Nogaylar
Nogaylar, Don ve Kuban ırmakları arasındaki alanda Astrahan yöresinde varlığını sürdüren Türk dillerinden Nogayca'yı konuşan bir Türk boyu.
| |
| |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
---|---|
Rusya | 103.990 |
Türkiye | 90.000 |
Romanya | 10.000 |
Ukrayna | 400 |
Kazakistan | 400 |
Özbekistan | 200 |
Diller | |
Rusça, Türkiye Türkçesi | |
Din | |
|
Tarihçe
Etimoloji
Nogay adı, Kırım'ın batısında Aksu nehri ile Özü nehri arasındaki sahada Kıpçakların boy beyi olup boy beyliğini dedesi Tuval Bey'den alan bu kişi 1270-1299 yıllarında Altın Orda'da büyük bir nüfuz kazanmış olan Berke Han'ın başkomutanı Nogay Han'dan gelmektedir. Ona tâbi il ve uruğlara Nogay adı verilmiştir.
Yedisan
Nogay uruğlarından yedisi (Şırın, Arın, Kıpçak, Argın, Alçın, Katay ve Mangıt) Yedisan adıyla biliniyordu. Bunlardan başta Şırın olmak üzere ilk dördü Kırım tarafına gitmişti; kalanlar ise bir müddet aşağı İdil boyunda göç etmişler ve bunlardan Mangıt uruğunun ismi Nogay adı gibi kullanılır.
Nogay Orda
1426 yılında Edige beyin oğlu Nurettin bey tarafından emirlik kurmuşlardır ve 150 yıldan fazla bağımsız devlet olmuşlardır. Nogay Ordası'nın başkenti Yayık Nehri üzerindeki Saraycık'tı. 1563 yılında Rusların işgalinden sonra Ulu Nogaylar, Kiçi Nogaylar ve Altı oğul Nogayları olarak üç parçaya ayrılmıştır.
Edige destanı
Kazak Türkleri efsanelerinde kökenlerini Nogaylara ve Özbeklere dayandırır. Karakalpaklar 15. asırda Volga'dan Aral'ın güneyine gelmiş bir Nogay topluluğudur. Hatta Kırım Türkleri'nin askeri gücünün çoğunluğunu asırlar boyunca Nogaylar oluşturmuştur.
Nogay Han'ın ölümünden (1299) sonra başlamak üzere çeşitli dönemlerde de göç vermiştir. Bu göçlerin en büyüğü, Osmanlı Rus savaşından sonra 1860 yılında 180 bin Nogay'ın göç etmesidir.
Türkiye'de Nogaylar
600 bin Nogay Türkiye'ye göç etmiştir. Büyük bir kısmı zamanın Konya vilayetine göç etmiştir. İlk zamanlar Osmanlı fermanına uygun olarak yerleşik köylere 30'ar haneyi geçmeyecek şekilde iskan edilip yerleşik düzene geçmeleri için iki haneye bir öküz ve hane başına bir kile buğday tohumluk devlet tarafından verileceği sözü verilmişse de zamanın zor şartları nedeniyle çoğunlukla bu gerçekleşmemiştir. Yerleşik halk ile uyumsuzluklar ve nedeniyle zamanla Nogaylar nüfus olarak güçlü oldukları köylere göç etmiştir. İlk iskanda Nogay yerleşimi olan birçok köyde Nogay kalmamış veya az sayıda kalan Nogaylar da zamanla kültürünü kaybetmiştir. O zamanlarda Cihanbeyli Kazasına bağlı köyler, günümüzde Ankara'nın Şereflikoçhisar ve Konya'nın sonradan ilçe olan Kulu ilçesine bağlanmıştır. Ilgın ilçesinde de bir mahalle oluşturmuşlardır. İlçenin Behlül Bey, Şıh Cârullah ve Câmiatik mahallelerinden ayrılarak kurulan ve sonradan Ayvaz Dede isimli mahallede oturmaktadırlar.
Kendilerine özgü gelenek ve göreneklerini hâlen devam ettirmekte olan Nogaylar aralarında kaybolmaya yüz tutmuş Nogay diliyle konuşmaktadırlar.
Nogaylar, Anadolu topraklarına ilk olarak 1500-1600 yılları arasında gelmişlerdir. Kilis tarafına atar. Burada Türkmen Döğer ve Barak boyları vardır. Her ne kadar diğer Türkmenlerle savaşmasalar da, daha güneydeki Suriyeli Araplar dikkatlerini çeker ve Nogaylar Arap boylarını yağmalamaya başlar. Araplar onları Antep valiliğine dinsiz ve sapık olduklarını söyleyerek şikayet ederler. Osmanlı ile birkaç kez çatışırlar fakat onlara diş geçiremeyince en sonunda Fırat Nehri çevresine yetişirler. Bugün Gaziantep'te Birecik'in doğusunda ve Fırat kenarındaki köylerin Ak Nogay soyundan Elbekli oymağı Nogaylarından oldukları bilinmektedir.
Romanya'dan göç etmiş çok az bir kısmı gümüş ve bakır işlemeciliği; el sanatı ürünleri; takı ve süs eşyası, boncuk, yüzük, kolye, bilezik yapımı ile uğraşırlar. Misafirperverdirler, aman dileyip hanelerine baş vuranları baştacı edip ölümüne korumaktadırlar. Günümüzde bu mesleklerin bir kısmını artık icra etmemektedirler. Hamurlu yemeklerden sonra et suyu olan “Sorpa” (çorba) içmeleri geleneksel özelliklerindendir.
Konya Tuzlukçu-Erdoğdu Köyü, Konya-Adana-Ankara yol ayrımı olan Kulu Makası bölgesinde. Bunlar Şeker, Doğankaya, Akin, Kırkkuyu, Boğazören, Seyitahmetli, Ahiboz, Mandıra ve Gazi Antep'te Nogaylar, Tilmusa ve bazı çevre köyleridir.
Günümüzde Eskişehir'de Alpu Aktepe (Rıfkıye) Köyü ve Işıkören (Aziziye; daha sonra Arap Kuyusu) köyü Nogay köyleridir. Yelice (Esence) Köyü'nde de bir miktar Nogay yaşamaktadır. Hamidiye Köyü de Nogay olan Zincir ve Taraktaş aileleri tarafından kurulmuştur. Bu köyleri kuran Nogaylar 93 Harbi sonrasında Romanya'nın Konstanta (Köstence) İli, Medgidia (Mecidiye) İlçesine bağlı Poarta Alba (Alakapı),Nazarcea (Nazarşa), Aşağı Bülbül ve Yukarı Bülbül köylerinden alınarak 1893 yılında Bursa Vilayeti'ne bağlı Eskişehir Kazası Alpu Nahiyesi'ne iskân edilmişlerdir. Afyon Yenibelkavak'ta da bir miktar Nogay bulunmaktadır. Geleneksel yemek ve adetlerini korumaktadırlar.
Eskişehir bölgesine göç edip, Nogay adetlerini uygulayıp anadillerini konuşmaktadırlar. Genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşmakta olup, gelir düzeyi ile eğitim düzeyleri yüksektir. Köylerde emekli sayısı epey fazladır. Bölgedeki diğer Nogay olmayan komşu köylerde tarımı biz tatarlardan öğrendik diye bir deyim kullanırlar. Genelde Nogaylar teknik ve düzenli tarım yaparlar.
Meşhur yemeklerimizden olmazsa olmazı Çibörek, Tabakbörek, Sarburma, Göbete, Kaşıkbörek, Üykenbörek, Kalakay, Bavursak, Tavalokumu, Omaş Çorbası, Sorpa ve daha birçok yemek çeşitleri vardır. Yemeklerde genellikle et olur.
Bu köylerde yaşayan Nogaylar da ulusal kimliklerini korumuşlar, adetlerinden ayrılmamışlardır. Yaşanan ekonomik zorluklardan dolayı bir kısmı köylerinden bağlarını koparmadan göç etmişler. Büyükşehirlere, ilçelere ve 60'lı yıllardan itibaren Avrupa'nın çeşitli yerlerine yerleşmişlerdir. Köylerinde tarım ve hayvancılıkla geçinen yöre halkı, köylerinin dışında günümüz koşullarına göre meslek edinmişlerdir. Bunun dışında Karaman'da da az miktarda Nogay aileleri mevcuttur.
Nogaylar'a özgü olan dillerini muhafaza etmeye çalışmışlar ve günümüzde de bu dili kullanmaya devam etmektedirler. Geleneksel yemekleri kazanbörek, şırbörek (çiğbörek), koyankulak (tavşan kulağı), inkal, tavabörektir ve tamamı hamurdan yapılmaktadır. Ekmek olarak da kendilerine has kalakay, tavaöptek, şöyünöptek adlarında ve tandırda pişen çeşitli şekillerde ekmekleri tüketmektedirler. Yağda kızartılan bavursak adında ekmekleri de vardır. İçeceklerinin en önemlisi ise Ayakşay'dır. Halk arasında Tatar Çayı veya Nogay Çayı olarak bilinir.
Rusya'da Nogaylar
Rusya Federasyonu içindeki Nogay sayısı 2002'de 90.666 idi. Nogaylar günümüzde toplu olarak Stavropol krayı, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti (2002'de 44.873) ile Çeçenistan ve Dağıstan (2002'de 138.168) cumhuriyetlerinde yaşamaktadırlar. Nogayca Karaçay-Çerkes ve Dağıstan cumhuriyetlerindeki resmi dillerdendir. 2007'de Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde merkezi Erken-Şahar olan, toplam 95 bin nüfuslu bir Nogay rayonu oluşturulmuştur.
Büyük kısmı Kafkasya'da Dağıstan, İdil Nehri güney boyları, Stavropol Kray, Çeçenya ile Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde yaşamaktadırlar. Kırım ve Romanya'da da Nogaylar bulunmaktadır. Nogay toplam nüfusu 900.000'in üzerinde olup, hepsi Sünni/Hanefi Müslümandır.
Terek Irmağı havzasında yaşayan Nogaylara "Ak Nogaylar" da denmektedir. Nogaylar Türkçenin Kıpçak grubuna giren bir dil konuşurlar. 13-15.yüzyıllarda Altın Orda egemenliğinde idiler. Altın Orda'nın parçalanmasından sonra, şimdiki Kuzey Kafkasya'nın kuzeydoğu kesimi Astrahan Hanlığı, kuzeybatı kesimi de Kırım Hanlığı sınırları içinde kaldı. Astrahan Hanlığı 1556'da yıkılıp toprakları Rusya'ya ilhak edildi. Bu nedenle şimdiki Stavropol kray'ında bir Nogay nüfus yaşamaktadır.
Kuzey Kafkasya'nın kuzeybatısında ya da Kuban Irmağı kuzeyinde yaşayan ve Kırım Hanlığı yurttaşları olan Nogaylar, 1783'te bu yerleri Rusların Kırım Hanlığı ile birlikte ilhak etmesi sonucu olumsuzluklar yaşadılar ve soykırıma uğratıldılar (bk. Ashad K'ırğ, "Tehlike Hep Kuzeyden Geliyordu", Kuzey Kafkasya KD, İstanbul, 1992, sayı 85-86, s. 23-25).