Velâyet-i Fakih yâ Hükûmet-i İslamî
Velâyet-i Fakih (Farsça: ولایت فقیه, romanize: velāyat-e faqīh) veya Hükûmet-i İslamî (Farsça: حکومت اسلامی, romanize: Hokumat-i Eslami) , İranlı şii dini lider Ruhullah Humeyni tarafından teokratik islam devleti fikri üzerine yazılan ve 1970 yılında ilk baskısı yapılan bir kitaptır. Kitap Türkçeye "İslam Fıkhında Devlet" olarak çevrilmiştir.
Velâyet-i Fakih yâ Hükûmet-i İslamî | |
Yazar | Ruhullah Humeyni |
---|---|
Çevirmen | Türkçeye Hüseyin Hatemi. |
Dil | Farsça |
Konu | İslam devleti |
Tür | Dini |
Yayım | 1979 |
İslamcılık |
---|
Siyasal serinin bir parçası |
Temelleri |
Kavramlar |
Görünümler |
Hareketler |
|
Modern Selefîliğin önderleri |
Siyaset portalı |
Tarih
Humeyni, Irak'ta bulunan ve şiiler tarafından kutsal kabul edilen Necef kentinde sürgündeyken, 21 Ocak - 8 Şubat 1970 tarihleri arasında bir grup öğrencisine İslami Hükûmet fikri üzerine 19 ders vermiştir. Kısa süre sonra bu ders notları üç farklı kitap haline getirildi ve bu kitaplardan kısa olanı İran'a kaçak olarak sokulmuş ve devrimden önce Humeyni destekçilerine bol miktarda dağıtılmıştır.[1]
Kitap Fransızca, İngilizce, Arapça, Türkçe ve Urduca dahil olmak üzere birçok dile çevrilmiştir.[2]
İçerik
Velâyet-i Fakih siyasi olarak fakihin yönetim yetkisini ifade etmektedir. İslam düşüncesinde ve özellikle tasavvufta önemli bir terim olan velayet fıkıhta “başkaları üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi” mânasına gelir. Bu kavramlar uzun süredir islami çevrelerde tartışılmasına karşın Humeyni, Velâyet-i Fakih kavramının anlamını genişleterek fakihlerin yetkisini daha da ileriye götürmüş, on ikinci imamın gaybeti döneminde adil bir fakihin devleti yönetmesi gerektiği tezini ortaya atmıştır. Humeynî’ye göre “veliyyü’l-emr” olan masum imamlar Hz. Peygamber’den devraldıkları velayetle dini ve dünyevi tam bir yönetim yetkisine sahiptir.[3]
Kitabın içeriğinde İslami Hükûmetin Önemi, İslami Hükûmet nedir?, İslami Hükûmet neden kurulamadı? gibi sorular cevaplandırılmaya çalışılmış ve islami devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği tartışılmıştır. Kitapta şeriat hükümleri ve hadisler sıkça referans olarak kullanılmış ve şii inancı doğrultusunda çıkarımlar yapılmıştır.
Etkilendikleri
Humeyni, Mirza Hasan Şirazi, Mirza Muhammed Taki Şirazi, Kaşif el-Gita, gibi kişilerin fiilen İslami Hükûmetler kuran din adamları olduğunu iddia etmektedir(s. 124). Humeyni Şiî ulemanın görüşlerini ve uygulamalarını da örnek göstermekte, velâyet-i fakīh mevzusunu kendisinin ortaya atmadığını, bu konunun en baştan beri bilindiğini söylemektedir. Örneğin Mirza Hasan Şirazi’nin tütün aleyhine çıkardığı fetva tartışılan herhangi bir konu üzerine verilen bir fetva değildir ve devlet yönetimiyle ilgili bir hükümdür. Yine Irak’ta İngiliz yönetimine karşı Mirza Muhammed Taki Şirazi cihad fetvası vermiş, diğer din adamları da ona uymuştur. Molla Ahmed en-Neraki ve Mirza Muhammed Hüseyin Naini de fakihin, masum imamın siyaset ve yönetime dair sahip bulunduğu bütün yetkilere ve vazifelere sahip olduğunu ileri sürmüştür.[3]
Diğer bir etkinin ise, Humeyni'nin Necef'te tanıştığı kapitalizm ve sosyalizm fikirlerine İslami alternatifler geliştirme üzerine kitapların yazarı ve din adamı Muhammed Bakır el-Sadr olduğu söylenmektedir.[4]
Birçok gözlemci kitabın önemli ölçüde Ali Şeriati'den etkilendiğini ileri sürmektedir. Buna kanıt olarak Monarşinin kaldırılması ve ekonomik ikilik olarak zalim ve ezilen kavramlarını göstermektedir.[5][6] İran’ın sosyalist yazarlarından biri olan Celâl Âl-i Ahmed'in hazırladığı Gharbzadegi broşürünün de Humeyni'yi etkilediği iddia edilmektedir.[7]
Akademisyen Vali Nasr, ulema tarafından yönetilen İslami hükûmet idealinin Platon'un Devlet adlı kitabında bulunan filozof-kral fikrine dayandığına inanmaktadır.[8]
Eleştiri
Velâyet-i Fakih, bazı çevrelerce "Şii İslam'ın en kutsal kanonik kaynakları tarafından desteklenen amansız bir argümanın ustaca inşası" olarak övüldü.[9] Fakat üst düzey Şii din adamlarının tepkisi çok daha olumsuzdu. Kitabın yayınlandığı dönemde önde gelen Şii ayetullahlardan olan Büyük Ayetullah Ebu'l-Kasım Hoyî, Humeyni’nin bu teorisine karşı mesafeli durmuş ve ulemanın siyasette bu kadar aktif rol almasını uygun görmemiştir. İran Devrimi sırasında hayatta olan düzinelerce Büyük Şii Ayetullah'tan yalnızca Hüseyin Ali Muntazeri Humeyni'nin konseptini onaylamıştır. Fakat 1988'de o da bu fikri reddedecektir.[10]
Başlangıçta Devrimi desteklemiş olmasına rağmen, Büyük Ayetullah Muhammed Hüseyin Fadlallah, İranı din adamlarının mutlak güçle yönetmesi olarak gördüğü bu sistem tahayallülünü eleştirdi. O daha ziyade, din adamlarının denetim ve denge unsuru olduğu bir sistemin taraftarıydı.[11]
Kaynakça
- Moin, Khomeini, 1999: p.157
- Khomeini, Islamic Government, 1981: p.25
- "VELÂYET-i FAKĪH, TDV İslâm Ansiklopedisi". Erişim tarihi: 28 Aralık 2020.
- The Columbia World Dictionary of Islamism, ed by Roy Olivier and Antoine Sfeir, 2007, 144-5.
- Brumberg, Reinventing Khomeini, (2001) p.79, 162
- Dabashi, Theology of Discontent, 1993: p.473
- Abrahamian, Khomeinism, 1993: p.23
- Nasr, Vali, The Shia Revival, Norton, (2006), p.126
- Dabashi, Theology of Discontent, 1993: p.447
- Roy, The Failure of Political Islam, (1994), p.173-4
- "Fadlallah's Death Leaves a Vacuum in the Islamic World". Middle East Online. 3 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2011.