Yüeçiler
Yüeçiler (Çince: 月氏, yuèshì veya ròushì, okunuşu yüe-şı veya ro-şı; Yuezhi Çince: 月支, yuèzhī ya da ròuzhī adıyla da bilinir; Eski Çincede: Tokwar), antik bir Orta Asya halkıdır.
Köken ve dilleri
Tarihçilerin çoğu Hint-Avrupa kökenli[1] olduklarına ve tarihi kaynaklarda adı geçen Toharistanlılarla (Τοχάριοι) akraba olabileceklerine[2][3] inanmaktadır. Alman doğu dilleri konusunda uzman dilbilimci Friedrich Schrader (1865-1922), Toharca’yı Hint-Avrupa dil ailesinin bir alt kolu olan İndo (Hint)-Cermen bir dil olarak belirmekte ve Toharlar’ı da İndo-İskit halklardan saymaktadır. Yine Alman tarihçi ve Çin kültürü, tarihi vb. konularda uzman olan Otto Franke (1863-1946) ise Çin kaynaklarına dayanarak Toharlar’ı Yüe-tschi’dir (Yüeçi) olarak tanımlamaktadır. Bu tezlere göre Yüeçiler’in konuştukları dil, Toharca’nın B dil koludur.[4]
Yüeçilerin ortaya çıkmaları
Yüeh-chih, Çinlilerin tarafından verilen bir isim olup Çince’de “Ay Soyu” anlamına gelmektedir. MÖ 3. yüzyıldan evvelki Çin kayıtlarında kendilerinden Yu-zhi/Yü-chih, Yuzhi, Niushi/Niu-shih gibi adlarla da bahsetmişlerdir.[5]
Çince kaynaklarda bu kadar farklı şekillerde adlandırılmaları, Çin’deki her hanedanlığın tarihçileri tarafından eski tarihçilerin yazımlarından farklı bir şekilde ifade etme geleneğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. MÖ 2. ve 1. yüzyıllarda yaşamış Çinli tarihçi Sima Qian’ın Çin tarihini anlattığı Shiji adlı eserinde başlarda farklı bahsetse de sonrasında bu kavimden "Yüeh-chi" olarak bahsetmeye başlamış ve bundan sonra da Çin kayıtlarında Yüeh-chi ismi standart olarak kullanılmaya başlanmıştır.
MÖ 7. yüzyıl ortalarında hayatını kaybetmiş olan ünlü Çin ekonomisti Guan Zhong’un adına atfedilen Guanzi metninde, Yúzhī adında bir kabilenin Çinliler’e yeşim yaşı temin ettikleri yazılmaktadır. MÖ 2. ve 1. yüzyıllarda yaşamış Çinli tarihçi Sima Qian’da “Wuzhi” olarak adlandırdığı Yüeçiler’den Luo adlı bir tacirin Çinliler’e at sattığı, bunun karşılığında da ipek alarak bunu Orta Asya’nın ileri gelenlerine sattığı belirtmektedir ki bu da Yüeçiler’in o dönemde İpek Yolu ticaretinde etkin rol oynadıklarını göstermektedir.[6]
MÖ 3. yüzyıla (MÖ 299 kadar) tarihlenen bambuya yazılı Çin metninde, Zhou Hanedanı Mu’nun düzenlediği seferi fantastik bir şekilde anlatılırken Yüeçiler’in yurdunun, Ordos (Kansu)’nun doğusunda ve Zhou topraklarının da kuzeybatısında olduğu şeklinde belirtilmiştir.[7]
Sima Qian’ın kayıtlarına göre Yüeçiler o dönemlerde, günümüz Kansu eyaletindeki Dunhuang şehri ile Qilian Dağları arasındaki topraklarda yaşamaktaydılar. Ancak belirtilen alanda günümüze kadar arkeolojik kalıntı bulunmaması bu ifadenin yanlış olabileceği ya da Dunhuang şehri yerine Tanrı Dağları’nın bir parçası olan Dunhong Dağının belirtilmiş olabileceği de iddialar arasındadır.[5] Tarihçiler arasında genel kabul ise Yüeçiler’in genişleyerek Huanghe (Sarı Irmak)’ın kuzeyinde Tieyenşan (günümüz Sincan Uygur Özerk Bölgesi) ve Tarım Havzası topraklarında yaşadığı şeklindedir.[7]
Mete’nin Yüeçiler üzerine MÖ 203 yılında yaptığı sefer bilgilerine göre Yüeçiler’in doğu sınırı o dönem, Sarı Irmak’ın Langchou’da yaptığı kıvrımın batısında kalmaktaydı. Çin kayıtlarında bazen Yüeçiler ve diğer halkların bulundukları yerler belki de yanlış anlama ya da tercüme hataları gibi nedenlerle iç içe gibi görülebilmektedir. Burada unutulmaması gereken, antik dönemlerde Orta Asya halklarının çoğunlukla konar-göçer olmaları ve yoğun sınır çatışmaları nedeniyle sınırların oldukça değişken bir yapıya sahip olduğudur.
Hunlarla savaş 1. Büyük göçleri sonucunda bölünmeleri
Oldukça geniş bir coğrafyada hüküm süren ve güçlü bir konfederasyon şeklinde örgütlenen Yüeçiler bir süre sonra Çinliler’in Hiung-nu olarak adlandıkları Büyük Hun İmparatorluğu ile güç mücadelesine başladılar. Çin kayıtlarına göre Yüeçiler önceki dönemlerde Hiung-nu’lardan daha güçlü durumda olup hatta Teoman oğlu Mete’yi onlara rehin olarak vermek zorunda kalmıştı. Büyük Hun İmparatoru Mete doğudaki Donghu tehdidini ortadan kaldırdıktan sonra gözünü güney-güneybatı komşusu olan Yüeçiler üzerine dikmiştir.
Yüeçiler MÖ 203 yılında Hunlar’a yenildikten sonra kuzey ve doğu hattındaki topraklarından tedrici olarak batıya doğru çekilmek zorunda kaldılar. Bu çekilme nedeniyle Yüeçiler’de İskitler’i daha batıya ve güneye doğru çekilmeye zorlamıştır. MÖ 177/176 gibi Mete’nin Sağ Bilge Beyi’nin Yüeçiler’i ağır bir yenilgiye uğrattığı bilinmektedir. Mete’nin oğlu Lao Şang döneminde (MÖ 174-161) Yüeçiler’e en öldürücü saldırı gerçekleştirilmiştir. Yapılan savaşlarda Yüeçiler en ağır yenilgilerini alarak kralları öldürülmüş ve bunun sonucunda da Kansu ve Tarım Havzası’nı içeren yurtlarından ayrılarak büyük grup (Dà /Büyük Yüeçiler) kuzey batıdaki Tanrı Dağları’nın ve Issık Gölü kuzeyinde bulunan İli Nehri havzasına, daha küçük grup (Xiǎo/Küçük Yüeçiler) ise Tibet Platosu’na göç etmek zorunda kaldılar. Tarihi kayıtlarda bu yenilginin büyüklüğünü ifade etmek için, Hun liderinin öldürülen Yüeçi liderinin kafatasından şarap kadehi yaptırdığı anekdotu da bulunmaktadır.[8]
Usunlara yenilmeleri ve 2. Büyük göçleri sonucunda Baktriya bölgesine yerleşmeleri
Büyük Yüeçiler MÖ 165 ya da 162 gibi İli havzasına geldiklerinde buradaki Sakalar’ı yenerek onları Parthia, Soğdiana ve Baktriya’ya doğru güneye kaçmaya zorladılar. Ancak Yüeçiler de MÖ 132 yılında Hunlarla müttefik olan ve babasının intikamını almak isteyen Kunmo önderliğindeki Usunlar tarafından yenilgiye uğratılarak güneybatılarındaki Seyhun’un kuzeyinde yer alan Fergana bölgesine kaçmak zorunda kaldılar. Birkaç yıl sonra Fergana Vadisi boyunca Sakalar’ı bir daha sürerek Soğdiana’yı ele geçirmişler ve Baktriya topraklarına da yerleşmeye başlamışlardı. Karşılarında küçük şehir krallıkları gibi dağınık güçler bulunduğundan birkaç yıl içerisinde ana merkezleri Ceyhun’nun kuzeyi olmakla beraber Baktriya’nın tamamını ele geçirdiler. Çin elçisinin Yüeçiler’i Soğdiana’da MÖ 128 yılında ziyaret ettiği düşünüldüğünde, Baktriya topraklarına gelişlerinin 126 yılında olduğu kabul edilmektedir. Çin elçisi onları Hunlar’a karşı sefer düzenlemeye ikna etmeye çalışsa da bu isteğe riayet etmemişlerdir. Aynı Çin elçisi Yüeçiler’in yaşadıkları ülkeyi tanımlarken, kuzeyinde K'ang-chü (Kangju) ülkesi, batılarında Parthia ve güneylerinde de Baktriya toprakları olduğunu belirtmektedir ki bu da Yüeçiler’in göç halinde olduğu zamandaki durumu ortaya koymaktadır.
Yüeçiler’in her göç hareketi özellikle Sakalar olmak üzere çeşitli kavimlerinde etkilemekte, bunun sonucunda da Orta Asya, Batı Türkistan, Hindistan ve Afganistan’ın kuzeyinde büyük bir kavimler göçü yaşanmıştır. Göçe zorlanan Sakalar’ın saldırıları sonucunda Greko-Baktriya Krallığı yıkılırken, Sistan ve Kandehar’ın da içerisinde yer aldığı toprakları Sakalar’ın eline geçirerek yerleşilmesiyle de bu coğrafyada “Sakaların Memleketi” anlamına gelen Sakastan Bölgesi ortaya çıkmıştır. Part İmparatorluğunun Parthia Bölgesi de Sakalar ile Yüeçilerle mi yoksa Sakalarla mı irtibatlı olduğu tartışmalı olan Toharlar tarafından yakılıp yıkılmıştır.
Kuşan İmparatorluğunu kurmaları
Yüeçiler Baktriya bölgesine geldikten sonra yavaş yavaş yerleşik düzene geçmeye başlamışlar ve burada İskender tarafından kurulmuş olan Helenistik yapıdan etkilenmeye başlamışlardır. Yüeçiler hakkında bir süre yeterli bilgi bulunmamakta olup Hou Hanshu adlı Çin kaynağına göre Baktriya’daki Yüeçiler beş ana kabile ya da yabguluk (eyalet) altında bölünmüştü. Yaklaşık 100 yıl sonra, bu beş kabileden biri olan ve daha sonraları Kuşan İmparatorluğu’nu kuracak olan Bedehşan hakimi Kouei-çouang (Guìshuāng ) kabilesi diğer dört kabileye üstünlük sağlayarak onları kontrol altına aldıktan sonra Parthia, Kabil, Kafiristan ve doğusunu ele geçirerek Hint-Yunan Krallığına da büyük oranda egemen oldular.[9]
M.S. 30 yılında Yüeçi prensi Kujula Kadphises tarafından Kuşan İmparatorluğu kurulmuş, oğlu Vima Takto (Yen-Kao-tçen) zamanında da Pencap’ında içinde kaldığı Tianzhu olarak bilinen Kuzey-Kuzeybatı Hindistan topraklarına egemen olmuşlardır. Bu dönemden itibaren civar devletler tarafından Kuşanlar adıyla adlandırılan bu topluluk, Çinliler tarafından ise Büyük Yüeçiler olarak adlandırılmaya devam edilmiştir. Kuşanlar döneminde Yüeçiler’in İpek Yolu’nun büyük bölümünü kontrol ettiği görülmektedir. Kuşhan Krallığı döneminde Yüeçiler; İran, Hellen, Hint kültürleri ile Budizm’in inanç felsefesinden yoğun olarak etkilenmiş ve bunların karışımından oluşan bir kültür oluşturmuşlardır.[9]
Kuşanlar, 2. yüzyıl ortalarında Orta Asya’ya egemen olmuş Çinliler’e saldırsalar da General Ban Chao’ya yenilmişlerdir. Daha sonrasında ise yaşanan Hun isyanı neticesinde Çin’in Orta Asya’daki etkisi azalınca Kuşanlar da Yarkent, Kaşgar ve Hotan’ı ele geçirdiler.[10]
Sasaniler tarafından zayıflatılan Kuşhanlar, Ak Hun İmparatorluğu tarafından 375 yılında tarih sahnesinden silinmiştir. Uzun yıllardır İran, Hellen, Hint etkisinde kalan Büyük Yüeçiler’de asimile olarak tarih sahnesinden silinmişlerdir.
Bazı tarihçiler Çin kaynaklarındaki bir takım ifadelere dayanarak Akhunlar’ı Yüeçi ırkından kabul etmektedir. Ancak Britanyalı arkeolog Aurel Stein’in “White Huns and kindred tribes in the history of the Indian north-west frontier” adlı makalesinde Ak Hunlar’ı Türk olarak kabul etmekte bunu ispat eden tezler öne sürmektedir. Akhunlar’ın etnisitesi ne olursa olsun bunların Yüeçiler’in oluşturduğu Kuşan topluluğu içerisinde yer aldığı ve dillerinde Toharca’dan etkileşim olduğu genel olarak kabul edilmektedir.[11]
Küçük Yüeçiler’in durumu
Hiung-nu ( Büyük Hun İmparatorluğu) hükümdarı Lao Şang döneminde (M.Ö. 174-161) yapılan savaşlarda Yüeçiler en ağır yenilgilerini alarak kralları öldürülmüş ve bunun sonucunda da küçük grup (Küçük Yüeçiler) ise Tibet Platosu’na göç etmek zorunda kalmıştı. Burada tarihi Qiang halkıyla iletişime geçerek ya onlara sığınmışlar[12] ya da Paul Pelliot’a göre onları yenerek egemenlikleri altına almışlardı.[13] Bu küçük kolun yaşadıkları yer tam olarak Tibet Platosunda, Altun Dağları’nın doğusundan Qilian Dağları civarındaki Kokonor (Qinghai ) Gölü çevresini kapsamaktadır ki söz konusu bölge günümüzün Çinghay eyaletinin büyük bölümüne tekabül etmektedir.[12]
Han Hanedanı’nın ünlü generali Huo Qubing’in batıya doğru MÖ 121 gibi başladığı seferde, Gasun Nor (Juyan) adlı tuz gölünü geçildikten sonra Qilian Dağlarından itibaren Kanchou’ya kadar Küçük Yüeçi topraklarından geçtiği belirtilmektedir. Bu sefer esnasında K. Yüeçiler’in belkide bir bölümünün Huangzhong’a göç ettiği görülmektedir. Yüeçiler’in bu dönemde büyük ihtimalle Hiung-nular’a (Büyük Hun İmparatorluğu) tabi olarak yaşamaktaydılar. Sonraki yıllarda Küçük Yüeçiler’in Huangzhong dolaylarına gittikleri görülmektedir. Sonuç olarak Küçük Yüeçiler bağımsız bir devlet kuramamış olup Hiung-nular (Büyük Hun İmparatorluğu) ile sonrasında da Çinlilere tabi olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.
MS 60 ile 62 yıllarındaki Çin seferindeki kayıtlarda Küçük Yüeçiler’in, Dunhuang güneybatısındaki Yangguan Dağ geçidinin batısında bulunduğu belirtilmiştir. Yaşadıkları yerler hakkında Çin kaynaklarında farklı yerlerin belirtiliyor olması bunların genel olarak dağınık küçük topluluklar şeklinde yaşadıklarını ortaya koymaktadır.
K. Yüeçiler, Hunlar üzerine MS. 89’daki düzenlenen seferde Çinliler’in yanında yer almışlardır. Çinlilerin 159’ da Batı Tibetlilere, 168/69 da da Şensi ve Kansu'daki Doğu Tibetlilere düzenledikleri seferde yanlarında yer aldılar. 184 yılında günümüzde Wuwei olarak adlandırılan Kansu’ya bağlı Liang Eyaletinde çıkan Liangzhou İsyanı ve devamında da Sarı Sarıklılar İsyanında Çin kralının karşısında yer aldılar. Bu dönemlerde günümüz Kumul(Hami) ve çevresinde küçük bir devlet kurdukları bilinmektedir. Ancak 214 yılı gibi bu bölge yeniden Çin denetimine geçti. Bundan sonra Çin kayıtlarında Küçük Yüeçilerden çeşitli şekillerde bahsedilmiştir. Ancak bunlar büyük oranda Çin ve Tibet halkıyla karışarak asimile olmaya başlamışlar ve kayıtlarda ara sıra adları geçmekle birlikte kültürleri son bulmuştur.[13]
Kaynakça
- "They are, by almost unanimous opinion, Indo-Europeans, probably the most oriental of those who occupied the steppes." Roux, p.90
- Mallory (2006), The Oxford introduction to Proto-Indo-European and the Proto-Indo-European world, s. 35
- "According to some, they were the Tocharians, "Tokharoi", of Classical Antiquity", Roux, p.90
- Keleş, N., "İndo-Germenlerin Ve Germenlerin Kökeni, Dili Ve Anayurdu Tezleri", Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:22, Sf: 79,80,83, Yıl:2015. URL: https://dergipark.org.tr/download/article-file/411706. Erişim: 2019-07-11
- Mızrak, E.Ç., "Yüeh-Chih’lerin Kökenleri Ve Göç Süreçleri", Tarih Okulu Dergisi, Sayı:XIX, Sf:373,374, Yıl:2014. URL: http://www.johschool.com/Makaleler/2043744278_Egemen%20%c3%87a%c4%9fr%c4%b1%20M%c4%b1zrak.pdf. Erişim: 2019-07-11
- Xinru, Liu (2002). Türkler 4. Cilt (Kuşan Yönetiminin Kültür Anlayışı). Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. s. 84-90.
- Keleş, Nejdet (2016). İndo-Germenler Ve Türklerin Avrasya İlişkileri, Karışımları Ve Etkileşimleri (İlk Çağ’dan Orta Çağ’a) (Editör: Meryem Nakiboğlu). Denizli: Boy Yayınları. s. 19. ISBN 978-605-9717-60-1.
- Mızrak, E.Ç., "Yüeh-Chih’lerin Kökenleri Ve Göç Süreçleri", Tarih Okulu Dergisi, Sayı:XIX, Sf:386,387, Yıl:2014. URL: http://www.johschool.com/Makaleler/2043744278_Egemen%20%c3%87a%c4%9fr%c4%b1%20M%c4%b1zrak.pdf. Erişim: 2019-07-11
- Kayalı, Y., "Kuşan İsminin, Toplumunun Ve Hükümdar Unvanlarının Kökeni Üzerine", Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt:57, Sayı:2, Sf:1025,1026,1027, Yıl:1953. URL: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/2238/23243.pdf. Erişim: 2019-07-11
- Ögel, B., "Eski Orta Asya Kabileleri Hakkında Araştırmalar I. Yüe-Çi'ler", Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı:1-3, Sf: 275, Yıl:1953. URL: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1231/14063.pdf. Erişim: 2019-07-11
- Keleş, N., "İndo-Germenlerin Ve Germenlerin Kökeni, Dili Ve Anayurdu Tezleri", Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:22, Sf: 86, Yıl:2015. URL: https://dergipark.org.tr/download/article-file/411706. Erişim: 2019-07-11
- Mızrak, E.Ç., "Yüeh-Chih’lerin Kökenleri Ve Göç Süreçleri", Tarih Okulu Dergisi, Sayı:XIX, Sf:387,389, Yıl:2014. URL: http://www.johschool.com/Makaleler/2043744278_Egemen%20%c3%87a%c4%9fr%c4%b1%20M%c4%b1zrak.pdf. Erişim: 2019-07-11
- Ögel, B., "Eski Orta Asya Kabileleri Hakkında Araştırmalar I. Yüe-Çi'ler", Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı:1-3, Sf: 253,254,255,257, Yıl:1953. URL: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1231/14063.pdf. Erişim: 2019-07-11