Ulusal liberalizm
Ulusal liberalizm ya da milliyetçi liberalizm, iki anlamda özgürleştirici bir güç olarak ortaya çıkmıştır. İlk olarak, bu milliyetçilik, ister çokuluslu imparatorluklar isterse sömürgecilik şeklinde olsun, yabancı egemenliğinin ve baskısının her çeşidine karşıdır. İkinci olarak, kendi kendini yönetme idealinden yanadır. Burada ulusun kendini yönetmesi, hükûmetin hem anayasal hem de temsili olması anlamına gelmekteydi. Ayrıca, liberal milliyetçilerle ilgili önemli bir nokta, milliyetçiliği ulusları birbirinden ayıran bir güç olarak görmemeleridir; aksine onlar, ulusal unsurlara bağlı yönetimin barışçı ve istikrarlı bir uluslararası düzenin esası olduğunu düşünüyorlardı. İnsanlık uluslara bölünebilir, ama bu uluslar dışlayıcı veya birbirinden tecrit edilmiş olmaktan ziyade, karşılıklı anlayış ve iş birliği yoluyla birbirlerine bağımlı olmalıdırlar.
Liberal paradigma bireysellik ve insan haklarına kolektif varlık (ulus) karşısında üstünlük tanır. Bütün insanlar (ırkları, inançları, sosyal kökenleri ve milliyetleri ne olursa olsun) eşit ahlâkî değere sahiptir. Bireylerin nerede olurlarsa olsunlar aynı statü ve haklara sahip oldukları kabul edilir.