Kanglılar
Kanglılar, Türk tarihinin ve coğrafyasının önemli bir bölümünde rol oynamış Türk boylarından birisi olmakla birlikte, 12. yüzyıl öncesi tarihleri ve kökenleri, kaynakların bilgi vermeyişine bağlı olarak karanlıktır.
Kanglılar ile ilgili bulunabilen ilk bilgi 9. yüzyılın ikinci yarısında, Basmıl, Dokuz Oğuz ve Karluklara komşu olarak Altaylar civarında yaşadıkları şeklindedir.[1]
Kökenleri
Kanglıların kökenleri son derece karışıktır. Bu karışıklığın sebebi hiç kuşkusuz kaynaklarda yeterli bilgi bulunmayışıdır. Çeşitli araştırmacılar, dolaylı olarak meseleye değinmişler ve görüşler ileri sürmüşlerdir.
Bu görüşler Kanglıların, "Kanglardan"[2], "Peçenek-Kangarlardan"[3] veya "Kıpçaklardan"[4] geldikleri şeklindedir.
Kâşgarlı Mahmud'un ünlü eseri Divân-ı Lügati't-Türk'te kanğlı (قنكلى) kağnı ve Kanğlı (قنكلى) kıpçaklardan büyük bir adamın adıdır.[5] diye yazılmıştır.
Bir başka varsayıma ve kaynaklara göre, Kanglıların, 5. - 6. yüzyıllarında Çin’in kuzey bölgelerinde, Doğu Türkistan, Gobi ve Moğolistan yöresinde görülen Kangju (康居; Kāngjū, önceden Kang-gü, K'ang-kü denilen)'lardan geldiklerini düşünülür.
Shiratori Kurakichi dayanaklı metne ait araştırmalar sonucunda K'ang-chü halkı kökeni Türk sanılır[6], buna karşın diğer bilim adamları onların İranlı veya esas Tokharian'lı eğilimli olduğunu göz önünde bulundururlar.[7]
Milattan önce 128 yılında Çinli gezgin ve diplomat Zhang Qian (張騫; Zhāngqiān) bölgeyi ziyaret eden Kangju'dan söz etmiş:
Kangju ortalama 2000 li (832 km) Dayuan (o çağda Fergana vadisine verilen isim)'nın kuzeybatısında konumlanır. Bu insanlar göçmen ve giyimleri ile Yuezhi'lere benzerler. Onlar 80,000 veya 90,000 yetenekli okçu savaşçılardır. Ülkeleri küçük ve Dayuan'la sınırdır. Onlar güneyde Yuezhi (月支; Yuèzhī) halkının ve doğuda Xiongnu (匈奴; Xiōngnú)'ların bağımsızlıklarını tanırlar.[8]
Han Kitabı (汉书; Hànshū) zamanında (milattan önce 125 ile 23 sonrası) "Kangju'lar ortalama 600.000 insan ile 125.000 silâh taşımaya yetenekli erkeklerle büyük önemli bir ulustur. Kangju'lar anlaşılır biçimde şimdi kendi yasaları ile bir büyük güç. Bu zamanda Dayuan'da bulunan "beş küçük olan krallığa" egemendirler."[9]
Sui ve Tang Hanedanı boyunca Kangju'lara ait olan açıkça Kang (康国) devleti vardı, buna karşın aynı zamanda bölgede Göktürk Kağanlığı egemendiler.[10]
Tarihsel dağılımları
12. yüzyıla kadar başka bilgi yoktur. Bu yüzyılda bir kısmı doğuda Çin’in kuzeyinde bir kısmı da Yedisu bölgesinde görülürler. Doğudakilerin 12. yüzyılın erken devirlerinde zaman zaman Kin İmparatoruna bağlandıkları[12], Yedisu bölgesine gelenlerin ise, aynı yüzyılın ikinci çeyreğinde Karluklarla birlikte Karahanlıların yönetimi altında olduklarına şahit olmaktayız.[13]
Yedisu bölgesinde yaşayanlar, Doğu Karahanlı sahasının Karahıtay Gur Han’ın eline geçmesiyle 12. yüzyılın ortalarında Gur Han’a bağımlı oldular.[14] Bunların ve Sırderya’nın kuzeyinde bozkırda yerleşenlerin büyük çoğunluğu aynı yüzyılın 80'li yıllarından itibaren kütleler halinde Harezmşahlar devletinin hizmetine girerek.[15], Harezm ve Maveraünnehir’in önemli merkezlerine yerleşmişlerdir. I. Abu Gazi Bahadur’nin ifadesiyle, geride Çu ve Talas civarında 10 bin çadırlık küçük bir Kanglı kütlesi kalmıştır.[16] Harezmşahların askeri gücünün önemli bir kısmı, Yedisu ve bozkırdan göç eden işte bu Kanglılardan oluşmuştur.
Cengiz Han’ın tarih sahnesine çıkışıyla birlikte, önce vaktiyle Keraitlere bağlı uruglar olmak üzere Moğolistan ve Gobi civarındaki Kanglılar[17], Naymanlar, Harezmşahlar ve kuzey seferleri dolayısıyla da Yedisu, Maveraünnehir, Harezm ve bozkırda yaşayanlar, tamamen Moğolların idaresine girdiler.[18]
Hive Hanlığında Kanglılar
Firdevs al-İkbal’in anlattıklarına bakılırsa Hive Hanlığı’nda 17. yüzyılın ortalarında Kanglılar ayrı bir boy olarak bulunurlardı. 1646 veya 1647’de Hive’de Özbeklerin yardımıyla tahta çıkan I. Abu Gazi Bahadur, yönetimi ele aldıktan sonra gerek sarayda gerekse hanlık sınırları içinde halkı bölmek ya da birleştirmek suretiyle yeni bir idari yapılanmaya gitmiştir. İşte bu yeni yapılanmada Kanglı ve Kıpçak tek bir tayfa yapılmış olup, toplam on dört alt boy birleştirilmiş, bu nedenle bundan böyle "on dört boy" şeklinde adlandırılmışlardır.[19] 1694 veya 1695 yılında Hive Han’ı Ernek’i devirmek için kurulan orduya Kanglılardan da asker toplanmıştı. Yapılan baskın sonunda Ernek Han öldürülmüş ve yerine Coçi (Cuci) Sultan, Han yapılmıştır.[19] Bundan sonraki dönemlerde de Hive Hanlığında varlıklarını devam ettiren bu Kanglılarla ilgili bulunan bilgiler bu kadardır.
Gobi ve Moğolistan yöresinde yaşayan Kanglılar
Moğolistan'nın batısında ve Gobi yöresinde yaşayan Kanglı boy ve oymakları, Cengiz Han’ın Keraitleri ortadan kaldırmasınden sonra Moğollara bağlanmışlardı. Çin’de kurulan Moğol Yuan Hanedanı’nında Chu-se (Se-mu)[20] sınıfına dahil edilen Kanglıların, bu devlet içerisinde çok etkili oldukları ve önemli memuriyetlere getirildikleri görülmektedir.
Çin’de kurulan Moğol Yuan Hanedanı (元朝; Yuáncháo Moğolca: Dai Ön Ulus) tarihine ait Çince kayıtlardan edindiğimiz bilgilere göre, Moğol istilası sonrası Qumar Hatun ve Pu-hu-mu gibi iki soylu Kanglı ailelerine mensup kimseler başta olmak üzere birçok Kanglı büyüğünün Moğol devletinin merkeziyle Yuan Hanedanı’nda önemli üst düzey görevlere geldikleri görülmektedir.
Qumar Hatun ailesi
Asil bir Kanglı ailesinden geldiği anlaşılan Qumar Hatun, Cengiz Han’ın Kanglılar üzerine düzenliği sefer sırasında dul kalır, kendi ülkesinde karışıklık olur ve aileleri mağlubiyete uğrar, oluşan kargaşadan çocuklarının zarar görmemesi ve onların hayatını garanti altına almak amacıyla Cengiz Han’ın hizmetine girmeye karar verir, ve Moğol başkentine gelir, bu sırada Ögeday yeni tahta oturur. Han’a sunduğu hediyelerle onu memnun eden Kumar Hatun, iki yıl kadar iki oğluyla birlikte Ögeday’ın yanında yaşar. Ülkesinde dinginlik sağlanması üzerine, atalarının mezarlarını korumak için Han’dan ülkesine gitmesine izin verilmesini ister ve iki oğlunu onun hizmetine sunar. Han, onun bu hareketinden memnun kalarak ülkesine gitmesine izin verir ve Qumar Hatun törenle ülkesine uğurlanır. Ch’ü-lü (Külüg) ve Ya-ya adlı iki oğlu muhafız kıtasına alınır.
Oğulları Möngke Han’la birlikte Szu-ch’uan seferine katılırlar, başarılarından dolayı binbaşı rütbeli oğlu Ya-ya’ya "K’ang-kuo Wang" yani Batı Türkistan (Kanglı memleketi, Eskiden Çinliler Batı Türkistan’a "K’ang-chü" adını verirlerdi.) prensi unvanı verilir. Altı oğlu olan Ya-ya’nın ölümünden sonra kalıtım yoluyla rütbesi oğlu ‘Oşman’a verilir.[21] Ya-ya’nın diğer iki oğlu Aşan Buga (A-sha Pu-hua) ve Kanglı Togta, Kubilay Han (1214-1294) zamanında önemli hizmetlerde bulunurlar. Aşan Buga asi Moğol ardıllarından Noyan (Naiyen)’a karşı yaptığı savaşı başarıyla kazanır.[22] 1295 yılında Kubilay Han ölünce yerine Temür Olcaytu Han (1295-1308) tahta geçer. 1308’de Temür Han’ın ölümü üzerine An-shi kralı Ananda (Kubilay Han’ın oğlu Manggala’dan torunu) isyanının bastırılmasını ve Temür Olcaytu Han’ın yerine Külüg Han (Khayišan)’ın han olmasını sağlar. Gayşan, bu hizmetlerinden dolayı ona Chung-shu P’ing-chang-cheng-shih ve Chüh-kuo-ta-shih görevini verir. Aşan Buga, 1309’da 47 yaşında ölür.[23]
Ming devri kaynaklarında İnal Togta olarak anılan Ya-ya’nın diğer oğlu Kanglı Togta'ya da önemli görevler verilir. Moğol devrinde Qanglı Togta adıyla, 1308 yılından sonra baş vezirlikten sonraki en önemli göreve tayin edilir. Ho-ning Wang (Ho-ning prensi) unvanını alır. Karısının adı Tahai Ti-chin (Tagai Tigin veya Tagai Tegin)[24] olan Kanglı Togta 1327 yılında 56 yaşındayken ölür. Ya-ya’nın diğer çocukları Temür Taş, Taş Temür ve Yısa’ur da Yüan hanedanında Aşan Buga, Kanglı Togta’dan sonra önemli görevler yapmışlardır.[25]
Pu-hu-mu ailesi
Bu aile Kanglı Hükümdarı ile aynı aileye veya soya mensuptur.[26] Bunlar, nesiller boyu K’ang-li (Qanglı) kabilesinin büyük devlet büyükleri olmuşlardır. Yine bu aileye ait kayda göre, Kanglılar (K’ang-li), Kao-ch’e’lerden gelmektedir.[27]
Pu-hu-mu, Kubilay Han devrinin en tanınmış devlet adamlarındandır. Lakabı Yung-ch’en’dir. Vaktiyle Kerait Ong Han’ın hizmetinde bulunmuş olan Qayran Bay’ın onuncu oğlu Alçin (Yen-shen)’den torunudur. Ong Han’ın Cengiz Han tarafından ortadan kaldırılmasından sonra Gayran Bay’ın kuzey batıya çekip gitmesi üzerine henüz altı yaşındaki oğlu Alçin, Cengiz tarafından yakalanarak Tuli’nin karısı, Kubilay Han ve Möngke Han’ların annesi Chuangsheng’e verilmiştir. O da şefkat göstererek baktığı Alçin’i hizmet etmesi için oğlu Kubilay’a gönderdi. Büyüyünce savaşlara katılarak büyük başarılar kazandı. Möngke Han’ın ölümünden sonra vaktiyle Kubilay Han’a verilmiş olan ordunun idaresi onun emrine verildi. Oğlu Pu-hu-mu Yüan devletinin ilk on devlet adamlarından birisi arasında gösterilmektedir. Birçok hizmetlerde bulunduktan sonra 1300 yılında ölmüştür. Aynı şekilde oğlu Hui-hui de önemli görevlerde bulunmuştur. Nao-nao, Kiang-Che P’ing-chang-chengshih[28]’si ve devrinin meşhur Konfüçyanistlerinden biridir.[29] Pu-hu-mu ailesinin bir diğer ferdi de Baycu’dur. Kabiliyetli oluşu nedeniyle Han-lin (akademi üyesi) olarak Devlet Tarih Dairesi Başkanlığı Memurluğuna (Kua-shih-yüan-tu-shih) yükseltilmiştir.
Bir başka isim Tu-hu-lu (Tuglug)’dur. Pu-hu-mu’nun mahiyetinde görev yapmıştır. Kanglı İnal’ın torunu Yalıg Taş (Ya-li Ta-shih)’ın oğludur. Pu-humu ile birlikte hareket eden Tuglug, Kubilay Han döneminde hizmet etmiştir. Aynı soydan oldukları düşünülür. 1303 yılında 48 yaşındayken ölmüştür.[30]
Oros ailesi
Bu aile için Qanglı-Baya’ut yorumu kullanılmıştır. Her ne kadar "Baya’ut" ifadesine bakarak Moğol boyu olduğu söylenmişse de, bu kabul görmemiştir. Türk Kanglılara yakınlığı dikkate alınarak Oğuz göçlerinden sonra doğuda kalan ve Kanglılara katılmış Oğuz Bayatların kalıntıları olduğu ileri sürülmüştür.[31] Kanglılardan olduğu kaydedilen Kuan-lo-ssu (Oros)’nun atası, Ha-shih Pai-yao’dur. Bu şahıs daha başlangıçta Moğollara tabi olarak Sultan Chuang-sheng’e sığırtmaç dairesinde hizmet etmiştir. Büyük babası Qaydu (Hai-tu), Möngke Han’ın alt kademedekilerinde Tiao-yü-shan’a yapılan saldırıda ölmüştür. Babası Menglik Temür, Kubilay Han’ın hizmetinde çalışmış ve bitici olmuştur.[32] Bu aileden Ai-pai Pai-ya-wu (Ay Bay Bayağut) da Cengiz Han zamanında gelerek ona tabi olmuştur. Başlangıçta 50 aile ile Moğolların güney seferine katılmış ve bu sefer sırasında ölmüştür.[33] Onun ölümünden sonra oğlu Yesüdar babasının yerine getirilmiştir. Başvezir ile birlikte Hsiang-fan seferine katılmıştır. Önce yüzbaşılıktan binbaşılığa, 1279 yılında da Huai-yüan ulu generalli unvanı ile tümen başılığa terfi ettirilen Ay Bay Bayağut, Chiang-huai’de birkaç yüz gemilik bir kuvvete kumanda ederek Japonya’ya sefer yapmıştır. Sefer dönüşü Han, 100 aile, elbise, yay, ok ve eğer ihsan ederek ödüllendirmiştir. 1285 yılında Kıpçak muhafız kuvveti komutanlığına getirilmiş, 1299 yılında da ölmüştür.[34]
Kanglılardan çok önemli göreve gelebilmiş isimlerden biri de Tarığçı (T’a-lich’ih)’dır. Babası Yeh-li-li Pai (İllig Bay) cesaret ve başarısı ile otağın önünde baş muhafız olmuş, İmparatorun emriyle Ho-nan seferine katılmıştır. Tarığçı, okumayı çok seven, iyi at binen ve iyi ok atan birisiydi. Babasının ölümünden sonra onun görevine gelmiştir. Tarığçı, Moğol ordusuna ait meralarda çıkan ihtilafların giderilmesi için carğuçi yani hakim tayin edilmiş, bu görevi başarıyla yerine getirmesinden dolayı Kubilay tarafından tanınmıştır. Ölüm tarihi bilinmemektedir.[35]
Kaynaklarda verilen Qumar Hatun, Pu-hu-mu ve Oros gibi üç aileden başka Moğol devletinde önemli görevler yapmış Tahir Bahadur ve oğlu Yesüdar ile Tarığçı, Mingan, Hamat ve Ting-chu’nun öz geçmişleri de verilmiştir.
Çağatay Ulusunda Kanglılar
Bunları, Cengiz’in Harezmşahlar seferi öncesi ona bağlanarak onun bu ve diğer seferlerine katılmışlardı. Moğol istilasından sonra Talas ile Issık Göl arasındaki sahayı zorla ele geçirdikleri görülmektedir. Yedisu’daki Nasturilerin bunlara bağıntısı olması olasılı üzerinde durulmuştur.[36] Cengiz Han’ın oğulları arasında yaptığı bölüntüde Yedisu bölgesinin Çağatay Han’ın obasına düşmesiyle, Çağatay Ulusu içerinde yer alan Yedisu Bölgesi Kanglılarının, Çağatay Ulusu sahasında Moğolistan devleti kurulana kadar haklarında herhangi bir bilgi bulunmaz.
Ancak Çağatay Han’ı Tuğluk Temür zamanından itibaren yeniden bahsedilmeye başlanan Kanglıların, bu devlet dağılana kadar "Kanglı Bikicek" veya sadece "Bikicek" (veya Bikicik, Bekcik, Bekcak) adıyla da anıldıkları görülmektedir[37]
Bikicek ismi ilk olarak, Çağatay Han’ı I. Esen Buga Han (1309-1318)’ın ölümünden sonra, Taş Temür tarafından, Tuğluk Temür’ün han ilan edilmek üzere Aksu’da oturan Dulatlardan Emir Bolatşi (Bulaci)’ye götürülürken, Aksu yakınlarında karşılaşılan tüccarlardan birisinin ismi olarak anlatılır.
Kanglı-Bekçikler
Doğu Çağatay Hanlığı Tuğluk Temür zamanından itibaren hemen bütün Yedisu bölgesi tarihinde, onun zamanıyla sınırlı olmak üzere de Maveraünnehir’de etkili olmuşlardır. Tuğluk Temür’ün Çağatay bölgesindeki daha ilk faaliyetlerinde onun yanında yer alan Kanglılar, Keraitlerle birlikte Tuğluk Temür’ün Maveraünnehir seferine (1360 yılı Şubat-Mart ) öncü kuvveti olarak katılmışlardır. Bölgenin önemli emirlerinden Celayırlı Beyazıd ve Emir Temür’ün de buyruğa uymasıyla sonuçlanan bu seferle Maveraünnehir, Tuğluk Temür adına fethedilmiştir[38]
Yedisu (Yedinehir), Issık Göl ve Maveraünnehir’in doğu bölgelerine dağılmış durumda olan Kanglı boy ve oymakları, yaşadıkları coğrafyanın Sovyetler döneminde Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan arasında bölüşülmesiyle üçe bölündüler. Günümüzde bu üç devlet içerisinde varlıklarını koruyan Kanglıların, Kırgızistan’da yaşayanları küçük bir gruptur. Barthold’a göre, Kanglılarının etkisiyle Kara-Kırgız (Kırgız) lehçesi Yenisey Türklerinden çok daha Kazak lehçesine yaklaşmıştır.[39] Özbekistan’dakiler, kendilerini Kazakistan Kanglılarından yani Ulu Cüz’den sayarlar. Kanglıların asıl büyük kütlesi etnik yapılarını da koruyarak Kazakistan’da Ulu Cüz içerisinde Yedisu bölgesinde, Jambıl Eyaleti ve Taldıkorgan şehrinde (Taraz, Almatı) bugün de varlıklarını korumaktadırlar.
Kanglılar, Kazak ve Kırgızlar'dan başka Karakalpakların [40], Özbekistan Özbekleriyle [41] Harezm Özbeklerinin [42], Başkurtların[43], Nogay ve Kırım Tatarlarıyla[44], Amanjolov’a göre, Altay ve Yenisey Türkleri arasında da bulunurlar.[45] Altay ve Yenisey Türkleri arasında Kan, Yakutlar arasında Kangalas adıyla yer almaktadır. Burada Celaleddin Harezmşah'la birlikte İran ve Azerbaycan yöresine gelen bir grup Kanglının, onun ölümünden sonra Doğu Anadolu Bölgesi ve Suriye’ye geçtiklerini ve anlatılan bölgelere yerleştiklerini de ifade etmekte fayda vardır.[46] Dolayısıyla Türkiye Türkleri arasına da çok az da olsa karışmışlardır.
Cuci Ulusunda Kanglılar
Cuci Ulusu’nda da karşımıza çıkan Kanglılar, Moğolların Deşt-i Kıpçak (Kıpçak bozkırı)’a geldiği sıralarda İrtiş-Yayık-Seyhun nehirleri üçgeninde bozkırda yaşayan, 13. yüzyılın 20'li yıllarında Subetay ve Batu’nun seferleriyle kontrol altına alınan Kanglıların kalıntılarıdır. Moğolların bölgeye hakim olmasından sonra uzunca bir süre ta ki, Tulubay idaresinde Kanglıların, Altın Orda’da ayrı bir il durumunda olduklarını öğrenene kadar Cuci Ulusu idaresindeki Kanglılardan haber yoktur.
Deşt-i Kıpçak’ta Cuci Ulusu’nun siyasi tarihinde önemli rol oynayan Türk illerinden biri Karluklar ve Uygurlarla birlikte Kanglılar olmuştur. Cengiz Han dönemi Moğol istilasıyla birlikte Deşt-i Kıpçak’a giren Moğol kabileleri, yerli Türk ögelere oranla çok daha az olmalarına rağmen Moğolların eline geçen diğer ülkelerde olduğu gibi, Altın Orda’da da egemenliği elde tutmayı başarmışlardır. Ancak Uygur ve Kanglılar gibi bu Moğol sıradüzenini kırarak kural dışı olan Türk illeri de çıkmıştır.
Altın Orda Han’ı Berdi-Bek (1357-1360)’in atalığı olan Kanglı Tulubay, Berdi-Bek üzerinde söz geçirme etkinliği ve uyguladığı siyasetle Sayın Han sülalesinin yok olmasına ve Altın Orda’nın fetret devrine sürüklenmesine yol açmış, birçok Moğol ileri gelenlerinin olduğu kadar devletin de kaderiyle oynamış önemli bir kişidir.
Kanglı Tulubay’ın, Berdi-Bek Han’ın atalığı aynı zamanda da tümen beyi olduğu ifade edilmiştir. Tulubay “rükn-i a’zam-ı devlet”[47] yorumunu kullanmıştır.
16. yüzyılın ortalarında Cuci Ulusu bölgesinde Ebul-Hayr Han (1428-1468) döneminde bozkırda çıkan huzursuzluğa bağlı olarak Urus Han soyundan Canibek ve Kerey, ondan ayrılarak kendilerine bağlı boy ve oymaklarla Yedisu Bölgesinin batısına gelerek burada Doğu Çağatay Han’ı II. Esen Buga’nın gözetimi altına girmişlerdir. İşte Tulubay’dan sonra etkinliklerini izlemeyemediğimiz Altın Orda Kanglıları da, Canibek ve Kerey’le birlikte Yedisu’ya gelerek Çu, Talas ve Seyhun kıyılarıyla Karadağların güney eteklerine yerleşmişlerdir[48]
Notlar
- Kumekov, B. (2002), “Kıpçak Hanlığı”, Çev. Aydos Şalbayev, Türkler, II, Ankara. sayfa 784
- N. A. Aristov, Zametki ob Etniçeskom Sostave Tyurskih Plemen i Narodnastey i Svedeniya ob ih Çislennosti, S-Peterburg, 1897, sayfa 403-404.; M. Tınışbayev, Materialı k İstorii Kirgiz-Kazakskogo Naroda, Taşkent 1925, sayfa 6.; A. Z. V. Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, İstanbul 1981, sayfa 147-149, 404-405.
- S. P. Tolstov, Goroda Guzov, Sovetskaya Etnografiya, 1947, No: 3, sayfa 101.; S. G. Klyaştornıy, Derevnetyurskie Runiçeskie Pamyatniki, Moskva 1964, sayfa 177-179.
- F. Sümer, Türk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Türk Destanları, İstanbul 1997, sayfa 73.; M. Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul 1976, sayfa 38.; A. Taşağıl, Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları, Ankara 2004, sayfa 62.
- TDK Divanü Lugati't-Türk Veri Tabanı
- Shiratori Kurakichi. Shiratori Kurakichi Zenshü (Tokyo: Iwanami Shoten, 1970), 48. Originally published in Tōyō Gakuhō 14, no. 2 (1925).
- Sogdians and Buddhism, sayfa 5. Mariko Namba Walter. (2006) Sino-Platonic Papers No. 174. Nov 2006. Dept. of East Asian Languages and Civilizations, University of Pennsylvania.
- "Records of the Great Historian, Han Dynasty II", Sima Qian, translated by Burton Watson, Revised edition (1993) Columbia University Press, sayfa 234. ISBN 0-231-08167-7.
- Hulsewé, A.F.P. (1979) China in Central Asia: The Early Stage (123 B.C.–A.D. 23). Leiden, E.J. Brill. ISBN 90-04-05884-2, sayfa 126, 130-132.
- Tangshu chapter 221b, p. 1, translated (into French) by Édouard Chavannes in Documents sur les tou-kiue [turcs] occidentaux, pp. 132-147. Paris. (1900).
- Bahaeddin Ögel,1993, Türk Mitolojisi I, İstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları. s.60-61.
- Bretschneider 1996: 223, 302
- Turan 1965: 175-176; Togan 1981: 405; Bernştam 1998: 306
- Alaaddin Ata Melik Cüveynî (Ebü'l- Muzaffer Alâúdîn Atâ‘ Melik bin Bahâiddîn Muhammed el-Cüveynî) 1999: 305
- Bağdadî 1936: 158-159, 174-175; Ebul-Gazi 1996a: 31; d’Occon3 1996: 105; Köprülü 1943: 233-234; Barthold, 1990: 363; Kafesoğlu 1992: 94.
- Abū al-Gāzi Bahādur Han (1996a): 31 Rodoslovnoe Drevo Tyurkov, (Haz. Akademik R. Rahmanaliyev), Moskva-Taşkent-Bişkek.
- Ögel 1964: 245-247, 265, 267; Ch’i 1970: 373, 381; Bretschneider 1996: 302.
- MGT 1986: 185, 195; Cüveynî 1999: 116, 120
- Materialı po İstorii Kazahskih Hanstv v XV-XVIII Vekov, (İzvileçeniya iz Persidskih i Turskih Soçineniy) (1969), Alma-ata sayfa 457.
- T’ang Ch’i, Moğol Sülalesi Devrinde Türk ve İslam Dünyası ile Temasta Bulunan Şahsiyetler, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi Kürsüsü, Doktora Tezi, İstanbul, 1970, sayfa 379.
- Ögel 1964: 249; Bretschneider 1996: 303.
- Ögel 1964: 248-249.
- Ch’i 1970: 376-377.
- Ögel 1964: 249-250.
- Ögel 1964: 250-251.
- Ögel 1964: 247.
- Ögel 1964: 257; Bretschneider 1996: 302.
- Kumandan yardımcılığı yanı sıra hükümet işlerine bakan üst düzey bir memuriyettir
- Ögel 1964: 258-259.
- Ögel 1964: 263.
- Köprülü 1925: 201-202.
- Ögel 1964: 265.
- Ögel 1964: 267; Ch’i 1970: 373.
- Ch’i 1970: 373.
- Ögel 1964: 270.
- Barthold 1925: 92
- Şami 1987: 22, 26, 27, 29, 30 vd.; Dulati 1999: 42, 43, 47 vd.; Aka 1994: 7; Yudin 2001: 74
- Şami 1987: 18; Dulati 1999: 42-43; Pişçulina 1977: 47-48
- Barthold 1899: 353-354
- Djanko 1950: 45, 111; KK ASSR 1995: 121; Golden 2002: 242.
- Golden 2002: 242
- Valihanov 1961: 553; KK ASSR 1995: 121
- Rudenko 1955: 329; Togan 1981: 162; İnan 1998: 72; Golden 2002: 242
- Golden 2002: 242.
- Amanjolov (1997: 96.
- Köprülü 1988: 290-292; Geyikoğlu 1994: 275-285; Geyikoğlı 1997: 371-380; Sümer 1997: 75; Uyumaz 2003: 63-64.
- Tafawut al-Athar fi dhikr al-ikhyar (تفاوه الآثار فی ذکر الاخیار) by Mahmud ibn Hidayat al-Natanzi, written in 1589
- Pişçulina, K. A. (1977), Yugo-Vostoçnıy Kazahstan v Seredine XIV-Naçale XVI Vekov, Alma-Ata. sayfa 240; Albani, Bayuzak Kojabekulı (1994), Tarihi Tanım, Almatı. sayfa 43.
Kaynakça
- Moğol İstilası Sonrası Kanglılar/Kanklılar Yard. Doç. Dr. Osman Yorulmaz
- Amanjolov, S. (1997), Voprosı Dialektologii i İstorii Kazahskogo Yazıka, Almatı.
- Ch’i, Tang (1970), Moğol Sülalesi Devrinde Türk ve İslam Dünyası ile Temasta Bulunan Şahsiyetler, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi Kürsüsü, Doktora Tezi, İstanbul.
- Faruk Sümer, (1997), Türk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Türk Destanları, İstanbul.
- Şami, N. (1987), Zafername, Çev. Necati Lugal, Ankara.
- Taşağıl, A. (2004), Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları, Ankara.
- Tınışbayev, M. (1925), Materialı k İstorii Kirgiz-Kazakskogo Naroda, Taşkent.
- Z. V. Togan, (1981), Umumi Türk Tarihi’ne Giriş, İstanbul.
- İbn Bibi Hüseyin ibn Muhammed er-Rugadi (684/1285), (1996), el-Evamiru’l-Alaiyye fi’l-Umuri’l-Alaiyye, (Terc. Mürsel Öztürk), II, Ankara.
- Ögel, B. (1964), Sino-Turcica, Taipei-(Ankara).
- Yorulmaz O. (2002), Küçük Cüz Kazakları İle Çarlık Rusya Arasındaki Siyasi Münasebetler (1730-1790), Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul.
- Dulati, Muhammed Haydar (1999), Tarih-i Raşidi, Almatı.
- I. Abu Gazi Bahadur, (1996a) Rodoslovnoe Drevo Tyurkov, (Haz. Akademik R. Rahmanaliyev), Moskva-Taşkent-Bişkek.
- (1996b), Şecere-i Terakime, (Haz. Zuhal Kargı Ölmez), Ankara.
- Geyikoğlu, H. (1994), Harezmlilerin Anadolu Selçuklu Devleti Himaye ve Hizmetine Alınmaları, Türk Kültürü, C. XXXII, sayfa 373, İstanbul.
- (1997), Anadolu’da Kalan Harezmliler (Horzumlular), Türk Kültürü, C. XXXV, sayfa 410, İstanbul.
- Rudenko, S. İ. (1955), Başkiri, M-L.