Büyük karıncayiyen

Büyük karıncayiyen (Myrmecophaga tridactyla), Orta ve Güney Amerika'ya özgü büyük böcekyiyen bir memeli türüdür. Yaşayan dört karıncayiyen türünden biridir ve tembel hayvanlar ile birlikte Dişsiz memeliler takımında sınıflandırılır. Ağaçlarda yaşayabilen diğer karıncayiyen ve tembel hayvan türleri ile karşılaştırıldığında bu tür daha çok yerde yaşamaktadır. Evrimsel olarak dağılımında Güney Amerika'da savanların yayılması etkili olmuş olabilir. Boyu 182 ila 217 cm ve ağırlığı erkeklerde 33 ila 41 kg, dişilerde ise 27 ila 39 kg arasında olan büyük karıncayiyen kendi familyası içinde en büyük türdür. Uzunca burnu, uzun tüylü kuyruğu, uzun ön pençeleri ve kıllarının kendine özgü renkleri ile kolayca ayırt edilebilir.

Büyük karıncayiyen
Myrmecophaga tridactyla
Korunma durumu
Bilimsel sınıflandırma
Âlem: Animalia
Şube: Chordata
Alt şube: Vertebrata
İnfa şube: Gnathostomata
Sınıf: Mammalia
Üst takım: Xenarthra
Takım: Pilosa (Dişsiz memeliler)
Alt takım: Vermilingua
Familya: Myrmecophagidae (Karıncayiyengiller)
Cins: Myrmecophaga
Linnaeus, 1758
Tür: M. tridactyla
İkili adlandırma
Myrmecophaga tridactyla
Linnaeus, 1758

Dağılımı
(mavi — yaşadığı bölgeler; turuncu — muhtemelen soyu tükenmiş olduğu bölgeler)
Sinonimler

Myrmecophaga jubata

Büyük karıncayiyen, aralarında savanlar ve yağmur ormanlarının da bulunduğu çeşitli doğal ortamlarda yaşar. Açık alanlarda beslenirken daha ağaçlık alanlarda da dinlenir. Asıl olarak uzun ön pençeleriyle topraktan kazıp çıkardığı karınca ve termitleri uzun ağzı ve yapışkan dili yardımıyla toplayarak beslenir. Birbirine geçen alanlarda yalnız olarak yaşarlar ancak ana-yavru ilişkisi sırasında, yetişkin erkekler arasında görülen saldırgan etkileşimler de ve çiftleşme dönemlerinde bir araya gelirler. Ana karıncayiyenler, yavruları sütten kesilene kadar onları sırtlarında taşır.

Büyük karıncayiyen Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından soyunun tükenme riski yüksek olduğundan ötürü hassas türler arasında listelenmiştir. Daha önceden doğal olarak bulunduğu bazı bölgelerde soyu tükenmiştir. Buralarda özel olarak koruma altındaki bölgelerde yaşamlarında devam edebilmektedirler. Belirgin dış özellikleri ve göze çarpan davranışları nedeniyle büyük karıncayiyen Kolomb öncesi Amerika kültürlerinin mitlerinde ve folklorunda bulunduğu gibi popüler kültürde de yer almaktadır.

Taksonomi ve filogeni

1902 tarihli The Cambridge Natural History, Volume X—Mammalia (Cambridge Doğa Tarihi, Cilt X-Memeliler) eserinden büyük karıncayiyen deseni.

Büyük karıncayiyen türünün binominal adı Carl Linnaeus tarafından 1758 yılında verilmiştir. Cins adı olan Myrmecophaga Grekçe "karınca" anlamına gelen μύρμηξ ve "yemek" anlamına gelen φαγεῖν kelimelerinden türetilmiştir ve "karıncayiyen" demektir. Epitet adı olan tridactyla da yine Grekçe "üç" anlamına gelen τρία ve "parmak" anlamına gelen δάχτυλο kelimelerinden türetilmiştir ve "üç parmaklı" demektir.[1] Epitet adı, ön ayakları dört parmaklı olan tamandualardan ayırmak için kullanılmıştır. Myrmecophaga jubata adı da sinonim olarak literatürde yer almıştır. Üç alt türe ayrılması önerilmiştir: M. t. tridactyla (Venezuela ve Guyanalardan Arjantin'in kuzeyine), M. t. centralis (Orta Amerika, Kolombiya'nın kuzeybatısı ve Ekvador'un kuzeyi) ve M. t. artata (Kolombiya'nın kuzeydoğusu ve Venezuela'nın kuzeybatısı). Büyük karıncayiyen, kısmen ağaçlarda yaşayan kuzey tamanduası ve güney tamanduası ile birlikte Karıncayiyengiller (Myrmecophagidae) familyasında sınıflandırılmıştır. Karıncayiyengiller familyası içinde bir tek Cyclopes didactylus türünü barındıran Cylopedidae familyası ile birlikte Vermilingua alt takımını oluşturur.[2]

Karıncayiyenler ve tembel hayvanlar dişsiz memeliler (Pilosa) takımını oluşturur ve zırhlı memeliler (Cingulata) takımı ile birlikte Xenarthra üst takımında sınıflandırılırlar. Dişsiz memeliler ve zırhlı memeliler takımları 65 milyon yıl önce, Tebeşir Dönemi'nin son kısmında ayrılmıştır. Karıncayiyenler ve tembel hayvanlar ise 55 milyon yıl önce, Paleosen ile Eosen dönemleri arasında birbirlerinden ayrışmışlardır. Cyclopes soyu 30 milyon yıl önce Oligosen'de ortaya çıkarken Myrmecophaga ve Tamandua soyları ise 10 milyon yıl önce Miyosen'in son kısmında ayrışmıştır.[3] Karıncayiyenler Senozoik Çağ'ın büyük bölümünde o zamanlar bir ada-kıta olan Güney Amerika'da kalmış ve başka kıtalara yayılamamıştır. Yaklaşık üç milyon yıl önce Panama Kıstağı'nın oluşmasıyla birlikte karıncayiyengiller familyasındaki üç tür de Orta Amerika'ya yayılmıştır.[4]

Karıncayiyenlere ait fosil buluntuları çok azdır.[5] Fosil buluntularının arasında Cyclopes didactylus türünün yakın akrabası olan Palaeomyrmidon cinsinin Pliyosen dönemine ait kalıntıları; Büyük karıncayiyen ve tamanduaların en yakın akrabası olan Protamandua cinsinin Miyosen dönemine ait kalıntıları ve Myrmecophaga cinsinin en yakın akrabası olan Neotamandua cinsinin kalıntıları sayılabilir.[6] Protamandua, C. didactylus'tan daha büyük ama tamanduadan daha küçük yapılı iken daha büyük olan Neotamandua boy olarak tamandua ile büyük karıncayiyen arasındaydı. Protamandua'nın ayakları karada ya da ağaçta yaşam için uyum sağlamamıştır ancak kuyruğu maymunlar gibi tutma özelliğine sahipti. Neotamandua'nın kuyruğunda bu özellik yoktu ancak ayaklarının gelişimi tamandua ile büyük karıncayiyen arasındaydı.[5] Neotamandua borealis türü büyük karıncayiyenlerin atası olarak önerilmiştir.[7]

Büyük karıncayiyen, yaşayan karıncayiyen türleri arasında karada yaşamaya en çok uyum sağlamış olan türdür. Ataları ağaçta yaşamaya uyum sağlamış olabilir[6] ancak karada yaşama sağladıkları uyum Güney Amerika'da savanlar gibi açık alanların yayılmasına ve büyük potansiyel bir besin kaynağı olan termit gibi böcek kolonilerinin yaygınlığına bağlanmaktadır. Hem büyük karıncayiyen hem de güney tamanduası türlerine ait fosil kalıntıları Buzul Çağı ve Holosen dönemlerine ait buluntularda yaygın olarak görülmektedir.[5]

Fiziksel özellikleri

Yandan görünüşü

Büyük karıncayiyen iri cüssesi, uzun ağzı burnu ve uzun kuyruğu ile kolayca ayırt edilebilir.[8] Gövde uzunluğu 182 ila 217 cm. arasındadır. Erkeklerin ağırlığı 33 ila 41 kg., dişilerin ağırlığı ise 27 ila 39 kg. arasında değişir.[1] İçinde bulunduğu Vermilingua alt takımının yaşayan en büyük üyesidir. Yaklaşık 30 cm. uzunluğundaki kafası, diğer karıncayiyenler ile karşılaştırıldığında bile oldukça uzundur.[9] Ucunda küçük ağzı ve burun delikleri bulunan boru şeklinde burnu kafasının büyük kısmını oluşturur. Gözleri ve kulakları görece küçüktür.[1] Görme duyusu çok gelişmemiştir[8] ancak koku alma duyusu insanlardan 40 kat daha güçlüdür.[10] Büyük karıncayiyenler, esaret altında 16 yıl kadar yaşayabilmektedir.[8]

İskeleti

Diğer memelilerin aksine karıncayiyenlerin, özellikle de büyük karıncayiyenlerin boyunları enselerinden daha kalındır.[9] Boyunlarının arka kısmında küçük bir kambur vardır. Büyük karıncayiyenin kılları genellikle gri ve gri ile karışık beyaz renklidir. Ön ayakları beyaz renklidir ve ön ayak bileklerinin çevresinde kara halkalar bulunur. Arka ayakları ise koyu renklidir. Kenarları beyaz olan kalın koyu renkli kuşaklar boğazdan omuza doğru uzanır. Kuyruk kahverengidir. Uzun kılları kuyrukta daha da uzundur öyle ki kuyruğu olduğundan büyük gösterir. Sırtı boyunca yer alan kıllar serttir.[1] Bu dikkat çekici ve ayırt edici kıl renk düzeninin kesintili kamuflaj olduğu düşünülmekteydi ancak 2009 yılında yapılan bir çalışma bunun uyarıcı renklenme olduğunu önermektedir.[11] Erişkin erkekler dişilere göre görece daha iri olmalarına ve başları ile boyunlarının daha geniş olmasında rağmen, dışarıdan bakarak cinsiyet tespiti kolay değildir. Erkeklerin penisi ve testisleri gövde içine çekili olarak rektum ile idrar kesesi arasında yer alır. Dişilerin koltuk altlarına yakın yerde yer alan bir çift meme bezi bulunur.[12]

Büyük karıncayiyenin kaburgaları geniştir. Epitet adına rağmen her ayağında beş parmağı bulunur. Ön ayağının dört parmağında pençe vardır ve özellikle ikinci ile üçüncü parmakları uzundur.[12] Büyük karıncayiyen, özellikle goril ve şempanze gibi primatlara benzer şekilde eklemleri üzerinde yürür. Bu şekilde yürürken pençeleri engel teşkil etmez. Ağırlığın çoğunu taşıyan orta parmaklar metakarpofalangeal eklemler kısmında uzamış ve interfalangeal eklemler kısmında da bükülmüştür.[13] Arka ayaklarda ise beş parmakta da kısa pençeler bulunur ve ayak tabanına basarak yürürler.[1] Toprağı kazıp, avını yakalayıp dışarı çeken büyük karıncayiyenlerin büyümüş supraspinöz çukuru teres majör kasına daha büyük bir kaldıraç etkisi sağlayarak ön uzuvların çekme gücünü artırır ve triceps brachii kası ön ayakların kalınlaşmış üçüncü parmağını bükmeye yardımcı olur.[14]

Büyük karıncayiyen yaklaşık 33 °C'lık düşük bir vücut ısısına sahiptir.[10] Diğer memelilerin ortalama vücut ısısı 36 ila 38 °C arasındadır. Xenarthra üst takımında yer alan memeliler genellikle diğer memelilere göre daha düşük bir bazal metabolizmaya sahiptirler ve bu özelliklerinin yedikleri besinler ve düşük hareketlilikleri ile bağlantılı olduğu görülür.[15]

Beslenme anatomisi

Dil uzatılmış durumda.

Büyük karıncayiyenin dişleri yoktur ve çene hareketleri kısıtlıdır. Ağzını açıp kapamak için, ucunda bir bağ doku ile birbirine bağlı olan alt çenenin iki yarısının dönme hareketini kullanır.[9] Bu hareketi sağlamak için de görece az gelişmiş olan[9] çiğneme kaslarından yararlanır.[16] Çene boşluğu, ince uzun dilin dışarı çıkabileceği kadar genişlikte bir boşluktan ibarettir. Tipik olarak 60 cm. uzunluğunda olan dil[1] tabanı yuvarlak, uca doğru üçgenleşen bir yapıya sahiptir ve küçük ucu yuvarlaktır.[9] Dilin üzerinde geriye doğru kıvrılan papillalar vardır ve üzeri büyük tükürük bezlerinden salgılanan ve karıncayiyene böcekleri diliyle toplamaya olanak veren koyu ve yapışkan salya ile kaplıdır.[17]

Boru şeklindeki rostrum ve küçük ağız dilin yalnızca ileri geri hareket etmesine olanak verir. Beslenme sırasında dil yaklaşık dakikada 160 kere dışarı-içeri hareket eder. Bu hareketler büyük karıncayiyenin uzun ve esnek hiyoid aparatının tek kası tarafından sağlanır. Hayvan başının konumundan yararlanarak dili ile hedefine ulaşır. Tamamen dışarı çıktığında dil 45 cm. uzaklığa erişebilir ki bu kafatasından daha uzun bir mesafedir. Buccinator kasları sayesinde diline yapışmış olan besinleri kaybetmeden dili geri çeker ve dili tekrar dışarı çıkarırken ağzını büzerek besinlerin dışarı kaçmasını engeller. Dil geri çekildiğinde orofarenkste hiyoid kasları sayesinde ve ikincil damakta tutulur ve nefes almayı engellenmez. Dilin geri çekilmesine sternohiyoid kas ile hiyoglossal kasın birleşmesinden oluşan ve hyoide bağlanmayan uzun sternoglossal kas yardımcı olur.[9] Dolayısıyla dil doğrudan sternuma bağlıdır.[18]

Karıncayiyenler diğer memelilerden daha çok yutkunurlar, hatta sürekli yutkunma hareketi yaparlar denebilir.[9] dilleriyle yakaladıkları böcekler yutulmadan önce damak sayesinde ezilirler.[17] Karıncayiyenin midesinde, kuşların taşlığında olduğu gibi sertleşmiş kıvrımlar bulunur ve sert kasılmalarla midede böcekler öğütülür. Sindirim işlemine yutulan az miktarda kum ve toprak da yardımcı olur.[12] Karıncayiyenin midesi asit üretemez ve avladığı besinlerin formik asidini sindirim için kullanır.[17]

Dağılımı ve korunma durumu

Brezilya'da Pantanal'da büyük karıncayiyen.

Büyük karıncayiyen Orta ve Güney Amerika'ya özgü bir hayvandır. Honduras'tan Arjantin'in kuzeyine kadar olan bölgeye dağılmış durumdadır. Fosil kalıntıları en kuzeyde, Meksika'da Sonora'nın kuzeybatısına kadar olan bölgede bulunmuştur.[4] And Dağları'nın çok büyük bir kısmında bulunmaz[1] ve Uruguay'da da soyu tükenmiştir. Belize, Kosta Rika ve Guatemala'da da soyunun tükendiği düşünülmektedir. Tropikal yağmurormanları ve çöller[8] gibi çeşitli doğal yaşam alanlarında, hayatta kalmasını sağlayacak besin bulunduğu takdirde yaşadığı görülebilmektedir.[19]

Büyük karıncayiyen, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından bölgesel olarak soyunun tükenmesi nedeniyle korunmasız türler arasında listelenmiştir. Ayrıca Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme'nin EK II'sinde ticaretine sınırlamalar getirilmiştir.[20] Toplam popülasyonu 2000 ile 2010 yılları arasında %30 azalmıştır. 1994 yılında Brezilya'da Emas Ulusal Parkında çıkan çalı yangınları sırasında 340 kadar karıncayiyen ölmüştür.[21] Bu hayvan özellikle yavaş hareket yeteneği ve kolayca yanabilen kılları nedeniyle yangınlara karşı korumasızdır.[1]

İnsanlardan kaynaklanan tehditler arasında araç kazaları, köpekler tarafından saldırıya uğrama ve doğal yaşam alanı kaybı sayılabilir. Büyük karıncayiyen Bolivya'da hem spor amaçlı hem de eti için yaygın olarak avlanmaktadır. Kalın derisi Gran Chaco'da binicilik ekipmanları yapmak için kullanılır. Venezuela'da pençeleri için avlanır.[19] Tehlikeli bir hayvan sanıldıkları için güvenlik amaçlı olarak da öldürülürler. Aslında büyük karıncayiyenler çok sakin hayvanlardır ve rahatsız edilmedikleri sürece insana bir tehdit oluşturmazlar.[1] Ancak 2007 yılı Nisan ayında Buenos Aires yakınlarında bir hayvanat bahçesinde bir büyük karıncayiyen bakıcı Melisa Casco'ya saldırmış ve ön pençeleri ile ayaklarını ve karnını yarmıştır. Bakıcı, ayağının kesilmesi için yapılan cerrahi müdahaleden sonra ölmüştür.[22][23] Büyük karıncayiyen geniş bir alana dağılmıştır. Bazı popülasyonlar dengelidir ve Amazon ile Cerrado'da birçok koruma altına alınmış alanda bulunmaktadırlar.[19] Arjantin'in bazı eyaletlerinde resmî olarak koruma altına alınmıştır.

Davranış ve ekoloji

Kuyruğunun altında uyuyan büyük karıncayiyen.

Büyük karıncayiyen değişik doğal yaşam alanlarında bulunabilir. Brezilya'da Pantanal'da yapılan 2007 tarihili bir araştırma sonucunda bu hayvanların genellikle açık alanlarda beslendikleri ve ormanlık alanlarda dinlendikleri gözlemlenmiştir.[24] Bunun sebebi ormanlık alanların açık alanlardan serin günlerde daha sıcak, sıcak günlerde de daha serin olmasıdır.[24] Büyük karıncayiyenler hem gündüzcül hem de gececil olabilir. Pantanal'da 2006 yılında yapılan bir araştırma sonucunda büyük karıncayiyenlerin çoğunlukla gececil olduğu yani geceleri ve sabah erken saatlerde aktif oldukları ve sıcaklık arttıkça dinlenmeye çekildikleri gözlemlenmiştir. Daha serin günlerde ise aktif oldukları saatleri öne çekmekte ve gündüzcül olabilmektedirler.[25]

Büyük karıncayiyenler tipik olarak yoğun çalılıklar arasında dinlenir ancak serin günlerde uzun otlar arasında da dinlenirken görülebilirler. Uyumak için toprakta sığ bir çukur kazarlar. Hayvan uyurken kıvrılarak yatar ve kuyruğunu gövdesinin üzerine örter. Kuyruk hem vücut ısısını korumaya yarar hem de kamuflaj sağlar. Güneşli bir sabah günü rtam sıcaklığı 17 °C iken bir büyük karıncayiyenin kuyruğunu üzerine örtmeden uyuduğu gözlemlenmiştir. Bunun sebebibin güneş ışınlarından yararlanmak olduğu sanılmaktadır.[26]

Büyük karıncayiyenler iyi yüzerler ve geniş nehirleri geçebilirler.[1] Yıkandıkları gözlemlenmiştir.[27] Aynı zamanda tırmanabildikleri de gözlemlenmiştir. Besin ararken ağaçlara ve termit yuvalarına tırmanabilmektedirler. Bir bireyin ayaklarının ucunda yükselip bir ağaç dalına tutunduğu gözlemlenmiştir.[28]

Yaşam alanları

Bitki örtüsü içinde dolaşan büyük karıncayiyen.

Büyük karıncayiyenlerin içinde yaşadıkları alanların büyüklüğü bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. Brezilya'da Serra da Canastra Ulusal Parkında dişi büyük karıncayiyenlerin yaklaşsık 3,67 km²'lik alanlarda dolaştıkları gözlemlenirken erkeklerin dolaşma alanı yaklaşık 2,74 km²'dir. Brezilya'nın diğer bölgelerinde yaşam alanı büyüklüğü 9 km²'ye çıkabilmektedir. Venezuela'da yaşan büyük karıncayiyenlerin 25 km²'lik yaşam alanları olduğu kaydedilmiştir.[29] Bireyler çoğunlukla tek olarak yaşar. Ancak yavrularını emziren dişiler ve dişilere kur yapan erkekler bir arada görülür. Büyük karıncayiyenler anal bezlerinden çıkan salgılarla varlıklarını, statülerini ve cinsel durumlarını bildirirler. Aynı zamanda ağaç kabuklarına bıraktıkları iz ve idrar yoluyla da diğer bireylere varlıklarını bildirirler.[30] Birbirlerinin tükürüklerini koku yoluyla tanıyabilmektedirler.[10]

Dişiler diğer dişilere karşı, erkeklerin diğer erkeklere karşı olduğunan daha toleranslıdırlar ve bu sayede dişilerin yaşam alanları birbirleriyle daha çok örtüşür. Erkekler ise karşılaştıklarında birbirlerinin çevresinde yavaşça dönme, kovalama ve kapışma gibi saldırgan davranışlar gösterebilirler.[10] Birbirlerinin çevresinde dolanan karıncayiyenler harrr şeklinde uzun süren bağırışlar çıkarabilirler. Dövüşürken birbirlerine pençeleri ile saldırır ve yerde güreşirler.[1] Dövüşen karıncayiyenler kükreme ve böğürtü şeklinde sesler çıkarabilirler.[29] Erkeklerin yaşam alanlarını savundukları muhtemeldir.[10]

Beslenme ve doğal düşmanlar

Büyük karıncayiyen özellikle karınca ve termitlerle beslenen bir böcekçildir. Mevsimsel olarak sel alan Venezuela'nın llanos bölgeleri gibi otlak açık alanlarda karıncayiyenler termitlerin az bulunması nedeniyle çoğunlukla karınca ile beslenir.[10] Buna karşın Brezilya'da Emas Ulusal Parkında yaşayan karıncayiyenler bu bölgede yoğun olarak bulunması nedeniyle çoğunlukla termitlerle beslenirler.[31] Serra da Canastra'da ise karıncayiyenler yağmurlu mevsimde karınca, kurak mevsimde ise termitlerle beslenirler.[10]

Büyük karıncayiyenler avlarını koku yoluyla izlerler.[8] Bir yuva bulduktan sonra hayvan ön pençeleri kullanarak yuvayı açar ve uzun yapışkan dilini yuvanın içine sokarak avını toplar. Bir karıncayiyen bir yuvada beslenmek için yaklaşık bir dakikalık bir zaman geçirir ve günde 200 kadar yuva ziyaret ederek yaklaşık 30.000 birey ile beslenir.[12] Karıncayiyen bir yuvadan, asker karınca ya da termitlerin kimyasal saldırıları ya da ısırmaları nedeniyle uzaklaşmak zorunda kalabilir.[8] Bazı termit türleri güçlendirilmiş yuvaları sayesinde karıncayiyen yuvayı kazmaya çalışırken kaçabilmektedir.[31] Bu tarz savunma mekanizmaları sayesinde bir kere de tüm koloninin yem olmasının önüne geçilebilmektedir.[10]

Diğer besinleri arasında, termit yuvalarına yuvalanan kın kanatlılar ve bal arısı larvaları sayılabilir. Karıncayiyenler, üzerinde bal arısı yuvası bulunan termit yuvalarına da saldırabilmektedir.[10] Esaret altındaki karıncayiyenlere süt, yumurta, un kurdu ve öğütülmüş etten oluşan karışımlar besin olarak verilir.[32] Etrafında açık su kaynağı yoksa karıncayiyen suya ulaşmak için toprağı kazar ve böylece diğer hayvanların kullanabilmesi için su kaynağı da oluşturmuş olur.[27]

Büyük karıncayiyenler, jaguar ve pumalar tarafından avlanmaktadır. Tipik olarak tehlikeden kaçmak için seğirterek koşarlar ancak köşeye sıkıştırıldıklarında[32] arka ayakları üzerinde dikilerek saldıran hayvana ön pençeleri ile karşılık verirler.[33] Büyük karıncayiyenlerin ön pençeleri bir jaguarı öldürebilecek kadar tehlikelidir.[34]

Üreme ve ebeveynlik

Sırtında yavrusunu taşıyan dişi karıncayiyen.

Büyük karıncayiyenler yıl boyunca çiftleşebilirler.[10] Kur yapma sırasında, erkek kızgınlığa girmiş olan dişiyi takip ederek onu koklar. Erkek ve dişi çiftin aynı böcek yuvasından beslendikleri görülmüştür.[29] Çiftleşme sırasında erkek yere yan yatan dişinin üzerine çıkar. Çift üç gün bir arada kalabilir ve bu süre boyunca çeşitli sayıda çiftleşebilir.[10] Gebelik 190 gün kadar sürer[29] ve tek yavrunun doğumuyla sonlanır.[12] Yavrunun doğduğu sırada ağırlığı 1,4 kg. civarındadır.[34] Dişiler ayakta iken doğururlar.[10]

Gözleri kapalı doğan yavru altı gün geçtikten sonra gözünü açar. Anne karıncayiyen kendisine bağımlı olan yavrusunu sırtında taşır.[32] Yavrunun siyah ve beyaz çizgileri annesinin çizgileri ile bir bütün oluşturarak kamufle olmasına yardımcı olur.[12] Yavru annesi ile tiz ıslıklar sayesinde iletişim kurar ve beslenirken dilini kullanır. Üç aylık iken yavru katı besin yemeye başlar ve on aylık iken tamamen sütten kesilir. Anne, dinlenirken yavrusunu bir saat kadar temizler. Temizleme ilk üç ay boyunca yoğun olarak devam eder ve yavru dokuz aylığa erişinceye kadar devam eder, on aylık olduğunda tamamen kesilir. Bu sürecin azalması anne ile yavru arasındaki bağın azalması ile aynı zamandadır. Genç karıncayiyenler dokuz ila on aylık oldujklarında kendi başlarına yaşamaya başlarlar.[1] Büyük karıncayiyenler 2,5 ila 4 yaş arasında cinsel olgunluğa erişirler.[32]

Kültür'de yeri

Kayapo erkek çocuklarının ergenliğe geçiş töreni sırasında kullanılan büyük karıncayiyen maskı ve kaşağısı.

Amazon Havzası yerlilerinin mitolojisi ve folklorunda genellikle büyük karıncayiyen jaguarın işini bozan hilebaz arketipiyle ve uzun burnu nedeniyle de bazen de mizahi bir figür olarak yer bulur. Peru'nun Amazon ormanlarında yaşayan Şipibo Kızılderililerine ait bir masalda, büyük karıncayiyen jaguarı su altında kim daha çok nefes tutar diye iddiaya sokar. İki hayvan da postlarını çıkararak suya dalar ama hemen sudan dışarı çıkan büyük karıncayiyen jaguarın postunu çalarak jaguara kendi postunu bırakır. Bir Yaraba mitinde ise kötü canavar Ucara Güneş tarafından büyük karıncayiyene dönüştürülür. Bu mitte karıncayiyenin çok az hareket edebilen ağzına ve bunun getirdiği yüke vurgu yapılmaktadır.[35] Amazon ormanlarında yaşayan Brezilya Kızılderililerinden Kayapo halkı isim verme ve ergenliğe geçiş töreni sırasında aralarında büyük karıncayiyenin de olduğu çeşitli hayvan ve ruhların masklarını takar. Büyük karıncayiyen maskına dokunan kadınların ve bu maskı taktığı sırada tökezleyen erkeklerin öleceğine ya da önemli bir fiziksel rahatsızlık geçireceğine inanılır.[36]

Amerika kıtasının İspanyollar tarafından kolonileştirilmesi sırasında büyük karıncayiyen gösteri amacıyla Avrupa'ya götürülen yerel hayvanlardan biriydi. Başlarda Avrupalılar tüm karıncayiyenlerin dişi olduğunu ve üremek için uzun burunlarıyla çiftleştiklerini sanıyordu. Bu yanlış inanış doğabilimci Félix de Azara tarafından düzeltilmiştir.[37] 20. yüzyılda, Salvador Dalí hayalî olarak büyük karıncayiyenin "attan daha büyük boyutlara eriştiğini, aşırı derecede vahşi olduğunu, muhteşem bir kas gücüne sahip olduğunu ve çok korkutucu bir hayvan olduğunu" yazmıştır. Dalí El gran masturbador tarzı ile bir karıncayiyen deseni yapmıştır. Bu desen, insanların yaşam içindeki deneyimlerini "karıncayiyenin dilinin karıncalara sunduğu cazibe" Tamanoir[] ile kıyaslayan André Breton tarafından ex libris olarak kullanılmıştır.[38][39]

Max Fleischer tarafından 1940 yılında yapılan Ants in the Plants çizgi filminde kötü bir karıncayiyen ile savaşan bir karınca kolonisi konu alınmıştır. Tuhaf Savaş sırasında yayımlanan bu çizgi filmin Fransızların Majino Hattı'nı ima ettiği düşünülmektedir.[40] Büyük karıncayiyen B.C. adlı çizgi romanda sık sık görülen bir karakterdir. Stephen King'in Kingdom Hospital adlı televizyon dizisinde Antubis karakteri ustura keskinliğinde dişleri olan karıncayiyen benzeri bir yaratık olarak gözükür.[41]

Açıklamalar

^  Tamanoir:  « La vie est donnée à l'homme avec des séductions comparables à celles que doit offrir aux fourmis la langue du fourmilier. » "İnsana yaşam, karıncalara karıncayiyenin dilinin sunduğu cazibeye benzer baştan çıkarıcılıkla sunulmuştur." 1929 yılında André Breton tarafından Salvador Dalí'nin ilk sergisi için önsözden.

[39]

Notlar

  1. Smith, P. (2 Kasım 2007). "Giant Anteater Myrmecophaga tridactyla Linnaeus, 1758" (PDF). Fauna Paraguay.com. 26 Eylül 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2013.
  2. Gardner, A. L. (2008). Mammals of South America: Marsupials, xenarthrans, shrews, and bats. University of Chicago Press. ss. 168-75. ISBN 0-226-28240-6. OCLC 124031828.
  3. Delsuc, F.; Vizcaíno, S. F.; Douzery E. J. P. (2004). "Influence of Tertiary paleoenvironnemental changes on the diversification of South American mammals: a relaxed molecular clock study within xenarthrans". BMC Evolutionary Biology. Cilt 4. s. 11. doi:10.1186/1471-2148-4-11.
  4. Shaw C. A.; McDonald, H. G. (1987). "First Record of Giant Anteater (Xenarthra, Myrmecophagidae) in North America". Science. 236 (4798). American Association for the Advancement of Science (AAAS). ss. 186-188. doi:10.1126/science.236.4798.186. JSTOR 1698387. PMID 17789783.
  5. McDonald, H. G.; Vizcaíno, S. F.; Bargo, M. S. (2008). "Skeletal anatomy and fossil history of the Vermilingua". Vizcaíno, S. F; Loughry, W. J. (Ed.). The Biology of the Xenarthra. ss. 64-72. ISBN 978-0-8130-3165-1. OCLC 741613153.
  6. Gaudin, T. J.; Branham, D. G. (1998). "The phylogeny of the Myrmecophagidae (Mammalia, Xenarthra, Vermilingua) and the relationship of Eurotamandua to the Vermilingua". Journal of Mammalian Evolution. 5 (3). ss. 237-65. doi:10.1023/A:1020512529767.
  7. Hirschfeld, S. E. (1976). "A New Fossil Anteater (Edentata, Mammalia) from Colombia, S. A. and Evolution of the Vermilingua". Evolution. 50 (3). ss. 419-32. JSTOR 1303522.
  8. Eisenberg, J. F.; Redford, K. H. (2000). Mammals of the Neotropics: The Central Neotropics: Ecuador, Peru, Bolivia, Brazil. University of Chicago Press. ss. 92-93. ISBN 0-226-19542-2. OCLC 493329394.
  9. Naples, V. L. (1999). "Morphology, evolution and function of feeding in the giant anteater (Myrmecophaga tridactyla)". Journal of Zoology. 249 (1). ss. 19-41. doi:10.1111/j.1469-7998.1999.tb01057.x.
  10. Rodrigues, F. H. G.; Medri, Í. M.; Miranda Mourão, G. de; Camilo-Alves, C. de S. e; Mourão, G (2008). "Anteater behavior and ecology". Vizcaíno, S. F; Loughry, W. J (Ed.). The Biology of the Xenarthra. ss. 257-68. ISBN 978-0-8130-3165-1. OCLC 741613153.
  11. Caro, T.; Vanuytsel, L; Van Den Bogaert, W; Van Der Schueren, E (2009). "Contrasting coloration in terrestrial mammals". Philosophical Transactions of the Royal Society London B. 364 (1516). ss. 537-48. doi:10.1098/rstb.2008.0221. PMC 2674080$2. PMID 18990666.
  12. Naugher, K. B. (2004). "Anteaters (Myrmecophagidae)". Hutchins, M.; Kleiman, D. G; Geist, V.; McDade, M. С. (Ed.). Grzimek's Animal Life Encyclopedia. 13 (2nci bas.). Gale. ss. 171-79. ISBN 0-7876-7750-7.
  13. Orr C. M. (2005). "Knuckle-walking anteater: a convergence test of adaptation for purported knuckle-walking features of African Hominidae". American Journal of Physical Anthropology. 128 (3). ss. 639-58. doi:10.1002/ajpa.20192. PMID 15861420.
  14. Hall, B. K. (2007). Fins Into Limbs: Evolution, Development, And Transformation. University of Chicago Press. s. 304. ISBN 0-226-31337-9.
  15. Lovegrove, B. G. (1 Ağustos 2000). "The Zoogeography of Mammalian Basal Metabolic Rate". The American Naturalist. 156 (2). The University of Chicago Press. ss. 201-219; bkz. 214-215. doi:10.1086/303383. JSTOR 3079219. PMID 10856202.
  16. Endo, H.; Niizawa, Nobuharu; Komiya, Teruyuki; Kawada, Shinichiro; Kimura, Junpei; Itou, Takuya; Koie, Hiroshi; Sakai, Takeo; ve diğerleri. (2007). "Three-Dimensional CT Examination of the Mastication System in the Giant Anteater" (PDF). Zoological Science. 24 (10). ss. 1005-11. doi:10.2108/zsj.24.1005. PMID 18088164.
  17. Naples, V. (2001). "Anteaters". MacDonald, D (Ed.). The Encyclopedia of Mammals (2nci bas.). Oxford University Press. ss. 788-91. ISBN 0-7607-1969-1.
  18. Feldhamer, G. A.; ve diğerleri. (2007). Mammalogy: Adaptation, Diversity, Ecology. Johns Hopkins University Press. s. 121. ISBN 0-8018-8695-3.
  19. Aguiar, J. M.; Fonseca, G. A. B. (2008). "Conservation status of the Xenarthra". Vizcaíno, S. F; Loughry, W. J. (Ed.). The Biology of the Xenarthra. ss. 219-22. ISBN 978-0-8130-3165-1. OCLC 741613153.
  20. "CITES species database: Myrmecophaga tridactyla". Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Fauna and Flora. 9 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2013.
  21. Silveira, L.; De Almeida Jacomo, Anah Tereza; Diniz Filho, Jose Alexandre F.; Rodrigues, Flavio Henrique G.; ve diğerleri. (1999). "Impact of wildfires on the megafauna of Emas National Park, central Brazil". Oryx. 33 (2). ss. 108-14. doi:10.1046/j.1365-3008.1999.00039.x.
  22. "Argentine zookeeper dies after anteater attack". Reuters. 12 Nisan 2007.
  23. Saldırıyı yapan Ramon isimli erkek büyük karıncayiyen daha önce de saldırgan davranış göstermekteydi.Lalaurette, S. (13 Nisan 2007). "Young woman dies after attack by anteater". La Nación. 30 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2020.
  24. Mourão, G.; Medri, Í. M. (2007). "Activity of a specialized insectivorous mammal (Myrmecophaga tridactyla) in the Pantanal of Brazil". Journal of Zoology. 271 (2). ss. 187-92. doi:10.1111/j.1469-7998.2006.00198.x.
  25. Camilo-Alves, C. de S. e. P.; Miranda Mourão, G. de (2006). "Responses of a Specialized Insectivorous Mammal (Myrmecophaga tridactyla) to Variation in Ambient Temperature". Biotropica. 38 (1). ss. 52-56. doi:10.1111/j.1744-7429.2006.00106.x.
  26. Medri, Í. M.; Mourão, G. (2005). "A brief note on the sleeping habits of the giant anteater Myrmecophaga tridactyla Linnaeus (Xenarthra, Myrmecophagidae)". Revista Brasileira de Zoologia. 22 (4). ss. 1213-15. doi:10.1590/S0101-81752005000400061.
  27. Emmons, L. H.; Flores, Roly Peña; Alpirre, Sixto Angulo; Swarner, Matthew J. (2004). "Bathing Behavior of Giant Anteaters (Myrmecophaga tridactyla)". Edentata. Cilt 6. ss. 41-43. doi:10.1896/1413-4411.6.1.41.
  28. Young, R. J.; Coelho, C. M.; Wieloch, D. R. (2003). "A note on the climbing abilities of giant anteaters, Myrmecophaga tridactyla (Xenarthra , Myrmecophagidae)" (PDF). Boletim do Museu de Biologia Mello Leitão. 15 (15). ss. 41-46. 2 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2013.
  29. Shaw, J. H.; Machado-Neto, J.; Carter, T. J. (1987). "Behavior of Free-Living Giant Anteaters (Myrmecophaga tridactyla)". Biotropica. 19 (9). ss. 255-59. doi:10.2307/2388344. JSTOR 2388344.
  30. Braga, F. G.; Santos, R. E. F,; Batista, A. C. (2010). "Marking behavior of the giant anteater Myrmecophaga tridactyla (Mammalia: Myrmecophagidae) in Southern Brazil" (PDF). Sociedade Brasileira de Zoologia. 27 (1). ss. 7-12.
  31. Redford, K. H. (1985). "Feeding and food preference in captive and wild Giant anteaters (Myrmecophaga tridactyla)". Journal of Zoology. 205 (4). ss. 559-72. doi:10.1111/j.1469-7998.1985.tb03544.x.
  32. Nowak, R. M. (1999). Walker's Mammals of the World, Volume 1. Johns Hopkins University Press. ss. 155-56. ISBN 0-8018-5789-9.
  33. Vaughan, T. A.; Ryan, J. M.; Czaplewski, N. J. (2011). Mammalogy. Jones & Bartlett Learning. ss. 155-56. ISBN 978-0-7637-6299-5.
  34. "Mammals: Giant Anteater". San Diego Zoo Animal Bytes. San Diego Zoo. 4 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2013. |eser= dış bağlantı (yardım)
  35. Roe, P. G. (1982). The Cosmic Zygote: Cosmology in the Amazon Basin. Rutgers University Press. ss. 189-91. ISBN 0-8135-0896-7.
  36. Mascia-Lees, F. E (2011). A Companion to the Anthropology of the Body and Embodiment. John Wiley & Sons. ISBN 978-1-4051-8949-1.
  37. Cowie, H (2011). "Sloth bones and anteater tongues: Collecting American nature in the Hispanic world (1750–1808)". Atlantic Studies. 8 (1). ss. 5-27. doi:10.1080/14788810.2011.540864.
  38. Fanés, F. (2007). Salvador Dali: The Construction of the Image, 1925–1930. Yale University Press. s. 132. ISBN 978-0-300-09179-3.
  39. "Le tamanoir: ex-libris d'André Breton". Association Atelier André Breton. 2013.
  40. Shull, M. S.; Wilt, D. E. (2004). Doing Their Bit: Wartime American Animated Short Films, 1939–1945. McFarland. s. 98. ISBN 0-7864-1555-X.
  41. Browning, M. (2011). Stephen King on the Small Screen. Intellect Books. s. 122. ISBN 978-1-84150-412-4.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.