Şehzade Korkut
Şehzade Korkut (1467 - 13 Mart 1513), Sultan II. Bayezid ve Nigâr Hatun’un şehzadesi ve Yavuz Sultan Selim’in ağabeyi. Tahta çıkışında babasına önemli bir desteği olmuştur. II. Bayezid'in tahta çıkması için, onu temsilen görev almıştır. Yavuz Sultan Selim ile aynı anneden doğan Şehzade Korkut, önceleri kardeşinin padişahlığını tanımış fakat sonradan isyan etmiştir.
Şehzade Korkut | |
---|---|
Hanedan | Osmanlı Hanedanı |
Babası | II. Bayezid |
Annesi | Nigâr Hatun |
Doğum |
1467 Amasya, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm |
13 Mart 1513 (46 yaşında) Emet, Kütahya, Osmanlı İmparatorluğu |
Defin | Muradiye Külliyesi, Bursa |
Dini | İslâm |
Hayatı
Gençliği
Şehzade Korkut 1467’de Amasya Sarayı’nda doğdu. İstanbul’da Fatih Sultan Mehmed'in sarayında iyi bir eğitim gördü. Arapça, Farsça öğrendi. Dedesinin vefatı (1481) üzerine, babası İstanbul’a gelinceye kadar saltanat kaymakamlığı yaptı. 1491’de merkezi Manisa olan Saruhan Sancakbeyliği'ne tayin olundu. 1502’de, Amasya Sancakbeyi Şehzade Ahmed’in itirazıyla, merkezi Antalya olan Teke Sancakbeyliği'ne gönderildi. Hâmid Sancağı da kendisine bağlandı. Osmanlı denizciliğinin gelişmesinde katkısı oldu. Şafii mezhebini takip etti.[1]
Taht Kavgası ve Ölümü
Veliahtlık meselenin ortaya çıkması üzerine, tekrar Saruhan’a tayin isteği kabul edilmedi. Babası ve Sadrazam Hadım Ali Paşa'nın, Şehzade Ahmed’in veliahtlığına taraftar olmaları gibi sebeplerle İstanbul’la arası açıldı. 1509'da hac bahanesiyle Antalya’dan Mısır’a gitti. Mısır’da Memlük Sultanı Kansu Gavri tarafından parlak merasimlerle karşılanması, babasını kızdırdı. Bağışlanması üzerine 1511'de Antalya’ya döndü.
Kardeşi Selim’in, babasına karşı hareketi üzerine Manisa’ya, sonra da gizlice İstanbul’a gitti. Yeniçerilerden, padişahlık için aradığı desteği bulamadı. Babasının yerine geçen kardeşi Yavuz Sultan Selim’in padişahlığını tanıdı. Saruhan Sancakbeyliği'ne tayin edildi. Yavuz Sultan Selim, ağabeyinin fikrini öğrenmek için, bazı devlet adamlarının ağzından padişah olmasını arzu eder tarzda mektuplar yazdırdı. Şehzâde Korkut’un, mektuplara müspet cevaplar vermesi üzerine, Manisa kuşatıldı. 1513'te Bergama yakınlarında yakalanan Korkut, Bursa’ya götürülürken Emet yakınlarında Eğrigöz’de öldü. Bursa’da Orhan Gazi Türbesi civarına defnedildi. Cenazesi daha sonra Muradiye Külliyesi içindeki Şehzade Ahmed Türbesi'ne nakledilmiştir.[2]
Yavuz Sultan Selim'in pişmanlığı
Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail ile mücadelenin kendisi için şehzadelik sıfat ve salahiyetleri ile mümkün olmayacağını düşünerek bir an önce Osmanlı tahtına geçmek ihtiyacını hissetmişti. Bu sebeple kardeşleri Şehzade Ahmed ve Şehzade Korkut'u öldürterek 1512'de Osmanlı Sultânı oldu.
Yavuz, malum ve meşhur celadetine rağmen, aynı zamanda çok hassas ve ince ruhlu bir insandı. Devletin bekası için bertaraf etmeye mecbur kaldığı kardeşi Korkut'un tabutunun altına girdi ve "Ey kardeşim! Ne sen böyle yapsa idin, ne de ben böyle yapmak mecburiyetinde kalsaydım!" diyerek ağladı. Şehzade Korkut'un Piyale adındaki sadık adamına "Seni, büyük bir fazilet olan sadakatin sebebiyle, affediyorum! Bu sadakatinin mükafatı olarak da seni istediğin makama tayin edeyim. İstersen vezirim ol!" teklifinde bulundu. Piyale de teşekkür etti ve sadakatini katmerleyerek "Sultânım, bundan sonra benim vazîfem Şehzade Korkut'un türbedarı olmaktır!" dedi.
Eserleri
Din ve fen ilimlerinde yetişmiş olan Şehzâde Korkut, Harîmî mahlasıyla şiirler yazmıştır. Dîvân[3] sâhibi bir şairdir. Fıkıhta ganimet hukukuna ve cariyelerin nikahlanması ve satılmasına[1] dâir Kitab bi Halli İşkal’il-Efkâr fi Hill-i Emval’il-Küffâr[4] adlı eserin sâhibidir. Vesilet’ül-Ahbâb 'alâ vechi'l-icâz[5] adlı ahlâk kitabını Arapça olarak kaleme almıştır. Tasavvufla ilgili olarak da Da‘vetü‘n-nefsi‘t-tâliha ile‘l-a‘mâli‘s-sâliha, diğer adıyla Kitâb’ül-Harîmî fi’t-Tasavvuf’u[6] yazmıştır. Diğer eserleri; Şerh-i Elfâz-ı Küfr, Korkudiye (Fetavâ-i Korkudhâniye) ve Şerhü’l-Mevâkıf li’l-Cürcânî’dir.
Denizciliğe Katkısı
Şehzâde Korkut, bu kadar eser sahibi olmasına rağmen, ilminden çok, Akdeniz’deki Türk denizcilerine yaptığı yardımlarla meşhur olmuştur. Onlara gemi ve malzeme yardımında bulunmuş, Hristiyan şövalyelerin ellerine esir düşenleri kurtarmıştır. Bilhassa Oruç ve Hızır Reisler'e yardım ve teşvikleri meşhurdur.
Kaynakça
- İslam Ansiklopedisi, cilt: 26, sayfa: 207
- "Doğan Yavaş, Muradiye Külliyesi, Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi" (PDF). 18 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2015.
- Millet Kütüphanesi, Ali Emri, Manzum 104.
- Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya Bölümü, nu. 1142.
- Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya Bölümü, nu. 3529.
- Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya Bölümü, nu. 1763.