4]
Adana katliamı | |
---|---|
Bölge | Adana |
Tarih | 1909 |
Saldırı türü | Katliam |
Ölü | 15.000-30.000 |
İşleyenler | Osmanlı/İttihat ve Terakki |
Adlandırma
Yaşanan olayların farklı taraflarca farklı isimlerle anılır[5];
- Adana İğtişaşı (Adana Karışıklığı): Osmanlı yöneticilerine göre
- Adana Vak’ası (Adana Olayları): Yerel hükûmet temsilcilerinin adlandırmasına göre
- Adana Faciası: Ermeni kaynaklarına göre
- Adana Katliamı: Misyoner kaynaklarına göre
Bu tanımlamaların yanında olaylar bazı kaynaklarda "Adana İsyanı" veya "Adana Ayaklanması" şeklinde de geçer.
Arka plan
Nüfus: Çukurova ya da antik ve Ortaçağ ismiyle Kilikya, Ermenistan devletinden önceki son uzun süreli Ermeni devleti olan Kilikya Ermeni Krallığı'nın kurulduğu coğrafi bir bölgedir. Önce Memlüklerin ve daha sonra da Osmanlı yönetimine altına giren bölge bu dönemlerde önemli bir Ermeni nüfusuna ev sahipliği yapmıştır. Bu bölge 1894-96 çatışmalarında zarar görmemiştir.[5] Ermeni milisleri ve Hamidiye Alayları arasında özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da gerçekleşen çatışmalardan korunan Ermeni nüfus, Adana ve çevresinde bu olaylarında sonrasına tarihlenen resmi Osmanlı 1914 Nüfus sayımında hala belirgin şekilde 52650 kişi (Müslüman nüfus: 341.903) ile bölgede varlığını korumaktadır. Bu Ermenilerin bölgenin önemli bir azınlığı olduğu göstermektedir.
31 Mart Vakası: Meşrutiyet yönetimde iktidarda olan İttihat ve Terakki partisi ile şeriat yanlısı diğer gruplar arasında 12-13 Nisan gecesi çıkan isyan, 13 Nisan'da(Hicri Takvime göre 31 Mart) Hareket ordusu tarafından bastırılmıştır. Olaylar bu dönemde ülkedeki siyasi çalkantıyı ortaya koymaktadır. Adana Olayları ise hemen 1 gün sonra 14 Nisan 1909'da patlak vermiştir. Bölgedeki İngiliz Elçisi olaylardan önce kentte taraflar arasında yaşanan etnik gerilimi politik nedenlere bağlıyor ve şu şekilde rapor ediyor[6];
- "Meşrutiyetin ilanından sonra (24 Temmuz 1908), neredeyse Adana'da hiç kimse gerçekten tatmin oluşmuştu. Türkler artık daha uzun süre efendi olamayacakları düşüncesinden nefret ediyorlardı. Ermeniler özerlik için acele etmek istiyorlardı. Yunanlar meşrutiyete güvenmiyorlardı çünkü kendilerinin onun oluşumuna katkısı olmamıştı ve çünkü meşrutiyette, eski rüşvet sisteminde sahip olmaktan memnun oldukları bazı imkânları kaybedecek gibi görünüyorlardı..."
Ermenilerin Silahlanması: Meşrutiyet öncesinde gayrimüslimlerin silah taşıması yasaktı. Bu yasak kalkınca Çukurova Ermenileri özellikle kilise destekli şekilde silahlanmaya başlamışlardır. Mısır'a kaçan Ermeni piskopos Muşeg'in silahlanma ve öldürme temalı sözleri önlemlidir;
- "İntikam; cinayete karşı cinayet; silah satın alınız. 1895'teki her Ermeni'ye karşı bir Türk"
- "bir ceketi olan onu satıp silah almalıdır"[7]
Türklere yönelik provokasyonlar: Adana'nın yerel gazetelerinden İtidal, olaylarda Türkleri kışkırtan yazılara yer vermiştir. Gazetenin sahibi İhsan Fikri Bey kurulan mahkemede yargılanmıştır.
Olaylar ve kayıplar
Mahkeme ve yargılanma
Şahitlerden birisi Hagop Terziyan idi. Yaşananları incelemek için, İstanbul'dan iki heyet gönderildi. Biri Adana'da diğeri Osmaniye'de olmak üzere iki savaş mahkemesi (Divan-ı Harb-i Örfi) kuruldu. Heyetlerden biri Mersin Mutasarrıfı Esad Bey başkanlığında Şura-yı Devlet üyesi Faik Bey ile Cinayet Mahkemesi üyesi Artin Mosmorciyan Efendi’den; diğeri ise Meclis-i Mebûsan üyeleri Yusuf Kemal (Tengirşenk) başkanlığında Tekirdağ Mebusu Hagop (Agop) Babikyan, Arif Bey ve Musdikyan Efendi’den oluşuyordu.[5]
Özet olarak görüşler
Ermeni tezi: Olayları daha önce Çukurova ve ülkenin doğusunda yaşanan etnik çatışmalar ile 1915'teki 24 Nisan Tutuklamaları ve 27 Mayıs'ta çıkarılan Tehcir Kanunu'da bir bütün olarak görür. Yaşananları İttihat ve Terakki yönetimince planlanan bir Ermeni halkına karşı yapılan bir soykırım (Ermeni Soykırımı) olarak değerlendirir.
Türk tezi: Yaşanan yıkım ve kayıpları Ermeni ulusal hareketince organize edilen Ermeni isyanlarının bir parçası olarak görür. Çatışmanın karşı taraf tarafından başlatıldığını, amacının ayrı bir devlet kurmak olduğunu savunur. Etnik çatışmada Ermeni kayıp rakamlarını abartılı bulsa da, çatışmalarda Ermenilerin öldüğünü kabul eder. Bunun yanında olaylardaki Osmanlı karşıtı yabancı ülkelerden verilen desteğe ve kayıplar içindeki yerel alan Müslüman nüfusa vurgu yapar.
Kültür
Kibaroğullarının Ağıtı (Müftü'ye ağıt, Müftü'nün Ağıtı)[8] isimli Adana yöresine ait ağıt, 1909 Adana Olayları sonrası gerçekleşen idamlardan Bahçe Müftüsü için oluşturulmuştur. Ağıtın dönemi konusunda kaynaklar başka zamanlar ya da farklı idam yerlerine işaret etseler de, Prof.Dr Ali Osman ÖZTÜRK yaptığı araştırma sonucu Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Kumandanı Cemal Paşa'nın anılarından şu bölüme ulaşır;
- “İdam olunan Müslümanlar arasında Adana’nın en eski ve en zengin ailelerine mensup gençler bulunduğu gibi, Bahçe kazası müftüsü de vardı. Bu müftünün o havali Türkleri nezdinde pek büyük bir nüfuzu vardı”.
Müftünün idamı konusuna Ahmet KOCAMAN şu şekilde ışık tutuyor;
- "Sultan Reşad tahta çıktığı sıralarda, Çukurova’da Ermeniler devlete karşı ayaklanırlar. Bahçe Müftüsü: “Ermeniler’in kanı da, malı da helaldir” şeklinde fetva verdiği için, hükûmet tarafından Dörtyol’da astırılır. Anası, bunlar için ağıt yakar" (aslında Sultan II. Abdülhamit dönemi)
Ağıt, olaylara karışan provokatif bir müftünün idamının yani devlet tarafından cezalandırıldığının kültürel belgesidir.
Haçin Ağıtı, şimdiki adı Saimbeyli olan ilçenin Ermenice kökenli adı Haçin'dir. Çoğunluğunun Ermeni olduğu ilçede, Türk azınlık yaşamaktadır. Hikâye olayları Türklerin gözünden anlatır.
- Mahşer kazanı kurmuşlar
- Bebekleri kaynatırlar
- Gün görmedik hanımları
- Süngü ile oynatırlar
Adanayi Voghb (Adana Ağıtı), Simpad Pürad tarafından bestelenen, Ermeni ağıtı. Ermeni kayıpları için bestelenmiştir. Ağıttan bir bölüm;
- Ateşler içinde üç gün üç gece,
- İçerden kılıç, dışarıdan topla,
- Sildiler Ermeniyi dünya yüzünden,
- Kanlar akıyor berrak sulardan.
Kasap Misak Ağıdı, Kapadokya kökenli Yunan müzisyen Theodoros Demircioğlu tarafından 1960 öncesinde plağa okunan bir ağıttır. Ağıt, Misak adlı Ermeni bir kasabın 1909 Adana Olayları sonrasında idam edilişini anlatır. Eserde Karamanlıca lehçe özellikleri görülür. Ağıttan bir bölüm;
- Bu ne haldır, Kasap Misak?
- Bu haliñe can dayanır mı?
- Goyun gibi asıldın sen,
- Seni gören inanır mı?
Tarsus'un Kırmızı Kilimleri (The Red Rugs of Tarsus), Tarsus Amerikan Lisesinde, o dönemdeki adıyla Aziz Paul Enstitüsünde görevli bayan öğretmen Hellen Davenport Gibbons'ın anılarını içeren kitap.
Kaynakça
- "30,000 KILLED IN MASSACRES" (İngilizce). The New York Times. 25 Nisan 1909. 3 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2011.
- Akcam, Taner. A Shameful Act. 2006, page 69–70: "fifteen to twenty thousand Armenians were killed
- Century of Genocide: Eyewitness Accounts and Critical Views By Samuel. Totten, William S. Parsons, Israel W. Charny
- Walker, 1980, pp.182-88
- Ayşa HÜR (15 Nisan 2013). "1909 Adana İğtişaşı/ Faciası/ Katliamı". Taraf Gazetesi.
- The Armenian Rebellions-Ermeni İsyanları, The Adana insurrection (1909)-Adana İsyanı Türkiye Dışişleri Bakanlığı
- Ermeni Soykırımı Aldatmacası ve 1919-1920 Adana Katliamları Yrd. Doç. Y.Z. BİLDİRİCİ
- 1909 Adana-Ermeni Olaylarına bir Tanık:Kibaroğlullarının Ağıtı 14 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Prof.Dr. Ali Osman ÖZTÜRK