Sığırcık

Sığırcık ya da bayağı sığırcık (Sturnus vulgaris); ötücü kuşlar (Passeri) takımından, sığırcıkgiller (Sturnidae) familyasına ait bir kuş türüdür. Yaklaşık 20 cm uzunluğunda ve metalik parıltılı parlak siyah tüylere sahip olan sığırcığın tüy örtüsünde yılın bazı dönemlerinde beyaz benekler görülür. Genç bireylerin tüy örtüleri, erişkin bireylerinkinden daha kahverengi tonlardadır. Bacakları pembe renkli olan türün gagası kışları siyah yazları ise sarı renklidir. Özellikle toplu tüneme durumlarında gürültücü olan bu kuşun şakıması, müzikal bir tonda olmasa da çeşitlilik arz eder. Taklitçilik yetisi edebiyat eserlerinde yer almıştır.

Sığırcık
Toulouse, Fransa'daki erişkin bir sığırcık
Korunma durumu

Asgari endişe altında (IUCN 3.1)
Bilimsel sınıflandırma
Âlem: Animalia
Şube: Chordata
Sınıf: Aves
Takım: Passeriformes
Familya: Sturnidae
Cins: Sturnus
Tür: S. vulgaris
İkili adlandırma
Sturnus vulgaris
Linnaeus, 1758
Doğal dağılımı:       Yaz konuğu       Yerleşik       Kış konuğuSokulduğu bölgeler:       Yaz konuğu       Yerleşik

On iki kadar alt türü bulunan sığırcık, doğal dağılım alanı olan Avrupa'nın ılıman bölgeleri ile Palearktik bölgeden Moğolistan'ın batısına kadar olan alanda, açık habitatta üremektedir. Tür ayrıca Avustralya, Yeni Zelanda, Polinezya, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Karayipler, Arjantin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'ne sokulmuştur. Avrupa'nın güneyi ve batısı ile Asya'nın güneybatısında yaşayan türleri yerleşik iken kuzeydoğu popülasyonları kışları, üreme alanları içinde daha güneye ve batıya göç ederler. Yapay ya da doğal oyuklara düzensiz yuvalar yapan sığırcığın dişileri dört ila beş adet, parlak açık mavi renkte yumurta yumurtlarlar. İki haftalık kuluçka süresinden sonra yumurtadan çıkan yavrular yaklaşık üç hafta daha yuvada kalır. Her yıl bir ya da iki kere üreme denemesinde bulunurlar. Hepçil olan tür, çeşitli omurgasızın yanı sıra tohum ve meyvelerle de beslenir. Çeşitli memeli ve yırtıcı kuşlar tarafından avlandıkları gibi hem iç hem de dış parazitlerden muzdariptirler.

Omurgasız haşerelerle beslenmeleri nedeniyle sığırcık sürüleri tarım için faydalı, meyve ve tohumlarla da beslenmeleri açısından ise zararlı olarak sayılabilmektedirler. Kentsel alanlarda oluşturdukları gürültü ve kargaşa da insanlar açısından rahatsız edici olabilmektedir. Geçmişte insanlar tarafından sokuldukları bölgelerde itlaf gibi yöntemlerle kontrol altına alınmaya çalışılsalar da, Batı Avustralya'daki kolonileşmenin önlenmesi dışında başarılı olunamamıştır. Avrupa'nın batısı ve kuzeyindeki sığırcık popülasyonu, yavruların beslenmesi için gerekli olan omurgasızların sayılarının azalması nedeniyle 1980'lerden beri azalmaktadır; Kuzey Amerika'da da 1970 ile 2014 arasında sokulmuş olan popülasyonun azaldığı görüldüğünden global olarak popülasyonunun azalma eğiliminde olduğu belirtilmiş ancak buna karşın küresel çaptaki popülasyonlarının büyüklüğü nedeniyle Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından asgari endişe altındaki türler arasında listelenmektedir.

Adlandırma

Sığırcık, ilk olarak Carl Linnaeus tarafından, kendisinin 1758'de yayımlanan Systema Naturae adlı eserinde Sturnus vulgaris adı ile tanımlanmıştır.[1] Cins adı Sturnus Latince "sığırcık" ve epiteti vulgaris de Latincede "bayağı" demektir.[2]

Dîvânu Lugâti't-Türk'te bu kuş sıkırçık ya da sıkırçuk olarak geçer.[3] Eski Türkçede "çığırmak, ötmek" anlamına gelen "sıkır-" kökü ile "-çuk" küçültme ekinin birleştirilmesiyle oluşturulduğu düşünülmekle birlikte "şakıma" anlamına gelen "sıkırça-" köküne "-ık" eki eklenmesiyle oluşturulduğuna dair yorumlar da bulunmaktadır ve kelimenin kökünün sığır kelimesiyle bir ilgisi yoktur.[4] Osmanlı Türkçesinde sığırcuk / sığırcık;[5] Farsçadan alıntılanmış olarak "anlayışlı kuş" anlamında mürg-i zîrek / mürg-i zeyrek;[6] zürzür olarak kullanılırdı.

Anadolu'da sığırcığa çekirgekuşu, çoğurcuk, sakızgan, sar, sarec, sari ve zurzur denirken[7] Kıbrıs ağzında Rumcadan gelen mavrobullo adı verilir.[8]

Taksonomi ve evrimi

Sığırcıkgiller (Sturnidae) familyası, sokulduğu bölgeler haricinde tamamen Eski Dünya'ya özgü bir familyadır ve en çok tür çeşitliliği Güneydoğu Asya ile Sahra Altı Afrika'da görülmektedir.[9] Polifiletik olan Sturnus cinsinin üyeleri arasındaki bağlantılar tam olarak çözümlenememiştir. Sığırcığın en yakın akrabası kara sığırcıktır (Sturnus unicolor).[10] Parapatrik olan, göçmen olmayan kara sığırcık ile sığırcığın, Pleistosen'de, İber Yarımadası'nda buzulların çekilmesiyle birlikte ata türün ayrılmasıyla ortaya çıkan bir üst tür olmaları muhtemeldir.[11] Kara sığırcık örneklerinde yapılan mitokondriyal DNA araştırmaları sonucunda bu türün, sığırcığın bir alt türü olarak sınıflandırılabileceği kanısına varılmıştır.[11] Sığırcık popülasyonları arasında görülen genetik varyasyonlar, sığırcık ile kara sığırcık arasında görülenlerden daha fazladır.[12] Her ne kadar Çibanyen'den kalma sığırcık fosilleri mevcut olsa da[13] sığırcıkgiller familyasında bulunan türler arasındaki ilişkileri çözümlemenin önündeki sorunlardan biri bu fosil kalıntılarının daha sonraki dönemlerde kesintiye uğramasıdır.[11]

Alt türler

Sığırcığın, boyutlarının ve erişkin tüy örtüsünün renk tonlarının klinal olarak değiştiği alt türleri bulunmaktadır. Coğrafi alanda kademeli varyasyonların yaygın geçiş karakteristiklerinin görülmesi nedeniyle otoriteler arasında alt türlerin tanımlanması konusunda farklılıklar bulunmaktadır.[14][15]

Alt türler[16]
Alt tür Otorite Dağılımı Açıklama Görsel
S. v. vulgaris Linnaeus, 1758 Uzak kuzeybatı ucu ile ve uzak güneydoğu ucu dışında Avrupa'nın çoğu yeri, İzlanda ve Kanarya Adaları Nominat alt türdür.
S. v. faroensis Feilden, 1872 Faroe Adaları S. v. vulgaris'ten özellikle gagası ve ayakları olmak üzere daha büyüktür. Daha az lekeli olan erişkinlerin tüy örtüleri, aynı zamanda daha koyu ve daha mat yeşil parıltılıdır. Gençlerin tüyleri kurum karası, çeneleri ve karınları beyazımsı, boğazları ise benekli karadır.
S. v. zetlandicus Hartert, 1918. Shetland Görünüş olarak faroensis alt türüne benzese de boyut olarak faroensis ile vulgaris alt türleri arasındadır. Fair Adası, St. Kilda ve Dış Hebridler'de bulunan kuşların boyutları, bu alt tür ile vulgaris arasındadır ve otoriteye göre vulgaris ya da zetlandicus alt türünde sınıflandırılırlar.
S. v. granti Hartert, 1903 Azorlar Görünüş olarak vulgaris gibidir, ancak özellikle ayakları olmak üzere daha küçüktür. Genellikle, özellikle üst kısımlarındaki tüy örtüsünün parıltısı mordur.
S. v. poltaratskyi (Finsch, 1878) Başkurdistan'ın doğusundan Ural Dağları boyunca doğuya doğru Sibirya'nın ortası, Baykal Gölü'ne ve Moğolistan'ın batısına kadar olan bölge Görünüş olarak vulgaris gibidir; ancak baş kısmındaki tüy örtüsünün parıltısı mor, sırt bölgesininki yeşil, yan bölgelerininki morumsu mavi ve kanat üstününkü ise mavimsi yeşildir. Uçarken kanat altlarında açık tarçın-deve tüyü rengi tüyler görülür.
S. v. tauricus Buturlin, 1904 Kırım ve Dinyeper'in doğusundan Karadeniz boyunca doğuya ve Anadolu'nun batısına doğru olan bölge (yüksek rakımda yerini purpurascens alt türüne bırakmaktadır) Görünüş olarak vulgaris'e benzer, ancak kanatları daha uzundur. Baştaki tüy örtüsünün parıltısı yeşil, gövdeninki bronz-mor, yanlar ile kanatların üzerininki ise yeşilimsi bronzdur. Kanat altları, uçları soluk olmak üzere siyahımsıdır. Üreme dönemindeki tüy örtüsünde hemen hemen hiç benek yoktur.
S. v. purpurascens Gould, 1868 Türkiye'nin doğusundan Tiflis ve Sevan Gölü'ne kadar olan bölge (Karadeniz'in doğu kıyılarındaki yüksek rakımlı bölgelerde tauricus alt türünün yerine bulunur) Görünüş olarak vulgaris gibidir, ancak kanatları daha uzundur ve tüylerin yeşil parıltısı yalnızca kulak üstü, ense ve üst göğüste görülür. Bronz parıltıya sahip yanları ve kanat üst tüyleri dışında mor parıltılıdır. Kanatlarının alt kısımları koyu renklidir ve kenarlarında beyaz çizgi yer alır.
S. v. caucasicus Lorenz, 1887 Volga Deltası'ndan Kafkasya'nın doğusuna doğru ve komşu bölgeler Başı ve sırtının parıltısı yeşil, ensesi ve karnının mor, kanatlarının üst kısımlarının ise daha mavimsi olup kanat altları purpurascens gibidir.
S. v. porphyronotus (Sharpe, 1888) Orta Asya'nın batısı (Çungarya Aladağları ile Altay Dağları arasında poltaratskyi alt türüne kademeli geçiş yapar) Görünüş olarak tauricus alt türüne benzer, ancak boyut olarak daha küçüktür ve tamamen allopatriktir. Dağılım alanları arasında purpurascens, caucasicus ve nobilior alt türleri bulunur.
S. v. nobilior (Hume, 1879) Afganistan, Türkmenistan'ın güneydoğusu ve Özbekistan'dan İran'ın doğusuna kadar uzanan bölge ile komşu bölgeleri Görünüş olarak purpurascens gibidir, ancak daha küçük ve kanatları daha kısadır. Kulak üstlerindeki tüy örtüsünün parıltısı mor, kulak altları ile kanat üstlerinin parıltısı daha kızılımsıdır.
S. v. humii (Brooks, 1876) Keşmir'den Nepal'e uzanan bölge Vulgaris alt türüne nazaran daha küçük boyutludur. Ense bölgesindeki mor parıltı tüy örtüsü, yanlardan kuyruk üstüne kadar uzanabilir ve uzanmamışsa bu bölgelerdeki parıltı yeşildir. Bu alt tür bazen, Hodgson tarafından verilen indicus adı ile sınıflandırılır.[17][18]
S. v. minor (Hume, 1873) Pakistan Vulgaris alt türüne nazaran daha küçük boyutludur. Baş, karnın altı ve sırt bölgesindeki parıltı yeşil, diğer kısımlardaki parıltı ise mordur.

Fair Adası, St. Kilda ve Dış Hebridler'de bulunan kuşların boyutları, nominat alt tür ile S. v. vulgaris arasındadır ve alt tür sınıflandırmaları, otoriteye göre vulgaris ya da zetlandicus alt türünde olmak üzere değişiklik gösterir. Bu adalarda tipik olarak bulunan koyu renkli genç kuşlara zaman zaman İskoçya ve diğer yerlerde de rastlandığından, daha önceleri izole oldukları sanılan faroensis ile zetlandicus alt türleri arasında gen akışı olduğu sonucuna varılmıştır.[19][20]

Çoğu, çeşitli alt türlerin dağılımlarının birleştiği yerlerde görülen başka alt türler de tanımlanmıştır, ancak bunlar günümüzde geçersiz kabul edilmektedir. Bunların arasında Rusya'nın batısında vulgaris ile poltaratskyi alt türleri arasındaki geçiş ırkları olan S. v. ruthenus Menzbir, 1891 ve S. v. jitkowi Buturlin, 1904; Balkanların güneyinden Yunanistan ve İstanbul Boğazı boyunca Ukrayna'nın ortasına kadar vulgaris ile tauricus alt türlerinin geçiş ırkları olan S. v. graecus Tschusi, 1905 ve S. v. balcanicus Buturlin & Harms, 1909; İran'ın kuzeyinde caucasicus ve nobilior arasında geçiş ırkları olan S. v. heinrichi Stresemann, 1928 sayılabilir. İran'ın güneyinde, Fars Eyaleti'nde bulunan S. v. persepolis Ticehurst, 1928 S. v. vulgaris alt türüne çok benzemektedir ve bunun ayrı bir popülasyon mu olduğu ya da Avrupa'nın güneydoğusundan göç eden kuşlar mı olduğu belirli değildir.[15]

Fiziksel özellikler

 
Londra'da bir masaya tünemiş, tüy örtüsü genel olarak gri ve kahverengi olan genç sığırcık (üstte). Crissy Field, Kaliforniya'da, kısmen tüylerini değiştirmişse de, kafa ve ensede gençlere özgü kahverengi tüy örtüsü yer alan erişkin olmayan bir sığırcık.

Sığırcık; 19 ila 23 cm boyunda, 31 ila 44 cm kanat açıklığına sahip kütlesi 58 ila 101 g arasında olan bir kuştur.[16] Standart ölçüleri arasında kanat genişliği 11,8 ila 13,8 cm, kuyruğu 5,8 ila 6,8 cm, gaga uzunluğu 2,5 ila 3,2 cm, tarsus uzunluğu ise 2,7 ila 3,2 cm arasındadır.[16] Tüy örtüsü mor ya da yeşil parıltılı olmak üzere yanardöner siyah renktedir ve özellikle kışın beyaz beneklidir. Erişkin erkek bireylerin alt tüyleri, erişkin dişi sığırcıklardan daha az beneklidir. Erkeklerin gösteriş sırasında kullandığı boğaz tüyleri, dişilere göre daha uzun ve daha seyrek iken dişilerin boğaz tüyleri daha kısa ve uçları sivridir. Tıknaz bacakları pembemsi kızıl ya da grimsi kızıl renklidir. Uçları sivri olan dar ve konik gagaları kışları kahverengimsi siyah iken yazları dişilerde limon sarısına, erkeklerde ise tabanı mavi ve gri olmak üzere sarıya dönüşür. Yılda bir kere, yaz sonunda üreme mevsimi bittikten sonra tüy değiştirirler ve yeni çıkan göğüs tüylerinin ucu beyaz olurken kanat ya da sırt tüylerinin ucu da ten rengi olur. Tüylerin uçlarının beyaz ya da ten rengi olması sığırcığa yeni tüyleri çıktığında benekli görünümünü sağlar. Üreme döneminde beneklerin azalmasının nedeni ise tüylerin ucundaki beyaz ve ten rengi kısımların yıpranmasıdır. Genç kuşların tüyleri gri-kahverengidir ve ilk kışlarından itibaren erişkinlerin tüy renklerine sahip olurlar, ancak özellikle kafada olmak üzere kısmen gençlere özgü kahverengi tüyleri korurlar.[14][21] Cinsiyetleri; erkeklerde koyu kahverengi, dişilerde de açık kahverengi ve gri olan iris rengine göre belirlenebilir. İris ile, her zaman koyu renkli olan göz bebeği arasındaki kontrastın tahmini, cinsiyeti belirlemede %97 doğru sonuç vermektedir. Boğaz tüylerinin uzunluğu da hesaba katıldığında, ilk bakışta cinsiyeti doğru tahmin etme oranı %98'e çıkmaktadır.[22][23]

Uçan bir sığırcık

Sığırcıklar yerde, zıplamak yerine yürüyerek ya da koşarak hareket ederler. Üçgen şekilli kanatlarını çarparak ve periyodik olarak çok fazla yükseklik kaybetmeden kısa kısa süzülerek ve tekrar kanat çırpmaya dönerek uçarlar. Sürü hâlindeyken kuşlar hemen hemen aynı anda kalkar, birlikte döner, yoğun bir şekilde uçar ya da araları açılarak geniş bir alana yayılıp tekrar birleşir ve aynı anda yere konarlar.[21] Göç sırasında saatte 60 ila 80 km hıza ulaşırlar ve 1.000 ila 1.500 km mesafe katedebilirler.[24]

Aralarında Sturnus cinsinin de bulunduğu sığırcıkgiller familyasına ait bazı türlerin kafatasları ve kasları arayıcı beslenme şekline uygun olarak adapte olmuştur.[25] Bu adaptasyon en çok kara sığırcık, ak yanaklı sığırcık (Spodiopsar cineraceus) ve sığırcıkta belirgin olup çenenin açılmasını sağlayan kaslar genişlemiş ve gözlerin gaganın ucuna bakacak şekilde yerleşebilmesi için kafatası daralmıştır.[26] Bu şekilde sığırcık, gagasını toprağa sokup açarak saklı besinlere ulaşabilmektedir. Sığırcığın bu beslenme yöntemi için gerekli olan fiziksel özelliklere sahip olması muhtemelen bu kadar geniş bir alana yayılmasına yardımcı olmuştur.[16]

İber Yarımadasında, Akdeniz'in batısında ve Afrika'nın kuzeybatısında sığırcık, kara sığırcık ile karıştırılabilir. Yakından, özellikle de şakırken gözlemlendiğinde, kara sığırcığın boğaz tüylerinin daha uzun olduğu görülür.[27]

Ses

 
Bir sığırcığın (üstte) ve sığırcık grubunun şakımaları

Sığırcık, gürültücü bir kuştur. Şakıması hem melodik hem de mekanik sesler içeren seslerin ritüel şekilde birbirini izlemesinden oluşur ve çeşitlilik gösterir. Daha çok erkek bireyler şakır ve şakıması genellikle bir dakika ya da daha fazla sürer. Her bir şakıma tipik olarak ara vermeden birbirini takip eden dört çeşit şakıma türünden oluşur. Şakıma bir dizi arı notalardan oluşan ıslıklarla başlar ve bunları diğer kuş türlerinin şakımalarından ya da doğada duyulan insan yapısı seslerden taklit edilerek oluşan çeşitli sekanslarla devam eder. Taklit edilen sesin yapısı ve basitliği frekansından daha çok önem taşır. Her ses sekansı kuş tarafından birkaç kez tekrar edildikten sonra diğer sekansa geçilir. Çeşitlilik gösteren bu bölümden sonra bir dizi tekrar eden gaganın birbirine vurulması ile oluşan sesler gelir ve sonunda yine çeşitli sekanslardan oluşan yüksek frekanslı şarkı ile şakıma biter. Her kuşun kendine özgü bir repertuvarı vardır ve en yetenekli kuşların 35 kadar çeşide varan şarkı tipi ile 14 kadar gagaların vurulması ile çıkarılan farklı sesleri olabilir.[28]

Şakıyan ve boğaz tüylerini gösteren erişkin erkek sığırcık

Üreme mevsimi yaklaştıkça sürekli şakıyan erkekler, çiftlerini bulduktan sonra daha az şakımaya başlarlar. Dişi kuş ortalıkta iken erkek bazen yuvaya uçarak girişe konar ve şakıyarak dişiyi yuvaya davet eder. Yaşlı kuşların repertuvarı genç kuşlardan geniştir. Daha uzun ve çeşitli şekilde şakıyan erkek kuşların dişileri kendilerine çekmesi daha kolay olduğundan üreme başarıları da daha yüksektir. Dişilerin daha karmaşık şakıyan erkekleri tercih ettikleri görülmektedir. Daha karmaşık şarkılara sahip olan sığırcıklar bu sayede daha genç ve tecrübesiz sığırcıklara karşı yuvalarını da daha kolay koruyabilmektedirler.[28]

Tüy değiştirme dönemi dışında, tüm yıl boyunca kuşların şakıdığı görülür. Zaman zaman dişi bireylerin şakıdığı da gözlemlenir, ancak genellikle erkek bireyler daha çok şakır. Üreme mevsimi dışında yapılan şakımaların işlevi anlaşılamamıştır.[28] Aralarında sürü çağrısı, tehdit çağrısı, saldırı çağrısı, homurtu çağrısı ve çiftleşme çağrısı gibi çağrılar bulunan on bir farklı çeşit şakıma tespit edilmiştir.[29] Alarm çağrısı kulak tırmalayıcı bir çığlıktır ve bir arada yemek arayan sığırcık sürüsünden sürekli olarak bir hırıltı sesi duyulur.[21] Tünerken ve yıkanırken sürekli karşılıklı şakırlar ve o kadar yüksek bir ses çıkarırlar ki çevredeki insanlar bu gürültüden rahatsız olabilir. Sığırcık sürüsü birlikte uçarken kuşların kanatlarının senkronize olarak hareket etmesinden çıkan belirgin rüzgâr sesi yüzlerce metre öteden duyulabilir.[29]

Davranış ve ekoloji

Sığırcık, özellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde olmak üzere çok sosyal bir kuştur. Sürüyü oluşturan kuş sayısı farklılık gösterse de, tünediklere yerlerin yakınlarında gürültücü sürüler oluştururlar. Bu sürülerin oluşmasının nedeninin, bayağı doğan (Falco peregrinus) ve bayağı atmaca (Accipiter nisus) gibi yırtıcı kuşlara karşı bir savunma mekanizması olduğu düşünülmektedir.[30][31] Sıkışık, küre benzeri bir şekil oluşturan sürü, bir lideri olmadan hareket eder ve bu esnada sürekli olarak büyür, küçülür veya şekil değiştirir. Sürüdeki her bir birey, en yakınındaki bireyin hareketine göre yönünü ve hızını değiştirmektedir.[32] Şehir merkezlerinde, ağaçlıklarda ve sazlıklarda 1,5 milyona kadar bireyden oluşan sığırcık sürüleri dışkılarıyla birtakım sorunlara yol açabilmektedir. Bu sürülerin bıraktığı dışkılar toplamda 30 cm kalınlığa kadar ulaşabilmekte ve içerdiği kimyasallar nedeniyle ağaçların ölümüne yol açmaktadır. Daha az miktarlardaki dışkılar ise gübre görevi görmektedir. Dolayısıyla orman bekçileri, sürüleri bulundukları yerden kaldırıp ihtiyaç olan yere yönlendirmeye çalışarak bu etkiden yararlanmakta ve büyük toksik dışkı birikintilerinin oluşmasını engellemeye çalışmaktadırlar.[33]

İlkbaharda, Yutland'ın güneybatısındaki deniz tarafında bulunan bataklıkların üzerinde, günbatımından önce bir milyondan fazla sığırcığın oluşturduğu sürülerin uçuşu gözlemlenebilmektedir. İskandinavya'nın kuzeyindeki kuşlar nisan ayının ortasında üreme bölgelerine göç etmek için ayrılmadan önce mart ayından itibaren sürüler hâlinde toplanmaya başlarlar. Sürü davranışının yarattığı gökyüzünde silüet olarak görülen karmaşık şekillerin oluşturduğu fenomene yörede sort sol ("kara güneş") adı verilmektedir.[34] Birleşik Krallık'ta kış ortasında beş ila elli bin arasında kuşun oluşturduğu sürüler güneş doğmadan hemen önce gözlemlenebilir. Yörede bu sürülere "mırıltı" anlamına gelen murmuration adı verilir.[35]

Beslenme

Beslenmekte olan bir sığırcık sürüsü

Büyük oranda böcekçil olan sığırcık, en çok haşereler ve eklem bacaklılarla (Arthropoda) beslenir. Yedikleri böcekler arasında örümcekler (Araneae), çayır sinekleri (Tipulidae), güveler (Heterocera), mayıs sinekleri (Ephemeroptera), yusufçuklar (Anisoptera), küçük kızböcekleri (Zygoptera), çekirgeler (Caelifera), kulağakaçanlar (Dermaptera), sinir kanatlılar (Neuroptera), evcikli böcekler (Trichoptera), sinekler (Diptera), kın kanatlılar (Coleoptera), yaprakarıları (Symphyta), arılar (Apoidea), yaban arıları ve karıncalar sayılabilir. Bu böceklerin hem erişkin hem de larvalarını yiyen sığırcıklar; ayrıca solucanlar, salyangozlar, küçük amfibiler ve kertenkelelerle de beslenirler.[36] Başarılı bir üreme için omurgasızlarla beslenmeleri gerekli olsa da sığırcık hepçildir ve aynı zamanda tahıl, tohum, meyve, nektar ve fırsat bulduğu durumlarda besin atıklarıyla da beslenebilir.[37][38][39] Yüksek oranda sakkaroz içeren besinleri kolaylıkla metabolize edemeyen sığırcıkgiller, bu özellikleriyle çoğu kuş familyasından ayrılırlar.[40] Azorlarda izole olarak yaşayan S. v. granti adlı alt tür, burada bulunan ve soyu tehdit altındaki pembe sumru (Sterna dougallii) yumurtaları ile beslenmektedir. Bu tür, ilkbahar aylarında üreme kolonileri için Azorlara dönmeden önce yöredeki sığırcık popülasyonunun itlafı gibi önlemlerle sayılarının kontrol altında tutulmasına çalışılmaktadır.[12]

Sığırcıklar çeşitli yöntemlerle beslense de, yerde dolaşarak toprak üstünde ya da hemen altında bulunan böcekleri avlamak en çok kullandıkları yöntemdir. Genellikle kısa otların arasında dolaşmayı tercih ederler ve sıklıkla otlayan memelilerin arasında ya da üstünde,[39] bu hayvanların dış parazitleri ile beslenirken görülürler.[16] Sürüler toplu olarak yerde beslenirken sürünün arkasındakilerin sürekli olarak beslenme fırsatlarının daha iyi olduğu ön kısma uçarak beslenmesi "silindir beslenme" olarak adlandırılmaktadır.[37] Sürü ne kadar büyükse, bir arada beslenen kuşlar birbirlerine o kadar yakındır. Sıklıkla bir yerde bir süreliğine beslenen sürü, topluca daha önce beslendikleri başka yerlere uçarak beslenmeye devam ederler.[37]

Sığırcıklarda üç farklı besin arama davranışı gözlemlenmiştir. En yaygın olan arama davranışında kuş, bir böcek bulana kadar gagasını sürekli olarak rastgele bir şekilde toprağa saplar ve gagasını açarak toprakta bir delik bırakır. İlk olarak 1949 yılında Konrad Lorenz tarafından tanımlanan ve Almancada zirkeln olarak adlandırdığı bu davranış, aynı zamanda plastik çöp torbalarını delmek ve delikleri genişletmek için de kullanılmaktadır.[41] Genç sığırcıklar, bu tekniği geliştirmeleri için zamana ihtiyaçları olmalarından dolayı genellikle daha az böcekle beslenmektedir.[27] İkinci yöntem, havada uçan böcekleri gagalarıyla kapmaktır. En az kullanılan üçüncü yöntem ise yerde hareket hâlindeki bir omurgasızı yakalamak için ileriye doğru hâmle yaparak bunların topraktan çekilerek yenilmesidir.[37] Besine erişimi kısıtlı olan ya da beslenme için gün ışığının azaldığı dönemlerde sığırcıklar, yağ depolayarak vücut kütlelerini artırırlar.[42]

Yuvalama

Oosterhout, Hollanda'daki bir ağaç kovuğundaki yuvasında yavrusunu besleyen bir sığırcık

Eşleşmemiş olan erkek sığırcık uygun bir oyuk ya da kovuk bularak dişi sığırcıkları çekebilmek için yuva yapmaya başlar. Bu esnada sıklıkla çiçekler ya da taze yeşil bitkilerle yuvayı süslese de, erkek kuşu eşi olarak kabul eden dişi kuş daha sonradan bu süsleri yuvadan kaldırır.[29][43] Yuvada bulunan yeşil bitkilerin miktarı önemli değildir, ancak dişiyi çekebilmek için yuvanın süslenmesinde kokulu otların kullanılmasının önem taşıdığı görülmektedir. Civanperçemi (Achillea millefolium) gibi bitkilerin kokusu dişiler için çekici olabilmektedir.[43][44]

Erkekler yuvayı yaparken sürekli olarak şakırlar ve dişilerin yuvaya yaklaştığını gördüklerinde şakımaları artar. Çiftleşme gerçekleştikten sonra ise erkek ile dişi kuş yuvayı birlikte yapmaya devam ederler. Yuvalar, herhangi bir oyuk ya da kovuk içerisinde olabilirken en çok kullanılan yerler içi oyuk ağaçlar, binalar ve kesik ağaç gövdelerinin yanı sıra insan yapımı kuş yuvalarıdır.[29] Nominat alt türde nadir olarak görülenin aksine S. v. zetlandicus, tipik olarak kayalıklarda bulunan yarık ve oyuklarda yuvalanır.[45] Yuvalar genel olarak saman, kuru ot ve ağaç dalcıklarından yapılır ve içine tüy, yün ve yumuşak yapraklar gibi malzemelerle döşenir. Dört ila beş gün kadar süren yuva yapımı, kuluçka süresince devam edebilir.[29]

Sığırcıklar hem tek eşli hem de çok eşli olabilirler. Her ne kadar çoğunlukla yavrular bir erkek ve bir dişi kuştan oluşan çift tarafından büyütülse de zaman zaman bu çifte yardımcı başka bir sığırcık da olabilir. Çiftler, bir koloninin parçası olduklarında aynı ağaçta ve çevredeki ağaçlarda başka yuvalar da bulunur.[29] Erkekler ilk çiftleştikleri dişi kuş hâlâ yuvadayken başka bir dişi ile de çiftleşebilirler. Tek eşli kaldıklarında daha yüksek üreme başarısına sahip olan erkekler, aynı zamanda birinci yuvalarında da ikinci yuvalarındakine oranla daha yüksek üreme başarısına sahiptir.[46]

Üreme

Bir yuvada bulunan beş sığırcık yumurtası

Üreme dönemi ilkbahar ve yaz aylarıdır. Eşleşmeden sonra dişi kuş, birkaç günlük süre boyunca günlük olarak yumurtlar. Bu süre içinde kaybolan yumurtanın olması durumunda dişi kuş onun yerine tekrar yumurtlar. Normalde, açık mavi ya da bazen beyaz olmak üzere, parlak görünüme sahip oval şeklindeki dört ya da beş yumurta yumurtlanır.[29] Mavi rengin, az ışık altında görece iyi görünmesi nedeniyle yumurtaların renginin mavi olarak evrimleştiği düşünülmektedir.[47] 26,5 ila 34,5 mm boyundaki yumurtalar maksimum çapı 20,0 ila 22,5 mm arasındadır.[16]

Galway, İrlanda'da, duvardaki bir yarık içinde yapılmış yuvada beslenmeyi bekleyen sığırcık yavruları

Kuluçka süresi on üç gün kadar sürse de, son yumurtlanan yumurta ilk çatlayan yumurtadan 24 saat kadar sonra çatlayabilir. Ebeveynlerin ikisi de kuluçkaya yatar, ancak dişi sığırcık erkekten daha fazla kuluçkada kalır. Geceleri, erkeğin toplu tünemeye dönmesiyle birlikte kuluçkada yalnızca dişi kalır. Yavrular, yumurtadan çıktıklarında gözleri kapalıdır ve tüysüzdürler. Yedi günün ardından yumuşak hav tüyleri çıkar ve dokuz gün içinde de görmeye başlarlar.[29] Yumurtadan çıktıktan yaklaşık altı gün sonra yavruların vücut sıcaklıklarını kontrol edebilmeye başlamalarının ardından,[48] erişkinler yuvadan kuş dışkılarını temizlemeyi bırakır. Bu süreden önce ise ebeveynler, hem yavruları hem de yuvanın içindeki malzemeyi ıslatması nedeniyle ısı yalıtımını azaltarak yavruların üşümesi riskini artıracağı için yuvadaki dışkıları temizlerler.[49][50] Yavrular yuvada üç hafta kadar kalır ve bu süre zarfında hem erkek hem de dişi kuş tarafından beslenirler. Palazlanmış kuşlar bir iki hafta kadar daha ebeveynler tarafından beslenmeye devam eder. Bir sığırcık çifti, aynı yuvayı kullanarak ve içini tekrar yumuşak malzeme ile döşeyerek yılda üç kere kuluçkaya yatabilir.[29] Ancak tipik olarak iki kere kuluçkaya yatarlarken[16] 48oK enleminin kuzeyinde ise bir kere kuluçkaya yatılır.[24] İki ay içerisinde genç yavrular ilk tüylerine kavuşurlar ve takip eden yılda da erişkin rengi tüylerine bürünürler.[29]

Sığırcık yuvalarında türiçi kuluçka parazitleri yaygın olarak görülür. Üreme döneminde eşleşmemiş ama kolonide bulunan dişiler, sıklıkla diğer çiftlerin yuvalarına yumurtlarlar.[51] Palazlanmış sığırcıkların da kendi yuvalarını ya da komşu yuvaları işgal ederek yeni kuluçkadan çıkan yavruları dışarı attıkları gözlemlenmiştir.[29] Sığırcık yuvalarında yavruların palazlanma başarısı %48 ila %79 arasındadır, ancak üreme yaşına gelme başarıları %20 olup erişkinlerin hayatta kalma başarıları ise %60'a yakındır. Sığırcıkların ortalama yaşam süreleri 2 ila 3 yıl iken[24] kaydedilmiş en uzun yaşam süresi 22 yıl 11 aydır.[52]

Yırtıcılar ve parazitler

Erişkin olmayan bir sığırcığı avlamış bir bayağı atmaca (Accipiter nisus), avının üzerinde dururken (Tarn, Fransa)

Sığırcıkların en yaygın avcıları yırtıcı kuşlardır. Avcılara karşı sığırcık sürülerinin tipik tepkisi, uçarken kıvrılan şekillere girerek ortak bir görüş alanına sahip olmak ve uçarak kaçmaktır. Uçuş becerilerine yırtıcı kuşlar nadiren karşılık verebilir.[53][54] Erişkin sığırcıklar; bayağı çakır kuşu (Accipiter gentilis) ve bayağı atmaca (Accipiter nisus) gibi atmacalar,[55] bayağı doğan (Falco peregrinus), delice doğan (Falco subbuteo) ve bayağı kerkenez (Falco tinnunculus) gibi doğan ve kerkenezler tarafından avlanırlar.[56][57] Kara çaylak (Milvus migrans), kızıl çaylak (Milvus milvus), şah kartal (Aquila heliaca), bayağı şahin (Buteo buteo) ve Circus approximans gibi daha yavaş olan yırtıcı kuşlar ise daha kolay yakalanabildikleri için palazlanmış ya da genç sığırcıkları tercih eder.[58][59][60] Geceleri gruplar hâlinde tünediklerinde; kukumav (Athene noctua), kulaklı orman baykuşu (Asio otus), kır baykuşu (Asio flammeus), bayağı peçeli baykuş (Tyto alba), alaca baykuş (Strix aluco) ve bayağı puhu (Bubo bubo) gibi baykuşlar tarafından avlanmaya müsaittir.[61][62]

Kuzey Amerika'da 20'den fazla tür atmaca, baykuş ve doğanın sığırcıkları avladığı bilinmekte olup erişkin sığırcıkları en çok avlayan yırtıcı kuşlar bayağı doğanlar ve boz doğanlardır (Falco columbarius).[63][64] Çiğdecilerin (Acridotheres tristis) bazen sığırcık yumurtalarını, yavrularını ve hatta erişkinlerini yuvalarından çıkarttığı bilinmekte[29] ve kuluçka paraziti olan küçük balkılavuzu (Indicator minor), yumurtalarını sığırcık yuvalarına bırakır.[65] Yuvalara tırmanabilen kakımlar (Mustela erminea), rakunlar (Procyon lotor)[66][67] ve sincaplar (Sciurus spp.) gibi memeliler tarafından yuvaları talan edilebilmekte iken[24] kediler de dikkatsiz yavruları avlayabilmektedirler.[68] Diğer yandan sığırcıklar ise yaygın olarak, özellikle diğer sığırcıklar ve ağaçkakangiller (Picidae) olmak üzere başka kuşları yuvalarından dışarı atmaktadırlar.[69][70]

Sığırcıklar, çeşitli parazitlerin konağıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nin altı eyaletinde, 300 sığırcık üzerinde yapılan bir araştırmada, bireylerin her birinde en azından bir çeşit parazit bulunduğu tespit edilmiştir. Bunların %99'u pireler (Siphonaptera), akarlar ve keneler (Ixodida) gibi dış parazitler taşırken %95'inde de çeşitli kurt tipi iç parazit bulunmaktaydı. Kan emici dış parazitler konağı öldüğünde ayrılırlar, ancak diğerleri öldükten sonra da ceset üzerinde kalmaktadırlar. Deforme olmuş gagası olan bir sığırcığın üzerinde muhtemelen ayıklayamadığı için yüksek miktarda ısırıcı bit (Mallophaga) bulunmuştur.[71]

Sığırcık yuvalarında en sık görünen pire türü olan kuş piresi (Ceratophyllus gallinae)

Kuş piresi (Ceratophyllus gallinae), sığırcık yuvalarında en sık görülen pire türüdür.[72] Muhtemelen diğer türlerin yuvalarını kullanması nedeniyle C. fringillae de sıklıkla sığırcık yuvalarında görülür.[73] Görülen bitler arasında Menacanthus eurystemus, Brueelia nebulosa ve Stumidoecus sturni sayılabilir. Diğer eklem bacaklı parazitler arasında Analgopsis passerinus, Boydaia stumi, Dermanyssus gallinae, Omithonyssus bursa, O. sylviarum, Proctophyllodes türleri, Pteronyssoides truncatus ve Trouessartia rosteri gibi kene ve akar türleri sayılabilir.[74] D. gallinae, yine bir parazit olan Androlaelaps casalis tarafından avlanır. Parazit türlerinin sayıları üzerinde bu şekilde bir kontrol olması neden kuşların eski yuvaları kullanmaya hazır olduğunu göstermektedir.[75]

Sığırcıklara musallat olan dış parazitlerden uçan böcekler arasında bit sineklerinden (Hippoboscidae) Omithomya nigricornis[74] ve saprotrof sineklerden Camus hemapterus sayılabilir. C. hemapterus, konağının tüylerini kırarak yeni çıkan tüy örtüsünün ürettiği yağlarla beslenir.[76] kahverengi güve (Hofmannophila pseudospretella) türü güvenin larvaları, yuvalardaki dışkı ya da ölü yavrular gibi atıklarla beslenir.[77] Haemoproteus cinsi tek hücreli kan parazitleri sığırcıklarda yaygın olarak görülse de,[78] yuvarlak solucanlardan kırmızı solucan (Syngamus trachea) türü parazit daha yaygındır. Bu solucan, akciğerlerden soluk borusuna ilerler ve konağının boğulmasına yol açabilir. Britanya'da en çok parazit barındıran yabani kuşlar ekin kargası (Corvus frugilegus) ile sığırcıktır.[79] Tespit edilmiş diğer iç parazitler arasına diken başlı solucan (Acanthocephala) türü Prosthorhynchus transverses de sayılabilir.[80]

Dağılım ve yaşam alanları

Sığırcıkların küresel popülasyonunun 2008 yılında 38.400.000 km2'lik üreme alanına yayılmış olarak 150 milyon kuştan oluştuğu tahmin edilmiştir.[81] Kuzey yarımkürede yaygın olarak bulunan sığırcık Avrasya kökenlidir ve Avrupa, Afrika'nın kuzeyi (Fas'tan Mısır'a kadar), Hindistan (asıl olarak kuzey bölgelerde ama düzenli olarak güneye doğru ilerlemektedir,[82] Maldivler[83]), Nepal, Suriye, İran ve Irak dahil olmak üzere Orta Doğu ve Çin'in kuzeybatısında yaşar.[81]

Göç sırasında bir çam ağacı üstünde dinlenen bir sığırcık sürüsü

Avrupa'nın güneyi ve batısı ile 40°K enleminin güneyindeki sığırcıklar genel olarak göçmen değildir;[24] ancak diğer popülasyonlar kışın görece sert geçtiği, toprağın donduğu ve besin bulmanın zorlaştığı bölgelerden göç ederler. Sığırcıklar; Avrupa'nın kuzeyi, Rusya ve Ukrayna'dan güneybatı ve güneydoğuya doğru göç eder.[21][28] Sonbaharda Avrupa'nın doğusundan göç eden sığırcıklar, Britanya'ya vardığında Britanya'da yaşayan popülasyonun çoğu İber Yarımadası ve Afrika'nın kuzeyine doğru yola çıkar. İngiltere Merseyside'da yuvada iken halka takılan 15.000 sığırcık içinden bazı bireylere yılın farklı zamanlarında Norveç, İsveç, Finlandiya, Rusya, Ukrayna, Polonya, Almanya ve Hollanda gibi yerlerde rastlanmıştır.[84] Japonya ve Hong Kong'da da görece az sayıda sığırcık gözlemlenmiş, ancak bu kuşların nereden geldiği bilinmemektedir.[28] Kuzey Amerika'da kuzeyde yaşayan popülasyonlar belirli bir göç modeli geliştirmiştir ve Kanada'da yaşayan popülasyonları kışları buradan göç ederler.[85] Kanada'nın doğusundaki kuşlar güneye doğru göç ederken daha batısındaki kuşlar Amerika Birleşik Devletleri'nin güneybatısına göç eder.[16]

Sığırcıklar insan yapısı yapıların ve ağaçların yeterli miktarda yuva yapma ve tüneme imkânı sağladığı kentsel ve banliyö bölgelerini tercih ederler. Sazlıklar da tercih edilen bir tüneme yeridir ve kuşlar tarlalarda, otlaklarda, golf sahalarında ve havaalanlarında kısa çimlerin besin aramayı kolaylaştırdığı yerlerde beslenirler.[37] Ara sıra açık ormanlık alanlarda ve Avustralya'da fundalıklarda da bulunurlar. Sığırcıklar nadiren yoğun ve nemli ormanlık alanlarda yaşar ancak deniz kıyılarında kayalıklarda yuva yaptıkları ve sahilde yosunlar arasında besin aradıkları görülür. Çok geniş ve farklı habitatlara uyum sağlayabilme yetileri sayesinde çok geniş bir alana yayılmış ve deniz kıyısından 1.900 m rakıma kadar farklı alanlarda yaşayabilmektedirler.[37]

Sokulmuş popülasyonlar

Sığırcık; Yeni Zelanda, Avustralya, Güney Afrika, Kuzey Amerika, Fiji ve Karayiplerdeki bazı adalara sokulmuş ve buralarda başarıyla üremiştir. Bunun bir sonucu olarak kuşlar; Tayland, Güneydoğu Asya ve Yeni Gine'ye de göç edebilmektedir.[37]

Güney Amerika

İngiltere'den gemiyle getirilen beş sığırcık, Kasım 1949'da Venezuela'daki Maracaibo Gölü yakınlarında salınmış, ancak sonrasında ortadan kaybolmuşlardır.[86] 1987'da, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'teki parklarda yuvalanmış bir sığırcık popülasyonu gözlemlenmiştir.[39][87] Bu tarihten sonra, başlarda popülasyonu yok etmek için bazı girişimler yapıldıysa da sığırcık, Atlas Okyanusu kıyısının 30 km kadar yakınında kalmaya devam ederek yaşam alanını her yıl ortalama 7,5 km genişletmektedir. Arjantin'de sığırcıklar, özellikle ağaçkakanların açtığı kovuklar gibi doğal ve insan yapısı oyuklarda yuva yapmaktadırlar.[87]

Okyanusya

Christchurch, Yeni Zelanda'daki bir sığırcık

Avustralya'ya, tarım ürünlerine musallat olan haşerelerle mücadele etmek amacıyla sokulmuştur. İlk göçmenler sığırcıkların, ketenin döllenmesine de yardımcı olacağına inanarak gelmesini beklemiş ve yeni gelen kuşların kullanması için tarlaların yanına kuş yuvaları koymuşlardır. Sığırcıklar Melbourne'e 1857 yılında, Sidney'e de bundan yirmi yıl sonra getirilmiştir.[37] 1880'lerin sonuna gelindiğinde ülkenin güneydoğusunda popülasyonlar, özellikle alıştırma komitelerinin çalışmalarıyla yerleşebilmeyi başarmıştır.[88] 1920'lere gelindiğinde sığırcıklar Victoria, Queensland ve Yeni Güney Galler'de yaygın olarak yaşamakta; ancak artık zararlı tür olarak görülmekteydi.[37] Her ne kadar Batı Avustralya'da ilk sığırcık 1917 yılında görüldüyse de eyalete yayılmaları engellenebilmiştir. Kurak Nullarbor Ovası doğal bir bariyer teşkil etmektedir ve Batı Avustralya'da otuz yıl boyunca 55.000 sığırcığı itlaf eden kontrol yöntemleri uygulanmıştır.[89] Sığırcıklar ayrıca Lord Howe Adası le Norfolk Adası'nda da koloniler oluşturmuştur.[86]

Yeni Zelanda'ya gelen ilk göçmenler tarım yapmak için araziyi temizledikten sonra, önceki besin kaynaklarından mahrum kalan tırtıl ve diğer böcek sürülerinin ekinleri yediklerini gördüler. Yörede yaşayan yerel kuşlar ise insana yakın yaşamaya alışık olmadığından dolayı zararlı böceklerle mücadele etmek için Avrupa'dan sığırcıklar getirilmiştir. İlk olarak sığırcık 1862 yılında Nelson Alıştırma Derneği tarafından getirilmiş ve sonraları başka kuşların getirilmesine devam edilmiştir. Günümüzde sığırcıklar, ülkenin en kuzeyindeki Kermadec Adaları ile en güneyindeki Macquarie Adası dahil ülkenin tamamına yayılmışlardır.[90][91]

Fiji'deki ilk sığırcıklara 1925 yılında, Ono-i-Lau ve Vatoa adalarında rastlandığı kaydedilmiştir. Muhtemelen Kermadec Adaları'nda bulunan Raoul Adası'ndaki kuşlar bu adalara gelmiştir. Fiji'deki popülasyon sınırlı olarak yayılmıştır ve 1990'da soyunun tükendiği kaydedilmiştir.[92] Sığırcıklar, Tonga'da da hemen hemen aynı zamanlarda kolonileşmiş ve 1980'lerin başında adalar grubunun kuzeyine doğru yayılmışlardır.[93][94] Ancak Tonga'da 1988 yılında 50 kadar kuşluk bir sürü gözlemlenmiştir [95] bu da soyun sürdürülmesine yeterli miktar olmadığı için durumu şüphelidir.

Kuzey Amerika

Kaliforniya'da bir sığırcık sürüsü.

Başarısız iki girişimden sonra[96] William Shakespeare'in eserlerinde geçen her kuş türünü Amerika Birleşik Devletleri'ne getirmeye çalışan Eugene Schieffelin'in 1890'ta, New York'taki Central Park'a 60 kadar sığırcık saldığı belirtilse de,[97][98] bunun doğruluğu şüphelidir.[99][100] Hemen hemen aynı tarihlerde Portland Ötücü Kuşlar Kulübü de Portland, Oregon'da 35 çift sığırcığı doğaya saldı. Yöreye yerleşen bu kuşlar, 1902 yılında ortadan kayboldu. 1940'ların ortasında Pasifik Kuzeybatısı'nda tekrar ortaya çıkan sığırcıkların 1890 yılında Central Park'a salınan sığırcıkların soyundan geldikleri düşünülmektedir.[96] Günümüzde Alaska ile Kanada'dan başlayıp Meksika'nın güneyine kadar uzanan bölgede on milyonlara ulaşan Kuzey Amerika'daki sığırcık popülasyonu, Kuzey Amerika Kuş Üremesi Gözlemi verilerine göre 1966 ile 2015 yılları arasında %51 oranında azalmıştır.[81]

Karayipler

Sığırcık, Jamaika'ya 1903 yılında sokulmuş ve Bahamalar ile Küba, Amerika Birleşik Devletleri'nden doğal yollarla gelen sığırcıklarla kolonize olmuştur.[24][101] Sığırcık Jamaika, Büyük Bahama ve Bimini'de oldukça yaygın olup Bahamaların diğer kısımlarında, Küba'nın doğusunda[102] Cayman Adaları, Porto Riko ve St. Croix'da görece nadir görülür.[103]

Güney Afrika

Güney Afrika'ya sığırcık, Cecil Rhodes tarafından 1897 yılında sokulmuştur. Zamanla yayılan sığırcık popülasyonu, 1954 yılında ülkenin batısında Clanwilliam, doğusunda da Port Elizabeth kadar ulaşmıştır. Günümüzde, ülkenin güneyinde daha yaygın bulunan sığırcıkların sayısı Johannesburg'e doğru azalmaktadır. Batı Kap, Doğu Kap ve Özgür Devlet eyaletleri ile Lesotho'nun alçak kesimlerinde yaşayan sığırcıklar; KwaZulu-Natal, Gauteng ve Namibya'nın Oranjemund şehri yakınlarında görece daha nadir görülmektedir. Göçmen olmayan Güney Afrika popülasyonu, insanlarla iç içe ve antropojenik habitata sahiptir. Daha kurak ve böcek aranamayacak kadar sert topraklı bölgelerden uzak durarak sulanmış arazileri tercih ederler. Yöreye endemik kuşlar ile oyuklarda yuva yapma konusunda rekabet içindedirler; ancak endemik kuşlar için doğal yaşam alanlarının yok olması daha büyük bir tehdittir. Üreme mevsimi eylül ile aralık ayları arasındadır ve üreme dönemi dışında özellikle sazlıklarda olmak üzere büyük sürüler hâlinde toplanırlar. Kentsel ve tarımsal alanlarda en yaygın kuş türüdür.[104]

Korunma durumu

Sığırcık, sayısının azalma trendi içinde olmasına rağmen global popülasyonunun büyüklüğü nedeniyle Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından asgari endişe altındaki türler arasında listelenmektedir. Avrupa'nın tamamında 19. yüzyıldan 1950 ve 1960'lara kadar sayıları önemli derecede artış göstermiştir. Yaklaşık 1830'larda S. v. vulgaris, Britanya Adaları'ndaki alanını genişletmiş ve daha önceleri bulunmadığı İrlanda ile İskoçya'ya yayıldı. S. v. zetlandicus alt türü ise Shetland ve Dış Hebridler'de zaten varlıklarını sürdürmekteydi. 1850'den itibaren İsveç'in kuzeyinde, 1935'ten itibaren ise İzlanda'da üremeye başladı. Üreme alanı Fransa'nın güneyinden İspanya'nın kuzeydoğusuna, İtalya, Avusturya ve Finlandiya'ya genişledi.[14] Kara sığırcığın üreme alanının kuzeye doğru genişlediği İber Yarımadası'nda sığırcık, 1950'lerden itibaren üremeye başladı. Burada görülen yıllık 4,7 km'lik alan genişleme hızının görece yavaş olmasının nedeni, dağlık ve ormanlık alanların bulunmasıdır. İki benzer türün arasındaki doğrudan rekabet nedeniyle özellikle Fransa'nın güneybatısı ve İspanya'nın kuzeybatısında ilerlemeleri yavaşlamıştır.[16][105]

İsveç, Finlandiya, Rusya'nın kuzeyi (Karelya) ve Baltık devletlerinde 1980'lerden itibaren önemli ölçüde popülasyonlarının azalmasının yanı sıra orta ve kuzey Avrupa'da daha az ölçüde popülasyonları azalmaya başladı.[14] Bu bölgelerdeki kuşlar yoğun tarımdan kötü etkilenmişler ve çeşitli ülkelerde popülasyonları %50'den fazla azaldığı için korunma listelerine alınmışlardır. Kuzey İrlanda gibi yerlerde bulunan popülasyonların sabit kalmasına rağmen Birleşik Krallık'taki popülasyon 1966 ila 2004 yılları arasında %80 oranında azalmıştır. Genel olarak popülasyonların azalmasının nedeni tarım uygulamalarındaki değişiklikler nedeniyle genç kuşların hayatta kalma oranının düşmesi olduğu sanılmaktadır.[106] Avrupa'nın kuzeyindeki yoğun tarım daha az otlak kalmasına dolayısıyla da yeni doğmuş yavruların yaşaması için gerekli olan otlaklarda yaşayan omurgasızların sayısının azalmasına neden olmuştur.[107]

İnsanlarla ilişkileri

Yararları ve sorunları

Tellere tünemiş sığırcıklar (Lille, Fransa)

Sığırcıklar, telkurtları gibi zararlı böceklerle beslendikleri için Avrasya'nın kuzeyinde yararlı bir tür olarak kabul görmektedir ve bu davranışı, başka coğrafyalara sokulmasının nedenlerinden biridir. Yeni Zelanda'da Costelytra zealandica türü böceklerle mücadelede etkili olduğu görülmüştür.[16] Avustralya'ya sokulmasında kuş yuvalarının yapılması, kuşların üreme başarılarını artırmıştır.[37] Sovyetler Birliği'nde sığırcıklar için 25 milyon kuş yuvası yapılmıştır.[16] Zararlı bir tür olarak görüldüğü Amerika Birleşik Devletleri'nde Tarım Bakanlığı, çok sayıda böceğin sığırcıklar tarafından yendiğini belirtmektedir.[108]

Avustralya ve Kuzey Amerika gibi Sturnus cinsinin diğer üyelerinin bulunmadığı yerlere sokulan sığırcıkların yuva olarak kullanılan oyuk ve kovuklar için yerel türlerle rekabet içine girmiş olmaları mümkündür. Kuzey Amerika'da sığırcıkların gelmesinden Poecile cinsi kuşlar, sıvacı kuşları, ağaçkakanlar, mor kırlangıçlar ve diğer kırlangıç türleri etkilenmiş olabilir.[96][109] Avustralya'da yuva yerleri için rekabet içinde olduğu türler arasında koyu kırmızı yassıkuyruk ile doğu yassıkuyruğu sayılabilir.[110] Yerel türlerin popülasyonlarının azalmasındaki rolleri ve tarıma verdikleri zararlar nedeniyle sığırcık IUCN'in en kötü 100 istilacı tür listesinde yer almaktadır.[111]

Yere düşmüş elma ile beslenen bir sığırcık (Larvik, Norveç)

Sığırcıklar; üzüm, şeftali, zeytin, frenk üzümü ve domates gibi meyve ve sebzeleri yiyerek yeni ekilmiş tohumlara ve yeni filizlere ise bunları kazarak zarar verebilir.[39][112] Ayrıca hayvan besinlerini yer ve dışkılarıyla tohumları dağıtırlar. Avustralya'nın doğusunda Asparagus asparagoides, böğürtlen ve Chrysanthemoides monilifera gibi bitkilerin sığırcıklar tarafından yayıldığı düşünülmektedir.[113] Amerika Birleşik Devletleri'nde sığırcıkların tarıma verdiği zararın yıllık yaklaşık US$800 milyon olduğu tahmin edilmektedir.[108] Sığırcıklar, Güney Afrika'da tarıma zararlı olarak kabul edilmemektedir.[65]

Sürülerin büyüklüğü de sorunlara neden olabilmektedir. Uçakların jet motorlarına yakalanabilen sığırcıkların bu şekilde yol açtığı en büyük kaza 1960'ta, Boston'da meydana gelmiştir. Bu kazada sığırcık sürüsüne dalan turboprop uçak denize çakılmış ve 62 kişi kazada yaşamını yitirmiştir.[114]

Sığırcık dışkılarında, insanlarda akut pulmoner histoplazmozise neden olan Histoplasma capsulatum mantarı bulunabilir. Sığırcıkların tünedikleri yerin altında birikmiş olan dışkılarda bu mantar yaşamını sürdürebilmektedir.[16] Sığırcıklardan insanlara başka hastalıkların da bulaşma potansiyeli bulunmaktadır.[96][108]

Kontrol

Verdikleri zararlar nedeniyle sığırcık popülasyonlarının kontrol altında tutulması için çeşitli girişimler olmaktadır. Doğal üreme alanı içinde bu mücadele yöntemleri, zaman zaman kanunlarla belirlenmiştir. Örneğin sığırcığın ticari amaçla yiyecek olarak avlandığı İspanya'daki avlanma dönemi, yasalar ile düzenlenmektedir. Zararlı bir tür olarak görüldüğü Fransa'da ise yılın büyük bir bölümünde avlanması serbesttir. Büyük Britanya'da, 1981 Yaban Hayatı ve Taşra Kanunu ile korunan sığırcıkların "kasti olarak öldürülmesi, yaralanması ya da alıkonulması; etkin kullanım hâlindeki yuvalarının alınması ya da yuvalara zarar verilmesi" yasaya aykırıdır. Kuzey İrlanda'da ise 1985 tarihli Yaban Hayatı Kanunu, "yetkili bir kişinin, tarıma yönelik ciddi zararları önleme ya da kamu sağlığı ve güvenliğini koruma amacıyla sığırcıkları kontrol altında tutmasına" olanak vermektedir.[115] Sığırcıklar, göçmen olduğu için mücadele edilen popülasyon çok geniş bir alandan gelmiş olabilir ve dolayısıyla da üreme popülsyonları çok büyük oranda etkilenmeyebilir. Avrupa için değişkenlik gösteren yasalar ve göçmen olan popülasyonlar nedeniyle mücadele girişimleri uzun vadede sınırlı olarak başarılı olabilmektedir.[112] Korkuluklar gibi öldürücü olmayan yöntemlerle kuşları kaçırmak ise yalnızca geçici olarak etkili olabilmektedir.[24]

Şehirlerde bulunan sürüler, yaptıkları gürültü ve dışkılarının kokusu ile pisliği nedeniyle sorunlara neden olabilmektedir. 1949 yılında Londra'daki Big Ben'in akrep ve yelkovanına o kadar çok kuş tünemiştir ki saat durmuştur. Bunu engellemek için ağlarla sürülerin konmasını engelleme, saçaklara kimyasal madde sürme ve sığırcık alarm çağrılarının hoparlörlerle yayınlanması gibi yöntemler başarılı olamamıştır.[116]

Kuşları beslemek için yapılmış yuvayı ziyaret eden sığırcık. Kış aylarında gagaları siyah renklidir.

Sığırcık sokulduğu yerlerde yasalarla koruma altında değildir ve yaygın mücadele yöntemleri uygulanabilmektedir. Kurulan kuş yuvalarının girişlerinin, sığırcıkların gerek duyduğu boyut olan 1,5 cm çapından küçük yapılmasıyla bu yuvaları kullanmaları engellenmektedir. Ayrıca kuşları beslemek için kurulan kuş yuvalarından tüneme için yapılan çıkıntıların iptal edilmesi de sığırcıkların bunları ziyaret etmesini engellemektedir.[96]

Batı Avustralya hükûmeti, 1895 yılında sığırcıkların eyalete getirilmesini yasaklamıştır. Doğudan gelen sürüler rutin olarak öldürülmüş, genç kuşlar tuzaklarla ve ağlarla yakalanmıştır.[88] Bir kuşun işaretlenerek GPS ile takip edilmesi ve sürünün bulunması gibi yeni mücadele yöntemleri geliştirilmiştir.[117] Bir başka yeni teknik ise Avustralya sığırcıklarının DNA'sının analizi ile göç eden kuşların nereden geldiğinin tespiti ile daha iyi önleme stratejilerinin geliştirilmesidir.[118] 2009 yılına gelindiğinde Batı Avustralya'da kalan sığırcık sayısı 300 kuş kadardı ve eyalet hükûmeti o yıl dahi sığırcıklarla mücadele için A$400.000 bütçe ayırmıştı.[119]

Amerika Birleşik Devletleri'nde sığırcıklar, göçmen kuşların avlanmasını yasaklayan yasanın kapsamı dışındadır.[120] Yuvaları bozmak, yumurtaları toplamak, genç ve erişkin kuşları yakalamak ya da öldürmek için hiçbir izin gerekmemektedir.[96] 1966 yılında sığırcıklar tarafından yenebilecek ve onları öldürebilecek; ancak memeliler için çok zehirli olmayan ve ölü kuşları yiyen evcil hayvanların ölümüne neden yol açmayan bir kuş zehrinin üretimi için çalışmalara başlanmıştır. Bu kriterlere en çok uyan kimyasal, günümüzde Starlisit adıyla pazarlanan DRC-1339 adlı kimyasaldı.[121] 2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri hükûmeti, yaklaşık 1,7 milyon sığırcığı zehirledi, yakaladı ya da tüfekle vurdu ki bu mücadele edilen türler arasında sayıca en fazla yok edilen türdür.[122]

Bilimde ve kültürde yeri

Kafeste tutulan bir sığırcık

Sığırcıklar evcil hayvan olarak kullanılabildiği gibi bilimsel araştırmalarda da kullanılır. Çok sayıda bireyin aynı kümeste birarada tutulabilmesi, boyutlarının küçük olması dolayısıyla da kolaylıkla tutulabilmeleri gibi çeşitli açılardan kullanılmaları pratiktir. Esaret altında kalmaya kolayca alıştıkları ve şakıma, üreme ve uçma gibi doğal davranışları da göstermeye devam ettikleri için tercih edilirler. Edimsel koşullanma deneylerine de iyi cevap verirler.[123]

Sığırcıklar asıl olarak etoloji, davranışsal ekoloji, nörobiyoloji alanlarında öğrenme, üreme fizyolojisi ve biyolojik ritmler, uçuş aerodinamiği ya da şarkı öğrenme ve üretme gibi konularda yapılan araştırmalarda denek olarak kullanılırlar.[123][124]

Laboratuvar araştırmalarında kullanılan sığırcıklar genellikle doğal ortamlarında yakalanılan hayvanlardır.[123][124] Açık alanda büyük kafeslerde tutulmalarının dışında laboratuvarlarda üretilmeleri nadiren başarılı olabilmektedir çünkü gençlerin beslenmesi için uygun besinler laboratuvar ortamında bulunamamaktadır. Dolayısıyla denek olarak kullanılan sığırcıklar ya erişkin olarak ya da yumurtadan çıktıktan birkaç gün sonra yakalanmaktadırlar. Yeni doğmuş yavrular yakalandıktan sonra kendi başlarına beslenebilene kadar bakıcılar tarafından elde beslenmektedir. Elde beslenerek büyütülen yavruların esarete uyum sağlamaları yetişkin olarak yakalanan bireylere göre daha fazladır.[123]. Tek dezavantajları dışkıları ile ortalığı kirletmeleri ve insanlara geçebilecek hastalıklara karşı önlem alınması gerekliliğidir. Sığırcıklar laboratuvar araştırmalarında güvercinden sonra en çok kullanılan ikinci kuş türüdür.[40]

Konrad Lorenz, Hz. Süleyman'ın Yüzüğü (King Solomon's Ring) adlı kitabında yeni doğmuş sığırcık yavrularının "kolaylıkla yuvadan alınabilmesi" ve "dikkatli bir şekilde büyütüldükten sonra bakımının kolay olması" nedeniyle sığırcıktan "fakirin köpeği" ve "sevilesi bir şey" olarak söz eder.[125][126]

Sığırcığın taklitçilik yeteneği çok uzun zamandan beri tanınmaktadır. Orta Çağ'dan kalma Galce yazılmış Mabinogion'daki kahramanlardan Branwen, evcilleştirdiği sığırcığa "kelimeler öğretir" ve İrlanda Denizi'nin ötesine kendisini kurtarmaya gelen kardeşlerine mesaj gönderir.[127] Gaius Plinius Secundus bu kuşlara Latince ve Yunanca tüm cümleler öğretilebileceğini iddia etmiştir ve William Shakespeare, IV. Henry (Henry IV) adlı oyununda sığırcığa bazı kelimeleri söylemesinin öğretilebileceğinden söz eder.[128]

Mozart'ın "sığırcık şarkısı"

Wolfgang Amadeus Mozart'ın sol majör piyano konçertosunun (KV.453) bir bölümünü şakıyabilen evcil bir sığırcığı vardı.[116] Mozart altı hafta önce yazdığı ama henüz çalınmamış bir eserinden bir bölümü şakıyan sığırcığa bir dükkanda rastlayınca satın almıştı. Kuşa çok bağlanan Mozart, üç yıl sonra kuş ölünce ona görkemli bir cenaze töreni de düzenlemiştir. Ein musikalischer Spaß (K. 522) adlı eserinin de sığırcığın tuhaf ve alakasız şakıma stiline benzer bir tarzda yazıldığı ileri sürülmüştür.[35] Evcil hayvan olarak sığırcık beslemiş olan başka insanlar da bu kuşun ne kadar kolaylıkla bazı kelimeleri öğrenebildiğinden bahseder. Kelimelerin sığırcıklar için hiçbir anlamı olmadığı için bazen insanlara uygunsuz gelen bir biçimde şakımalarının arasına sokarlar.[129] Taklitçilik yetenekleri öyle başarılıdır ki sığırcığı duyan yabancılar az önce konuştuğunu sandıkları insanı aramadan duramazlar.[35]

Bazı Akdeniz ülkelerinde tuzakla yakalanan sığırcıklar besin olarak kullanılır.[16] Eti sert ve düşük kaliteli olduğu için genellikle güveçte pişirilir. Bir tarifte ne kadar zaman alırsa alsın eti yumuşayana kadar kısık ateşte kaynatılması gerektiği söylenir ancak ne kadar iyi hazırlanırsa hazırlanılsın sığırcık eti zamanla kazanılabilen bir zevk olarak kabul edilmektedir.[116][130][131]

Kaynakça

Özel
  1. Linnaeus, Carl (1758). Systema naturae per regna tria naturae, secundum classes, ordines, genera, species, cum characteribus, differentiis, synonymis, locis. Tomus I. Editio decima, reformata (Latince). Holmiae. (Laurentii Salvii). s. 167.
  2. Jobling, James A (2010). The Helm Dictionary of Scientific Bird Names (PDF) (İngilizce). Londra: Christopher Helm. ss. 367, 405. ISBN 978-1-4081-2501-4. 18 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2014.
  3. Kâşgarlı Mahmud (2006). Divânu Lügati't-Türk. Ankara: TDK Yayınları.
  4. Nişanyan, Sevan. "Sığırcık". Nişanyan Sözlük. 16 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2020.
  5. Clauson, SG (1972). An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth- Century Turkish (İngilizce). Oxford. s. 816a.
  6. Devellioğlu, F. (1999). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat. Ankara: Aydın Kitabevi. s. 734.
  7. Çakmak, Merete (2005). Anadolu kuş adları sözlüğü: Türkçe, İngilizce, Latince. Kitap Yayınevi. s. 98.
  8. Gümüşatam, Gürkan (2011). "Kavram Alanları Açısından Kıbrıs Türklerince Hayvanlara Verilen Adlar". Diyalektolog, 3. ss. 11-32.
  9. Feare & Craig 1998, s. 13.
  10. Zuccon, Dario; Cibois, Alice; Pasquet, Eric; Ericson, Per G. P. (2006). "Nuclear and mitochondrial sequence data reveal the major lineages of starlings, mynas and related taxa". Molecular Phylogenetics and Evolution (İngilizce). 41 (2). ss. 333-344. doi:10.1016/j.ympev.2006.05.007. PMID 16806992.
  11. Zuccon, Dario; Pasquet, Eric; Ericson, Per G P (Eylül 2008). "Phylogenetic relationships among Palearctic – Oriental starlings and mynas (genera Sturnus and Acridotheres: Sturnidae)" (PDF). Zoologica Scripta (İngilizce). 37 (5). ss. 469-481. doi:10.1111/j.1463-6409.2008.00339.x. 12 Nisan 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014.
  12. Neves, Verónica C; Griffiths, Kate; Savory, Fiona R.; Furness, Robert W.; Mable, Barbara K. (2009). "Are European starlings breeding in the Azores archipelago genetically distinct from birds breeding in mainland Europe?" (PDF). European Journal of Wildlife Research (İngilizce). 56 (1). ss. 95-100. doi:10.1007/s10344-009-0316-x.
  13. Bedetti, C. (2001). "Update Middle Pleistocene fossil birds data from Quartaccio quarry (Vitinia, Roma, Italy)". Proceedings 1st. International Congress the World of Elephants (İngilizce). ss. 18-22.
  14. Snow, David (1998). The Birds of the Western Palearctic concise edition (2 volumes) (İngilizce). Oxford: Oxford University Press. ss. 1492-1496. ISBN 978-0-19-854099-1.
  15. Vaurie, Charles (1954). "Systematic Notes on Palearctic Birds. No. 12. Muscicapinae, Hirundinidae, and Sturnidae". American Museum Novitiates (İngilizce). Cilt 1694. ss. 1-18.
  16. Feare & Craig 1998, ss. 183-189.
  17. Bu ırk Hodgson tarafından Gray'in 1831 tarihli Zoological Miscellany kitabında S. indicus olarak tanımlanmıştır ve muhtemelen humii adı üzerinde taksonomik adlandırma önceliği bulunmaktadır. Gray, John Edward (1831). Zoological Miscellany (İngilizce). Wurtz: Treuttel. s. 84.
  18. Rasmussen, Pamela C; Anderton, John C (2005). Birds of South Asia. The Ripley Guide. Volume 2 (İngilizce). Washington, DC ve Barcelona: Smithsonian Institution and Lynx Edicions. s. 583. ISBN 84-87334-66-0.
  19. Neves, Verónica (2005). Towards a Conservation Strategy of the Roseate Tern Sterna dougallii in the Azores Archipelago (PDF) (İngilizce). Glasgow: Glasgow Üniversitesi. ss. 63-73. 20 Ekim 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014.
  20. Parkin, David; Knox, Alan (2009). The Status of Birds in Britain and Ireland (İngilizce). Londra: Christopher Helm. ss. 65, 305-306. ISBN 1-4081-2500-5.
  21. Coward, Thomas Alfred (1941). The Birds of the British Isles and Their Eggs (First series) (PDF) (İngilizce). Londra: Frederick Warne. ss. 38-41.
  22. Smith, E. L.; Cuthill, I. C.; Griffiths, R.; Greenwood, V. J.; Goldsmith, A. R.; Evans, J. E. (2005). "Sexing Starlings Sturnus vulgaris using iris colour" (PDF). Ringing & Migration (İngilizce). 22 (4). ss. 193-197. doi:10.1080/03078698.2005.9674332. 22 Şubat 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014.
  23. Harrison, James M (1928). "The colour of the soft parts of the starling". British Birds (İngilizce). 22 (2). ss. 36-37.
  24. Linz, George M.; Homan, H. Jeffrey; Gaulker, Shannon M.; Penry, Linda B.; Bleier, William J. (2007). "European starlings: a review of an invasive species with far-reaching impacts". Managing Vertebrate Invasive Species (İngilizce). Cilt Paper 24. ss. 378-386. 17 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2014.
  25. Feare & Craig 1998, ss. 21-22.
  26. del Hoyo, Elliott & Christie 2009, ss. 665-667.
  27. del Hoyo, Elliott & Christie 2009, s. 725.
  28. Feare, Chris (1996). "Studies of West Palearctic Birds: 196. Common starling Sturnus vulgaris". British Birds (İngilizce). 89 (12). ss. 549-568.
  29. Higgins, Peter & Cowling 2006, ss. 1923-1928.
  30. Taylor, Marianne; Holden, Peter (2009). RSPB Where to Discover Nature: In Britain and Northern Ireland (İngilizce). Londra: Christopher Helm. s. 27. ISBN 1-4081-0864-X.
  31. Carere, Claudio; Montanino, Simona; Moreschini, Flavia; Zoratto, Francesca; Chiarotti, Flavia; Santucci, Daniela; Alleva, Enrico (2009). "Aerial flocking patterns of wintering starlings, Sturnus vulgaris, under different predation risk". Animal Behaviour (İngilizce). 77 (1). ss. 101-107. doi:10.1016/j.anbehav.2008.08.034. ISSN 0003-3472.
  32. Hildenbrandt, H.; Carere, C.; Hemelrijk, C. K. (2010). "Self-organized aerial displays of thousands of starlings: a model". Behavioral Ecology (İngilizce). 21 (6). ss. 1349-1359. doi:10.1093/beheco/arq149. ISSN 1465-7279.
  33. Currie, F. A.; Elgy, D.; Petty, S. J. (1977). Starling Roost Dispersal from Woodlands: Forestry Commission Leaflet 69 (İngilizce). Edinburgh: HMSO. ISBN 0-11-710218-0.
  34. Winkler, Bjarne (19 Haziran 2006). "Black Sun in Denmark". Earth Science Picture of the Day (İngilizce). NASA Earth Science Division, EOS Project Science Office and the Universities Space Research Association. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2013.
  35. West, Meredith J.; King, Andrew P. (1990). "Mozart's Starling" (PDF). American Scientist (İngilizce). Cilt 78. ss. 106-114. Bibcode:1990AmSci..78..106W. 30 Haziran 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2014.
  36. Adeney, J. M. (2001). "European starling (Sturnus vulgaris)". Introduced Species Summary Project (İngilizce). Columbia Üniversitesi. 25 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2014.
  37. Higgins, Peter & Cowling 2006, ss. 1907-1914.
  38. Thomas, H. F. (1957). "The Starling in the Sunraysia District, Victoria. Part I". Emu (İngilizce). 57 (1). ss. 31-48. doi:10.1071/MU957031.
  39. Kirkpatrick, Win; Woolnough, Andrew P. (2007). "Common starling" (PDF). Pestnote (İngilizce). Tarım ve Gıda Bakanlığı. 23 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2014.
  40. Hawkins, P.; Morton, D. B.; Cameron, D.; Cuthill, I.; Francis, R.; Freire, R.; Gosler, A.; Healey, S.; Hudson, A.; Inglis, I.; Jones, A.; Kirkwood, J.; Lawton, M.; Monaghan, P.; Sherwin, C.; Townsend, P. (2001). "The starling, Sturnus vulgaris" (PDF). Laboratory Animals (İngilizce). 35 (Supplement 1: Laboratory birds: refinements in husbandry and procedures). ss. 120-126. doi:10.1258/0023677011912164.
  41. Tinbergen, J. M. (1981). "Foraging decisions in starlings (Sturnus vulgaris L.)". Ardea (İngilizce). Cilt 69. ss. 1-67. doi:10.5253/arde.v69.p1.
  42. Witter, M. S.; Swaddle, J. P.; Cuthill, I. C. (1995). "Periodic food availability and strategic regulation of body mass in the European starling, Sturnus vulgaris". Functional Ecology (İngilizce). 9 (4). ss. 568-574. doi:10.2307/2390146. JSTOR 2390146.
  43. Brouwer, Lyanne; Komdeur, Jan (2004). "Green nesting material has a function in mate attraction in the European starling" (PDF). Animal Behaviour (İngilizce). 67 (3). ss. 539-548. doi:10.1016/j.anbehav.2003.07.005. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  44. Gwinner, Helga; Berger, Silke (2008). "Starling males select green nest material by olfaction using experience-independent and experience-dependent cues". Animal Behaviour (İngilizce). 75 (3). ss. 971-976. doi:10.1016/j.anbehav.2007.08.008.
  45. Michael, Edwin D. (1971). "Starlings nesting in rocky cliffs". Bird-Banding (İngilizce). 42 (2). s. 123. doi:10.2307/4511747. JSTOR 4511747.
  46. Sandell, Maria I; Smith, Henrik G; Bruun, Måns (1996). "Paternal care in the European Starling, Sturnus vulgaris: nestling provisioning". Behavioral Ecology and Sociobiology (İngilizce). 39 (5). ss. 301-309. doi:10.1007/s002650050293.
  47. Węgrzyn, E.; Leniowski, K; Rykowska, I.; Wasiak, W. (2011). "Is UV and blue-green egg colouration a signal in cavity-nesting birds?". Ethology Ecology and Evolution (İngilizce). 23 (2). ss. 121-131. doi:10.1080/03949370.2011.554882.
  48. Marjoniemi, Kyösti (2001). Thermogenic Mechanisms During the Development of Endothermy in Juvenile Birds (PDF) (İngilizce). Oulu: Oulu Üniversitesi. s. 19. ISBN 951-42-6542-4. ISSN 1796-220X. 18 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  49. Burton, Robert (1985). Bird Behaviour (İngilizce). Londra: Granada Publishing. s. 187. ISBN 0-246-12440-7.
  50. Wright, Jonathan; Cuthill, Innes (1989). "Manipulation of sex differences in parental care". Behavioral Ecology and Sociobiology (İngilizce). 25 (3). ss. 171-181. doi:10.1007/BF00302916.
  51. Sandell, M. I.; Diemer, Michael (1999). "Intraspecific brood parasitism: a strategy for floating females in the European starling". Animal Behaviour (İngilizce). 57 (1). ss. 197-202. doi:10.1006/anbe.1998.0936. PMID 10053087.
  52. "European Longevity Records" (İngilizce). Euring. 11 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  53. Powell, G. V. N. (1974). "Experimental analysis of the social value of flocking by starlings (Sturnus vulgaris) in relation to predation and foraging". Animal Behaviour (İngilizce). 22 (2): 501-505. doi:10.1016/S0003-3472(74)80049-7.
  54. Witter, Mark S.; Cuthill, Innes C.; Bonser, Richard H. (1994). "Experimental investigations of mass-dependent predation risk in the European starling, Sturnus vulgaris". Animal Behaviour (İngilizce). 48 (1): 201-222. doi:10.1006/anbe.1994.1227.
  55. Génsbøl 1984, ss. 142, 151.
  56. Génsbøl 1984, ss. 239, 254, 273.
  57. Bergman, G (1961). "The food of birds of prey and owls in Fenno-Scandia" (PDF). British Birds (İngilizce). 54 (8): 307-320. 1 Ekim 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2020.
  58. Génsbøl 1984, ss. 67, 74, 162.
  59. Baker-Gabb, D. J. (1981). "Diet of the Australasian Harrier in Manawatu-Rangitikei Sand Country" (PDF). Notornis (İngilizce). 28 (4): 241-254. 19 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2020.
  60. Chavko, J.; Danko, Š.; Obuch, J.; Mihók, J. (2012). "The food of the Imperial Eagle (Aquila heliaca) in Slovakia". Slovak Raptor Journal (İngilizce). 1 (1): 1-18. doi:10.2478/v10262-012-0001-y.
  61. Glue, David E. (1972). "Bird prey taken by British owls". Bird Study (İngilizce). 19 (2): 91-96. doi:10.1080/00063657209476330.
  62. Marchesi, L.; Sergio, F.; Pedrini, P. (2002). "Costs and benefits of breeding in human‐altered landscapes for the eagle owl Bubo bubo". Ibis (İngilizce). 144 (4): E164-E177. doi:10.1046/j.1474-919X.2002.t01-2-00094_2.x.
  63. Cabe, P. R. "European Starling- The Birds of North America Online" (İngilizce). Cornell Ornitoloji Laboratuvarı. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  64. Sodhi, N. S.; Oliphant, L. W. (1993). "Prey selection by urban-breeding Merlins". The Auk (İngilizce). 110 (4). ss. 727-735. doi:10.2307/4088628. JSTOR 4088628.
  65. "Sturnus vulgaris (Common starling, Eurasian starling, European starling)". Biodiversity Explorer (İngilizce). IZIKO, Cape Town Müzesi. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  66. Bull, P. C.; Flux, John E. C. (2006). "Breeding dates and productivity of starlings (Sturnus vulgaris) in northern, central, and southern New Zealand" (PDF). Notornis (İngilizce). Cilt 53. ss. 208-214. 25 Aralık 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  67. Begg, Barbara (2009). "Northern Raccoon predation on European Starling nestlings in British Columbia" (PDF). Wildlife Afield (İngilizce). 6 (1). ss. 25-26. 3 Aralık 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  68. "Are cats causing bird declines?" (İngilizce). Royal Society for the Protection of Birds. 2 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2014.
  69. Evans, P. G. H. (1988). "Intraspecific nest parasitism in the European starling Sturnus vulgaris". Animal Behaviour (İngilizce). 36 (5): 1282-1294. doi:10.1016/S0003-3472(88)80197-0.
  70. Short, Lester L. (1979). "Burdens of the picid hole-excavating habit". The Wilson Bulletin (İngilizce). 91 (1): 16-28. JSTOR 4161163.
  71. Boyd, Elizabeth M. (1951). "A Survey of Parasitism of the Starling Sturnus vulgaris L. in North America". Journal of Parasitology (İngilizce). 37 (1). ss. 56-84. doi:10.2307/3273522. JSTOR 3273522. PMID 14825028.
  72. Rothschild & Clay 1957, ss. 84-85.
  73. Rothschild & Clay 1957, s. 115.
  74. Higgins, Peter & Cowling 2006, s. 1960.
  75. Lesna, I.; Wolfs, P.; Faraji, F.; Roy, L.; Komdeur, J.; Sabelis, M. W. (2009). "Candidate predators for biological control of the poultry red mite Dermanyssus gallinae". Experimental and Applied Acarology (İngilizce). 48: 63-80. doi:10.1007/s10493-009-9239-1.
  76. Rothschild & Clay 1957, s. 222.
  77. Rothschild & Clay 1957, s. 251.
  78. Rothschild & Clay 1957, s. 169.
  79. Rothschild & Clay 1957, ss. 180-181.
  80. Rothschild & Clay 1957, s. 189.
  81. Butchart, S.; Ekstrom, J. (2020). "Common starling Sturnus vulgaris" (İngilizce). BirdLife International. 15 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2020.
  82. Ghorpade, Kumar D. (1973). "Occurrence of the Starling, Sturnus vulgaris Linnaeus near Bangalore". Journal of the Bombay Natural History Society (İngilizce). 70 (3). ss. 556-557.
  83. Strickland, M. J.; Jenner, J. C. (1977). "A report on the birds of Addu Atoll (Maldive Islands)". Journal of the Bombay Natural History Society (İngilizce). Cilt 74. ss. 487-500.
  84. "Migration of starling Sturnus vulgaris" (İngilizce). Merseyside Ringing Group. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2014.
  85. Sibley, David (2000). The North American Bird Guide (İngilizce). Robertsbridge: Pica Press. s. 416. ISBN 1-873403-98-4.
  86. Long, John A. (1981). Introduced Birds of the World (İngilizce). Terrey Hills: A H & A W Reed. ss. 359-363. ISBN 0-589-50260-3.
  87. Peris, S.; Soave, G.; Camperi, A.; Darrieu, C.; Aramburu, R. (2005). "Range expansion of the European starling Sturnus vulgaris in Argentina" (PDF). Ardeola (İngilizce). 52 (2). ss. 359-364.
  88. Woolnough, Andrew P.; Massam, Marion C.; Payne, Ron L.; Pickles, Greg S. (2005). "Out on the border: keeping starlings out of Western Australia" (İngilizce). ss. 183-189. 16 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2020.
  89. Australian Pest Animal Strategy – A national strategy for the management of vertebrate pest animals in Australia (PDF) (İngilizce). Canberra: Çevre ve Su Kaynakları Bakanlığı. 2007. s. 17. ISBN 978-0-642-55369-0. 14 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2020.
  90. Olliver, Narena (2005). "Starling" (İngilizce). Birds of New Zealand. 10 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2014.
  91. Robertson, Hugh; Heather, Barrie (2005). Hand Guide to the Birds of New Zealand (İngilizce). Auckland: Oxford University Press. s. 162. ISBN 0-14-028835-X.
  92. Beckon, W. N. (1993). "The Effect of Insularity on the Diversity of Land Birds in the Fiji Islands: Implications for Refuge Design". Oecologia (İngilizce). 94 (3). Springer in cooperation with International Association for Ecology. s. 320. 13 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2020.
  93. Watling, D. (1982). "Fiji's sedentary starlings" (PDF). Notornis (İngilizce). Cilt 29. ss. 227-230. 18 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2014.
  94. Watling, Dick (2003). A Guide to the Birds of Fiji and Western Polynesia (İngilizce). Suva: Environmental Consultants. ss. 142-143. ISBN 982-9030-04-0.
  95. Gill, B. J. (1988). "Records of birds and reptiles from Tonga". Records of the Auckland Institute and Museum (İngilizce). Cilt 25. s. 91. 13 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2020.
  96. Link, Russell. "Starlings". Living with Wildlife (İngilizce). Washington Department of Fish and Wildlife. 10 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2014.
  97. Gup, Ted (1 Eylül 1990). "100 Years of the Starling". The New York Times (İngilizce). New York. 30 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2014.
  98. Mirsky, Steve (23 Mayıs 2008). "Shakespeare to Blame for Introduction of European Starlings to U.S". Scientific American (İngilizce). 15 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2014.
  99. Strycker, Noah (2014). The Thing with Feathers (İngilizce). Penguin Group. s. 42. ISBN 978-1-59448-635-7.
  100. Tenner, Edward (1997). Why Things Bite Back (İngilizce). New York: Vintage Books. ss. 152-155. ISBN 978-0679747567.
  101. Lever, Christopher (2010). Naturalised Birds of the World (İngilizce). Londra: A&C Black. s. 197. ISBN 1-4081-2825-X.
  102. Raffaele, Herbert; Wiley, James; Garrido, Orlando; Keith, Allan; Raffaele, Janis (2003). Birds of the West Indies (İngilizce). Londra: Christopher Helm. s. 126. ISBN 978-0-7136-5419-6.
  103. Arlott, Norman (2010). Birds of the West Indies (İngilizce). Londra: Collins. s. 124. ISBN 0-00-727718-0.
  104. Craig, Adrian. "European starling Sturnus vulgaris" (PDF). The Atlas of South African Birds (İngilizce). 18 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2014.
  105. Ferrer, Xavier; Motis, Anna; Peris, Salvador J (1991). "Changes in the breeding range of starlings in the Iberian peninsula during the last 30 years: competition as a limiting factor". Journal of Biogeography (İngilizce). 18 (6). ss. 631-636. doi:10.2307/2845544. JSTOR 2845544.
  106. Baillie, S. R.; Marchant, J. H.; Leech, D. I.; Renwick, A. R.; Eglington, S. M.; Joys, A. C.; Noble, D. G.; Barimore, C.; Conway, G. J.; Downie, I. S.; Risely, K.; Robinson, R. A. (2012). "Starling (Sturnus vulgaris)". Bird Trends 2011 (İngilizce). British Trust for Ornithology. 22 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2014.
  107. Granbom, Martin; Smith, Henrik G (2006). "Food limitation during breeding in a heterogeneous landscape (Escasez de alimentos durante el período reproductivo en un paisaje heterogéneo)". The Auk (İngilizce). 123 (1). ss. 97-107. doi:10.1642/0004-8038(2006)123[0097:FLDBIA]2.0.CO;2. JSTOR 4090631.
  108. "European starlings". Wildlife Damage Management (İngilizce). USDA Wildlife Services. 27 Eylül 2011. 9 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2014.
  109. The Atlas of Breeding Birds of Alberta: A Second Look (İngilizce). Edmonton: Alberta Doğabilimcileri Federasyonu. 2007. s. 374. ISBN 978-0-9696134-9-7.
  110. Pell, A. S.; Tidemann, C. R. (1997). "The impact of two exotic hollow-nesting birds on two native parrots in savannah and woodland in eastern Australia" (PDF). Biological Conservation (İngilizce). 79 (2/3). ss. 145-153. doi:10.1016/S0006-3207(96)00112-7. 28 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2014.
  111. "100 of the World's Worst Invasive Alien Species". Global Invasive Species Database (İngilizce). Invasive Species Specialist Group, IUCN. 1 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2014.
  112. Feare, Chris J.; Douville de Franssu, Pierre; Peris, Salvador J. (1992). The starling in Europe: multiple approaches to a problem. Proceedings of the Fifteenth Vertebrate Pest Conference (İngilizce). Davis: Kaliforniya Üniversitesi, Davis. ss. 83-88.
  113. "Starlings: a threat to Australia's unique ecosystems" (PDF) (İngilizce). Threatened Species Network. 5 Nisan 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2014.
  114. Kalafatas, Michael N. (2010). Bird Strike: The Crash of the Boston Electra (İngilizce). Brandeis. ISBN 1-58465-897-5.
  115. "RSPB - Starlings - Legal Status". 29 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2020.
  116. Cocker, Mark; Mabey, Richard (2005). Birds Britannica (İngilizce). Londra: Chatto & Windus. ss. 429-436. ISBN 0-7011-6907-9.
  117. Woolnough, Andrew P.; Lowe, T. J.; Rose, K. (2006). "Can the Judas technique be applied to pest birds?". Wildlife Research (İngilizce). 33 (6). ss. 449-455. doi:10.1071/WR06009.
  118. Rollins, L A (2006). "Population genetic tools for pest management: a review". Wildlife Research (İngilizce). 33 (4). ss. 251-261. doi:10.1071/WR05106.
  119. Redman, Terry. "State Government commits to help eradicate starlings" (İngilizce). Batı Avustralya hükûmeti. 7 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2014.
  120. "Birds protected by the Migratory Bird Treaty Act" (İngilizce). US Fish & Wildlife Service. 14 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2014.
  121. Decino, Thomas J.; Cunningham, Donald J.; Schafer, Edward W. (1966). "Toxicity of DRC-1339 to starlings". Journal of Wildlife Management (İngilizce). 30 (2). ss. 249-253. doi:10.2307/3797809. JSTOR 3797809.
  122. Stark, Mike (7 Eylül 2009). "Shock and Caw: Pesky Starlings Still Overwhelm". The Huffington Post (İngilizce). 28 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2014.
  123. Bateson, Melissa; Asher, Lucy (2010). "The European Starling". Hubrecht, R.; Kirkwood, J. (Edl.). The UFAW Handbook on the Care and Management of Laboratory and Other Research Animals (İngilizce) (8 bas.). Oxford: Wiley-Brackwell. s. 837. doi:10.1002/9781444318777.ch45. ISBN 9781405175234.
  124. Asher, Lucy; Bateson, Melissa (2008). "Use and husbandry of captive European starlings (Sturnus vulgaris) in scientific research: a review of current practice". Laboratory Animal (İngilizce). 42 (2). s. 111-126. doi:10.1258/la.2007.007006.
  125. Lorenz 1961, s. 59.
  126. Kilham, Lawrence; Waltermire, Joan (1988). On Watching Birds (İngilizce). College Station: Texas A&M University Press. s. 59. ISBN 0-89096-763-6.
  127. Jones, Gwyn; Jones, Thomas (1970). The Mabinogion (İngilizce). Londra: J M Dent & Sons. s. 30. ISBN 0-460-01097-2.
  128. Slater, Peter J. B.; Snowdon, Charles T.; Rosenblatt, Jay S.; Milinski, Manfred, (Edl.) (1997). Advances in the Study of Behavior (İngilizce). 26. Academic Press. s. 363. ISBN 0080582877.
  129. Lorenz 1961, s. 84.
  130. Artusi, Pellegrino (2003). Science in the Kitchen and the Art of Eating Well (İngilizce). Toronto: University of Toronto Press. s. 220. ISBN 0-8020-8657-8.
  131. Michalowski, Kevin (2011). Gun Digest Book of Sporting Shotguns (İngilizce). Iola: Gun Digest Books. s. 61. ISBN 1-4402-2669-5.
Genel
  • del Hoyo, Josep; Elliott, Andrew; Christie, David, (Edl.) (2009). Handbook of the Birds of the World. Volume 14: Bush-shrikes to Old World Sparrows (İngilizce). Barselona: Lynx Edicions. ISBN 978-84-96553-50-7.
  • Feare, Chris; Craig, Adrian (1998). Starlings and Mynas (İngilizce). Londra: Christopher Helm. ISBN 0-7136-3961-X.
  • Génsbøl, Benny (1984). Birds of Prey of Europe, North Africa and Middle East (İngilizce). Londra: Collins. ISBN 0-00-219176-8.
  • Higgins, P. J.; Peter, J. M.; Cowling, S. J., (Edl.) (2006). Handbook of Australian, New Zealand, and Antarctic Birds. Volumes 7: Boatbill to Starlings (İngilizce). Melbourne: Oxford University Press. ISBN 0-19-553996-6.
  • Lorenz, Konrad (1961). King Solomon's Ring (İngilizce). Londra: Methuen. ISBN 0-416-53860-6.
  • Rothschild, Miriam; Clay, Theresa (1957). Fleas, Flukes and Cuckoos. A study of bird parasites (İngilizce). New York: Macmillan.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.