JİTEM

JİTEM ya da Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele, İçişleri Bakanlığı'nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan görüş alınmadan Jandarma Genel Komutanlığı'nın kendi inisiyatifiyle kurulan ve terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşumdur.[1] JİTEM'in varlığı devlet kurumları tarafından uzun süre doğrulanmamış olsa da[2] Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın JİTEM ile ilgili başlattığı soruşturmada devlet, JİTEM'in var olduğunu resmen kabul etmiştir.[1][3] Kurumun Güneydoğu'daki pek çok faili meçhul cinayetten sorumlu olduğu iddia edilmektedir.[4] Uluslararası Af Örgütü de bölgede gerçekleştirilen pek çok cinayet ve infazın devlet yetkililerince gerçekleştirildiğini belirtmektedir.[5] Kamuoyu bu faili meçhul cinayeti işleyen devlet yetkililerinin JİTEM mensupları olduğunu düşünmektedir.[6][7] Faili meçhul kalmış 19 cinayetin JİTEM elemanları tarafından işlendiğine yönelik açılan soruşturmanın davası sonucunda yargılanan tüm sanıklar Aralık 2019'da beraat etmiştir.[8][9]

JİTEM
Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele
Kuruluş 27 Ağustos 1987) (1987-08-27)
Kapanış 2013 (iddia)
1990 (Genelkurmay iddiası) [1]
Tür İstihbarat teşkilatı
Amaç Terörle mücadele, İstihbarat
Merkez Diyarbakır ve Ankara (iddia)
Hizmet bölgesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Üyeler Mustafa Özdemir
Mahmut Yıldırım
Arif Doğan
Cem Ersever (bilinenler)
Resmî diller Türkçe
Kurucu Arif Doğan (iddia)
Ana kurum Jandarma Genel Komutanlığı

Varlığı hakkında tartışmalar

Sabah gazetesinin ortaya çıkardığı JİTEM'in tarihçesinin ve örgütlenme modelinin anlatıldığı iddia edilen belgeye göre teşkilat, 27 Ağustos 1987 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na bağlı olarak "Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı (JİTEM)" adıyla kurulmuştur.[10] Başlangıçta, Mardin, Silopi, Batman'da faaliyet alanı olarak belirlenmiştir ve toplam 2 grup, 11 tim bu kuruluş içerisinde faaliyetlerini göstermiştir.[10]

Susurluk kazasının ardından TBMM'de kurulan Susurluk Komisyonu'na bilgi veren eski Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman, "Jandarma teşkilatı içinde JİTEM adında yasal ya da yasa dışı bir örgüt kurulmadığını" savunmuş; ancak jandarma dışında bu ismi kullanıp kanunsuz işler yapan bir grubun olduğunu söylemiştir.[11][12]

Binbaşı Ersever'in İtirafları kitabının yazarı araştırmacı Soner Yalçın'a göre JİTEM, 1987 yılında Binbaşı Arif Doğan tarafından Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde kurulmuş; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Diyarbakır, Samsun ve Erzurum’da örgütlenmiştir. Yalçın, JİTEM içerisinde muvazzaflar ve hapishaneden özel izinle çıkarılan PKK itirafçılarının da olduğunu öne sürmüştür.[11]

Susurluk skandalından yaklaşık bir yıl sonra Başbakanlık teftiş kurulu başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporu da Soner Yalçın'ın birçok iddiasını doğrulamıştır. Savaş'ın raporuna göre JİTEM özel timlerin idaresi amacıyla Hulusi Sayın’ın Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanlığı (1981-1985) döneminde kurulmuş ve bölgede etkili çalışmalar yapmıştır. Bünyesinde çok miktarda korucu ve itirafçı bulunması nedeniyle ferdi suç oranı yükselmiştir.[11][13]

1995 Nisan ayında TBMM faili meçhul cinayetler komisyonunun hazırladığı raporda JİTEM'in faaliyetlerinin ne olduğu anlaşılamadığı, devlet organlarının kanunlarla sınırlı görev ve yetkileri aşılıp, yasal boşluklardan yararlanıp yeni kurumlaşmalara gidildiği belirtilmiştir. Raporda JİTEM; yetkisiz, görevsiz olduğu polis mıntıkasında polisten habersiz operasyon yaptığı ileri sürülmüş, yasal dayanağı olmayan ve kuruluş amacından saparak bazı yasadışı olaylarla birlikte anılan bu teşkilâtın faaliyetlerine son verilmesi gerektiği belirtilmiştir.[11]

Emniyet Müdürü Hanefi Avcı JİTEM davası için talimatla verdiği ifadesinde JİTEM'in varlığının resmi düzeyde kabul gördüğünü söyledi. Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanlığı ve Diyarbakır Alay Komutanlığı içerisinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunduğunu ifade eden Avcı, Ersever ve ekibinin yapmış olabileceğini tahmin ettiği olayları, HADEP İl Başkanı Vedat Aydın’ın kaçırılıp öldürülmesi, baro başkanın arabasına bomba konulması, Yeni Ülke gazetesinin yakılması, bir derginin basılarak bir kişinin öldürülmesi olarak sıraladı.[14]

Emekli tuğgeneral Veli Küçük sanık olarak yer aldığı Ergenekon davasında yaptığı savunmasında Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde hiçbir zaman böyle bir birimin olmadığını ve bu isim kullanılarak sanki gizemli, gayriyasal bir oluşum varmış izlenimi yaratılmaya çalışıldığını iddia etti.[15][16][17]

İtirafçı Abdülkadir Aygan bir röportajında üzerinde "Görev yeri: JİTEM" yazan resmi maaş bordrosunu göstermiş ve görev yaptığı yerde JİTEM yazılı tabela bile bulunduğunu öne sürmüştür.[18][19] Aygan, görev yaptığı dönemde Ergenekon adını hiç duymadığını ancak 2001 yılında Ankara’da JİTEM dışında yeni bir örgütlenmenin hissedildiğini belirtmiş ve Ergenekon Operasyonu başladıktan sonra JİTEM'in Ergenekon'un askerî kanadı olduğu kanaatine vardığını sözlerine eklemiştir.[20]

Emekli albay Arif Doğan'ın, 14 Ağustos 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmasıyla beraber JİTEM ile ilgili yeni bilgiler edinildi. Operasyon kapsamında Doğan’ın depo olarak kullandığı İstanbul Beykoz’daki bir evde yapılan aramalarda ise çok sayıda "JİTEM belgesi", 2 kalaşnikof marka tüfek, bin adet mermi ve bin boş kovan ile 280 adet el bombası bulundu.[21] Doğan'dan ele geçirilen 1989-1991 yılları arasına ait dokümanlarda "JİTEM" adının kullanıldığı görülmektedir.[22] Doğan ifadesinde JİTEM'i kendisinin kurduğu ve daha sonra Veli Küçük'e devrettğini itiraf etmiştir.[22][23][24]

Doğan'dan ele geçirilen bir belgede "örgütü geri bölgesindeki kamplarında vurabilmek maksadıyla PKK’nın ideolojisiyle ters düşen örgütlerle görüşme yapıldığı ve bu görüşmelerin bir örgütle üst seviyeye kadar ulaştığı" bilgisi yer almaktaydı. İddianamede adı açıklanmayan bu örgütün Hizbullah olduğu iddia edildi.[22] Ergenekon iddianamesinde ayrıca JİTEM'in kuruluşunda emir-komuta zinciri içinde olmasına rağmen özerk bir hale gelen yapının hukuk dışı işlere bulaştığı yorumları yapıldı.[25] Emekli albay olan Arif Doğan JİTEM’i kendisinin kurduğunu ve kendisinin dondurduğunu söyledi. Habertürk’e konuşan Doğan, Ergenekon ile ilgisinin olmadığını belirterek “Benim ilgim alakam JİTEM’ledir” diye konuştu. JİTEM'in kurucusuna göre, örgütte 10.000 kişinin görev yaptığı iddia edilmektedir [26][27]. Alman "Der Spiegel" dergisinde yayınlanan "Kürtlere karşı Türkiyenin kirli savaşı" haberine göre, "JİTEM Türk jandarmanın özel bölümü" dür [28]. JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan NTV’ye yaptığı açıklamada, JİTEM grubunun Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüştükten sonra siyasi iradenin verdiği destekle faili meçhul cinayetler işlediğini söyledi[29][30][31]. Aile fertlerininin JİTEM tarafından öldürüldüğünü iddia eden ve "Cumartesi Anneleri" olarak bilinen kayıp yakınları Galatasaray Meydanı’nda 600'den fazla oturma eylemi yapmıştır. Zaman zaman Türk güvenlik güçleri bu eyleme müdahale etmektedir.[32][33][34] Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta eylemi Beyoğlu Kaymakamlığı'nca yasaklanmıştır.[35]

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, emekli albay Arif Doğan'ın kamuoyuna yansıyan bir takım açıklamaları nedeniyle JİTEM ile ilgili başlattığı soruşturmada, JİTEM adlı oluşumun, İçişleri Bakanlığının onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı'nın görüşü alınmadan, Jandarma Genel Komutanlığının kendi inisiyatifiyle kurulduğu tespit edildi.[1]

Faaliyetleri

PKK'nın hızla yayılmasıyla devlet, NATO üyesi ülkelerde kurulan ve varlığı Uğur Mumcu tarafından ortaya çıkarılan Özel Harp Dairesi kontrolünde gizli bir teşkilatlanma oluşturarak JİTEM'i kurdu. Hedef PKK'yı ve ona giden desteği ortadan kaldırmaktı. Bu doğrultuda; JİTEM adına çalışan askerlerin ve bu askerler tarafından görevlendirilen sivillerin bölgede birçok faili meçhule ve işkencelere karıştığı, insanların köylerinden göç ettirildiği iddia edilmektedir.[36][37][38]

JİTEM'i kurduğunu iddia eden Arif Doğan[39][40] ve eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın iddialarına göre JİTEM; PKK ile mücadelede birçok farklı yol kullandı. İki isim de JİTEM tarafından yapılan pek çok eylemde, olay yerine bırakılan PKK, ERNK, HRK bildirileriyle, yaşanılan olayların PKK tarafından yapılmış gibi gösterilmeye çalışıldığını iddia etmiştir.[41][42][43] Özel harekât polisi, Ayhan Çarkın'ın iddia ettiği bir diğer konu ise farklı tarihlerde medyada çıkan ölen bir çocuk fotoğrafıyla ilgili konuşmasıydı. Çarkın, kamuoyunda "bebek katili" başlıklı haberlerde sıklıkla gösterilen ve simge haline getirilen kurşunlanmış bebek fotoğrafının çekildiği '''Pınarcık Köyü katliamı''' başta olmak üzere pek çok katliamı JİTEM tarafından gerçekleştirildiğini söylemiştir.[43] Daha sonra, 2011 yılında, İstanbul Kazlıçeşme’deki BDP Nevruz mitingine katılan Çarkın; PKK'nın kurucusu Öcalan'ı sevdiğini; ona ve onun liderlik vasfına saygı duyduğunu beyan etmiştir.[44][45] Doğan ve Çarkın'ın iddia ettiği bu olaylar, 2020 yılı itibarıyla halen kanıtlanamamıştır.[46] Öte yandan, PKK'nın kuruluş yıllarında çıkardığı siyasi ve ideolojik dergilerden biri olan Serxwebun dergisinin Ağustos 1987'de yayınlanan basımında, Pınarcık Katliamı'nın PKK tarafından işlenmiş olduğu şu cümleler ile ifade edilmiştir: ''Birliğimizce, daha önce birkaç kez uyarılan XerzikĞ Ereba (Pınarcık) köyü çeteleri, düşmana hizmetteki ısrarlarından dolayı yaptıklarının bedelini, halkımıza karşı işledikleri suçların hesabını ağır ödediler. Pınarcık köyüne düzenlenen baskında, teslim olmayı reddeden ve karşı koymak isteyen çete odağı bir bütün olarak imha edilerek, düşmana toplam 32 kayıp verdirildi. Ve ayrıca 7 silaha halk adına el konuldu''.[47][48][49][50] Keza Öcalan ile zaman içerisinde ihtilafa düşen PKK militanı Şemdin Sakık; yazdığı ''Apo'' adlı kitapta ''Pınarcık, Derecik, Başbağlar, Ömerli ve daha birçok köy baskınının'' Öcalan tarafından bizzat verilen emirler doğrultusunda PKK tarafından yapıldığını yazmıştır.[51] Bu köy katliamları ve sivil ölümleri gerçekleştikten sonra, çeşitli gazeteciler; Öcalan'ın ''Öldürelim, otorite olalım.'' dediğini iddia etmektedir.[52][53][54] Bunlara ek olarak, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü, 1980 ve 1990'lı yıllarda PKK'nın birçok sivil katliamı gerçekleştirdiğini rapor etmiştir.[55][56] Yabancı araştırmacılar da kitaplarında ve çalışmalarında Pınarcık katliamı dahil birçok köy baskınının ve sivil ölümünün PKK tarafından yapıldığını belirtmektedir.[57][58][59] PKK, köylerde öldürdüğü sivil insanların ''çete mensubu'' ve ''devlet işbirlikçileri'' olduğunu iddia etmektedir.[49]

Teşkilatın gözaltında tuttuğu kişilere Filistin askısı, falaka vb. yöntemlerle işkence uyguladığı ve yargısız infazlar yaptığı iddia edilir. Öldürdükleri kişilerin bazılarını gömerek gizledikleri bazılarını ise halkta korku yaratmak amacıyla bir yere attıkları da iddialar arasındadır.[60] Eski JİTEM elemanı Aygan'a göre de bölgede cinayetlerin %80'i JİTEM tarafından işlenmiştir.[20] JİTEM adının ilk kez mahkeme tutanaklarına girdiği olay Yüksekova çetesi davasıdır. Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere bir dizi suçtan yargılanan Yüksekova çetesi yapılanmasında Arif Doğan'ın da adı geçiyordu.[61]

JİTEM ve faili meçhul cinayet tartışmalarında genellikle 17 bin faili meçhul rakamı telaffuz edilir.[62][63][64] Ancak bu sayıyı abartılı bulanlar da vardır.[65][66] Prof. Dr. Ümit Özdağ, 17 bin faili meçhul iddiasının PKK'nın psikolojik savaş sloganı olduğunu savunur.[65]

Yapılanma

Abdülkadir Aygan'a göre teşkilatın şeması şöyledir:[18]

  • Jandarma Genel Komutanlığı
  • İstihbarat Başkanlığı-Gruplar Komutanlığı
  • Grup Komutanlıkları (yedi ayrı bölgede konumlanmış)
  • Tim Komutanlıkları-Birimler

Faili meçhul cinayetler

Yargılamalar

Susurluk raporunda yer alan Şerif Avşar cinayetinde JİTEM'ci olduğu öne sürülen eski uzman çavuş Gültekin Sütçü, 2008 yılında Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı.[67][68]

1990'lı yıllarda Diyarbakır ve çevresinde 8 kişinin kaçırılarak öldürülmesi ile ilgili başlatılan soruşturmalarda, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Abdülkadir Aygan ve albay Abdülkerim Kırca'nın aralarında bulunduğu 8 kişi olaylardan sorumlu tutuldu. 1992 açılan hazırlık soruşturmaları 2005'te sona erdi ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 8 dosyayı birleştirerek dava açtı. Görevsizlik kararları nedeniyle 2009'a kadar askerî ve sivil mahkemeler arasında gidip gelen 8 cinayetle ilgili davaya Diyarbakır'da bulunan mahkemelerin bakması kararına varıldı.[69]

1967 yılında Suriye'de dünyaya gelen İbrahim Babat, 1984'te PKK'ya katıldı. Daha sonra örgüte güvenini yitirince kaçmaya karar verdi ve jandarmaya teslim oldu. Cem Ersever tarafından sorgulandıktan sonra Babat'a PKK'ya karşı mücadele etmesinin teklif edildiği ve "deşifre edilmemesi ve herhangi bir çatışmada ölü olarak gösterilmesi" isteği kabul edilince JİTEM adına çalışmaya başladığı iddia edilmektedir. Babat 1993'te İstanbul'a geçip tahsilat işleri ile uğraşmaya başladı. Ortağı Süleyman Ülger'i öldürmeye teşebbüsten arandığı sırada, ilişkisini hiç kesmediğini söylediği albay Arif Doğan'ın odasında yakalandı. 17 yıl hapse mahkûm oldu. Bu ceza nedeniyle kendini aldatılmış hisseden Babat bildiklerini Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişlerine ve İstanbul DGM Başsavcılığına anlatmaya karar verdi. Babat, Kutlu Savaş'ın Susurluk raporuna giren ifadesinde şöyle demektedir:[70][71] JİTEM birlikleri içinde teröre karşı başarılı çalışmalarımız olmakla birlikte açığa çıkmamış ve gizli kalmış ve bugün de devleti sıkıntıya sokan bazı keyfi, hukuk dışı, pis uygulamalar olmuştur. Teröre karşı mücadelede çok yararlı istihbari bilgiler getiren Hacı Ahmet Zeyrek ve Mehmet Bayar adındaki sivil vatandaşlar -ki bunlar ülkesini, devletini seven insanlardı- mantıklı hiçbir gerekçe öne sürülmeden faili meçhul bir şekilde katledildiler. Hacı Ahmet Zeyrek'i 1988'de Silopili olan Lokman Gündüz'e öldürttüler. Mehmet Bayar ise 1990 yılının başında çok kirli bir yöntemle imha edildi. Bayar'ın eline istihbarat gizli servislerinin kullandığı orijinal bombalı bir çanta verildi. İdil'li bir avukatla (Bu avukatın daha sonra Hasip Kaplan olduğu ortaya çıktı) randevu alındı. Mehmet Bayar'a 'Avukatın yanına bu çantayla gideceksin, görüşme esnasında çantanın kolundaki düğmeye basacaksın, ses kayıtlarını alıp bize getireceksin' dendi. Gerekli izahat yapıldıktan sonra Bayar'ı bir arabayla avukatın bürosunun yakınına bıraktık. Mehmet Bayar, arabadan indikten sonra daha büroya varmadan düğmeye basmış olacak ki, çanta infilak etti. Bunda esas amaç görüşmedeki bilgileri almak değil Mehmet Bayar'ı yem olarak kullanıp kendisiyle birlikte avukatı da imha etmekti. Babat'ın ifadeleri üzerine Dönemin İdil Cumhuriyet savcısı, 16 Eylül 1989'da öldürülen üç kişi ile ilgili dosyayı tekrar açtı. 12 Kasım 1998 tarihinde, Babat'ın ifadesini almak amacıyla Midyat Cezaevi'ne naklini talep etti. Ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü talebi reddetti. Bunun üzerine savcı, Babat'ın ifadesini bizzat almak için izin istediyse yine red yanıtı aldı. İdil savcısı daha sonra Babat'a yanıtlaması üzere 60 soru gönderdi ve bunların cevabı geldi. 25 Şubat 1999'da savcını talebiyle albay Arif Doğan'ın da talebi alındı ancak 8 Ocak 1999'da soruşturma hakkında görevsizlik kararı verilerek dosya Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılığına gönderildi. Dosyası Diyarbakır DGM'de de bazı engellerle karşılaştı ve soruşturmadan bir sonuç alınamadı.[72] İbrahim Babat 2002'de kamuoyunda Rahşan affı olarak bilinen yasadan yararlanarak tahliye edildi.[72]

Eski Cizre Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz 23 Mart 2009 günü Cizre'de görev yaptığı sırada yaşanan faili meçhul cinayetler nedeniyle gözaltına alındı. Bu olayın öncesinde Cizre'nin Kuştepe köyünde faili meçhul cinayet iddiaları hakkında yapılan kazı çalışmaları sonucu 20 kemik parçası bulunmuş ve soruşturma kapsamında eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak ve oğlu tutuklanmıştı. Olay hakkında gözaltına alınan kişilerin ifadelerinde Temizöz'ün adı geçmekteydi.[73] 2009 Temmuz ayında açıklanan 104 sayfalık iddianamede Cizre'deki 20 cinayetten sorumlu tutulan Temizöz'ün 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.[74]

Diğer iddialar

JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın anlatımlarında JİTEM tarafından öldürüldüğü söylenen kişiler şunlardır: Musa Anter, Vedat Aydın, Musa Toprak, Mehmet Şen, Talat Akyıldız, Zahit Turan, Necati Aydın, Ramazan Keskin, Mehmet Ay, Murat Aslan, İdris Yıldırım, Servet Aslan, Sıddık Yetmez, Edip Aksoy, Ahmet Ceylan, Şahabettin Latifeci, Abdülkadir Çelikbilek, Mehmet Salih Dönen ve ismi öğrenilemeyen amcası, İhsan Haran, Fethi Yıldırım, Abdülkerim Zoğurlu, Zana Zoğurlu, Mele İzzettin Acet ve şoförü Mehmet Emin Kaynar, Hakkı Kaya, Harbi Arman, Fikri Özgen ve Muhsin Göl.[75] JİTEM varlığı ve faaliyetlerine ilişkin en detaylı bilgi bir dönem bu kurum da çalıştığını söyleyen Abdülkadir Aygan, 1980'li yılların başında PKK'ya katılmış ve 5 yıl sonra örgütten ayrılarak itirafçı olmuştur. Bir süre Diyarbakır Cezaevi'nin itirafçılar koğuşunda kalmış, cezasında indirime gidildiği için 1990 yılında serbest kalmıştır.[76] Tahliyesinin hemen ardından askere alınan Aygan'ın o dönem yüzbaşı olan Cem Ersever'in girişimleri ile yeni kurulan JİTEM'in ilk 7 kişilik kadrosunda yer aldığı iddia edilmektedir. 1990-2000 yılları arasında Aziz Turan kimliği ile JİTEM'de 10 yıl görev yapmıştır. Daha sonra Burdur İl Jandarma Alay Komutanlığı'na sivil memur olarak atanmış ve kısa bir süre bu görevini sürdürmüştür.[76][77] Memuriyetinin ardından İsveç'e yerleşen Aygan yaptığı bir iç muhasebenin ardından, JİTEM'de yaşadıklarını anlatmaya karar vermiştir.[77]

Aygan 2009 Ocak ayında Star gazetesine verdiği röportajda JİTEM'in eski Diyarbakır Grup Komutanı olduğu iddia edilen emekli Albay Abdülkerim Kırca'nın emriyle gerçekleştiğini söylediği pek çok cinayeti tek tek sıraladı.[78] Bu röportajdan birkaç gün sonra Abdülkerim Kırca intihar etti.[79][80] Genelkurmay Başkanlığı Kırca'nın ölümü üzerine, basında yer alan haberlere sert tepki gösterdi. Yaptığı basın açıklmasında Aygan'ı "sözde itirafçı" olarak niteledi.[81]

Aygan'ın anlatımlarında geçen 1969 doğumlu Açık Öğretim 2. sınıf öğrencisi olan Murat Aslan; 10 Haziran 1994 gününde Diyarbakır'a bağlı Yenişehir Semti, Ali Amiri 1. Sokak'ta arkadaşlarıyla birlikteyken polis kimliği gösteren kişilerce yaka paça bir arabaya bindirilmiş ve o günden itibaren kendisinden haber alınamamıştır. Abdülkadir Aygan'ın yıllar sonra Ülkede Özgür Gündem gazetesine verdiği röportajda Abdülkerim Kırca'nın emriyle,[82] Murat Aslan'ın zorla sivil beyaz Toros arabaya bindirilerek Silopi JİTEM İstihbarat Tim Komutanlığı'na götürüldüğünü ve burada işkenceyle sorgulandıktan sonra Dicle Nehri'nin kenarında Körtük Köyü'nün karşısına düşen bir derede üzerine benzin dökülerek, yakıldığını iddia edilmiştir. Aygan'ın ifadeleri üzerine Murat Aslan'ın babası İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Selahattin Demirtaş ve Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ile 19 Nisan 2004 günü Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdular. Talep üzerine avukat heyeti ile askeri yetkililer ve bir doktorla olay yerine gidildi. Savcı Ayhan Önder'in açtırdığı mezardan, toprağın yaklaşık 15 cm altında yanık izleri belli olan kemikler çıktı. Yapılan DNA testinde kemiklerin Murat Aslan'a ait olduğu kesinleşti.[75][83]

1995 yılında Şırnak’ın Silopi ilçesi'nde yaşayan Hasan Ergül, kaçırılmış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Yine yurtdışında yaşayan Aygan’ın ifadeleri üzerine, Elazığ kimsesizler mezarlığında bir mezar açıldı. Mezardan alınan kemik parçaları üzerinde yapılan DNA testi sonucu cesedin Hasan Ergül'e ait olduğu kesinleşti.[84]

Aygan'ın ifadeleri üzerine yapılan Mart 2009 yılında BOTAŞ ve Silopi-Cizre karayolu üzerindeki Sinan Tesisleri'nde kazı yapıldı. Kazıda bulunan kemiklerin daha sonra hayvan kemiği olduğu anlaşıldı.[85]

Yine Aygan'ın ifadelerinde yola çıkarak Nisan 2009'da Diyarbakır-Hani karayolunun Karaçalı ve Deveyolu mevkisinde kazı yapıldı. Kazıda bulunan 461 kemiğin hayvan kemiği olduğu tespit edildi.[86]

Yüksek rütbeli asker ölümleri

1990'lı yıllarda Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ve ekibinden olan pek çok komutan kuşkulu bir şekilde ölmüştür. Bu askerlerin ortak yanı ise halka yakın, yasadışı şiddet yöntemlerini tasvip etmeyen, bu tip yaklaşımların bölge halkını PKK'ya yaklaştırdığını savunan kişiler olmalarıydı.[87]

Bitlis'in ekibinden olan Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden'in, 12 Ağustos 1995'te PKK ile girdiği bir çatışmada alnından vurularak hayatını kaybettiği açıklanmış cenazesi eşinin talebine rağmen otopsi yapılmadan toprağa verilmişti.[88] Mardin'de görev yaptığı sırada PKK ve JİTEM'in uyuşturucu ticaretini ortaya çıkaran ve resmî aracına kurulan bir pusudan sağ olarak kurtulan[89] albayın eşi Tomris Özden, 1995'ten bu yana, "eşinin ölümünü kuşkulu bulduğunu" ifade etmiştir. Tomris Özden, cenaze sırasında eşinin ölüsüne baktığında resmi ölüm raporundakinin aksine alnından vurulmamış olduğunu söylemektedir.[90] Bayan Özden, eşinin Mardin'de görev yaptığı sırada Veli Küçük ve ekibi tarafından JİTEM'e girmesi yönünde baskı yapıldığını da öne sürmüştür.[89] Bunların yanı sıra, bir PKK itirafçısı Özden'in çatışmada ölmediğini iddia etmiş ve Özden'in emrinde çalışan askerlerden biri “Komutanımızı yanındaki asker öldürdü” açıklamasında bulunmuştur.[89]

Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın 22 Ekim 1993 tarihinde Lice Asayiş Bölük Komutanlığı binası önünde vurularak öldürülmüş, suikastın PKK tarafından gerçekleştirildiği duyurulmuştu. Ancak, Yüksekova Çetesine yönelik soruşturma kapsamında sorgulanan bir çete üyesi verdiği ifadede Aydın'ın JİTEM adına çalışan itirafçılar tarafından öldürüldüğünü iddia etmiş,[88][91] Ergenekon soruşturması için ifade veren "Deniz" kod adlı gizli tanık, Aydın'ın bir asker tarafından öldürüldüğünü, cinayeti işleyen askeri de başka bir askerin öldürdüğünü söylemiştir.[88][92]

Genelkurmay ise JİTEM iddialarını reddetmekte, Özden ve Aydın'ın PKK tarafından öldürüldüğünü savunmaktadır.[93]

Güçlükonak Katliamı

Ocak 1996'da içerisinde 11 köylünün bulunduğu bir minibüs tabur Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde silahlı bir grup tarafından durdurulmuş ve kimliği belirlenemeyen bu kişilerce kurşun yağmuruna tutulup yakılarak katledilmiştir. Olayın hemen ardından Genelkurmay Başkanlığı, saldırının bir PKK eylemi olduğunu ilân ederken PKK ise bu olayı üstlenmemiş ve ilgilerinin olmadığını açıklamıştır.[94] Katliamın devlet güçleri tarafından işlendiğine dair birçok iddia atılırken,[95][96][97][98] olaydan 13 yıl sonra dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Adnan Ekmen, Yeni Aktüel dergisine verdiği bir röportajda; katliamı PKK'nın değil JİTEM'in gerçekleştirdiğini savunmuştur.[99][100] Ekmen, vücutları elbiseleri ve üzerlerindeki tüm malzemeler yanarak kül olan 11 kişinin tümünün kimliklerinin sapasağlam ve askerin elinde çıktığını ve görüştüğü bir korucubaşının da katliamı PKK'nın gerçekleştirmediği iddiasını doğruladığını belirtmiştir.[100] Ekmen, Güçlükonak Katliamının yaşanmasından bir gün sonra Avrupa Parlamentosu’nda Yeşiller Partisi ve sosyalistlerin verdiği ve PKK’nın ateşkesine Türkiye Devleti’nin ne cevap vereceğinin sorulacağı karar tasarısının görüşülecek olmasına dikkat çekmiştir. Türkiye; Avrupa Parlamentosu'na PKK'nın Güçlükonak Katliamı ile ateşkesin bozuluğunu öne sürmüştü. Adnan Ekmen, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara çağrıda bulunarak isterlese bildiklerini anlatacağını söylemiştir.[100]

Ayrıca Güçlükonak Katliamı'nın gerçekleşmesinden yaklaşık altı ay sonra "Aydın ve sanatçıların oluşturduğu Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu" katliamın devlet güçlerince gerçekleştiği iddisıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş, AİHM'de görülen dava sonucunda Türkiye "etkili soruşturma yürütmediği" için mahkûm edilmişti.[94][101]

Musa Anter

Abdülkadir Aygan 20 Eylül 1992’de kimliği belirsiz kişilerce öldürülen Kürt yazar Musa Anter'in kendisinin içinde olduğu bir tim tarafından öldürüldüğünü söyledi.[60][102][103]

Şemdinli olayı

Bagajdan çıkan belgelerden Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitabevi'nin krokisi

Yakın zamanda JİTEM adının Türkiye gündemine geldiği en önemli olay 2005'te Şemdinli'deki Umut kitabevinin bombalanmasıdır. 9 Kasım 2005 günü Seferi Yılmaz'a ait kitap evi JİTEM mensubu olduğu iddia edilen[104] 3 kişi tarafından bombalanmış ve bir kişi ölmüştür. Olayın sorumluları astsubay başçavuş Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş halk tarafından yakalanarak polise teslim edilmiştir. Olayların ardından TBMM başkanı Bülent Arınç JİTEM'in varlığı konusunda açıklama yapılmasını istedi.[105]

Şemdinli olayları hakkında Van Cumhuriyet Başsavcısı Ferhat Sarıkaya tarafından hazırlanan iddianamede olayın devlet görevlileri tarafından düzenlenen bir terör eylemi olduğu savunulmuş,[106] bunun yanı sıra dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt hakkında da bir dizi iddia da bulunulmuştur. Sarıkaya, iddianamesinde Büyükanıt'ın sanık Ali Kaya için, 'Tanırım, iyi çocuktur' sözleriyle adli yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiğini Diyarbakır'da 7. Kolordu'da görev yaptığı sırada suç işlemek amacıyla çete kurduğunu öne sürdü.[107] Yaşar Büyükanıt hakkında soruşturmaya talebi Genelkurmay tarafından reddedilirken savcı Ferhat Sarıkaya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 20 Nisan 2006 günü almış olduğu kararla meslekten ihraç edilmiştir. Kurulun 5 hukukçu üyesi ihraç yönünde oy kullanırken tek karşı oy müsteşar Fahri Kasırga'dan geldi.[108] Ancak mahkeme Sarıkaya'nın iddianamesinin iade edilmesini gerek görmemiş çalıştırılmasına lüzum görülmemiş ve sanıklar otuz dokuzar yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.[109] Akabinde yargılamayı yürüten mahkeme üyeleri gene HSYK tarafından bu mahkemeden alınarak başka yerlere gönderilmiştir. Bu karar daha sonra Yargıtay'ın önüne gelmiş ve Yargıtay tarafından olayda askeri yargının görevli olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.[110] Üyeleri değiştirilen mahkeme tarafından da bu görevsizlik kararına uyularak dosya askeri ceza mahkemelerine gönderilmiştir. Sivil mahkemenin ağır cezalara çarptırdığı sanıklar, askeri mahkeme tarafından ilk celsede serbest bırakılmışlardır.[111] Askeri mahkemede sanık Tanju Çavuş 8 yıl ceza almıştır.

İlgili kitaplar

  • Soner Yalçın, Binbaşı Ersever’in İtirafları, Doğan Kitap, 1994, ISBN 978-975-991-726-5
  • Ecevit Kılıç, JİTEM, Timaş Yayınları, 2009, ISBN 978-605-114-051-3
  • Nevzat Çiçek, İtirafçı, Timaş Yayınları, 2009, ISBN 9789752639763
  • Nevzat Çiçek, Gerçek Cellat Kim: Tetiği Çeken Mi Çektiren Mi, Neden Kitap, 2009, ISBN 978-975-254-299-0
  • Çetin Ağaşe, Cem Ersever ve JİTEM Gerçeği, Bilge Karınca Yayınları, 2003, ISBN 975-6553-95-2
  • Ersin Kalkam, Katille Buluşma Bir Jitem Dosyası: Musa Anter Cinayeti, Güncel Yayıncılık, ISBN 978-975-6117-40-8
  • Timur Şahan; Uğur Balık, İtirafçı Bir JİTEM'ci Anlattı, Aram Yayınları, Eylül 2004, ISBN 978-975-8242-97-9
  • Uğur Balık, "KERBEROS-PKK'dan JİTEM'e Bir Tetikçinin Anatomisi", Timaş Yayınları 2011, ISBN 978-605-114-346-0
  • Arif Doğan; JİTEM'i Ben Kurdum ,Timaş Yayınları
  • Ali Yılmaz, "Karanlık Vardiya-90'lı Yılların Politik Arşivi", Doğan Kitap 2015, ISBN 978-605-09-2672-9

Kaynakça

  1. "Ve devlet JİTEM'i resmen kabul etti". Radikal. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2011.
  2. "Genelkurmay'dan JİTEM açıklaması". NTVMSNBC. 29 Aralık 2009. 1 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2010. Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulmuş (JİTEM) adında herhangi bir birim mevcut değildir
  3. 10 Temmuz 2011 tarihli 12 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. soL haberi 10 Temmuz 2011 tarihinde erişilmiştir
  4. Tuna, Banu. "4653 faili meçhul belgeseli". Savaş Karşıtları. 18 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2009.
  5. "No Security Without Human Rights". Amnesty International. 1 Eylül 1996. 27 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2020.
  6. "JİTEM davasında kan donduran ifade: JİTEM'de gözaltı olmaz. İşi biten bir şekilde infaz edilir". Sözcü. 26 Eylül 2016. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2020.
  7. Arslan, Rengin (3 Eylül 2015). "90'larda ne olmuştu: Faili meçhuller, kayıplar". BBC News Türkçe. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2020.
  8. "Ankara JİTEM davasında tüm sanıklara beraat kararı". Sputnik Türkiye. 13 Aralık 2019. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2020.
  9. "Ankara JİTEM Davası'ndan yargılanan tüm sanıklar beraat etti". BBC News Türkçe. 13 Aralık 2019. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2020.
  10. "İşte JİTEM'in belgesi". Zaman. 12 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2009.
  11. Yedig, Serhan (20 Kasım 2005). "Bir var bir yok Hem var hem yok JİTEM". Hürriyet. 9 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2009.
  12. "JİTEM vardır!". Milliyet. 16 Şubat 2006. 9 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
  13. Savaş, Kutlu. "Susurluk Raporu". VikiKaynak. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2009.
  14. "Avcı: JİTEM resmi düzeyde kabul görüyordu". NTVMSNBC. 19 Temmuz 2009. 22 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2009.
  15. "Veli Küçük: Devlet komplo kurdu". NTVMSNBC. 16 Aralık 2008. 2 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2009.
  16. Ocak, Serkan (16 Aralık 2008). "Veli Küçük Ergenekon'da da sustu". Radikal. 13 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2009.
  17. "Çapraz sorguda zor sorular Veli Küçük'ü susturdu". Zaman. 16 Aralık 2008. 17 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2009.
  18. Çiçek, Nevzat (17 Aralık 2008). "JİTEM tabelası bile vardı". Taraf. 4 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2009.
  19. "JİTEM'in yokluk sırrı". Yeni Şafak. 5 Ocak 2010. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2020.
  20. "JİTEM Ergenekon`un askeri kanadıdır". Evrensel. 4 Ekim 2008. 12 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2009.
  21. "JİTEM'in kurucusu Ergenekon'dan gözaltında". NTVMSNBC. 15 Ağustos 2008. 23 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2008.
  22. Şık, Ahmet (26 Mart 2009). "Kurucusundan JİTEM gerçekleri". Habervesaire. 8 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
  23. Şardan, Tolga (21 Ağustos 2008). "JİTEM'i ben kurdum, Veli Küçük'e devrettim". Milliyet. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
  24. Karapınar, Türker (16 Ağustos 2008). "Emekli Albay Doğan: JİTEM'in uygulacısıydım". Milliyet. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
  25. Şık, Ahmet (26 Mart 2009). "JİTEM'in illegal faaliyetleri". Habervesaire. 30 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2009.
  26. http://www.ntvmsnbc.com/id/25134935/ 23 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Arif Dogan Jitem kendisi kulduğunu kabûl etdi
  27. http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/01/17/arif.dogandan.jitem.itiraflari/603473.0/index.html 20 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. CCN-Türk JITEM haberi
  28. http://www.spiegel.de/international/world/0,1518,627144,00.html 17 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kürtlere karşı Türkiyenin kirli savaşı
  29. http://taraf.com.tr/haber/demirel-ciller-hepsi-jitem-i-destekledi.htm 29 Ekim 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. JITEM Süleyman Demirel ile görüşdükten sonra yargısız infazlara strat verdi
  30. http://www.ergenekon.ws/mansetgoster.asp?haber_no=2435 10 Kasım 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Tansu Ciller ile Sulyeman Demirel JITEM desteklediler
  31. http://www.affaires-strategiques.info/spip.php?article1170 15 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Fransız "affaire stratégique" araştırma dergisine göre Türk Asker ve Politiklar JIEMin fâaliyetlerinden haberdarlar
  32. http://www.womensenews.org/story/crime-policylegislation/100421/turkish-probe-reignites-the-saturday-mothers 17 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türkiye "cümartesi anneleri" oturma eylemini yasakliyor
  33. http://www.haberpan.com/haber/cumartesi-anneleri-300-kez-toplandi 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Cümartesi anneleri 300 kes toplandi
  34. http://www.france24.com/en/20090316-turkey-elections-saturday-mothers-kurds-erdogan 15 Aralık 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türkiye cümartesi anneleri pacifik oturma eylemini yasakladi
  35. "Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta eylemi yasaklandı". euronews. 25 Ağustos 2018. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2020.
  36. Ekinci, Burhan (3 Mart 2014). "Türkiye'nin faili meçhullerle sınavı". aljazeera.com.tr. Erişim tarihi: 8 Ekim 2019.
  37. Şık, Ahmet (19 Eylül 2014). "JİTEM'in kanlı bıçağı". cumhuriyet.com.tr. Erişim tarihi: 8 Ekim 2019.
  38. "İHD: Türkiye'de 348 toplu mezarda, 4 bin 201 kişini cesedi var". t24.com.tr. 16 Aralık 2014. Erişim tarihi: 8 Ekim 2019.
  39. "JİTEM'i tek başıma kurdum". BirGün. 27 Eylül 2010. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  40. "Arif Doğan: "JİTEM'i ben kurdum"". CNN Türk. 26 Eylül 2010. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  41. Saymaz, İsmail. "JİTEM'ci Doğan'ın faili meçhul arşivi hala sır..." radikal.com.tr. Erişim tarihi: 8 Ekim 2019.
  42. "Arşivlenmiş kopya". 17 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2014.
  43. Ekin Karaca (22 Mart 2011). "Çarkın: O Bebeği PKK Değil, Biz Öldürdük". bianet.org. Erişim tarihi: 8 Ekim 2019.
  44. Gökçe, Dinçer (22 Mart 2011). "Çarkın'dan tarihi çark: Ben iki Abdullah sevdim". Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın konuştu: İki Abdullah'ı sevdim. Çatlı ve Öcalan. Hakikat komisyonu kurulsun her şeyi anlatacağım. Radikaş. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  45. "Çarkın: İki Abdullah sevdim, biri Öcalan biri Çatlı". T24. 22 Mart 2011. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  46. "Ankara JİTEM davasında gerekçeli karar açıklandı: "MİT raporu tahminden ibaret"". T24. 20 Ocak 2020. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  47. "Pkk'nın Üstlendiği Eylemler". Pınarcık Katliamı -1987. pkkeylemleri.com. 4 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  48. "Mardin Eyalet Komutanlığından Yiğit Kürdistan Halkına". Full text of "Serxwebun 68 (1987 Ağustos). archive.org. Ağustos 1987. 23 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  49. "Serxwebun 68 (1987 Ağustos)". Mardin Eyalet Komutanlığından YİĞİT KÜRDİSTAN HALKINA. Serxwebûn. Ağustos 1987. 23 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  50. "Kurdish Rebels Kill 20 In 2 Villages in Turkey". The New York Times. 10 Temmuz 1987. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  51. Apo. Şark Yayınları. 2005. s. 122-123. ISBN 9789759825904. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  52. Cemal, Hasan (19 Mart 2000). ""Öldürelim, otorite olalım!"". Milliyet. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  53. "The Kurdish Issue in June 2011 Elections: Continuity or Change in Turkey's Democratization?". Taylor and Francis Online. 6 Haziran 2012. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  54. Dünyadan Örneklerle Terörle Mücadele. International Strategic Research Organization. 1 Aralık 2010. ss. 33-34. ISBN 9786054030422. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  55. "Transnational Sources of Support for the Kurdish Insurgency in Turkey". Journal of Conflict Studies. 3 Mart 1991. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  56. Aliza Marcus (1 Ağustos 2007). Blood and Belief: The PKK and the Kurdish Fight for Independence (İngilizce). NYU Press. s. 115. ISBN 9780814796115. 12 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  57. Paige Whaley Eager (15 Nisan 2016). From Freedom Fighters to Terrorists: Women and Political Violence (İngilizce). Routledge. s. 178. ISBN 9781317132288. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2020.
  58. Kuseyri, Murat (3 Ekim 2008). "Savcılara hatırlatma". Everensel. 12 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
  59. "JİTEM'in karanlık eylemleri, Türkiye'ye para ve itibar kaybettiriyor". Zaman. 27 Ağustos 2008. Erişim tarihi: 14 Eylül 2009.
  60. http://www.haber7.com/haber/20110205/Cumartesi-anneleri-Erdoganin-konugu.php 8 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. haber7'ye göre fail meçhul sayisi 17500
  61. "Korkulu Rüya: Toros Taksi". Aktifhaber. 27 Temmuz 2009. 19 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2009. Meclis Araştırma Komisyonu bir bilanço çıkardı. Buna göre kimliği belirsiz kişilerce öldürülenlerin sayısı 17 bin 547'ydi. Kimsenin kimseye hesap soramadığı o günlerde her yerde korku hakimdi.
  62. "Katiller aramızda geziyor". Zaman. 12 Ocak 2000. 23 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2009.
  63. http://www.21yyte.org/tr/yazdir4026-Bir_Pkk_Propagandasi__17_Bin_Faili_Mechul_Yalani.html
  64. http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php/hm-yazarlari/sabahattin-talu/1073568-faili-mechul-sakizi-sabahattn-talu.html
  65. "JİTEM'ci askere 30 yıl". Radikal. 21 Mart 2008. 18 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2008.
  66. Ekinci, Burhan (20 Mart 2008). "Jitemci çavuşa önce tahliye sonra ceza". Taraf. 4 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2008.
  67. "JİTEM dosyası hem askeri hem sivil yargıda". NTVMSNBC. 20 Temmuz 2009. 21 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2009.
  68. Opçin, Tuncay (21 Ağustos 2008). "Abdullah Çatlı gibi bir anda tanındı". Haber7. 6 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2009.
  69. ""Yaşasın Adalet" Diyebilmek..." Anadolu Türk İnterneti. 25 Mart 2002. 14 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  70. Başyurt, Erhan (24 Ağustos 2009). "Babat'ın ifade vermesini de Ertosun mu engelledi?". Bugün. 1 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  71. "Komutana faili meçhul gözaltısı". NTVMSNBC. 23 Mart 2009. Erişim tarihi: 3 Eylül 2009.
  72. Mavioğlu, Ertuğrul (22 Temmuz 2009). "JİTEM cinayetleri itinayla örtbas edilir..." Radikal. Erişim tarihi: 3 Eylül 2009.
  73. Şık, Ahmet (3 Şubat 2005). "Acı bir Susurluk öyküsü". Radikal. 8 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2009.
  74. "'JİTEM'ci Aygan'ın itirafları ve büyük basın..." Yeni Şafak. 6 Şubat 2005. 1 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
  75. "İtirafçı Aygan'ın ilginç yaşam öyküsü". Haber7. 21 Ocak 2009. 4 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
  76. "Yanımda kafalarına sıktı". Star. 19 Ocak 2009. 17 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2009.
  77. "JİTEM'ci Abdülkerim Kırca intihar etti". NTVMSNBC. 20 Ocak 2009. 30 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2009.
  78. İnce, Fatih (20 Ocak 2009). "JİTEM'ci Albay'dan son infaz". Yeni Şafak. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  79. "Silahlı Kuvvetler JİTEM'ci albayı sahiplendi". Yeni Şafak. 20 Ocak 2009. 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2009.
  80. Duvaklı, Melik (18 Ocak 2009). "Oğlumu öldüren JİTEM'ciye A. Necdet Sezer madalya verdi". Zaman. 21 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2009.
  81. Ekinci, Burhan (2 Şubat 2005). "İşte İtiraf, İşte Ceset! Sorumlular Nerede?". Bianet. 5 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
  82. Aslan, 22 Haziran 2009 (3 Şubat 2005). "İtirafçı Aygan'ın, kayıp Hasan Ergül'le ilgili ifadesi doğru çıktı". Milliyet. Erişim tarihi: 23 Haziran 2009.
  83. http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1102032&Kategori=turkiye&b=Adli%20Tip%20Kurumu:%20Silopide%20bulunan%20kemikler%20hayvanlara%20ait
  84. "Arşivlenmiş kopya". 12 Şubat 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2011.
  85. Düzel, Neşe (28 Ocak 2009). "Abdülkadir Aygan: "Cem Ersever Ankara'ya bir bavul C4 götürdü"". Taraf. 29 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2009. Ben Özden’in de, Bahtiyar Aydın’ın da PKK tarafından vurulduklarına inanmıyorum. Bilgileri yan yana koyunca bu insanların iç çekişmede tasfiye edildikleri meydana çıkıyor. Askerî güçlerin içindeki bir oluşumun sakıncalı gördükleri kişileri tasfiye etme planının suikastlarıdır bunlar. Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın ve Özden, bu mücadele tarzının halkı PKK’ya doğru kaydırdığını söyleyen komutanlardı.
  86. Duvaklı, Melik (6 Temmuz 2009). "Askerin soruşturduğu komutan ölümleri 'faili meçhul' kalıyor". Zaman. 3 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
  87. Arslan, Şaban (29 Kasım 2008). "Albay suikastında 'Ebu Süfyan' kilidi". Yeni Şafak. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
  88. "Metin Göktepe'nin son haberi". CanDündar.com. 19 Ekim 1996. 18 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
  89. "TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Raporu/Bilgisine başvurulanlar". VikiKaynak. 19 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2009. Bahtiyar AYDIN’ı bir PKK itirafçısının öldürdüğünü, sebebinin de Silahlı Kuvvetlerde bir kesimin şiddetten yana olduğunu, bir kesimin de şiddete, öldürmeye karşı olan, halkı kazanalım dediğini, Bahtiyar AYDIN’ın terörle mücadelede şiddete karşı olan bir insan olduğunu, bu nedenle öldürüldüğünü (...)
  90. Şahin, Helin (2 Mayıs 2009). "Paşayı bir asker vurdu". Star. 30 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2009.
  91. "Gürak: Bahtiyar Aydın'ı PKK öldürdü". NTVMSNBC. 5 Aralık 2008. 24 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  92. Türker, Yıldırım (9 Şubat 2009). "Güçlükonak katliamı". Radikal. Erişim tarihi: 21 Şubat 2009.
  93. "Suç Duyurusu". Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu. 16 Nisan 1996. 27 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  94. Başlangıç, Celal (6 Ekim 2003). "Türkiye'nin yakasındaki katliam". Radikal. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  95. ""Birds or earthworms": the Güçlükonak Massacre, its alleged cover-up, and the prosecution of independent investigators" (İngilizce). Amnesty International. 11 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  96. "Güçlükonak'ta ne oldu?". Düşünce Suçuna Karşı Girişim. 27 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından (Video) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
  97. Korkmaz, Mehmet. ""Güçlükonak Katliamını Derin Devlet Yaptı"". Yeni Aktüel. Cilt 184. Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.
  98. Keskin, Adnan (7 Şubat 2009). "11 köylüyü JİTEM yaktı". Taraf. 14 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2009.
  99. Aslanbay, Ümit (4 Mart 2009). "Babamı karakola götürdüler sonra öldüğü haberi geldi". Milliyet. 27 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2009. AİHM’nin bu konuda “etkili soruşturma yürütülmediği” gerekçesiyle Türkiye’yi tazminata mahkûm etmesinin ardından da bu sessizliğini bozmadı.
  100. Duvaklı, Melik (28 Ocak 2009). "JİTEM'in korkunç infazları medyada". Zaman. Erişim tarihi: 21 Şubat 2009.
  101. Balıkçı, Faruk (4 Şubat 2005). "PKK itirafçısı: Musa Anter'i biz öldürdük". Hürriyet. 14 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2009.
  102. "'Şemdinli değil Diyarbakır çetesi'". Radikal. 26 Ocak 2006. 21 Mart 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009. Şemdinli'de Umut Kitabevi'nin bombalanmasından sonra tutuklanan istihbaratçı astsubay Ali Kaya, daha önce Diyarbakır'da görev yaptı. Bu şahıs 'Mutkili Ali' olarak bilinir. Şemdinli olaylarının birinci halkası Diyarbakır olaylarıdır. Ali Kaya JİTEM mensubudur. Bir organizasyon vardır ve bu 1990'da başlamıştır.
  103. "Arınç sordu: JİTEM nedir?". Radikal. 14 Kasım 2005. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
  104. "Şemdinli İddianamesi/Genel değerlendirme". VikiKaynak. 3 Mart 2006. 19 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009. Bu değerlendirmeler ışığında Şemdinli’de ortaya çıkan olayda terör eylemi kullanılmıştır. Yani terör örgütlerinin yapmış olduğu eylemlerin bir benzeri kamu görevlileri tarafından yapılmış ve sonuçta Hakkâri, Yüksekova, Şemdinli, Van, Muş, İstanbul gibi yerlerde bu olayları protesto etmek için birçok gösteri yapılmış, ölümler ve yaralanmalar meydana gelmiş, bina, araç ve gereç hasarları oluşmuştur.
  105. "Soruşturmaya izin yok savcıya ceza talebi var". Radikal. 21 Mart 2006. 30 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
  106. "Van Savcısı Sarıkaya Meslekten İhraç Edildi". Bianet. 20 Nisan 2006. 8 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
  107. Keskin, Adnan (20 Haziran 2006). "Şemdinli'de karar: İki askere 39'ar yıl". Radikal. 16 Ekim 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
  108. Keskin, Adnan (17 Mayıs 2007). "Yargıtay: Terör ayrı askerlik ayrı". Radikal. 13 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
  109. "Askeri Mahkeme Şemdinli Davasının "İyi Çocukları"nı Serbest Bıraktı". Bianet. 14 Aralık 2007. 11 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.