Vaka-i Vakvakiye
Vaka-i Vakvakiye ya da Çınar Vakası, Osmanlı Devleti'nde 17. yüzyılda IV. Mehmet‘in saltanatı sırasında 4 Mart - 8 Mart 1656 tarihleri arasında İstanbul’da çıkan askerî bir ayaklanmadır.
Vaka-i Vakvakiye | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
| |||||||
Taraflar | |||||||
Osmanlı Devleti | Yeniçeriler |
Bu ayaklanma sonunda, isyancılar tarafından ölüme mahkûm edilen kişiler At Meydanı'nda bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına asılmış oldukları için bu ayaklanmaya Çınar Vakası denmiştir. Ayrıca, üzerine cesetler asılmış bu ağacın İslam inancında adı geçen, cehennem'de bulunan ve meyveleri insan kafası olan vakvak ağacına benzetilmesi sebebiyle Vaka-i Vakvakiye olarak da adlandırılmıştır.
Büyük Valide Kösem Sultan ve ocak ağalarının öldürülmesiyle sonuçlanan ayaklanmanın neticesinde iktidar, iç oğlanları ve onlarla iş birliği yapan bazı kişilerin eline geçmiştir. Bunlar daha önceki ayaklanmalardan ders almayarak devlet işlerine karışmak, hazineden gereksiz harcamalar yapmak, yetkilerini kötüye kullanarak kendilerini resmî görevlilerden üstün saymaktaydılar. Bu arada Girit Savaşı'nın sürmesi ve başarı elde edilememesi hükûmet otoritesini sarsmıştı. Paranın değer kaybetmesi iktidarı ellerine geçiren iç ağaları ve yardımcılarına karşı düşmanlığı arttırmıştır. Görevliler her aksayan işin sorumluluğunu bunlara yüklemekteydiler. Bu sebeple İstanbul'da halk ayaklanmaya hazır bulunuyordu. Bu ayaklanmaya önderlik edecek olanlar arasında Kaptan-ı Derya Zurnazen Mustafa Paşa ile Bostancıbaşı Hasan Ağa bulunuyordu. Bu sırada Girit'ten dönen yeniçerilerin aylıklarının ödenmemesi üzerine Ağa Kapısı'na başvurduklarında Kul kethüdası tarafından tahkir edilmeleri ve sadrazam Ermeni Süleyman Paşa'nın ödeneklerinin düşük akçe olarak dağıtılması hoşnutsuzluğu arttırmıştır.
Ayaklanmanın gelişimi ve sonuçları
29 Şubat 1656 günü Hasan Ağa, Şamlı Mehmed Ağa ile Galata voyvodalarından Karakuş Mehmed Ağa, maaşlarını alamayan sipahiler ve maaşlarını aldıklarında hırpalanmış olan yeniçerileri ayaklandırdılar. Olay üzerine toplanan ayak divanında Mihter Hasan Ağa söz alarak, henüz genç yaştaki IV. Mehmed'e kendisine karşı olmadıklarını bildiren bir duadan sonra isteklerini anlatarak idamlarını talep ettikleri kişilerin adları yazılı bir defteri padişaha verdi. Padişah listede olanların canlarının bağışlanmasını istediyse de ayaklananlar direndiler. Bunun üzerine bostancıbaşı istenilen kişileri öldürerek cesetlerini ayaklananlara teslim etti. Bu cesetler At Meydanı'na götürülerek orada bulunan çınar ağacına asıldı.