Yenikaş, Aydıncık
Yenikaş, Akdeniz Bölgesi, Mersin ili Aydıncık ilçesine bağlı bir mahalledir.
Yenikaş | |
---|---|
| |
Ülke | Türkiye |
İl | Mersin |
İlçe | Aydıncık |
Coğrafi bölge | Akdeniz Bölgesi |
Rakım | 8 m (26 ft) |
Nüfus (2007) | |
• Toplam | 1.137 |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (UDAZD) |
İl alan kodu | 0324 |
İl plaka kodu | 33 |
Posta kodu | 33713 |
Coğrafi konum, yerleşim, nüfus ve yönetim
Coğrafi konum
Yenikaş, Mersin ili Aydıncık ilçesine bağlı bir mahalledir. Köy; deniz kıyısında Toros Dağları'nın kıyıyı seyreden kolunun denize bakan yamaçları ile üzerindeki düzlüklere kurulmuştur. D-400 Akdeniz sahil Yolu, mahallenin Soğuksu merkez mahallesinin içinden geçmektedir. Köy; bağlı olduğu Aydıncık merkeze 8, komşu ilçe Bozyazı'ya ise 37 km. uzaklıktadır.
Yenikaş mahallesi; kuzeyde Duruhan, doğuda Karaseki mahallesi ve Aydıncık Atatürk Mahallesi, batıda Karadere ve Pembecik mahallesi, güneyde ise Akdeniz ile çevrilidir.
Yerleşim
Yenikaş mahallesinin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemektedir. Yenikaş Köyü; 1920'lı yıllarda, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgilere göre, Aydıncık'ın Soğuksu kesiminde, Gülnar ilcesine bağlı Yeniyörük mahallesinden ayrılarak kurulur. Yenikaş, kuruluşundan 11 Aralık 2011 tarihine kadar, merkez mahallesi Soğuksu olmak üzere, Örendüzü, Hasancık, Kuyugediği, Yağırat ve Karadere mahallelerinden oluşmaktadır. Köy halkı, 11 Aralık 2011'de, yalnızca mahallenin merkez mahallesi Soğuksu'nun Aydıncık ilçe merkezine bağlı bir mahalle olarak katılıp katılmama konusunda halk oylamasına gider. Köy halkı; yapılan halk oylamasında Örendüzü, Hasancık, Kuyugediği ve Yağırat mahallesi Yenikaş mahallesinin mahalleleri olarak kalmak kaydı ile, yalnızca Soğuksu mahallesinin Aydıncık ilçe merkezine Soguksu mahallesi olarak bağlanmayı oy çokluğu ile kabul eder.
Merkez mahalle Soğuksu'da, önceleri kuru tarım yapılır. 1957 yılında, bir araç motoruna santrafuj takılmak suretiyle Soğuksu Çayı'nın suyu deniz seviyesinden 35 m. yukarıya pompalanır. Böylece, Soğuksu arazisinin bir kısmında kuru tarımdan sulu tarım geçilir. Sulu tarıma geçilince, Soğuksu'ya Yenikas`in diğer mahallerden göç başlar. Göç nedeni ile Soguksu mahallesi, 2000'li yılların başlarından itibaren Soğuksu'nun batı kesiminde yer alan Çaltılı ile doğu kesiminde yer alan Mandıra'ya doğru genişlemeye başlar.
Soğuksu'da sebze yetiştiriciliği dönemi, sonbahar mevsiminin eylül ayında başlar, yaz mevsiminin haziran ayı başlarında son bulur. Soğuksu mahallesi halkının bir kısmı, sebze yetiştiriciliği dönemi sona erdiğinde Suğuksu'da kalırken, bir kısmı Yenikaş'ın Örendüzü, Kuyugediği, Hasancık ve Yağırat mahallesine, bir kısmı komşu köy Pembecik mahallesinin Karagöl yaylasına, bir kısmı da Gülnar ilçesinin Akçayayla (Oluk) yaylasına göçerler. Mahallenin bu yaylalarında çoğu ailenin birer yayla evi vardır. Bu nedenle, halkın bir kısmı, bütün yaz boyu sözü edilen bu yaylaların sulak kesimlerinde, ya açık alanda ya da plastik örtü altı seralarda sebze yetiştiriciliği yaparlarken, bir kısmı da elma, şeftali, kayısı, erik, kiraz vb. meyve yetiştiriciliği, kurak kesimlerinde ise üzüm, badem, incir, armut vb. kuraklığa dayanıklı meyve yetiştiriciliği yapmaktadırlar.
Alt ve üst yapı
Soğuksu, 11 Aralık 2011 yılında Aydıncık merkeze bir mahallesi olarak bağlanmadan önce, Yenikaş mahallesinin merkez mahallesidir. Soğuksu'da oturan halk, 1987 yılında telefona, 1990'da elektriğe, 1996'da şebeke içme suyuna kavuşur. Mahallenin Hasancık ve Yağırat mahallesi ise, elektriğe 1990'da, telefona 1987'de, şebeke içme suyuna 2011 yılında kavuşur. Önceleri, mahallenin Örendüzü ve Kuyugedigi mahallesinde oturanlar, geçimlerini kuru tarım ve küçükbaş hayvancılık yaparak sağlıyorlardı. 1960'li yıllarda Soguksu'da sulu tarım baslayınca, Örendüzü ve Kuyugediği'nde yaşayanlar, Soğuksu'ya göçüp yerleşirler. Kışları Soguksu'da yaşayan Örendüzü ve Kuyugediği mahallesi insanları, yazları, Soğuksu'dan Yenikaş'in Örendüzü ve Kuyugediği mahallerine, burada bulunan zeytin, badem ve üzüm bağlarının bakımı ve meyve hasadı için çıkarlar. Mahallenin bu iki mahallesi henüz elektrik ve su şebekesine kavuşmamıştır.
Nüfus ve yönetim
Yenikaş'ın 2007 yılında yapılan nüfus sayımına göre nüfusu (Soğuksu Aydıncık'ın bir mahallesi olmazdan önce) 1137'dir. Köy nüfusu, 2000'li yılların başlarından itibaren Aydıncık ve Gülnar'ın kırsal kesimlerindeki köylerinden göç alarak hızla artar. Ayrıca, Taşeli yöresinin iç kesimlerinden kıyı kesimlerine doğru bir göç hareketi de görülür. Taşeli'nin kırsal kesimlerden kıyı kesimlerine doğru olan bu göçlerin nedeni, Taşeli'nin kıyı kesimlerinde yaşam koşullarının kırsal kesimlerine göre daha az maliyetli ve daha kolay olmasından kaynaklanmaktadır.
Nüfusun yıllara göre dağılımı [1]
1980 | 1985 | 1990 | 1997 | 2007 | 2010 | |
---|---|---|---|---|---|---|
Nüfus | ... | ... | 1 251 | 989 | 1 137 | 1 310 |
Ort. Artış / Azalış (Binde) | ... | ... | ... | (-) 12.99 | (+) 14.05 | (+) 15.21 |
Hane Sayısı | ... | ... | 350 | 356 | 366 | 390 |
Coğrafi yapı
Soğuksu'da doğa, değişik biçimlere girerek görsel güzellikler sergilemiştir. Öyle ki, Orta Toroslar’ın kıyıyı izleyen kolu, Soğuksu semtinde denize doğru usulca yanaşarak Boyninice Yarımadası'nı; deniz ise Boynince yarımadasının doğusunda yer alan Mandıra ve Kesme Koyağı'nın içlerine doğru sokularak Soğuksu Koyu'nu oluşturmuştur. Mandıra ve Kesme Koyağı'nın birleşme yeri yakınında doğan Soğuksu Çayı, aynı isimle anılan Soğuksu Deresi'nde yaklaşık 200 metre kadar bir yolculuk yaptıktan sonra deniz ile buluşur. Soğuksu Çayının çevresi yaz aylarında, gündüzleyin Soğuksu Çayı'nın suyunu denize boşalttığı Soğuksu Koyu'nun kıyısından kuzeye doğru esen deniz meltemi, geceleyin ise kuzeyden denize doğru esen kara meltemi oluşur. Koyakta oluşan bu hava akımı, sıcak yaz aylarında, Soğuksu Koyu'nu bir nebze serinletir. Soğuksu Çayı dere yatağında akarken, yatağının kenarında bulunan alüvyonlu yeşil alandaki büyük ve gür yapraklı ağaçlar, bu koya ayrı bir güzellik katmıştır. Örneğin; burada aile veya arkadaş gruplarıyla gezmek, piknik yapmak; gür yapraklı ağaçların altında oturup söyleşmek, bir şeyler yiyip içmek, eğlence yapmak gibi birçok etkinlik yapılmaktadır. Soğuksu mahallesinde, Soğuksu'dan yukarıya, Örendüzü, Kuyugediği, Hasancık ve Yağırat semtlerine doğru çıkıldıkça, maki ve diğer tür fundaların yanı sıra meşe, kara çam, yaban armutu, alıç vb.ağaçlar yer alır.
Taşeli Bölgesi'nin kıyı kesiminde yer alan Aydıncık'ta, yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçen Akdeniz İklimi hüküm sürer. Yağış; gerek merkez ilçede gerekse Yenikaş mahallesinin kıyıya yakın kesimlerinde yağmur, yukarı kesimlerinde ise yağmur veya yağmur ve/veya kar yağışı şeklinde gerçekleşmektedir. Sıcaklık; Soğuksu'da oldukça yüksek ancak Soğuksu'nun yukarısında yer alan Yenikaş'ın Örendüzü, Hasancık ve Yağırat mahallerine doğru çıkıldıkça, kıyı bölgesine göre gündüzleri pek değişmese de geceleri biraz düşmektedir. Bu mahallelerde hava, Soğuksu'ya göre çok sıcak ve nemli olmamaktadır. Aydıncık'ta kış mevsimi, kıyı kesiminde genellilkle ılık ve yağmurlu, yüksek (yayla) kesiminde ise yağmurlu ve/veya kar yağışlı geçmektedir. Öte yandan, tüm Taşeli Bölgesi'de zaman zaman esen lodos ile poyraz yaşamı olumsuz etkilemektedir. Lodos; Taşeli'nin yalnızca deniz kıyısını olumsuz etkilerken, poyraz Taşeli'nin hem kıyı hem de iç kesimini olumsuz etkilemektedir. Lodosun olumsuz etkileri yalnızca kışın olurken, poyrazın olumsuz etkileri her mevsim olmaktadır.
Bitki dünyası (flora)
Yenikaş mahallesi'nün meraları ve dağları, 4 mevsim yeşil kalan defne, harnup, zeytin, mersin (murt) pırnal meşesi, püren, kesme, develik gibi maki grubu; tespi, alıç, yaban armutu, melengiç (çırtlık), azgan, deve dikeni, çoban çırası gibi çalı grubu; sahil katranı (Akdeniz servisi), kızılçam, karaçam gibi büyük boy ağaç türleri ile kaplıdır.
Hayvan dünyası (fauna)
Mahallenin sınırları içinde değişik türde birçok hayvan yaşamaktadır. Kıyı kesimine yakın yerlerde denizcil hayvanlardan martı; iç kesiminde ise kablumbağa (tosbağa), koçmar, kertenkele, salyangoz (araptaşağı), sırtıkılıç (bukelamun), dirik (sincap gibi sürüngenler; karatavuk (yaban tavuğu), üyü (puhu), keklik, tıkdelen (ağaçkakan), gukgumavık (baykuş), imanısarı, kumru, şahin, doğan, kartal, üveyik, alakabak gibi kuşlar; yaban keçisi, tilki, kurt, çakal, domuz, tavşan gibi değişk yaban hayvanları yaşamaktadır. Ayrıca mahallenin yayla kesiminde sığırcık, çulluk, bıldırcın gibi göçmen kuşlar da bir süreliğine burada kalıp sonra da ayrılmaktadır.
Tarihçe
Yenikaş, Taşeli yöresi'nin kıyı kesiminde yer alan Aydıncık ilçesine bağlı bir mahalledir. Köy halkı, yarı yerleşik yaşam biçiminde yaşadıkları zamanlarda, Taşeli yöresi onların yurtları idi. Bu nedenle mahallenin tarihçesi, Taşeli'nin tarihçesi ile aynıdır. Taşeli; günümüzdeki sınırları itibarı ile, güneyde Alanya'nın doğu kesimi, Gazipaşa, Anamur, Bozyazı, Aydıncık'ı tamamen, Silifke’nin batı kesimini, kuzeyde Gülnar ve Ermenek'i, Mut'un güney kesimlerini içine alan oldukça geniş bir alanı kapsar. Taşeli Yöresi'nin tarihi çok eskilere -Hititlere kadar iner. Hitileri Fenikeliler, Persler, Selefkoslar, Romalılar, Selçuklular, Karaman Oğulları ve Osmanlı Devleti takip etmiştir.
Uzak tarih
Helenistik dönemde (MÖ 280) Ptelomusların egemenliğine giren Taşeli Yöresi’ne, MÖ 64 yılında Romalılar egemen olmuştur. Bir süre Bizans egemenliğinde kalan yöre, MS 7. yüzyıl ortalarında Arapların egemenliğine, bu yüzyılın sonlarına doğru ise yeniden Bizansların egemenliğine girmiştir. Sonraki yıllarda Bizanslar ile Araplar arasında sık sık el değiştiren yöreye, 10. ve 12. yüzyıllar arasında Ermeni Krallığı egemen olmuştur.
Oğuzların Kayı boyundan olan Karakeçililer, Orta Asya ve Kafkasya'dan Anadolu'ya geldiklerinde, ilkin Anadolu'nun orta kesimlerinde yer alan Ankara ve Kırşehir yöresine yerleşmişler fakat sonraları, buradan Anadolu'nun çeşitli bölgelerine dağılarak, o bölgelerde önce göçebe (yörük), daha sonraları ise yerleşik-yaşam tarzına geçerek yaşamışlar.
Anadolu; Selçuklular'ın eğemeliği altında olduğu zamanlar, Anadolu'ya birçok Türkmen aşireti göç etmiştir. Bunlardan biri, ilkin Antalya yöresine bir süre sonra da buradan Taşeli yöresi'ne göç eden Karakeçili aşiretidir.
Yöreye Selçukları Devleti'nin yıkılışından sonra Karaman Oğulları hakim olmuştur. Selçuklar döneminde Ermeniler yöreden tamamen temizlenmiştir. Yöre, 1461'de Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından alınıp Osmanlı topraklarına'a katılmıştır. Osmanlı sultanlarından II. Beyazıt yöreye birçok konar-göçer aşiret yerleştirmiştir. Bunlardan bazıları, Beydili, Yıvalı, Avşarlar ve Hocayunuslar gibi göçmen aşiretlerdir. Bu aşiretler bölgede zaman içinde yarı-yerleşik yaşam biçiminden tam-yerleşik yaşam biçimine geçmişler.
Halen günümüzde, Karakeçili aşireti'ne mensup topluluklar, Taşeli Yöresi'nde yaşamlarını sürdürmektedirler.
Yakın tarih
Oymak ya da obalar halinde bir grup Karakeçili, uzunca bir süre Akdeniz Bölgesi'nin Antalya ve Taşeli Yöresi'ni yurt edinmişler.[2]. Oğuz'ların Kayı boyundan olan Karakeçililer, Anadolu'ya geldiklerinde, ilkin Orta Anadolu'da, sonraki zamanlarda Anadolu'nun diğer bölgelerine dağılıp oralarda bir süre göçebe (yörük) yaşam tarzında yaşamışlar. Anadolu'nun çeşitli bölgelerine dağılan Karakeçililerin bir bölümü Antalya yöresine göçüp bu yörede kalırlarken [3] bir bölümü Antalya yöresi'nden doğuya Taşeli Yöresi'ne doğru göçetmişler ve oralarda ilkin "konar-göçer" (yörük), sonra "yarı-yerleşik", daha sonra "tam-yerleşik", günümüzde ise "kent yaşamı" biçimine geçmişlerdir.
Karakeçililer Antalya civarında yaşarlarken, yörede bazı sorunlarla karşılaşırlar. Bunun üzerine, yöreninin daha doğu kesiminde olan Gazipaşa ve Anamur yöresine doğru göç ederler. Anamur ve Gazipaşa yöresine gelen karakeçililer, yazları yöreninnin kuzey taraflarında yer alan Kırkkuyu ve Kervanalanı mıntıkasındaki yaylaklara çıkıp bu yaylaklarda yaşamışlar, kışları ise, bu yaylaklardan göçedip sahil kesiminde yer alan Gazipaşa’ya inerek Gazipaşa ve anamur'un kışlaklarında yaşamışlar. Bir süre sonra, bu yöreden daha doğuda yer alan Gülnar ve Aydıncık yöresine doğru göç ederek, yörenin Kürücük, Belkuyu, Akçaoluk, Çıldırkuyu, Ayaş, Bolyaran, Belenova, Akova mıntıkalarına yerleşirler. İşte bu oba'lardan Uzunoğulları Kalebeleni'ne; Daloğulları, Arpalık'a; Azgınoğulları, Köyyıkığı'na; Çırak'lar, Senitbeli'ne; Kocabağ'lar, Ahırini'ne; Koca Mustafa'lar Enişdibi'ne; Güdükoğulları, Direkliin'e; Köşkoğulları, Sele'ye; Arı'lar, Hazna'ya; Öz'ler, Bayamalanı'na; Kaşobası'nı oluşturan sulalelerden Dur'lar, Günay'lar ve Yapar'lar Yenikaş’ın Soğuksu mıntıkasının kuzeyinde bulunan Mandıra'ya; Bekar Ali'ler (Kaş'lar), Çolaklı'lar (Kale'ler), Saraç'lar ve Boz'lar Kesme Koyağı'na; Avşar Ali Keya'lar (Dilli'ler), Çıngı'lar ve Yel'ler Kesme Burun'a (Kömürlük'e); Tazı'lar (Toz'lar), Şafak'lar, Düz'ler ve Cirililer (Aşı'lar) Kesmeburun'un kuzeybatısında yer alan Eğeli'ye, Molla Hasan'lar (Tural'lar), Ak Koca'lar (Göbülü'ler), Yangöz'ler ve Avcı'lar Çaltılı'ya; Gökgöz'ler (Keskin'ler) Sandalçatı'na; Kaba'lar, Ebeli'ler, Kırışık'lar, Ören'ler, Sulu'lar (Küçük'ler) ve Hacıbiş'ler (Ateş'ler), Örendüzü'nde Sarnıç, Tekavit'ler (Büyük'ler) ve çöçen'ler (Işık'lar) Sekmek, Sert'ler Kuyugediği, Çalıklar (Yeni'ler) Yenikuyu, Vadı'lar (Kaleboyun'lar), Yelligedik semtine, Sümbüller ve Karahan'lar ise mahallenin Karadere mahallesine yerleşirler.
Yukarıda söz konusu edilen bu sülaleler, Yeniyörük'ü oluşturan obalar veya oymaklar olup Gülnar, Aydıncık ile Anamur'un bir kısmını içine alan oldukça geniş bir alana yerleşirler. Zaman içinde söz konusu bu oymak ya da obalardan kopmalar başlar. İlkin Yeniyörük'ten Yeniyörükkaş ve Teknecik, daha sonra, Yeniyörükkaş’tan da Yenikaş koparak her biri ayrı birer köy olurlar. Yakın zamanda ise (1984'te), Yenikaş mahallesinden Karadere mahallesi ayrılarak Aydıncık ilçesine bağlı bir mahalle olur.
Yenikaş'ı oluşturan oba veya oymaklar, köy olarak Arıobası'ndan ayrılmışlar, Arıobası'ndan ayrılıp deniz kıyısındaki dağların tepelerine yakın yerlerinde bulunan, insan kaşlarına benzeyen kaya dizilerinin cıvarlarına yerleştiklerinden dolayı önceleri "Kaşobası" olarak adlandırılır. Kaşobası, bir süre sonra, 1920'li (?) köy satüsüne geçerek, "Yenikaş" adını almıştır. Yenikaş mahallesinin adındaki "yeni" sıfatı, köy halkının önceleri Gülnar'ın yayla kesiminde yaşadıkları çevresine göre "kaş" diye adlandırılan yerlerden ayrılarak Torosların deniz kıyısını takip eden dağların yamaçlarına yeniden yerleştiklerinden dolayıdır. Kaşobası, Arıobası’dan ayrıldıklarında sadece 30 hanedir. Köy halkına daha sonraları, mahallenin Karadere mıntıkasında çoğu Mersin'in Tarsus ilçesine göçen Menemencilerden kalan 6 hane ile Hasancık mıntıkasında yaşayan Keçe Veli hanesi de katılınca köy halkı toplam 37 hane olmuştur.
Kaşobası halkının Aydıncık'ın "Yenikaş" diye adlandırılan ve oldukça geniş bir arazi kesimine ilk yerleşmeleri, 19. yüzyılın 3. çeyreğinde (?) olduğu tahmin edilmektedir. Önceleri kıl çadırlarda konar-göçer (yörük) gelenekleriyle yaşayan halk, daha sonraları, toprak damlı taş evler yapmışlar ve bu evlerde oturmaya başlamışlar. Kaşobası’nın Yenikaş’a ilk yerleşen sulalesi, Gökgöz (Keskin) sulalesidir. Önceleri kıl çadırlarda yaşayan köy halkı, toprak damlı taş evler yaparak yarı-yerleşik bir yaşam tarzına geçmişlerdir. Yenikaş'ta ilk toprak damlı taş ev, Soğuksu mıntıkasında yer alan Çaltılı semtinin kuzey-batı kesimindeki Sandalçatı'da, Gökgöz sulalesinden Çolak Süleyman'ın oğlu Çolak Osman'ın evidir. Evin kalıntıları hala oradadır.
Sosyal, kültürel ve sosyo-kültürel yapı
Köy halkı 1960'lı ve önceki yıllarda, yalnızca kuru tarım ve hayvancılık ile uğraştıklarından oldukça geniş bir alana yerleşirler. Bu nedenle, 1960'lı yıllara değin mahallede sosyal ilişkiler fazla gelişmemiştir. Köy halkı 1960'lı yıllardan itibaren -özellikle 1970'lı yıllardan sonra, yavaş yavaş "yarı-yerleşik yaşam"dan "tam-yerleşik yaşam" biçimine geçmeye başlar. 1970'li yıllardan sonra mahallede sosyal ilişkiler doğal olarak giderek artar.
Köy halkı 1960'lı özellikle de 1970'li yıllardan sonra, hızlı bir şekilde, asıl geçim kaynaklarını olan hayvancılık ve kuru tarımı bırakıp sualtı arazilerde sulu tarıma geçer, buna bağlı olarak da mahallede tam yerleşik hayat başlar. Sulu tarım 1960 ve 19702li yıllarda daha çok plastik örtü altı, sonraki yıllarda ise cam örtü altı sebze yetiştiriciliği biçiminde yapılır. Mahallede sebze ve meyve yetiştiriciliği ile ilgili işleri genelde sabah saatlerinde ve ikindi saatlerinde yaparlar. Öğleden sonra özellikle ikindi üzerilerinde, kadınlar komşu kadınları evlerine davet ederek "ikindi oturmaları" düzenlemektedirler. Bu davetlerde, genellikle batırık, kısır, gömme çörek, sıkma gibi yerel yiyecekler eşliğinde çay içip sohbet ederlerken erkekler de kahvehanelere gidip orada arkadaşlarıyla ya sohbet ederler ya da oyun oynarlar.
Mahallede sebze sezonu, aşağı yukarı yaz mevsiminin ilk ayı olan Haziran ayı başlarında son bulur. Haziran ayı içinde köy halkının çoğu Yağrat, Karagöl ve Akçayayla yaylalarına göçerler. Yaz ayları başlarında köy halkının yaylalara göç etmesinin nedeni, hem eski konar-göçer alışkanlıklarını bir süreliğine yeniden yaşamak hem kış ve sonbaharın yorgunluğunu atmak için dinlenmek, yaylamak hem de kaliteli bir yaşam için gerekli olan bir ek gelir olanağına kavuşma düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Bu yaylalarda aileler, hem yaylalamakta hem de yaptıkları ek bir iş ile yaz aylarını iyi değerlendirmeye çalışmaktalar. Yaylalarda halk, sahilde sonbahar ve kış mevsimi boyunca yaptıkları emek-yoğun işlerin sitresini, zaman zaman şenlikler düzenlemek suretiyle atarlar.
Dil
Köy halkı duygu ve düşüncelerini ifade ederken kullandıkları bazı sözcük ve sözcük öbekleri yereldir. Halk çoğu zaman ifadelerinde, Taşeli yöresinde kullanılan deyim ve atasözlerini sıkça kullanır. Köy halkı Türkçeye giren yabancı kökenli sözcükleri doğrudan pek kullanmazlar, ancak bu yabancı kökenli sözcüklerin yapısını Türkçedeki büyük ünlü uyumuna göre değiştirmek suretiyle kullanmaktadır. Örneğin halk, Türkçede "beraber" sözcüğünü, yapısını değiştirip "barabar" şeklinde söyler: "Ahmet bey, yaylaya her yıl komşularıyla barabar göçer". Aşağıda halk tarafından yapısı değiştirilen bu tür sözcüklere birkaç örnek verilmiştir.
Yapısı değiştirilen yabancı kökenli sözcükler
Köy halkı, Türkçeye girmiş bazı yabancı kökenli sözcüklerin yapısını büyük ünlü uyumu kuralına göre değiştirirler. Köy halkının Türkçede büyük ünlü uyumuna göre yapısını değiştirdikleri bazı sözcükler aşağıdadır.
- alev → alaf: "Alaf birkaç ağacı tamamen kaplamıştı."
- afet → afat: "Meydana gelen afatta can ve mal kaybı oldu."
- ateş → ataş: "Ataş düştüğü yeri yakar."
- avera → avara: "Avara kalınca insanın canı sıkılıyor."
- bahçe → bahça: "Akşama dek bahçada çalıştılar."
- bazen → bazan: "Bazan okula gitmezdi."
- civar → cıvar: "O cıvarda çok kızılçam olması gerekir."
- cemadan → camadan: "Cep saati camadanına yandan kösteklydi."
- çekil → gaçıl :''Gaçıl ordan kenarı.''
- fakir → fakır: "O, oldukça fakırdı."
- çare → çara: "Başka çaramız kalmamıştı."
- güya → goya: "Goya arkadaşını atlatacak!"
- haciz → hiciz: "Borcunu ödemeyen adamın arabasına hiciz kondu."
- hani → hanı: "Hala buradasın. Hanı, dün yaylaya çıkacaktın?"
- helva → halva: "Öğlen olunca Ali emmi, somun ekmeğin içine halva koyup yedi"
- helal → halal: "Arkadaşım, kakkını halal etmeyeceğini söyleyip oradan ayrıldı."
- hakikat → hakkat: "Ne diyorsun!? Hakkat gitti mi?"
- kardeş → kardaş: "O'nun hiç kardaşı yoktu."
- ladin → iledin: "Sakız toplamak için iledin ağacına çıktmıştı."
- leyla → leyli: "Çocuğun adı Leyli'ydi."
- merhaba → marhaba: "Marhaba arkadaşlar! Bugün nasılsınız bakayım?"
- mazeret → maruzat: "Söze 'Bir maruzatım var.' diyerek başladı."
- sahil → sehil: "Yayldan sehile göç her yıl eylül ayında başlar ekimde sonbulur."
- şahin → şahın: "Bir şahın gökyüzünden aşağıya doğru hızla iniyordu."
- tahin → tahın: "En çok sevdiği tatlı tahınlı pekmezdi."
- tenha → tehne: "Muhtar azalarını tehne bir yere çekip onlarla bir süre konuştu."
- tiryaki → tiryeki: "Hasan Ağa, tiryeki gençlerden hiç hoşlanmazdı."
- vakit → vakıt: "vakıtla büyür, serpilir."
- yaz → yay: ''Yayın yaylaya göçeceğim.''
- zalim → zalım: "O çok zalım biriydi".
- zahire → zehire: "Çuvallar ağzına kadar zehire ile dolu idi."
Yerel sözcükler
Köy halkı henüz Türkçe sözlükte yer almayan bazı sözcükleri günlük hayatlarında sıkça kullanırlar. Bunların bazıları aşağıdadır.
- alan is. Arazinin düzlük kesimi, ova veya platonun küçüğü: "Bugün yakada çalıştık, yarın ise alanda çalışacağız."
- çalpak is. Denizin kıyıda karayı yaladığı kesim, kıyı: "Denizin çalpağında çıplak ayaklarla yürümek çok hoştur."
- çimmek f. Yıkanmak: "Mahallede yazları her gün öğleden sonraları arakadaşlarla saatlerce denizde çimerdik."
- çıkkın / gündüzyeli is. Deniz meltemi: "Çay bahçesine çıkın çıkınca gdeceklermiş."
- çalpakkaya is. Denizi kıyısında dalgaların ufalayamadığı büyükçe kaya parçası: "Çalpakkayaya oturmuş olta ile balık avlıyordu."
- çalpakkum is. Drniz kıyısında dalga hareketleriyle oluşmuş kumsal bölge, plaj: "Çocukların çalpakukumda oynamasına gözkulak oluyordu."
- dökkün / geceyeli is. Kara meltemi: "Çayı dökkün çıkınca içeceğiz, dediler."
- esik is. Arazinin çevresine göre çukurda kalan kesimi: "Esikte birkaç defne ile birkaç keçiboynuzu ağacı vardı."
- eplemek f. İlave temek: "Sepete birkaç meyve de epledi."
- hoyn ünl. Bir ünleme, haber verme sözcüğü: "Hoyn! Evde kimse yok mu?"
- kerey / kaşkaya is. Dağların zirvesine yakın kesimlerinde bulunan sarp kaya dizileri: "Toros Dağları'nın Akdeniz'e (güneye) bakan yamaçlarında çok sayıda kerey vardır."
- meh Al, buyur anlamında bir davet sözcüğü: "Ev sahibesi misafire 'Meh, size ayran hazırladım.' dedi."
- keh is. 1. Uçurum bir yerin kenar, uç noktası: "Yalıyarın kehine oturup bir süre denizi seyrettiler." 2. Bir cismin ya da nesnenin kenarı. "Bardağı masanın kehine koydun. Eğer masa sallanırsa bardak oradan yere düşebilir."
- suçuklama is. Suçu üslenme hali: "Ali, yemekte okuldaki kavga konusu açılınca suçuklandı."
- yaka is. Arazinin eğimli kesimi, yamaç: "Bugün yakada çalıştık, yarın ise alanda çalışacağız."
- yalıyar / yalıkaya is. Deniz kıyısında kıyıya paralel uzanan sarp kaya, falez: "Onlar yalıkayada oturmuş denizi seyrediyorlardı."
Birleşik sözcükler
Halk 2 ya da 2'den çok bazı sözcükleri önce birleştirip sonra da kısaltma yaparak söylemektedir. Yapısı değiştirilip kısaltılmış bazı birleşik sözcükler aşağıdadır.
1. Nere → Hangıra → (Hangi + ara):
"Nere" sözcüğü, yerine genellikle bu sözcüğün eşanlamlısı olan "hangıra" sözcüğü kullanılmaktadır. "Hangıra" sözcüğü zamir olduğundan ismin hal eklerini alır. Örnek: "Sözlü sınavda hoca hangırayı sordu?"
2. Hangi Şekilde / Nasıl ? → Hangöyle? → Hangöyle (hangi + öyle):
"Hangi şekilde" sözcüğü yerine genellikle "hangi" ve "öyle" sözcüklerinin birleşimi ile oluşan hangöyle (hangi + öyle)" sözcüğü kullanılır. Hangöyle sözcüğü cümlede zarf olarak kullanılır. Örnek: "Aynayı duvara hangöyle asmalı?"
3. Nasıl? → Nahal (Ne + hal):
"Nasıl" sözcüğü yerine genellikle "ne" ve "hal" sözcüklerinin birleşiminden oluşan "nahıl (Ne + hal)" sözcüğü kullanılır. Örnek: "Onlar nahılmışlar anlat bakayım?"
4. Ne ve etmek / Yapmak:
"Ne" ve "etmek/yapmak" sözcüklerinin birleştirilmesi aşağıda gösterilmiştir. Örenek: "Onu n'edecek? / N'atacak acaba?"
5. Ne ve görmek:
Ne" ve "-ile meşgul olmak", "-ile uğraşmak" anlamında kullanılan "görmek" sözcüklerinin birleştirilmiş biçimi aşağıda gösterilmiştir. Örnek: "N'örüyorsun bakayım orada?"
Giyim-kuşam
Eskiden Yenikaş mahallesi'nün erkekleri, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsiminde, giysi olarak altlarına şalvar, üstlerine hakim yaka gömlek, başlarına şapka, ayaklarına çarık; kış mevsiminde ise soğuktan korunmak için bahar ve yaz mevsiminde giydikleri giysilere ek olarak bellerine kuşak, gömlek üstlerine camadan, camadanın üstüne de ceket ve palto giyerler, boyunlarına ise boyun bağı, takarlardı, ayaklarına ise çarık veya çizme giyerlerdi. Bayanlara gelince; ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsiminde, normal günlerde altta şalvar, üstte uzun kollu bluz, özel günlerde ise tek parçadan yapılmış "entari" (fistan) denilen giysi; kış mevsiminde ise, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsiminde giydikleri giysilere ek olarak uzun kollu bluz üzerine yün "hırka" ya da "kazak" giyerler, başlarını ise kenarları oyalı ve boncuklu "tülbent"lerle (yağlıklarla) örterler, ayaklarına da "çarık" denilen ayakkabı giyerlerdi. Günümüzde mahallenin kadınları ve erkekleri, eskiden kullandıkları bu geleneksel giysileri artık pek kullanmamaktadırlar. Ancak çocuklar ve gençler bu giysileri ulusal dini bayramlarda, sosyal ve kültürel etkinliklerde giymekteler.
Sosyal ve kültürel etkinlikler
Köy halkı sonbahar ve kış mevsiminin yorgunluğunu, yazları yaylalara çıktıları zaman orada düzenledikleri yayla şenliklerinde atarlar. Yaylalarda birkaç aile birleşerek kırlarda veya ormanlarda piknik yaparlar. Piknikte yöresel yiyeceklerden batırık, kısır ve özellikle oğlak çevirme ve oğlak şiş yapılıp sohbet eşliğinde birlikte tüketilir. Bu arada çocuklar ve gençler hatta zaman zaman büyükler de katılarak birçok oyunlar oynarlar. Bu oyunları birkaç grup altında toplamak mümkündür.
Ev içinde oynanan toplu oyunlar
Eskiden mahallede kış mevsiminin evde çocuklar ve gençler uzun süren gecelerde zamanlarını çeşitli oyunlar oynayarak geçirirlerdi. Çocuklar ve gençler, en çok kim vurdu, çakmak saklama, solgu dibek, yüksük, biren biren, haba kapması, karınca ısırdı, üstünde kimin eli var gibi oyunları oynarlardı. Ancak günümüzde teknolojinin gelişmesi ile bu oyunların bazılarının yerini bilgisayar oyunları almıştır.
Meydanlarda oynanan toplu oyunlar
Eskiden mahallede, ilkbahar ve yaz aylarında çocuklar ve gençler, geceleri veya gündüzleri meydanlarda zamanlarını cıngırdak, ara kesme, birdirbir, çatal matal, güvercin taklası, sek sek, uzun eşek, kızgın taş, yakan top, dört eşek, mendil saklama, sinmencik, kabak kabak, metelik, kapma taşı, elli kıllı, tek mi çift mi, gömme çelik, el kimde, çelik, mucuk (pilav yemesi) gibi oyunlar oynayarak geçirirlerdi. Bu oyunların bazıları halen çocuklar ve gençler yaylaya çıktıklarında oynamaktadırlar.
Eğitim
Yenikaş'ta ilk ilkokul, mahallenin merkez mahallesi olan Soğuksu'da 1964 yılında açılmıştır. Mahallenin okuma-yazma oranı, o yıllara değin düşük seviyelerde seyretmiş, ancak ilkokul açıldıktan sonra hızla yükselmiştir.
1960'lara değin köye en yakın ilkokul, mahallenin bağlı olduğu Aydıncık merkezdeki Aydıncık İlkokulu'dur. Köy; 1970'lı yıllara kadar, 6 mahalleli bir mahalledir. Mahallenin Soğuksu semtinde bulunan Soğuksu (merkez), Kesme, Mandıra ve Çaltılı mahalleleri, ilçe olarak bağlı olduğu Aydıncık merkeze'e yaklaşık 3–4 km uzaklıkta olup, mahallenin eğitim çağına gelmiş çocukları Aydıncık İlkokulu'na çok zor koşullarda ve yaya olarak gidebilmektedir. Yenikaş mahallesinin yukarı kesimlerinde, yaya olarak 1,5-2 saat yürüme mesefaseinde bulunan Örendüzü, Kuyugediği, Hasancık ve Karadere mahalleleri ise, Aydıncık İlkokulu'na 5–10 km arasında değişen uzaklıklarda ve çocukların bu okula yaya olarak gitmeleri pek mümkün değildir. İşte o yıllarda, sırf uzaklıkları nedeniyle, mahallenin Aydıncık merkeze çok uzak olan yukarıda sözü edilen mahallelerinde oturan aileler, çocuklarını Aydıncık İlkokulu'na gönderememektedirler. Bu semtlerde oturan yalnız birkaç aile, çocuklarını Aydıncık İlkokulu'na, orada bir kiralık ev tutmak suretiyle okutabilmektedirler. Öte yandan, Aydıncık merkezde ilkokul olmasına rağmen ortaokul yoktur. İlokulu, Aydıncık İlkokulu'nda türlü zorluklarla okuyan mahallenin gençleri, ortaokul ve lise eğitimlerini komşu ilçelerden Gülnar, Anamur, Silifke ilçelerin birinde almak zorundadırlar.
1950'lı yılların sonlarına doğru (1957 yılında), mahallenin Soğuksu semtinde, Soğuksu Koyu'na dökülen Soğuksu Çayı, önce şahıs sonra devlet eliyle çıkma bie araç moturuna santrufuj takılmak suretiyle 35 m. yukarı pompalanarak Soğuksu'daki arazilerin bir kısmında sulu tarım yapılmaya başlanır. Artık bu tarihten sonra, Yenikaş'ın Örendüzü, Kuyugediği ve hasancık gibi uzak semtlerinde oturan aileler, Soğuksu'ya göç etmeye başlar. Bu göçler 1970'li yıllarda da sürer. 1980'li yılların başlarına gelindiğinde, Karedere hariç, bu semtlerde oturan tüm aileler, mahallenin sahil kesimindeki Soğuksu semtine yerleşirler. Yenikaş'ın Soğuksu semtine, 1964 yıllarında Soğuksu İlkokulu yapılıp hizmete girer. Daha önceki yıllarda, Yenikaş'ın Soğuksu semtine yakın olan Çaltılı, Kesme ve Mandıra semtlerinde oturan ailelerin çocukları, Soğuksu İlkokulu'na gitmektedir. 1965 yılında Yenikaş'ın Hasancık ve Karadere semtlerine de birer ilkokul yapılır. Bu okullardan Hasancık İlkokulu'na; Hasancık, Kuyugediği, Sarnıç, Sekmek; Karadere İlkokulu'na ise Karadere semtinde oturan ailelerin çocukları gider. Mahallenin mahalle sayısı 1980'li yıllarda sadece Kesme ve Soğuksu olmak üzere 2'ye iner. Bu durum, o tarihlerde Hasancık ve Karadere'deki ilkokulların 1982 yılında kapatılmasına neden olur. Böylece Yenikaş, 1980'li yıllara gelindiğinde, ilköğretim sorunu tamamen ortadan kalkar.
Dokuma
Yenikaş'ta halk yerleşik yaşam biçimine geçmezden önce, keçi kılından yapılan kara çadırlarda yaşarlar. Daha çok keçi yetiştiriciliği yaptıkları için, keçi kılından ıstar adı verilen dokuma tezgâhlarında çul, çuval ve heybe dokurlar. Çulfalık diye adlandırılan dokuma tezgâhlarında ise, kendileri için giysi ve kilim, yolluk, örtü gibi çeşitli yaygılar dokurlar. Bu dokumalar, çeşitli renklerdeki kök boyaları ile boyanmış keçi kılı ve keçi yapağından yapılmış olup ve her biri, farklı geleneksel yörük desenleriyle bezenmiştir. Eskisi kadar olmasa da, mahallede hala 50-60 yıl öncesinden kalan bol dokuma örnekleri mevcuttur.
Ağaç işleri
Önceleri mahallede her aile, gereksinim duyduğu bazı tarım ve mutfak eşyalarını ağaçtan -özellikle şimşir, pınar ve meşe ağaçlarından, ya kendileri imal eder ya da mahallede bu işin ustalarına, diğer bir ifade ile sanatkarları imal ettirirler. Örneğin köylüler tarımsal uğraşlarda çok kullandıkları kara saban, düven, dirgen, yaba gibi tarım aletlerini; çark, yay, çulfalık, ıstar gibi dokuma tezgâhı malzemelerini; kaşık, delikız, çomça, senit, oklava gibi mutfak malzemelerini ustalıkla ağaçtan imal etmişler. Bu aletleri imali sırasında aletlerin uygun yerlerine geleneksel yörük motiflerini ahşap oyma tekniği ile işlemişler.
Mutfak
Yenikaş'ta eskiden, özellikle ev hanımları, diğer yörelere göre malzemeleri ve yapılışları, dolayısıyla lezzetleri de farklılı birçok yerel yiyecek yaparlardı. Mahallede ev hanımlarının yaptığı bu yöresel yiyecekler evlerde ya da köy meydanlarında genellikle bayramlarda, düğünlerde ya da asker uğurlamaları gibi etkinliklerde yer sofrası üstünde bakır kap-kacak içinde ve bakır ya da ağaç kaşık kullanılmak suretiyle yapılırdı. Günümüzde, köye özgü bu gelenek ve görenekler hala devam etmekte ancak bakır kap-kacaklar yerini, çelik veya porselen kap-kacaklara, ahşap altlıklar üzerine konulan bakır siniler ise ahşap ya da madeni yemek masalarına bırakmıştır. Mahallede yapılan yerel yiyecekleri tatlılar, börekler-çörekler, yemekler ve özel yiyecekler olarak 4 grup altında toplamak mümkündür.
Tatlılar
Cızlama, akıtma, oklava tatlısı, gül tatlısı, öküz helvası, tel helvası ve incirli.
Börekler, çörekler
Sıkma, gömme (külbastı) böreği, bişi, purçlu bazlama/çörek.
Yemekler
Çorbalardan ayranlı çorba, (yayla çorbası), ekmek çorbası, tahrana çorbası; yemeklerden ise nohutlu yahni, keşkek, kaburga dolması (boş), göleviz, topalak ve boz bulamaç.
Turşular
Yaban eriği (dağ eriği) ve kayakoruğu.
Ekonomik yapı
Tarım
Yenikaş mahallesi halkının yegane geçim kaynağı genelde tarım üzerinedir. Önceleri halk tarım ve hayvancılığı birlikte yapar ancak tarımsal uğraş, tamamen kuru tarım üzerinedir. Mahallede 1950'li yıllarda, mahallenin geleceğini etkileyecek çok önemli bir olayın gerçekleşmesiyle halkın yaşam tarzı ve buna bağlı olarak geçim kaynağı da değişir:
1950'lı yılların sonlarına doğru ya da 1960'lı yıllarının başlarında, mahallenin Soğuksu semtinde, Soğuksu Koyu'na dökülen Soğuksu Çayı'nı Gülnar'lı Ali Divit isimli şahıs, Soğuksu'daki arazilerin bir bölümünü suya kavuşturmak maksadıyla, burada arazisi olan Çıngı'lardan Durmuş Ali ve Helim, Tural'lardan Abdullah ve Mustafa, Saraç'lardan Osman Bey ile bir anlaşma yapar. Anlaşma gereği Ali Divit, Soğuksu Çayı'nın batı kesimindeki kaynağına çıkama bir BMC araç motoru atıp ona bir de santrifuj ekleyerek suyu kaynağından 35 m. kadar yukarıya pompalamayı başarır. Böylece buradaki arazilerin bir bölümünde sulu tarım yapılmaya başlanır. Bir süre sonra (1964 yılında), Soğuksu çayı bu kez, Toprak Su tarafından 70 m yukarıya pompalanır ve sulu tarım yapılan arazi bir miktar daha artar. Ancak mahallede hala Soğuksu'nun yukarı kesimleri ile Kesme Koyağı'nda kuru tarım yapılan yaklaşık 1.000 dönüm kadar arazi vardır. Arazileri henüz suya kavuşmayan arazi sahiplerinden Abdurrahman Birkan' (Toz'un) girişimleriyle, Soğuksu Çayı'nın batı kolundaki kaynağınına bir su motoru atılır ve su bu kez 175 m yukarıya pompalanır. Bir müddet sonra da (1983 yılında), Devlet Su İşleri mahallede 2. Sulama Kanalı'nı hizmete sokar ve suyu 200 m kadar yukarıya pompalar. Bu arada Kesme Koyağı'ndaki arazi sahiplerinin ilgili yerlere müracaatları sonucu 2. Sulama Suyu projesi'ne ek bir proje ile Soğuksu'nun Kesme, Çaltılı ve Mandıra kesimindeki araziler kısa bir zaman sonra suya kavuşur.
Köy halkının 2012 de yapılan halk oylaması ile Aydıncık merkez ilçeye katılan Soğuksu kesiminde oturanların tamamı sulu tarıma geçerek daha çok örtü altı sebze yetiştiriciliği ile açık alan meyve yetiştiriciliği yapmaya başlar. Mahallenin Örendüzü, Hasancık ve yağrat mahallerinin su altı arazilerinde, sebze ve meyvecilik su altı olmayan arazilerinde ise kuraklığa dayanıklı üzüm, armut, badem, incir vb. meyve yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Mıntıkalarına göre tarım alanlarının dağılımı (2005)
Arazi Niteliği | Soğuksu | Örendüzü | Hasancık | Yağırat |
---|---|---|---|---|
Sulak | 450 | - | 100 | 200 |
Kurak | 1.650 | 1.600 | 1.100 | 3.000 |
T o p l a m | 2.100 | 1.600 | 1.200 | 3.200 |
Not: Ölçü birimi olarak dönüm kullanılmıştır.
Sebze yetiştiriciliği
Mahallenin bulunduğu konum itibarıyla iklimin uygun, Doğuksu mıntıkasındaki arazilerin de su altında bulunması, mahallede açıkalan ve örtüaltı sebze yetiştiriciliğini olanaklı kılmıştır. Köy halkı, seralarında daha çok domates, patlıcan, biber ve salatalıkın yanı sıra, az da olsa fasulye, bakla, kabak, enginar, marul, lahana vb. sebzeler de yetiştirmektedirler. Halk, mahallenin yukarı -yayla, kesimindeki su altı arazilerde, sahilde yetiştirdikleri sebzeleri, ya açık alanda ya da plastik örtü altında yetiştirmektedir.
Mahallenin Soğuksu mıntıkasında Soğuksu (merkez), Kesme, Çaltılı ve Mandıra kesimlerindeki arazilerin tamamı sulanabilir olmasına karşın, bu arazilerin hala hazır yarıya yakın bir kısmı sulanabilmektedir. Öyle ki, Çaltılı ve Mandıra'da arziler henüz suya kavuşmuş değil. Ancak yakın bir tarihte, mahallenin sulanabilir arazilerinin tümünün, hazırlanan ek projelerle suya kavuşması beklenmektedir. Bu konuda çalışmalar sürdürülmektedir.
Mıntıkalara göre örtüaltı sebze yetiştiriciliği yapılan yerler (2005)
Mıntıka | Salatalık | Patlıcan | Domates | Biber | Fasulye |
---|---|---|---|---|---|
Soğuksu | 100 | 160 | 15 | 8 | 6 |
Örendüzü | - | - | - | 1 | 2 |
Hasancık | 4 | - | - | - | - |
Yağırat | 12 | - | - | - | - |
T o p l a m | 116 | 160 | 15 | 9 | 8 |
Not:
Meyve yetiştiriciliği
Köylüler mahallenin Soğuksu mıntıkasında, seraların dışında kalan alanlarda, az miktarlarda portakal, mandalina, limon, kayısı, erik, yenidünya, nar, ayva, üzüm, incir; ancak Örendüzü, Hasancık ve Yağırat mıntıkalarındaki sulak arazilerde bol miktarda şeftali, elma, ceviz, kiraz, murt (mersin); kurak arazilerde ise sulama yapmaksızın, yani, sadece dikildiği topraktaki nem ile yetinebilen badem, armut, incir, üzüm gibi meyveler yetiştirmektedirler.
Köy halkı yaylalarında sebze ve meyve yetiştiriciliğini yalnız yazları yapmaktadır. Çünkü köy halkı kış ve ilkbaharda asıl işlerini yapmak üzere, sonbahar mevsiminin başlarına doğru yaylalarından Soğuksu mıntıkasındaki yerlerine inerler. Köylülerin sahildeki uğraşları yaz mevsimi başlarına kadar devam eder. Böylece köy halkı, yılın tamamında tarımsal uğraşlarını aralıksız sürdürmekte
Mıntıkalara göre meyve yetiştiriciliği yapılan yerler (2005)
Mıntıka | Narinciye | Yenidünya | Şeftali | İncir | Badem | Elma | Üzüm | Kiraz | Ceviz | Zeytin | Erik | Harnup |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Soğuksu | 3 | 4 | - | 1 | 4 | - | 1.5 | - | - | 1 | - | 182 |
Örendüzü | - | - | - | 1 | 2 | - | - | - | - | - | - | - |
Hasancık | - | - | - | 1 | 3 | - | 2 | - | - | - | 3 | - |
Yağırat | - | - | 2 | 2 | 8 | 2 | 2 | 2 | 0.5 | - | - | - |
T o p l a m | 3 | 4 | 2 | 5 | 17 | 2 | 5.5 | 2 | 0.5 | 1 | 3 | 182 |
Not: Ölçü birimi olarak dönüm kullanılmıştır.
Hayvancılık
Köy halkı sulu tarıma geçmezden önce (1960'lı ve önceki yıllarda), mahallede hayvancılık -özellikle küçük baş hayvancılığı, oldukça gelişir. Mahallede her aile sadece 1 çift olmak üzere ve tarla sürmek maksadıyla büyük baş hayvan yetiştiriciliği de yaparlar. Buna karşın her ailenin ortalama 50-60 kadar küçük baş hayvanlardan keçisi olur. Ne var ki, 1960'lı yıllardan sonra, mahallenin Soğuksu semtinde birçok aile sulu tarım yapılmaya başlayınca, hayvancılıkla uğraşan köylüller ellerindeki büyük ve küçük baş hayvanları satıp Soğuksu'dan tarla almaya başlar. 2000'li yıllara gelindiğinde ise mahallede sadece küçük baş hayvan yetiştiriciliği yapan birkaç aile kalır. Köylüler hayvancılığı terk edince Örendüzü, Kuyugediği, Hasancık ve Yağırat ile komşu köylerdeki Karagöl, Tahtayükseği mıntıkalarındaki kuru tarım arazilerine gitmez olurlar. Bu nedenle köylülerin çok uzun bir zaman (yaklaşık 40 yıl) hiç gitmedikleri Karagöl ve Tahtayükseğindeki kuru tarım arazileri orman olur. Bu arada köylülerin ara sıra gittikleri, bir kısmı kuru bir kısmı da sulu tarım arazisi olan Örendüzü, Hasancık ve Yağırat mıntıkalarındaki arazileri orman olmaktan kısmen kurtarılmıştır.
Mahallede tarımsal uğraşların yanı sıra birkaç aile arıcılık, birkaç aile de balıkçılık -özellikle olta balıkçılığı- yapmakktadır.
Küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği
Mahallede halen bazı aileler küçük baş hayvanlardan özellikle keçi yetiştiriciliği yapmaktalar. Ailelerin bu uğraşısı, ticari amaçlarla değil, sadece kendilerinin et, süt, yoğurt, peynir ve yağ gibi gereksinimlerini karşılamak içindir. Son zamanlarda küçükbaş hayvan yetiştireiciği yapan aile sayısı iyice azalmıştır. Köy halkı önceleri, kırsaldaki tarım arazilerini sürmek (ekmek) için en azından 1 çift büyükbaş hayvana sahip olmak zorundaydılar. Ancak Soğuksu bölgesinde tam yerleşik hayata geçip sahildeki arazilerde sebze ve meyve tetiştiriciliği yapmaya başlayınca bu hayvanları satarlar. günümüzde mahallede hemen hemen hiçbir ailenin, büyükbaş hayvanı yoktur. Çünkü tüm araziler günümüzde traktör ya da çapa motorları ile sürülmektedir. Kırsaldaki araziler alternatif uğraşlar açısından büyük bir potansiyeldir.
Arıcılık
Mahallede bazı aileler sebze ve meyve yetiştiriciliğinin yanı sıra arıcılık da yapmaktadır. Arıcılık, hem karakovan hem de fenni kovanlarda yapılmaktadır. Kovanlarda üretilen bal cinsleri; yörede bol miktarda çam, püren, çakşır, kekik vb. bitkiler olduğundan daha çok bu tür bitki balları üretilmektedir.
Balıkçılık
Mahallenin bulunduğu yerleşim yerinin deniz kıyısında olması ve kıyıdaki yalıkayaların fazla sarp ve yüksek olmaması, denizi suyunun temiz olması gibi nedenlerden dolayı balıkçılık önemli bir potansiyeldir. Kıyıda şimdilerde daha çok olta balıkçılığı yapılmaktadır ancak bu kıyılar, ileriki yıllarda tekne ile balıkçılık yapmaya oldukça elverişlidir.
Turizm
Köy, deniz ve doğa turizmi için uygun yerlere sahiptir. Çünkü köy, deniz kıyısında doğal yapısı bozulmamış irili ufaklı temiz ve kumsallı birkaç koycuğu olan Soğuksu Koyu'na yerleşmiştir. Ayrıca mahallenin halen yerleşim bölgesi olan Soğuksu Koyu doğal bir koydur. Koyun doğal olması, burayı yat turizmi için önemli kılmaktadır. Öte yandan mahallenin, özellikle kıyı kesiminin, doğal yaban hayvanları alemi (fauna) ve doğal bitki örtüsü alemi (flora) hiç bozulmamıştır. Mahallenin kıyıdan iç kesimlere doğru biri Püren deresi (Mandıra deresi) diğeri Karadere (Suuçtu) olarak bilinen 2 büyük, Kesme ve Çaltılı deresi diye bilinen 2 de küçük deresi var. Bu derelere gezi için patika yollar yapılması durumunda doğa yürüyüşü için oldukça uygun yerler. Adında da anlaşılacağı üzere Suuçtu deresinin bir de şelalesi var. Su uçtu deresinde akan sudan, hem mahallenin Yağırat mahallesinin içme suyu hem de altındaki arazilerin sulanması mümkündür. Mahallenin Suuçtu deresi ve bu derde akan suyun derede oluşturduğu şelale, yakın gelecekte kuşku yok tur ki, mahallenin kıyı kesimlerinde deniz turizmi, yukarı (iç) kesimlerinde ise doğa turizmi yapılmasını olanaklı kılacaktır. Öte yandan, mahallenin kıyı boyu uzanan dağlarının yamaçlarında bulunan sarp ve yalçın kaya dizileri -yöresel adıyla "kaş / kaşkaya"ların varlığı, doğa turizmi kapsamında değerlendirildiğinde, doğa sporlarından yürüyüş, tırmanma gibi sporların yapılmasını sağlayacak yerler olacaktır. Günümüzde mahallenin kırsal alanlarında tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri yapılmadığından, yaşamlarını Yenikaş mahallesi ile Yenikaş'ın komşuları Pembecik, Duruhan ve Karaseki köylerinin dağalarında sürdüren dağ keçileri son yıllarda, yaşam alanlarını Yenikaş mahallesinin Yağırat, Hasancık, Kuyugediği ve Örendüzü'ye doğru kaydırdıklarından buralar avcılık turizmi için oldukça uygun yerler olmaktadır. Bu dağlarda sadece Dağ (yaban) keçileri değil, kınalı keklikler, yaban tavukları, boz tavşanlar, üveyikler, bıldırcınlar gibi birçok av hayvanları da yaşamaktadır.
Ticaret
Mahallede ticari faaliyet pek canlı olmasa da birkaç tane bakkal, lokanta, fırın ile bir market işletilmektedir. Ayrıca halkın seralarda sebze ve meyveler için gereksinim duydukları zirai ilaçların satıldığı bir de dükkân işletilmekedir. Köy halkı gereksinimlerini daha çok Aydıncık merkezde bulunan çarşıdan temin etmektedir. Öte yandan, Aydıncık merkezde işletilen sebze ve meyve halinde çalışan çoğu komisyoncu Yenikaş mahallesindendir.
Doğa (tabiat) ve kültür varlıkları
Yenikaş, gelişme ve kalkınmada tarımsal uğraşlara elverişli arazilerin yanı sıra, birçok doğa (tabiat) ve kültür varlıklarına da sahiptir.
Mahallenin denizi ve deniz kıyısı, vadileri, derleri, düzlükleri, dağları, tepeleri... kısacası coğrafyası ve coğrafyasına özgü hayvanlar (fauna) ve bitkiler alemi (flora) dikkat çekicidir. Köy ayrıca, coğrafyasını oluşturduğu denizi ve deniz kıyısı, dereleri, çayları, koyakları (vadileri), düzlükleri (platoları), görkemli dağları ve tepeleri; coğrafyasının kaplı olduğu bitki örtüsü, özellikle yerli ve yabancı turistler için görmeğe değer yerlerdir. Mahallenin dağları ve meraları, yapraklarını 4 mevsim hep yeşil gördüğümüz defne, harnup, zeytin, mersin (murt), zakkum gibi maki grubu fundalarla ile servi, çam gibi iğne yapraklı, meşe, yaban armutu, ağaçlarıyla kaplı olması, yörenin vadilerine ya da dere boylarına, yaya yolu (patika) yapılması durumunda, halkın doğa sporları, kır gezisi vb. sosyal, kültürel ve sosyo-kültürel etkinlikler düzenlenmek açısından önemli bir potansiyeldir.
Mahallenin doğa (tabiat) ve kültür varlıkları:
Soğuksu Çayı ve Soğuksu Deresi
Yenikaş mahallesine doğu tarafından girişte, mahallenin ve ilçe merkezinin su gereksinimini karşılayan Soğuksu Çayı bulunmaktadır. Bu nedenle köy, çevrede Soğuksu olarak da adlandırılır. Çay, denizden 200–250 m. kadar yukarıda Kesme deresi ile Mandıra Deresi'nin birleşme yerine yakın bir noktadan doğmaktadır. Bu çay, adeta Aydıncık'ın merkez mahalleleri ile Yenikaş ve Hacıbahattin köylerine hayat vermektedir. Çay, halen bölgedeki tarım alanlarının düşük bir bölümünü (yaklaşık %25'ini) sulamaktadır. Çayın debisi, ileride bölgenin tüm tarım alanlarının sulanmasına yetecek seviyedeir.
Mandıra Deresi (Püren Deresi)
Mandıra deresi, aşağı kesiminde, Kesme Deresi ile birleştiği yerde Soğuksu Çayı'nın çıkıp 250 m. sonra da denize döküldüğü deredir. Dere, bölgede güney-kuzey doğrultusunda uzanmakta olup kıyıdan yukarıya doğru çıkıldığında, mahallenin Mandıra mıntıkasını geçtikten 300–350 m. kadar sonra tekrar 2 kola ayrılır. Kollardan biri Hasancık mıntıkasına diğeri ise Yağırat'ın Kızılgöl mıntıkası cıvarına çıkar. Derenin kendine özgü zengin hayvan (fauna) ve bitki (flora) alemi vardır.
Karadere
Bölgede güney-kuzey doğrultuda uzanan Karadere'nin aşağısı "Karadere", yukarıya doğru suyun kaynağının bulunduğu kesim "Suuçtu", en yukarı kesimi ise "Aşşaoluğu" diye adlandırılmıştır. Derenin Suuçtu ve Aşşaoluğu kesimleri tamamen Yenikaş mahallesi sınırları içindedir. Yakın bir gelecekte Suuçtuderesi'nin kaynağına baraj yapılarak Karadere ve Yenikaş mahallesinin içme ve sulama suyu gereksinimlerinin karşılanması mümkün olabilecektir. Bu nedenle Karadere'nin Suçtu ve Aşşaoluğu kesimleri oldukça stratejik öneme sahiptir.
Çaltılı deresi
Çaltılı deresi, mahallenin batı kesiminde Çaltılı mıntıkasında, deniz kıyısından kuzey-güney doğrultusunda kuzeye doğru Örendüzü mıntıkasına kadar uzanan bir deredir. Derenin suyu düzensizdir olup yaz aylarında oldukça azalır kış aylarında ise biraz çoğalır. Derenin hayvanlar alemi (fauna) ve bitkiler alemi (flora) açısından çevresine kıyasla zengindir. Bu nedenle dere doğa turizmi açısından önemli bir yer.
Saplıada (Boynuince)
Saplıada -diğer bir ismi ile Boynuince yarımadası, mahallenin hemen güneyinde yer alan Soğuksu koyunun batı yakasını oluşturmakta ve üzerinde Antik Çağlara ait kale kalıntıları mevcuttur. Yarımada tamamiyle sit bölgesi kapsamındadır. Yarımadada bugüne kadar henüz bir kazı çalışması yapılmamasına rağmen yarımada ve çevresi, önemli bir turizm potansiyeli olarak değerlendirilmektedir.
Hamamkoy (Kalekoy)
"Hamamkoy" ya da diğer adıyla "Kalekoy", Yenikaş mahallenin güneyinde Soğuksu Koyu'nun orta kesimlerinde denize girmeye elverişli küçük bir kumsalı olan koycuktur. Hamam ve kale kalıntılarından dolayı buyaya "Hamamkoy" veya "kalekoy" dense de günümüze bunlara değin görünürde ayakta kalmış kalıntı yoktur.
Kaynakça
- Yenikaş mahallesi muhtarlık kayıtları
- Yenikaş mahallesi eski muhtarlarından Yusuf Keskin'in büyüklerinden öğrendiklerinin sözlü aktarımı
- http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFA781CAA92714FCE065CF8C20586EFFEC
- Yenikaş Köyü Sulama Kooperatif Başkanlığı Kayıtları