Edward Bradford Titchener
Edward Bradford Titchener (11 Ocak 1867; Chichester, Birleşik Krallık - 3 Ağustos 1927; Ithaca, New York, ABD), İngiliz psikolog. Psikolojinin ABD'de deneysel bir bilim olarak yerleşmesine katkıda bulunan kişilerden biridir.[1] 1885'te girdiği Oxford Üniversitesi'nde klasik diller ve biyoloji üzerine bir süre eğitim gören Titchener daha sonra Psikoloji biliminde karar kıldı. 28 yaşında psikoloji profesörü olan Titchener, Wilhelm Wundt'un görüşlerinden etkilenip bu doğrultuda çalışmalar yaptı. Bu yöndeki çalışmalarında içgözlem metodunu kullandı ve bunun psikolojide bir gereklilik olmasını ifade etti.[2]
Edward Bradford Titchener | |
---|---|
Edward Bradford Titchener | |
Doğum |
11 Ocak 1867 Chichester, Birleşik Krallık |
Ölüm |
3 Ağustos 1927 (60 yaşında) Ithaca, New York, ABD |
Milliyet | İngiliz |
Vatandaşlık | İngiltere |
Eğitim |
The Prebendal School Malvern College Cornell Üniversitesi Clark Üniversitesi Oxford Üniversitesi |
Kariyeri | |
Dalı | Psikoloji |
Doktora danışmanı | Wilhelm Wundt |
Doktora öğrencileri |
Edwin Garrigues Boring Margaret Floy Washburn |
Eğitim hayatı
Edward Bradford Titchener 1867 yılında yoksul bir ailenin çocuğu olarak Chichester, İngiltere’de dünyaya geldi. Eğitimine Batı Sussex’in en eski okullarından biri olan The Prebendal School’da başladı. 1881 yılında 14 yaşındayken burslu olarak Worcestershire’deki Malvern College’a gitti. 1885 yılında yine burslu olarak Oxford’daki eğitimine başladı. Burada dört yıl tarih ve eski Yunan-Latin edebiyatı eserleri eğitimi gördü ve beşinci yıl fizyolojide araştırma asistanı oldu. Bu dönemde Wundt’un yeni psikolojisi ile ilgilenmeye başladı. Wundt’un çalışmalarını okudu ve onun “Fizyolojik Psikolojinin İlkeleri” kitabını Almancadan İngilizceye çevirdi. 1890 yılında Oxford’dan mezun oldu ve doktorasını yapacağı Leipzig’e, Wundt’un laboratuvarına gitti. Burada Wundt’un görüşlerini özümsedi ve tez çalışmasını bu doğrultuda tamamladı. 1892’de sadece iki yılda doktora derecesini aldı.[3]
Kariyeri
Titchener yeni psikolojinin İngiltere’deki öncülerinden olmak istedi ama o dönemde İngiltere’de insanlar kendi felsefi konuları dışındaki bilimsel yaklaşımlara karşı oldukça kuşkucu bir tavır sergiliyorlardı. Oxford’da biyoloji bölümünde öğretim görevlisi olarak geçirdiği birkaç aydan sonra psikoloji eğitimi vermek ve Leipzig'den arkadaşı olduğu Frank Angell’in, Stanford’un ilk psikoloji laboratuvarını kurmak için bıraktığı Cornell Üniversitesi laboratuvarını idare etmek üzere ABD'ye gitti. 1927 yılında beyin tümörü sebebiyle 60 yaşında ölünceye kadar hayatının geri kalanını Cornell’de geçirdi.[4]
Fikirleri ve yapısalcılığı
Titchener’e göre psikoloji öz bir bilimdir. Ona göre psikolojinin amacı hasta zihinleri iyileştirmek bireyleri ıslah etmek gibi görevler olmamalı tek amaç zihnin yapısını keşfetmek olmalıdır. En temel anlamda Titchener’e göre zihin ve bilinç kavramları da farklılık gösterir. Titchener bilinci belli bir zamanda var olan deneyimlerimiz şeklinde tanımlarken zihni ömrümüz boyunca biriken deneyimlerimiz şeklinde tanımlamıştır. Titchener bilincin nasıl işlediğine dair fikirlerini oluştururken Wundt’un "İradecilik Teorisi" ve onun çağrışımı ve tam algı düşüncelerinden etkilenmiştir. Titchener, kimyacıların suyu oksijen ve hidrojen gibi bileşenlerine ayırması gibi bilinci de bileşenlerine ayırmaya çalıştı. Kimyasallar nasıl oksijen hidrojen gibi yapılardan oluşuyorsa bilincin yapısının da duyum ve düşüncelerden oluştuğunu düşünüyordu. Titchener’e göre her duyumun; yoğunluk, nitelik, süreklilik ve kapsam olmak üzere dört belirgin özelliği vardır. Bunların her biri uyarıcının niteliğine eş olmasına rağmen bazı uyarıcılar ilgili duyum boyutunu az ateşler. Örneğin duyumların özel bir türü olan işitme duyumu “ton” ve “gürültü” şeklinde bölünerek daha ileri düzeyde bir ayrım yapılır. Düşünce ve algının; düşünsel türün bir sayfadaki kelime, bir konuşma, ses ya da görüntü gibi duyumlardan şekillendiğini düşünmüştür. Titchener, bilincin temel bileşenleri tanımlanabilir ve sınıflandırılabilirse üstbiliş ve bilişsel süreçlerin yapısının ortaya çıkartılabileceğine inanmıştır.Bilincin yapısını açıklarken bilincin her bir elementinin ne olduğunu, bu elementlerin birbirleri ile nasıl etkileşim içinde olduklarını ve neden birbirlerini etkilediklerini temel almıştır. Titchener 19. yüzyılın sonlarında Wundt’un temel fikirlerini ABD’ye taşımıştır. Wundt’un düşüncelerini genişletmiş ve bilincin yapısını şekillendiren elemanlar üzerine yoğunlaşması nedeni ile bu psikolojiyi yapısalcılık olarak adlandırmış ve bilincin yapısı üzerine çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Titchener’a göre yapısalcılığın tanımlanmasında üç önemli soru tartışılmalıdır:
- Deneyimi deneyimleyen bireyden bağımsız deneyim ile deneyimleyen bireye bağımlı deneyimler arasındaki farklılıklar nelerdir?
- İçgözlemin diğer bilimler tarafından kullanılan metotlar ile ilişkisi nedir?
- Yapısalcılığın amacını ve temel sorularını cevaplandırmak için psikoloji bilimi ile doğa bilimleri arasındaki benzerlikler nelerdir?
Titchener'ın yapısalcılığının üç amacı vardır:
- Bilinci basit bileşenlerine ayırarak tanımlamak
- Bilincin temel elementlerinin kombinasyonlarını tanımlamak
- Sinir sisteminin bileşenlerinin kombinasyonları ile bu bileşenlerin birbirleri ile bağlantılarını açıklamaktır.
Yapısal bir psikolog olarak Titchener; psikolojik çalışmalarında ve psikolojik süreçlerin incelenmesinde metotolojik sisteminden ödün vermeyecek şekilde doğa bilimlerine sıkı bir şekilde bağlıydı. Titchener’in bu tavrı onun psikolojiyi bilim olarak algıladığının bir göstergesi olmakla birlikle bunlara uyulmadığı durumlarda ise yapılan çalışmaların bilimsel psikoloji olarak adlandırılamayacağını düşünmüştür.
İçgözlem
Bilincin farklı bileşenlerini tanımlamak için Titchener’ın kullandığı ana yöntem içebakış yöntemidir. Onun içgözlemsel analiz raporları Wundt’un içgözleminden farklı olarak çok daha katı yönergeler barındırmaktadır. Titchener bu metodun fiziksel olduğu kadar düşünsel uyarıcılarla da kullanılabileceğini inanmıştır. Öğrencilerine kırmızı bir nesne verip onun nesneye reaksiyon göstermesini bekleyene kadar kırmızı şeyler düşünüp içgözlem yapmalarını istemesi buna örnek olarak gösterilebilir. Titchener deneğin obje ile analizi konusunda eğitim görmüş olması gerektiğini düşünmüş. Ona göre denek veriyi anlık olarak tanımlamamalıdır. Bu yanıyla Oswald Külpe’nin içgözlem metoduna benzemektedir. Titchener bunu uyaran hatası olarak tanımlamıştır.
Titchener’e göre bilincin elemanları
Titchener, temelde üç bilinç durumunun varlığına inanmaktadır: duyumlar, imgeler ve duygusal durumlar. Duyumlar (sensations), algının temel unsurlarıdır. Görüntü, ses, koku ve çevrede bulunan fiziksel nesnelerin sebep olduğu diğer deneyimlerde ortaya çıkar. İmgeler (images) düşüncelerin elemanlarıdır ve geçmiş bir yaşantının hatırası gibi şu an aslında mevcut olmayan yaşantıların resmedildiği süreçlerde bulunur. Duygular (affections) coşku elemanlarıdır ve sevgi, nefret, mutsuzluk gibi hallerde bulunur. Titchener, Psikolojiye Bir Bakış'ta(1896) araştırmalarında keşfettiği duyum elemanlarının bir listesini vermiştir. Bu liste 44.000'den fazla duyum niteliğini içermektedir. Bunların çoğu görsel ve işitseldir. Titchener zihinsel elemanların birbirinden ayırt etmeye yarayan belirli özellikleri olduğunu söylemiştir. Wundt'un nitelik ve yoğunluk özelliklerine ek olarak Titchener, süreklilik ve belirginlik özelliklerini eklemiştir. Nitelik (quality), soğukluk ve renk gibi bir elemanı diğer elemanlardan ayıran özelliklerdir. Yoğunluk (intensity), bir duyumun parlaklığı veya gürültüsü gibi özelliklerdir. Süreklilik (duration), bir duyumun zaman içerisindeki seyrini açıklar. Belirginlik (clearness), bilinçli bir deneyimde dikkatin rolünü açıklar. Dikkat odağında olan bir deneyim, dikkatin yönetilmediği bir deneyimden daha baskındır.
Titchener döneminde psikolojide kadınların yeri
Bir grup psikolog "Titchener’in Deneycileri" adı altında bir araya gelip sözel raporlar halinde araştırmaları tartışmışlardır. Bu toplantıları Titchener kontrol ediyor, konuklarını ve konuları o belirliyordu. Titchener’in öğrencisi olan Boring’in nişanlısı ve başka bir kadın deneycilerin toplandığı odanın yanındaki odada beklemişlerdir ve "Aralık kalan kapıdan gelen konuşmaları dinleyerek sansürsüz erkek psikolojisinin neye benzediğini öğrenmişlerdir."[5]. 1912 yılında yapılacak toplantıya, dönemin araştırmacılarından Christine Ladd Franklin (1847-1930) katılmak ve toplantıda deneysel psikoloji üzerine bir bildiri okumak istemiştir. Franklin, Göttingen Üniversitesi G. E. Müller’in laboratuvarında ve Helmholtz’un laboratuvarında renk vizyonu üzerine çalışmalarda bulunmuştur. Ayrıca Hopkins Üniversitesi’nde matematik bölümünde doktora derecesi almak için gerekli tüm koşulları sağlamıştır. Fakat kadın olduğu için bu unvan Franklin’e verilmemiştir. Anca kırk dört yıl sonra bu hata düzeltilmiş ve Franklin'in hakettiği unvan verilmiştir. Franklin’in toplantıya katılma isteği Titchener tarafından reddedilmiştir ve Titchener bu durumu bir arkadaşına şu şekilde ifade etmiştir: “Toplantılara kadınları almadığım için Mrs Franklin beni taciz ediyor, gösteri yapmak ve basına yansıtmakla tehdit ediyor.”[6] O dönemde durum böyle ilerlerken Titchener, dönemin önde gelen üniversitelerinden Harvard ve Columbia üniversitelerinin yaptığından çok farklı bir yaklaşımda bulunmuş, doktora programına katılan öğrencilerin üçte birini kadınlardan oluşturmuştur. Ama hala deneyci toplantılarına kadınların katılması konusundaki olumsuz tavrını sürdürmüştür. Titchener’in teşvikleri üzerine psikolojide ilk doktora derecesini Titchener’in öğrencisi olan Margaret Floyd Washburn almıştır. Washburn daha sonraki kariyerinde Amerikan Psikoloji Derneği başkanlığına kadar yükselmiştir.[7]
Yapısalcılığa eleştiriler
ABD ve Avrupa’da psikoloji 20. yüzyılın ilk on yılında değişiklik gösteriyordu. Ancak, Titchener’in sistemi hala devam etmekteydi. Ona karşı olan bazı gruplar, Titchener’in sisteminin modasının geçtiğini ve onun hala bu modası geçmiş boş ilkelere bağlı olmasını eleştiriyordu. Titchener bu yorumlara rağmen psikolojide temel bir model kurduğunu düşünmüştür. Ancak bunun sadece bir dönem için geçerli olduğu anlaşıldı. Titchener ölünce de yapısalcılık çöktü.
İçgözlem eleştirisi
Titchener ve sistemine karşı en ciddi eleştiriler içgözlem metoduna yöneliktir. Titchener’den önce içgözlem yöntemini ortaya atan Wundt, bu metodu dışsal bir uyarıcıya verilen nesnel bir tepki olarak nitelendirmişti. Titchener, buna karşı bilinç elemanlarının öznel ifadesi ile ilgilenmiştir. Yapılan eleştiriler ise Titchener’in bu metodunu -Külpe’nin metoduyla da bir benzerlik göstermektedir- hedef aldı. İçgözlem uzun zamandır uygulanıyordu ve buna paralel olarak yapılan eleştirilerinde uzun bir geçmişi vardı. Yüzyıl önce Alman filozof Immanuel Kant ve pozitivist Auguste Comte bu gözlemi eleştirdiler. Kant, bu metodun bilinç deneyimini değiştirdiğini, Comte ise böyle bir metodun imkânsız olduğunu söylemiştir (Wilson,1991). Titchener’ın iç gözlemine ilişkin diğer eleştiriler ise Henry Maudsley tarafından ortaya konmuştur. İçgözleme Titchener’den önce de eleştiriler vardı, bu eleştiriler metodu daha da özelleştirmiş ve deneyselleştirmişti. Ancak daha da özel hale gelmesine rağmen yapılan eleştiri miktarı değişmemişti. Bu eleştirilerden biri de, içgözlemin tanımına ilişkindir. Titchener bu tanımı tam anlamıyla açık bir şekilde yapamamakla eleştiriliyordu. Yapısalcı içgözleme yöneltilen bir diğer eleştiri ise, içgözlemi yapacak olanların ne yapmak için eğitilmiş olduklarıdır. Özellikle metodu öğrenen gözlemciler kelime dağarcıklarında bazı kelimeleri hesaba katmamak zorundaydı. Bu sebeple içgözleme ait bir dil ya da kelime dağarcığı oluşturulabilirdi. Ancak böyle bir fikir hayata geçmedi çünkü Titchener deneyin dış koşullarının dikkatlice kontrol edilmesi halinde bilinç deneyiminin saptanabileceğini düşünüyordu. Sonuç olarak Titchener’in de istediği gibi çok sıkı kontrollü ortamlarda yapılan gözlemlerde bile anlaşmazlıklar yaşanıyordu. Ancak Titchener, bir zaman sonra elbet bir sonuca varılacağını iddia ediyordu. Diğer bir suçlama ise Ttichener’in içgözleminin bir tür anılama olmasıydı. Çünkü deneyimle deneyimin aktarılması arasında belirli bir süre geçiyordu. Yapısalcıların ise buna cevabı gözlemlerin bu süreyi çok kısa tuttuğunu ve bu süre içinde zihinsel imgelerin varlığının korunduğuydu. Öte yandan deneyimin dikkatlice incelendiğinde ortadan kalkabileceği ya da etkisinin azalabileceği başka bir eleştiriydi. Ancak Titchener, deneyimli gözlemcilerle çalışıldığında bu durumun ortadan kalkacağını söylüyordu. Genel olarak bakıldığında yapısalcılık zihni temel parçalarına ayırıp analiz etme fikrinden dolayı verimsiz olmakla eleştirildi. Yapısalcıların psikolojiyi sadece kendi metotlarıyla tanımlamaları ve bunların dışındaki düşünce alanlarını görmezden gelmeleri ve Titchener'ı çocuk ve hayvan psikolojisini hiçbir şekilde psikolojinin içinde dahil etmemesi Titchener'ı ve onun yapısalcığının eleştiri alan başka bir yönünü oluşturmaktaydı.
Eserleri
“Experimental Psychology: A Manuel of Laboratory Practice” isimli eserinde Titchener kendisinin içgözlem metodunu tamamen detaylandırmıştır. Bu kitapta bahsedilenler Titchener’ın deneysel psikolojisini kapsamasına rağmen içebakış yöntemine odaklanmıştır. Thitchener “ Psikoloji deneyler yöntemiyle ya da standart koşulların altında içgözlem serilerinden meydana gelir.” tanımıyla beraber laboratuvarında “Öğrencilere Yönergeler” isimli alt bölümü açmış ve iç gözlemsel yönteminin kullanılmadığı psikolojik deneylerin geçerli olmayacağını savunmuştur. Bu kitapta Titchener öğrencilere; Weber kanununu, görsel kontrastı, post-imajı, işitsel ve koklama duyumlarını, mekansal algıyı, düşünceleri ve düşünceler arası ilişkileri, görsel illüzyon deneyi yöntemlerinin ana hatlarının yanı sıra psikolojik kavramların genel tartışması ve deney esnasında uygun davranışlar konusunda açıklamalarda bulunmuştur.
Kaynakça
- Köymen, O. (1985). Edward Bradford Titchener. Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi. içinde (10, ???-??? ). İstanbul: Anadolu Yayıncılık.
- Edward Bradford Titchener, Erişim tarihi: 29 Mayıs 2016
- "Edward Bradford Titchener". 26 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2016.
- "Edward Bradford Titchener". 27 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2016.
- Boring, 1967, s. 322
- Scarbrought&Furumoto, 1987, s. 126
- Schultz,D. ve Schultz,S.E.(2007). Modern Psikoloji Tarihi (Y. Aslay, Çev.)İstanbul: Kaknüs Yayınları