George Edward Moore
George Edward Moore (d. 4 Kasım 1873 ö. 24 Ekim 1958, Cambridge Üniversitesi'nde önce okuyup sonra orada ders vermiş çağdaş İngiliz düşünürü. İdealizme olan şiddetli karşı çıkışıyla ün kazanan Moore, Bertrand Russell, Ludwig Wittgenstein, ve (onlardan önce) Gottlob Frege, ile birlikte analitik felsefe akımının kurucularından biridir.
George Edward Moore | |
---|---|
G. E. Moore (1914) | |
Doğumu |
4 Kasım 1873 Londra, İngiltere |
Ölümü |
24 Ekim 1958 (84 yaşında) Cambridge, İngiltere |
Çağı |
19. yüzyıl felsefesi 20. yüzyıl felsefesi |
Bölgesi | Batı felsefesi |
Okulu | Analitik felsefe |
İlgi alanları | Etik, dil felsefesi, epistemoloji |
Önemli fikirleri | Naturalistic fallacy, Moore paradoksu, analiz paradoksu, here is a hand |
Etkilendikleri
| |
Etkiledikleri
|
Ahlak ve bilgi konusundaki görüşüleriyle tanınan Moore, ahlakın temel kavramı olan iyinin, daha basit başka bir şey aracılığıyla tanımlanamayan, analiz edilemeyen, fakat belirli şeylerin ya da durumların, ahlaki bir sezgiyle bilinebilecek doğal olmayan bir niteliği olduğunu öne sürmüştür. Doğruluk, ödev gibi diğer ahlaki kavramlar ise, söz konusu iyilik niteliğini yaratabilen ve koruyabilen faaliyetler ya da eylemler yoluyla tanımlanabilir. Bilgi alanında deneyci bir bakış açısı benimseyen Moore, çoğu zaman empirizmden çıkartılan kuşkucu sonuçlardan sakınmış ve idealizme şiddetli eleştiriler yöneltmiştir. O, duyu-verileriyle maddi nesneler arasındaki ilişkiyi açıklamakta zaman zaman zorlanmakla birlikte, sağduyunun savunuculuğunu yapmış ve ortalama insanın dış dünya ile ilgili görüşünün doğru olduğunu öne sürmüştür. Başka bir deyişle, sağduyunun dünyanın doğasıyla ilgili görüşlerini kuşkucu ya da metafiziksel görüşler karşısında savunan Moore, felsefi problem ya da güçlükler söz konusu olduğunda benimsenecek doğru yaklaşımın, problemi çözmeye kalkışmazdan önce, güçlüğü doğuran şeyin ne olduğu sorusunu sormaktan meydana gelmesi gerektiğini iddia etmiştir. Moore, Doğalcı Yanılgı anlatımıyla örneğin iyinin mutluluk gibi tanımlanabilir bir ifadeye bürüneceğine inanmış olanların Doğalcı Yanılgıya saptıklarını söylemektedir. Moore böylece bu yanılgıya düşenlerin sadece iyiyi tanımlayabildiklerini zannettiklerini, fakat bununla birlikte istenilen bir tanıma ulaşamayışlarından bahseder.