Sınıf mücadelesi
"Sınıf mücadelesi" ya da "sınıf savaşımı" kavramını ilk olarak Karl Marx ele almış ve 1848 yılında Friedrich Engels'le birlikte kaleme aldığı Komünist Manifesto adlı eserde "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir" demiştir [1]. Marx'a göre, kapitalizmde üretici pozisyonda bulunan ama bu pozisyonuna karşın üretim araçlarının burjuvazinin özel mülkiyetinde olmasından dolayı sömürülen işçi sınıfının, bu sömürüden kurtulması için burjuvazinin iktidarına son vermesi ve üretim araçlarını kamulaştırması gerekmektedir.
Komünizm |
---|
Yönleri
|
Çeşitleri
|
Uluslararası |
İlgili kavramlar
|
Eserler |
Sınıf savaşımı, Marksist sınıf teorisinde ve Tarih anlayışında, sınıflar arası ilişkilerin egemen hali olarak tespit edilir. Marksist tarih anlayışına göre, sınıf savaşımları, yalnızca belirli bir andaki toplumsal sınıflar arasındaki çatışma değildir, aksine o tarihin motorudur, yani tarihsel gelişmenin ve ilerlemenin dayanağı ifadesini sınıflar arasındaki savaşımda bulur. "Tarih sınıf savaşımları tarihidir" Marksizmde esas olarak.
Her ilerici sınıf, belli bir aşamada gericileşir ve çıkarları mevcut olanın korunmasında ifadesini bulur. Bu kaçınılmaz olarak böyledir Marksist teoride, çünkü tarihin ilerlemesinde, maddi yapı bu egemen sınıfın karşısına başka bir sınıf çıkarır ve bu sınıfın çıkarları mevcut sistemin aşılmasında ifadesini bulur. Marks, bunun örneğini burjuvaziyi değerlendirirken açık bir şekilde gösterir. Marksizme göre burjuvazi, feodalizmi tasfiye ederken devrimci, bu tasfiyenin ardından kendi egemenliğini kurduktan sonra ise gerici olarak ortaya çıkar. Ancak sınıf savaşımı bitmemiştir ve onu alt edecek sınıf bizzat burjuvaziyle birlikte doğmuştur; yani proletarya.
Sınıf savaşımının kaynağı sosyo-ekonomik koşullar denilen maddi toplumsal yapıdır, yani belirli bir andaki üretim ilişkileri ile üretici güçler arasındaki ilişki ve çelişkilerin toplamı. Bunun sonucunda sınıf savaşımlarının belli bir aşamasında egemen sınıf diğer sınıf tarafında alt edilir ve iktidarını kaybeder. Bu esas olarak üretim tarzındaki değişimin bir sonucudur; bu değişim beraberinde çıkarları egemen sınıftan farklı olan yeni bir sınıf üretmektedir.
Marksizm, sınıfların ortaya çıkışından itibaren, tarihi, sınıf savaşımlarının tarihi olarak anlamak gerektiğini söyler. İlkel köleci toplumdan feodalizme, oradan kapitalizme geçildiğini, bu geçişleri sağlayan itici gücün, maddi ekonomik yapıya bağlı olan sınıflar arasındaki savaşım olduğu belirtilir.
Proletaryaya gelindiğinde ise durum farklılaşmıştır bir bakıma. Proletarya, sınıf olarak kendi varlığını da ortadan kaldırmakta bulur gerçek çıkarlarını. Sınıflı toplumu devam ettirmek değil sona erdirmek, Marks'ın ekonomi-politik düşüncelerini takip ederek söylemek gerekirse, proletaryanın maddi-toplumsal yapıdan kaynaklanan zorunlu bir görevidir. Çeşitli Marksist düşünürler (Georg Lukács, Antonio Gramsci ya da Althusser gibi) bu teorisinin açıklanmasını yapmaya çalışmışlardır. Kimi ekonomist belirlenmeci, kimi iradeci bu teorilerde sınıf savaşımı temel bir bilimsel-politik argüman olarak işlev görür.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Dipnotlar
- "Komünist Parti Manifestosu". 22 Şubat 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2010.