Domenico Selvo
Domenico Selvo (ö. 1087), 1071 ile 1084 yılları arasında 31. Venedik doçesi olarak hizmet etmiştir.[1]
Domenico Selvo | |
---|---|
Domenico Selvo'nun mührü | |
Venedik doçesi (31.) Doge di Venezia | |
Hüküm süresi | 1071 – 1084 |
Önce gelen | I. Domenico Contarini |
Sonra gelen | Vitale Falier |
Eş(leri) | Theodora Selvo |
Doğum | Bilinmiyor |
Ölüm |
1087 Venedik |
Defin | San Marco Bazilikası |
Venedik Doçesi olarak hüküm sürdüğü dönemde uyguladığı içişleri politikası, kurup katıldığı dış ülkelerle ittifaklar ve Venedik Cumhuriyetini askeri gücünün ya galibiyet ya da mağlubiyetle sonuçlanan askeri çatışmaları Venedik Cumhuriyeti'nin bu dönemi takip eden dönemlerdeki içişleri ve dışişleri politikalarının temellerini kurmuştur. Hükümdar olarak Venedik'in Bizans İmparatorluğu, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve Roma Katolik Kilisesi ve Papa ile çatışmalara girişmekten kaçınmıştır. Çünkü o dönemin Avrupa tarihinde böyle çatışmalar Avrupa'daki güçler dengesini bozma tehdidini ortaya çıkartmakta idi. Aynı dönemde Venedik Cumhuriyeti'nin uzun bir dönem refahını sağlayacağını umarak öngördüğü diğer önemli devlet ve ülkelerle yeni anlaşmalar yapmak için büyük uğraş vermişTi. [2]
Bizans İmpartorluğu ile kurmuş olduğu askeri ittifak nedeni ile İmparator I. Aleksios'un ilan ettiği bir "Altın Mühürlü İmparatorluk Fermanı (chrisobull)" ile Venedik'e iktisadi bir lütuf olarak bahşettiği özel ticaret imtiyazları, bunu takip eden birkaç yüzyılda Venedik Cumhuriyeti'nin denizaşırı ticaretinin gelişmesine izin verip bunun Doğu Akdeniz'e teksif edilmesine büyük destek sağlamıştır.
Venedik şehri içinde geçmiş ve gelecek diğer Doçelere kıyasla, günümüze kadar gelen, San Marco Bazilikası'nın yapımı ve idame edilmesi için bu binaya uzun bir dönem dikkatini teksif etmişti. Bazilika'nın gayet birbirine girmiş kompleks mimarı niteliği ve bu bazilikaya yapılan gayet pahalı süslemeler Doçe olduğu dönemde bunları mümkün kılan finansmanı sağlayan Venedik tüccarlarının ne kadar başarılı işler görebildiklerine iyi bir nişanedir. Onun hükûmet başına getirilmesi ve hükûmetten uzaklaştırılması için takip edilip uygulanan demokratik kurallar ve görenekler, onun döneminde Venedik tarihsel politika felsefesinin önemli bir geçiş evresinin içinde olduğuna işaret etmektedir. Uygulanan usuller bu geçiş evresinin bir önemli parçasıdır. 1084'te Doçelikten uzaklaştırılması Venedik Cumhuriyeti tarihinin başlangıcında görülmesi olağan bir hükûmet darbesi idi. Ama 1084'teki darbe için uygulanan demokratik kural ve usuller, Doçe'nin iktidar gücü; Venedik doçe seçim konseyinde halkın politik gücü ve asillerin gücü arasındaki sınırları daha da belirsiz hale getirip bu güçlerin birbirlerine daha da karışmasına neden olup, Venedik Cumhuriyeti'nin politikasının ne kadar karmaşık olduğunu göstermektedir. Bu politikayı anlamanın bu gelişmelerle daha da zorlaştırdığı kabul edilmektedir.
Arka plan
Venedik Cumhuriyeti 932'de II. Pietro Candiano'nun Doçe olmasından sonra (III. Pietro Candiano, IV. Pietro Candiano ve Tribuno Memmo adlı) bir seri yeteneksiz liderler tarafından idare edilmişti. Bu doçelerin iyice bilinen kibirli şahsiyetleri ve iş başarma tutkuları batıda Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu ve doğuda Bizans İmparatorluğu ile Venedik ilişkilerinin fenalaşmasına ve Venedik içinde ise anlaşmazlıkların artmasına neden olmuştu.[2]
991'de ise II. Pietro Orseolo Doçe oldu ve hüküm sürme döneminde 1000 yılında Dalmaçya kıyılarında fetihler yaparak Balkan Yarımadası batı sahillerinde Venedik Cumhuriyeti'nin sınırlarını doğuya doğru genişletti.[3] Bu Venedik'in Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika, Sicilya'daki müslüman ülkeler ile, Bizans ıle ve Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu ile olan ticaret bağlarını daha da pekiştirdi ve bundan nemalanan Venedik halkı için de değişik tabakalar ve klikler arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kalktı.[4] II. Pietro Bizans İmparatoru II. Basileios ile müzakerelere girişerek Venedikliler tarafından üretilip Bizans'a getirilen emtia üzerindeki Bizans gümrük resimlerinin indirilmesini sağladı ve böylece Bizans topraklarında Venedikli tüccarlar diğer denizüstü ticaret yapan diğer ülkeler tüccarlarına kıyasla ek bir rekabet gücü kazandılar. Bu Venedik tüccarlarını ve Venedik halkını daha da nemalandırdı.[5] Benzer şekilde II. Pietro Kutsal Roma-Germen İmparatoru III. Otto ile yeni ve gayet dostça ilişkiler kurdu. İmparator III. Otto dostluğunu ispat etmek için daha önce İmparatorluğun Venedik'ten almış olduğu arazileri Venedik'e geri verdi; iki ülke arasındaki serbest ticareti geliştirmek için imparatorluk arazisinde yeni ticaret yolları ile merkezleri açtı; ve Venedik vatandaşlarına imparatorluk arazilerinde imparatorluk vergileri üzerinde muafiyet tanıdı.[2]
Fakat II. Pietro'nun ünü ve iktidar gücü büyüyünce Venedik halkı onun gizlice Venedik devlet rejimi için cumhuriyet yerine kalıtsal bir monarşi sistemi kurmayı planladığından şüphe etmeye başladılar.[2] Halkın bu korkusu gerçekleşti ve II. Pietro 1009'da öldüğünde (imparator III. Otto'ya atıfla adlandırılmış büyük oğlu) Otto Orseolo Doçe seçildi. Otto Orseolo Doçe seçildiği zaman 16 yaşında olup bu Venedik tarihinde seçilen en genç Doçe olmuştur.[6] Genç Otto'nun hükûmet dönemi hısım ve akrabalarını koruyup devlet işlerine, bazen gayet yüksek devlet mevkilerine, tayin etmesi ile ilişkili skandallarla dolu oldu. Sonunda 1026'da Otto Orseolo kendine muhalif olanlar tarafından tahttan indirildi ve Konstantinopolis'e sürgüne gitmek zorunda kaldı.[2].
Yerine Doçe seçilen Pietro Barbolano'nun Venedik'te ortaya çıkmış olan anlaşmazlıkları çözmek için yaptığı girişimler hep başarısız kaldı. Venedikliler ülkelerindeki iç anlaşmazlıkların silahlı çatışma veya iç harp doğurmasından korkmaya başladılar.[2]
1032de ise Barbolona Otto Orseolo'yu tekrar Doçe yapmayı hedef alan bir klik tarafından ufak bir ayaklanma ile Doçelik tahtından indirildi. Fakat Otto Orseolo Konstantinopolis'te hasta olarak yatmakta idi; Venedik'e dönemedi ve çok geçmeden Konstantinpolis'te vefat etti. O zaman isyanı hazırlayan klik Otto'nun küçük kardeşi Domenico Orseolo'ya döndüler ama çok kendini beğenmiş ve halk tarafından hiç sevilmeyen bir kişi idi. Taraftarlarının Venedik Cmhuriyeti'nin resmi Doçe seçme geleneklerini uygulamaya başlamalarını hiç beklemeden kendini Doçe olarak ilan etti. Fakat bir Orseolo'nun hiç Venedik geleneklerine aldırmadan, sadece II. Pietro'nun oğlu olduğu için, kendini Doçe ilan etmesi daha önce Otto'yu tutan klik üyelerini bile ondan gocundurdu ve Venediklilerin çoğunu kızdırdı. Halk onu Doçe olarak kabul etmedi.[2]
Venedik Cumhuriyeti içinde Doçe'nin iktidar gücünü ciddi olarak azaltmak için karar aldılar ve geleneklere uyarak ve halkın beğenisini göz önüne alarak yeni bir Venedik Doçesi seçtiler. Bu gayet başarılı olarak tüccarlık yapmış ve asil olmayan Domenico Flabanico idi. Yeni Doçe 11 yıl kadar hükûmet etme döneminde ondan sonraki Venedik doçelerinin iktidar güçlerini sınırlayacak önemli reformlar hazırladı ve uygulamaya koydu. Bu sınırlamalar arasında bir eski doçenin oğlu olan kişinin doçe seçilmesini engelleyen bir kural da bulunmaktaydı.[7]
Ondan sonra Doçe seçilen I. Domenico Contarini (1043-1071) hükûmet dönemi nispeten önemli olaysız geçti. Otto Orseolo'nın halledilmesi sırasında Hırvatistan Krallığı'nın Venedik'e ait olan Dalmaçya kıyılarında eline geçirdiği arazileri tekrar Venedik'e geçirildi. Bu sakin ve barışçıl dönemde Doçe ve Venedik halkı içinde ortaya çıkmış olan büyük anlaşmazlıklar ortadan kaldırıldı ve bunun cemiyete verdiği zararlar iyileştirildi.[6].
Böylece 11. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan olaylar ve Venedik halkının bunlara karşı tepkileri Venediklilerin bir kalıtsal krallık hanedanını kabul etmeyeceği prensibini iyice ortaya çıkartıp pekiştirdi. İktidar gücünü şahsen ve ailesi üzerine almaya aç olan Doçe'lerin hatıraları Domenico Selvo'nun yeni doçe seçilmesine bir arka plan sağlamakta idi.[2]
Hayatı
Doçelikten önce
Domenico Selvo'nun doçe olmadan hayatı hakkında elimize geçen bilgiler onun doçe olmasından sonra toplanan belgelere dayanmaktadır. Ailesi ve ailesinin aslı hakkında hiç ayrıntılı bilgiler bulunmamakta ve hatta doğum tarihi bile bilinmemektedir.
Fakat ailesinin Venedik'in soylu ailelerinden olması çok muhtemeldir, çünkü Venedik Cumhuriyeti için bu tarihlerde Doçe makamına, çok nadir istisna olan Domenica Flabinco hariç, sadece bu soylu aileler mensupları arasından seçilmişlerdir. Bazı söylentilere göre Selvo'nun ailesi Venedik'in "Dorsoduro" semtinde yaşayan ve asılları antik Romalı tribünlere kadar dayandığı bilinen eski bir patrisyen sülaleydi.[6]
Doçelik öncesi Selvo'nun yaptığı görevler hakkında da bilgimiz azdır. Kutsal Roma Germen İmparatoru III. Heindrich nezdinde Venedik elçisi olduğu bildirilmektedir. Doçe olmadan hemen önce Selvo'nun Venedik Doçesi I. Domenico Contarini'nın düklük danışmanı olduğu iyice bilinmektedir. Doçe Domenico Contarini'nin halk tarafından tutulup çok sevilmesi Domenico Selvo'nun onun ölümünden sonra Doçe seçilmesine baş amil olduğu kabul edilmektedir.[6][8]
Doçe seçilmesi
Selvo Venedik tarihinde ilk defa Doçe seçilmesi bir görgü şahidi tarafından ayrıntılı olarak tasvir edilen doçe olarak bilinmektedir. Bu görgü şahidi San Michele Archangeleo mahalle kilisesinde bir papaz olan Domenico Tino idi.[9]. Bu papazın hatıraları tarihçilere alalede Venedikli halk iradesinin ne kadar güçlü olduğu hakkındaki konuya çok tarihsel değeri olan, kısa bir bakış yapmayı sağlamaktadır. Son iki yüzyılda tarihçiler genellikle Venedik halkının liderlerinin seçiminde alelade halkın bağımsızca değil de, yarı-tiranların isteklerine göre karar verdikleri inancı çok yaygındı.[10] Tino'nun gözümleyip yazdığı olaylar 1071 ilkbaharında Doçe I. Domenico Contarini'nin takriben 30 yıl süren Doçelik hüküm döneminin sonunda vefat etmesi ile Doçeliğinin son bulması üzerine yapılan ve Selvo'nun doçe seçilmesi ile son bulan doçe seçim sürecini anlatmaktadır.[2]
Tino'nun anlatımına göre yeni Doçe seçimin yapıldığı gün Selvo Domonico Contarini'nın doçe olduğu dönemde Venedik deniz golünde ana Venedik adasından ayrı olan diğer bir ada olan Lido di Venezia adasında yeni yaptırılmış olan San Nicolo Manastır Kilisesinde, vefat etmiş olan Doçe'nin cenaze merasimi için yapılmakta olan "Mass ayini"'ne iştirak etmekteydi. Venedik ana adasında bulunan San Marco Bazilika Katedrali o zaman yeniden yaptırılmakta idi. Lido adasında yeni yaptırılan kilise, cenaze merasimine iştirak etmek isteyen kalabalık bir halk kitlesini içine sığdıracak kadar büyüktü. Yine aynı nedenlerle Lido'daki yeni kilise Doçe seçiminin yapılması için o zamanki en uygun mevki olmuştu.[11]
Doçe seçiminin yapılmasına karar verilen aynı günde San Nicolo Kilisesi'nde cenaze töreni için "mass ayini" yapılmakta idi. Bu "mass ayini" bittikten sonra kiliseden çıkan çok büyük sayıda ahali ana Venedik adasına gitmek üzere gondollara ve donanmaya ait silahlı kadırgalara binmişlerdi.[2][6] Domenico Tino'ya bu deniz vasıtalarına binmiş ahali hemen hemen Venedik nüfusunun hepsinden oluşmaktaydı ve bu merasime iştirak etmeleri yeni Doçe seçiminde kendilerinin de bir ses payı olmasını istemelerindendi. Tam bu sırada Venedik piskoposu bağırarak kimin doçe olmasını istediklerini sormak için gayet yüksek sesle orada bulunan büyük ahali kitlesine bu soruyu yöneltti:
- "Kim bu millete layık?"
Toplanmış halk tek bir gür sesle Latince olarak
"Domenicum Silvium volumus et laudamus" (Biz Domenico Selvo'yu istiyoruz. Onu övüyoruz..)
diye geri bağırdılar.[12] Tino'nun anlatımina göre, oradaki ahali bu bağırmalarla halkın iradesini açıkça belirtip gösterdiği kabul edildi ve böylece Doçe seçimi sona erdi. Şehir devletinin ilerigelen vatandaşları, bundan sonra yeni Doçe seçilmiş olan Selvo'yu omuzları üzerine kaldırarak onu bağırarak alkışlamaya devam eden halk içinden geçirdiler ve bir gondola koyarak ana Venedik adasında bulunan Venedik şehrine götürdüler.[2][4]
Orada Selvo geleneğe uyarak yalınayak iken, San Marco Bazilikası içerisine götürüldü. Orada, Bazilika'nın içerisi açıkça bir inşaat sahası gibi yapı iskeleleri ve yapı malzemeleri dolu iken, Selvo sunak mevkiinde Hristiyan tanrısına dualarını sundu; devlette yüksek mevkini gösteren asasını teslim aldı; kendinin tebaları olduğu kabul edilen herkesten biat etme yeminleri aldı ve resmen hukuken 31. Venedik Doçesi olarak yemin edip bu görevi hukuken üzerine almış oldu.[11][13]
Barış ve refah dönemi (1071–1080)
Hüküm süresinin ilk on yılında Selvo'nun politikaları hemen hemen kendinden önce Doçe olan I. Domenico Contarini'nin politikalarının benzer şekilde devamı idi. Ülkenin içinde ve dışında pak az silahlı çatışmalar ortaya çıktı. Bu ekonomik refah döneminde Venedik halkı Selvo'nun hükûmet şeklinden gayet hoşnut idiler ve Selvo bu dönemde popüler doçe olarak hüküm sürdü.[2]
Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu ile Venedik ilişkiler tedricen güçlendirilerek son Orseolo doçeliği döneminden beri görülmeyen seviyelere ulaştı. Buna başlıca neden Selvo'nun imparator II. Heinrich'e karşı uyguladığı nispeten serbest ticaret politikaları ve Selvo'nun şahsen imparator II. Heinrich ile iyi bağlantılar kurabilmesi olmuştu.
Bu iki ülke arasındaki ekonomik bağlılık özellikle imparator ile papalık arasındaki iktidar gücü paylaşılması konusunda ilişkilerin 1084'te biraz kötüye gitmeye başlayınca bir ittifak şekline almıştı. Papalık ile Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu arasında ilişkilerin kötüye gitmesi imparator IV. Heindrich (hüküm süresi 1084-1105) ile Papa VII. Gregorius (papalık: 1072-1106) aralarında güç çekişmesi olan kilise hiyerarşisi ataması sorunu ortaya yeni çıkması sırasında oldu. Selvo'nun ve Venedik'in bu sorunun ilk ortaya çıkması sırasında iki taraf arasında, gayet zor olarak dengede tutulabilir bir siyaset uygulaması gerekmekteydi. Eğer imparatorluk tarafını tutar görünürse Venedik'in komşusu bulunan Ortodoks Hristiyan Kilisesi'ni tutmayan ve gayet koyu bir inançla Katolik Hristiyan olan ve Papa'yı tutan Venedik halkı ile çelişkili düşecekti. Diğer taraftan Papalık tarafını tutar görülürse İmparatorluk ile Venediklilere gayet iyi, karlı ve devamlı ticari fırsatlar sağlayan Imparatorluk-Venedik ticaretine balta vurmuş olacaktı. Bu sorunun ortaya çıkarması sırasında her iki taraf kendi görüşüne taraftar Hristiyan devletler toplamakta iken, Papa VII. Gregarius Venedik Doçesi olan Selvo'ya özel bir mektup göndererek eğer Venedik Cumhuriyeti Papalık tarafını tutmazsa Papalık gücünü kullanarak Doçe Selvo'yu şahsen aforoz etmek ile ve Venedik ülkesinde yaşayanların tümüne de enterdi (yani Hristiyanlıktan atılmalarının Papa tarafından ilan edilmesi) cezasını uygulayacağını tehdit olarak ona bildirmişti. Fakat papaya verdiği özel cevapta Selvo Venedik halkının koyu Katolik olduğunu bildirmiş ve Papa'nın bu tehdidi uygulama dinsel gücünü Papa'nın Aziz Petrus'dan almasına karşılık Venedik'in de İncil'in Yeni Ahid'in dört kitabından biri olan Markos İncili'ni yazan ve mezarı Venedik'te bulunan Aziz Markos tarafından korunması ile dinsel gücü olduğunu ona hatırlatmıştı. Papanın bu tehdidini uygulamaması Doçe Selvo'nun bu sert cevabına atfedilmektedir.[2]
Selvo'nun doğuda siyaseti daha derin ilişkilere bağlanmıştı. Bizans İmparatorluğu ile Venedik yüzyıllardır müttefik olmuştu. Selvo bu müttefikliği pekiştirmek için Bizans İmparatorluk ailesinden bir kadınla evlilik yapmak istedi. 1075'te Selvo eski Bizans İmparatoru X. Konstantinos'un kızı ve hüküm sürmekte olan yeni imparator VII. Mihail'in kızkardeşi olan "Theodora Dukena" ile evlilik yaptı.[5]. Venedik'te özellikle asiller "Dogeresa" adı verilen Doçe'nin yeni karısından ve onun evlenmesi nedeniyle yapılan büyük eğlencelerden hiç hoşlanmamışlardı. Ayrıca Dogeressa'nın kendini bir aristokrat Bizanslı görerek taşralı gördüğü Venediklilere karşı takındığı tavırlar bu asilleri ondan uzaklaştırmıştı. Fakat iki ülkenin böylelikle daha da yakınlaşması ve Venedikli tüccarlara Bizans kıyılarının büyük fırsatlara sağlaması ve gayet eli bol olup çok türlü ticari mal satın alan Dogeressa nedeniyle Venedik'in tüccar sınıfı tarafından sevilir görülmekteydi.[14]
Özellikle daha öncelki Orseoli'ler Doçelik dönemlerindeki çektikleri büyük sıkıntılarla da karşılaştırılınca, Doçe Selvo'nun ticarete sağladığı bu büyük imkanlar ve fırsatlar, onun tüccarlar karşında gayet sevilir ve tutulur bir doçe olmasına yol açmıştı.
Zafer (1081–1083)
Doçe Selvo'nun doçelik döneminin başları nispeten Venedik için bir barışçıl ve refahlı dönem olmuştu. Fakat bu dönem sonunda Selvo'nun tahttan indirilmesine neden olan olaylar serisi başladı. Güney İtalya'yı eline geçirip Apulya ve Kalibriya Kontluğu'nu kuran eski eşkıya Norman Robert Guiscard bir çizmeye benzer İtalya yarımadasının güneyindeki yarımadanın topuğunda ve burnunda buluna arazileri, Bizans ordularını oralardan atarak, eline geçirmiş ve bu bölgede kendi iktidar gücünü pekiştirmeye başlamıştı. Bundan sonra Guiscard kuzeye doğru, Apulya ve Kalabriya Kontu olarak müttefik olduğu Papalık Devleti'ne doğru İtalya'da bulunan Bizans ordularıyla savaşarak fetihlere başladı. İyonya Denizi ve Adriyatik Denizi'nin İtalya kıyılarında yerleşik olan Bizans kontrolü altında bulunan şehirleri tehdide başladı.[15]
Guiscard sadece İtalya'da bulunan bir devlet kurmakla yetinmedi; Adriyatik Denizi'nin Balkan Yarımadası üzerinde bulunan Bizans İmparatorluğu arazilerini de eline geçirmek, hatta Konstantinopolis'e yürüyüp imparatorluğu eline geçirmek, hevesine kapıldı. Mayıs 1081'de Robert Guiscard İtalya'da kurduğu bir donanma ile gemilere yüklenmiş kara ordusu ile Adriyatik Deniz'inin doğusuna antik Roma yapısı Roma ile Konstantinopolis'i bağlayan eski ana kara yolu olan Egnatia Yolu (Via Egnatia)'nın İtalya'ya geçmek için Batı Balkanlardaki terminal limanı olan Dyrrhachium (modern Diraç) yakınına büyük sayıda askeri birlikler çıkardı. Bu liman şehrine saldırıp kuşatma altına aldı. Bu arada Konstantinopolis'e yürümek üzere hazırlıklara başladı. 1081'de yeni Bizans İmparatoru olmuş olan I. Aleksios, Dyrrhachium kalesinin komutanlığını tecrübeli komutan olan George Palaeologus'a vermiş ve imparator yeni bir ordu toplayıp bu kaleye kurtarmak icin yetişinceye kadar mutlaka kalenin kuşatmaya direniş göstermesini emretmişti.
Bizans imparatoru I. Aleksios eskiden beridir Bizans'ın müttefiki olan Venedik Cumhuriyeti'nden destek istedi. I. Alesksios Venedik Doçesi Selvo'ya yazdığı mektupta Venedik'ten donanmasını seferber ederek Dyrrhachium limanına göndermesini ve burada liman kalesini kuşatan Guiscard'ın Norman donanmasını ve ordusunu İtalya'ya püskürtmesini istediğini bildirdi. Bu istekler kabul edilirse Bizans'ın Venedik'e ve Venedikli tüccarlara gayet karlı imtiyazlar sağlayabileceğini de açıkladı. Doçe Selvo bu Bizans'tan yardım isteme teklifini hemen karşılamaya hazırlandı. 14 büyük kadirga ve 45 diğer parça gemiden oluşan Venedik donanması komutanlığına geçerek güneye Guiscard'ın kuşatmaya aldığı Dyrrhachium limanına yöneldi. Doçe Selvo'nun Bizans'ın bu isteğini yerine getirmeye iten başlıca sebepler Venediklilere sağlanacak imtiyazlar ve gayet eski dostluk ve müttefiklikle kalmaktaydı. Eğer Normanlar Dyrrhachium limanını ve Balkan yarımadasının batı kıyılarını ellerine geçirirlerse Balkanlar ve İtalya arasında bulunan Otranto Boğazını Venedikli gemilere kapatma imkanlarının ortaya çıkmasından da korkmakta idi. Guiscard ve Normanların Adriyatik Denizi ağzının kontrolünü ellerine almaları sadece Bizanslılar için değil Venedik Cumhuriyeti için de korkulu bir tehdid olduğu Doçe Selvo'ya aşikardı.[5]
Doçe Selvo ve komutası altındaki Venedik donanması güneye inip Dyrrhachium limanı önüne geldiler. Norman gemileri bu sırada taşıdıkları kara birliklerini kaleyi kuşatmak için karaya çıkarmış ve korunaklı Dyrrhachium limanında demir atmış beklemekteydiler. Venedik donanması bu gemilere karşı hemen saldırıya geçti. İki tarafta gemileri arasındaki muharebe gayet şiddetli geçti. Ama Venedikli gemiciler ve kaptanları tecrübeli denizcilerdi ve karşılarındaki Normanlar ise kara savaşlarında tecrübeli olup gemicileri gayet tecrübesizdiler. Venedik donanması gayet iyi taktikler kullanıp uygun manevralar yapıp Guiscard komutasındaki Norman donanmasına karşı büyük bir zafer kazandılar. Guiscard'ın donanmasına büyük zararlar verildi. Norman donanmasından elinde kalan gemilerini Guiscard liman yakınlarında karaya çektirdi.
Bu büyük galibiyetten sonra Doçe Selvo Venedik donanması komutanlığını oğluna bıraktı ve bu donanma blokaj görevlerine başladı. Doçe Selvo Venedik'e geri döndü. Doçe Venedik'te önemli bir savaşta zafer kazanan büyük bir kahraman gibi büyük etkinlikle karşılandı.[6]
Venedik Cumhuriyeti'nin Bizans İmparatorluğu'na sağladığı destek nedeni ile Bizans İmparatoru I. Aleksios "Altın Ahidname (chrysobull)" adlı bir altın mühürlü ahidname imzalayarak bu ahidname ile Venedik'e birçok özel imtiyazlar tanıdı. Bu özel imtiyazlar arasında Venedikli tüccarlara vergiden muafiyet sağlama da bulunmaktaydı ki bu imtiyaz ileride Venedik'in doğu Akdeniz ticaretini ve kolonilerini ele geçirmesi için kritik öneme haiz olmuştu.[5]
Venedik donanmasının Dyrrhachium limanı önünde Norman donanmsai hemen hemn tahrip eden deniz savaşını kazanmasına rağmen bu Guiscard'ın planlarının tamamiyle bozulmasına yol açmadı. Guiscard'ın karaçi birlikleri Dyrrhachium kalesini kuşatmasına katılmak üzere zaten gemilerden boşaltılmışlardı. Donanmasının tahrip edilmesini takip eden aylarda Guiscard karaçi birliklerini yeniden organize edip bu birlikleri büyük bir kara ordusu haline getirdi. Guiscard'ın bu kara ordusu önce Dyrrhachium kuşatmasına devam etti.
Daha Dyrrhachium düşmeden, kalenin yakınlarına Konstantinopolis'ten Bizans İmparatoru I. Aleksios ve komutasında Balkanlardan da topladığı yeni paralı askerlerle oluşan Bizans ordusu ile geldi. 18 Ekim 1081'de kalesinin hemen yakınlarında Robert Guiscard'ın Norman ordusu ile I. Aleksios ve komutasında Bizans ordusu Dyrrhachium Muharebesi'ne giriştiler. Çetin süren muharebeden sonra I. Aleksios ve Bizans ordusu mağlup düştü. Ama Aleksios kendini kurtarmayı başardı.
22 Şubat 1082'de Robert Guiscard ve Normanlar Dyrrhachium kalesini eline geçirdiler. Normanlar şehirde bulunan tüm Venedik vatandaşlarını şehirde kovdular. Güya galip olan Venedik donanması gemileri Dyrrhachium limanını kullanamaz; liman hizmetinden faydalanamaz oldular ve iaşeleri daha uzak Venedik elinde bulunan Dalmaçya kalelerinden sağlanır oldu. Fakat kuşatma sırasında ve Normanların şehri ele geçirmelerinden sonra pek az sayıda Venedikli öldüğü için ve Bizanslılardan yeni imtiyazlar sağladığı için Doçe Selvo Venedikli halkın gözünde popülerliğini korumaya devam etti.
Sonra Norman ordusu ile Robert Guiscard ve oğlu Boemendo komutasında Konstantinopolis'e gidip o şehri ve imparatorluğu ellerine geçirme hedefi ile Balkan Yarımadasında ilerlemeye başladılar. Fakat Bizans Imparatoru İ. Aleksios Kutsal Roma-Germen İmparatoru IV. Heinrich'e 350,000 altın ödeyerek onu İtalya'da Papalık Devleti'ne saldırmaya teşvik etti. Bunu haber alan Papa VII. Gregorius en yakın müttefiki olan Guiscard'dan yardım istedi. Kesriye'de Nisan 1082'de Robert Guiscard oğlu Beomodo'yu Balkanlarda Norman ordusunun komutanı olarak bırakarak İtalya'ya dönüp IV. Heindirch'i uzaklaştırmak için Roma üzerine yürüdü. Beomondo Yanya ve Arta'da Bizans ordusu ile yaptığı muharebeleri kazandı ve eline geçirdiği Makedonya'dan Teselya'ya girip Larisssa'yı kuşattı. Altı ay süren bu kuşatma başarısız kaldı. İaşe tedarik edeme, paralı olan askerlere ödeme yapması ve Bizanslıların Norman ordusundan kaçanlara iyi hediyeler vermeye söz vermeleri haberinin Norman ordusunda yayılması Norman ordusunun moralini kırmaktaydı. Beomondo finansman bulmak bahanesi ile İtalya'ya döndü. Bundan sonra Norman ordusu askerlerin kaçmaları ve komutanların Bizanslılara geçmeleri nedeni ile eriyip kayboldu. Balkanlar tekrar Bizanslılar eline geçti .
Robert Guiscard'ın Roma'ya gittiğini öğrenen Doçe Selvo 1083'de Venedik donanmasını güneye gönderdi Bu donanma Dyrrhachium kalesi ve limanını hem de Korfu adasını Venedikliler adına eline geçirdi.[2]
Mağlubiyet ve tahttan haledilme (1084)
1084'te Guiscard Balkanlara yine dikkatini döndürdü ve Bizanslılara ait olan Korfu adasını ele geçirmeyi hedef aldı. Guiscard'ın filosunu gelişini Doçe Selvo'nun komuta ettiği bir birleşik Venedik-Bizans filosu Korfu açıklarında beklemekteydi. Norman filosu Korfu'ya yaklaştığında birleşik Venedik-Bizans filosu Güiscard'ın Norman filosuna gayet şiddetli bir saldırıya geçti. Yapılan deniz savaşında Norman filosu, daha önce Dıraç önünde yapılan deniz savaşından, çok daha fazla zarar görerek büyük bir mağlubiyete uğradı. Guiscard elinde kalan gemilerle üç gün sonra birleşik Venedik-Bizans filosuna yeni ikinci bir saldırıya geçti ama bunun sonucu da yine büyük zararla Norman mağlubiyeti oldu.[2]
Birleşik Venedik-Bizans filosunun komutanı olan Selvo büyük bir galibiyet kazandığını sanmakta idi. Buna dayanarak filosunda, hafif de olsa, zarar görmüş olan tüm gemileri kuzeye Venedik'e geri gönderdi. Böylece bu gemileri elden çıkartmayıp sonradan yeniden kullanabileceğini düşünmekte idi. Ayrıca bu dönen gemiler Venedik'e Doçe Selvo'nun galibiyeti haberini götürdüler. Doçe Selvo bundan sonra elinde bulunan sağlam gemileri Arnavutluk kıyılarına geri çekti ve Guiscard'ın Norman filosundan kalan gemilerin üçüncü bir saldırıya geçmelerinin hiç muhtemel olmadığını düşünerek bu Norman gemilerinin İtalya'ya geri gitmelerini beklemeye koyuldu.[2]
Fakat Guiscard değişik bir strateji uygulamayı planlamaktaydı. Doçe Selvo'nun hiçbir üçüncü saldırı beklemeyeceğini kabul ederek birleşik filonun hiç teyakkuz altında olmayacağını, Venedik-Bizans filosu gemilerinin dağılmış olup bu filo icin merkezi komuta-kontrol sağlanamayacağını ve yeni bir Norman saldırısının hiç beklenmedik bir sürpriz olup Venedik-Bizans filosunun dağılıp yenileceklerini tahmin etti. Bunun için Guiscard yenilmiş filosuna ait zarar görmüş ve görmemiş her türlü gemiyi topladı ve bu çürük çarık filoya Birleşik Venedik-Bizans filosunun Arnavutluk kıyısına çekilmiş gemilerine taarruz etmeler emrini verdi. Bu strateji gayet rizikoluydu ve Selvo'nun komuta-kontrolü sağlayamayacağı inancına dayanmakta idi.[2]
Gerçekten de Guiscard'ın beklentisi doğru çıktı. Venedik-Bizans filosu hiç beklemediği bu üçüncü Norman saldırısını bir baskın olarak gördü. Bizanslı gemiler, komutan Selvo'dan hiçbir komuta veya haber alamadılar ve Norman baskınını yenilme olarak görüp dağılıp Bizans topraklarına gitmeye gayret ettiler. Selvo filosuna ait Venedikli gemilere yetişip onların toplu halde savaş alanından epeyce ziyan verip kaçıp ayrılmalarını sağladı. Fakat Venedikliler yüksek sayıda ziyan verdiler. Bizanslı prenses Anna Komnini, Aleksiad adlı kitabının VI. Bölümü'nde Venedik ölüleri sayısının 13,000 olduğunu bildirmiştir ve J.J.Norwich'de bu sayıyı hiç tenkit etmeden vermektedir. Fakat Venedik'in gemilerinde forsa kürekçiler kullanılmadığı ve hür Venedik vatandaşlarının kürekçilik yaptığı bilinmekte olduğu için bu kadar büyük sayıda denizci katkısı olmadığı gayet muhtemeldir ve bu saldırı ve mağlubiyetten sonra da yine bu filodan geri kalan gemiler ve hür kürekçiler Venedik'e dönmüşlerdi. Ancak Venedik filosunda bulunan ve Venedik donanmasının en büyük ve en iyi silahlandırılmış 9 büyük kadırgası bu üçüncü Norman saldırısında batırılmıştı. Diğer bir İngilizce kaynak olan Hazlitt Venedikliler ziyanını 3,000 ölü 2,500 esir olarak vermiştir.[2]
Doçe Selvo kurtarabildiği Venedik gemileri ile Venedik şehrine geri döndüğünde bu mağlubiyet haberi şehrin her tarafına hemen yayılmıştı. Özellikle ünlü Venedik deniz filosunun hiçbir denizcilik tecrübesi olmayan eski bir eşkıya olan Guiscard tarafından böyle büyük bir yenilgiye uğratılması Venedikliler için gayet kabul edilemez görülmekte idi. Pek az sayıda Venedikli bu yenilgiyi Tanrı'nın günahkar olan Venediklilere olan cezası olarak gördüler. Ama Venediklilerin çoğu bir günah keçisi arayıp bütün kabahatin Selvo'ya ait olmasını kabul etmişlerdi. Filonun komutanı olan Doçe Selvo'yu beceriksiz ve komuta etme yeteneklerinden gayet yoksun bir kişi olarak görmeye başlamışlar ve bu kişinin Venedik doçesi olmaya layık olmadığını düşünmeye başladılar. Venedikliler geri dönen filodaki denizcilerin anlatıklarını hiçe saymaktaydılar. Bu denizcilerin Selvo'nun kahramanlığından ve onun Normanların hiç beklenmedik üçüncü ve sonuncu taarruzunu hemen hemen dururmak üzere olduğundan söz etmelerine hiç kulak asmadılar. Sonradan da anlaşılacağı gibi bir yıl sonra Guiscard ölmüştü ve onu ölümü ile Normanların Venedik'i tehdidi de ortadan kalkmıştı.[2]
Sadece o günkü yenik Venedik filosunun dönüşü gerçeğine bakan Venediklilerin çoğunluğu Doçe Selvo'yu bu yenilgiye ana amil kabul ettiler. Venedik'in gayet etken bir ileri gelen grubu; sonraki yazılanlara göre Vitale Faliero liderliğinde, bir komplo hazırlayıp alelade halkı Doçe'yi tahttan indirmek amacıyla büyük bir sokak isyanı yapmaya teşvik ettiler. Domenico Selvo bu isyancılara karşı kendini savunmak için fazla efor sarfetmedi. Aralık 1084'te Selvo Doçelik görevinden halledildi.[2]
Selvo bir manastıra keşiş olarak gönderildi. Burada keşiş olarak yaşamakta iken, 3 yıl sonra 1087 yılında vefat etti. Mezarı San Marco Bazilikası loggia bölümünde bulunmaktadır.[16]
Venedik'e mirası ve eserleri
“ | İmparator onlara Orient doğusunun kapısını birden açtı. Venedik'in dünya ticareti o zaman başladı. |
” |
—John Julius Norwich. Bir Venedik Tarihi (A History of Venice), sayfa. 73. |
Selvo Doçelikten haledildikten sonra Venedik'in Korfu'da mağlup olmasından kendini toplaması ve Venediklilerin Doçe'nin hareketlerinin doğrudan doğruya etkisinin ne olduğunu anlamaları birkaç yıl aldı. Venedik Bizans Impartorluğu'na destek sağlayıp yardım ettikten sonra İmparator I. Aleksios tarafından onlara "Altın Ahidname" verilmesi ile mükafatlandırılmışlardı. Bunun Venedik'e sağladığı imtiyazlar, bunu takip eden birkaç yüzyıl boyunca Venediklilere doğuda tüm İmparatorluk arazilerinde büyük ekonomik ve stratejik avantajlar sağlamaya devam etti. Bu ahidnamenin şartlarına göre Bizans Venedik'te bulunan tüm kiliselere (özel olarak San Marco'nun kasasına verilen yıllık parasal hibe yanında) her yıl hediye olarak özel hibe fon sağlanacaktı. Konstantinopolis'te liman olan Haliç'in bazı kıyılarının tamamı Venediklilere verilmişti. Venedikli tüccarlara Bizans İmparatorluğuna ait tüm topraklarda tüm vergiler ve devlet resimlerden tüm muafiyet bahşedilmişti.[2] Bu ahidname şartları sadece bundan sonraki birkaç yüzyıl Venedikli tüccarların mallarına diğer rakip ülkeler mallarına kıyasla çok önemli fiyat avantajları sağlamakla kalmadı. Aynı zamanda Venedik ve Bizans arasında çok uzun bir dönem dostane artistik, kültürel ve askeri ilişkilerin yapılmasına ilk amil oldu. Bu yakın karışık doğulu ve batılı kültürel etkileşmeler Venedik'in Güney Avrupa'da batı ile doğunun arasında bir sembolik açık kapı olmasına neden oldu.[5]
Doçe Selvo, hükûmet etmeye başlamasıyla daha önce yapımına başlanmış olan San Marco Bazilikası'nın yeniden yapılması için yetkilerin tümünü şahsi olarak yüklenmeye karar verdi. Bu bazilikanın üçüncü, son ve en iyi bilinen mimarî şeklinin yapılanmasına Dominico Contarini'nin doçelik döneminde başlanmıştı. Bu son şekliyle bazilikanın yapımının tamamlanması 1094'te Doçe Vitalle Faliero döneminde oldu. Bu yeni yapım bazilika uzun süre için orta çağlar Venedik'inin zenginlik ve ekonomik ve politik gücünün önemli sembolü oldu ve bu bazilikanın sembolik özelliği günümüze kadar devam edip gelmiştir. Bazilika aynı zamanda Venedik sanatının ve kültürünün tarihsel gelişimi sırasında (özellikle 11. yüzyılda) Bizans sanat ve kültürünün tarafından yapılan devamlı etkileri açıkça ilan eden bir anıt olmuştur. Doçe Selvo, bu bazilikanın yeniden yapımını başlatan ve sona erdiren yetkili doçe olmamakla beraber, bu bazilikanın yapımını kontrol yetkili olan üç doçe arasında en uzun süre bu yapım yetkilerini üstüne alan doçe olmuştur.[5]
Selve doçe olur olmaz doğuda ticaret yapıp Venedik'e geri dönen her Venedikli tüccarın San Marco Bazilikası'nı süslemek için değerli değişik renkli mermer taşlar veya sanatkarane olarak güzel yapılmış rölyefler getirmesini emreden bir buyruk yayınladı.[2] Bazilikanın kubbelerini ve duvarlarını süsleyen mozaiklerden ilki Doçe Selvo'nun döneminde ve onu kontrolü altında başlatıldı.[17]
Doçe Selvo Venedik halkının kendine gösterdiği inancı sembolize eden halk oylaması ile Doçe olarak hükûmete başlaması ve iktidar gücünü halk isteklerine göre itirazsız olarak bırakması ile kendi durumuna benzer hallerde Venedik Doçelerinin benzer şekilde barışçıl devlet iktidar geçişleri yapmalarına ve bir klasik cumhuriyet rejimi için bir iktidar gücünden diğer iktidar gücüne geçişin, kalıtsal prensiplere hiç dayanmadan, barışçıl bir şekilde yapılmasına uzun bir dönem en uygun örnek olarak görülmüş ve sonunda bir cumhuriyet rejiminde iktidar geçişleri için model olması kabul edilmiştir.[2]
Doçe Selvo'nun halledilmesi süreci Venedik devlet idare sistemini hemen değiştirmemekle beraber bir cemiyet veya ülkede yönetim iktidar gücünde yapılması gereken geçiş için gerekli olan değişmelere ve özellikle devlet idaresinde bir mutlak monarşi rejiminden ayrılarak seçimle gelmiş bir yönetici tarafından işletilen bir hükûmet sistemine geçişe baş örneklerden olmuştur.[10]
Korfu'da yapılan muharebeyi kaybetmesini hemen takip eden zamanlarda birçok Venedikli tarafından Doçe Selvo yeteneksiz ve Doçe görevlerini yapabilmek için gerekli nitelikleri haiz olmayan bir kişi görünmüştü. Tayfa ve kürekçileri esir veya tutuklu olmayan bağımsız kişilerden olaşan Venedik donanması gemilerinin hemen hemen hepsini telef etmesi ve bunun yanında yıllar boyunca halk tarafından hiç sevilmeyen ve halka hiç inanç sağlamayan kibirli ve tafralı Doğu Bizanslı prenses tavırlı karısına olan halk antipatisi Doçe'nin Venedik halkı tarafından istenmeyen bir yönetici olarak görülmesine neden olmuştu.[14]
Doçe Selvo halledilmesi sürecinde ortaya çıkan halk iradesine karşı gösterdiği gayet toleranslı tutum ile sonunda Venedik'in en etkili ilerigelenlerinin iktidar gücünü kontrol edecek; birbirleri ile ortaklaşa ama birbirlerini kontrol eder şekilde iktidar gücünü kullanan devlet yönetim kurumları dallarını ortaya çıkartan ve tüm ülke vatandaşlarını birbirleriyle kaynaştırıp tek bir vücut haline gelmelerine sağlayan bir devlet rejimini, günümüzde "klasik cumhuriyet rejimi" adı verilen rejimi, ortaya çıkartmıştır.[2][18]
Kaynakça
- İlk Venedik doçelerinin isimlerinin yazılışı standart olmayıp değişik şekiller almaktadır. Bazı eski metin kaynaklarında bu doçenin ismi gayet değişik çeşitli olarak verilmektedir. Örneğin ismi 20. yüzyıl İngiliz tarihcisi Carew Hazlitt tarafından Domenigo Selvo ve 16. yüzyıl İtalyan mimarı Jacopo Sensovino tarafından Domenicum Silvium olarak verilmiştir. Fakat San Marco Bazilikası resmi internet websitesinde ve gayet otoriter modern İngilizce kaynak olan John Julius Norwich'in "Bir Venedik Tarihi" kitabında Domenico Selvo olarak verilmiştir ve bu yazılış da burada da uygulanmaktadır.
- Norwich, John Julius (1983) A History of Venice, Londra: Penguin Books, ISBN 0-141-01383-4 (İngilizce)
- Wolff, Larry (1997). "Venice and the Slavs of Dalmatia: The Drama of the Adriatic Empire in the Venetian Enlightenment". Slavic Review (Association for Slavic, East European, and Eurasian Studies) 5/3): 428–55. (İngilizce)
- Molmenti, Pompeo. (İng. çev.:Horatio F. Brown) (1906). Venice: its Individual Growth from the Earliest Beginnings to the Fall of the Republic. The Middle Ages: Part I. Londra: John Murray (İngilizce)
- Nicol, Donald M. (1988) Byzantium and Venice: A Study in Diplomatic and Cultural Relations, Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-42894-7 (İngilizce)
- Hazlitt, W. Carew (1915). The Venetian Republic: Its Rise, its Growth, and its Fall. A.D. 409–1797, Londra: Adam and Charles Black. (İngilizce)
- McClellan, George B. (1904), The Oligarchy of Venice, Boston ve New York: Houghton, Mifflin and Company. (İngilizce)
- Rendina, Claudio. (2003), I dogi: Storia e segreti, Roma: Newton Compton. ISBN 88-8289-656-0. (İtalyanca)
- Gallicciolli, Giovanni Battista. (1795) Delle memorie venete antiche, Venezia: D. Fracasso, Cilt: VI Sayfa:43-94 (İtalyanca)
- >Grubb, James S. (1986). "When Myths Lose Power: Four Decades of Venetian Historiography". The Journal of Modern History (University of Chicago Press) Cilt:58/1 Sayfa 43–94 (İngilizce)
- Wiel, Alethea (1894), Venice New York: G.P. Putnam's Sons. ISBN 1-4179-3411-5. (İngilizce)
- Sansovino, Francesc. (1581) Venetia, citta nobilissima et singolare, descritta..., lib. xii, Bergamo: Leading. ISBN 88-86996-24-1. (İtalyanca)
- Venedik devleti resmen Selvo'yu 31. doçe olarak kabul etmekle beraber, ilk iki Doçe olarak kabul edilen Paolo Lucio Anafesto ve Marcello Tegalliano'nun gerçekten tarihsel olarak yaşayıp yaşamadığına dair elimizde hiçbir belge bulunmamaktadır. Bu isimlerin birer mit veya efsanevi kahraman olmaları da çok mümkündür. Norwich Selvo'nun 39uncu Doçe olduğunu belirtmektedir. Diğer kullanılan kaynaklar (yani Hazlitt, Rendina) Selvo'yu 31inci doçe olarak anmakta ya da 31inci doçe olarak anıp burada yapıldığı gibi yanına açıklayıcı şerh koymaktadırlar.
- Staley, Edgcumbe (1910) The Dogaressas of Venice (the wives of the Doges), New York: C. Scribner's Sons (İngilizce)
- Skinner, Patricia. (2003) Family Power in Southern İtaly, Cambridge: Cambridge University Press. İSBN 0-521-52205-6. (İngilizce)
- Gonzato, Franco. Biografia dei 120 Dogi di Venezia 7 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Cronologia.leonardo.it. (İtalyanca).
- San Marco Bazilikası. Doçeler ve Bazilika 27 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Archived Eylül 27, 2007 at the Wayback Machine. Basilicasanmarco.it. (İtalyanca)
- Birkaç yüzyıl sonra Venedik'te gayet güçlü aile ve sülalelerin ellerine geçirdikleri iktidar gücünü kırmak için Doçe seçimlerinde uygulanan gayet karmaşık bir seçilme yöntemi ortaya çıkartılmıştır. Bu sisteme göre Venedik "Büyük Konsey" üyeleri arasında yapılan kura ile ortaya çıkan 30 kişilik bir grup bu grup üyeleri arasında yapılan yeni bir kura ile 9 üyeye indirilmekte; bu 9 üye 40 kişilik bir diğer grubu seçmekte ve 40 kişi arasında yapılan kura ile 12 kişi seçilmekte ve bu seçilen 12 üye 25 üye seçmekte idi. Bu 25 üye yeniden bir kura ile 9 üyeye indirilmekte ve bu kura ile seçilen 9 üye yeniden 45 kişilik bir grup seçmekte idi. 45 kişi arasından yapılan bir kura ile 11 kişilik grup seçilmekte bu 11 kişilik grup son olarak "Doçe Seçmenler Konseyi" için 41 üye seçmekte ve bu 41 üye Doçe seçimi oylamasına katılmakta idi.
Dış kaynaklar
- Gallicciolli, Giovanni Battista. (1795). Delle memorie venete antiche, Venezia: D. Fracasso, Cilt:VI. Library of Congress Classification DG676.3 .G3 Pre-1801 Coll. (İtalyanca)
- Hazlitt, William Carew, (1915). The Venetian Republic: Its Rise, its Growth, and its Fall. A.D. 409–1797, Londra: Adam and Charles Black. Library of Congress Classification DG676 .H43 1915. (İngilizce)
- Anna Komnini. (1148). The Alexiad, Londra: Penguin Classics. ISBN 0-14-044958-2. (İngilizce)
- McClellan, George B. (1904). The Oligarchy of Venice, Boston ve New York: Houghton, Mifflin and Company. Library of Congress Classification DG677 .M13. (İngilizce)
- Molmenti, Pompeo. (İng. çev.:Horatio F. Brown) (1906). Venice: its Individual Growth from the Earliest Beginnings to the Fall of the Republic. The Middle Ages: Part I. Londra: John Murray, Albemarle Street, Library of Congress Classification DG676 .M7.(İngilizce)
- Muir, Edward. (1986). Civic Ritual in Renaissance Venice, Princeton: Princeton University Press. ISBN 0-691-10200-7. (İngilizce)
- Munk, Judith ve Munk, Walter (1972) "Venice hologram". Proceedings of the American Philosophical Society, Cilt: 116, No. 5. (Ekim 13) (İngilizce)
- Nicol, Donald M. (1988). Byzantium and Venice: A Study in Diplomatic and Cultural Relations, Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-42894-7. (İngilizce)
- Norwich, John Julius. (1989). A History of Venice, New York: Vintage Books. ISBN 0-679-72197-5. (İngilizce)
- Rendina, Claudio. (2003). I dogi: Storia e segreti, Rome: Newton Compton. ISBN 88-8289-656-0. (İtalyanca)
- Sansovino, Francesco (1581) Venetia, citta nobilissima et singolare, descritta..., lib. xii, Bergamo: Leading. ISBN 88-86996-24-1. (İtalyanca)
- Skinner, Patricia. (2003). Family Power in Southern Italy, Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-52205-6. (İngilizce)
- Staley, Edgcumbe (1910). The Dogaressas of Venice (the wives of the Doges), New York: C. Scribner's Sons. Library of Congress Classification DG671.5 .S7. (İngilizce)
- Wiel, Alethea (1894). Venice, New York: G.P. Putnam's Sons. ISBN 1-4179-3411-5. (İngilizce)
Dış bağlantılar
- Brunetti, Mario (1936) "Selvo, Domenico" maddesi, Enciclopedia Italiana Yayıncı:Treccani la Cultura Italiana, Online: (İtalyanca)
- Wolff, Larry (1997). "Venice and the Slavs of Dalmatia: The Drama of the Adriatic Empire in the Venetian Enlightenment". Slavic Review (İngilizce). Association for Slavic, East European, and Eurasian Studies. ss. 428-55. doi:10.2307/2500924. ISSN 0037-6779. JSTOR 2500924 – JSTOR vasıtasıyla. Bilinmeyen parametre
|registration=
görmezden gelindi (yardım); - Grubb, James S. (1986). "When Myths Lose Power: Four Decades of Venetian Historiography". The Journal of Modern History (İngilizce). University of Chicago Press. s. 43–94. ISSN 1537-5358. JSTOR 1881564 – JSTOR vasıtasıyla. Bilinmeyen parametre
|registration=
görmezden gelindi (yardım); Bilinmeyen parametre|cild=
görmezden gelindi (yardım); - Gonzato, Franco. "Biografia dei 120 Dogi di Venezia". Cronologia.leonardo.it. websitesi. Online: 7 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İtalyanca)
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: I. Domenico Contarini |
Venedik doçesi 1071 – 1084 |
Sonra gelen: Vitale Falier |