Mevlevîlik
Mevlevîlik (Osmanlı Türkçesi: مولويه - Mevleviyye), 13. yüzyılda yaşamış Mevlana Celaleddin Rumi'nin görüşleri ve tasavvufî düşünceleri üzerine, kendisinin ölümünün ardından gelişen tarikattır.[1]
Tarihi
Mevlana bir tarikat kurmamış olsa da bunun temellerini attı. Dostlarıyla birlikte sohbet toplantıları düzenler, bu toplantılarda dini konuşmalar yapılır, müzik dinlenir, sema yapılır ve zikredilirdi. Zamanla Mevlana'nın fikirleri yayıldı ve toplantılarına katılmak isteyenlerin sayısı arttı. Bu kişilerin bazıları İran ve Arabistan gibi yabancı ülkelerden geliyorlardı. Mevlana, toplantılara düzen vermek için bazı kurallar koydu. Bu düzen, Mevlevilik tarikatı ritüellerinin kökenini oluşturacaktı. Gönül dostu Şems'i kaybettikten sonra Mesnevi'yi yazdırır. Oğlu Sultan Veled, talebesi Hüsamettin Çelebi ve ardından gelenler bunu geliştirip önce Anadolu'ya daha sonra da diğer yörelere yaymışlardır. Mevlana'nın torunlarından biri de Kütahya'da Dönenler Camii'nde yatmaktadır.
Mevlana'nın oğlu Sultan Veled postnişin (şeyh) olduktan sonra bir tarikat merkezi (tekke) inşa edildi. Bu tekkede Kur'an ve Mesnevi okunuyordu. Böylece mevlevilik, sufi tarikatlardan biri haline geldi. Mevlana'nın, yakınları ve dostlarının defnedilmiş olduğu Konya'daki Yeşil Kubbe (Kubbe-i Hadra), tarikatın manevi merkezi halini aldı. Bugün de pek çok müslüman bu türbeyi ve yanındaki tekkeyi ziyaret etmektedir.
Mevleviliğinin başlangıcında sema ayini, dervişlerin vecde gelmesiyle başlıyordu. Ulu Arif Çelebi zamanında semadan önce Kur'an ve gazeller okunmaya başladı. Sema ayini Mukabele denilen günümüzdeki şeklini 15. yüzyılda Pir Adil Çelebi zamanında aldı.
Ritüeller
Mevleviliğin gelişmiş bir adap ve kural sistemi vardır. Misal, ortak tabaktan yemek yeniyorsa kaşığın bir tarafı ile yemek alınır, diğer tarafı ile yemek yenir. Kaşığın ağza değen kısmının yemeğe değmemesine özen gösterilir. Ayrıca alemdeki tüm varlıkların Allah'ın birer parçaları olduğu varsayılarak onlara değer verilirdi. Örneğin; kaşık öpülerek yemeğe başlanır, sırtlarına giydikleri yelekler öpülerek giyilirdi. Mevlevilikte de diğer tarikatlarda olduğu gibi yün giyilir, bu da maddi ve özellikle manevi fakirliğin bir gösteriliş şeklidir.
Felsefe
Mevlânâ’nın tasavvufu, sırf mistik ve idealist bir tasavvuf olmayıp mahdut varlıktan, ferdiyetten ve ferdi ihtiraslardan tamamıyla sıyrılmak ve halka, topluluğa yayılmak sûretiyle tecelli eden ve sosyal hayatta sınırsız bir sevgi, insanî bir görüş ve mutlak bir birlik halinde, moral sahadaysa herkesin kendisini, bir kâmile uymak suretiyle ıslâhı ve umumî olarak hayra, güzele ve iyiye doğru bir gidiş, insanî bir terbiye halinde tezahür eden ve böylece de realitede amelî karaktere sahip olan bir tasavvuftur.
İslam felsefesi olarak da bilinen tasavvufta, Mevlana ve Mevleviliğin önemi büyüktür. Mevlevilik insan odaklı olup hoşgörüye, güzele ve ihlasa yöneliktir, pes etme yoktur pişman olma ve affetme vardır.
1915 Ermeni Kırımı sırasında Mevlevi Tarikatı üyeleri, barınak sağlayarak ve Özel Örgütten saklayarak Konya'nın velayatın barışçıl Ermeni sivillerini(zimmi) kurtardılar[2][3].
Mevlevî tarikât silsilesi
Mevlevîlik Altın Zinciri (I. silsilesi)
- Ahmed Mahmud Muhammed Mustafa
- Ali bin Ebu Talib
- Hasan bin Ali
- Hüseyin bin Ali
- Ali Zeyn el-Âb-ı Dîn
- Muhammed el-Bakır
- Câʿfer es-Sadık
- Musa el-Kâzım
- Ali er-Rıza
- Maruf-u Kerhî
- Serî-i Sekatî
- Cüneyd-i Bağdadî
- Ebû Osman Mağribî
- Ebû Ali Rubarî
- Ebû Ali Kâtib
- Şeyh Ebû'l Kâsım Gurgânî
- Ebû'l Necip Abdul Kahar Sühreverdî
- Bitlisli Ammar-ı Yâsir
- Şeyh Necm-ed-Dîn-i Kübrâ
- Sultan'ûl Ulemâ Muhammed Bâhâ-ed-Dîn Veled
- Seyyid Burhân-ed-Dîn Muhakkık-ı Tirmizî
- Şems-î Tebrizî
- Celâleddîn Rûmî
- Sultan Veled
Mevlevîlik Altın Zinciri (II. silsilesi)
- Ahmed Mahmud Muhammed Mustafa
- Ali bin Ebu Talib
- Hasan-ı Basri
- Habib-i Acemî
- Davud-u Taî
- Maruf-u Kerhî
- Serî-i Sekatî
- Cüneyd-i Bağdadî
- Ebu Bekr-i Şiblî
- Muhammed Zeccac
- Ebû Bekir Nessac
- Ahmed Gazalî
- Ahmed Hatibî
- Şems-ül Eimme Serahsî
- Sultan'ûl Ulemâ Muhammed Bâhâ-ed-Dîn Veled
- Seyyid Burhân-ed-Dîn Muhakkık-ı Tirmizî
- Şems-î Tebrizî
- Celâleddîn Rûmî
- Sultan Veled
Galeri
- Pera'daki dervişleri gösteren, Jean-Baptiste Vanmour'a ait bir tablo
- Konya Mevlana Müzesinden tasvir
- Şeb-i Arus Törenleri (01.12.2006)
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Köse, Osman (2012 Ağustos). "Samsun Mevlevihanesi". Belleten, 276. sayı. ss. sf. 607. 7 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. Tarih değerini gözden geçirin:
|yıl=
(yardım) - Burçin Gerçek, ‘Celal Bey ve diğerleri’,Radikal,26 February 2006.
- "Arşivlenmiş kopya". 23 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2019.