Millî Edebiyat
Millî Edebiyat Dönemi II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet’in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine hece vezni, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Döneminin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.
Türk edebiyatı |
---|
Kategorik olarak |
İslamiyet öncesi |
İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı |
Batı etkisi |
XX. yüzyıl Türk edebiyatında en çok bahsi geçen bir akım olmakla beraber belli kuruluş zamanı ve beyannamesi bulunmadığı, hatta mensuplarını tek bir grup olarak düşünmek kolay olmadığı için millî edebiyatın ne olduğu hususunda tartışmalar daha o zamanlar başlamış, Cumhuriyet’ten sonraki yıllarda da devam etmiştir. Bu sebeple Millî Edebiyat Dönemini, şahsiyetlerini ve eserlerini sıralamakta birtakım ayrılıklar bulunmaktadır. Millî edebiyat kavramının tarifi de bu akımın gelişme süreci içinde az çok değişikliğe uğramıştır. Fikir olarak çok defa aynı yılların Türkçülük ideolojisinin etkisiyle millî edebiyat ile milliyetçi edebiyatın birbirine karıştırıldığı da görülmüştür.[1]
Oluşumu
Tanzimat Dönemiyle beraber Türk edebiyatında Doğu etkisi azalmaya başlamış, halihazırda var olan biçim ve tekniklerin yerini Batı kökenli edebiyat unsurları almaya başlamıştı. Türk edebiyatçılar Batı; özellikle Fransız edebiyatından önemli ölçüde etkilenmişlerdi. Ancak bu dönemde Millî Edebiyat Döneminde olduğu gibi edebiyatta millîleşme ve öze dönüş söz konusu değildi. Tanzimat Döneminde toplumsal konular işleme, hece ölçüsü kullanma gibi bazı denemeler olsa da bu çabaların ciddileşmesi ve başarıya ulaşması ancak bir dizi siyasi olay sonucu Osmanlıcılık, Türkçülük, Millîyetçilik gibi ideolojilerle beraber konu seçiminde halka yöneliş ve toplum için sanat anlayışı en nihayetinde de dilde sadeleşme yani millî edebiyat akımının baş göstermesi ile olmuştur.
Türk kültür tarihinde millî edebiyat ibaresini ilk defa “Âtî-i Edebîmiz” başlığıyla Genç Kalemler dergisinde Ali Canip Yöntem kullanmıştır.[2] Dergi millî edebiyat akımının öncüsü olmuş; millî bir edebiyat oluşturulması için önce dilde sadeleşme gerektiğini savunarak Yeni Lisan Hareketini başlatmıştır. Türkçenin sadeleşmesi konusunda en kalıcı atılımı, Yeni Lisancılar başarmıştır. Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp öncülüğündeki Genç Kalemler ve Yeni Lisan Hareketi “Millî bir edebiyat millî bir dille yaratılabilir." görüşünü ortaya atıp, Türkçenin sadeleşmesi için çalışmışlardır.[3]
Dönemin özellikleri
- Dilde sadeleşme fikri benimsenmiş verilen eserlerde uygulanmıştır.
- Yazı dilinde İstanbul Türkçesinin esas alınması gerektiği savunulmuştur.
- Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden uzaklaştırmaya çalışılmıştır.
- Türkçede karşılıkları olan Arapça ve Farsça tamlamaların kullanılması reddedilmiştir.
- Türklerin gerçek şiirinin halk şiiri, millî ölçüsünün ise hece ölçüsü olduğu savunulmuştur.
- Sözlü,sanatlı söyleyişlerden kaçınılmıştır.
- Yapıtlarda daha çok yerli ve millî konulara değinilmiştir.
- Bu dönemde yazarlar ilk kez Anadolu'ya yönelmiş; memleket gerçeklerinden bahsetmişlerdir.
- Yazarlar Halk edebiyatından yararlanmıştır.[4]
Millî edebiyat döneminde şiir
Bu dönem şiiri Servet-i Fünûn şiirinden daha sadedir.Yazarlar oldukça yalın olmaya ve millî konulardan bahsetmeye çalışmışlardır.Beş Hececilerin çoğu ulusal duyguları uyandıran şiirler yazma eğilimi göstermişlerdir.Yapıtlarda Anadolu'ya yönelinmiştir.Kısa dönemde şiirde ulaşılan başarı Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.
Millî edebiyat döneminde roman
Bu dönemin bazı romancıları konu bakımından ilk kez İstanbul dışına çıkmışlardır.Yazarlar genel olarak konuşma dilini kullanarak toplumsal konular işlemişlerdir. Ayrıca bu dönem şiirinde olduğu gibi roman anlayışında da milliyetçilik teması sık işlenmiştir. Bu dönem romanlarında realizm ve natüralizm akımlarının etkisi görülür.
Dönem romancılarından Halide Edip Adıvar millî mücadeleye katılmış,savaşlarda gösterilen kahramanlıklar ve direnişlerden yapıtlarında bahsetmiştir.Yazarın Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye adlı romanları millî mücadeleden izler taşır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu eserlerinde ülke gerçeklerine eleştirel bir üslupla yaklaşmış, Yaban romanında kurtuluş savaşı dönemlerinden bahsetmiştir.
Ömer Seyfettin ise Efruz Bey romanında dönemin sahte aydınlarını eleştirmiştir.[4]
Dönemin önemli sanatçıları
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- "milli edebiyat". islamansiklopedisi.info. isam. 2 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2015. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
(yardım) - "Milli edebiyat dönemi" (PDF). sbd.ogu.edu.tr. 19 Mart 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2015. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
(yardım) - "milli edebiyat dönemi (1911-1923)" (PDF). yegitek.meb.gov.tr. meb. 8 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2015. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
(yardım) - Millî edebiyat 5 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., MEB, Erişim tarihi: 21 Mayıs 2016