Kosova Türkleri
Kosova Türkleri, asli olarak Kosova muhitinde, tarihî devirden çağdaş devre kadar yaşayan, bugünse Türkiye’de de büyük bir nüfus oranıyla yaşayan Müslüman Türk grubudur. Kosova Türkleri tabiri, Balkan Türkleri olarak belirtilen Batı Türk kesiminin, özellikle Osmanlı devri idari taksimatında Kosova Vilayeti arazisinde yaşayagelen Türklerin, bugünkü nüfusunu belirtir.
Kosova Türkleri için büyük öneme sahip Sultan I. Murat Türbesi | |
Toplam nüfus | |
---|---|
N2: 19.568[1] 30.000[2]-50.000[3]-80.000[4][5] | |
| |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
Mamuşa • Prizren • Priştine • Vıçıtırın • Mitroviça • Gilan | |
Diller | |
Bilinen Dil(ler): Arnavutça, Sırpça[A] | |
Din | |
| |
N1: Kosova Nüfus ve Konut Sayımı 2011 sonuçlarına göre anadili ve ikincil dil olarak Türkçe konuşan “genellikle ikamet eden nüfus” sayısıdır. N2: Kosova Nüfus ve Konut Sayımı 2011 sonuçlarına göre anadili olarak Türkçe konuşan “genellikle ikamet eden nüfus” sayısıdır. |
Tarih
Erken tarih
Kosova, tarih ve dil delilleri ışığında, bilimsel verilerin belirttiğine göre, Miladın öncesi ve sonrasındaki ilk yıllarda, özellikle 300’lü yıllarda Batı Hunlarının egemenlik devirlerinden itibaren, Türklerin yaşadığı bir bölgedir. MS 5. yüzyılda Hun Türklerinin bilhassa Attila önderliğinde birleşerek oluşturdukları büyük devlet döneminde Balkanlar (Kosova’yı da içine alacak şekilde), Hun Türklerinin geçici ve kalıcı iskânlarına sahne olmuştur.
5. yüzyıl başlarında Attila’dan önceki Hun önderinin ölümü, Doğu Roma İmparatorluğu’nda (Bizans) sevinç yarattı ve Hunları sindirme girişimlerini arttırdı. Ancak, Bizans idarecileri Batı Hun İmparatorluğu’nın başına geçen Attila’yı henüz pek tanımıyorlardı. 434 yılı baharında Hun sınırlarına gelen Bizans elçilerini Attila, Tuna ile Morava nehrinin birleştiği yerdeki Bizans Margos (bugünkü Dubravica) kalesinin tam karşısında- Tuna’nın kuzey kıyısında- bulunan Konstantia surları önünde, at üzerinde karşıladı ve dinlenmelerine dahi izin vermediği elçilerin biri konsül-general, diğeri seçkin bir diplomat olan temsilcilerine, taleplerini, barış şartları olarak yazdırdı. Konstantia Barışı (veya Margos Barışı) diye anılan bu antlaşmanın başlıca maddelerine göre, Bizans bundan böyle Hunlara bağlı kavimlerle müzakerelere, ittifaklara girişmeyecek, Hunlardan kaçanlara -esir alınmış Bizans tebaası dâhil- sığınma hakkı tanımayacak, Bizans elinde bulunanlar iade edilecek (Grek asıllı olanlar için fidye verilebilecek), ticarî münasebetler yine belirli sınır kasabalarında devam edecek ve Bizans’ın ödemeyi taahhüt ettiği yıllık vergi iki katına (700 libre altın veya 50.400 solidus) çıkarılacaktı. Theodosios II anlaşma hükümlerini aynen kabul etti.[6]
440’tan itibaren Attila, Bizans’a karşı baskıyı arttırdı. Çünkü Theodosios II, Konstantia antlaşması hükümlerine aykırı davranmaya başlamıştı. Bu aykırılığa başka sebepler de eklenince Attila’nın idaresinde olarak, Margos’un zaptı ile başlayan 1. Balkan Seferi (441-442), Singidunum (Belgrad) ve Naissus (Niş) üzerinden Trakya’ya doğru gelişirken, Batı Roma’nın aracılığı neticesinde hızını kesti. Bu sefer sonunda Tuna boyundaki kaleler Hun idaresine geçmiş, daha geri hatlardaki tahkimat yıktırılmış, Balkanlar’da Hunlara karşı durabilecek mukavemet yuvaları kaldırılmıştı. Bizans’la sonraki yakın süreçte yaşanan yeni anlaşmazlıklar 2. Balkan Seferi’nin açılmasına sebep oldu (447). Attila’nın idaresi altında birkaç noktadan Tuna’yı geçen Hun ordusu, iki koldan ilerleyerek kaleleri, Sardika (Sofya), Philippopolis (Filibe), Markianapolis (Preslav), Arkadiopolis (Lüleburgaz) müstahkem mevki ve şehirlerini zapt ede ede ve Tesalya’da Termopil’e kadar geniş bir daire çizdikten sonra, Bizans başkentini kuşatmak üzere Athyra (Büyük Çekmece)’ya ulaştı. Hunların Tesalya’yı da içine alan geniş Balkan bölgesindeki bu akın ve yayılımları, Kosova bölgesini de içine almaktaydı. İkinci sefer sonucunda Naissus (Niş) Hun pazar şehri hâline gelmişti.
Bugünkü Macaristan’ın sahasını MS 568 yılında egemenliklerine alıp devlet kuran Türk boyu Avarlar, 582’lerde Singidunum (Belgrad) ve Sirmium (Eszék) gibi mühim Bizans sınır şehir-kalelerini ele geçirmişlerdi. Fetihleri yapan büyük teşkilatçı Bayan Hakan’ın 592 yılında İstanbul’a yürümek maksadı ile Çorlu’ya kadar gelerek Bizans başkentinde korku uyandırdığı tarihte Don Nehri’nden Galia’ya, kuzey İslav bölgelerinden İtalya’ya kadar her taraf Avar askerî faaliyet sahası hâline gelmişti. 8. yüzyıl boyunca gittikçe zayıflayan Avar idaresi, kısa bir süre sonra yerini bir başka Türk boyu Bulgarlara ve çeşitli Slav kabilelerine bıraktı. Avarlar da bu süreçte, Hristiyanlaşıp çeşitli kabileler arasında yaşadılar, birçoğu asimile olup kayboldu. Kosova muhitindeki etnik şekillenmelerde Hunlardan sonra, Avar kitlesi de etkili olmuş oldu.
Bununla beraber, Kosova ve civarında bugün Yunanistan’da bulunan Navarino (Pylos, aslı Avarino) ve Arnavutluk’ta Antivari şehirlerinin adları da Avarların hatıralarını taşır. Arnavutluk’taki Prostovats altın hazinesi Avarlara ait olduğu gibi, arkeolojik araştırmalar Avar Türk sanatının Germen ve Slav sanatları üzerindeki tesirini ortaya koymuştur.
Avar devri sonrasında Kosova’yı da etkisi altına alan Türk devri Peçenek ve Uz adlı Türk boylarının yoğunlaşması ile başlar. Peçenekler, 9. yüzyıldan itibaren Karadeniz’in kuzeyinde ve Kuzey Balkanlar’da güçlenmişlerdi. Uzlar 1065’te Bizans ve Bulgar mukavemetini kırarak Tuna’yı geçtiler ve Peçeneklerin arkasından, Trakya ve Makedonya’yı yağmaladılar, Selanik’e, hatta Peloponezos’a kadar ilerlediler. Peçenekler, daha sonraki yakın devirde Kıpçak Türklerinin (Kumanlar) bölgede güçlenmeleriyle, etkinliklerini kaybetmişlerdir. Siyasî tarihleri sona eren Peçeneklerden arda kalanlar dağıldılar. Macaristan’a gidenler Peşte çevresinde ve Fertö vilayetinde yerleştirildiler. Bir kısmı da Uzlar ve Kumanlarla karıştı. Balkanlar’da kalanlar daha ziyade Vardar nehri boyuna iskân edilmişlerdi.[6] Ardı sıra Kosova bölgesinde ve civarında Kumanların etki devri sürer. Bugün Kosova sınırlarının hemen güneydoğusunda yer alan, eskiden Kosova Vilayeti içinde bulunan Kumanova (Makedonya) şehrinin isminde, Kumanlar devrinde kalan hatıraların en başında gelenlerindendir.
Kosova’da, Gora bölgesindeki birkaç kaya üzerinde, kazınmış hâlde yazılar bulunmuştur. Yapılan araştırmalar neticesinde bulunan bu kaya yazılarının, bilim camiasınca Göktürk Alfabesi olarak bilinen eski Türk alfabesi işaretlerine uygunluğu tespit edilmiştir. Bu bulgu, Kosova bölgesi Türk tarihi açısından büyük önem arz etmektedir. Bu yazıyı Hunların da kullanmış olduğuna dair dil bilimsel görüşlerden hareketle, söz konusu kaya yazılarının Hun devri etkisinin örneklerinden olduğu düşünülmektedir.[7]
Osmanlı dönemine doğru Türkler
Osmanlı İmparatorluğu idaresinin Balkanlar’da kurulmaya başlandığı XIV. yüzyıldan önce bölgede diğer halklarla beraber yaşayan Türk boyları, kendi dilleri ile varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bir Türk boyu olan Kutrigurların VII. yüzyılda kurmuş oldukları Bulgar Hanlığı özellikle anımsanmalıdır. Bulgarların Dobruca’da bıraktıkları kitabelerde, hükümdar “han” unvanı ile anılır ve On İki Hayvanlı Türk Takvimi kullanılır. Ünlü tarihçi Halil İnalcık, Osmanlı Türkleri Balkanlar’a girmeden önce, XII.-XIV. yüzyıllarda Kıpçak/Kumanların bölgedeki üstün tarihî rolünün yeterince vurgulanmadığını belirtmiştir. Özellikle, Dobruca'dan Akkerman’a kadar olan bölgede yerleşmiş ve Hristiyan dinine geçmiş olan Kıpçak/Kumanlar, çeşitli hanedanlar kurmuşlardır. Bunlardan bir grup, XIV. yüzyıl ikinci yarısında Dobruca-Varna bölgesinde, merkezi Kaliakra olan bir beylik kurmuştur.[8]
Osmanlı döneminde Türkler
Kosova’daki bu Türk etki dalgaları, 11. yüzyıldan itibaren, Selçuklu devri Müslüman Türk akınları ve nihayetinde de Osmanlı İmparatorluğu’nun Kosova’yı hükmü altına almasıyla bambaşka bir boyut kazanır. 28 Haziran 1389 tarihindeki I. Kosova Savaşı, bölgenin fethini sağlamış, Kosova’nın Türklüğü ve Müslümanlığında günümüze dek süren etkiyi yaratmıştır. Artık, Kosova’daki Türklük, kökleşmiş ve sistematize olmuştu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlardaki egemenliğinin bitirildiği yılda, 1913 Londra Konferansı sırasında Kosova nüfusunun % 40-45 oranı Türklerden oluşmuştur ve Türkçe bu dönemde egemen dildir. Yine 1913 yılına kadar Kosova’daki Türk aileleri, bölgenin % 55’ine yaygın bir durumda olmuşlardır.[9]
Nüfus ve kültür yapısı
Bugünkü Türk toplulukları da, tarihî süreçten gelen Oğuz ve Kıpçak Türk boyları ağırlıklı bir Türk zümresidir. Bu iki Türk grubu içinde, 14. yüzyıl ve sonrasındaki Oğuz göçleri sebebiyle Oğuz Türk grubu, çok daha baskın bir hâldedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 yılı aşan uzun egemenlik devriyle beraber Türklerin hem dilsel yapısı, hem etnik yapısı Oğuz Türkleri gelenekleri temelli şekillenmiştir.
Nüfus yapısı
Kosovalı Türklerin nüfus sayılarına dair çok çeşitli, olumlu, olumsuz, objektif, sübjektif veriler vardır. Verilerin geneli Türklerinin Kosova’daki sayılarını az gösterir niteliktedir. Buna çeşitli siyasî etkenler sebeptir. Bazı bakış açılarının bu rakamı az göstermesinin sebebi, Türklerinin, en son Balkan Savaşı ile Türkiye’ye göç etmiş olduğundan hareket edip artık Kosova’da bir Türk varlığını olsa olsa basit bir azınlık şeklinde değerlendiren bir algıdır. Bir diğer veri çeşidinde Türklerinin 15.000 civarında zikredilmesinin sebebi, “Kosova’da Türk yoktur, bu Türkçe konuşan kesim, Türkçe konuşan Arnavutlardır” siyasi yaklaşımından ötürüdür. Bunlara benzer yaklaşım ve araştırma yöntemlerinin verdiği olumsuz veya eksik sonuçlar, Türklüğünün rakam olarak nüfusunu ve etkililik olarak nüfuzunu vermekten uzaktırlar.
Rakamların az verilmesinde bir diğer etken de Kosovalı Türklerin tamamının, Kosovalı Arnavutların ise büyük bir kısmının Müslüman olmasıdır. Müslümanlık kimliği altında evlenme Türklerin bir kısmında, kültürel çevre, iş kaygısı, gelecek endişesi vb. sebeplerle kendi millî benliklerinden feragat etme durumu doğurabilmiştir. Bu şekil bir asimilasyon özellikle Osmanlı idaresinin Kosova’da ortadan kalkmasıyla hız kazanmış, dönemlere bağlı olarak bazen daha da artmış, bazen normal seyrinde devam etmiştir. Bu mantığın göstergesi olarak, Yugoslavya döneminde yapılan sayımlarda Türk nüfusu ve Arnavut nüfusu oranlarının sayımdan sayıma ilerleme ve/veya gerileme şeklinde gitmesi verilebilir.
Kosova örneğinde, Müslüman toplulukları birbirinden kesin ve kalın çizgilerle ayırmak güçtür. Kosova’daki en büyük iki toplum olan Arnavutlar ve Sırplar, dinî farklılıkları sebebiyle kolaylıkla ayrılabilinmektedirler. Ancak çoğunluğu oluşturan Arnavutların diğer Müslüman azınlık mensuplarıyla (en çok Türklerle) ve bu azınlıkların da kendi aralarında yaptıkları karışık evliliklerden dolayı etnik sınırlar belirsizleşebilmektedir. Kimlikler zaman içerisinde ve hatta aynı zaman ve mekânda değişebilmekte ya da çoklulaşabilmektedir. Mesela; kardeş çocuklarından bir tanesinin kendisini Arnavut, diğerinin kendisini Türk olarak tanımladığı durumlara rastlanabilmektedir.[10][11]
Yugoslavya döneminde yapılan nüfus sayımlarına göre Türklerin sayısı sürekli 12.500 olarak gösterilmiştir. Bu durum, devlet politikasının neticesidir.
1998 yılında başlayan NATO Kosova Operasyonu’ndan sonra Birleşmiş Milletler denetiminde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından yapılan nüfus kayıtlarında Kosova vatandaşlarının millî mensubiyetinden ziyade konuştukları dil merkezli bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırma verilerine göre, Kosova’da yaklaşık 250.000 kişi Türkçe konuşmaktadır.
Kosova’da Türk partilerinin (Kosova Demokratik Türk Partisi ve Kosova Türk Birliği Partisi) son seçimlerde 10.000 dolayında oy aldığı göz önünde bulundurulduğunda (fertten aile mensuplarına ve oy kullanmayanlara kadar değerlendirilerek) bu sayının en düşük ortalamayla 30 - 35 bin arasında değiştiği tahmin edilebilir. Yine, Kosova’daki Türk Sivil Toplum Örgütlerinin, KDTP’nin ve basın yayın kuruluşlarının kayıtlarına göre bu sayının 30.000-50.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, siyasi tercihlerinde çeşitli sebeplerden dolayı Kosova Demokratik Türk Partisi’ne oy vermeyen Türkleri ve kültürel, hayatî sebeplerle Türk zümresiyle irtibatı zayıflayan, asimilasyon tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kosovalı Türkleri de hesaba katmak gerekir. 1999 yılına kadar resmî dil olarak kabul edilen Türkçe, 1999 yılından sonra BM önderliğindeki uluslararası güç tarafından resmiyetten kaldırılmıştır.[9] Bu durum da Türk toplulukların nüfus ve nüfuz olarak zayıflaması sonucunu doğurabilecek bir potansiyel taşımaktadır. Bu durumun olumsuz etkisi, 1999 yılından günümüze kadar görülmüştür.
2011 sayımı rakamları
Kosova’da 2011 yılında yapılan genel nüfus sayımı, ülke çapında kuzey kesimdeki birkaç belediye dışında yapılmıştır. Uzun yıllar sonrasında yapılan ve bazı olağanüstü durumlar taşıyan bu sayım, Zubin Potok, Leposaviç, Zveçan Belediyesi ve Mitroviça’nın kuzeyinde boykot sebebiyle uygulanamamıştır. İşte bu sayımın sonuçlarına göre Kosova’da “genellikle ikamet eden nüfus” ölçümüne göre etnik Türk vatandaş sayısı 18.738[12], anadili Türkçe olan vatandaş sayısı 19.568[1] olarak verilmiştir. Raporun devamında Kosova’da anadili dışında Türkçe konuşan vatandaş sayısı 49.729[1] şeklinde yansımıştır. Dolayısıyla, Türkçe için anadili ve asli bilinen dil rakamlarının toplamı bu sayım sonuçlarına dayanarak Kosova’da Türkçe konuşan nüfus sayısının 69.297 olduğunu göstermektedir. Bu genel nüfus sayımının Kosova’nın devlet olma süreci içinde yapılması, kuzey kesiminin sayım içine katılamaması, “genellikle ikamet eden nüfus” gibi sübjektif ibare doğrultusunda nüfus bilgilerinin verilmesi sebepleriyle 2011 nüfus sayımı sonuçları, Kosova’nın tam nüfus rakamlarını vermekten biraz uzak görüntü oluşmasına sebep olmuştur.
Nüfus dağılımı ve seyri
Kosova’da Türkler, genelde güney, güneydoğu ve doğuda ağırlıkla yaşasa da dağınık bir hâlde bütün Kosova’da yerleşmişlerdir. Eskiden beri gelen bu dağınıklık özellikle Kosova’nın kuzeyine doğru yayılan bölgede yaşayan Türkler için, asimilasyon neticesinde nüfus oranlarında azalma tehlikesini doğuragelmiştir. Türkler, Müslüman’dır ve Kosova’da yaşayan Arnavutların çoğu da Müslüman inancına sahiptir. Bu sebeple Türklerin bir kısmı, bugünkü devlet şartlarının Arnavutlar lehine ağır basması sebebiyle asimilasyona açık hâle gelebilmektedirler.
Osmanlı devrinde en büyük nüfus oranına sahip Müslüman tabakayı oluşturan bölge Türkleri, bugün büyük göçler (özellikle Türkiye’ye) ve asimilasyon sonucunda ciddi düşüşler yaşamış ve bugünkü sosyal hâllerini almışlardır.[13]
Kosova’da 250.000 dolayında bir Türkçe konuşuru rakamının zikredilmesine rağmen, bugün Kosova’da ne kadar Türk’ün yaşadığı tam olarak bilinmemektedir. Türkler bugün Kosova’da daha yoğun bir şekilde Prizren, Mamuşa, Priştine, Gilan, Doburçan, Yanova, Vıçıtırın, Mitroviça ve İpek yerleşim bölgelerinde yaşamaktadırlar. Bunların içinde Türkçenin belediye statüsünde resmiyeti olan belediye merkezleri şunlardır: Prizren, Mamuşa, Gilan, Mitroviça, Priştine, Vıçıtırın.[14][15]
Prizren şehri, Türk toplulukları açısından, tarihî olaylar, kişiler ve nüfus yoğunluğu ve Türk nüfusun, Türkçenin etkililiği açısından ilk sırada gelmektedir. Prizren’de sayısı kesin olmamakla beraber en az 35.000 civarı bir Türk rakamından söz edilmektedir. Bunun dışında, şehrin Arnavut sakinlerinin de Türkçe bilmesiyle Prizren, Kosova’da Türkçenin en yoğunlukla duyulabildiği bir bölge merkezidir. Ayrıca, kentin 10 km'lik etrafında Gora ve Jupa denilen iki ayrı bölge bulunmaktadır. Bu bölgelerde yaklaşık 15'er Gora köyü mevcuttur. Gora bölgesi de Kosova’da Slav veya Arnavut etnik unsuruna dayandırılmayan insanların yaşadığı bir bölge olması bakımından önemlidir. Goralılar Osmanlı öncesi Hun Kuman Avar Türk kavimlerinin torunudurlar. Gora bölgesinde yaşamakta olan Goralıların gelenek göreneklerine yani kısaca folklorlarına bakıldığında Orta Asya ve Kırım bölgesinde yaşayan Türklerle benzer birçok motif ve gelenekler göze çarpmaktadır.
Kosova’dan Türk göçleri
1912-1913 yılları civarında artık çözülmeler yaratan ve Osmanlı İmparatorluğu idaresinin Kosova Vilayeti ve diğer Balkan bölgelerinden kalkmasıyla sonuçlanan Balkan Savaşları, Kosova’dan Türkler ve kısmi Müslüman kesimin göçlerine sebep olmuştur. Bu göç dalgalarının en büyük yönü, Osmanlı idaresinin çekildiği Türkiye topraklarına doğru gelişmiştir. Söz konusu göçlerle bütün Balkanlar’dan olduğu gibi, Kosova muhitinden de yüz binlerce insan yollara düşüp öz yurtlarını bırakmak zorunda kalmıştır. Bu göç dalgalarında Türkler en büyük nüfus sayısıyla birinci sırayı oluştururlar. Kosova Vilayeti sınırları içinde yaşayan yerli Türk nüfusu, 20. asır başlarından günümüze dek, çeşitli yoğunluklarda gelişen kitlesel veya bireysel göç dalgaları ile bölgeyi boşaltmışlardır. Bu acı göç hareketleri, Kosova coğrafyasında Türk nüfusunun hızla azalmasını getirip, bugünkü nüfus oranlarını doğurmuştur.[13][16]
Bugün, aşağı yukarı 100 yıllık bir zaman zarfında, eski Kosova Vilayeti topraklarından, evlerini, arazilerini ve akrabalarını bırakmak zorunda kalarak, özellikle Türkiye’ye gelen Türklerin sayısı, Kosova’da yaşayan Türklerin sayısının birkaç kat üstündedir. Türkiye’ye göç eden Kosovalı Türk ailelerinin fertlerinden birçoğu, geçen süreçler zarfında artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına dâhil olmuş, fertler arasında oranları değişmekle beraber Türkiye Türkleri nüfus grubu içerisindeki yerlerini almışlardır. Söz konusu durum, Kosova ile Türkiye arasındaki akrabalık boyutlarında çok önemli bir kısmı oluşturur.
Dil
Kosova'daki Türkler, Osmanlı idaresinde Osmanlı Türkçesi yazı dili ile; Osmanlı devri sonrasında da Türkiye Türkçesi yazı dili ile eserler ortaya koymuş, ağız özelliklerini yazılı eserlere yansıtmamışlardır. Bu bakımdan, Kosova'daki Türkler her zaman genel Batı Oğuz Türk grubu ile ortak bir dil yapısında olmuştur. Kosovalı Türkler, diğer konularda olduğu gibi, dil konusunda da Türk Dünyasından herhangi bir kopukluk, aykırılık yaratmamak konusunda oldukça hassastırlar.
Resmiyet
Kosova Cumhuriyeti sınırları içinde, yazı dilinde, resmiyette Türkiye Türkçesi kullanılmaktadır. 1999 yılına kadar Kosova genelinde resmiyeti olan Türkçe, Aralık 2010 itibarıyla Kosova’da Prizren, Mamuşa, Gilan, Mitroviça, Priştine ve Vıçıtırın Belediyesi kapsamında Türkçe resmî dil statüsüne sahiptir.[14] Türkçenin, Kosova’nın resmî dillerinden biri olması çalışma ve tartışmaları henüz bir sonuç vermemiştir. Kosova Cumhuriyeti anayasasınca belirtilen bu dil haklarını kullanımında büyük sıkıntılar vardır. Yukarıda belirtilen belediyelerde Türkçenin resmiyeti olmasına rağmen, bu resmiyet uygulatılmamaktadır. En büyük Türk nüfusuna sahip Prizren’de bile dil kullanımı konusunda ihlaller vardır.[14]
“ | Madde 5 (Diller)
|
„ |
1951 sonrası Kosovalı Türklerin hukuki kimliğinin resmî olarak tanınması sonucu Türkçe dilsel ve kültürel olarak kamusal alanda kullanılmaya başlanmış ve 1974 anayasası ile bu durum devlet daireleri‐ eğitim öğretim hayatı ve basın yayın alanı olmak üzere her alanda resmî düzeyde kabul edilmiştir. 1989 yılında Kosova’nın özerkliği kaldırıldıktan sonra Arnavutçanın yanı sıra Türkçenin de kullanım alanı kısıtlanmıştır. Arnavutça, 1999 yılındaki NATO harekâtı sonrası resmî dil düzeyine tekrar kavuşurken, Türkçe kabul edilmemiştir.[18]
Kosova’da Türkçe tarihi
Kosova Türkçesi, bu ülkede özellikle 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu idaresiyle tam olarak vücut bulmuş ve bugüne kadar gelmiş bir durumdadır. 1913 yılı civarlarında Kosova Vilayeti topraklarının Osmanlı idaresinden çıkmasına dek bu muhitte, Osmanlı Türkçesi yazı dili merkezli olarak Türk dilinde çeşitli eserler ortaya konmuştur.[19]
Ağız özellikleri
Kosova’da tek ağız bölgesine bağlı Türk ağızları konuşulur. Bu ağızlar, birbirlerinden küçük farklarla ayrılırlar ve temel özellikleri ortaktır. Ülkedeki Türk ağızları, Türkiye Türkçesi ağızlarının Rumeli koluna; Rumeli kolunun Batı Rumeli kısmına dâhildir.[20]
Kosova Türkçesi, ağız olarak bugünkü Türkiye Türkçesi yazı dilinden bazı yönleriyle kısmi farklar oluşturmaktadır. Söz konusu farklar, Kosova bölgesindeki Türklerin tarihî durumlarının sonucudur. Aşağıdaki tabloda karşılaştırmalı olarak görüleceği gibi, Kosova Türkçesindeki bazı sözlerin ve yapıların eskiliği (arkaikliği), Kosova bölgesindeki Türk nüfusunun eskiliğini göstermektedir. Veriler, bugünkü Kosova Türklüğünü oluşturan en büyük insan grubunun, Anadolu’da Müslüman Türklerin ciddi bir kısmı yokken, Balkanlar’da Türklerin olduğunu açıklar niteliktedir. 12. ve 13. yüzyıllarda bazı Türkçe sahalarında değişikliğe uğramış şekillerin, Kosova muhitinde bugün bile korunmuş olduğu gözlenmektedir.[19][21][22]
Kosova Türk ağzının bugünkü bazı özellikleri kısaca şu şekildedir:
- Söz başında ince sıra “g- > c-”; “-g- > -c-” ses değişikliği: git- > cit-; gel- > cel-; geç- > ceç-; gez- > cez-; gir- > cir-; gevse- > cevse-; geç > ceç; gibi > cibi; gün > cün; dizgin > dizcin; zengin > zencin vb.
- Söz başında ince sıra “k- > ç-”; “-k- > -ç-” ve “-k > -ç” ses değişikliği: kim > çim; kir > çir; kibar > çibar; kibrit > çibrit; kilit > çilit; eki/iki > içi; erken > erçen; yürürken > yürürçen; mübarek > mübareç, ilk > ilç (Priştine ağzı) vb.
- Söz içinde “g” sesinin sızıcılaşmaması: bagır-, egri, yigırmi, igne, agır, ügren-, dog-, kurbaga, dügün, aga, bag vb.
Örnekler
Eski Türkçe | "Anlam" | Kosova Türkçesi | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|---|
yagmur | ”Yeryüzüne düşen yağışın sıvı olanı” | yagmur | yağmur |
oglan | ”Erkek çocuk” | oglan | oğlan |
yigirmi | ”20 sayısı” | yigırmi | yirmi |
teg- | ”Dokunmak, temas etmek” | deg- | değ- |
yeŋ | ”Giysi kolu” | yeng | yen |
yapuş- | ”Ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak” | yapuş- | yapış- |
tabışgan | ”Tavşangillerden, eti yenen, hızlı koşan bir memeli“ | tapşan | tavşan |
Din
Kosova Türkleri, dünyadaki Türk nüfusunun çok büyük kısmı gibi, İslam dinine mensupturlar. Müslüman inancı içinde özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurumsallaşan birçok tarikat yapısı, din kültürünü çeşitlendirmiştir. Günümüzde, bu tarikat yapılarının bazıları hâlen kullanımda olsa da, eski geçerliliği yoktur. Çoğunluk için bunlar kültürel bir öge hükmündedir.
Kosova’da diğer milletlerin de etkilendiği, kullandığı çok sayıda tarihî dinî yapı vardır. Söz konusu tarihî yapıların tamamına yakını günümüzde de kullanımdadır.
Siyasi yapı
Siyasi kültür açısından Kosova Türkleri, Osmanlı İmparatorluğu dönemi sonrasında (1913 sonrası), çeşitli siyasi devlet yapılarında yaşamıştır. Bunlardan sosyalist sistem, son döneme dek süren siyasi sistem olmuştur.
Günümüzde Kosova’da Türk siyasi yapıları içinde 2 siyasi parti vardır: Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) ve Kosova Türk Birliği Partisi (KTBP). Bunlardan KDTP, 1990 yılında kurulup (TDB olarak) 1999 yılında UNMIK’te kayıtlanmıştır. Partinin karargâhı Prizren’de bulunmaktadır. KTBP ise 2010 yılında kurulan yeni bir siyasi oluşumdur ve bu siyasi partinin merkezi Mamuşa’dadır.
1990 yılından 2010 yılına kadar tek Türk siyasi partisi etrafında siyasi hayat sürdürmeye çalışan Türkler, 2010 sonrasında da büyük kısmıyla KDTP merkezinde siyaset yapmaktadırlar.
Basın-yayın
Birlik
1944 yılından itibaren Kosova’da yayınlanmayan bu gazete o dönem aynı devlet çatısı altında bulunulan Makedonya’nın başkenti Üsküp’te basılmıştır. Bu gazete Kosova muhitinde de okunmuş, bu muhitle de ilgili olmuştur. Yayını son bulmuştur.
Tan
Yugoslavya devlet kuruluşu olan Tan yayın şirketi tarafından, Yugoslavya devrinde, devletin kontrolünde yayın yapan Tan gazetesi Kosova bölgesinde Türkçe yayınlanan tek gazete olmuştur. Yayını son bulmuştur.
Yeni Dönem
1998-1999 Kosova Savaşı sonrasında, Prizren şehrinde kurulan Yeni Dönem Kosova Türk Medyası adlı kuruluşun bünyesinde, 1999'dan 2008 yılına dek aralıksız olarak haftada bir Türkçe olarak yayınlanan ve tüm Kosova'da dağıtılan Yeni Dönem gazetesi yayın hayatında olmuştur. Yeni Dönem Kosova Türk Medyası, 2008 yılının son aylarında, bütün yayın organlarıyla beraber gazetenin yayınını durdurmak zorunda kalmıştır.[25]
Sesimiz
Kosova Demokratik Türk Partisi’nin resmî yayın organıdır.
Yayın denemeleri ve internet
1999'dan sonra Kosova'da "Demokrasi Ufuğu" ve Kosovahaber" gibi gazeteler yayınlanma denemesinde bulunmuşlardır. Bunlardan "Demokrasi Ufuğu" tamamen kapanmıştır. "Kosovahaber" ise düzenli olarak internet ortamında yayınlanan bir gazete hâline dönüşmüştür. Sonuç olarak belirtmek gerekir ki Kosova'da Türk dilindeki basın-yayın, maddi ve teknik donanım konusunda büyük zorluklar yaşamaktadır.
Çevren
Çevren dergisi, Yugoslavya devlet kuruluşu olan Tan yayın şirketinin yayınlarından biriydi. 1973 yılından yayınına başlanmıştır. Yugoslavya döneminde Priştine’de Türk dilinde yayınlanan toplum, tarih, edebiyat, dil konularında yayınlanmış olan Çevren, bilimsel hakemli bir dergi olmuştur. Bu dergide çok sayıda bilim adamının makaleleri yer almıştır. 1991 yılında yayını sonlanmıştır. On yıllık aradan sonra 2001 yılında Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nin el atmasıyla Çevren’in 93 ve 94. sayısı hazırlanmış ve basılmıştır. Mart 2002’de de Çevren’in 97-98 ve 99. sayıları hazırlanmıştır. Söz konusu dönemde, bir anlaşmazlık ve sıkıntıyı ortadan kaldırmak amacıyla BAL-TAM, Çevren’in yayınını sürdürmekten vazgeçmiştir.[26]
BAL-TAM Türklük Bilgisi
1998-1999 Kosova Savaşı dönemi ile beraber yayını son bulan Çevren dergisinin ardından Çevren’i de yayınlayan bilimsel ekip içinden birkaç bilim insanı etrafında yayınına başlamıştır. Bu dergi 2000 yılında planlanmıştır. Merkezi Prizren’de bulunan Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nin (BAL-TAM) bünyesinde yayınını sürdüren dergi, uluslararası hakemli dergidir.[26]
Çığ
Çığ dergisi, önce Prizren, daha sonra Priştine şehrinde, 1990-1993 yılları arasında yayınlanmıştır. Görülebilen en son sayısı 12'dir. Tan gazetesinin yazın, sanat dergisi olan Çığ'ın genel yayın yönetmeni Şakir Maksut, sorumlu yazar Zeynel Beksaç’tır. Derginin ikinci sayısında, genel yayın yönetmeni Raif Vırmiça olur. 5-6-7. birleşik sayıda ise, yazı işleri sorumlusu Hasan Mercan olur.[27] Devlet kuruluşu olan Tan yayın şirketi tarafından çıkarılmıştır.
Derginin yazarları arasında; Hasan Mercan, Fahri Kaya, İrfan Ünver Nasrattinoğlu, Suat Engüllü, Avni Engüllü, İskender Muzbeg, Şecaattin Koka, Muzaffer Uyguner, Abdullah Rıza Ergüven, Süreyya Yusuf, Cemail Tunalıgil, Alaettin Tahir, Tacida Hafız, Reşit Hanadan, Vladeta Vukoviç, Rauf Alanyalı, Muhammed Ustaibo, Emin Mecian, Pregrad Palavestra, Pera Stefanoviç ve Aziz Serbest gibi adlar vardır.[27]
Esin
Prizren’de 1951 yılında kurulan Doğru Yol Türk Kültür Sanat Derneği tarafından Esin kültür ve edebiyat dergisi yayınlanmıştır. İlk yayınlandığında dernekle aynı adı taşıyan derginin adı sonraları “Esin” olarak değiştirilmiştir.[28]
Kuş
Kuş, 1979 yılında çıkmayan başlayan çocuk dergisidir. Dergi Kosova çapında öğrenciler arasında yıllarca okunan bir gelenek oluşturmuştur.[29] Devlet kuruluşu olan Tan yayın şirketi tarafından çıkarılmıştır.
Bay
1994 yılında Prizren’de Balkan Aydınları Derneği bünyesinde yayınlanmaya başlanan kültür ve sanat dergisidir.[28]
Genç Bay
1994 yılında Prizren’de Balkan Aydınları Derneği bünyesinde yayınlanmaya başlanan gençlik dergisidir.[28]
İnci
1994 yılında Prizren’de Balkan Aydınları Derneği bünyesinde yayınlanmaya başlanan çocuk dergisidir.[28]
Türkçem
Türkçem popüler çocuk dergisidir. İlk sayısı Ocak 1999 tarihinde çıkmıştır. Kosova’da gelişen Türk çocuk edebiyatına yeni bir ivme getirmek amacıyla Zeynel Beksaç yönetiminde yayınlanmaktadır.[30]
Paradigma
Paradigma dergisi, yayın hayatına 2011 yılında başlamıştır.[31] Yayın dili Türkiye Türkçesidir. Paradigma Araştırma Merkezi tarafından yayınlanmaya başlanmıştır.
Devlet yayınları
Türkçe televizyon yayınları 1974 yılında başlamıştır. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin yayın organları aracılığıyla televizyon yayınları başlamış, bu devlet televizyonunda birkaç saatlik Türkçe yayın, Kosova’nın bağımsızlığı sürecine kadar var olan durumu oluşturmuştur. Sivil girişim olan Kosova Radyo-Televizyonu’nda devam etmiştir. Bu kuruluş içinde belli yayın aralıklarında Türkçe yayın yapılmıştır. Bu yayınlar günümüzde de devam etmektedir.
Yeni Dönem TV
1998-1999 Kosova Savaşı sonrasında, Prizren şehrinde kurulan Yeni Dönem Kosova Türk Medyası, önce Türkçe televizyon yayını sunmuştur. 2008 yılına kadar Kosova geneline Türkçe (Türkiye Türkçesi) yayın yapılmıştır. “Yeni Dönem” televizyon kanalının sahip olduğu frekans ulusal çapta olmuş, ancak teknik imkânsızlıklar sebebiyle genellikle Prizren ve yöresine yayın yapabilmiştir. Yeni Dönem Kosova Türk Medyası, 2008 yılının son aylarında, bütün yayın organlarıyla beraber yayınını durdurmuştur.[25]
Balkan RTV
Yeni Dönem medya kuruluşunun yerine, yine aynı yayın merkezinde Balkan RTV kurulmuştur. Ancak, söz konusu medya kuruluşu, Yeni Dönem’in yerini alamadığı gibi, Türkçe merkezli bir yayın da takip edememiştir. 2011 Temmuz itibarıyla yayını devam etmektedir.
Devlet radyo yayınları
Bölgede Türkçe radyo yayını 1951 yılında başlamıştır. Yugoslavya döneminde devlet radyosunda çeşitli Türkçe yayınlar yapılmıştır.
Yeni Dönem Radyosu
1998-1999 Kosova Savaşı sonrasında, Prizren şehrinde kurulan Yeni Dönem Kosova Türk Medyası’nın yayın organlarından birisi de Yeni Dönem Radyosu’dur. 2008 yılına kadar Kosova geneline Türkçe (Türkiye Türkçesi) yayın yapmıştır.
1 Şubat 2003 tarihinde yayına başlayan Yeni Dönem Radyosu, 21 saat Türkçe; 3 saat Arnavutça, Boşnakça ve Romca yayın düzeni sahipti. Dört dilde yayın yapan radyo, Kosova’da bu şekilde yayın yapan ilk radyo olma özelliğini kazanmıştır.
Kent FM Kosova
Kent FM Kosova, Priştine’den yayın yapan radyo istasyonudur.
Kosova Radyo
Kosova Radyo, günde iki saat Türkçe yayın yapmaktadır.
Tanınmış Kişiler
Ayrıca bakınız
Resimler
- Osmanlı devrinin sonlarındaki Prizren
- Prizren’in simgelerinden Sinan Paşa Camii
- Prizren’de eski bir ev ayrıntısı
- Gazi Mehmed Paşa Hamamı (Prizren)
- Tarihî bir Prizren evi
- Gilan’dan genel görünüm
- Prizren’in simgelerinden tarihî taşköprü
- Sultan I. Murat Türbesi (Kosova Ovası)
- Sultan 1.Murad Han Türbesi - Bahçedeki mezarlar ve sandukanın bulunduğu türbe girişi
- Mitroviça Etnografya, Arkeoloji ve Jeoloji Müzesi’nde Osmanlı eşyalarından bir kısmı
Notlar
- A. ^ Arnavutça ve Sırpça dillerini bilme durumu, bütün Kosova Türkleri için geçerli değildir, oranlar da değişkenlik göstermektedir. Ayrıca, bu dillerin yanında Boşnakça, Makedonca, İngilizce gibi dilleri de kısmîlik kaydıyla eklemek mümkündür.
Kaynakça
- Kosova Nüfus ve Konut Sayımı 2011, “Usually resident population by mother tongue, sex and age”, s. 64. 2 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kosova İstatistik Ajansı (İngilizce)
- OSCE (2010), "Community Profile: Kosovo Turks", Kosovo Communities Profile, Organization for Security and Co-operation in Europe.
- Cole, Jeffrey (2011), Ethnic Groups of Europe: An Encyclopedia, ABC-CLIO, ISBN 1-59884-302-8.
- Thomas Goltz, Minority Within a Minority- For Ethnic Turks, Serbian War is Another Chapter in a 600 Year Old Story (05-20-99) 15 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
- Can Karpat, Kosovalı Türkler 4 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Balkan İncileri
- Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, Ötüken, İstanbul 2003
- Dr. Tülin Çoruhlu, Gora Halk Sanatları (Kayıp Mirasın İzinde), UKİD, İstanbul 2008
- Halil İnalcık, “Türkler ve Balkanlar”, BAL-TAM Türklük Bilgisi 3, Prizren 2005, s. 20-44.
- Nazif Mandacı, “Turks Of Kosovo And Protection Of Minority Culture At The Local Level”, T.C. Dışişleri Bakanlığı Journal Of International Affairs, Volume IX, June - August 2004 29 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
- Fred Cocozzelli, “Small Minorities in a Divided Polity: Turks, Bosniaks, Muslim Slavs and Roms, Ashkalis and Egyptians in Post-Conflict Kosovo”. Ethnopolitics 7 (2-3), 2008, s. 287-306.
- Erhan Türbedar, “Tarihte Değişen Siyasi ve Sosyal Dengeler İçinde Kosova Türkleri”. Balkan Türkleri, Balkanlar’da Türk Varlığı. Haz. Erhan Türbedar, ASAM, Ankara 2003, s. 61-97.
- Kosova Nüfus ve Konut Sayımı 2011, “Usually resident population by ethnic/cultural background, sex and age”, s. 60. 2 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kosova İstatistik Ajansı (İngilizce)
- Sacit Kutlu, Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyılında Balkanlar ve Osmanlı Devleti, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2007
- Implementation of the Law on the Use of Languages by Kosovo Municipalities 1 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. AGİT (İngilizce)
- Gilan şehrinde Türkçe resmî dil oldu 28 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İHA
- İbrahim Artuç, Balkan Savaşı, KASTAŞ Yayınları, İstanbul 1988
- Kosova Cumhuriyeti Anayasası | Türkçe Kosova Cumhuriyeti Resmî Gazetesi
- Sibel Akgün, Kosova Türklerinin Tarihten Bugüne Kimlik Mücadelesi, Karadeniz Araştırmaları, Yaz 2012, Sayı 34, s. 22-23.
- "Alpay İgci, "Kosova Türkçesinde Bazı Yeni Eğilimler", Turkish Studies, S. 16, 3/4, Spring 2009, s. 1174-1182" (PDF). 8 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2011.
- Gürer Gülsevin, “Rumeli Türkçesi Çerçevesinde Türk ve Balkan Dillerinin Etkileşimi”, Turkish Studies, Volume 4/8, Fall 2009, s. 48-64.
- Nimetullah Hafız, “Kosova Mitroviçası, Vuçıtırın ve Priştine Türk Ağızlarının Başlıca Özellikleri”, Çevren Dergisi, Mart-Haziran 1979, s. 75-91.
- Nimetullah Hafız, “Prizren’de Türk Masalları”, Çevren Dergisi, Sayı: 25, Mart 1980, s. 115-125.
- Büyük Türkçe Sözlük 28 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türk Dil Kurumu
- Annemarie Von Gabain (Çev. Mehmet Akalın), Eski Türkçenin Grameri, TDK, Ankara 2000
- Yeni Dönem gazetesi kapandı Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği
- BAL-TAM Türklük Bilgisi 30 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi (BAL-TAM)
- "Bülent Kurlu, Türk Dünyası Dergilerinin Kronolojik Tarihçesi (Bölüm 18), Kalgay". 26 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2011.
- Kültürel Yayınlar Kosova Türkleri
- Balkan Savaşlarından Günümüze Kadar Kosova'da Yaşayan Türklerin Toplumsal, Ekonomik, Kültür-Eğitim Durumu ve Göçleri T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bk. 1 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Türkçe Aylık Popüler Çocuk Dergisi Resmî internet sitesi
- Mart 2011 17 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Paradigma