Türk Kurtuluş Savaşı Suriye Cephesi
I. Dünya Savaşı sırasında İngilizler, Osmanlı kuvvetlerini hızlı bir şekilde mağlup etmek için Arabistan'da bulunan Araplar ile anlaştılar. Bu antlaşma ile Araplar savaş bitince bağımsız olacaklardı. Fakat Rusya'da gerçekleşen Bolşevik İhtilali sırasında Vladimir Lenin, Rus Çarlığı sırasında imzalanan gizli antlaşmaları gün yüzüne çıkardı. Bu antlaşmalardan bir tanesi Sykes-Picot Anlaşmasıydı. Bu antlaşmaya göre Orta Doğu'yu İngilizler ve Fransızlar tarafından paylaşılıyordu. Bundan sonra toplanan San Remo Konferansında da Araplara bağımsızlık söz konusu bile değildi. Bunun üzerine Araplar silahlandı.
Türk-Fransız Cephesi Suriye-Fransız Cephesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Türk Kurtuluş Savaşı Suriye-Fransa savaşı | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Ankara Hükûmeti Suriyeli Araplar | Fransa | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Şefik "Özdemir" Bey Salih el-Ali İbrahim Hananu | Henri Gouraud | ||||||
Güçler | |||||||
Bilinmiyor | Bilinmiyor |
Arka plan
Fransızlar ile İngilizler Suriye İtilafnamesi uyarınca Musul'u ve Suriye'yi paylaştılar. Buna göre:
Ama burada bir sorun vardı. Sykes-Picot Anlaşması'ndaki Suriye'nin durumu ile Suriye İtilafnamesi'ndeki Suriye'nin arasında hiçbir fark yoktu (Suriye için). 15 Eylül 1919'da onaylanan San Remo Konferansında son şeklini alan bu paylaşım sonucunda Fransızlar harekete geçti.
Maysalun Savaşı
İlk direniş hareketi Suriye Kralı Faysal bin Hüseyin'nin emri ile eski Osmanlı yarbayı Yusuf el-Azme Şam civarındaki “Maysalun”da manda yönetiminin başındaki Fransız General Henri Gouraud ve askerlerine karşı birkaç bin neferiyle birlikte direnişe geçmesiyle başlar. Bu savaşta başta Yusuf el-Azme Paşa başta olmak üzere 2000 kadar asker şehit düştü. Fransızlar El-Azme direnişini bastırdıktan sonra Suriye'yi işgal ettiler. Maysalun savaşı sonrasında Suriye Kralı Faysal bin Hüseyin görevinden alındı ve sürgüne gönderildi. Bunun üzerine Faysal bin Hüseyin Irak Krallı oldu.
Anadolu ile Suriye'nin Dayanışması
Maysalun Savaşı sonrası Suriye ve Lübnan'ın Fransız mandasına girmesi üzerine Suriye merkezli direniş teşkilatları kurulmuş ve buradaki insanlar Ankara Hükûmeti ile ilişkiye geçmişlerdi. Şam'daki İngiliz istihbaratçıları Londra'ya gönderdikleri raporlarda Suriye Araplarının bir yabancı gücün yönetimi altına girmektense Türklerle birleşmeyi tercih edeceklerine dikkat çekiyorlardı. Hakikaten Suriye'de hava İngilizlerin ve Fransızların aleyhine dönmüştü. Türkiye ile onurlu şartlar içerisinde yeniden birleşme dahil her türlü seçenek tartışılıyordu. Suriyeliler Ankara Hükûmeti ile de gizli temaslar yaparak daha kapsamlı bir cemiyet kurulmasına önayak olmuşlardı.
Bu minvalde Ankara Hükûmeti'yle haberli olarak Özdemir Bey, 1920'de “Türk-Arap Dostluk Cemiyeti” veya diğer adıyla “Suriye-Filistin Müdafai Kuva-yı Osmaniye Heyeti”ni kurmuştu. Örgütte Suriye ve Lübnan'ın Şam, Hama, Humus, Halep, Lazkiye, Baalbek, Beyrut, Sur başta olmak üzere hemen hemen bütün şehirlerinden nüfuzlu şahsiyetler bu teşkilatla ilişki kurmuşlardı. Bu şahsiyetler arasında çeşitli etnik ve mezhebi kökenlerden subaylar, doktorlar, gazeteciler, tüccarlar, aşiret reisleri ve din adamları vardı.
- Teşkilatın başkanı Özdemir Bey idi.
- Teşkilat'ta yer alan şahsiyetlerden bazıları şöyleydi:
- Şamlı alimlerden Şeyh Kamil Efendi el-Kassab
- Şam'daki Kürt mahallesini temsilen Binbaşı kazmanizade Ahmet Bey
- Baalbek eşrafından Said Bey Haydar
- Çerkes eşrafından Musa Kazım Bey
- Şamlı Türklerin reisi İmam Hacı Vakkas Efendi
- Lübnan'ın Sur şehrinden Şii önderlerden Kamil el-Esad
- Lazkiye civarındaki Alevilerin liderlerinden Şeyh Salih el-Ali
- Kuneytra Çerkeslerinin reislerinden Müftü Bedreddin Efendi
- Trablusşam'dan Müftü Hasip Efendi
Teşkilatın kurucularından Mülazim Mustaba Sabri, Alevi Şeyhi Salih el-Ali'nin yanında Nusayri ve Alevi çetelerini tanzim ve idare ediyordu. Cemiyetin üç numaları fedailerindendi ve kod adı “Kuş Kadeh” idi.
Salih Ali Direnişi
Fransa, Maysalun Savaşı sonrası Sünni, Alevi ve Dürzi diye parçalara ayırdılar. Artık Fransız manda rejimlerine karşı Ankara Hükûmeti'nin de desteklediği direnişler başladı. Şeyh Salih kendisi de bir Alevi olmasına karşın diğer parçalarından ayrılmış bir “Alevi devleti”ne razı gelmemişti. Şeyh Salih İbn Ali, Mustafa Kemal Paşa tarafından desteklenen bir direniş organize etti. Fransız işgalcilere karşı Lazkiye civarındaki El Nuseyriye Dağlarında (Alevi dağları olarak da bilinir) Şeyh Salih İbn Ali direnişe geçti. El Nuseyriye Dağlarında Fransızları mağlup eden Seyh Salih, dağlara Arap bayrağının ortasına Osmanlı bayrağının remzini de yer alan bayrak dikmiştir. Fakat daha sonraları Henri Gouraud, El Nuseyriye Dağlarına girmeyi başarmış ve isyanı bastırmıştır.
İbrahim Hananu Direnişi
Başka bir direnişi ise Halep'te İbrahim Hananu Büyük Millet Meclisinin büyük desteği ile Halep ve civarında büyük bir direniş başlatmıştır. Halep ve civarı diğer bölgelere göre daha yoğun bir Türk kültürünün etkisi altındadır. Öyle ki Arapları Türkiye'ye bağlama fikrini savunan en büyük kenti. Bu yüzden Büyük Millet Meclisi bu isyanla birebir ilgilenmiştir. Hatta Anadolu'da bulunan Kuvâ-yi Milliye birlikleri Özdemir Bey komutasında bölgede bulunan Fransızlar ile doğrudan çatışmaya girmiştir. Çatışmalar sonucunda Fransızlar bu direnişi kıramamıştır. Direnişçiler Halep ve civarını elinde tutmuştur.
Ankara ile Suriye'nin Ayrılması
İbrahim Hanunu isyanını bastıramayan ve sürekli isyanlarla karşı karşıya kalan Fransızlar soluğu Ankara'da alır. 9 Haziran 1921 yılında Henry Franklin-Bouillon başkanlığındaki heyet Ankara'ya gelir. Bouillon, Mustafa Kemal Paşa, Yusuf Kemal Bey ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ile iki hafta kadar devam eden görüşmelerde bulundu. En sonunda Sakarya Meydan Muharebesinden ardından Ankara Antlaşması imzalandı.
Bu antlaşma ile her ne kadar Fransızlar, Yunanlara yaptığı yardımı kesip Antep ve Adana'yı terk etmiş ise de Büyük Millet Meclisi Suriye'de olan ve bastırılamayan direnişe verdiği desteği çekmiştir. Desteksiz kalan bu direnişte antlaşmanın ardından bastırıldı. Bu antlaşmanın ardından Suriye halkı yüzünü Türkiye'den Şam'a çevirmiş ve bağımsız bir Suriye için mücadele etmiştir. Ve en nihayetinde 1946 yılında Suriye bağımsızlığını ilan etmiştir.
Not: Mustafa Kemal Paşa'nın, Fransa'nın Anadolu'da işgal ettiği bölgelerden çekilmesi için buraya yardım edip müzakere sürecinde Fransa'ya istediklerini yaptırmak istediği iddia edilir.