Sovyetler Birliği'nde müzik
Ekim Devrimi ertesinde yetişen ilk büyük besteciler arasında D.Sostakoviç ve A.Haçaturyan başta gelir. İlk Senfonisi’yle büyük başarı kazanan Şostakoviç, Sovyet Devrimi’nin 10. yıldönümünde bu devrimi anlatan İkinci Senfoni’sini yazdı. Diğer ünlü eserleri arasında Leningrad ve Stalingrad Savaşı senfonileri de yer alan Şostakoviç, birçok bestecinin yetişmesinde de dolaysız katkıda bulundu. A.Haçaturyan, Kafkasya folklorundan esinlenerek yazdığı Gayane ve Spartaküs baleleriyle büyük ün kazandı; senfonilerinin yanı sıra piyano konçertosu ve keman konçertosu da beğenilen eserleri arasında yer aldı. Öte yandan Sovyet Devrimi’nden sonra ülkesinden ayrılan bir grup besteciden S.Prokofiyev’de 1933'te SSCB’ye dönerek geniş halk yığınlarının beğenisini kazanan Petro ve Kurt(1936) ve Romeo ve Jülyet balesini(1936) besteledi. Eisenstein’ın Aleksandr Nevski(1939) ve Korkunç İvan(1942) filmlerinin müziklerini hazırlayan Prokofiyev, 1942’ ünlü Savaş ve Barış operasını yazdı. Aynı dönemde B.Asafiyev, D.Kabalevski ve Y.Spridov beğenilen diğer besteciler arasında önde geliyorlardı.
Sovyetler Birliği’nde yetişen yeni kuşak besteciler arasında, A.Volkonski, A.Şnidke, V.Silvestrov,B.Tisçenko ilk ağızda akla gelen bestecilerdir. Sovyet müziğindeki ana doğrultu, müzik yaşamının tüm Birlik Cumhuriyetlerindeki canlılığı ve gelişmesine bağlıydı. Herkese ücretsiz öğrenim görme olanağı sağlayan konservatuvarların ülke ölçüsünde kurulması, kentlerde, hatta kasabalarda açılan opera ve baleler, bu gelişmeyi besleyen ana odaklardı.[1]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Büyük Ansiklopedi, Milliyet, 1990. Cilt 13. Sayfa 5018.