Sırp İsyanları
Sırp İsyanları, 19. yüzyılın başlarında Sırpların Osmanlı Devleti'ne karşı başlattıkları ve 1878 yılında Sırbistan'ın bağımsızlığıyla sonuçlanmış isyanlardır.
Osmanlı Sırpları
Tarihsel Sırbistan topraklarının Osmanlı Devleti'ne katılması 14. yüzyılda başlamış 15. yüzyılın ortalarında tamamlanmıştır. Osmanlı Devleti'nin Sırbistan Prensliği'yle 1364 yılında yaptığı Sırpsındığı Muharebesi'nin ve 1389 yılındaki I. Kosova Muharebesi'nin Sırpların yenilgisiyle sonuçlanması Sırpları zayıflatmış ve birçok Sırp topraklarının Osmanlılara geçmesine neden olmuştur. Daha sonra 1402 yılında kurulan Sırp Despotluğu da 1456 yılındaki Belgrad Kuşatması'nda başkenti Belgrad'ı Osmanlılara kaptırdıktan sonra bir süre Macaristan Krallığı'nın vasallığı altında ayakta kaldıysa da 16. yüzyılın başlarında bu simgesel varlık ta tamamen ortadan kalkmıştır. Bu tarihten sonra 300 yıl boyunca Sırpların büyük bir bölümü Osmanlı Devleti vatandaşı olarak yaşamış, kendileri ait bir devletten yoksun kalmışlardır.
Osmanlı döneminde Sırplardan devşirme yöntemiyle devletin yüksek kademelerine ulaşmış birçok devlet adamı mevcuttur. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz yükselme döneminde önce Kaptan-ı Deryalık ve sonra da 14 yıllık bir süreyle sadrazamlık yapmış olan Sokollu Mehmet Paşadır.
İsyanın nedenleri
Sırp isyanlarının nedenleri arasında aşağıdakiler gösterilebilir:
- Rusya ve Avusturya'nın kışkırtmaları,
- 19. yüzyıl'da Osmanlı yönetimindeki otorite zayıflığı,
- Sırbistan'daki yeniçerilerin halka iyi davranmaması,
- Fransız İhtilali'nden sonra ortaya çıkan milliyetçilik akımları
- Osmanlı-Avusturya Savaşları sırasında Sırbistan topraklarının savaş alanı haline gelmesidir.
1804 ve 1815 isyanları
19. yüzyıl başlarında Avusturya ve Rusya, Sırbistan'da halkı Osmanlı egemenliğine karşı kışkırtma siyaseti uygulamaya başlamışlardı. Ayrıca buradaki yeniçeriler Müslüman ve Hristiyan halka karşı çok kötü davranarak halkı iyice bezdiriyorlardı. Bu ortamda Sırplar sıradan bir çoban olan Kara Yorgi'nin önderliğinde ayaklandılar. Ruslardan da aldığı destekle Kara Yorgi 13 Aralık 1806’da Belgrad’a girdi. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Belgrad Kara Yorgi'nin önderliğindeki isyancıların elinde kaldı. Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasında imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplara bazı imtiyazlar verildi. Osmanlılar Ruslarla yapılan barıştan sonra Sırbistan'daki isyancıları yenerek Belgrad'ı tekrar ellerine geçirdiler. Kara Yorgi 21 Eylül 1813'te diğer isyancılarla birlikte canını kurtarmak için Avusturya'ya kaçtı. Böylece ilk Sırp isyanı son bulmuş oldu.
Bağımsızlıklarını kazanmak isteyen Sırplar 1814 yılındaki Viyana Kongresi'ne bir heyet gönderdiler. Ancak bir sonuç alamayınca 1815 yılında Miloş Obrenoviç'in liderliği altında ikinci bir ayaklanma başlattılar ve hareketleri Ruslar tarafından desteklendi. Bu ayaklanma da başarısız oldu ama 1817 yılında Rusya ile yeni bir savaş istemeyen ve bölgeye yönelik muhtemel bir Rus müdahalesine engel olmak isteyen Osmanlı Devleti Sırplara bazı özerklik hakları vermeye razı oldu. Osmanlı valisi Maraşlı Ali Paşa Miloş Obrenoviç'le anlaşmaya vararak Sırbistan'ın içişlerinde bağımsız olmasını sağladı. Sırbistan'ın yönetimini ele geçiren Miloş Obrenoviç o sırada Sırbistan'a geri dönen ilk isyanın lideri Kara Yorgi'yi kendisine rakip olmasını önlemek için öldürttü. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşını kaybeden Osmanlılar Ruslarla imzaladıkları Edirne Antlaşmasıyla Sırbistan'ın yarı bağımsız bir hale gelmesini kabullendiler. 1830 ve 1833 yıllarında Osmanlı padişahı II. Mahmut'un imzaladığı Hatt-ı Şeriflerle Miloş Obrenoviç'in elindeki topraklar arttırıldı ve kendisi Osmanlılar tarafından resmen Sırp prensi olarak tanındı.
Sırbistan'ın bağımsızlığı
Aslında geçici süreyle de olsa ilk bağımsızlığı kazanan Sırplar olmuştu. 1804'ten 1813'e kadar süren birinci Sırp Ayaklanması'nda Sırplar Osmanlı devletinden bağımsız olmuşlardı. Yeniçeri dayıların İstanbul'dan görece bağımsızlıkla keyfen yönettiği ve bir Sırp için insanca yaşanabilecek bir yer olmayan Sırbistan'ın bağımsızlığı 1813'e kadar sürdü. 1821'de Yunanistan Mora yarımadasında bağımsız oldu. Sırp ayaklanmaları kadar acı ve etkili olmasa da Yunanistan'ın bağımsız olabilmesinin nedeni Batı'dan gördüğü yardımdı.
Sırbistan ayaklanmaları 1830'da Sırbistan'ın yarı-bağımsız olmasına yol açtı. Yine Batı desteğiyle 1867'de son Osmanlı kuvvetleri ülkeden çekildi. Doksanüç harbi sonucunda da yasal bağımsızlık ilan edildi(1878).
Sırpların kurduğu Sırbistan Prensliği bir süre Osmanlı İmparatorluğu'nun denetimi altında yaşadı. 1839 yılına kadar Sırbistan'ı Miloş Obrenoviç yönetti. Sonra yerini oğulları Milan Obrenoviç ve Mihailo Obrenoviç'e bıraktı. 1842 yılında Mihailo Obrenoviç bir isyan sonucu tahttan indirildi ve Kara Yorgi'nin küçük oğlu Aleksandar Karađorđević tahta çıktı. 1858 yılında Aleksandar Karađorđević tahttan indirilince 78 yaşındaki Miloş Obrenoviç ilk prensliğinden 19 yıl sonra ikinci bir defa tahta çıktı. 1860 yılında ölene kadar Sırbistan'ın prensi olarak kaldı. Miloş Obrenoviç'in ölümünden sonra torunları Sırp Prensi olarak Sırbistan'ı yönetmeye devam ettiler.
1867 yılına kadar Osmanlılar Belgrad'da bir birlik bulundurmaya devam ediyorlardı. Ancak Osmanlılar 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nı kaybedince Ruslarla imzaladıkları Berlin Antlaşması'yla Sırbistan'a tamamen bağımsızlığını vermeye mecbur kaldılar. 1882 yılında Sırbistan Krallığı ilan edildi. Miloş Obrenoviç'in torunları da kendilerini Sırbistan kralı ilan ettiler. Bu krallık 1918 yılında Yugoslavya kurulana kadar ayakta kaldı.