Israrlı takip

Israrlı takip; özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, tehdit ve şantaja başvurmak gibi yollarla bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma durumudur. Eylemi gerçekleştiren kişi karşı tarafta korku uyandırmayı, ona gözdağı vermeyi ve kendisini güvensiz hissetmesini hedefler.[1] Psikoloji, sosyoloji, kriminoloji ve hukuk gibi disiplinlerin çalışma alanına girmekle birlikte ısrarlı takibin hukuki bir nitelik kazanması nispeten daha yeni bir olaydır. Çeşitli uzmanlar tarafından farklı tanımları yapılmış olsa da genel itibarıyla bir taciz ve sarkıntılık türü olduğu kabul edilmektedir. Günümüzde ısrarlı takip pek çok ülkede suç olarak sayılmakta ve ilgili yasalarca yaptırıma tabii tutulmaktadır. Literatüre İngilizce "stalking" kelimesinden türeyerek giren ısrarlı takibin tam Türkçe karşılığı "musallat olma" veya "dadanma"dır.[2]

İstismar

Türüne göre

Genel kavramlar
Şiddet / Baskı
Gücün kötüye kullanımı / Zulüm


Fiziksel istismar
İşkence
Çocuk istismarı
Aile içi şiddet


Psikolojik istismar
Küçük düşürme / Gözdağı verme
Mobbing / Zorbalık
Kurbanı suçlama
Nefret söylemi / Manipülasyon
Takipçilik / Sibertakipçilik
İlişkisel saldırganlık
Ebeveynsel yabancılaşma
Psikolojik işkence / Zihin kontrolü
Toplumsal veya bireysel sakınma
Zor yollu ikna / Taciz
Sözlü taciz
Gaslighting


Cinsel istismar
Ensest / Çocuğun cinsel istismarı
Tecavüz / Cinsel istismar

Kurbana göre

Çocuk istismarı / Aile içi şiddet
Yaşlı istismarı / İş yerinde şiddet
Tutuklu istismarı
Hasta istismarı
Engelli istismarı
Hayvanlara uygulanan şiddet

Suçluya göre

Polis şiddeti
İnsan deneyleri

İlgili

Ağır bedensel ceza
Erişkin Koruma Hizmetleri

Ülkelere göre ısrarlı takip

Avrupa Birliği

Israrlı takip konusunda yasal düzenlemeler yapan ilk Avrupa ülkesi Danimarka olmuştur. 1933 yılında çıkartılan kanunla ısrarlı takip suç olarak kabul edilmiş ve hapis cezasının yanı sıra para cezası, koruma tedbiri gibi ilave uygulamalarla caydırıcılığı arttırılmaya çalışılmıştır. Uzun yıllar boyunca diğer ülkelerin gündemini ve yasalarını pek meşgul etmeyen bu konu, 1997'de İrlanda yasalarına girmiş ve böylece İrlanda ısrarlı takibi ele alan ilk AB üyesi ülke olmuştur. 1998'de Belçika, 2000'de Hollanda, 2006'da Avusturya ve son olarak 2007 yılında Almanya da ısrarlı takibi suç olarak kabul etmiştir. Ayrıca; Fransa, İsveç ve Slovenya anayasalarında, doğrudan bir düzenleme bulunmasa da, "ısrarlı takip" kavramı yer almaktadır.[2]

Türkiye

Türk hukukunda ısrarlı takip bir suç teşkil etmemektedir. Yalnızca böyle bir durum oluştuğunda fail hakkında uzaklaştırma, mağdur hakkında ise koruma tedbiri alınabileceğine dair ifadeler bulunur. Bu haliyle pek çok Avrupa ülkesi tarafından suç olarak kabul edilen ve ağır yaptırımları olan bir eylemin Türk Ceza Kanununda yeterince işlenmemesi büyük bir hukuki açıktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 2009 yılında karara bağladığı bir dava sonucunda "Türk yargı makamlarının kadına yönelik şiddet konusunda gereken hassasiyeti göstermeyip suçun cezalandırılması konusunda da cinsiyet ayrımcılığına dayalı hak ihlali yaptıkları"na dair bir açıklama yapmıştır.[3]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "Flört Şiddeti / Israrlı Takip". Boğaziçi Üniversitesi. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2020.
  2. Doğan, Recep (2014). "Kadına Yönelik Şiddetin Bir Türü Olarak, Israrlı Takip (Stalking) Kavramı ve Suçu" (PDF). Ankara Barosu Dergisi. ss. 135-154. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2020.
  3. "Case of Opuz v. Turkey" (İngilizce). Strasbourg: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. 9 Haziran 2009. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2020.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.