Töton Şövalyeleri
Töton Şövalyeleri ya da Teutonik Şövalyeler[1], yahut tam adıyla Kudüs Azize Meryem Hastanesi ve Töton Şövalyeleri Tarikatı (Latince: Ordo domus Sanctæ Mariæ Theutonicorum Hierosolymitanorum, Almanca: Orden der Brüder vom Deutschen Haus St. Mariens in Jerusalem, İngilizce: Order of the House of St. Mary of the Germans in Jerusalem), bir Cermen-Roma dini tarikatıdır. Tarikat, Katolik hacılara, hac yolunda yardım etmek, hasta ve yaralı Katoliklerin bakımlarını sağlamak üzere hastane kurmak amacıyla kurulmuştur. Adlarını özellikle Ortaçağ’da Haçlı Seferleri'ne katılarak duyurdular. Normalde asıl üyelerin sayısı her zaman sınırlıydı ancak ihtiyaç durumunda gerek gönüllülerin gerekse paralı askerlerin katılımıyla sayıları hayli artmaktaydı.
Töton Şövalyeleri | |
---|---|
Etkin | 1190 - günümüz |
Ülke | Papalık, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu |
Garnizon/Karargâh |
Akka (1192–1291) Venedik (1291–1309) Marienburg (1309–1466) Königsberg (1466–1525) Mergentheim (1525–1809) Viyana (1809–) |
Takma Adı | Töton Şövalyeleri, Alman Tarikatı |
Slogan | Yardım et, koru ve şifa dağıt |
Savaşları | Haçlı Seferleri |
Komutanlar | |
İlk Büyük Üstat | Heinrich Walpot von Bassenheim |
Mevcut Büyük Üstat | Bruno Platter |
Avrupa’da sekiz yüzyıla yakın süre varlığını korumuş bir şövalye kurumudur. Geneli Alman şövalyelerden oluşmaktaydı. Polonya üzerinde büyük nüfuzları mevcuttu. Orta Çağ'da III. Haçlı Seferi esnasında (1190) Orta Avrupa'da Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na bağlıydılar. Papa III. Innocentius tarafından şövalye olarak kabul edildiler ve 19. yüzyılda Napolyon dönemine kadar yaşamayı başardılar.
12. yüzyılın sonunda Akka’da kurulan tarikat, Haçlı Seferleri sırasında denizaşırı toprakların (Orta Doğu’da) savunulmasında önemli rol üstlenmiştir. Özellikle Akka Limanı'nın korunması ve vergi toplanması konusunda çok işe yaramıştır. Hristiyan kuvvetlerinin yenilip, Ortadoğu’dan çekilmesinin ardından tarikat, Transilvanya’ya taşındı. Burada 1211 yılından itibaren, Macaristan’ın Kumanlar karşısında verdikleri mücadeleye katıldılar. Papa’nın hükmünü, Macar egemenliğine tercih edince Macaristan’dan kovuldular.
İlerleyen yıllarda hürmet ve bağış gördüler ve güçlendiler. Zamanla Avrupa'nın en güçlü şövalyeleri haline geldiler. Türklerin ve Arapların kutsal toprakları birer birer fethetmesi ile sonunda tüm Haçlılar bu diyarlardan kovuldular. Bu gelişmelerden birkaç yıl sonra Polonyalılar bölgedeki doğal dinlere inanan halkları, özelikle de Litvanya'yı, Katolikleştirmek istiyordu. Bunun için Töton Tarikatı'na yardım çağrısında bulundu. Kutsal Topraklardan kovulan, yersiz kalan Tötonlar için iyi bir teklifti. Yurt edinebileceklerdi. Prusya bölgesine yerleşen Tötonlar bölgedeki halkı Katolikleştirmek için çok ağır şartlar uyguladılar. Bölge halkı gene aynı dine inanan Litvanya'ya sığındı.
1230 yılında, Töton Şövalyeleri'nin Lideri Büyük Üstat Hermann von Salza, Leh Kralı I. Konrad ile birlikte, Baltık Ülkelerine karşı Baltık Haçlı Seferi’ni başlattılar. Bu seferin hemen ardından tarikat, işgal edilen Baltık Ülkeleri topraklarında bağımsız bir manastır devleti kurdu. Akabinde, Courland, Livonya ve Estonya’yı işgal ettiler. Ardından Polonya Kralı, tarikatı, kendilerine ait toprakları işgal etmekle suçladı.
Tarikat, Litvanya’nın da Hristiyanlaştırılmasının ardından asıl amacını yani Haçlı İdealini yitirdi. Çünkü çevrelerinde, Hristiyanlaştırılması ya da yokedilmesi gereken kafirler kalmamıştı. Bu durumda artık Hristiyan komşularıyla çekişmeleri gerekecekti. Polonya Krallığı, Litvanya Büyük Dükalığı ve Novgorodlular (Livonyalıların asimile olmasından sonra ortaya çıkan topluluk) en büyük rakipleri oldular. Ekonomik açıdan güçlü bir bölgeye hakimdiler ve feodal krallıklarını ayakta tutmak üzere Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden paralı askerler topladılar. Böylelikle, Baltık Denizi civarında, önemli bir yerel güç haline geldiler. 1410 yılında, Polonya-Litvanya koalisyon kuvvetleri, Grunwald Savaşı’nda tarikat kuvvetlerini hezimete uğrattılar ve tarikatın askeri gücünü büyük oranda yok ettiler.
1515 yılında, Kutsal Roma-Cermen İmparatoru I. Maximilian, Polonya-Litvanya kralı I. Zygmunt ile bir evlilik anlaşması yaptı. Bunun ardından Roma-Cermen İmparatorluğu, Polonya karşında tarikatı desteklemekten vazgeçti. Bir zaman sonra 1525 yılında, tarikatın başı olan Brandenburglu Albert Protestan oldu ve Prusya Dükalığı’nın ilk dükü oldu. Ardından, Estonya ve Litvanya ve ayrıca tarikatın Almanya sınırları içinde kalan kısmı da Protestanlığı seçti.
Tarikat, hatırı sayılır bir miktarda Katolik nüfus barındıran toprağı 1809 yılına kadar hakimiyeti altında tuttu. Napolyon’un ordularının saldırmasıyla, tarikat son topraklarını da kaybetti. Bundan sonra varlığını, hayırsever ve geleneksel olarak devam ettirdi. Tarikat, 1938 yılında Hitler tarafından dağıtıldı ancak 1945 yılında yeniden kuruldu. Günümüzde, hayırsever amaçlar doğrultusunda Avrupa’da faaliyet göstermektedir.
Şövalyeler, üzerinde siyah bir haç olan uzun beyaz elbiseler giyerlerdi. Daha sonra bu imge Prusya Krallığı ve Almanya tarafından Demir Haç Madalyası olarak da kullanıldı. Tarikatın parolası ise Yardım et, koru ve şifa dağıt idir.
Kuruluş
Kronikçi Jean d’Ypres’in aktardığına göre, 1143 yılında, Papa II. Ceolestin, Hospitallere (St. Jean Şövalyeleri), eski Fransızca ve Latince konuşan Alman hacı topluluklarına tahsis edilmek üzere Kudüs’te bir hastahane kurulması emrini verdi. Her ne kadar kuruluşa Hospitaller imza atmış olsa da bu "Domus Theutonicorum" her zaman Papa’nın denetiminde ve Almanlara ait oldu. Almanlara ait böyle bir kurum sayesinde bu Alman kökenli dini tarikat, Papa’nın da hamiliğinde 12. yüzyıl boyunca büyüme ve güçlenme fırsatı yakaladı.
1187’de Kudüs’ün yitirilmesinin ardından, tarikata üye Lübeck ve Bremenli bazı paralı askerler, Akka savunması sırasında buraya bir hastahane inşa ettiler. Burası, tarikatın Orta Doğu’daki çekirdek merkezi haline geldi. Müteakip, Papa III. Ceolestin, tarikatı tanıdığını açıklamıştır ve bu rahiplere Augustinian Rule vermiştir. 1198 yılına gelindiğinde, tarikat kendisine Tapınak Şövalyeleri’ni örnek alarak silahlı bir kuvvet halini alarak kabuk değiştirdi. Tarikatın genel yöneticisi ve komutanı statüsündeki önderine de "Büyük Üstad (Grand Master)" denir. Totonların en büyük ideali, Papa’nın işaret ettiği gibi Kudüs’ü tekrar geri kazanmak ve Müslümanlardan korumaktı. Büyük Üstad Hermann von Salza’nın yöneticiliğinde, bu kardeşlik tarikatı, hacılara yardım etme ve kollama görevini ikinci plana atarak, daha çok savaşçı bir kimlik kazandılar.
Akka’ya yerleşen şövalyeler, 1220 yılında Akka’nın kuzeybatısında bulunan Monfort’u (Starkenberg) ele geçirdiler. Bu kale Kudüs ve Akdeniz arasında kalan bölgeyi kontrol ediyordu. Stratejik açıdan çok önemli olan bu kale 1229’da Büyük Üstad'ın ikamet ettiği merkez olarak kabul edildi. Tarikat merkezi olan bu kale 1271’de tekrar Müslümanların denetimine geçti ve Tötonlar Akka’ya çekildiler. Tarikatın Tarsus’ta da (o günkü Ermenistan topraklarına sınır olan) bir kalesi bulunuyordu. Ayrıca önemli Avrupa devletleri (Kutsal Roma Cerman İmparatorluğu, Yunanistan ve Filistin) ve soylular tarafından bağışlanmış toprakları mevcuttu. (Harita 1)
İmparator II. Friedrich, yakın arkadaşı olan Hermann von Salza’yı "İmparatorluk Prensi (Reichfürst)" olarak atadı. Salza’nın etkinliği artırmak ve diğer Alman prensleriyle denk sayılmasını sağlamak üzere Alman prensleriyle pazarlık etti. II. Friedrich’in yönetimi sırasında (ki aynı zamanda Kudüs Kralı idi), 1225 yılında düzenlenen Haçlı Seferi’nde krala refakat ettiler. Hermann von Salza Kutsal Kabir Kilisesi’nde kralın bildirisini hem Almanca hem de Fransızca olarak topluluğa okudu. II. Friedrich açısından bakıldığında Tötonların onun gözündeki değeri anlaşılabiliyor. Ancak Tötonlar, Ortadoğu’da hiçbir zaman siyasi, askeri ve lojistik açılardan Tapınakçılar ve Hospitaller kadar etkin olamadılar.
1221 yılında, Macaristan Kralı II. Andras, Tötonları maiyetine kabul etti ve tarikat üyelerini Transilvanya’daki Burzerland yakınlarına yerleştirdi. II. Andras, kızını Hermann von Salza’nın oğlu ile evlendirmek üzere müzakerelerde bulundu. Oğlu, Salza’nın yerine Thuringia prensliğini yürütüyordu. Tarikattan önemli bir isim olan Theoderich önderliğinde, şövalyeler Macaristan’ı, Kumanlara karşı savundular. Bu süre zarfında, bulundukları bölgeye daha önce de Macar Krallığı topraklarında yaşamış olan Transilvanya Saksonlarını yerleştirdiler. 1224 yılına gelindiğinde, Macar Kralı’nın himayesi yerine o anda Papa olan, III. Honorius’la müzakere ederek, Papa’nın önderliğini kabul ettiler. Bu duruma kızan ve önlem alması gerektiğini düşünen II. Andras, giderek güçlenen Töton Şövalyelerini topraklarından çıkardı. Ancak Almanya’dan gelen göçmenlerin topraklarında yaşamalarına izin verdi.
1226 yılında, orta-batı Polonya’da hüküm süren Masovia Dükü I. Konrad, şövalyelere, Pagan Baltık Prusyalıları’na karşı sınırlarını korumaları karşılığında, Culmerland’da kendilerine ait bir bölge teklif etti. Hermann von Salza bu yaygın Haçlı Seferi’nin, Toton Şövalyeleri için Ortadoğu’daki asıl savaş için iyi bir sınama olacağına kanaat getirdi. Golden Bull of Rimini’nin yönetimi sırasında, Alman imparatoru II. Fredreich, tarikatın Prusya’yı işgal edebilmesi ve sömürgeleştirebilmesi için Alman Krallığı ve Papa adına özel bir imtiyaz verdi.
Bu Kuzey Haçlı Seferleri'nin bir kısmı olan Prusya’nın şövalyeler tarafından ele geçirilmesi sırasında çok kan döküldü. Ve bu süreç yaklaşık 50 yıl aldı. Bu süre zarfında Hristiyanlığı kabul etmeyen pagan Prusyalılar işkenceyle boyun eğdirildiler, öldürüldüler ya da sürüldüler. Pagan Prusyalılar ve tarikat arasındaki savaş çok gaddarca geçmişti. Öyle ki, Tarikata ait kroniklerde Pagan Prusyalılar, kestaneye benzer zırhlarıyla, yerel bir tanrının mücevher sandığına girmeyi bekleyen yaratıklara benzetiliyor.
Pagan Prusyalı yerel soylular, Haçlı Seferi sonrasında, "Christburg Antlaşması" ile şövalyelerin onlardan birçok haklarını aldıklarını bildirdiler. 1260-1283 arasındaki "Prusyalı Ayaklanması" sonrasında birçok Pagan Prusyalı soylu göç etmek zorunda kaldı ya da farklı bölgelere dağıtıldı-yerleştirildi. Yerinde kalan Prusyalılar ise Cermen toprak sahipleriyle iyi ilişkiler kurmaya başladılar ve zaman içinde asimile oldular. Samland gibi sınır bölgelerinde bulunan köylüler ise "Pomesania" gibi nüfusu yoğun yerlerdekilere göre çok daha rahat ve geniş haklara sahip olarak yaşamaktaydılar. Hristiyanlık, batıdan doğuya doğru, yavaş yavaş Prusya kültürünün bir parçası oldu. Piskoposlar, gönülsüz de olsa Prusyalı inancını Hristiyanlığın içerisine karıştırdılar. Çünkü şövalyeler, kanunsuz ve yarı pagan yerlileri kontrol etmenin, bu şekilde çok daha kolay olacağını düşündüler.
Tarikat, Prusya’yı, tıpkı Hospitaller’in önce Rodos ardından da Malta’yı ele geçirmeleriyle kıyaslanabilecek şekilde, Papalığın ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun tanıdığı imtiyazla işgal etti.
Tarikat, kayıpları telafi etmek üzere, yeni kazanılan topraklara -kısmen yok edilmiş- yerli halkın arasına, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan göç almak üzere politikalar belirledi. Alman ırkından oluşan bu kolonistler, Cermen, Flemen ve Hollanda’dan geldiler. Bir kısım Mosavialı (daha sonra Masurialılar) da bunlara katıldı. Kolonistler arasında soylular da vardı, kentliler ve köylüler de… Bu yeni göçle beraber zaman içinde Prusya halkı Almanlaştırıldı. Göçmenler, eski Prusyalıların yaşadığı şehir veya kasabalara kalabalık gruplar halinde yerleştiler. Tarikat, kendi imkânlarıyla birçok kale (Ordensburg) inşa etmişti. Bu kalelerin bazıları "Prusyalı Ayaklanması"’nda, bir kısmı da Litvanya Büyük Dükalığı ve Lehistan Krallığı’nın saldırıları sırasında (tarikatın genel olarak savaş halinde olduğu 14. ve 15. yüzyıllarda) yıkılmıştır. Tarikat tarafından kurulan başlıca şehirler, Königsberg (1255’te Bohemya Kralı II. Otokar adına – yokedilmiş bir Prusya şehri üzerine kurulmuştur), Allenstein, Elbing ve Memel’dir.
Letonya tarihi |
---|
Antik Çağlar |
1236’da, bir İngiliz tarikatı olan St. Thomas Şövalyeleri, Töton Şövalyeleri Tarikatı’nın yönetimini ve kanunlarını kabul etti.1237’de, Başka bir Alman kökenli keşiş şövalye tarikatı olan Livoniya Tarikatı da Töton Şövalyeleri'ne katıldı. Tarikatın nüfuzu, Prusya, Livonya, Semigalya ve Estonya’ya değin genişlemişti. Sıradaki görev ve amaç, Ortodoks Rusları, Roma Katolikliği inancına çevirmekti. Ancak tarikat, Novgorod Prensi Alexander Nevsky karşısında Peipus Gölü Savaşı’nda ağır bir yenilgi alınca, bu tasarı ortadan kalkmış oldu. Geleneksel olarak, belirsiz sayıdaki bir Töton kuvvetinin, 1241’de Moğollara karşı bir Haçlı Birliği oluşturulan Legnica Savaşı’nda yeraldığına inanılır. Ancak günümüzde “Labuda” tarafından, ilgili iddiayı ortaya atan, kronikçi) Jan Dlugoz tarafından hazırlanan "Jan Dlugosz Kronigi (Annals of Jan Dlugosz)" üzerinde yapılan analizler ışığında varılan sonuç; Tötonların bu savaşta yer aldıklarına dair bilginin, ilgili esere sonradan başkaları tarafından eklendiği yönündedir. Legnica ayrıca Moğolların batıya doğru ulaştığı en uç noktadır.
Novgorod
1242 yılında, Töton Şövalyeleri Novgorod halkına saldırdılar (günümüzde Rusya’da yer alır. Bir zaman için Fin-Ugorlar ve Rusların beraber yaşadığı bağımsız bir devletti, Sonra III. Ivan tarafından Rusya hakimiyetine alındı) ancak Alexander Nevsky yönetimindeki prenslik ordusu tarafından püskürtüldüler. Bu savaş Rusya’da Buz Savaşı olarak bilinir.
Litvanya’ya Karşı
Kudüs Krallığı’na ait topraklarda bulunan ve Teutonların Ortadoğu’daki en önemli merkezi olan Akka'nın 1291’de düşmesinin ardından tarikat, mücadelesini pagan Litvanya karşısında zafer kazanmaya ve bu kafirleri Katolik-Hristiyan dinine döndürmek üzere faaliyetlere kaydırdı. Tarikat merkezi’ni de Ortadoğu’da Haçlı Devletlerini yeniden canlandırıncaya kadar Venedik’e taşıdılar. Ayrıca Litvanya Dükalığı karşısındaki mücadele de bir Haçlı Seferi’ydi (Litvanyalılar 14. yüzyılın sonuna kadar yani bütün Doğu Avrupa’dan çok sonra Hristiyanlığı kabul ettiler). Litvanyalılara karşı verilen mücadeleye, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerden şövalyeler, günahlarından kurtulmak ve askeri deneyim kazanmak üzere belli dönemler için katılmaktaydılar. Iki taraf arasındaki mücadele çok sert geçti. Hristiyan olmayanlar, Teutonların gözünde ikinci sınıf insanlardı ve o dönemde Hristiyan olmayanların köle edilmesi olağan bir durumdu. Boyun eğdirilmiş Prusyalılar, şövalyeler tarafından çoğunlukla, kaybettikleri kendi topraklarında köle olarak çalıştırılıyordu.
Polonya Karşısında
Pomerelia (Pomerenians) Dükalığı’nın vekaleti konusundaki anlaşmazlıklar, 14. yüzyılın başında, tarikatı bir sınır mücadelesine sürükledi. “The Margraves of Brandenburg” (Alman Prensliği), dükalığı, 1306’da Polonya Kralı Wenceslaus’un ölümünden sonraki fırsatçı hareketleri yüzünden, dükalığı suçladı. Polonya Dükü I. Wladislaw da babasından kendisine kalan mirastan çaldıklarını belirterek Bradenburgların suçlu olduğunu duyurdu. Ancak Danzig’teki Pomerelialı soylular bu duruma karşı çıktılar ve Brandenburgdan yardım istediler. Wladyslaw Danzig’e dönebilecek ve orayı savunabilecek durumda değildi. Bradenburglar da bu durumdan istifade ederek kolaylıkla bir kale kazanmış oldular. Bu durumdan kurtulmak isteyen Wladyslaw, çareyi Teutonlardan yardım istemekte buldu.
Tarikat, Polonyalı Landmeister Heinrich von Plötzke komutanlığında, Bradenburgları Danzig’ten 1308 yılında atmayı başardı. Von Plötzke, Tötonlara verilmek üzere Wladyslaw’a 10.000 gümüş Mark talep etti. Ancak Wladyslaw bu tutardan sadece 300 gümüş Marklık bölümü Tarikata verebileceğini belirtti. Parayla ilgili bu red cevabının ardından şövalyeler Danzig Şehrini ve Danzig Kalesi’ni terk etmekten vazgeçtiler ve şehirde huzursuzluk doğmaya başladı. Bir sonraki ay, şövalyeler, kendilerine karşı başlatılan bir ayaklanmayı, paralı alman şövalyelerin büyük gayretiyle, çok kan dökerek de olsa bastırmayı başardılar. 13 Eylül 1306 tarihli Soldin Anlaşması ile tarikat, Bradenburglardan, Danzig, Schwetz ve Dirschau şehirleri ve hinterlandlarını ayrıca 10.000 gümüş mark kazanmış oldu.
Pomerelia’nın kontrolünü sağlayan tarikat, böylece Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun komşusu olmuştu. Haçlı Seferi’ne katılacak kuvvetler ve maddi destek, Batı Avrupa’dan yapılan yolculuklarda, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu topraklarından direkt olarak Pomerelia’ya ve Prusya’ya geçmiş olacaktı. Bu arada Polonya’nın Baltık Denizi ile olan bağlantısı da kesilmişti. Litvanya ve Prusya paganlarına karşı verilen mücadelede Polonya genellikle iyi bir müttefik oluyordu. Ancak bunun dışındaki tüm konularda tarikat, azılı bir düşman olarak Polonya’yı karşısında görecekti.
Danzig’in fethi, tarikat için yeni bir dönemin başlaması demek oluyordu. İlk kez Katolik - Hristiyan bir güç ile bu denli büyük ve ciddi bir çatışma yaşanmıştı. Tapınak Şövalyeleri’nin, Papalık tarafından lağvedilmesi ve gördükleri zulüm, Teutonları endişeye düşürdü ve merkezlerini 1309 yılında, Venedik’ten Marienburg (Malborg)’a taşıdılar. Böylece, bir anlamda Papa’ya bağlılığı doğrultusunda Prussian Landmeister - Prusya Yöneticisi vasfı taşıyan Teutonların lideri Grand Master – Büyük Yönetici olarak anılmaya başlanacaktı. Papa’nın muhtemel baskısından da Venedikte olduğundan çok daha uzak kalacaktı. Zaten ardından Papa, şövalyelerin görevlerini kötüye kullanıp kullanmadığı konusunda bir soruşturma başlattı. Ancak tarikat, zamanın hukuk adamları tarafından kollandılar ve aklandılar. Fakat Pagan Litvanyalılara karşı verilen mücadele boyunca, intikam isteyen Polonyalılar ve Papalığın kanuni tehditleriyle yüzleşmek durumunda kaldı.
1343 yılındaki Kalisz antlaşmasıyla, Tötonlar ve Polonya arasındaki açık savaş sona erdi. Şövalyeler, Kuyavia ve Dobrozyn civarını Polonya bıraktı, Kulmerland ve Danzig’i de içine alan Pomerelia’yı ellerinde tuttular.
Gücün Doruğunda
İddiaya göre 1337 yılında, Kutsal Roma Cermen İmparatoru IV. Louis tarafından, tüm Litvanya ve Rusya’yı ele geçirmek üzere tarikata imparatorluk imtiyazı tanınmıştı. Grand Master Winrich von Kniple (1351 – 1382)’ın yönetimi döneminde, tarikat Avrupa’nın en kalabalık ve saygın şövalyelik kurumu durumuna ulaşmıştı. (Harita 3)
İsveç Kralı Albert, Victual Kardeşler ismiyle Gotland’da korsanlık yapan grubu yenmeleri ve bu çevredeki korsan tehdidini ortadan kaldırmaları durumunda bu stratejik Baltık adasını tarikata bırakacağını taahhüt etti.1398 yılındaki bir akınla, Grand Master Konrad von Jungingen yönetimindeki şövalyeler adayı ele geçirdiler ve Victual Kardeşler isimli korsanları Gotland’dan ve Baltık Denizi’nden kovmayı başardılar.
1386 yılında, Litvanya dükü Büyük Dük Jogaila baptis olarak Katolik Hristiyanlığı kabul etti. Polonya Kraliçesi Jadwiga ile evlendi ve Wladyslaw II. Jagiello ismini alarak Polonya Kralı oldu. İki ülke arasında kurulan ve aslen kişisel olan bu bağ, tarikatın varoluş nedeni olan paganizmin ortadan kalkması gibi olasılık meydana getirmişti. Şövalyeler, başlangıçta Jagiello ile kuzeni Vytautas’ın arasını açmaya çalıştılar. Ancak Vytautas, tarikatın kendi topraklarını işgal etme niyetinde olmasından şüphelenince bu plan başarısızlıkla sonuçlandı.
Jagiello’nun baptis olarak Katolik Hristiyanlığı kabulü, resmi olarak Litvanya’nın Katolikleştirilmesini başlattı. Bundan sonra, tarikatın Litvanya’ya karşı yürüttüğü mücadelenin varlık sebebi ve Katolik amacı ortadan kalkmıştı ancak Litvanya ve Polonya ile çekişmeler ve savaşlar hep sürdü.
1407 yılına gelindiğinde, Töton Tarikatı en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Hakimiyet alanı Prusya, Pomerelia, Samogitia,Courland,Livonya,Estonya,Gotland, Dagö, Ösel ve 1402’de Brandenburg’dan kazanılan Neumark’a uzanıyordu.
Töton Şövalyelerinin Arması
- Lorraine Prensi Charles Alexander'in arması(1761'den 1780'e kadar Grand Master)
Mühürler ve madeni paralar
- Grand Master'ın mührü
- yeniden yapılmış madeni para
- yeniden yapılmış madeni para
Dış bağlantılar
- Wikimedia Commons'ta Töton Şövalyeleri ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
Kaynakça
- Martin Sean (2009). Hakan Tanıttıran (Ed.). Tüm Gizemleriyle Tapınak Şövalyeleri (Knights Templar). İstanbul: Kalkedon. s. 66. ISBN 978-605-5679-16-3.