Kapitalist üretim biçimi
Kapitalist üretim biçimi, Marksist ekonomik söylemde 18. yüzyılın sonunda Batı Avrupa`da hızlıca büyüyen kapitalist toplumların sosyoekonomik temelini ifade eder, bu üretim tarzı daha sonra Batı Avrupa`yı da aşarak dünyaya yayılmıştır. Karakteristik özelliği özel mülkiyetin üretim araçlarının ağırlıklı bir bölümüne sahip olması; dağılımın ve değişiminin ana olarak piyasa ekonomisine dayanmasıdır. Sermaye sahibi hakim sınıf burjuva olarak ifade edilirken belirli bir ücret için emek gücünü satan sayıca çok, fakat hakimiyet kuramamış sınıfa da geniş anlamda proletarya denir.
Kapitalist üretim biçimi, farklı politik sistemlere ve sosyal yapılara sahip toplumlarda da var olabilir (örnek: liberal demokrasi, faşizm..)
Temel farklar
Sermaye; malın, hizmetlerin ve paranın ticaretinin yapılmasını ve elde edilen paranın birikimini mümkün kılan mülkiyet ilişkilerinin varlığını gerektirir.
Sadece para kazanma eyleminin bir yolu olarak "kapitalizm", kapitalist olmayan üreticilerin yaptığı basit meta üretimi ve bunların değişimde tüccarların ve bankerlerin aracılık etmesi yoluyla da var olabilir. (daha geniş bir anlamda tüccar kapitalizmi)
Kapitalist üretim biçimini farklı kılan şey ise, üretimin her girdi ve çıktısının piyasa ekonomisi aracılığıyla ticari olarak arz edilmesi ve kazandığı değişim değeriyle bir meta haline gelmesidir.
Bu biçim, üretim sisteminin kapitalizm akılcılığıyla tekrar biçimlendirilmesi ve düzenlenmesi, bunun da maliyet, satış ve kar gibi üretimin girdi ve çıktılarını belirlemesi gibi önemli bir sonuç doğurur. Bütün süreç ticari mantığa uyması ve sermaye biriktirilmesi amacıyla tekrar düzenlenmiş olur.
Marx bu bağlamda sermayeye tabi kılınan biçimsel kapsamın değiştiğini söyler. İş artık gerçek açıdan sermayeye tabi kılınmıştır. Teknoloji ve sosyal iş bölümü bütünüyle kar ve piyasaya dayanan ticari anlayışla değişmiş ve yeniden biçimlendirilmiştir. Modern sanayii zanaatkarlık ve küçük ev sanayii gibi eski üretim biçimlerinin yerini almıştır.